YEREL HABERLER - 19 Nisan 2017 Çarşamba 15:12

Yalova’dan mukaddes topraklara gittiler

A
A
A
Yalova’dan mukaddes topraklara gittiler

Yalova Müftülüğü tarafından gerçekleştirilen 14 günlük umre ziyareti için kutsal topraklara gidecek olan vatandaşlar dualarla uğurlandılar.

Yalova Müftülüğü tarafından gerçekleştirilen 14 günlük umre ziyareti için kutsal topraklara gidecek olan vatandaşlar dualarla uğurlandılar.


Stadyum karşısındaki törene Yalova Müftü Yardımcısı Kahraman Yaman da katıldı. Yaman, "İnsanın bir vücut yapısı, bir de gönül dünyası vardır. Mutluluk, gönül dünyası ile ilgilidirolgudur. Umre ibadeti, kişinin manevi hayatını gözden geçirmesi ve ruhi bir yenilenmeye tabi tutulabilmesi için önemli bir fırsattır. Kişinin objektif olarak kendini denetlemesi ile hayat yolculuğundaki yerini tespit etmesine vesile olur. Bu bedenle umre ibadetinin ulaştıracağı olgunluğa erişilmesi için, kutsal topraklardaki ibadet fırsatlarını en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekir. Yani umre ibadetinin bir seyahat aracı olarak değil, mağfiret sebebi olarak değerlendirilmesi icap eder. Umre ibadetine niyet eden insan, hayatı üzerindeki hayırlı bir şeylerin oluştuğunu manevi olarak bizzat hisseder" dedi.


Dualar eşliğinde yola çıkan vatandaşlar 14 gün boyunca mukaddes topraklarda bulunacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde “I. Erzurum Fen Liseleri Sempozyumu” gerçekleştirildi Erzurum Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “I. Erzurum Fen Liseleri Sempozyumu”, büyük bir katılımla ve coşkuyla başladı. Sempozyumda, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, Erzurum Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit İncekara, Yakutiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdurrahman Gazioğlu ve Oltu İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin Kara protokolde yer aldılar. Sempozyumun Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ümit İnce Kara açılış konuşmasında; “Bu sempozyumun amacı, liseler ile üniversiteler arasında köprü oluşturmak ve karşılıklı etkileşimi teşvik etmek için platform sağlamaktır. Öğrencilerin aktif katılımıyla gerçekleşen bu programda temel hedef, öğrencilerin üniversite hayatıyla tanışmalarını ve üniversiteler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Bu yıl elde edilen sonuçlardan sonra, gelecek yıllarda bölgesel düzeyde daha kapsamlı çalışmalar yapılması ve ulusal çapta kurumsal bir platform oluşturulması hedeflenmektedir” dedi. Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız motivasyon dolu konuşmasında öğrencilere; “Hayal kurmaktan asla vazgeçmeyin. Bu ülkeyi hayalinizle geliştirip inşa edeceksiniz.” diyerek geleceğe dair umut dolu perspektif sundu. Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı ise, sempozyuma desteklerini esirgemeyen il ve ilçe milli eğitim müdürlerine ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerini ileterek, en büyük teşekkürün öğrencilere olduğunu belirtti. 400’ün üzerinde kayıtlı öğrenci, öğretmen ve müdürün katılımıyla 2 gün sürecek olan sempozyuma büyük ilgi gösteriliyor. 100’ün üzerinde sözlü sunumun gerçekleşeceği etkinlik, öğrencilerin deneyim kazanmaları ve bilgi alışverişinde bulunmalarına önemli bir fırsat sunuyor.
Malatya 45 yıldır zamana ayar veriyor Deprem bölgesi Malatya’da, yaşayan 57 yaşındaki saat ustası Mehmet Üzmez ilerleyen yaşına rağmen mesleğini sürdürüyor. Yaklaşık yarım asırdır zamana ayar veren Üzmez, deprem sonrası kenti terk etmeyerek ekmek mücadelelerine devam ettiklerini söyledi. Kahramanmaraş merkezli depremlerde kent merkezinde bulunan iş yerlerinin yıkılmasının ardından Valilik tarafından tahsis edilen konteynerde ekmek mücadelesine devam eden 57 yaşındaki saat ustası Mehmet Üzmez ilerleyen yaşına rağmen mesleğini sürdürüyor. Yaklaşık yarım asırdır zamana ayar veren Üzmez deprem sonrası çeşitli meslekte bir çok ustanın şehir dışına çıktığını ifade ederek, kendilerinin ise kenti terk etmeden ayakta durmaya çalıştıklarını kaydetti. “Mesleğe 1976 yılında başladım” Mesleğe küçük yaşlarda başladığını belirten kentteki zanaat ustalarının son temsilcilerinden biri olan Mehmet Üzmez, “Deprem sonrası memleketimizi terk etmedik. 20 yıldır Söğütlü caminin alt kısmında esnaflık yapıyordum, daha sonra cami yıkılınca valilik bizlere konteyner tahsis etti altı-yedi aydır buradan evimize ekmek götürüyoruz. Saatçilik mesleğini 1976 yılından beri yapıyorum. Saat ustası olarak çok fazla zanaatkar bulunmuyor, eski ustalardan beş-altı kişi kaldı. Bizlerde şehrimizi terk etmedik. Konteynerde işlerimizi sürdürüyoruz. Bugünde bir süre yanında kalfalık yaptığım ustamız Ömer Mecit’de ziyaretimize geldi mutlu olduk. Büyük bir felaket atlattık Allah bugünümüzden beter etmesin” dedi. “Müşterilerimiz bizi görünce mutlu oluyor” Depremler sonrası mesleğini sürdürmesi için çeşitli illerden teklifler de aldığını belirten Üzmez, çok fazla saat tamiri talebinin de bulunmadığını ifade ederek,” Saat satışlarımızda idare eder düzeyde. Müşteri potansiyelimiz yüksek. Az miktarda bir kaybımız oldu. Bizleri yeni yerimizdeki konteynerde gören müşterilerimiz mutlu oluyor, geçtiğimiz günlerde ziyaretimize gelerek gözyaşları döken müşterilerimizde var” diye konuştu. Bir süre beraberinde kalfalık yaptığı 86 yaşındaki ustası Ömer Mecit’inde ziyaret ettiği Üzmez, Ustası Mecit’te çok şey öğrendiklerini söyledi.
Denizli 10 yıl sonra yargı yolu gözüken taciz sanığı ortadan kayboldu Denizli’de 2013 yılında oyun oynama bahanesiyle evine çağırdığı iki çocuğa istismarda bulunduğu iddia edilen sanığa verilen 22,5 yıl hapis cezası kararı, Yargıtay tarafından bozuldu. Sadece 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen ve yeniden yargılanmasına karar verilen sanığın, duruşmaya katılmayınca hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Denizli’de 27 Temmuz 2013 tarihinde bir sitede meydana gelen olayda; 32 yaşındaki M.O.’nun aynı sitede yaşayan komşularının 5 yaşındaki kız çocuğu E.M.D. ile erkek çocuğu İ.D.’yi oyun oynama bahanesiyle evine götürüp defalarca cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla soruşturma açıldı. Gözaltına alınan M.O., sevk edildiği adliyede ’çocuğun cinsel istismarı’ ve ’cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27 Ocak 2014 tarihinde görüşen 5’inci duruşmada, tutuklu kalınan süre, delillerin toplanmış olması, sanık ve mağdurlara ait raporların alınması sürecinin uzun sürecek olması ve sanığın sabit ikametgah sahibi olması dikkate alınarak tahliye kararı verildi. Temmuz 2017’de görülen karar duruşmasında ’cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan beraat eden M.O.’ya, iki çocuğa ’cinsel istismar’ suçundan ise 22,5 yıl hapis cezası verildi. Aile, 6 ay tutuklu kalan sanığın tutuklanmamasına, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nde itiraz etti. 2019 yılında dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, M.O.’nun beraat kararını bozarak, iki çocuğa ’cinsel istismar’ suçundan aldığı 22,5 yıl hapis cezasının üzerine ’cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da her bir çocuk için 5’er yıl daha hapis cezası verilmesi gerektiğini belirtip, dosyayı tekrar görüşülmek üzere Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi. Yeniden yargı yolu gözüken M.O.’nun, çocuğun babasının şikayeti üzerine kendi öz yeğenine de cinsel istismarda bulunduğu şüphesiyle soruşturma geçirdiği belirlendi. Yeniden yargı yolu gözüken taciz sanığı M.O.’nun yargılanmasına Antalya Bölge İdare Mahkemesi’nde başlandı. Denizli 1. Ağız Ceza Mahkemesi’nden Antalya’daki duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlanarak savunma yapmasına karar verilen sanık, yeniden açılan dosyanın ilk duruşmasına katılmadı. Mahkeme heyeti firari pozisyona düşen sanık hakkında yakalama kararı çıkartarak, duruşmayı Ekim ayına erteledi. "30 yıla yakın ceza alırdı" Duruşmanın ardından Denizli Adliyesi önünde bir açıklama yapan mağdur çocuk ailelerinin avukatı Fersu Ege Kandemir, "2 çocuğun nitelikli cinsel istismar suçunda 22 yıl 6 ay hapis cezası alan sanık hakkında bugünde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu nedeniyle yargılanması yapıldı. Yargılamanın birinci celsesinde beklediğimiz gibi sanığın ve müdafisinin olmadığını gördük. Sanık duruşmaya gelmedi. Şu anda yasal anlamda kaçak pozisyonundadır, firaridir. Mahkemede kendisinden ifade alabilmek ve daha sonraki aşamalarda tutuklama yapılabilmesi için yakalama kararı çıkarttı. Sanık şu an sabit ikametgah sahibi değil. Evinde bulunamadı, tebligatları ne elden ne muhtardan almamış, kendisine de ulaşılamıyor. Sanık net anlamda azılı bir suçlu olarak toplumun içerisinde saklanıyor. Yurt dışı çıkış yasağı olmadığı için yurt dışına firar etmişte olabilir. Geç gelen adaletin sonucu bu. 11 yıldır elini kolunu sallayarak sokaklarda, kamuya açık alanlarda, çocuk oyun alanlarında rahatlıkla gezen ve mağdurlarına bir yenisini daha ekleyen sanık adaletin karşısına çıkmadı. Belki de elini kolunu sallayarak gezebileceği daha uzun ömrü var. Sanık mahkemeye gelmiş olsaydı, karar çıkabilirdi. Karar çıkmasa dahi tutuklama kararı çıkartılır, bir sonraki celse karar çıkardı. Karar açıklanmış olsaydı da kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan her iki çocuğa da haksız eyleminden dolayı en üst hadden, çocuk başına 15 yıldan başlayarak, toplamda 30 yıla yakın ceza alırdı" dedi.