POLİTİKA
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: “Örgütlü yapılarla emniyet, adalet ve istihbarat teşkilatlarının yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz”
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 17:25 Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: “Örgütlü yapılarla emniyet, adalet ve istihbarat teşkilatlarının yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz” Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, "Toplumun ifsadına ve başta aile olmak üzere toplumsal değerlerimizin içten çökertilmesine yönelik örgütlü yapılarla emniyet, adalet ve istihbarat teşkilatlarının yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıç, 16, 17 ve 18 Mayıs tarihlerinde Genel Başkan Fatih Erbakan liderliğinde Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır illerinde Yeniden Refah Partisi’nin kazandığı belediyeleri yerinde ziyaret edeceklerini belirtti. Ahlaklı belediyeciliğin başlangıcını bölge belediye başkanlarıyla birlikte vereceklerini söyleyen Kılıç, "Genel Başkanımızla birlikte ziyaret edeceğimiz üç ildeki yüksek oy oranına ulaştığımız ilçelere de aynı şekilde ziyaretlerimizi gerçekleştireceğiz. Vatandaşlarımızla buluşacağız. Vatandaşlarımızın talep, öneri ve şikayetlerini not etme imkanını bu şekilde yakalamış olacağız” dedi. “Örgütlü yapılarla emniyet, adalet ve istihbarat teşkilatlarının yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz” Başta bölücü terör örgütü PKK ve FETÖ olmak üzere her türlü terör yapılanmaları, organize suç örgütleri, uyuşturucu kartelleri ve irili ufaklı örgütlerle mücadelede devlet birimlerinin yanında olduklarını söyleyen Kılıç, “Toplumun ifsadına ve başta aile olmak üzere toplumsal değerlerimizin içten çökertilmesine yönelik örgütlü yapılarla emniyet, adalet ve istihbarat teşkilatlarının yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz. Adı, sanı, faaliyet alanı ne olursa olsun hiçbir yapılanma Türkiye Cumhuriyeti müesseselerinden daha güçlü ve dokunulamaz değildir. İllegal faaliyetlerle mücadele halinde olan emniyet ve adalet teşkilatlarımıza güveniyoruz. Güvenimizi sonuna kadar korumak istiyoruz” şeklinde konuştu. “Türkiye tarım ve hayvancılıkta yeniden kendi kendine yeten bir ülke olmak zorundadır” Dünya Çiftçiler Günü’nü geride bıraktıklarını hatırlatan Kılıç, “Bu özel günde çiftçilerimize güzel haberler verilmesini bekledik ama maalesef olmadı. Türkiye tarım ve hayvancılıkta yeniden kendi kendine yeten bir ülke olmak, hatta nitelikli ve işlenmiş tarım ürünleri ihracatını arttıran bir ülke olmak zorundadır. Tarım ve hayvancılıkta verimliliği artırmadan gıda enflasyonunu dizginlemek mümkün değildir. Köylünün acil ihtiyacı mazot, gübre, tohum ve zirai ilaç giderlerine devletimizin ortak olmasıdır. Çiftçinin üretim maliyeti düşürülmeden tüketicinin gıda enflasyonu düşürülemez. Yaş çay kilogram fiyatı destekleme rakamıyla birlikte 19 lira olarak açıklandı. Bu rakam üreticinin beklentisini karşılamaktan uzaktır. Geçen sene Rize’de bir kilo yaş çay ile iki buçuk ekmek alınabilirken, bu sene bir kilo yaş çay ile bir buçuk ekmek alınabilmektedir” açıklamasında bulundu. Kılıç, hükümetten beklentilerinin yaş çay alım fiyatının satın alma gücü bakımından 2023 rakamına çıkarılması olduğunu sözlerine ekledi. “Staj ve çıraklık mağdurları için de adalet arayışlarını desteklemeye devam ediyoruz” Ekonomide yaşanan kaynak sıkıntısının farkında olduklarını ve bununla birlikte emeklilikte adalet arayanlarının da yanında durduklarını vurgulayan Kılıç, “EYT sorunu çözülürken kademeli geçiş göz ardı edildiğinden, yaşanan adaletsizliğin verdiğimiz kanun teklifi doğrultusunda çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz. Aynı şekilde staj ve çıraklık mağdurları için de adalet arayışlarını desteklemeye devam ediyoruz. Staj ve çıraklık mağdurlarıyla kademeli emeklilik bekleyen vatandaşlarımızın sorunlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantılarıyla gündemde tutan Konya Milletvekilimiz Sayın Ali Yüksel’e de bu vesileyle teşekkürlerimizi ifade ediyoruz" dedi. “Tasarruf tedbirlerini Yeniden Refah Partisi olarak ilkesel olarak destekliyoruz” Hükümet tarafından kamuda tasarruf önlemleri paketinin kamuoyuna duyurulduğunu hatırlatan Kılıç, “Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından açıklanan tasarruf tedbirlerini Yeniden Refah Partisi olarak ilkesel olarak destekliyoruz. Ancak araç kiralama sözleşmeleriyle işçi ve memurların minibüs ve otobüs servisleriyle yapılacak tasarruftan beklenen faydanın sağlanması mümkün değildir. Türkiye’nin tasarruf ihtiyacı 100-200 milyar lira değil, çok daha fazlasıdır. Bunun için de kara deliklerin kapatılması kaçınılmazdır. Vergi af ve muafiyetleri ile yap-işlet-devret projelerin mercek altına alınması halinde tasarruf paketinin tümünden daha fazla tasarruf yapılacağı açıkça ortadadır. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’e bu anlamda açık çağrıda bulunuyoruz. İşçi ve memur servislerini kaldırmakla bu paket amacına ulaşmaz. Asıl olan esas kayıp ve kaçakları tespit etmek, önlemek, önüne geçmek ve kamuda gerçek tasarrufu kaynağında yapabilmektir” ifadelerini kullandı.
SBB Meclisi 44 maddeyi karara bağladı
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 17:20 SBB Meclisi 44 maddeyi karara bağladı Samsun Büyükşehir Belediye (SBB) Meclisi, komisyonlardan gelen 44 maddeyi karara bağladı. SBB Meclisi Mayıs Ayı Son Oturumu, Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk başkanlığında yapıldı. Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda yapılan toplantıda, ilgili komisyonlardan havale edilen 44 maddenin tamamı kabul edildi. Mecliste görüşülen maddeler arasında “Belediye bünyesince yürütülen yatırım veya projelerin finansmanı için İller Bankası A.Ş.’den, diğer bankalardan veya kredi veren kuruluşlardan 1 miyar 685 milyon 846 bin TL kredi kullanım yetkisi teklifi" tartışıldı. CHP grubu, belediyenin son aylardaki toplantılarda devamlı kredi kullanım yetkisi aldığını belirterek, teklife karşı çıktı. Belediyenin borç yükünün SASKİ ile birlikte 15 milyar TL’ye çıktığını ifade eden CHP Grup Başkanvekili Atilla Tekcan, “Geçen ay 600 milyon lira geçen ay bir borçlanma geldi. Toplam 13 küsur milyar TL borçlanmamız vardı. Bununla beraber yani 15 milyara doğru gidiyor. İller Bankası nakdi teminat mektubu olarak veriyor. Teminat mektubunda yüzde 1,5 aylık komisyon alıyor. Bu mektupla aylık 4,5-5,5 civarında aylık faizle kredi kullanıyorsunuz. Bu kredinin şu anda bize maliyeti aylık 110 milyon TL. Önceki borçlanmalarını beraber topladığımızda en iyimser bir şekilde ayda 300 milyon lira Samsun Büyükşehir Belediyesi faiz yükümlülüğüne kur farklarıyla beraber muhatap olmuş olacak. Kesin hesapta da görüldü 5 milyar TL bütçe ile 2023 yılını devirdik. 2024 yılında da 8 milyar küsur gelir tahakkuku var. Bunun yüzde 40’ı personel gideri olacak. Bütçeden yatırıma yüzde 20-30 gibi bir kısım kalacak. Ekonominin, faizlerin yükseldiği dönemde kredi kullanımı pek akıllıca görünmüyor. İdarenin bu konuda hızlı hareke ettiğini düşünüyorum. 8 milyarlık gelirin olduğu yerde 15 milyar TL’lik borcu kaç yılda eriteceğiz. Bu borç yönetimi konusunun tekrar düşünmesi gerektiğini söylüyorum” dedi. Madde, CHP’nin ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildi. 2023 mali yılı bütçe kesin hesabının gelirine ‘oy birliği’, giderine ise ‘oy çokluğu’ Görüşülen maddeler arasında 2023 mali yılı bütçe kesin hesabı da yer aldı. 2023 yılında tahsil edilen gelirlerin toplamı 4 milyar 948 milyon TL. Bunun 37,7 milyon TL’si vergi gelirleri, 440 milyon TL’si teşebbüs ve mülkiyet gelirleri, 142 milyon TL’si özel gelirler, 4 milyar 60 milyon TL’si diğer gelirler ile 266 milyon TL’si de sermaye geliri. 2023 gider bütçesi ise 6 milyar 587 milyon TL. Borçlanmada 2023 yılı iç borçlanma 3 milyar 127 milyon TL, ödenen miktar 722 milyon TL (2 milyar 404 milyon TL bütçe açığı), dış borçlanma (ilave olarak olumsuz kur farkı ile) aynı yıl 996 milyon TL ve ödenen miktar da 217 milyon TL (779 milyon TL bütçe açığı). Öte yandan 2023 mali yılı likidite amaçlı tutulan nakit, mevduat ve menkul kıymetlerdeki değişiklik de (eksi) 956 milyon TL olmak üzere toplam borçlanma 2 milyar 226 milyon TL olarak kayıtlara geçti. 2023 mali yılı bütçe kesin hesabının gelir kısmı oy birliğiyle, gider kısmı da oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.
Sivas Valisi Şimşek: "Muhtarlarımız kuşkusuz, devlet millet bütünleşmesinin en bariz göstergesidir"
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 16:46 Sivas Valisi Şimşek: "Muhtarlarımız kuşkusuz, devlet millet bütünleşmesinin en bariz göstergesidir" Sivas’ta, 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen Mahalli İdareler Seçimlerini kazanarak mazbataları alan mahalle ve merkez köy muhtarları ile ilk toplantı yapıldı. Sivas’ta, 31 Mart seçimlerini kazanan muhtarlarla ilk toplantı yapıldı. Sivas Valiliği Ek Bina Konferans Salonunda Sivas Valisi Yılmaz Şimşek başkanlığında yapılan toplantıya mahalle ve merkez köy muhtarlarının yanı sıra Vali Yardımcıları, İl Emniyet Müdürü Burhan Akçay, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Muhammet Sevinç, İl Genel Meclis Başkanı Mehmet Şarkışla, Belediye Başkan Yardımcısı Ramazan Baker ile kurum müdürleri katıldı Toplantıda muhtarlara hitap eden Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, 31 Mart seçimlerini kazanan muhtarları tebrik ederek sözlerine başladı. Devlete açılan ilk kapının muhtarlık olduğunu ifade eden Vali Şimşek “Devlete açılan ilk kapı olan Muhtarlık, aynı zamanda devletin de vatandaşa açılan ilk penceresi, gözü ve kulağıdır. Muhtarlarımız, devletimiz tarafından ortaya konulan politikaların, projelerin hayata geçmesinde ve halka anlatılmasında bizim en güçlü elimizdir. Muhtarlarımız kuşkusuz, devlet millet bütünleşmesinin de en bariz göstergesidir. Halka en yakın seçilmiş yönetim birimi olan muhtar, devletin güler yüzü, mahallinde yaşanan müşküllerle ilgili devletin en çabuk ve dolaysız bilgi kaynağıdır. Vatandaşlarımızın talep ve beklentilerini ilk ağızdan dinleyen sizler, ihtiyaçların yerine getirilmesi hususunda kurumlarımızla da iş birliği içerisinde çalışmakta, halkımız arasındaki en somut, en canlı bağları kurmaktasınız” dedi. “Her konuda sizlerin yanındayız” Muhtarlarla her konuda iş birliği içerisinde olduklarını vurgulayan Vali Şimşek “Bilindiği üzere mahalle ve köy ziyaretlerimizde sizlerle zaman zaman bir araya geliyor, okul, cami, sağlık ocağı gibi yerleri birlikte inceliyoruz. İstirhamımız ise buralarla bağınızı güçlü tutmanız ve tüm süreçlere hâkim olmanızdır. Sosyal devlet anlayışı gereği mahallenizde bilmemiz gereken hususlarda varsa bizleri bilgilendirme ve yönlendirmeyi de unutmayınız. Bu konuda Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımız, Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğümüz ile iletişim halinde olmanız daha sağlıklı bir toplum yapısına vesile olacaktır. Diğer yandan bulunduğunuz mahallin güvenliği ve huzuru konusunda da sizlere çok iş düştüğünü vurgulamak isterim. Bu doğrultuda gördüğünüz riskli durumları güvenlik güçlerimizle paylaşmanız büyük önem arz edecektir. Bizler de İdare ve Denetim Müdürlüğümüz ile sizlere her konuda destek olmaya, işbirliği içerisinde çalışmaya devam edeceğiz. Gerek bugünkü eğitimlerin ve gerekse de sizlerden gelen taleplerin bu noktada önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. “Kamuda tasarruf tedbirlerine riayet edin” Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan kamuda tasarruf konusuna muhtarlarında riayet etmesini isteyen Vali Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü, “Son olarak özellikle vurgulamak istediğim konunun da tasarruf tedbirleri olduğunu belirtmeliyim. Bildiğiniz üzere Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek kamuda tasarruf tedbirlerinin ayrıntılarını madde madde kamuoyuna açıkladı. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi sonrası göreve başlamanızın ardından özellikle bu tedbirlere iltizam göstereceğinize, her vatandaşlarımızın sesi, devletimizin ise uzanan eli olacağınıza yürekten inanıyorum” dedi. Vali Yılmaz Şimşek’in konuşmasının ardından İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şakir Öner Öztürk, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Şarkışla, Belediye Başkan Yardımcısı Ramazan Baker’de söz alarak muhtarlara hitap etti. Programda muhtarlar da söz alarak mahalle ve köylerindeki sorunlar hakkında bilgi verdi.
Sıfır Atık Projesi’ne AKDENİZ-PA Ödülü
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 16:27 Sıfır Atık Projesi’ne AKDENİZ-PA Ödülü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde sürdürülen Sıfır Atık Projesi, Akdeniz Parlamenter Asamblesi (AKDENİZ-PA) Ödülü’ne layık görüldü. Portekiz’de düzenlenen törende ödülü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde 2017 yılında başlatılan ‘Sıfır Atık Projesi’, başarısı ile dünya çapında ödül almaya devam ediyor. Atık üretimini azaltarak, geri dönüşümü teşvik eden ve doğal kaynakları koruyarak daha temiz, daha gelişmiş ve sürdürülebilir bir Türkiye oluşturmaya yönelik çalışmalarıyla adından söz ettiren ‘Sıfır Atık Projesi, son olarak Avrupa-Akdeniz ve Körfez bölgelerinin barış ve refahına katkıda bulunan projelere verilen Akdeniz Parlamenter Asamblesi (AKDENİZ-PA) Ödülü’ne değer görüldü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan adına ödülü Portekiz’in Braga şehrinde düzenlenen törenle aldı. Forum Braga Konferans Salonu’nda düzenlenen törende PAM Genel Sekreteri Sergio Piazzi’nin elinden ödülü alan Bakan Özhaseki, Türkiye olarak Akdeniz Parlamenter Asamblesi’ne taraf olmaktan ve katkı sağlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bakan Özhaseki yaptığı konuşmada, Sıfır Atık Hareketi’nin bütün dünyanın örnek aldığı bir çevre hareketi ve ekonomik döngü modeli haline geldiğini belirtti. “Toplanan atıklar sayesinde 185 milyar TL ekonomik kazanç sağlandı” Sıfır Atık Hareketi’nin hem çevreyi koruduğuna hem de israfı önlediğine dikkat çeken Bakan Özhaseki, “Hayatımızın her alanında ortaya çıkan atıkları dönüştürüp ekonomiye kazandırıyoruz. Toplanan atıklar sayesinde 185 milyar TL ekonomik kazanç sağlandı. 498 milyon ağaç kurtarıldı. Deniz kirliliğiyle mücadele için oluşturduğumuz Sıfır Atık Mavi Hareketimizle de 7,8 milyon ton plastik atığın geri dönüşümünü sağladık” ifadelerini kullandı. 30 Mart gününün Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edilerek tüm dünyada kutlandığını belirten Bakan Özhaseki, şunları kaydetti: “Sıfır Atık Projesi, döngüsel ekonomiye katkıları dolayısıyla Türkiye’nin dünyaya kazandırdığı bir marka oldu. Bugün küresel iklimimizde yaşanan değişikliklerle ilgili nereye gittiğimizi sorgulamamız ve ortak evimiz dünyamızın geleceğini koruyarak kurtarmamız şarttır. Aksi takdirde gelecek kuşaklara kötü bir miras bırakmış olacağız. Bugün aldığımız ödül, Türk milleti olarak bu gidişe ‘dur’ demek için attığımız güçlü bir adımın sonucudur. Ödülümüzü Cumhurbaşkanımız ve Sıfır Atık Hareketi’nin öncüsü Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi adına alıyor, kendilerine katkılarından dolayı sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum.” Konuşmasının sonunda İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına da vurgu yapan Özhaseki, dünyaya bir çağrıda bulundu. Bakan Özhaseki, “Şu anda Akdeniz’in doğusunda bir soykırım yaşanıyor. Eşi benzeri hiç görülmemiş bir vahşet işleniyor. Kadınlar, çocuklar, gazeteciler öldürülüyor. Hastaneler bombalanıyor ve insanlık alemi basit çıkar hesaplarıyla sadece seyrediyor. Sizden tek istediğimiz insani ve vicdani bir duruş. İnsanlık adına sadece ‘ateşkes’ deyin. ‘İnsanlar, kadınlar, çocuklar yaşasın’ deyin ve dünya huzur bulsun” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum”
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 16:19 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) İkiz Kuleler’de gerçekleşen genel kurulunda konuştu. TOBB’un 80’inci genel kurulunun hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, ”Bu güzel atmosferde bizleri bir araya getiren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’mizin değerli yönetimine teşekkür ediyorum. Burada Türkiye için çarpan vatanperver yürekler var. Burada Türkiye için üreten, istihdam oluşturan girişimci ruhlar var. Burada milletimizin istikbali için çalışan, ter döken inanmış gönüller var. Burada Türkiye yüzyılının inşası yolunda hiçbir fedakarlıktan kaçmayan millet ve memleket sevdalısı yol arkadaşlarım var” dedi. Türkiye’nin ve Türk ekonomisinin kalbinin bugün bu salonda attığını söyleyen Erdoğan, “Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar TOBB çatısı altında ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine, güçlenmesine destek olan her bir kardeşime şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. TOBB üyesi olup da Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş iş dünyamızın kıymetli temsilcilerini rahmetle yad ediyorum milletin emanetini taşıyan bir siyasetçi olarak” diye konuştu. Türk ekonomisinin nabzının attığı TOBB Genel Kurullarına iştirak etmeye her zaman önem verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sizlerin burada dile getirdiği yapıcı eleştirilerden faydalanmaya gayret ettim. Dünyayı takip eden, vizyoner ve ufuk sahibi siz kardeşlerimin katkılarının bizim nazarımızda daima özel bir yeri oldu. Meselelerimizi sizlerle konuştuk, sorunlarımıza ortak akılla çözüm aradık. Engelleri sırt sırta vererek birlikte aştık. Siz bize yol gösterdiniz, yoldaşlık ettiniz. Zor zamanlarımızda yanımızda durdunuz. Özellikle son dönemde oda ve borsalarımızın kapasiteleri müthiş arttı. Dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk üç oda sisteminden biri haline geldiniz. Biz de bu süreçte size daima destek olduk. Hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmeniz için önünüzü açtık. Geçen sene milletimizin 60 yıldır içinde bir ukde olarak kalan Türk otomobili Togg’u birlikte hayata geçirdik. Bugün yollarımızı aşındıran binlerce Togg’da kardeşlerimin desteği ve emeği bulunuyor. Çeşitli sabotaj girişimlerine rağmen Türkiye’ye kazandırdığımız Togg’un ne kadar stratejik bir hamle olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor” değerlendirmesini yaptı. "Yerli ve milli markamız Togg ile hızla gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik" Elektrikli araç piyasasının son bir sene içerisinde çok büyük bir ivme yakaladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Uzak Doğu ülkelerinin piyasaya agresif bir şekilde girdiklerini görüyoruz. Uzun yıllar sonra bu defa treni ve trendi kaçırmadık. Yerli ve milli markamız Togg ile hızla gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik. O dönem sadece mali zorluklarla mücadele etmedik. Daha ziyade zihinlere kazınmış, öğrenilmiş çaresizlikle mücadele ettik. Daha emekleme safhasından itibaren projenin kolunu, bacağını kırmak için çok uğraştılar. Fabrikasından tasarımına kadar her şeyi eleştiri konusu yaparak projeyi itibarsız hale getirmek için her yolu denediler. Bugün milli savaş uçağımız Kaan’la ilgili neler söyleniyorsa, insansız hava araçlarımıza ve üreticilerine hangi iftiralar atılıyorsa, Türkiye’yi ekonomide bir üst lige taşıyacak hamleleri baltalamak için kimler devreye giriyorsa hepsine ve daha fazlasına elektrikli araç imalat sürecinde şahitlik ettik. Ama biz bunların hiçbirine kulak asmadık. Başkaları yapıyorsa biz niçin yapmayalım dedik. Başkaları üretebiliyorsa, biz niçin üretmeyelim dedik. Sizlerin de gayretleriyle elektrikli araç teknolojisinde dünyadaki birçok ülkeye göre yerimizi çok önceden aldık. Bundan sonra da ülkemizin diğer projelerinde sizlerle birlikte çalışmaya, birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. TOBB mensuplarımızla en son geçen yıl 28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra bir araya gelmiş ve hasbihal etmiştik” açıklamasını yaptı. "İnşallah 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz, bundan sonra milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz" Bugünkü genel kurulu da 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ni müteakiben gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, son bir sene içinde ardı ardına yaşanan üç seçimin iş dünyasını yorduğunu, 2023 yılının Türkiye ekonomisi açısından çok meşakkatli bir yıl olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Ülkemiz maalesef seçim atmosferinden bir türlü kurtulamadı. Yine bu dönemde başta Gazze krizi olmak üzere bölgemizde ülkemizi de doğrudan etkileyen çatışmalar patlak verdi. Tek başına seçim gündeminin bile bürokrasiyi, yatırımları, iş dünyamızın gelecek planlarını yavaşlattığı hakikattir. 31 Mart seçimlerinin de geride bırakılmasıyla inşallah 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bundan sonra asıl meselelere daha fazla odaklanabilecek, milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz. Küresel ekonominin son 5-6 yıldır fırtınalı sulardan geçtiğini zaten sizler de biliyorsunuz. Salgının çok önce başlayan belirsizlik iklimi, Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer bölgesel çatışmalarla daha da keskinleşti. Dünyada son 50-60 yılın zirvelerine çıkan enflasyon, atılan tüm adımlara rağmen ekonomiler için endişe olmayı sürdürüyor” dedi. Amerika ve Avrupa Merkez Bankaları’nın enflasyonun ateşinin ne zaman düşeceğine dair halen net bir tarih veremediğine dikkat çeken Erdoğan şunları kaydetti: “Türkiye olarak küresel ekonominin genel seyrinden ve bölgemizdeki krizlerden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz. Tabii biz tüm bu dış faktörlerin yanı sıra 6 Şubat tarihinde ekonomimize maliyeti 104 milyar dolara ulaşan asrın felaketini de yaşamış bir ülkeyiz. 6 Şubat’ta 53 bini aşkın insanımız hayatını kaybederken, 115 bin ticarethanenin aralarında olduğu 850 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hale geldi. Deprem bölgesinden gelen oda ve borsa başkanlarımız ne kadar devasa bir yıkımla karşı karşıya kaldığımızı çok daha iyi bilirler. Depremzede illerimizin toparlanması için verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi de yine bu arkadaşlarımızdır.” "Ekonomi programımızın neticelerini çeşit alanlarda görmeye başladık" 28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra ekonomide güçlü bir ekip kurduklarını dile getiren Erdoğan, ardından Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı ile gelecek 5 yıla ait yol haritasını belirlediklerini ifade etti. Son 11 aydır da bu yol haritasını harfiyen uyguladıklarını belirten Erdoğan, “Mahalli İdareler Seçimleri’nde pek çok eleştiriyi göğüsleme, hatta sandıkta bedel ödeme pahasına kararlı duruşumuzu esnetmedik. Vaatlerin havada uçuştuğu bu dönemde popülizme meyil etmedik. Daha önce de söyledim. Şahsi ikbalimiz için ülkemize ve milletimize ilave yük oluşturacak hiçbir adım atmadık. Bundan sonra da atmayacağız. Hükümetimizin 31 Mart seçim sürecinde sergilediği özverili tavrın değeri inanıyoruz ki gelecekte daha iyi anlaşılacaktır. Bugün bize serzenişte bulunanlar, inşallah yarın hayır dua edeceklerdir. Togg ile ve iş dünyamızın tüm kesimleriyle geliştirdiğimiz yakın diyaloğun ekonomiye de olumlu yansıdığını görüyoruz. Ekonomi programımızın neticelerini çeşit alanlarda görmeye başladık. Geçen seneyi yüzde 4,5 gibi tahminlerimizin de üzerinde bir büyümeyle kapattık. Bu oranla Avrupa’da bir 1’nci, OECD ülkelerinde 2’nci, G-20’de ise 4’üncü olduk. 2023 yılında milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolara, kişi başına gelir ise 13 bin 110 dolara çıktı. Dış talepteki zayıf görünüme ve depremin etkilerine rağmen ihracatta 255,4 milyar dolara ulaşarak cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Turist sayısı yıllık yüzde 11,1 artışla 57,1 milyonu, turizm geliri ise yüzde 16,9 artışla 54,3 milyar doları buldu” dedi. "İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi" Tüm zamanların en iyi turizm performansının elde edildiğini söyleyen Erdoğan, 2024 yılında hedefin 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar turizm gelirini yakalamak olduğunu bildirdi. Erdoğan, “Bu rakamlara ulaşma konusunda ümit varız. Turizmde yılın ilk üç ayını rekorlarla tamamladık. 9 milyonu aşan ziyaretçi sayımızla yaklaşık 9 milyar dolar turizm geliri elde ettik. İlk 3 aylık rakamlara baktığımızda 2024 yılı turizm hedeflerimizle uyumlu gittiğimiz görünüyor. Bizim için hayati önemi haiz bir diğer başlık istihdamdır. Vatandaşımızın işini,, aşını koruması temel prensibimizdir. Ekonomimiz istihdam oluşturmaya devam ediyor. Mart ayında istihdam 32,6 milyon kişiye ulaşırken, işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi. Burada yakaladığımız istikrarı inşallah perçinleyerek sürdüreceğiz. İş gücü piyasamızda ortaya çıkan arz talep dengesizliğini de mutlaka gidereceğiz. Genç işsizliğin yüksek seyrettiği bir ortamda özel sektörümüzün personel bulamamaktan şikayet etmesi, ortada bir sorun olduğunu göstermektedir” diye konuştu. "İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek, nitelikli istihdamı yönelik politikalara ağırlık vereceğiz" “Özel sektörümüz, eleman eksikliğinden dolayı işlerini büyütemez. Hatta daralmaya giderken istihdam kapısı olarak devlete yüklenilmesi vahim bir hatadır“ diyen Erdoğan, ”Sosyolojik kökleri de olan bu yanlıştan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Siyasetten önce rızkını hem işçi olarak hem de ticaret yaparak kazanmış bir kardeşinizim. Rızkın onda dokuzunun ticarette olduğu müjdesine kendi şahsi hayatımda bizzat şahitlik ettik. Gençlerimizin ticarete, sanata, spora, sanatkarlığa, memurluk dışında farklı alanlara yönelmesini her zaman tavsiye ettim. Aynı kanaatimi bugün de koruyorum. Bu konuda mesleki eğitim ve yüksek öğretim başta olmak üzere nerede sorun üreten bir alan varsa hep beraber çözüme kavuşturacağız. İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek, nitelikli istihdamı yönelik politikalara ağırlık vereceğiz. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında güçlü bir hikayeye sahip. Ülkemizin risk primi giderek düşüyor. Bu düşüş sayesinde iş dünyamızın dış finansmana erişim koşulları da iyileşiyor” dedi. Geçen yıl mayıs ayında 97,1 milyar dolar olan rezervlerin bugün 127 milyar dolar seviyesine yükseldiğini ifade eden Erdoğan, Orta Vadeli Programı güçlendirecek kritik adımlar attıklarını vurgulayarak, ”Mali disiplini sürdürerek para politikamızın etkinliğini arttıracak ve enflasyonla mücadeleye güçlü destek vereceğiz. Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz var. Kamuda harcama kontrol ve kesintileriyle tasarrufları artırıyoruz. Bütçedeki yatırım ödeneklerini gıda, tarım, yeşil ve dijital dönüşüm gibi öncelikli alanlara yönlendireceğiz. Ayrıca yapısal reformları hızlandırıyoruz. Şu gerçeği hepimizin kabullenmesi gerekiyor. Türkiye hem üreterek büyümek hem de tasarruf ederek kaynaklarını en verimli biçimde kullanmak zorunda olan bir ülkedir. Bizim son dönemde keşfettiklerimiz dışında etrafımızdaki ülkeler gibi öyle çok büyük yeraltı zenginliklerimiz yok. Alın terimizden ve kendi bileğimizin gücünden başka hiçbir şeye umut bağlayamayız. Gelirlerimizi artırmak için çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla üretip, ihraç etmek mecburiyetindeyiz“ değerlendirmesini yaptı. "Tasarruf tedbirlerine, istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır" Talimatı üzerine tasarruf kültürünü ve verimliliği artırmak için ekonomi yönetiminin kapsamlı bir çalışma yaptığını, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin detaylarının önceki gün açıklandığını belirten Erdoğan, “Biz tüy bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malının korunmasına son 21 yılda daima ihtimam göstermiş bir hükümetiz. Mali disiplinden taviz vermeyerek ortalama bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 2,4 seviyesinde tutarak bu hassasiyetimizi ispat ettik. Şimdi bunu bir üst seviyeye taşıyoruz. Kamu kurumlarının milletimize ve iş dünyamıza tasarruf kültüründe de örnek olmasını, rehberlik etmesini hedefliyoruz. Birincisi bu paket kamuda verimliliği arttırıp, tasarruf sağlamayı amaçlıyor. İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir uygulama modelini hayata geçiriyoruz. Üçüncü ve son olarak tedbirler bütün kamuyu kapsıyor. Yani merkezi idareler, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler ve fonlar bu paketin kapsamındadır. Bu çerçevede tasarruf tedbirlerine, istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır. Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli alanlarda kullanabileceğiz. Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça ve toplum tarafından sahiplenildikçe cari açıktaki iyileşme de hız kazanacak. Yerli üreticiler inşallah bundan olumlu etkilenecek" dedi. Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak, bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Son dönemde vatandaşlarımızın tepkisine yol açan israf görüntülerinin de böylece önüne geçmeyi arzu ediyoruz. Geçen hafta ifade ettik. Bugün de tekrar ediyoruz. Kamu malı ve kamu görevi milletin bizlere emanetidir. Görevi layığıyla yapmamakta, kamu malına el uzatmakta emanete ihanet etmek demektir. Kimse bizden kul hakkının yenilmesine sessiz kalmamızı bekleyemez” dedi. "Nepotizm meselesini yakından takip etmeyi sürdüreceğiz" CHP’li belediyelerin tepki çeken akraba atamalarına da değinen Erdoğan, ”Burada bir noktayı özellikle vurgulamak durumundayım. 31 Mart’tan sonra özellikle muhalefet belediyelerinde yaşanan eş, dost, hısım, akraba atamalarının mahşeri vicdanda nasıl yaralar açtığını hepimiz görüyoruz, ibretle takip ediyoruz. Adalet terazisi son derece hassas olan gençlerimiz, iyice zıvanadan çıkan bu kayırmacılık vakalarından ciddi anlamda rahatsız oluyor. Gençlerimizin kamu kurumlarına ve yöneticilerine olan güvenlerini sarsan bu skandallara artık bir dur denilmesi gerekiyor. Bir göreve seçilmiş olmak kimseye orayı bir akraba çiftliğine dönüştürme hakkı vermez. Atanarak ve seçilerek gelinen her konumun sahibi milletimizin ta kendisidir. Buralar affınıza sığınarak söylüyorum birileri için arpalık değil, ülkeye ve millete hizmet vasıtalarıdır. Nepotizm meselesini yakından takip etmeyi sürdüreceğiz. Gerek kamuda tasarruf tedbirlerinin uygulanması gerekse nepotizmin engellenmesi noktasında muhalefetin de sorumluluk almasını bekliyoruz. Meselelerimiz ortak olduğuna göre çözüme de ortak akılla, ortak iradeyle birlikte varmalıyız. Esnaf, çiftçi, memur, işçi, sanayici, tüccar, fark etmeksizin hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız. Bu devlet bizim devletimiz. Bu vatan bizim son sığınağımız. Hangi siyasi görüşe, kökene, meşrebe mensup olursak olalım hepimiz Türkiye gemisinin yolcularıyız. Bu gemiyi sahili selamete çıkarmak ortak görevimiz. Başta kamu kurumlarımız ve görevlilerimiz olmak üzere herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum. Türkiye’nin ekonomide yeni başarı hikayeleri yazmaya devam edeceğine yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca oda ve borsa başkanlarına yeşil pasaport verileceğini açıkladı.
Karatay Belediyesi’nden altyapı atağı
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 16:06 Karatay Belediyesi’nden altyapı atağı Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi, ilçe genelinde vatandaşların ulaşımını daha rahat ve modern bir şekilde sağlayabilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, ilçede ulaşım ağını daha akıcı ve hızlı hale getirmek adına çalışmalara devam ettiklerini söyledi. Karatay’ın birçok noktasında yol bakım, iyileştirme, sıcak asfalt ve kaldırım yenileme çalışması gerçekleştiren Karatay Belediyesi, vatandaşların daha kaliteli ve konforlu seyahat etmesi için başlattığı asfalt serim atağına Başak Mahallesi Yeşil Bursa Sokak’ta devam ediyor. Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, periyodik olarak yaptığı sıcak asfalt çalışmalarının yanı sıra ilçe sakinlerinin talepleri doğrultusunda parke, bordür ve yol bakım, onarım çalışmalarını da aralıksız gerçekleştiriyor. "İlçemizin ulaşım ağındaki akıcılık ve konfor seviyesini yükselttik" İlçe genelinde yürütülen çalışmaları değerlendiren Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, söz konusu çalışmalarda geleceğe dönük yatırımları planlı ve titiz bir anlayışla hayata geçirdiklerini söyledi. Başkan Kılca, “Karatay Belediyesi olarak ulaşım ağımızı daha konforlu ve güzel bir seviyeye ulaştırmak adına yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. 2024 yılı için yoğun bir asfalt programımız var. Ekiplerimiz de ilçemizin muhtelif noktalarında yol yenileme, sıcak asfalt serimi, kaldırım yenileme, kilit taşı döşeme gibi yaşam standardının yükselmesini sağlayan saha çalışmalarını büyük bir titizlikle sürdürmektedir. Sıcak asfalt serimi çalışmalarımız Başak Mahallemizde Yeşil Bursa Sokak’ta sürüyor. Bugüne kadar yaptığımız yatırımlarla ilçemizin ulaşım ağındaki akıcılık ve konfor seviyesini yükselttik. Gerek ekiplerimizin tespitleri gerekse de muhtarlarımız ve vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda yol çalışması takvimimizi belirliyor ve harekete geçiyoruz. Bizler de saha çalışmalarını sürekli takip ederek, hizmetlerin sorunsuz bir şekilde hayata geçmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Hemşehrilerimizin daha refah, konforlu ve huzurlu alanlarda hayatını sürdürmesi noktasında gayret göstermeye devam edeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tasarruf tedbirlerine istisnasız olarak tüm kamu idareleri ve personeli uymak zorundadır"
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 15:54 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tasarruf tedbirlerine istisnasız olarak tüm kamu idareleri ve personeli uymak zorundadır" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum” dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) İkiz Kuleler’de gerçekleşen genel kurulunda konuştu. TOBB’un 80’inci genel kurulunun hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, ”Bu güzel atmosferde bizleri bir araya getiren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’mizin değerli yönetimine teşekkür ediyorum. Burada Türkiye için çarpan vatanperver yürekler var. Burada Türkiye için üreten, istihdam oluşturan girişimci ruhlar var. Burada milletimizin istikbali için çalışan, ter döken inanmış gönüller var. Burada Türkiye yüzyılının inşası yolunda hiçbir fedakarlıktan kaçmayan millet ve memleket sevdalısı yol arkadaşlarım var” dedi.Türkiye’nin ve Türk ekonomisinin kalbinin bugün bu salonda attığını söyleyen Erdoğan, “Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar TOBB çatısı altında ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine, güçlenmesine destek olan her bir kardeşime şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. TOBB üyesi olup da Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş iş dünyamızın kıymetli temsilcilerini rahmetle yad ediyorum milletin emanetini taşıyan bir siyasetçi olarak” diye konuştu.Türk ekonomisinin nabzının attığı TOBB Genel Kurullarına iştirak etmeye her zaman önem verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sizlerin burada dile getirdiği yapıcı eleştirilerden faydalanmaya gayret ettim. Dünyayı takip eden, vizyoner ve ufuk sahibi siz kardeşlerimin katkılarının bizim nazarımızda daima özel bir yeri oldu. Meselelerimizi sizlerle konuştuk, sorunlarımıza ortak akılla çözüm aradık. Engelleri sırt sırta vererek birlikte aştık. Siz bize yol gösterdiniz, yoldaşlık ettiniz. Zor zamanlarımızda yanımızda durdunuz. Özellikle son dönemde oda ve borsalarımızın kapasiteleri müthiş arttı. Dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk üç oda sisteminden biri haline geldiniz. Biz de bu süreçte size daima destek olduk. Hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmeniz için önünüzü açtık. Geçen sene milletimizin 60 yıldır içinde bir ukde olarak kalan Türk otomobili Togg’u birlikte hayata geçirdik. Bugün yollarımızı aşındıran binlerce Togg’da kardeşlerimin desteği ve emeği bulunuyor. Çeşitli sabotaj girişimlerine rağmen Türkiye’ye kazandırdığımız Togg’un ne kadar stratejik bir hamle olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor” değerlendirmesini yaptı."Yerli ve milli markamız Togg ile hızla gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik"Elektrikli araç piyasasının son bir sene içerisinde çok büyük bir ivme yakaladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Uzak Doğu ülkelerinin piyasaya agresif bir şekilde girdiklerini görüyoruz. Uzun yıllar sonra bu defa treni ve trendi kaçırmadık. Yerli ve milli markamız Togg ile hızla gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik. O dönem sadece mali zorluklarla mücadele etmedik. Daha ziyade zihinlere kazınmış, öğrenilmiş çaresizlikle mücadele ettik. Daha emekleme safhasından itibaren projenin kolunu, bacağını kırmak için çok uğraştılar. Fabrikasından tasarımına kadar her şeyi eleştiri konusu yaparak projeyi itibarsız hale getirmek için her yolu denediler. Bugün milli savaş uçağımız Kaan’la ilgili neler söyleniyorsa, insansız hava araçlarımıza ve üreticilerine hangi iftiralar atılıyorsa, Türkiye’yi ekonomide bir üst lige taşıyacak hamleleri baltalamak için kimler devreye giriyorsa hepsine ve daha fazlasına elektrikli araç imalat sürecinde şahitlik ettik. Ama biz bunların hiçbirine kulak asmadık. Başkaları yapıyorsa biz niçin yapmayalım dedik. Başkaları üretebiliyorsa, biz niçin üretmeyelim dedik. Sizlerin de gayretleriyle elektrikli araç teknolojisinde dünyadaki birçok ülkeye göre yerimizi çok önceden aldık. Bundan sonra da ülkemizin diğer projelerinde sizlerle birlikte çalışmaya, birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. TOBB mensuplarımızla en son geçen yıl 28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra bir araya gelmiş ve hasbihal etmiştik” açıklamasını yaptı."İnşallah 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz, bundan sonra milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz"Bugünkü genel kurulu da 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ni müteakiben gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, son bir sene içinde ardı ardına yaşanan üç seçimin iş dünyasını yorduğunu, 2023 yılının Türkiye ekonomisi açısından çok meşakkatli bir yıl olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Ülkemiz maalesef seçim atmosferinden bir türlü kurtulamadı. Yine bu dönemde başta Gazze krizi olmak üzere bölgemizde ülkemizi de doğrudan etkileyen çatışmalar patlak verdi. Tek başına seçim gündeminin bile bürokrasiyi, yatırımları, iş dünyamızın gelecek planlarını yavaşlattığı hakikattir. 31 Mart seçimlerinin de geride bırakılmasıyla inşallah 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bundan sonra asıl meselelere daha fazla odaklanabilecek, milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz. Küresel ekonominin son 5-6 yıldır fırtınalı sulardan geçtiğini zaten sizler de biliyorsunuz. Salgının çok önce başlayan belirsizlik iklimi, Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer bölgesel çatışmalarla daha da keskinleşti. Dünyada son 50-60 yılın zirvelerine çıkan enflasyon, atılan tüm adımlara rağmen ekonomiler için endişe olmayı sürdürüyor” dedi.Amerika ve Avrupa Merkez Bankaları’nın enflasyonun ateşinin ne zaman düşeceğine dair halen net bir tarih veremediğine dikkat çeken Erdoğan şunları kaydetti:“Türkiye olarak küresel ekonominin genel seyrinden ve bölgemizdeki krizlerden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz. Tabii biz tüm bu dış faktörlerin yanı sıra 6 Şubat tarihinde ekonomimize maliyeti 104 milyar dolara ulaşan asrın felaketini de yaşamış bir ülkeyiz. 6 Şubat’ta 53 bini aşkın insanımız hayatını kaybederken, 115 bin ticarethanenin aralarında olduğu 850 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hale geldi. Deprem bölgesinden gelen oda ve borsa başkanlarımız ne kadar devasa bir yıkımla karşı karşıya kaldığımızı çok daha iyi bilirler. Depremzede illerimizin toparlanması için verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi de yine bu arkadaşlarımızdır.”"Ekonomi programımızın neticelerini çeşit alanlarda görmeye başladık"28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra ekonomide güçlü bir ekip kurduklarını dile getiren Erdoğan, ardından Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı ile gelecek 5 yıla ait yol haritasını belirlediklerini ifade etti. Son 11 aydır da bu yol haritasını harfiyen uyguladıklarını belirten Erdoğan, “Mahalli İdareler Seçimleri’nde pek çok eleştiriyi göğüsleme, hatta sandıkta bedel ödeme pahasına kararlı duruşumuzu esnetmedik. Vaatlerin havada uçuştuğu bu dönemde popülizme meyil etmedik. Daha önce de söyledim. Şahsi ikbalimiz için ülkemize ve milletimize ilave yük oluşturacak hiçbir adım atmadık. Bundan sonra da atmayacağız. Hükümetimizin 31 Mart seçim sürecinde sergilediği özverili tavrın değeri inanıyoruz ki gelecekte daha iyi anlaşılacaktır. Bugün bize serzenişte bulunanlar, inşallah yarın hayır dua edeceklerdir. Togg ile ve iş dünyamızın tüm kesimleriyle geliştirdiğimiz yakın diyaloğun ekonomiye de olumlu yansıdığını görüyoruz. Ekonomi programımızın neticelerini çeşit alanlarda görmeye başladık. Geçen seneyi yüzde 4,5 gibi tahminlerimizin de üzerinde bir büyümeyle kapattık. Bu oranla Avrupa’da bir 1’nci, OECD ülkelerinde 2’nci, G-20’de ise 4’üncü olduk. 2023 yılında milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolara, kişi başına gelir ise 13 bin 110 dolara çıktı. Dış talepteki zayıf görünüme ve depremin etkilerine rağmen ihracatta 255,4 milyar dolara ulaşarak cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Turist sayısı yıllık yüzde 11,1 artışla 57,1 milyonu, turizm geliri ise yüzde 16,9 artışla 54,3 milyar doları buldu” dedi."İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi"Tüm zamanların en iyi turizm performansının elde edildiğini söyleyen Erdoğan, 2024 yılında hedefin 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar turizm gelirini yakalamak olduğunu bildirdi. Erdoğan, “Bu rakamlara ulaşma konusunda ümit varız. Turizmde yılın ilk üç ayını rekorlarla tamamladık. 9 milyonu aşan ziyaretçi sayımızla yaklaşık 9 milyar dolar turizm geliri elde ettik. İlk 3 aylık rakamlara baktığımızda 2024 yılı turizm hedeflerimizle uyumlu gittiğimiz görünüyor. Bizim için hayati önemi haiz bir diğer başlık istihdamdır. Vatandaşımızın işini,, aşını koruması temel prensibimizdir. Ekonomimiz istihdam oluşturmaya devam ediyor. Mart ayında istihdam 32,6 milyon kişiye ulaşırken, işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi. Burada yakaladığımız istikrarı inşallah perçinleyerek sürdüreceğiz. İş gücü piyasamızda ortaya çıkan arz talep dengesizliğini de mutlaka gidereceğiz. Genç işsizliğin yüksek seyrettiği bir ortamda özel sektörümüzün personel bulamamaktan şikayet etmesi, ortada bir sorun olduğunu göstermektedir” diye konuştu."İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek, nitelikli istihdamı yönelik politikalara ağırlık vereceğiz"“Özel sektörümüz, eleman eksikliğinden dolayı işlerini büyütemez. Hatta daralmaya giderken istihdam kapısı olarak devlete yüklenilmesi vahim bir hatadır“ diyen Erdoğan, ”Sosyolojik kökleri de olan bu yanlıştan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Siyasetten önce rızkını hem işçi olarak hem de ticaret yaparak kazanmış bir kardeşinizim. Rızkın onda dokuzunun ticarette olduğu müjdesine kendi şahsi hayatımda bizzat şahitlik ettik. Gençlerimizin ticarete, sanata, spora, sanatkarlığa, memurluk dışında farklı alanlara yönelmesini her zaman tavsiye ettim. Aynı kanaatimi bugün de koruyorum. Bu konuda mesleki eğitim ve yüksek öğretim başta olmak üzere nerede sorun üreten bir alan varsa hep beraber çözüme kavuşturacağız. İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek, nitelikli istihdamı yönelik politikalara ağırlık vereceğiz. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında güçlü bir hikayeye sahip. Ülkemizin risk primi giderek düşüyor. Bu düşüş sayesinde iş dünyamızın dış finansmana erişim koşulları da iyileşiyor” dedi.Geçen yıl mayıs ayında 97,1 milyar dolar olan rezervlerin bugün 127 milyar dolar seviyesine yükseldiğini ifade eden Erdoğan, Orta Vadeli Programı güçlendirecek kritik adımlar attıklarını vurgulayarak, ”Mali disiplini sürdürerek para politikamızın etkinliğini arttıracak ve enflasyonla mücadeleye güçlü destek vereceğiz. Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz var. Kamuda harcama kontrol ve kesintileriyle tasarrufları artırıyoruz. Bütçedeki yatırım ödeneklerini gıda, tarım, yeşil ve dijital dönüşüm gibi öncelikli alanlara yönlendireceğiz. Ayrıca yapısal reformları hızlandırıyoruz. Şu gerçeği hepimizin kabullenmesi gerekiyor. Türkiye hem üreterek büyümek hem de tasarruf ederek kaynaklarını en verimli biçimde kullanmak zorunda olan bir ülkedir. Bizim son dönemde keşfettiklerimiz dışında etrafımızdaki ülkeler gibi öyle çok büyük yeraltı zenginliklerimiz yok. Alın terimizden ve kendi bileğimizin gücünden başka hiçbir şeye umut bağlayamayız. Gelirlerimizi artırmak için çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla üretip, ihraç etmek mecburiyetindeyiz“ değerlendirmesini yaptı."Tasarruf tedbirlerine, istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır"Talimatı üzerine tasarruf kültürünü ve verimliliği artırmak için ekonomi yönetiminin kapsamlı bir çalışma yaptığını, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin detaylarının önceki gün açıklandığını belirten Erdoğan, “Biz tüy bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malının korunmasına son 21 yılda daima ihtimam göstermiş bir hükümetiz. Mali disiplinden taviz vermeyerek ortalama bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 2,4 seviyesinde tutarak bu hassasiyetimizi ispat ettik. Şimdi bunu bir üst seviyeye taşıyoruz. Kamu kurumlarının milletimize ve iş dünyamıza tasarruf kültüründe de örnek olmasını, rehberlik etmesini hedefliyoruz. Birincisi bu paket kamuda verimliliği arttırıp, tasarruf sağlamayı amaçlıyor. İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir uygulama modelini hayata geçiriyoruz. Üçüncü ve son olarak tedbirler bütün kamuyu kapsıyor. Yani merkezi idareler, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler ve fonlar bu paketin kapsamındadır. Bu çerçevede tasarruf tedbirlerine, istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır. Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli alanlarda kullanabileceğiz. Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça ve toplum tarafından sahiplenildikçe cari açıktaki iyileşme de hız kazanacak. Yerli üreticiler inşallah bundan olumlu etkilenecek" dedi.Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak, bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Son dönemde vatandaşlarımızın tepkisine yol açan israf görüntülerinin de böylece önüne geçmeyi arzu ediyoruz. Geçen hafta ifade ettik. Bugün de tekrar ediyoruz. Kamu malı ve kamu görevi milletin bizlere emanetidir. Görevi layığıyla yapmamakta, kamu malına el uzatmakta emanete ihanet etmek demektir. Kimse bizden kul hakkının yenilmesine sessiz kalmamızı bekleyemez” dedi."Nepotizm meselesini yakından takip etmeyi sürdüreceğiz"CHP’li belediyelerin tepki çeken akraba atamalarına da değinen Erdoğan, ”Burada bir noktayı özellikle vurgulamak durumundayım. 31 Mart’tan sonra özellikle muhalefet belediyelerinde yaşanan eş, dost, hısım, akraba atamalarının mahşeri vicdanda nasıl yaralar açtığını hepimiz görüyoruz, ibretle takip ediyoruz. Adalet terazisi son derece hassas olan gençlerimiz, iyice zıvanadan çıkan bu kayırmacılık vakalarından ciddi anlamda rahatsız oluyor. Gençlerimizin kamu kurumlarına ve yöneticilerine olan güvenlerini sarsan bu skandallara artık bir dur denilmesi gerekiyor. Bir göreve seçilmiş olmak kimseye orayı bir akraba çiftliğine dönüştürme hakkı vermez. Atanarak ve seçilerek gelinen her konumun sahibi milletimizin ta kendisidir. Buralar affınıza sığınarak söylüyorum birileri için arpalık değil, ülkeye ve millete hizmet vasıtalarıdır. Nepotizm meselesini yakından takip etmeyi sürdüreceğiz. Gerek kamuda tasarruf tedbirlerinin uygulanması gerekse nepotizmin engellenmesi noktasında muhalefetin de sorumluluk almasını bekliyoruz. Meselelerimiz ortak olduğuna göre çözüme de ortak akılla, ortak iradeyle birlikte varmalıyız. Esnaf, çiftçi, memur, işçi, sanayici, tüccar, fark etmeksizin hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız. Bu devlet bizim devletimiz. Bu vatan bizim son sığınağımız. Hangi siyasi görüşe, kökene, meşrebe mensup olursak olalım hepimiz Türkiye gemisinin yolcularıyız. Bu gemiyi sahili selamete çıkarmak ortak görevimiz. Başta kamu kurumlarımız ve görevlilerimiz olmak üzere herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum. Türkiye’nin ekonomide yeni başarı hikayeleri yazmaya devam edeceğine yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca oda ve borsa başkanlarına yeşil pasaport verileceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Ekonomide son 11 aydır yol haritamızı harfiyen uyguluyoruz"
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 15:47 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Ekonomide son 11 aydır yol haritamızı harfiyen uyguluyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum” dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) İkiz Kuleler’de gerçekleşen genel kurulunda konuştu. TOBB’un 80’inci genel kurulunun hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, ”Bu güzel atmosferde bizleri bir araya getiren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’mizin değerli yönetimine teşekkür ediyorum. Burada Türkiye için çarpan vatanperver yürekler var. Burada Türkiye için üreten, istihdam oluşturan girişimci ruhlar var. Burada milletimizin istikbali için çalışan, ter döken inanmış gönüller var. Burada Türkiye yüzyılının inşası yolunda hiçbir fedakarlıktan kaçmayan millet ve memleket sevdalısı yol arkadaşlarım var” dedi.Türkiye’nin ve Türk ekonomisinin kalbinin bugün bu salonda attığını söyleyen Erdoğan, “Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar TOBB çatısı altında ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine, güçlenmesine destek olan her bir kardeşime şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. TOBB üyesi olup da Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş iş dünyamızın kıymetli temsilcilerini rahmetle yad ediyorum milletin emanetini taşıyan bir siyasetçi olarak” diye konuştu.Türk ekonomisinin nabzının attığı TOBB Genel Kurullarına iştirak etmeye her zaman önem verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sizlerin burada dile getirdiği yapıcı eleştirilerden faydalanmaya gayret ettim. Dünyayı takip eden, vizyoner ve ufuk sahibi siz kardeşlerimin katkılarının bizim nazarımızda daima özel bir yeri oldu. Meselelerimizi sizlerle konuştuk, sorunlarımıza ortak akılla çözüm aradık. Engelleri sırt sırta vererek birlikte aştık. Siz bize yol gösterdiniz, yoldaşlık ettiniz. Zor zamanlarımızda yanımızda durdunuz. Özellikle son dönemde oda ve borsalarımızın kapasiteleri müthiş arttı. Dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk üç oda sisteminden biri haline geldiniz. Biz de bu süreçte size daima destek olduk. Hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmeniz için önünüzü açtık. Geçen sene milletimizin 60 yıldır içinde bir ukde olarak kalan Türk otomobili Togg’u birlikte hayata geçirdik. Bugün yollarımızı aşındıran binlerce Togg’da kardeşlerimin desteği ve emeği bulunuyor. Çeşitli sabotaj girişimlerine rağmen Türkiye’ye kazandırdığımız Togg’un ne kadar stratejik bir hamle olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor” değerlendirmesini yaptı."Yerli ve milli markamız Togg ile hızla gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik"Elektrikli araç piyasasının son bir sene içerisinde çok büyük bir ivme yakaladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Uzak Doğu ülkelerinin piyasaya agresif bir şekilde girdiklerini görüyoruz. Uzun yıllar sonra bu defa treni ve trendi kaçırmadık. Yerli ve milli markamız Togg ile hızla gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik. O dönem sadece mali zorluklarla mücadele etmedik. Daha ziyade zihinlere kazınmış, öğrenilmiş çaresizlikle mücadele ettik. Daha emekleme safhasından itibaren projenin kolunu, bacağını kırmak için çok uğraştılar. Fabrikasından tasarımına kadar her şeyi eleştiri konusu yaparak projeyi itibarsız hale getirmek için her yolu denediler. Bugün milli savaş uçağımız Kaan’la ilgili neler söyleniyorsa, insansız hava araçlarımıza ve üreticilerine hangi iftiralar atılıyorsa, Türkiye’yi ekonomide bir üst lige taşıyacak hamleleri baltalamak için kimler devreye giriyorsa hepsine ve daha fazlasına elektrikli araç imalat sürecinde şahitlik ettik. Ama biz bunların hiçbirine kulak asmadık. Başkaları yapıyorsa biz niçin yapmayalım dedik. Başkaları üretebiliyorsa, biz niçin üretmeyelim dedik. Sizlerin de gayretleriyle elektrikli araç teknolojisinde dünyadaki birçok ülkeye göre yerimizi çok önceden aldık. Bundan sonra da ülkemizin diğer projelerinde sizlerle birlikte çalışmaya, birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. TOBB mensuplarımızla en son geçen yıl 28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra bir araya gelmiş ve hasbihal etmiştik” açıklamasını yaptı."İnşallah 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz, bundan sonra milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz"Bugünkü genel kurulu da 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ni müteakiben gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, son bir sene içinde ardı ardına yaşanan üç seçimin iş dünyasını yorduğunu, 2023 yılının Türkiye ekonomisi açısından çok meşakkatli bir yıl olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Ülkemiz maalesef seçim atmosferinden bir türlü kurtulamadı. Yine bu dönemde başta Gazze krizi olmak üzere bölgemizde ülkemizi de doğrudan etkileyen çatışmalar patlak verdi. Tek başına seçim gündeminin bile bürokrasiyi, yatırımları, iş dünyamızın gelecek planlarını yavaşlattığı hakikattir. 31 Mart seçimlerinin de geride bırakılmasıyla inşallah 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bundan sonra asıl meselelere daha fazla odaklanabilecek, milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz. Küresel ekonominin son 5-6 yıldır fırtınalı sulardan geçtiğini zaten sizler de biliyorsunuz. Salgının çok önce başlayan belirsizlik iklimi, Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer bölgesel çatışmalarla daha da keskinleşti. Dünyada son 50-60 yılın zirvelerine çıkan enflasyon, atılan tüm adımlara rağmen ekonomiler için endişe olmayı sürdürüyor” dedi.Amerika ve Avrupa Merkez Bankaları’nın enflasyonun ateşinin ne zaman düşeceğine dair halen net bir tarih veremediğine dikkat çeken Erdoğan şunları kaydetti:“Türkiye olarak küresel ekonominin genel seyrinden ve bölgemizdeki krizlerden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz. Tabii biz tüm bu dış faktörlerin yanı sıra 6 Şubat tarihinde ekonomimize maliyeti 104 milyar dolara ulaşan asrın felaketini de yaşamış bir ülkeyiz. 6 Şubat’ta 53 bini aşkın insanımız hayatını kaybederken, 115 bin ticarethanenin aralarında olduğu 850 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hale geldi. Deprem bölgesinden gelen oda ve borsa başkanlarımız ne kadar devasa bir yıkımla karşı karşıya kaldığımızı çok daha iyi bilirler. Depremzede illerimizin toparlanması için verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi de yine bu arkadaşlarımızdır.”"Ekonomi programımızın neticelerini çeşit alanlarda görmeye başladık"28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra ekonomide güçlü bir ekip kurduklarını dile getiren Erdoğan, ardından Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı ile gelecek 5 yıla ait yol haritasını belirlediklerini ifade etti. Son 11 aydır da bu yol haritasını harfiyen uyguladıklarını belirten Erdoğan, “Mahalli İdareler Seçimleri’nde pek çok eleştiriyi göğüsleme, hatta sandıkta bedel ödeme pahasına kararlı duruşumuzu esnetmedik. Vaatlerin havada uçuştuğu bu dönemde popülizme meyil etmedik. Daha önce de söyledim. Şahsi ikbalimiz için ülkemize ve milletimize ilave yük oluşturacak hiçbir adım atmadık. Bundan sonra da atmayacağız. Hükümetimizin 31 Mart seçim sürecinde sergilediği özverili tavrın değeri inanıyoruz ki gelecekte daha iyi anlaşılacaktır. Bugün bize serzenişte bulunanlar, inşallah yarın hayır dua edeceklerdir. Togg ile ve iş dünyamızın tüm kesimleriyle geliştirdiğimiz yakın diyaloğun ekonomiye de olumlu yansıdığını görüyoruz. Ekonomi programımızın neticelerini çeşit alanlarda görmeye başladık. Geçen seneyi yüzde 4,5 gibi tahminlerimizin de üzerinde bir büyümeyle kapattık. Bu oranla Avrupa’da bir 1’nci, OECD ülkelerinde 2’nci, G-20’de ise 4’üncü olduk. 2023 yılında milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolara, kişi başına gelir ise 13 bin 110 dolara çıktı. Dış talepteki zayıf görünüme ve depremin etkilerine rağmen ihracatta 255,4 milyar dolara ulaşarak cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Turist sayısı yıllık yüzde 11,1 artışla 57,1 milyonu, turizm geliri ise yüzde 16,9 artışla 54,3 milyar doları buldu” dedi."İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi"Tüm zamanların en iyi turizm performansının elde edildiğini söyleyen Erdoğan, 2024 yılında hedefin 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar turizm gelirini yakalamak olduğunu bildirdi. Erdoğan, “Bu rakamlara ulaşma konusunda ümit varız. Turizmde yılın ilk üç ayını rekorlarla tamamladık. 9 milyonu aşan ziyaretçi sayımızla yaklaşık 9 milyar dolar turizm geliri elde ettik. İlk 3 aylık rakamlara baktığımızda 2024 yılı turizm hedeflerimizle uyumlu gittiğimiz görünüyor. Bizim için hayati önemi haiz bir diğer başlık istihdamdır. Vatandaşımızın işini,, aşını koruması temel prensibimizdir. Ekonomimiz istihdam oluşturmaya devam ediyor. Mart ayında istihdam 32,6 milyon kişiye ulaşırken, işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi. Burada yakaladığımız istikrarı inşallah perçinleyerek sürdüreceğiz. İş gücü piyasamızda ortaya çıkan arz talep dengesizliğini de mutlaka gidereceğiz. Genç işsizliğin yüksek seyrettiği bir ortamda özel sektörümüzün personel bulamamaktan şikayet etmesi, ortada bir sorun olduğunu göstermektedir” diye konuştu."İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek, nitelikli istihdamı yönelik politikalara ağırlık vereceğiz"“Özel sektörümüz, eleman eksikliğinden dolayı işlerini büyütemez. Hatta daralmaya giderken istihdam kapısı olarak devlete yüklenilmesi vahim bir hatadır“ diyen Erdoğan, ”Sosyolojik kökleri de olan bu yanlıştan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Siyasetten önce rızkını hem işçi olarak hem de ticaret yaparak kazanmış bir kardeşinizim. Rızkın onda dokuzunun ticarette olduğu müjdesine kendi şahsi hayatımda bizzat şahitlik ettik. Gençlerimizin ticarete, sanata, spora, sanatkarlığa, memurluk dışında farklı alanlara yönelmesini her zaman tavsiye ettim. Aynı kanaatimi bugün de koruyorum. Bu konuda mesleki eğitim ve yüksek öğretim başta olmak üzere nerede sorun üreten bir alan varsa hep beraber çözüme kavuşturacağız. İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek, nitelikli istihdamı yönelik politikalara ağırlık vereceğiz. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında güçlü bir hikayeye sahip. Ülkemizin risk primi giderek düşüyor. Bu düşüş sayesinde iş dünyamızın dış finansmana erişim koşulları da iyileşiyor” dedi.Geçen yıl mayıs ayında 97,1 milyar dolar olan rezervlerin bugün 127 milyar dolar seviyesine yükseldiğini ifade eden Erdoğan, Orta Vadeli Programı güçlendirecek kritik adımlar attıklarını vurgulayarak, ”Mali disiplini sürdürerek para politikamızın etkinliğini arttıracak ve enflasyonla mücadeleye güçlü destek vereceğiz. Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz var. Kamuda harcama kontrol ve kesintileriyle tasarrufları artırıyoruz. Bütçedeki yatırım ödeneklerini gıda, tarım, yeşil ve dijital dönüşüm gibi öncelikli alanlara yönlendireceğiz. Ayrıca yapısal reformları hızlandırıyoruz. Şu gerçeği hepimizin kabullenmesi gerekiyor. Türkiye hem üreterek büyümek hem de tasarruf ederek kaynaklarını en verimli biçimde kullanmak zorunda olan bir ülkedir. Bizim son dönemde keşfettiklerimiz dışında etrafımızdaki ülkeler gibi öyle çok büyük yeraltı zenginliklerimiz yok. Alın terimizden ve kendi bileğimizin gücünden başka hiçbir şeye umut bağlayamayız. Gelirlerimizi artırmak için çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla üretip, ihraç etmek mecburiyetindeyiz“ değerlendirmesini yaptı."Tasarruf tedbirlerine, istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır"Talimatı üzerine tasarruf kültürünü ve verimliliği artırmak için ekonomi yönetiminin kapsamlı bir çalışma yaptığını, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin detaylarının önceki gün açıklandığını belirten Erdoğan, “Biz tüy bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malının korunmasına son 21 yılda daima ihtimam göstermiş bir hükümetiz. Mali disiplinden taviz vermeyerek ortalama bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 2,4 seviyesinde tutarak bu hassasiyetimizi ispat ettik. Şimdi bunu bir üst seviyeye taşıyoruz. Kamu kurumlarının milletimize ve iş dünyamıza tasarruf kültüründe de örnek olmasını, rehberlik etmesini hedefliyoruz. Birincisi bu paket kamuda verimliliği arttırıp, tasarruf sağlamayı amaçlıyor. İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir uygulama modelini hayata geçiriyoruz. Üçüncü ve son olarak tedbirler bütün kamuyu kapsıyor. Yani merkezi idareler, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler ve fonlar bu paketin kapsamındadır. Bu çerçevede tasarruf tedbirlerine, istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır. Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli alanlarda kullanabileceğiz. Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça ve toplum tarafından sahiplenildikçe cari açıktaki iyileşme de hız kazanacak. Yerli üreticiler inşallah bundan olumlu etkilenecek" dedi.Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak, bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Son dönemde vatandaşlarımızın tepkisine yol açan israf görüntülerinin de böylece önüne geçmeyi arzu ediyoruz. Geçen hafta ifade ettik. Bugün de tekrar ediyoruz. Kamu malı ve kamu görevi milletin bizlere emanetidir. Görevi layığıyla yapmamakta, kamu malına el uzatmakta emanete ihanet etmek demektir. Kimse bizden kul hakkının yenilmesine sessiz kalmamızı bekleyemez” dedi."Nepotizm meselesini yakından takip etmeyi sürdüreceğiz"CHP’li belediyelerin tepki çeken akraba atamalarına da değinen Erdoğan, ”Burada bir noktayı özellikle vurgulamak durumundayım. 31 Mart’tan sonra özellikle muhalefet belediyelerinde yaşanan eş, dost, hısım, akraba atamalarının mahşeri vicdanda nasıl yaralar açtığını hepimiz görüyoruz, ibretle takip ediyoruz. Adalet terazisi son derece hassas olan gençlerimiz, iyice zıvanadan çıkan bu kayırmacılık vakalarından ciddi anlamda rahatsız oluyor. Gençlerimizin kamu kurumlarına ve yöneticilerine olan güvenlerini sarsan bu skandallara artık bir dur denilmesi gerekiyor. Bir göreve seçilmiş olmak kimseye orayı bir akraba çiftliğine dönüştürme hakkı vermez. Atanarak ve seçilerek gelinen her konumun sahibi milletimizin ta kendisidir. Buralar affınıza sığınarak söylüyorum birileri için arpalık değil, ülkeye ve millete hizmet vasıtalarıdır. Nepotizm meselesini yakından takip etmeyi sürdüreceğiz. Gerek kamuda tasarruf tedbirlerinin uygulanması gerekse nepotizmin engellenmesi noktasında muhalefetin de sorumluluk almasını bekliyoruz. Meselelerimiz ortak olduğuna göre çözüme de ortak akılla, ortak iradeyle birlikte varmalıyız. Esnaf, çiftçi, memur, işçi, sanayici, tüccar, fark etmeksizin hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız. Bu devlet bizim devletimiz. Bu vatan bizim son sığınağımız. Hangi siyasi görüşe, kökene, meşrebe mensup olursak olalım hepimiz Türkiye gemisinin yolcularıyız. Bu gemiyi sahili selamete çıkarmak ortak görevimiz. Başta kamu kurumlarımız ve görevlilerimiz olmak üzere herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum. Türkiye’nin ekonomide yeni başarı hikayeleri yazmaya devam edeceğine yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca oda ve borsa başkanlarına yeşil pasaport verileceğini açıkladı.
İslam Dünyası OICC Genel Konferansı için Konya’da buluştu
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 15:30 İslam Dünyası OICC Genel Konferansı için Konya’da buluştu Konya Büyükşehir Belediyesi, 57 İslam ülkesinden 187 üyesi bulunan İslam Başkentleri ve Şehirleri Teşkilatı’nın (OICC) 15. Genel Konferansı’na ev sahipliği yaptı. OICC Genel Konferansı açılış töreninde konuşan OICC 14. Genel Konferans Başkanı Fas’ın Rabat Belediye Başkan Vekili Aziz Lomaini, konferansın iyi sonuçlar ortaya koyması ve özellikle İslam başkentlerinin ve şehirlerinin gelişmesine katkı sağlaması temennisinde bulundu. Konya’nın güzel, temiz ve yüce bir şehir olduğunu vurgulayan Lomaini, misafirperverliği için Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a teşekkür etti. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve OICC 15. Genel Konferans Başkanı Uğur İbrahim Altay, konferansın şehirleri çok daha güzel yarınlara taşımasını, barış ve kardeşlik ikliminin hakim olduğu daha yaşanılabilir bir dünyaya kapı aralamasını temenni etti. Konya’nın sadece bir şehir olmadığını aynı zamanda bir medeniyet beşiği, bir kültür mozaiği ve hoşgörü merkezi olduğunu vurgulayan Başkan Altay, şehrin her sokağının binlerce yıllık tarihin ve kültürün izlerini taşıdığını ifade etti. "Konya, medeniyetimizin eşsiz mirasının tüm dünyaya tanıtıyor" Başkan Altay, yerel diplomasinin en önemli şehirlerinden birisi olan Konya’nın, dünya genelindeki 72 kardeş şehri ve üyesi olduğu uluslararası birlikleriyle hem Türkiye’nin kamu diplomasisini desteklemekte olduğunu hem de Türk-İslam medeniyetinin sahip olduğu eşsiz mirası tüm dünyaya tanıttığını vurguladı. İslam dünyasının birbirinden kıymetli şehirlerinin temsilcilerini ağırlamanın kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu kaydeden Başkan Altay, “Bugün burada, şehirlerimizi ve toplumlarımızı daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir ve daha huzurlu yarınlara taşımak için bir araya geldik. Bizler, şehirlerimizin sadece fiziksel yapıları ile değil, manevi ve kültürel değerleri ile de birbirine bağlı olduğuna inanıyoruz. Konferansı, bu bağları daha da güçlendirmek ve ortak değerlerimiz etrafında yeni iş birlikleri geliştirmek için önemli bir fırsat olarak görüyoruz” dedi. "OICC olarak güçlerimizi birleştirmeliyiz" Başkan Altay, dört kıtada 57 ülkeden toplam 187 üyeyi tek bir çatı altında toplayan OICC’nin, hem şehirleri hem de vatandaşları müreffeh yarınlara ulaştırmayı hedefleyen en önemli kuruluşlardan biri olduğunu belirterek, “Bir yandan şehirlerimizin kültürel mirasını korurken bir yandan da sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak ve teşvik etmek için çalışmalar yapan OICC; tüm bunların çok daha ötesinde aramızdaki birlik, beraberlik ve kardeşlik bağlarımızı kuvvetlendirmeye vesile olmaktadır. Çünkü birlik ve beraberlik, İslam medeniyetinin en temel taşlarından biridir. Şehirlerimizin yaşam standartlarını yükseltmek, hepimizin ortak sorumluluğudur. İşte bu yüzden, OICC olarak daha güçlü bir şekilde bir araya gelmeli, güçlerimizi birleştirmeliyiz. Birlikte hareket etmek, daha etkili çözümler bulmamızı sağlayacak ve şehirlerimizin sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemesini sağlayacaktır” şeklinde konuştu. "İsrail’in katliamlarına tepkimizi en sert şekilde ortaya koymaya devam edeceğiz" Konuşmasında Filistin’de yaşanan İsrail zulmüne bir kez daha dikkatleri çeken Başkan Altay, “Bugün Filistin başta olmak üzere coğrafyamızın birçok noktasında hakim olan savaşlar, acılar, kan ve gözyaşını dindirmek; ancak bu birlik ve beraberliğimizi yeniden dizayn etmekle mümkündür. Başkanlığını yürüttüğüm Dünya Belediyeler Birliği ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği çatısı altında da coğrafyamızın yaşadığı acıları dindirmek için sesimizi dünyaya duyurmaya devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi; ‘Müslümanlar olarak hakkın yanında durmak, gerçek anlamda, samimi anlamda Allah’ın ipine sarılmak, kurtuluşumuz için tek çıkar yoldur. Ya bu imtihandan alnımızın akıyla çıkacağız ya da bir ömür boyu kalbimizde ağır bir pişmanlık yüküyle yaşamak zorunda kalacağız. Dünyada 2 milyarı aşkın Müslüman varken başkalarından medet ummak yerine, hep birlikte kenetlenerek Filistin halkına kardeşlik vazifemizi yerine getireceğiz. İsrail’in bu pervasız katliamlarına tepkimizi en sert şekilde ortaya koymaya devam edeceğiz. Vicdanları sızlatan bu saldırıların gündemden düşmesine asla ama asla müsaade etmeyeceğiz. Antisemitizm sopasıyla insanların sindirilmesine hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz. Bölgenin yeniden sükunete kavuşması için üzerimize düşen ne varsa yapmayı sürdüreceğiz” diye konuştu. "Gazze’nin yeniden inşası için çalışmalara başladık" Başkan Altay, her gün bir önceki günü unutturacak büyük acıların yaşandığı Gazze’nin yeniden inşası için paydaşlarla çalışmalara başladıklarını ifade ederek şunları kaydetti: “Gazze’nin imarı konusunda bir fon oluşturuldu. Ayrıca Konya Büyükşehir Belediyesi olarak felaket dönemlerinde edindiğimiz tecrübeden kaynaklı olarak Gazze’nin yeniden imarıyla ilgili çalışma ekibi oluşturduk. Özellikle uydu fotoğraflarından, eski imar planlarından, haritalardan Gazze’nin yeni imar planına çalışıyoruz. Elbet bir gün mutlaka barış olacak. Ancak Gazze’nin ayağa kaldırılması için tüm kurumların inisiyatif alması gerekiyor. Bizler de din kardeşlerimize yönelik desteğimizi göstermeliyiz. Buradan bir kez daha İsrail’in gerçekleştirdiği zulme direnen tüm Filistinli kardeşlerimizi selamlıyorum. İsrail saldırılarında şehit olan Filistinlilere Allah’tan rahmet diliyorum. Filistin başta olmak üzere tüm dünyada yeniden huzur ve barışın sağlanmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum. İsrail’in bu zulmünü unutmayacağız, unutturmayacağız. İsrail bu lekeyi asırlarca alnında taşıyacak.” "Konya olarak, barış ve kardeşlik mesajını tüm dünyaya duyurmaktan geri durmayacağız" Konuşmasında birlik, beraberlik ve kardeşlik vurgusu yapan Başkan Altay, “Hep birlikte daha güçlü, dayanışmacı ve müreffeh bir gelecek inşa etmek için el ele verecek ve daha yaşanılabilir bir dünyanın inşasında güçlü adımlarla yürüyeceğiz. Konya olarak tıpkı bugün olduğu gibi bundan sonra da İslam medeniyetine katkı sunmaya devam edecek, barış ve kardeşlik mesajını tüm dünyaya duyurmaktan geri durmayacağız. OICC 15. Genel Konferansı’nda emeği geçenlere, bugün burada bizlerle olan tüm temsilcilerimize ve tüm konuklarımıza yürekten teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. "Konya çok güzel ve köklü tarihiyle ünlenmiştir" OICC Genel Sekreteri Ömer bin Abdullah El-Kadı ise, “Konya, insanlığın yerleştiği en eski şehirlerden birisi sayılıyor. Özellikle Anadolu’da en eski, en kadim, en köklü şehir olduğu bilinmektedir. Mimari ve şehirleşmesi Selçuklu Devleti’nin başkentliği döneminde yaşamıştır. Ev sahibi şehrimiz çok güzel eski ve köklü tarihiyle ünlenmiştir” dedi. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine de teşekkür eden Kadı, “Özellikle bu buluşmamızı sağladığı ve ev sahipliği yaptığı için. Bu, Türk Hükümetinin ve Türk halkının önemli rol üstlenmeleri ve özellikle İslam aleminin meseleleri konusunda gerekli ilgiyi göstermenin bir göstergesidir” diye konuştu. Ev sahipliğinden dolayı Başkan Altay’a teşekkür eden Kadı, “Bizi çok güzel karşıladılar ve çok güzel bir misafirperverlik sergilediler. Aynı zamanda da güzel bir yönetim ile gösterdiği çabalar sayesinde konferansın başarılı bir şekilde devam etmesini sağlamada büyük rol üstlenmiştir” ifadelerini kullandı. "Filistin halkı da şerefli ve onurlu bir hayat yaşamalı" Gazze’de ve genel olarak Filistin’de siyonist rejim tarafından toplu katliamların devam ettiğini hatırlatan Kadı şunları kaydetti: “Öldürme, yaralama, esir alma, zulüm etme, teşhir etme, aç bırakma; suların, yakıtların, ilaçların girmesine engel olan, gıda maddelerinin ve hayati malzemelerin girmesine engel olan, Allah’ın evlerinin, hastanelerin, evlerin ve barınma yerlerinin yıkılmasına neden olan saldırılar oluyor. Aynı zamanda su tanklarının ve elektrik istasyonlarının bombalanması, yer altı kaynaklarının yok edilmesi ve özellikle atık su ve içme suyu borularının ve iletişim araçlarının bombalanmasına neden olan saldırılar devam ediyor. Filistin’e olan bu saldırıların ve düşmanlığın hemen durdurulması ve yardım çalışmalarının başlaması ve yeniden imarın başlaması gerekiyor. Filistin’in Birleşmiş Milletler’e yaklaşık 75 yıldır süren uzun çalışmalar ve uğraşları söz konusu. Tam üyelik kazanması gerekiyor. Bu söylediklerim Filistin halkının elde etmesi gereken en asgari şeylerdir ki şerefli ve onurlu bir hayat yaşasınlar. Onlar da diğer toplumlar gibi bu hayatı hak etmektedir.” "Konya’nın Gazze’nin imarı için yaptıklarına destek olmak büyük bir onurdur" Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Gazze’nin yeniden imarı için planlar yapmasından ve bunun için fon ayırmasından duyduğu memnuniyeti belirten Kadı, “Bu konuda ben de herhangi bir teknik destek veya mali destekte bulunabilirim. Bu konuda kim varsa Konya Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çalışmasını, iş birliği yapmasını öneriyorum. Bu büyük bir onurdur. Bu bizim de herkesin de sorumluluğudur. Allah’tan dileğimiz o dur ki bu sorumluluğu yerine getirmede bize yardımcı olsun” dedi. Konuşmaların ardından 11. OICC ödülleri sahiplerine takdim edildi. Konya Büyükşehir Belediyesi’ne de Belediye Proje ve Hizmetleri kategorisi Bölge ve Şehir Planlama dalında “Darülmülk” projesi ödülü verildi. Başkan Altay ödülü OICC Genel Sekteri El Kadı’dan aldı.