Yerel Haberler
Tokat
Depremden etkilendi, köyüne geri döndü
11 Mayıs 2024 Cumartesi - 11:11 Depremden etkilendi, köyüne geri döndü 6 Şubat depreminde deprem bölgesinde görev aldıktan sonra İstanbul Büyük Şehir Belediyesi İtfaiyesi’nde ki görevinden emekliye ayrılan 58 yaşındaki Vehbi Okur, Tokat’ta ki köyüne geri dönerek 7 dönümlük arazideki 300 ağaçta erkenci kiraz hasadına başladı. Vehbi Okur, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinde İtfaiye eri olarak görev yaparken 6 Şubat depreminde deprem bölgesinde görev aldı. Depremde gördüğü manzaradan etkilenen Okur, beklenen İstanbul depreminden de etkilenerek emekliye ayrılıp doğduğu yer olan Tokat’a bağlı Büyük Yıldız köyüne geri dönmeye karar verdi. Okur köyüne yerleşerek babasından miras olarak kalan 7 dönümlük arazideki 300 ağaçta erkenci kiraz hasadına başladı. Okun hayatının kalanını köyünde kiraz ticareti yaparak geçirmeyi planlıyor. Emekli olduktan sonra ata topraklarına döndüğünü ifade eden Vehbi Okur; “Emekli olmadan önce zaten çalışıyordum. Emekli olduktan sonra kendi bağımı, kendi kirazımı üretmeye, kendi bağımdaki yaprağımı çıkartmayı, kendi üzümümü üretmek için kendi toprağıma geldim. Şehir yaşantısı biraz daha sıkıcı. Burası da ana memleketimiz olduğundan burası daha güzel geldi ve dönül yaptık. Bugün erkenci kirazın ilk hasadını almaya başladık. Ay sonuna kadar hasadı bitirmeyi düşünüyoruz. 300 ağaç kiraz olduğuna göre 20-30 tona yakın kiraz çıkacak. Tarladaki fiyat çok düşük. Tezgahtaki fiyatı ile tarladaki fiyatı çok değişiyor. Kilosu şu an da 50 liradan gidiyor. Piyasadaki değeri ile tarladaki değeri bir değil” dedi. “Kararında deprem etkili oldu” Ata topraklarına dönmesinde 6 Şubat depremlerinin büyük etkisi olduğunu söyleyen Okur; “Depremin çok büyük etkisi var. Zaten İstanbul’da büyük bir deprem bekleniyor. Bu tarlada bir zemin oluşturabilirsem İstanbul’dan tamamen ayrılmayı düşünüyorum. Çok büyük bir kent oldu. Burada daha sağlıklı ortam oluşturacağımızı düşündüğümüz için tarlamızda kiraz hasadı yapmaya başladık” diye konuştu.
Erbaa Belediyesi, kene hastalıklarına karşı keklik ve sülün yetiştiriyor
10 Mayıs 2024 Cuma - 15:07 Erbaa Belediyesi, kene hastalıklarına karşı keklik ve sülün yetiştiriyor Erbaa Belediyesi keklik ve sülün üretim tesisi Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan kenelerle mücadele için her yıl 500 keklik ile bin sülün yetiştiriyor. Türkiye’de İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğun olarak görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı ile mücadele amacıyla Tokat’ın Erbaa ilçesinde belediyeye ait tesiste keklik ve sülün üretiliyor. Hastalığın bulaşmasına neden olan kenelerle doğal yöntemlerle mücadele etmek için 2008’de kurulan tesiste, her yıl 500 kınalı keklik ile bin halkalı sülün yetiştiriliyor. Yetiştirilen sülün ve keklikler Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü işbirliği ile her yıl bahar aylarında doğaya salınıyor. Yıllık 500 keklik ile bin sülün doğaya salınıyor Kenelerle doğal yollarla mücadele etmek için tesisi işlettiklerini ifade eden Erbaa Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl, “Halk arasında, kene vakası olarak, kene ısırması olarak bildiğimiz vakalar maalesef bu bölgede, bu coğrafyada özellikle bu rakımda gerçekleşiyor. Bununla ilgili mücadelemizi biz doğal dengeyi bozmadan nasıl çözeriz düşüncesiyle böyle bir tesis işletiyoruz. Burada bizim keklik ve sülünlerimiz var. Yıllık yaklaşık 500 tane keklik ile bin tane sülünü doğaya salarak bu bölgede keneyle olan mücadeleye katkı sağlıyoruz. Buradaki bakım kolay olmuyor. Onların her gün yumurtlaması, kuluçkaya yatırılması, bakımı büyümesi tabi ki bir süreç alıyor. Özellikle vakalara engel olalım insan sağlığına önem verelim bu salınımları da bölgemizde Milli Parklar ve Doğa Koruma Müdürlüğümüzle beraber her yıl gerçekleştiriyoruz.” dedi
Türkiye’de ilk olan Yavuz Selim Özel Eğitim Meslek Okulu özel gereksinimli çocukları meslek sahibi yapıyor
10 Mayıs 2024 Cuma - 12:01 Türkiye’de ilk olan Yavuz Selim Özel Eğitim Meslek Okulu özel gereksinimli çocukları meslek sahibi yapıyor Türkiye’de bir ilki gerçekleştirilerek bu yıl ilk öğrencilerini alan özel eğitim kampüsü, özel gereksinimli çocukları meslek sahibi yaparak hayata hazırlıyor. 7 dönümlük alanda kurulan kampüs, anaokulundan itibaren geniş eğitim imkânları sunuyor. Yavuz Selim Özel Eğitim Meslek Okulu ise öğrencilere turizm, otelcilik, metal işleme, mobilya ve yiyecek gibi çeşitli sektörlerde meslek edinme fırsatı sunuyor. Tokat’ta Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren özel eğitim kampüsü, özel gereksinimli çocukları meslek sahibi yaparak hayata hazırlıyor. 7 dönümlük bir alanda kurulan bu kampüs, anaokulundan itibaren farklı eğitim olanakları sunuyor. Yavuz Selim Özel Eğitim Meslek Okulu ise öğrencilere turizm, otelcilik, metal işleme, mobilya ve yiyecek gibi alanlarda meslek edinme imkânı sağlıyor. Kampüs, anaokulu, ilkokul, ortaokul, görme engelliler okulu ve özel eğitim meslek okulu gibi farklı seviyelerde eğitim veriyor. Özellikle özel eğitim meslek okulu, öğrencilerin yetenekleri doğrultusunda hayata ve mesleğe hazırlanmalarına odaklanıyor. “Özel gereksinimli çocuklarımızı hayata hazırlıyoruz” Günümüz maliyeti ile 250 milyonluk yatırımla Türkiye’de ilk olan kampüsü kazandırdıklarını belirten İl Milli eğitim Müdürü Hüseyin Kır; “Türkiye’de bir ilk olarak özel eğitim kampüsünü Tokat’ta açtık. Bu yıl eğitim-öğretime başladı. Bu kampüs 7 dönümlük bir alanda bulunmakta ve eğitimin her kademesinde okulumuz mevcuttur. Şu andaki maliyeti 250 milyondur. Destek olan ve teşvik edenlere teşekkür ediyoruz. Bu kampüste anaokulu, ilkokul, ortaokul, görme engelliler okulu, eğitim uygulama okulumuz var. En önemli okulumuz ise özel eğitim meslek okulumuzdur. Biz burada özel gereksinimli çocuklarımızı hayata hazırlıyoruz. Kendi gereksinimleri doğrultusunda onların yapabilecekleri alanları belirleyerek hayata ve mesleğe hazırlıyoruz. Burada almış oldukları eğitimle okuldan mezun olduktan sonra devlet kurumları ve özel şirketlerde meslek bulma imkânı sağlanıyor. “Hem paralarını hem hayatlarını kazanıyorlar” Okul sayesinde özel gereksinimli öğrencilerin meslek edindiklerini ifade eden Yavuz Selim Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Mustafa Aydoğan; “Meslek edinen öğrencilerimiz iş hayatına daha rahat atılabiliyorlar. Okulu bitirdikten sonra yapabilecekleri bir meslekleri oluyor. Böylece hem kendi paralarını kazanmış oluyorlar hem de kendi hayatlarını kazanmış oluyorlar. Aileden bağımsız bir şekilde de kendi evlerini kurup hayatlarına devam ediyorlar” diye konuştu.
Türkülere konu olan madımağı ticarileştirdi
10 Mayıs 2024 Cuma - 11:06 Türkülere konu olan madımağı ticarileştirdi Tokatlı Halil Bayır, doğada kendiliğinden yetişen madımak bitkisini tarlada üretmeyi başladı. 20 metrekarelik alanda başladığı üretimi 70 dönüme çıkartan Bayır, tüm Türkiye’yi madımak ile tanıştırdı. Tokat’ın Çördük köyünde 50 yıl önce başlayan bir girişim, bugün ulusal bir sektöre dönüştü. Halil Bayır’ın annesi ve dedesi, evin ihtiyacını karşılamak için dağlardan topladıkları madımak kökleri ve tohumunu 20 metrekarelik bahçelerine ekti. Verim elde eden aile, madımak yetiştiriciliğini sektör haline getirmeye karar verdi. Bugün 70 dönüm arazide madımak yetiştiren Halil Bayır, ilkbahar aylarında ciddi bir gelir kaynağı sağlıyor. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlere de pazarcılar aracılığıyla ulaştırılan madımak, yaz aylarında ise konserve haline getirilerek Tarım Kredi Kooperatif Market’te satışa sunuluyor. 1500 rakımlı araziye de madımak eken Bayır, Ar-Ge çalışmalarını tamamlayarak yayla madımağı yetiştirmeye de başladı. Köyün ve çevre bölgelerin ekonomisine önemli katkılar sağlayan bu ürün, sürdürülebilir tarım ve alternatif gelir kaynakları açısından da örnek teşkil ediyor. “Madımak için yaylalar daha elverişli” Evin ihtiyacı için 20 metrekarelik bahçede başladıkları madımak yetiştiriciliğine günümüzde 70 dönüm araziyle devam ettiklerini söyleyen Halil Bayır, “Büyüklerimiz 50 yıl önce annem ve dedem dağlardan kökünü ve tohumunu toplayarak evimizin ihtiyacı için madımak getirirler. Kendi evimizin 20 metrekarelik bahçesine ekerler. Daha sonrasında orada verim alınır ve katma değer yüksek olduğu için bu ürünü çoğaltmaya karar verirler. Diğer mahsullere göre daha fazla yüksek para ettiği için çoğaltmaya karar verirler. Dolayısıyla çoğalır. Bugün de biz bu ürünü sektör haline getirdik. Şu an 70 dönüm kadar arazide madımağımız var. Bize bakıp örnek alarak bir o kadar da köyümüzde var. Köyümüz orman köyü olması nedeniyle ilkbahar aylarında ciddi bir gelir kaynağı elde ediyoruz. Bir madımaktan sulu tarımda bakıldığı zaman altı defa hasat edilebilir. Biz ilkbahar aylarında İstanbul, Ankara gibi metropol şehirlerimize pazarcılar marifetiyle ulaştırıyoruz. Yaz döneminde de biz kendimiz bunu pastörize yaparak, konserve yaparak süpermarketlere satıyoruz. Devletimizin Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinde de mevcuttur. Mesela şu anki bulunmuş olduğumuz yerin rakımı 1500’dür. Bu rakımda arpa ve buğdaydan başka bir şey yetişmez. Burası yayladır. Fakat madımak burada çok daha elverişli, çok daha güzel oluyor. Daha önceden arazi yollarında yetiştiği için biz de oradan esinlenerek tarlamızda da bunu yetiştirmeye karar verdik. Burada da bir deneme çalışması yaptık, güzel oldu” dedi.
Erbaa’da özel çocuklar Bahar Şenliğinde buluştu
10 Mayıs 2024 Cuma - 09:57 Erbaa’da özel çocuklar Bahar Şenliğinde buluştu Erbaa Belediyesi Engelliler Haftası sebebiyle atlı bahçede özel çocuklar için bahar şenliği düzenledi. Erbaa Belediyesi Engelliler Haftası sebebiyle özel eğitim uygulama okulu öğrencilerine bahar şenliği düzenledi. Atlı bahçede düzenlenen etkinlikte, çocuklar müzik ve oyunlarla eğlenceli dakikalar yaşadı. Erbaa Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl ile birlikte pasta kesip sportif aktiviteler gerçekleştiren özel öğrenciler şenlikte doyasıya eğlendi. Öğrencilerle bir araya gelmekten onların mutluluğuna şahit olmaktan büyük keyif aldıklarını ifade eden Erbaa Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl, “Eminim öğrencilerimiz için çok güzel bir gün oluyordur. Farklı bir hafta oluyordur. İnşallah 10-16 Mayıs arasında kutladığınız bu güzel haftanızı, özel haftanızı kutluyor, tebrik ediyorum. İnşallah bu etkinlikler, bu sosyalleşme öğrencilerimizin hayata daha fazla tutunmasına vesile olur. Ben özel öğrencilerimize verdiğiniz emek için ayrıca da çok teşekkür ediyorum. Bu örnek olacak inşallah. Hocalarımızla, müdürlerimizle konuştuğumuz gibi inşallah bu etkinliği Tokat geneline de yayarız. Erbaa örnek olur. İnşallah bu etkinlikte Tokat’ın bütün öğrencilerini misafir ettiğimiz nice güzel çalışmalar olur. Erbaa olarak bütün Tokat’a örnek olmuş oluruz. Ben o anlamda, emeği geçen herkese, ailelerimize, öğretmenlerimize ve sizlerin yanında çalışan ablalarımıza teşekkür ediyorum. Hayata daha çok tutunduğumuz daha fazla paydaşımızın olduğu bir gelecek diliyorum” dedi.
Tokat’ta deprem sonrası insan boyunda çatlaklar oluştu
10 Mayıs 2024 Cuma - 09:56 Tokat’ta deprem sonrası insan boyunda çatlaklar oluştu Tokat’ın Sulusaray ilçesine bağlı Buğdaylı Köyü’nde meydana gelen depremin izleri, köy sakinlerini tedirgin eden derin çatlaklar olarak ortaya çıktı. İhlas Haber Ajansı tarafından kaydedilen görüntülerde, bu çatlaklara insanların rahatlıkla girebildiği görüldü. Tokat’ın Sulusaray ilçesine bağlı Buğdaylı Köyü’nde meydana gelen depremlerin ardından ortaya çıkan çatlaklar, bölgedeki sarsıntının etkileyici boyutunu gün yüzüne çıkardı. İhlas Haber Ajansı tarafından kaydedilen görüntülerde, çatlaklara insanların rahatlıkla girebildiği net bir şekilde görülebiliyor. 18 Nisan’da köy merkezli 5,6 büyüklüğündeki depremin etkileriyle birlikte ortaya çıkan bu çatlaklar, köylüler arasında büyük endişe oluşturdu. Köy Muhtarı Ahmet Demir, depremin hemen ardından bölgede incelemelerde bulunulduğunu ancak çobanların dağa çıkmadığı için fay çatlaklarını önceden fark edemediklerini ifade etti. Ancak sonradan yapılan gözlemlerle büyük çatlakların nerede olduğunun daha net anlaşıldığını belirtti. Buğdaylı Köyü sakinleri, depremin oluşturduğu bu çatlakların boyutu ve derinliği konusunda endişe duyarken, yetkililerin bölgedeki riskleri yakından takip etmelerini ve gerekli önlemleri almalarını talep ediyor. “Çobanlarımız dağlarda çatlak gördü” Buğdaylı Köyü Muhtarı Ahmet Demir, “18 Nisan’da 5,6 şiddetinde meydana gelen depremin merkez üssü köyümüzdü. İlk başta araştırmacılar falan da gelmişti. Çobanlarımız dağa çıkmadığı için fay çatlaklarını görememiştik. Büyük çatlakların nerelerde olduğunu yeni fark ettik. Az önce arkadaşlarımız da yerinde giderek gördü. Daha önce gelen görevlilere de bu çatlakları gösterememiştik. Bazı yerleri yeni fark etmeye başladık” dedi.
Bitki uzmanı Arap sümbülünden yaralara iyi gelen merhem yapıyor
09 Mayıs 2024 Perşembe - 11:15 Bitki uzmanı Arap sümbülünden yaralara iyi gelen merhem yapıyor Tokatlı bitki uzmanı Havva Çifçier, ilkbaharda çiçek açan Arap sümbüllerini toplayarak doğal bir merhem haline getiriyor. Tokat’ta ilkbahar mevsiminde erken çiçek açan Arap sümbülleri doğayı renklendirdi. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği kentte bazı dağ sümbülleri beklenenden erken çiçek açtı. Kentin çeşitli noktalarındaki ormanlık alanlarda, çayırlarda ve kayalık yamaçlarda göz alıcı bir görüntü oluşturan Arap sümbülleri, doğaseverlerin de ilgisini çekiyor. Tokatlı bitki uzmanı Havva Çifçier, erken açan Arap sümbüllerini toplayarak, doğal bir merhem haline getiriyor. “Vücuttaki yaralara doğal çözüm sunuyor” Havva Çifçier, bitkinin sağlığa olan faydalarını antalarak, "Elimdeki Arap sümbülü, diğer adıyla yabani sümbül. Çocukluğumuzdan beri bilinen ancak eski zamanlarda kullanımı pek teşvik edilmeyen bir bitkiydi. Yıllarca yaptığım araştırmalar sonucunda bu bitkinin oldukça faydalı olduğunu öğrendim. Özellikle topuk çatlaklarına ve vücuttaki yaralara doğal bir çözüm sunuyor. Zeytinyağı ile karıştırılarak güneşte bekletilen Arap sümbülü, haftalar içinde etkili bir şekilde yaraların iyileşmesine yardımcı oluyor" şeklinde konuştu. Çifçier, Arap sümbülü merhemini zehirli olduğu için içilmesini kesinlikle önermediklerini belirtti. Çifçier, bitkinin yağlarını kaybetmemesi için topladıktan sonra hızlı bir şekilde işlediklerini ve saf zeytinyağı ile birleştirerek güneşte beklettiklerini, böylece etkili bir doğal merhem elde ettiklerini ifade etti.
Tokat’ın Erbaa ilçesinde güneş enerjisiyle çevre dostu içme suyu sistemi kuruldu
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 15:15 Tokat’ın Erbaa ilçesinde güneş enerjisiyle çevre dostu içme suyu sistemi kuruldu Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlı Ağcaalan köyünde hayata geçirilen Güneş Enerji Sistemi projesi, köyün içme suyu ihtiyacını çevre dostu ve sürdürülebilir bir şekilde karşılamayı hedefliyor. Tokat İl Özel İdaresi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlı Ağcaalan köyünde içme suyu teminini sağlamak amacıyla önemli bir adım attı. 2023 yılında başlatılan bir proje kapsamında, köyün içme suyu ihtiyacını karşılamak için Güneş Enerji Sistemi (GES) kuruldu. Yaklaşık 48 GES panelinden oluşan sistemle köy, artık sağlıklı ve kaliteli içme suyuna kavuştu. Toplamda 21.600 Watt güç üreten bu yenilenebilir enerji kaynağı sayesinde, içme suyu depolama tesislerine sıfır maliyetle enerji sağlanıyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte, Ağcaalan köyü sürdürülebilir ve çevre dostu bir içme suyu sistemi ile donatılmış oldu. Güneş enerjisi kullanımıyla, köyün enerji ihtiyacının çevre dostu bir şekilde karşılanması ve içme suyu temininin güvenli hale getirilmesi hedefleniyor. Bu adım, hem çevre dostu enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesini sağlıyor hem de köy halkının sağlık ve yaşam kalitesini olumlu yönde etkiliyor. Tokat İl Özel İdaresi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, projenin hayata geçirilmesinde önemli bir rol oynayarak köyün içme suyu altyapısını güçlendirme ve sürdürülebilirliği artırma konusunda önemli bir başarıya imza atmış oldu.
Tokat OSB, elektrik tüketimini “Yeşil enerjiden” karşılayacak
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 15:13 Tokat OSB, elektrik tüketimini “Yeşil enerjiden” karşılayacak Sürdürülebilir bir gelecek için çevre dostu uygulamalara öncelik veren Tokat OSB, CK Enerji Çamlıbel Elektrik aracılığı ile Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) sahibi oldu. Bu belge ile birlikte Tokat OSB’de faaliyet gösteren 170 firma toplam 21 bin 800 MWh elektrik tüketimini yenilenebilir enerjiden karşılayacağını taahhüt etmiş oldu. Dünyanın geleceği için yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi her geçen gün artarken, faaliyetlerinde çevre dostu uygulamalara ağırlık veren Tokat Organize Sanayi Bölgesi (OSB), CK Enerji Çamlıbel Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası aldı. Bu sertifika ile birlikte Tokat OSB’de faaliyet gösteren 170 firma toplam 21 bin 800 MWh elektrik tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacak. Tokat OSB Müdürlüğünde gerçekleştirilen I-REC sertifikası teslim töreninde, CK Enerji Çamlıbel Elektrik Genel Müdürü Muharrem Bülbül, Tokat Valisi ve aynı zamanda Tokat OSB Yönetim Kurulu Başkanı da olan Numan Hatipoğlu’na, Tokat OSB Yönetim Kurulu Üyeleri adına I-REC sertifikasını takdim etti. “Sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmayı hedefliyoruz” Atılan bu önemli adımın, Tokat OSB’nin çevresel sürdürülebilirlik ve yeşil enerjiye olan taahhüdünün bir göstergesi olduğunu belirten Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, “İklim değişikliği dünyanın en önemli sorunlarından biri. Biz de Organize Sanayi Bölgemizde ülkemize katma değer sağlarken çevre dostu uygulamalara öncelik vererek, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda tükettiğimiz elektriği yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamak üzere CK Enerji Çamlıbel Elektrik ile anlamlı bir iş birliğine imza atmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu sertifika ile birlikte, Tokat OSB’de faaliyet gösteren firmalarımız toplamda 21 bin 800 MWh elektrik tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacaklarını taahhüt ediyor. Attığımız bu adımın, çevremizi koruma ve gelecek nesillere temiz bir dünya bırakma konusundaki kararlılığımızı gösterdiğine inanıyorum. Sürdürülebilir bir gelecek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğimizi ifade ederek CK Enerji Çamlıbel Elektrik’e bu süreçte verdikleri destek için teşekkürlerimi iletmek istiyorum” dedi. “Çevreye duyarlı sanayi bölgesi niteliğimizi korumaya devam edeceğiz” I-REC’le birlikte bünyelerindeki 170 firmanın elektrik tüketimini yeşil enerjiden karşılamaya başlayacağını söyleyen Tokat OSB Bölge Müdürü Bilgehan Yakar ise “Sadece Tokat OSB’de değil ülkemizde de enerji kaynaklarına duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Bölgemizde yenilenebilir enerjiye olan ilginin arttığı bu dönemde gerek özel sektör gerekse devlet kanallı teşvikler ile önemli yatırımlar yapılmaktadır. Başta tekstil olmak üzere, mobilya, gıda, kimya, plastik, metal, gibi değişik sektörlerden 170’i aşkın firmada yaklaşık 9 bin kişinin çalıştığı karma yapıda bir OSB niteliğindeyiz. Önümüzdeki yıllarda katılımcı firmalarımızda yüksek teknolojiye dayalı üretim biçimlerinin artması perspektifinden yola çıkarak, bölgemizde insan kaynağımızı geliştirmeyi, dijital anlamda dönüşümümüzü başarmayı, çevreye duyarlı bir sanayi bölgesi niteliğimizi korumayı, bölgemizde ve yakın yerleşim alanlarında yaşayanların hayat kalitesini artırmayı gelişim eksenimiz olarak görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. “Doğa dostu bir çalışmanın içinde olmaktan mutluluk duyuyoruz” Doğa dostu enerji kullanmayı teşvik eden yenilenebilir enerji sertifikalarının kullanıcılara pek çok avantaj sağladığına dikkat çeken CK Enerji Çamlıbel Elektrik Genel Müdürü Muharrem Bülbül ise, “Sürdürülebilirlik ve çevresel bilinç, iş dünyasının ve toplumunun geleceğinde her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Biz de yıllardır enerji sektöründe uzmanlaşıp büyürken, çevre dostu elektrik tedarik etmek isteyen sanayi ve ticarethanelerin Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) almalarına da destek oluyoruz. Bu sayede enerji tüketiminin çevresel etkilerinin en aza indirilmesi konusunda doğa dostu bir çalışmanın içinde yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu sertifikayı alarak daha yeşil bir geleceğe katkı sağlayan Tokat OSB’yi gönülden kutluyor, iş birliğimizin devamını diliyorum” ifadesini kullandı. Son yıllarda giderek yaygınlaşan I-REC (Uluslararası Yenilenebilir Enerjisi Sertifikası), RECs International tarafından geliştirilen elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini belgeleyen uluslararası sertifikasyon sistemi. Uluslararası bağımsız bir kuruluş olan IREC Foundation tarafından verilen ve denetlenen bu sistemde, yenilenebilir enerji tesislerinde (güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal ve biokütle) üretilen her 1 MWh elektrik karşılığında bir sertifika oluşturuluyor. Yetkili enerji şirketleri de bu sertifikayı talep eden müşterilerinin elektrik enerjilerini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamasına destek veriyor. Sertifikaya sahip olan şirketler çeşitli avantajlar elde ediyor Üretilen her birim elektriğin, kaynağından başlayarak takip edilmesi ve nihai tüketiciye kadar izlenebilmesini sağlayan bu sistem sayesinde tüketiciler bilinçli ve güvenilir bir seçim yapabiliyor. Aynı zamanda yeşil enerji kullanımının karbon salınımının azaltılmasına yönelik olumlu bir adım olması nedeniyle tüketici davranışını yeşil enerji kullanan tesisler için pozitif yönde etkileyen bir unsur olarak öne çıkıyor. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki firmalar, satın aldıkları ürünleri üreten tesislerin yenilenebilir enerji sertifikası almasını şart koşarken buna karşılık çeşitli avantajlar da sağlıyor.
Tokat’ta deprem sonrası alternatif konut talepleri arttı
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 11:49 Tokat’ta deprem sonrası alternatif konut talepleri arttı Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremin ardından alternatif konut talepleri artı. 18 Nisan’da yaşanan 4,1, 4,7 ve 5,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Tokat’ın Sulusaray ilçesinde alternatif konutlara olan talep hızla yükseldi. Depremler nedeniyle evlerine giremeyen vatandaşlar, güvenli ve geçici konut ihtiyacını karşılamak amacıyla bungalov ev ve çoban evi gibi alternatif çözümlere yöneldi. Bu talebi karşılamak için adeta bir çözüm üreten isimlerden biri de emekli olduktan sonra Tokat’ın merkeze bağlı Tahtoba köyüne yerleşen Fatih Yenilmez oldu. Demir kaynak işine yoğunlaşarak başlayan Yenilmez, zamanla müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda traktör sepeti, bungalov ev ve tekerlekli çoban evi gibi pratik ve taşınabilir yapılar üretmeye başladı. Yenilmez’in ürettiği tekerlekli çoban evleri, motor traktörlerine takılarak istenilen noktaya kolayca taşınabiliyor. İçerisinde konaklama ve temel ihtiyaçları karşılamak için gerekli olan her şey bulunuyor. Yenilmez, deprem sonrası artan konteynır ve bungalov ev taleplerine cevap verebilmek için yoğun mesai harcıyor. Depremlerin yol açtığı zorluklara karşı pratik ve dayanıklı çözümler sunan Fatih Yenilmez ve benzeri girişimciler, bölge halkının ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir rol üstleniyor. Alternatif konut çözümleri, doğal afetler sonrası yaşanan acil konut ihtiyacını hızlı ve etkili bir şekilde gidermeye yönelik önemli bir alternatif olarak dikkat çekiyor. "Traktör ile istenilen yere taşınabilen çoban evi yapıyorum" Deprem sonrası işlerinde artış meydana geldiğini söyleyen Fatih Yenilmez, "Traktör arkasına sepet, bungalov ev ve çadır yerine tekerlekli çoban evi yapıyorum. Motor traktörüne takıp istediği yere bırakıyor. İçerisinde istediği gibi konaklayıp yemeğini yiyor ve her türlü ihtiyacını karşılıyor. Depremden sonra da bungalov ev ve konteynıra talep bayağı arttı. Şu anda talepleri karşılayamıyoruz. Elimizden geldiği kadar talepleri karşılamaya çalışıyoruz" dedi.