POLİTİKA
20 Eylül 2024 Cuma - 22:45 AK Parti’li Yılmaz: "Milletimizin bize sandıkta, ‘Bazı eksikleriniz var, bunları telafi edin’ ifadesini, sandığın dili olsa da söylese dediğimiz şeyleri biz okuduk" AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, yerel seçimlerin ardından yapılan çalışmalarla sandığın dilinin deşifre edildiğini belirterek, "Milletimizin bize sandıkta, ‘Biraz daha çalışın. Daha fazla çalışmanız gerekiyor. Bazı eksikleriniz var, bunları telafi edin’ ifadesini, sandığın dili olsa da söylese dediğimiz şeyleri biz okuduk" dedi. 31 Mart Yerel Seçimlerinde ardından ortaya çıkan sonuçları ve sebeplerinin değerlendirilmesi amacıyla il il Türkiye’yi gezen AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, 53. ziyaretini Bartın’a gerçekleştirdi. AK Parti İl Başkanlığı binası önünde Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, İl Başkanı Yaşar Arslan, belediye başkanları, parti il, ilçe, yöneticileri tarafından karşılandı. Burada partinin ana kademe yöneticileri ile toplantı yapan Yılmaz, yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerin ardından balkon konuşmasındaki, “Seçim sonuçları bizim beklediğimiz sonuçları değildir. Sebeplerini inceleyeceğiz, sandığın dilini deşifre edeceğiz, çözeceğiz, sandık bize ne diyorsa, milletimizin talimatıdır diye değerlendireceğiz. Önümüzdeki süreçte milletimizin talimatını öpüp, başımızın üstüne koyacağız. Önümüzdeki süreci daha özenle, daha dikkatle, eksiklerimizi gidererek, yöneteceğiz” ifadelerini hatırlattı. Yusuf Ziya Yılmaz, yerel seçimlerinin hemen ardından bir taraftan sandığın dilinin deşifre edilmesi amacıyla, diğer taraftan da parti için seçim sonuçlarını değerlendirme çalışmalarına başlandığını kaydetti. Karış karış 81 ili geziyor Yılmaz, seçimin hemen ardından başlattığı il ziyaretleri ile ilgili, “Ülkemizin 81 ilini 31 Mart seçimlerinden sonra karış karış ziyaret ederek, il ziyaretleri ile yerel yönetimler olarak çalışmalarımıza başladık. Bu ziyaretlerimizi iki başlıkta yürütüyoruz. Birincisi bizim kazandığımız illerde birbirine benzer illerde, bilgi paylaşımı ve istişare toplantıları yapıyoruz. Birbirine benzer illeri bir ilde topluyoruz. Bürokratları ile beraber, gerçekleştiriyoruz. Bu toplantılarımızı. Bunun dışında şuanda Bartın’da yaptığımız gibi il ziyaretlerini yapıyoruz. Şehrimizin yönetiminde etkin olan partimizin ana kademe mensupları ile istişare yapıyoruz. Bugün de 53 il olarak Bartın’ımızda sizlerle beraberiz" dedi. "Sandığın dili olsa da söylese’ denilenleri okuduk" 31 Mart 2024 Yerel Seçim sonuçlarının AK Parti’nin istediği sonuçlar olmadığını da vurgulayan Yılmaz, "31 Mart seçimlerinde ortaya çıkan sonuç bizi mutlu etmedi. İstediğimiz sonuçları alamadık. Bartın’ımızda ittifakla seçime girmiştik. İttifak ortağımız burada seçimi kazanamadı. Buna üzüldük. Partimizin kaybettiği şehirlerimiz oldu. Bizde olmadığı halde kazandığımız şehirlerimiz oldu. Kaybettiğimiz her yerde veya ülke genelindeki seçim sonuçlarıyla, milletimizin bize sandıkta, ‘Biraz daha çalışın. Daha fazla çalışmanız gerekiyor. Bazı eksikleriniz var, bunları telafi edin’ ifadesini, sandığın dili olsa da söylese dediğimiz şeyleri biz okuduk. Aile içi istişareyi yapıyoruz. Toplantımız bittikten sonra isteyen olursa, arkadaşlarımızdan tek tek görüşmeleri yapıyoruz. Bardağın dolu tarafına bakalım. Eksiğimiz vardır, ama gidermek de bizim elimizdedir. Biz başaracağız. Daha fazla çalışacağız. 31 Aralık seçimlerini, bu açıdan ‘siz biraz yavaşladınız ya, olmaz böyle şey, hızlanın bakalım şöyle biraz’ diyen milletimizin iradesinin ortaya çıktığı bir sonuz olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı. Çalışmanın 10 maddelik sonuçlarını açıkladı Yılmaz, 31 Mart Yerel Seçimlerinin sonuçları ve nedenleri konusunda akademisyenlerden sosyal bilimcilere ve sivil toplum örgütü temsilcilerine kadar birçok bilim çevresinin de katıldığı geniş bir çalışma ile gerçekleştirildiğini kaydetti. Çalışmaların tamamlandığını da ifade eden Yusuf Ziya Yılmaz, 10 maddelik sonuçları ile ilgili ise, "Bilim insanları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, sosyal bilimcileri kapsayan, çok geniş kapsamlı, çok değişik katmanlardaki bilim çevreleri çalışmalar yaptılar, bitirdiler. Bu çalışmaların hepsinde sonuçlar 10 madde. Bu 10 maddeye bakıyoruz. Aslında hepimizin konuştuğu şeyler. Sadece sıralaması farklı. Biri, ‘bana göre ekonomi daha öncelikli şeydi. Ekonomi daha iyi olsaydı. Emeklilerin maaşı, diğer sigortalıların maaşı arasında bu fark olmasaydı, bu küskünlük, bu sandığa gitmeyenler böyle olmazdı’ diyor. Bir başkası, ’Yerel yönetimlerde iyi başladık. Son zamanlarda yerel yönetimlerde biraz atalet, yavaşlama var’ diyor. Diğeri ise, ’Siyasilerimizin, parti mensuplarımızın, teşkilatlarımızın içerisinde rehavet var, daha fazla çalışmaları lazım’ diyor. Milletle olan irtibat, diyalog ve iletişimlerin de daha samimi olmak, tevazu sahibi, alçak gönüllü olmak gibi maddeler var. Toplamda 10 maddeyi buluyor. Aşağı yukarı hepimizin bildiği şeyler. Arkadaşlar, milletimiz zaten sağ duyulu. Öyle çok fazla derinliğe, felsefeler yapmaya gerek yok. Öz itibariyle, milletimiz bize, ‘Daha fazla çalışın, daha gayretli, daha samimi, daha tevazu sahibi olun, daha iyi yönetin, adaletten ayrılmayın, kararlı olun, ülkenin ihtiyaçları yönünde gayretli olun, vesayet altında kalmayın, vesayet odaklarının ülkenin geleceği ile ilgili konuda yön verici olmasına müsaade etmeyin, uluslararası politikalarda, dış politikada kararlılığınıza devam edin, ülkemizin menfaatlerini ön planda düşünün’ diyor" dedi. Açıklamalarının ardından Yılmaz, teşkilat ve yerel yöneticileriyle görüşmesine basına kapalı toplantı ve birebir görüşmelerle devam etti
20 Eylül 2024 Cuma - 20:59 Ceyhan Belediye Başkanı Aydar’a siyasi yasak getirilmesine tepki Adana’da Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar’a 2 yıl 1 ay hapis cezası verilmesi üzerine siyasi yasak getirilmesine partililer ve vatandaşlar tepki gösterdi. CHP Adana İl Başkanlığı, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar’a verilen hapis cezası ve siyaset yasağına ilişkin Ceyhan Belediyesi önünde basın açıklaması düzenledi. Ceyhanlıların yoğun katılımı ile gerçekleşen basın açıklamasına CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, Adana Milletvekilleri Orhan Sümer ve Ayhan Barut, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, CHP’li dokuz ilçe belediye başkanı, partililer ve Ceyhanlı vatandaşlar katıldı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da Kadir Aydar’ın uğradığı haksızlığa karşı koymaya devam edeceklerini belirterek söyle devam etti: "Her engelleme bizleri daha da büyütüyor. Kadir Aydar daha önce de haksız yere görevden alındı ama bir sonraki seçimde daha güçlü geldi. Mevcut hükümet kendilerinin yönettiği belediyeleri Cumhuriyet Halk Partisi kazanınca bunu kabul edemedi. Ama halk iradesini herkes kabul etmek zorunda. Bizlere yönelik olarak, ‘Bunlar topal ördek, hizmet yapamazlar’ diye yaklaştılar ama baktılar ki olağanüstü zor şartlara rağmen Cumhuriyet Halk Partili belediyeler müthiş işler yaptı. Hem halka hizmet ettiler, hem sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini verip insanları desteklediler hem de halkla ilişkileri geliştirdiler. Böylece bırakın 5 yılın sonunda kaybetmeyi, yerlerini pekiştirdiler. Kadir Aydar belediye başkanlığına ilk seçildiğinde 1 yıl içinde Ceyhan’da o kadar hayata geçirilememiş hizmetleri yaptık. Yeniden seçildiğinde de şu ana kadar çok sayıda yol ve bulvarı halkımızın hizmetine sunduk. 5 ayda Ceyhan’da bu kadar çok iş yapılması hoşlarına gitmiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün kadroları bugün Kadir Aydar’a destek için burada ve onun yanında olmaya devam edeceğiz.” Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar da, "Türkiye’nin en hızlı davasında ben siyasi yasak aldım bu bana değil, size saygısızlıktır, Ceyhanlıların 31 Mart seçimlerinde gösterdiği iradenin gasp edilmesidir. Yalan ifadelerle, değiştirilen tape kayıtları ile bir operasyon yaşadık 2019’da. Jandarmanın kriminal raporları ile bunların ortaya çıkmasının ardından başımız ak bir şekilde yolumuza devam ettik. Şimdiki fark ise ben muhalefet partisinin belediye başkanı değilim, Türkiye’nin birinci partisinin belediye başkanıyım. 5 ayda Ceyhan’ın kanayan yaralarına çare olduk, olağanüstü işler yaptık ama bir dosya açıldı" dedi. Aydar, şöyle devam etti: "Benimle ilgili dün çıkan kararda muhalif oy kullanan üye, ‘Delil yok, ispat yok. Dinlenilmeyen, yok sayılan maddi deliller var. 5 ayrı ifade var, çelişki var. Bu sanıklarla alakalı duruşma açılsın’ şerhi koyuyor. 16 günde Türkiye’nin en hızlı davası sonucunda bana siyasi yasak getiriliyor. Benim Ceyhan ile 5 yıllık kontratım var. Bana 5 yıllığına Ceyhanlılar tarafından verilen mazbatam var. Ev sahibi ve kiracı arasındaki anlaşmazlık bile en az 1 yıl sürüyor. Bana 16 günde karar verildi, hukuk bunun neresinde? Hakimler ve savcılar milletin hakim ve savcıları olmalıdır. Sizin bu verdiğiniz karar da elbet sorgulanacak. Türkiye’nin en hızlı davasında ben siyasi yasak aldım bu bana değil, size saygısızlıktır, bu bana değil, Ceyhanlıların gasp edilmesidir. Bu kararı veren hakimler, sonuna kadar hukuki anlamda mücadele edeceğim. Bu işin sonu ne olursa olsun sonuna kadar takipçisi olacağım. Bu kararı hukuki olarak vermediniz ama ben hukuktan ayrılmayacağım, adaletten ayrılmayacağım. Bu kararı veren sizlerin hukuki olarak peşinizi bırakmayacağım.”
Milli Savunma Bakanı Güler: “KKTC’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de sürdüreceğiz”
19 Eylül 2024 Perşembe - 19:01 Milli Savunma Bakanı Güler: “KKTC’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de sürdüreceğiz” Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz” dedi. Mustafa Kemal Atatürk’e “Gazi” unvanı ile “Mareşal” rütbesi verilişinin 103’üncü yıl dönümü ve 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığında tören düzenlendi. Gazi ve gazi yakınlarının katıldığı törene Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler katıldı. Gaziler için düzenlenen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Törende 2016 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesinde özel birlik operasyonu sırasında gazi olan Gazi İkmal Üsteğmen Umut Şimşek de bir konuşma gerçekleştirdi. Gazi Şimşek konuşmasında, “Türkiye Cumhuriyeti doğuşundan bugüne kadar sürekli iç ve dış tehditlere maruz kalmıştır. Bu tehditlere bugün de maalesef artarak devam ettiğini görüyoruz. Vatanımızın bölünmez bütünlüğünü milletimizin birliğini ve bekasının bozulmasına atalarımız müsaade etmediler, bizler müsaade etmiyoruz ve bizden sonraki nesiller de hiçbir zaman müsaade etmeyeceklerdir. Kan dökülerek vatan yapılan bu topraklar, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk milleti tarafından en kutsal emanet olarak sonsuza denk korunacaktır” ifadelerine yer verdi. Gazi Şimşek’in konuşmasının ardından ‘19 Eylül Gaziler Günü Konseri’ verildi. Programda konuşan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Dün 729 şehit yakını, gazi ve gazi yakınımızın kamu kurum ve kuruluşlarına atamasının yapıldığını memnuniyetle takip ettik. Bu vesileyle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş hanımefendiye ve bakanlığının seçkin personeline hassaten teşekkür etmek istiyorum. Bundan sonra da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın koordinatörlüğünde devletimizin tüm kurumlarıyla yakın bir iş birliği içerisinde, gazilerimiz ile şehit ve gazilerimizin değerli ailelerinin yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. “Bizlere vatan olan bu kutsal topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın en büyük teminatı şüphesiz ki şehitlerimiz ve siz kahraman gazilerimizsiniz” Türk milletinin köklü tarihi boyunca milli ve manevi değerlerini canı pahasına koruduğunu dile getiren Bakan Güler, kahraman Türk ordusunun bu değerleri korumak adına ’ölürsem şehit, kalırsam gazi’ düsturu ile hareket ettiğini belirterek, “Peygamber ocağı olarak da bilinen şanlı Türk ordusunun en büyük ilham ve motivasyon kaynağı, bu anlayışla büyük bir kahramanlık ve fedakarlık sergileyen şehit ve gazilerimiz olmuştur. Kahraman Gazilerimiz, sizlerin ecdadımızdan aldığınız feyzle istiklal ve istikbalimiz uğrunda gösterdiğiniz üstün cesaret ve fedakarlık tüm silah arkadaşlarınıza örnek, her bir Türk evladı için de büyük bir ilham kaynağıdır. Bugün cennet vatanımızda başımız dik, rahat ve huzur içinde yaşıyorsak, bu sizlerin sayesindedir. Bu nedenle aziz şehitlerimize ve siz kahraman gazilerimize daima minnettarız, ilelebet de minnettar kalacağız. Bin yıldır bizlere vatan olan bu kutsal topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın en büyük teminatı da şüphesiz ki şehitlerimiz ve siz kahraman gazilerimizsiniz. Şairin; ’çağırsan cepheye hiç durmaz koşar, vatan, millet, bayrak dedikçe coşar, şehit kalpte, Gazi gönülde yaşar, var olsun kahraman gaziler’ mısralarında ifade ettiği gibi, Vatan uğruna mücadelenin en büyük temsilcileri olan şehitlerimize yoldaş, şehadete aşık olan siz gazilerimizin göğsünüzü siper ederek yazdığınız kahramanlık destanları, hiçbir zaman unutulmayacak; asil milletimizin vefa dolu gönlünde sonsuza dek yaşayacaktır. Sizlerin cesaret ve fedakarlığı bize her zaman ışık tutacak ve yol gösterecektir” diye konuştu. “Azerbaycan Türkü, Karabağ’ın özgürlüğünü sağlamıştır” Programa Azerbaycan’dan gelen Gaziler de olduğunu bildiren Bakan Güler, "Azerbaycan Türkü, icra ettiği Vatan Harekatı’nda büyük bir kahramanlık destanı yazarak sinesinde kanayan bir yara olan Karabağ’ın özgürlüğünü sağlamıştır. Siz kahraman gazilerimiz ve şanlı Azerbaycan ordusunun yiğit askerleri; büyük bir azim, inanç ve cesaretle varını yoğunu ortaya koyarak bu şanlı zaferin en büyük mimarları oldunuz. Bu kapsamda Azerbaycan’ın bütünlüğü, güvenliği ve huzuru için büyük bir cesaret, kahramanlık ve fedakarlıkla mücadele ederken makamların en yücesi olan şehadet mertebesine ulaşan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyor; gazilerimize ve kıymetli ailelerine saygılarımı sunuyorum. ’Tek millet iki devlet şiarıyla’ bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kederde ve kıvançta her zaman can Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. “Ordumuzun daima güçlü ve etkin olması gerekmektedir” Uluslararası güç dengelerinin yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı, nüfuz mücadelelerinin ve jeopolitik gerginliklerin arttığı hassas bir dönemden geçtiklerini aktaran Bakan Güler, "Jeostratejik önemi yüksek ülkemiz, etrafının ateşten bir çember olduğu bu süreçte, artan risk ve tehditlere karşı çok yönlü ve etkin bir savunma ve güvenlik politikası takip etmektedir. Bu kapsamda, ülkemizin ve asil milletimizin bekasını en güçlü şekilde savunurken, pek çok bölgesel ve küresel meselenin çözümüne yönelik sergilediğimiz yapıcı ve güçlü duruşla da müzakere masalarının ve uluslararası güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi haline gelmiş durumdayız. Her geçen gün büyüyen ve güçlenen ülkemizin ulaştığı bu seviyeyi korumak, asil milletimizin huzur ve güvenliğini sağlamak için, kahraman ordumuzun da daima güçlü ve etkin olması gerekmektedir. Bu bilinçle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üstün niteliklerini artırmak için var gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Artan imkan ve kabiliyetlerimiz ve personelimizin emsalsiz kahramanlığı ile İstiklal Harbi’mizden bu yana, en yoğun ve en etkili faaliyetlerimizi icra ediyoruz. Nitekim şanlı ordumuz; pek çok ülke tarafından örnek alınan ve modern teknolojiyi haiz sistemlerle hudutlarımızı korurken, bir yandan da yurt içinde ve sınır ötesinde terörle mücadelede büyük başarılar kazanıyor, destanlar yazıyor" ifadelerini kullandı. “Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını destekliyoruz” Bakan Güler, geçmişte yürütülen ’sınırlı hedefli ve süreli’ operasyonların yerine bugün, terör tehdidinin kaynağında yok edilmesi stratejisi ile ’sürekli ve kapsamlı’ operasyonlar gerçekleştirerek terör örgütlerine büyük darbeler vurduklarını belirterek, şöyle konuştu: "Şehit ve gazilerimizin kahramanlığı ile ortaya konulan bu mücadele olmasaydı; terör örgütlerinin ülkemize ve milletimize yönelik saldırıları, daha önceden olduğu gibi devam edecek ve mevcut istikrar ortamı sağlanamayacaktı. Kimsenin şüphesi olmasın ki, huzur ve güvenliğimiz için terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir. Aynı şekilde mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi de tavizsiz bir şekilde korumaktayız. Bu çerçevede milli meselemiz olan Kıbrıs’ta da Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında bulunuyor; Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda destekliyoruz. Bu arada vurgulamak gerekir ki; provakatif eylem ve söylemlerle sürekli gerginlik çıkaranların bu tutumu kimseye bir yarar sağlamayacaktır. Çözümsüzlüğe hizmet eden bu beyhude çabalar; Ada’da sağlanan güvenlik ortamına da zarar vermektedir. Üçüncü tarafların, bölgedeki girişimlerini de yakından takip ediyor; buna yönelik kendi inisiyatiflerimizin daima hazır olduğunu belirtmek de yarar görüyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek; Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz." “Ordumuzun etkin ve güçlü olması elzemdir” Kahraman Türk ordusunun; Kafkaslardan Karadeniz’e, Ortadoğu’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Akdeniz’e kadar birçok coğrafyada barış ve istikrarın tesisine önemli katkılar sunduğunu dile getiren Bakan Güler, "Bu bölgelerin barış, huzur ve istikrarına yönelik sağladığımız katkılar kapsamında eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimizi başarıyla sürdürüyoruz. Şanlı ve köklü tarihi mirasımızdan aldığımız sorumluluk ile stratejik bakış açımızın bir yansıması olan bu faaliyetlerimiz; ülkemizin gücüne güç katmakta; aynı zamanda mazlum coğrafyaların da umudu olmaktadır. Dünyadaki etkinliğimizi sürdürmek ve bin yıldır var olduğumuz coğrafyamızdaki varlığımızı devam ettirmek için ordumuzun etkin ve güçlü olması elzemdir” dedi. “Ülkemiz artık ürettiği, tasarladığı yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ile dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir” Bakan Güler, yerli ve milli savunma sanayi ürünü silah sistemlerinin geliştirmek, ordunun etkin, caydırıcı ve saygın niteliklerini artırmak için çalıştıklarını vurgulayarak, "Bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan silah ve sistemlerimiz, operasyon sahalarında etkinliklerini kanıtlamış ve personelimizin harekat bölgesindeki gücünü artırırken, güvenlik riskini de asgari seviyeye düşürmüştür. Ülkemiz artık; ürettiği, tasarladığı ve ihraç ettiği yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ve bu alanda sahip olduğu imkan ve kabiliyetleriyle dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir " diye konuştu. “Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz” Ülkenin şu ana kadar her alanda elde ettiği bu başarıların korunması ve daha yüksek seviyelere çıkarılması, öncelikleri olduğuna işaret eden Bakan Güler, şöyle dedi: "Bu kapsamda bir asır önce İstiklal Harbi’mizi zafere ulaştırmak için en zor şartlar altında, gece gündüz demeden çalışan Bakanlığımız ve Genelkurmay karargahımız bugün de ülkemizin ulaştığı bu seviyeyi daha yukarılara taşımak için büyük bir şevk ve motivasyonla çalışmalarını sürdürmektedir. Görev ve sorumluluk alanımızla ilgili, siz kıymetli silah ve mesai arkadaşlarımın sahip olduğu yüksek nitelikleri, çalışma azmi kararlılığı ve mesai mefhumu bilmeyen gayreti; en büyük dayanak noktamızdır. Elbette ki bizlerin ve tüm arkadaşlarımızın başarıya giden bu yolda en büyük ilham kaynağı, vatanı ve milleti için canını seve seve feda eden aziz şehitlerimiz ve bu uğurda gazilik mertebesine ulaşan siz kahramanlarımızsınız. Sonuç olarak Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihi süreçte, ’Türkiye Yüzyılı’ hedeflerimiz doğrultusunda geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. Bu vesileyle Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı, yani bugün sizlerin de tanık olduğu değerleri bizlere bırakan manevi mimarlarımızı saygıyla anıyorum." “Bizi biz yapan değerlerimizi savunan kahramanlardır” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise Azerbaycan’dan gelen gazilerin de ağırlandığını belirterek, “Sizlere aslında hepimizin çok iyi bildiği, ama zaman zaman hatırlayarak hafızalarımıza kazımamız gerektiğine inandığım iki gazimizden bahsedeceğim. Bu gazilerimizden ilki Ali Aya. Çanakkale gazisi. Bir sabah kendisiyle beraber 300 kişinin çıktığı köyüne bir tek o geri döndü. Çanakkale Harbini, tarihin akışını değiştiren, destansı bir mücadeleye, bir milletin varoluş mücadelesine dönüştüren işte bu fedakarlıktı. Diğer gazimiz ise Iğdırlı Hasan Onbaşı. Birinci Dünya Savaşında işgal edilen Kudüs’te, ilk kıblemizdir, Yavuz Sultan Selim Han’ın emanetidir diyerek yarım asrı aşkın bir süre Mescid-i Aksa’yı bekleyen son Osmanlı askeriydi. Bugün Türkiye’yi, Filistin davasının en güçlü savunucusu yapan Mescid-i Aksa’yı bir emanet bilip can pahasına tutulan işte bu nöbetti. Bu anlamda gazilerimiz, özgürlük mücadelemizin yaşayan abideleridir. Her biri, gözünü kırpmadan vatanımızı, bayrağımızı, bizi biz yapan değerlerimizi savunan kahramanlardır” diye konuştu. “Sizlerin sayesinde şanlı bayrağımız ebediyen dalgalanacak” Gazilerin cesaretinin ve fedakarlığının birlik ve beraberliğin teminatı olduğunu kaydeden Bakan Göktaş, “Vatan sevgisini yaşatmanın, evlatlarımıza anlatmanın en güçlü ifadesidir. Sizlerin sayesinde şanlı bayrağımız ebediyen dalgalanacak, gelecek nesiller huzur ve güven içinde yaşayacak. Gazilerimizin gösterdiği kahramanlıkları, bize bıraktığı mirası nesilden nesle aktaracak, asla unutmayacağız. İşte bu mirası yaşatmak için Bakanlık olarak, büyük bir gayretle çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı’nda ‘Büyük Kahramanlar Ailesi’nin her bir ferdinin refahını en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Minnet ve şükran duygularımızla her daim yanınızdayız” açıklamasında bulundu. Toplu fotoğraf çekiminin ardından gaziler ve yakınları için onur yemeği verildi.
Ölmeztoprak: “6. Bölge Teşvik Destekleri” süresinin uzatılması için gayret göstereceğiz”
19 Eylül 2024 Perşembe - 17:41 Ölmeztoprak: “6. Bölge Teşvik Destekleri” süresinin uzatılması için gayret göstereceğiz” AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, KOSGEB’in kalan kredi ödemelerinin Ekim ayı içerisinde gerçekleşmesi ile 6. Bölge Teşvik Destekleri süresinin uzatılması için ellerinden gelen gayreti göstereceklerini söyledi. Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile Fırat Kalkınma Ajansı’nı (FKA) ziyaret eden AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, 6 Şubat 2023 depremleri sonrası kent genelinde başlatılan inşa ve imar çalışmalarına FKA’nın önemli bir katkı sağladığını ifade ederek, kurum bünyesinde sürdürülen bir çok konu başlığındaki projeleri yakından takip ettiklerini kaydetti. Küçük Sanayi sitesinin taşınması konusundaki çalışmaları da yakından takip ettiklerini ifade eden Milletvekili Ölmeztoprak KOSGEB’in kalan kredi ödemelerinin ise Ekim ayı içerisinde yapılmasını beklediklerini söyledi. “Elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz” Konuşmasında 6. Bölge Teşvik Destekleri süresinin uzatılması konusuna ayrı bir başlık açan Ölmeztoprak, ”6. Bölge Teşvik Destekleri süresinin yıl sonunda sona erecek olması bizleri teyakkuza geçirdi. Bu noktadaki görüşmelerimiz devam ediyor. Teşvik programı kapsamı dışına çıkarılmamız için elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz. Şehrimizdeki sosyolojik durumun görülmesi var olan yatırımcılarının tutunabilmesinin yanı sıra gerek ulusal gerek uluslararası yatırımcıları çekebilmemiz için 6. Bölge Teşvik Desteklerine ihtiyaç duyduğumuzu çok net bir şekilde ortaya koyduk ve konuyu takip ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Yerelden kalınma hamlelerimiz devam edecek” Malatya’nın yerelden kalkınma hamlelerinin devam ettiği illerden biri olma konumunu sürdüreceğini aktaran Milletvekili Ölmeztoprak, depremlerde olumsuz etkilenen Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) hızlı bir şekilde toparlandığına da dikkat çekerek, ”Malatya kalınma hamlemiz çok önemli. Teşvikler, özel sektör yatırımları çekme, ekonomik büyüme, bölgesel kalınmada yerel potansiyelimizin ne ölçüde hangi başlıklar içerisinde olduğunun tespiti önemli. Ölçe biliyorsak değerlendire biliyoruzdur, değerlendire biliyorsak büyüye biliyoruzdur. Yine Malatya’mızın büyük lojistiklerde ve antrepolarından tercih edilmesi anlamındaki çalışmaları da takip ediyoruz. Diğer taraftan tarım ve hayvancılık konularındaki başlıkları tek tek değerlendiriyoruz" diye konuştu.
Edremit Belediyesi’nde yetkili sendika yine DİSK/Genel-İş oldu
19 Eylül 2024 Perşembe - 17:29 Edremit Belediyesi’nde yetkili sendika yine DİSK/Genel-İş oldu Edremit Belediyesi’nde 10 yıldır yetkili sendika olarak faaliyet gösteren DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası, yapılan son yetki sürecinde de belediye çalışanlarının tercihi oldu. Hem belediyede kadrolu olarak görev yapan işçiler hem de Edremit Belediyesi Personel AŞ bünyesindeki işçilerin büyük kısmı, toplu iş sözleşmesi yetkisi için Genel-İş Sendikası’na destek verdi. Böylece DİSK/Genel-İş, Edremit Belediyesi’ndeki yetkili sendika unvanını bir kez daha kazandı. Yasal sürecin sonunda işçiler tarafından verilen destekle toplu sözleşme imzalama yetkisini yeniden kazanan Genel-İş Sendikası, belediyedeki örgütlülüğünü 10 yıldır kesintisiz sürdürmeyi başardı. Kadrolu işçiler ve şirket personeli elde eden sendika, işçilerin sosyal ve ekonomik haklarını savunmaya devam edecek. Sendikal eğitim programı için ilçede bulunan DİSK/Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan’da Edremit temsilcileri ile bir araya gelerek sürecini değerlendirdi. Yeni toplu sözleşme sürecinin hayırlı olmasını dileyen Çalışkan, Edremit’in önemli bir ilçe olduğunu kaydetti, sendika olarak Edremit Temsilciliği’ni faaliyete geçirdiklerini ifade etti. Genel-İş sendikası Toplu Sözleşme Daire Başkanı Faruk Saral, yetki sürecini değerlendirdi. Bazı sendikaların çeşitli oyunlarına ve aldatmacalarına rağmen belediye işçilerinin sağduyulu davrandığını ve mevcut sendikalarına sahip çıktığını belirterek, “Edremit Belediyesi personeli, emeğinin ve haklarının yanında durarak Genel-İş’e olan güvenini bir kez daha gösterdi. Bizler, işçilerimizin hem alın terinin karşılığını alması hem de sosyal ve kültürel haklarının geliştirilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
YRP lideri Erbakan: "Belediyecilik hizmetlerimiz ve teşkilat çalışmalarımızla yapılacak olan ilk seçimde hasrete son vereceğiz"
19 Eylül 2024 Perşembe - 16:30 YRP lideri Erbakan: "Belediyecilik hizmetlerimiz ve teşkilat çalışmalarımızla yapılacak olan ilk seçimde hasrete son vereceğiz" Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Paluluların merhum Necmettin Erbakan’a, milli görüşe ve Septioğlu ismine olan vefasını ortaya koyduğunu belirterek, "Palulular 31 Mart’ta üç önemli karar verdi. Milli Görüş tarihinde merhum Erbakan Hocamız, bu milletin derdi ile dertlenen ve bu bölgeye en büyük hizmetleri gerçekleştiren bir devlet adamıydı, bir siyasetçiydi. Palu kararını verdi ve iktidar yürüyüşünün meşalesi, 31 Mart’ta Palu’da yakıldı” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Elazığ’a geldi. Parti üyeleri tarafından karşılanan Erbakan, ilk olarak 31 Mayıs seçimlerinde Yeniden Refah Partisi’nin kazandığı Alacakaya ilçesine geçti. Burada esnafı ziyaret eden Genel Başkan Fatih Erbakan, ardından Alacakaya Belediyesine geçti. Burada Belediye Başkanı Zafer Altınışık tarafından karşılanan Genel Başkan Erbakan, seçimlerindeki başarılarından dolayı teşekkürlerini iletti. Daha sonra, Palu ilçesinde giden Genel Başkan Erbakan ve beraberindeki heyet, Palu Belediye Başkanı Muhammet Septioğlu, YRP Elazığ İl Başkanı Erhun Karakuş ve partililer tarafından karşılandı. Burada esnaf ziyaretlerinde bulunan Genel Başkan Erbakan, belediye binası önünde açıklamalarda bulundu. "Erbakan hocamız, bu milletin derdi ile dertlenen ve bu bölgeye en büyük hizmetleri gerçekleştiren bir devlet adamıydı" Palu ilçesinin kendisine yakışanı yaptığını dile getiren Genel Başkan Erbakan, “Palulular, merhum Erbakan Hocamıza, Milli Görüş’e ve Septioğlu ismine olan vefasını ortaya koydu. Ferasetle, basiretle doğru seçimi yaptılar. Biz de kıymetli Belediye Başkanımız Muhammet Septioğlu öncülüğünde Palu’da sizlerin bu güvenine, bu teveccühüne layık olacağız, verdiğimiz sözün arkasında duracağız. İman varsa imkan da vardır diyerek Palu’yu hak ettiği yere hep birlikte taşıyacağız. Palulular 31 Martta üç önemli karar verdi. Milli Görüş tarihinde merhum Erbakan Hocamız, bu milletin derdi ile dertlenen ve bu bölgeye en büyük hizmetleri gerçekleştiren bir devlet adamıydı, bir siyasetçiydi. Palu kararını verdi ve iktidar yürüyüşünün meşalesi, 31 Mart’ta Palu’da yakıldı. Bundan sonra iki şey yapacağız. Belediyelerimizde ahlaklı belediyeciliği, Milli Görüş belediyeciliğini uygulayarak, adaleti hakim kılarak, bereketi hakim kılarak hizmet belediyeciliğini vatandaşlarımız ile buluşturarak ve belediye başkanlığı makamını kendisini ve çevresini zengin etmek için bir ticaret makamı olarak gören değil, millete hizmet edip milletin derdine derman olması gibi anlayışla milletimizin gönlündekini daha yukarıya taşıyacağız" diye konuştu. Her daim halkın yanında olacaklarını belirten Erbakan, "Teşkilatlarımızın, teşkilat modeline uygun çalışmaları, milletimizin de içerisinde olması ve üye kayıtlarımız ile hedeflerimizi tutturarak, çalışmalarımızı yürüteceğiz. Belediyecilik hizmetlerimiz ve teşkilat çalışmalarımızla yapılacak olan ilk seçimde hasrete son vereceğiz. Milli Görüşü, Yeniden Refah Partisi’ni iktidara getireceğiz. Bu milletin yüzünü yine Milli Görüş’le, yine Refah’la güldüreceğiz. Paylaşımda adaleti sağlayacağız, yönetimde adaleti sağlayacağız, yargıda adaleti sağlayacağız. Önce ahlak ve maneviyat anlayışıyla maddi kalkınmanın yanında manevi kalkınmaya da ağırlık vereceğiz. Bununla birlikte borç, faiz, zam ve vergi ekonomisi yerine üretim, istihdam ve ihracat ekonomisini hayata geçireceğiz. Allah, yar ve yardımcımız olsun” ifadelerini kullandı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Gazilik, bir unvan olmanın ötesinde, milletimizin cesaretinin ve fedakarlığının nişanesidir"
19 Eylül 2024 Perşembe - 16:30 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Gazilik, bir unvan olmanın ötesinde, milletimizin cesaretinin ve fedakarlığının nişanesidir" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş "Gazilik, bir unvan olmanın ötesinde, milletimizin cesaretinin ve fedakarlığının nişanesidir" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Hayal Ortakları Derneği işbirliğinde düzenlenen ’WeWalk Akıllı Baston Dağıtım’ törenine katıldı. Törende konuşan Göktaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından "gazilik" unvanının Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e verildiği günün sadece bir anma günü değil, aynı zamanda gazilere duyulan derin saygı ve minnetin ifadesi olduğunu vurguladı. Bakan Göktaş, gazilerin milletin varoluş mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, "Gazilik, bir unvan olmanın ötesinde, milletimizin cesaretinin ve fedakarlığının nişanesidir" dedi. Gazilerin vatan sevgisinin ve birlik ruhunun en önemli sembolleri olduğunu ifade eden Göktaş, bu değerlerin gelecek nesillere aktarılmasının hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. Bakanlık olarak gazilere karşı olan sorumluluklarının en öncelikli hizmet alanlarından biri olduğunu belirten Göktaş, sosyal hizmetlerle gazilerin yaşam kalitesini artırmayı hedeflediklerini açıkladı. Sağlık hizmetlerine erişim kolaylığı, özel ulaşım imkanları ve istihdam destekleri gibi konularda çeşitli projeler ve çalışmalar yürüttüklerini aktaran Göktaş, "Geçtiğimiz günlerde 729 şehit yakını ve gazi için kamu kurumlarına atama gerçekleştirdik. Bu sayede kamuda istihdam edilen toplam sayıyı 50 bin 630’a yükseltmiş olduk" dedi. Etkinlikte görme engelli gazilere yönelik özel bir projeye de değinen Göktaş, Hayal Ortakları Derneği ile işbirliği yaparak akıllı bastonların takdim edileceğini söyledi. Bu projenin görme engelli gazilerin günlük yaşamlarını daha bağımsız ve güvenli hale getirmek amacıyla hayata geçirildiğini belirten Göktaş, "Bu tür projelerle gazilerimizin yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyoruz" dedi. Konuşmasında Türkiye’nin huzur içinde yaşamasının arkasında gazilerin kahramanlığının bulunduğunu söyleyen Göktaş, genç nesillerin vatan sevgisini gazilerin gösterdiği cesaretle öğreneceğini vurguladı. "Devletimiz, sizlere olan minnet borcunu her zaman ödemeye gayret edecek" diyen Göktaş, tarih boyunca özgürlüğünden ödün vermemiş bir ecdadın evladı olarak gazilere şükranlarını sundu. Göktaş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehitleri ve vefat eden gazileri rahmetle anarak, hayatta olan gazilere sağlık ve huzur diledi. "Vatan size minnettardır. Gaziler Günü’nüz kutlu olsun" diyen Bakan Göktaş, etkinliğin sonunda, "Bizler, bu anlamlı günlerde gazilerimize olan bağlılığımızı ve minnettarlığımızı bir kez daha dile getiriyoruz. Onların fedakarlıkları asla unutulmayacak" şeklinde konuştu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Anayasa’nın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak anayasa yapılmasının yanındayız”
19 Eylül 2024 Perşembe - 16:18 MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Anayasa’nın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak anayasa yapılmasının yanındayız” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Anayasa’nın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak anayasa yapılmasının yanındayız” dedi. MHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK), Devlet Bahçeli başkanlığında toplandı. Toplantının ardından Bahçeli basın açıklaması gerçekleştirdi. Türk milletinin gazi bir millet olduğunu ifade eden Bahçeli, “Gelin görün ki, terörle mücadele esnasında yaralanan, halen vücutlarında mermi ya da şarapnel parçası bulunan, mevzuattaki boşluk nedeniyle malul gazi kabul edilmeyen, üstelik sayıları 20 bini aşan kardeşimizin sessiz çığlığı hala dinmemiş, bunlara hala kulak verilmemiştir. Bu kategoride yer alan kardeşlerimiz gazilere tanınan sosyal ve ekonomik haklardan ne yazık ki istifade edememektedir. Maluliyet oranı yüzde 40’ın altında olup da gazi sayılmayan mağdur kardeşlerimizin ellerinden tutmanın, maruz kaldıkları adaletsizliğe neşter vurmanın, manen kazandıkları unvanı resmen tanımanın ve takdim etmenin zamanı gelmiştir. Gazilik müessesini daha fazla sorgulatmadan hak sahibi kardeşlerimize unvanlarının verilmesi ve şeref aylıklarının bağlanması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk gündem maddeleri arasında yerini almalıdır. Derinleşen ve sürekli genişleyen bu sosyal sorun artık çözümle buluşturulmalıdır” diye konuştu. Yunanistan Savunma Bakanı’nın gayri askeri statüde olan Meis Adası’na askeri heyetle gelerek alçakça meydan okumasının tesadüf olmadığını söyleyen Bahçeli, “Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta küresel senaryoların tatbik ve tecelli edebilmesi ancak ve ancak Türkiye’nin aczi, ataleti, kutuplaşması ve takatten düşmesiyle mümkündür. ABD’nin Irak’tan çekilme kararına rağmen bu ülkenin kuzeyine asker konuşlandırması, Suriye’nin kuzeydoğusunda yeni üsler kurup, mevcut üsleri takviye etmesi, biri inen biri kalkan kargo uçaklarıyla silah ve mühimmat yığınağını artırması, PYD/PKK/YPG’nin Türkiye’ye saldırı için hazırlık içinde olmaları gizli saklı bir şey değildir. Bu nedenle Türk milletinin ve Türk devletinin mücavir bölgelere ve küresel mütehakkim projelere müdahil olamayacak derecede iç sorunlarla boğuşması kurgulanmaktadır” dedi. Kullanılan cep telefonlarının bile riskli olduğunu söyleyen Bahçeli, “İki gün evvel Lübnan’da yaşanan İsrail kaynaklı dijital saldırı ve bu kapsamda çağrı cihazlarının uzaktan patlatılması tehdit algılarını zirveye çıkarmıştır. Doğası gereğince tarafsız olmayan teknolojik serpilme ve sıçramalar hakim güçlerin denetimi altında felaketleri mayalandırmakta, düşmanlıkları katlamaktadır. Artık hiçbir yer güvenli değildir. Artık hiçbir şey de eskisi gibi olmayacaktır. Haritaların yeni baştan çizilmesi, mahkûm ülkelerin ve mazlum toplumların sömürü çarkında daha da öğütülmesi amacıyla sıcak çatışma ve savaşların refakat ettiği masa başı cinnet ve cinayet mesaisi yoğunlaşmıştır. Kısaca temas ettiğim yüksek tehdit ve tehlikeler gittikçe mesafe alıyorken, Türkiye’mizin bayatlamış, kapanmış ve geride bırakılmış kronik tartışmaların tekraren baskı ve dayatmasına maruz bırakılması dışarıdan güdümlü şirret oyunun ara istasyonudur” şeklinde konuştu. “Kukla muhalefet, ziyan içinde olan diğer muhbir unsurlar tetikçilik ve teşrifatçılık yapmaktadır” Kara Harp Okulu’nda öğrencilerin yemin töreni hakkında da konuşan Bahçeli, “Bir kısım Kara Harp Okulu öğrencisinin kılıçları çekerek ettiği korsan yemin ve ardı sıra yaşanan cepheleşmeler huzur ve sükûnetimizi, birlik ve beraberliğimizi darboğaza itecek kadar etki yapmıştır. Aziz Atatürk etrafında palazlanan söz düelloları, milli güvenlik sorunu haline gelen sosyal medya infaz ve ifşaları, inanan-inanmayan, laik-anti laik rekabetleri, etnik ve mezhebi kışkırtmalar bilhassa küresel güçlere ve kapalı devre çalışan örgütlere ümit bağlayan muhalefet partilerinin geçim kapısı haline gelmiştir. Dışarıda bileğimizi bükemeyenler, Türkiye’nin yükselişini çekemeyenler, uyanan devi hazmedemeyenler içeride zaaflarımızı kaşımakla, rehavetimizi kollamakla, milli ve manevi güven iklimimizi zehirlemekle meşguldür. Son zamanlarda yaşananlar, ortalığa saçılan olaylar ve bunların medya aracılığıyla psikolojik harekât biçiminde servis edilmesi kesinlikle normal değildir. Milli mukavemeti kırmak için zillet içinde yuvarlanan kukla muhalefet, ziyan içinde olan diğer muhbir unsurlar tetikçilik ve teşrifatçılık yapmaktadır” ifadelerini kullandı. "Erken seçim çağrısını telaffuz etmesi akıl tutulması ve hayal tutsaklığıdır" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 31 Mart seçimlerinden sonra “Erken seçim istemeyeceğiz” şeklindeki sözlerini hatırlatan Bahçeli, “Anlaşıldığı kadarıyla CHP Genel Başkanı hayal tacirliğini, boş keseden atıp tutmayı siyaset zannedecek kadar hayatın ve hadiselerin gerçeklerinden uzaklaşmıştır. Özgür Bey’in 31 Mart seçimlerinden sonra ‘Erken seçim istemeyeceğiz’ açıklaması mıh gibi hafızalara kazınmışken, bunun üzerinden çok geçmeden 2025 yılının Kasım ayında erken seçim çağrısını telaffuz etmesi akıl tutulması ve hayal tutsaklığıdır. ‘Sandığı getirip iktidara geleceğiz’ diyen bu ayarsız zatın deli saçması vaadi ise bir litrelik rakının 140 liraya inmesinden başka bir şey değildir” dedi. “Türkiye’nin muhalefet sorunu habis ura dönmüştür” DEM Parti ve CHP’nin Türkiye’nin iç cephesini düşürmekle tembihli ve görevli olduğunu söyleyen Bahçeli, “Mavi vatana masal diyen siyasi sefalet iyice azıtmıştır. Türkiye’nin muhalefet sorunu habis ura dönmüştür. CHP’ye oy veren kardeşlerim bu patolojik yönetim anlayışına gerçekten müstahak görülmemelidir. CHP’nin altı okundan devletçiliği mora ve yeşile boyamaktan bahsedenlerin aslında kendilerine yakışan rengin pembe olduğunu buradan hatırlatmak samimi düşüncemizdir. Bu sayede bölgesel ve küresel tehditlere müsait hale gelecek olan ülkemiz gerisin geriye Sevr şartlarına sürüklenecektir. CHP yönetimine hâkim olan sadece cehalet, sadece ihanet, sadece melanettir. DEM’in ve PKK’nın bölücülük mahzeninde gönüllü esarete heveslenen bu partinin Türkiye’nin milli tezlerine sahip çıktığı, hükümranlık haklarını savunduğu görülmüş, duyulmuş şey değildir” açıklamasında bulundu. “Anayasa’nın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak anayasa yapılmasının yanındayız” Milliyetçi Hareket Partisi’ne Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili soru sormanın, bu kapsamda teste tabi tutmanın ve yoklama yapmanın hiç kimsenin hakkı, harcı ve haddi olmadığını söyleyen Bahçeli, “Kim olursa olsun, hangi mevkide bulunursa bulunsun, Anayasa’nın ilk dört maddesine şaşı bakanlar ve şaibeli tavır gösterenler bizim için yok hükmündedir, ciddiye ve muhatap alınmaya değecek hiçbir yanları da yoktur. Milliyetçi Hareket Partisi ‘dördüncü madde değişsin, diğer üç maddeye bir şey demiyoruz’ sözlerini kale olsun ama surlara gerek yok diyen mağlup ve meczup anlayışla bir ve aynı görmektedir. Özgür Bey’in bize soru sormak yerine böylesi bir bayağı ve sakat tartışmanın neden ve niçin gündemde tutulduğunu, kırılgan bir zamanda hangi niyetle polemik malzemesi yapıldığını kendisinden başlamak kaydıyla itiraf etmesi akla ve adamlığa en yatkın, en uygun seçenektir. Anayasa’nın dördüncü maddesinden hareketle ilk üç maddeyi değiştirmeye yeltenecek ve buna muvaffak olacak bir bedhahta bu dünya gözüyle müsaade etmemiz ve çanak tutmamız imkansızdır ve emel sahipleri kendilerine mutlaka çeki düzen vermekle mesuldür. Anayasa’nın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak zamanın ihtiyaçlarına dinamik ve kalıcı cevaplar verebilen anayasa yapılmasının yanındayız” şeklinde konuştu. “Narin yavrumuz 29 gündür bilinçli bir şekilde medyanın ve fırsatçı mihrakların istismar konusu yapılmıştır” Diyarbakır’da öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran hakkında konuşan Bahçeli, “Türkiye günlerdir çok acı verici iki olayla çalkanmaktadır. Bunlardan birincisi, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe köyünde sekiz yaşında hayattan kopartılan ve cansız bedeni bir dere kenarında bulunan Narin yavrumuz, diğeri de Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde dilimin söylemeye varmadığı vahşete maruz kalan Sıla bebeğin dramıdır. Bu sabilere kıyanların en ağır bedelleri ödemesi adalet ve hukuk namusudur. Milletimiz alenen işlenen insanlık suçları karşısında müteessir, öfkeli ve infial halindedir. Narin ve Sıla yavrularımız hepimizin ve herkesin yüreğine ateş düşürmüştür. Narin’i hunharca katlettiler. Allah rahmet etsin diyorum. Sıla’yı mahvettiler. Şifa bulmasından başka ne diyeceğimi de maalesef bilemiyorum. Türk adaleti canilerin yakasından mutlaka tutacak, Narin’in ölümünde parmağı olanlar, Sıla’ya kast edenler ümit ederim ki güneş yüzü görmeden kapatıldıkları karanlık hücrelerinde çürüyüp gideceklerdir. Özellikle Narin yavrumuz 29 gündür bilinçli bir şekilde medyanın ve fırsatçı mihrakların istismar konusu yapılmıştır. Jandarma ve polislerimiz devrededir. Savcılarımız görevlerinin başındadır. Devlet suçluların peşindedir” dedi.
Ankara yeni Adalet Saray’ının temel atma töreni gerçekleştirildi
19 Eylül 2024 Perşembe - 16:13 Ankara yeni Adalet Saray’ının temel atma töreni gerçekleştirildi Ankara yeni Adalet Sarayı’nın temek atma töreninde konuşan Bakan Tunç, “3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde umarım 2027’nin adli yıl açılışında Cumhurbaşkanımız ile birlikte Ankara Adalet Sarayı’nın açılışını yaparız. Adalet Sarayı’mız yeşil bir bina, yatay bir mimari ve dört ayrı blok, 14 ayrı binadan oluşuyor” dedi. Ankara yeni Adalet Sarayı’nın temek atma töreni, gerçekleşti. Düzenlenen törene Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Yenimahalle’de bulunan eski yerleşkesinde düzenlenen programda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara için büyük bir ihtiyacı giderecek olan eserin yapımında desteklerini sunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a ve emeği geçen herkese teşekkürlerini ileterek konuşmasına başladı. “Sadece yargıda değil her anımızda adaletten ayrılmamız gerekir” Cumhuriyetin doğduğu topraklara yakışır bir Adalet Sarayına kavuşmanın ilk adımını attıklarını belirten Tunç, “Adalet mülkün temelidir. Adalet insan onurunu korumak, insan haklarını savunmaktır. Adalet haklı olana hakkını vermektir. Adalet her şeyi yerli yerine koymaktır. Sadece yargıda değil her anımızda adaletten ayrılmamız gerekir. Adaletin tecellisi için de hukuk devleti şarttır. Kuvvetler ayrılığının uygulandığı bir sistem olması gerekir. Yargının da tecelli edebilmesi için ihtiyaca cevap veren kanunların olması, mevzuatın uygulanabileceği mekanların olması ve hakimleri, savcılarıyla birlikte insan unsurundaki kalitenin olmasıdır” dedi. “Ülkemizi merdiven altı duruşmaların yapıldığı günlerden bugünlere kavuşturduk” Temel kanunların tamamını yenilediklerini söyleyen Tunç, “80 yıldan bu yana uygulanan, ihtiyaçlara yanıt vermeyen mevzuatlarımızı yeniledik. Çok önemli mesafeler aldık. 22 yıl önce adliyelerimizin durumunu hepimiz hatırlıyoruz. Ülkemizi merdiven altı duruşmaların yapıldığı günlerden bugünlere kavuşturduk. Son bir haftadır yazılı basında ‘önemli olan bina değil, içinde dağıtılan adalettir’ gibi bir takım eleştiride bulunanları görüyoruz. Ancak biz mevzuatın iyileştirilmesinden, yargı reformlarından da bahsediyoruz. Ama ne yazık ki birileri bu kaliteli hizmet binalarında hakim ve savcılarımızın hizmet görmesinden ve vatandaşlarımızın bu binalarda hizmet almalarından rahatsız olanlar var. Onlar karalamaya devam etsinler biz çalışmaya devam edeceğiz. Mevzuatımızda ihtiyaç olduğu sürece değişiklik yapmaya, TBMM’ye taslak çalışmalarını göndermeye devam edeceğiz” diye konuştu. Adliyeler adaletin kapısıdır diyen Bakan Tunç şöyle konuştu: “Adaletin daha hızlı bir şekilde tesis edilmesi için bazı mahkemelerde yargılamaların uzadığının farkındayız. Yeni mahkemelerin açılması ve ilave hakim ve savcılarımızın atanması konusunda çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Bizim için adliyeler adaletin kapısıdır, adaletin tecelli ettiği mekanlardır. Bu yüzden adalet sarayları da sıradan binalar değildir. Geleceğe olan bir yatırım ve tarihe atılmış bir imzadır adalet binaları. Yargımızın vermiş olduğu hatalı kararlar konusunda düzeltmek için her türlü adım atılır ama yargımızın yıpratılmasına izin vermeyiz. Özellikle şunu belirtmek istiyorum. Özellikle son zamanlarda yargıya yönelik ağır eleştiriler var, bazı istisnai kararlardan yola çıkarak yargıyı töhmet altında bırakan açıklamalar görüyoruz. Yılda 12 milyon karar veriyor hakimler. İlk derecenin verdiği kararın istinaf ve temyizle düzeltme ihtimali varken bu tür kararlarda hemen infialler uyandırılmasının haksız olduğumu düşünüyoruz. Burada bir kasıt var. Kopyala-yapıştır yapılarak adaletin yıpratılması söz konusu. Yargımızın vermiş olduğu hatalı kararlar konusunda düzeltmek için her türlü adım atılır ama yargımızın yıpratılmasına izin vermeyiz.” “3 yıl gibi kısa bir sürede Ankara Adalet Sarayı’nın açılışını yaparız” Yeni Adalet Sarayı hakkında da konuşan Tunç, “3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde umarım 2027’nin adli yıl açılışında Sayın Cumhurbaşkanımız ile birlikte Ankara Adalet Sarayı’nın açılışını yaparız. Adalet Sarayı’mız yeşil bir bina, yatay bir mimari ve dört ayrı blok, 14 ayrı binadan oluşuyor. Yenimahalle ilçesinde yapılacak Adalet Sarayı’nda bin 382 hakim ve Cumhuriyet savcısı odası, 588 duruşma salonu, 4 bin 180 araçlık otopark ve 610 kişilik konferans salonu yer alacak. 745 bin 900 metrekare kapalı alana sahip olacak olan yeni Ankara Adalet Sarayı’nın inşaatının üç yılda tamamlanması bekleniyor” dedi. Programda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, Ankara’nın, bölgesine ve küresel meselelere yön veren bir çekim merkezi olduğunu söyledi. Ankara’yı başkentler yarışında en üst sıraya taşımak için dev yatırımları hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kurum, yeni kamu binaları, sosyal konutlarla Ankara’nın çehresini yenilediklerini ifade etti. Türkiye’nin ilk toplu konut projesi Saraçoğlu Mahallesi’nin, ihya sürecinin tüm engelleme girişimlerine rağmen tamamlandığını aktaran Kurum, "Kararlıyız. Dün olduğu gibi yarın da Ankara’mızı şanına yaraşır bir görünüme, güzelliğe kavuşturmak için yeni eserler yapmaya, yeni yatırımlar sunmaya ilk günkü aşkla, azimle, kararlılıkla devam edeceğiz" dedi. “2027’nin ilk yarısında tamamlanacak” Adalet sarayının, başkentin kalbi sayılabilecek bir alana inşa edildiğini belirten Kurum, "312 bin metrekarelik alanda yapılacak başsavcılık, hukuk, ceza ve icra binalarıyla toplam 746 bin metrekarelik inşaat alanıyla, Türkiye’nin en geniş kapalı alanına sahip adliyemiz burası olacak. Yine 588 duruşma salonu, 4 bin 180 araçlık açık ve kapalı otoparkı, yatay mimari anlayışıyla zemin artı 5 kat olarak tasarladığımız bu bina yüksek teknolojiyle, enerji verimli, yalıtımlı ve aynı zamanda iklim değişikliğine duyarlı sıfır atık binalarıyla tüm Türkiye’ye örnek olacak özelliklerle donatılmıştır. Yeni adalet sarayımızı 2027 yılının ilk yarısında tamamlayarak ülkemize, başkentimize, milletimize armağan edeceğiz” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Tekin: "5 yıldızlı otellerle yarışabilecek okullarımız var"
19 Eylül 2024 Perşembe - 16:10 Milli Eğitim Bakanı Tekin: "5 yıldızlı otellerle yarışabilecek okullarımız var" Elazığ’da yapımı tamamlanan ortaokulun açılışına katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Şu an Türkiye’de derslik başına öğrenci sayımızın ortalaması 20-22 bandında. Şu an bizim okullarımızın büyük çoğunluğu bu anlamda inşat kapasitesiyle neredeyse 5 yıldızlı otellerde yarışabilecek okullarımız var" dedi. Elazığ’da 2020 yılında meydana gelen depremin ardından ağır hasar alarak yıkımı yapılan Elazığ Ortaokulu’nun yerine iş insanı İbrahim Taşel tarafından Yeni Mahalle’ye 24 derslikli ortaokul yaptırıldı. Programları çerçevesinde Elazığ’a gelen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Elazığ İbrahim Taşel Ortaokulu’nun açılışını katıldı. Bakan Tekin’e Vali Numan Hatipoğlu, AK Parti Elazığ milletvekilleri Ejder Açıkkapı ve Prof. Dr. Erol Keleş, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, iş insanı İbrahim Taşel, siyasi parti ve STK temsilcileri, kurum müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Çok değil 2002 yılında cumhuriyetin 100. yılında o zamanki başbakanlık projesi çerçevesinde mektup yazan öğretmenlerimizin mektuplarında ki birkaç cümleyi sizlere söyleyeyim. Öğretmenimiz, ’biz de acaba 40-20 kişilik sınıflarda ders verebilecek miyiz’ demişti, neden çünkü 70-80 kişilik sınıflardan bahsediyorlar. Şu an Türkiye’de derslik başına öğrenci sayımızın ortalaması 20-22 bandında. Bu dediklerimiz 20 yıl içerisinde yapılan şeylerdir. Başka bir öğretmenimiz, ’acaba bir gün çocuklarımızın ellerini yıkayıp ihtiyaçlarını giderebilecekleri tuvaletlerin olduğu bir okulda çalışabilecek miyim’ diyor. Şu an bizim okullarımızın büyük çoğunluğu bu anlamda inşat kapasitesiyle neredeyse 5 yıldızlı otellerde yarışabilecek okullarımız var. Başka bir öğretmen, ’acaba koridorlarında farelerin cirit atmadığı okullarda bir gün çalışabilecek miyim’ diyor. Cumhurbaşkanımız bize diyor ki yaptık ama durmayacağız. Yaptığımız hizmetlerin devamını getireceğiz. Ne yaptık, fiziki kapasite ile yetinmedik 2013 yılından sonra okullarımızı teknolojik altyapılarla donatmaya başladık. Şu anda Türkiye’deki okullarımızın neredeyse tamamı fiber, hızlı ya da GSM üzerinden internet bağı olan okullarımız var. Yetmedi bu okullarımıza kamu bütçesinden internet erişim hizmeti veriyoruz. Yetmedi 625 bin dersliklerimizin tamamında etkileşimli tahta dediğimiz tahtalarımız var. Şu okulun internet altyapısı var. Bunlar ne işe yarıyor diyebilirsiniz, bu imkanlarla ders içeriği farklı dünyanın en büyük eğitim içerik ağı dediğimiz EBA platformumuz var" şeklinde konuştu. "Dersliklerin tamamında etkileşimli tahta olan dünyadaki tek ülke Türkiye’dir" Bakan Tekin, "Buradan önce bir okula gittik 1’inci sınıf öğretmenimiz çocuklara bir şey anlatıyor. Baktım ki EBA’dan görüntülü ve sesli bir eğitim görüntüsü açmış çocuklarla oynayarak öğreniyorlar. Bir tarafta müzik diğer tarafta çocuklar var yani hem altyapısı, hem erişimi, hem etkileşimli tahta hem de etkileşimli tahta ile erişebilecekleri içerikle okullarımızı donattık. Bunları ben söylemiyorum. Birleşmiş Milletlerin raporlarında var. Orada olan bilgilere göre, dersliklerin tamamında etkileşimli tahta olan dünyadaki tek ülke Türkiye’dir. Bunlar gerçekten çok önemli şeylerdir. Fiziki altyapı tamam, teknolojik altyapı tamam şimdi ise eğitim öğretim süreçlerinin içeriğini dünya standartlarına getirmektir. Bir, eğitim metodolojisi itibariyle dünyada, çağdaş olarak uygulanan metodolojiyi yeni müfredatımıza koyduk. İki, dünyada çocuklarımızın muadillerinden fazla gereksiz bilgi yüküyle yüklenmesini engelleyecek şekilde müfredatta seyreltmeler yaptık. Üç, bütün bunları yaparken de millet arada bir arada tutan geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın bu gelecek şuuruna sahip vatansever, milleti için fedakarlık yapan, millet şuuruna sahip merhametli iyi insanlar yetişmesi için çocuklarımızın bu şekilde yetişmesi için müfredatımızı bir de bu açıdan gözden geçirdik ve Türkiye yüzyılı maarif modeliyle yeni bir müfredat oluşturduk" diye konuştu. Bu müfredatın kendilerine özgü olduğunu vurgulayan Tekin, "Bize özgü derken biz bunu söylediğimizde bazı muhalifler, Türkiye’ye özgü müfredat mı olur diyor ama aynısı Finlandiya’nın müfredatını bana örnek gösteriyor. Singapur müfredatını bana örnek gösteriyor. Güney Kore’yi bana örnek gösteriyor. Güney Kore’nin kendine özgü müfredatı olduğunu kabul ediyoruz Singapur’u kabul ediyoruz fakat Türkiye’nin kendine özgü müfredatı olur mu diye bir taraftan da eleştiriyoruz. Bu çok tutarlı bir eleştiri değil arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyet’i bahsi geçen bütün devletlerin hepsinden çok daha kökü ve geçmişi sağlam geleneği olan devlet geleneğine sahiptir. Ben bunun gelecek kuşaklara aksettirilmesini Milli Eğitim Bakanlığının ana görevlerinden bir tanesi olarak görüyorum. Kim ne derse desin, bizim bakanlığımızın adı Milli Eğitim Bakanlığıdır. Çocuklarımıza bu şuuru vermek bizim ana görevlerimizden bir tanesidir. Biz de bunun için çaba sarf ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Vali Ünlü’den duygusal veda konuşması
19 Eylül 2024 Perşembe - 16:08 Vali Ünlü’den duygusal veda konuşması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan valiler kararnamesiyle "vali-mülkiye başmüfettişliği" görevine getirilen ve 13 aydır Manisa Valisi olarak görev yapan Enver Ünlü, Gaziler Günü kapsamında Orduevi Gazinosunda düzenlenen yemekte duygusal bir konuşma yaptı. Manisa Valiliği tarafından 19 Eylül Gaziler Günü kapsamında gaziler onuruna resepsiyon gerçekleştirildi. Orduevi’nde düzenlenen kabul programına Manisa Valisi Enver Ünlü, Manisa Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Can Tepedelen, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Yunusemre Kaymakamı Atilla Kantay, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, MHP Manisa İl Başkanvekili Muammer Babuş, daire müdürleri, askeri erkan, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları katıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti okundu, Manisa İl Müftüsü Şükrü Kabukçu tarafından dua edildi. Yaptığı konuşmasında gazilerin öneminden bahseden Vali Ünlü, "Vatana ve milli birliğimize kast edenlere karşı verilen bütün mücadelelerde şehadeti ve gaza ruhunu her türlü değerin üstünde tutan siz kıymetli gazilerimizin Gaziler Günü’nü tebrik ediyorum” diye konuştu. Duygusal veda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan valiler kararnamesiyle "vali-mülkiye başmüfettişliği" görevine getirilen ve 13 aydır Manisa Valisi olarak görev yapan Enver Ünlü programın sonunda duygusal bir konuşma gerçekleştirdi. Vali Ünlü, “Gaziler Günü 19 Eylül benim göreve başladığım 13. ayımın dolduğu gün, 13 ay Şehzadeler şehrinde güzel Manisa’mızda 710 yıllık bu Türk ve İslam beldesinde sizlere hizmet etmekten büyük onur duyduğumu ifade ederek şahsım, sevgili ailem adına bize gösterdiğiniz sabır, anlayış, tahammül için hepinize çok teşekkür ediyorum. Bu toprakları bize vatan kılan Saruhan Bey’imizi saygıyla, rahmetle anmadan geçen Sancak beyliği yaparak burada saltanat tecrübesi kazanan Fatih Sultan Mehmet’i çağ açıp çağ kapatan o büyük komutanı büyük sultanı Akdeniz’i Türk gölü yapan Kanuni Sultan Süleymanları burada yetişip devlet yönet kahraman şehzadeleri, Büyük devlet adamlarını da bu vesileyle saygıyla, rahmetle, minnetle anıyorum. Onların gölgesinde hizmet etmek bu güzel Şehzadeler şehrine hizmet etmek benim için büyük onurdu. Beni bu göreve layık gören başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Bakanımıza, devlet büyüklerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bir müddet sonra aranızdan ayrılacağım ama devlet memurluğu, memuriyet böyle. Ama hep kalbim burada. Çok güzel insanlar tanıdım burada. Her gittiğimiz şehirde, her gittiğimiz ilçede, kasabada, köyde, mahallede muhakkak bir şehit ailesini ya da bir kahraman gazimizi, kıymetli ailelerini bu toprakların tapusu olan aziz şehitlerimizin mübarek kabirlerini ziyaret etmeye çalıştım. Haklarınızı helal edin hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi.