GENEL - 15 Haziran 2017 Perşembe 09:02

Trabzonlu’nun "+18” isyanı

A
A
A
Trabzonlu’nun "+18” isyanı

Trabzonlu Muhammet Adanur, “+18” etiketi ile satılan cinsel ve şiddet içerikli oyunların internet kafelerde çocuklara oynatıldığını belirterek CİMER, BİMER ve TBMM Dilekçe Komisyonu’na şikayette bulundu.

Trabzonlu Muhammet Adanur, “+18” etiketi ile satılan cinsel ve şiddet içerikli oyunların internet kafelerde çocuklara oynatıldığını belirterek CİMER, BİMER ve TBMM Dilekçe Komisyonu’na şikayette bulundu. Şikayet üzerine devletin ilgili kurumları harekete geçerken, internet kafelere sıkı denetimler geliyor.


Trabzon’da yaşayan Muhammet Adanur’un bir süre önce yeğeninin internet kafelerde oynadığı oyunlar ve içerikleri dikkatini çekti. Yaptığı araştırma sonrasında internet kafelerde özellikle küçük yaştaki çocukların tercih ettiği ve yabancı menşei şirketlerin hazırladığı cinsel ve şiddet içerikli grafiklerin yer aldığı oyunları fark eden Adanur bu oyunların yasaklanması için harekete geçti. "+18” etiketi ile satılan cinsel ve şiddet içerikli oyunların internet kafelerde çocuklara oynatıldığını belirten Adanur, şikayetinde “Gerekli denetimler titizlikle yapılsın ve yasa düzenleme gerekiyorsa bu da yapılsın” talebinde bulundu.


Adanur’un başvurusunu işleme alan TBMM Dilekçe Komisyonu, konuyu İçişleri Bakanlığı’na sordu. Bakanlık, cevabında 11 Nisan 2017’de, “İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmeliği” yayınlandığını hatırlatarak ticarî amaçla internet toplu kullanım sağlayıcısının ailenin ve çocukların korunması amacıyla içerik filtreleme sistemini ve güvenli internet hizmetini kullanma zorunluluğu bulunduğunu belirtti. Sorumluluklarını yerine getirmeyen internet kafelere, mülki idare amiri tarafından ilk ihlalde yazılı olarak uyarma; ihlalin devamı halinde üç güne kadar kapatma; ihlalin tekrarı halinde ise bin TL’den 15 bin TL’ye kadar idarî para cezası verileceği kaydedildi.



"İnternette veya oyun salonlarında oynanan oyunlarda aşırı derecede cinsel içerik bulunuyor"


Yaptığı şikayet ile ilgili bilgiler veren Adanur, teknolojinin gelişmesiyle bilgisayar oyunlarında ciddi bir gelişme olduğunu belirtti. Adanur, “Dilekçemin içeriğinde BİMER, CİMER, TBBM Dilekçe Komisyonu ve Kamu Başdenetçiliği’ne bu olayı uygun bir şekilde görselleriyle beraber ifade ettim. İçeriğinde son yıllarda özellikle teknolojinin gelişmesiyle beraber bilgisayar oyunlarında ciddi şekilde gelişme söz konusu. Özellikle dünyada kendisine hayasızlığı edepsizliği misyon edinmiş ülkeler var. Bunlar medya aracılığı ile finans kaynaklarıyla çok rahat bir şekilde bu tarz içerikleri üretip yayına sokabiliyorlar. Son dönemlerde ülkemizde bu anlamda bu oyunlar konusunda çok ciddi düzeyde bir farklılaşma görüyoruz” dedi.


İnternet kafelerde ve oyun salonlarında oynanan oyunların aşırı derecede cinsellik içerdiğini kaydeden Adanur, “Bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle beraber çok ciddi donanıma sahip grafikleri çok güçlü oyunları oynatabilecek bilgisayarlar üretilmeye ve yaygınlaşmaya başladı. Oyundaki içerik sanki gerçekmiş gibi görülüyor oyundan ayırt edemiyorsun. Çocuklarımız bu oyunları internet kafelerde, oyun salonlarında oynuyorlar. Bu oyunların içeriğinde son derece şiddet, hırsızlık, gasp, adam öldürme, tecavüz, alkol, uyuşturucu, sigara bunların yanında yenisi eklendi cinsel içerikli oyunlar. Artık öyle bir noktaya geldi ki internette veya oyun salonlarında oynanan oyunlarda aşırı derecede cinsel içerik bulunuyor” şeklinde konuştu.



Hassasiyeti için teşekkür ettiler


Oyunları hiçbir denetime tabi tutulmadan herkesin ulaşabildiğini vurgulayan Adanur, “Oyunlar satılırken üzerlerinde ‘+18’ etiketi var. İçeriğini ifade ederken yetişkin genç diye hedef kitle olarak gösteriliyor. Ancak bu oyunları hiçbir denetime tabi tutulmadan herkes ulaşabiliyor. Çocuklar ulaşabiliyor internet kafelerde yayın korsanlarında yaş aralığına bakılmaksızın bütün çocuklar buna ulaşabiliyor. Bu oyunlardaki bu takım olumsuz içeriklere vakıf olabiliyorlar, oynayabiliyorlar. Son dönemlerde çocuklarımızın üzerinde oynanan bu oyunlara karşı pek duyarlı olmadığımızı düşünüyorum. Bu konuda önlem alması gereken kişilerin gerekli önlemleri alması gerektiğini düşünüyorum. Bazı ülkelerde bu tarz oyunların içerdiği aşırı şiddetten, cinsellikten dolayı yasaklandığını ülkeler var” diye konuştu.


Dilekçesi sonrasında devletin ilgili birimlerine hassasiyetleri için teşekkür de eden Adanur, “İnternet kafelerin ciddi anlamda denetlenmesi gerekiyor. Bir çoğunun bundan haberi yok. Çocuk oyunu oynuyor ancak anne babanın oyunun içeriğinden haberi yok. İlgili birimlerden bu konudaki hassasiyetim için teşekkür edildi. Bu konuda gerekli çalışmaların yapılacağı söylendi. ‘Geleceğimiz olan çocuklarımız için her şeyde varız’ denildi. Olumlu tepkiler geldi” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Hataylı bal üreticisi “arılarım beni tanıyor” diyerek atletle arılarına bakım yapıyor Hatay’ın payas ilçesinde balcılık yapan Üzeyir Yarar (47), yarı çıplak bir vaziyette arı kovanlarını açarak, adeta arılara meydan okudu. Balcı Üzeyir Yarar, arılarının kendisini tanıdığını ve 100 yıllık arılar olduğunu ırkın hiç bozulmamış olduğunu belirtti. Payas İlçesi kayalık Caddesi’nde balcılık yapan, Üzeyir Yarar 47 yaşındaki balcı kendi arılarına olan güvenini farklı bir yöntemle sergiledi. Yaklaşık 15 peteği bulunan ve arıların, günün belirli saatlerinde insanları ısırmadığını iddia eden Yarar, bununla birlikte kendi arılarının da kendisine asla zarar vermeyeceğini ispatlamak için neredeyse yarı çıplak soyundu. ‘Arılarım beni tanıyor’ dedi, içerisinde binlerce arının olduğu peteği yarı çıplak şekilde açtı Arıcılığa Hobi olarak başlayan Üzeyir Yarar(47), “ bundan bir herhangi bir şeye para filan şu bu talep düşünmeden burada işte arı meragım var. Dedem de benim arıcıymış daha önce çocukluğumdan belli bir meragım olduğu için, o arı bir 10 seneden belli bu işi yapıyorum. Arılar bizleri tanıyor zarar vermediğimiz sürece, onlar da bir insan gibi yani hayvan bir insan gibi zarar vermediğiniz sürece benim de zarar vermeyeceğimi biliyorlar, kendilerini yaşatmak için ben ballarını bile almıyorum, kendilerine bırakıyorum aldığım, yani biz aslında insanoğlu hırsızlık, hayvanın kışlık yiyeceklerini biz çalıyoruz ben az bir şey mesela alıyorum bundan bir herhangi bir para şey beklemiyorum yani, bir amcamızla tanıştım, amcam 95 yaşındaydı Hatay’da, adam 95 babasından kalmış arı 95 seneden belli dedi oğlum bendeydi bu arı dedi. Ben bir kovan aldım dedi miydi amca bunun bir kovanını bana sat dedim ve oraya Aracı gitmesi imkansız, ırk bozulmamış tahminimce onları getirdim o ırkı aldım onu çoğalttım kendi çapımda bir şeyler yapmayı kendim ırkım gibi o işte 10 tahminimce de 100 yıldan belli o adam da 95 yani ırk hiç bozulmamış. Oynuyorum devamlı her zaman bakıyorum bakımını yapıyorum elbise giymiyorum yani, herhangi bir şeyde soktuğu zaman da herhangi bir şişkinlikle olmuyor bende arılar beni tanıyor isterseniz bakıyım açıp yani onlar oldu daha büyük arılar var isterseniz videoda bak şurada bunu da açarım, yani arılar beni tanıyor ya bunlar herhangi bir zarar vermez.” İfadelerine yer verdi.
Hatay Bakan Özhaseki: “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem sonrası 76 bin konutun teslim edildiğini belirterek, "Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Hatay’a geldi. İlk olarak Antakya ilçesi EXPO yerleşkesinde bulunan Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden Bakan Özhaseki, şehrin farklı noktalarındaki şantiye alanlarını da ziyaret etti. Çalışmalar hakkında bilgi alan Bakan Özhaseki, ardından Mustafa Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Hatay İl Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Türkiye genelinde bin 240 şantiye alanının olduğunu belirten Bakan Özhaseki, bu zamana kadar yapımı tamamlanan 76 bin konutun da teslim edildiğini söyledi. “Depremden doğrudan ve dolaylı olarak 14 milyon insan etkilendi” Türkiye’nin 15 ay önce büyük bir felaketle karşı karşıya geldiğini hatırlatan Bakan Özhaseki, Hatay’da 9 saat arayla uzun süren iki tane şiddetli deprem olduğuna değinerek, “Bundan dolaylı veya doğrudan etkilenen insan sayısı 14 milyonu buldu. 18 tane şehrimizde de hasar var. Yapılan tespitlerde ara ara bu sayılar düşebilir ama ortalama 850 bin bağımsız birimin zarar gördüğünü biz de tescil etmiş olduk. Ülke olarak çok şükür büyük bir milletiz. Böyle bir milletin ferdi olmak ve üyesi olmak hepimiz için şereftir” dedi. “Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye alanımız var” Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye olduğunu ifade eden Bakan Özhaseki, AFAD’ın deprem bölgelerinde bildirmiş olduğu hak sahipliği sayısının 400 bin civarında konut ve 40 bin civarında da iş yeri olduğunu belirterek, “Mahkemelik durumlar nedeniyle arada sayılar değişiyor veya süreler uzatılıp yeni müracaatlar alınıyor. Bu sayının 500 bine doğru yaklaşacağını kabul ediyoruz. Biz bakanlık olarak 500 bin civarında konut ve iş yeri yapma planlamalarımızı sürdürüyoruz. Ülke genelinde şu anda bin 240 yerde şantiyemiz var. 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz. Genel olarak bin 240 yerde şantiyemiz var. Hatay merkezde bugün arkadaşlarımız 68 yerde şantiyemizin olduğunu söylediler" diye konuştu. “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Köylerde de hasar olduğunu dile getiren Bakan Özhaseki, “Bu köylerde önce normal inşaatlarımız devam ederken, deprem konusundaki uzman hocalarımızın tavsiyesiyle çelik evlere başladık. O çelik evlerimiz de çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Şu ana kadar 76 bin kadar konut teslim ettik. Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız. 400 bin civarında hak sahibinin 395 bin konut için bir ay içerisinde ihalesini yapacağız. Bunlara da en fazla bir yıl gibi bir süre veriyoruz. Ufak tefek aksamalar olabilir ama büyük ihtimalle gelecek sene ortası veya güz ayları gibi bütün konut ve iş yerleri için hak sahiplerinin tamamının haklarını inşallah bitirmiş ve teslim etmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eyüpsultan’da okul müdürünü silahla öldüren zanlı çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi Eyüpsultan’da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurup hayatını kaybetmesine neden olan Y.K. çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.Eyüpsultan’da 7 Mayıs’ta meydana gelen olayda iddiaya göre yabancı uyruklu öğrenci Y.K. (17), okuduğu özel liseden atılmasından sorumlu tuttuğu ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediği okul müdürü İbrahim Oktugan’ı odasında silahla vurarak ağır yaralamıştı. Hastaneye kaldırılan Oktugan hayatını kaybederken, olayın ardından yakalanan Y.K. gözaltına alınmıştı.TutuklandıEmniyetteki işlemleri tamamlanan suça sürüklenen çocuk Y.K., Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Y.K., daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.Hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği belirtildiOlaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükûnete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.’nın eğitimci Oktugan’ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi."Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’Öte yandan suça sürüklenen çocuk Y.K.’nın Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Y.K.’nın ifadesinde, ‘’2023’ün ilk döneminin ortalarında başka bir okuldan bu özel liseye kayıt oldum. Burada çeşitli sebeplerde hakkımda disiplin cezaları yazıldı, ben imzalamak istemedim. Aralık ayında sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan’ın odasına gittim, annemle oturuyorlardı. Anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim sırada müdür, ‘’Burası Türkiye, benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz’ dedi. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Annemin üzerine yürümesi üzerine polisi de aradık, daha sonra okulu terk ettik ve olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Bizden aldıkları parayı da geri vermediler. Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’ dedi.‘’Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu’’Olaydan 1 gün önce aynı okulda okuyan birini gördüğünü ve Aralık ayında yaşadığı olayın aklına geldiğini söyleyen Y.K. ifadesinin devamında, ‘’Tekrar sinir oldum. Müdürün hala okulda olup olmadığını sordum. Hala orada çalıştığını söyleyince 4 Mayıs günü 10 bin lira karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Kapıya geldiğimde selam verdim, bir anda kapı açıldı. Kimseye bir şey söylemeden hızlı bir şekilde müdürün odasına geçtim. Masada oturuyordu, beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. 2 mermim vardı, ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Sonrasında hızlıca odadan çıkıp geldiğim kapıya yöneldim ve silahı yere doğru tutarak ‘peşimden gelmeyin’ dedim. Kapıya koşup kapıyı zorladım, açılmayınca birinden açmasını rica ettim. Bir çocuk da kapıyı açtı. Benim amacım öldürmek değildi, dövmekti. Eve geçtim ve börek götürdüm. Üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra da silahı ve telefonumu Alibeyköy Barajı’na attım’’ ifadelerini kullandı.