KÜLTÜR SANAT - 25 Nisan 2015 Cumartesi 19:08

Sosyolog-Yazar Eyyüp Altun'un Yeni Romanı ‘Kızıl Topraklar' Piyasaya Çıktı

A
A
A
Sosyolog-Yazar Eyyüp Altun'un Yeni Romanı ‘Kızıl Topraklar' Piyasaya Çıktı

Van’ın Erciş ilçesinde ikamet eden Sosyolog-Yazar Eyyüp Altun son kitabı ‘Kızıl topraklar’ isimli romanının piyasaya çıktığını belirterek, 1915’te Ermenilerin tarihin cevaz vermediği bir çözümü zorladığını ve tarihin böyle bir yanlışı affetmediğini söyledi. Altun, yeni çıkan romanı ‘Kızıl Topraklar’ ile eski yazmış olduğu ‘Sona’ isimli romanında da Ermeni asıllı anneannesinin hayatını konu edindiğini bildirdi.
Sosyolog-Yazar Altun, yeni romanının 1915 Ermeni meselesinin konu edildiğini belirterek, Taşnak Partisi’nin, Ermenileri bir uçurumun kenarına getirdiğini, onlara atla talimatını verdiğini, uçurumun çok büyük olması yüzden Ermenilerin atladığını ancak, karşı tarafa geçemeden düşüp paramparça olduklarını söyledi. Daha önce de ‘Sona’ adlı bir romanı daha yayınlanan Sosyolog-Yazar Altun, her iki romanı da Ermeni asıllı anneannesinin hayatı çerçevesinde konuların ele aldığını bildirdi. Roman çalışmaları yanında Ermeni ve Kürt tarihi üzerine de yoğunlaşan Altun, şu ifadelerde bulundu; “İslamiyetin kabul etmesiyle belli bir üstünlük yakalayan Kürtlerin, verimli topraklara sahip Ermeni bölgesine dönük ilgisi tarih boyunca etnik-dini çatışmaların sürmesini tetiklemiştir. Farklı kültürlere sahip bu iki halkın yaşadığı coğrafyayı egemenlik altında tutan Müslüman devletler, (Araplar, Farslar, Türkler) İslamiyeti kabul etmiş Kürt’ü Ermeni’ye tercih ederek bu etnik topluluğa özel bir önem vermiştir. Kürtler zor durumda kalırlar. Fakat bölge son bin yılda Müslüman Türk devletlerinin denetiminde olduğu için bu Müslüman tebaa korunur ve kollanır; ne de olsa dindaştırlar. Bilindiği üzere eyalet sistemiyle yönetilen Osmanlı, Ermenilerin de büyük bir çoğunluk olarak yaşadığı bölgenin adını Ermenistan değil Kürdistan koyar. Rumların da büyük oranda yaşadığı Karadeniz bölgesi de Hıristiyan Rumlarla değil, Müslüman Lazlarla anılır. Bu durum Osmanlının Müslümanlara özel bir önem verdiğinin göstergesidir. Selçuklu ve Osmanlı Kürdü önemsemektedir. Çünkü bölgeye yayılım Müslüman Kürtler üzerinden olacaktır. Eğer Kürtler İslamiyet’i değil de başka bir inanç sistemini benimsemiş olsaydı, kuşkusuz Müslüman devletlerin ilgisini çekmeyecek ve tarihi süreç içinde diğer gayrimüslim topluluklar gibi yok olup gidecekti. Nitekim Keldaniler, Asurîler, Süryaniler ve Ermeniler Müslüman olmadıkları için bölgede tutunamadılar. Kuşkusuz bunun nedeni bölgenin yaklaşık bin beş yüz yıl Müslüman devletler tarafından yönetilmesidir” dedi.
Kızıl Topraklar adlı çalışmasında 1915 ile 1922 yılları arasındaki çalkantılı dönemi romanlaştırdığını da anlatan Altun, “Bugün Kürt siyasal çevreleri ile Ermenistan arasında da görünmez bir çelişki yaşanmaktadır. Şöyle ki, Kars ile Bitlis-Muş arasındaki bölgeyi diaspora ve Ermenistan ‘Batı Ermenistan’ olarak tanımlarken, Kürt siyasal çevreleri aynı bölgeyi ‘Kuzey Kürdistan’ olarak adlandırmaktadır. Ancak var olan bu çelişkiyi her iki taraf da büyük bir özenle tartışma konusu yapmamaktadır. Bölgenin istikrarsızlaşması durumunda bu çelişki daha da gün yüzüne çıkacaktır. Şöyle ki; bölgenin Suriye gibi istikrarsızlaşması ve Türk ordusunun alandan çekilmesi durumunda toprak talebi daha yakıcı bir şekilde gündeme getirilecektir. Ermeniler, soykırım tezini bu çevrelerin savunduğunu bilmektedir. Buna dayanarak yüz yıldır kullanılan (ekilip-biçilen) topraklarının artık geri verilmesini ısrarla isteyecektir. Kuşkusuz böylesi bir durumda bölgeyi kontrol altında tutan Kürt örgütleri bu talebi reddedeceklerdir. Bu durumda da bir Kürt-Ermeni savaşı çıkacaktır. Böylesi bir savaşta Hıristiyan Rusya, Hıristiyan Avrupa ve Hıristiyan ABD Hıristiyan Ermeni’yi bırakıp Müslüman Kürt’ü desteklemeyecektir. Ve Kürtler dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da olacaktır. Bu bir temenni değildir; nesnel durum tahlili yapan herkes bu sonuca ulaşacaktır. 1915 Ermeni sorunuyla 2015 Kürt sorunu birbirine çok benzemektedir. 1915 Ermeni sorununu doğru okuyamayanlar, 2015 Kürt sorununu çözemezler.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’da artan kazalara karşı video klipli uyarı Bartın’da bu yılın ilk 4 ayında meydana gelen trafik kazalarında geçen yılın aynı dönemine yüzde 18 oranında artması üzerine motosiklet sürücüleri hazırlanan video klip ile uyarıldı. Bartın’da 2024 yılının Ocak Nisan ayları arasındaki maddi, hasarlı ve yaralamalı trafik kazalarının, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında artması nedeniyle Bartın Valiliği tarafından şehir kameralarına yansıyan ve motosiklet sürücülerinin karıştığı kaza görüntülerin de yer aldığı video klip hazırlandı. Trafik Haftası etkinlikleri çerçevesinde hazırlanan klipte, kent merkezindeki kavşaklarda meydana gelen kazaların görüntülerinin yanı sıra şehirdeki araç trafiği, trafik polisleri yer alırken, motosiklet sürücülerinin dikkat etmesi gerekenler konusunda uyarılar da yer aldı. Bartın Valisi Nurtaç Arslan ise kentteki kolluk kuvvetlerinin müdür ve komutanları ile düzenlediği toplantıda 2024 yılında yaşanan trafik kazalar ile ilgili bilançoyu açıkladı.2024 yılının ilk 4 aylık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre kazaların yüzde 18 oranında arttığını vurgulayan Vali Arslan, "Geçen yılın ilk dört ayında, 270 trafik kazası meydana gelmişken bu yılın ilk 4 ayında 320 trafik kazası meydana gelmiştir. Her iki dönemde de 2’şer vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Geçen yılın ilk 4 ayına göre kıyasladığımızda yüzde 18 oranında bir artış meydana geldiğini görmekteyiz’’ dedi. Kazalar genellikle gündüz meydana geliyor Arslan, Bartın’daki kazaların genellikle gündüz meydana geldiğini de vurgulayan Arslan kazaların sebepleri hakkında ise, ’’Kazaların genellikle gündüz saatlerinde, iş saatleri olması nedeniyle trafik yoğunluğuna bağlı olarak arttığı görülmektedir. En çok da hız ihlallerinde kaynaklı, dikkatsiz ve tedbirsiz sürücü davranışları sonucu meydana geldiği görülmektedir. Unutmayın uyulan her bir trafik kuralının nedeni, uyulmayanın da bir bedeli vardır. Günümüzde yaşanan çoğu trafik kazası sürücülerin yaptığı hatalardan kaynaklanmaktadır. Ne var ki bazı kurallara dikkat ederek, basit önlemler alarak, ölümle yada ağır yaralanmalarla sonuçlanabilecek kazaların önüne geçilebilir. Bizler 7 adımda özetleyebiliriz. Hız limitlerine uyun, takip mesafesini koruyun, alkollü araç kullanmayın, trafik levhalarına ve ışıklarına uyun, sürüşe odaklanın, uykulu halde araç kullanmayın ve hatalı sollama yapmayın. Baktığımızda 7 altın kural diye nitelendirebileceğimiz, trafikte sürücülerimizin dikkate almaları gereken hususları, özetlememiz mümkün’’ ifadelerini kullandı. Kazalarla birlikte kontrol ve denetimlerin de arttırıldığına vurgu yapan Arslan, ’’Trafik haftası nedeniyle de trafik ile ilgili ise 2023 yılın ilk 4 ayında ilimiz genelinde 141 bin 854 araç denetlenmişken, 2024 yılının Ocak-Nisan döneminde 185 bin 870 araç kontrol edilmiştir. 6 bin 119 sürücüye 2023 yılının ilk 4 ayında ceza yazılmışken, bu yılın ilk 4 ayında 14 bin 224 sürücüye ceza yazılmıştır. İlimiz genelinde 2023 yılın ilk dört ayında 817 araç, 2024 yılın ilk 4 ayında 1261 araç trafikten men edilmiştir. 2023 yılın ilk 4 ayında 187 sürücünün 2024 yılının ilk dört ayında, ise 278 sürücünün ehliyetine el konulmuştur’’ diye konuştu.