YEREL HABERLER - 02 Aralık 2016 Cuma 09:53

Faciaların temel nedeni kağıt üzerinde yapılanların fiiliyata geçirilememesi

A
A
A
Faciaların temel nedeni kağıt üzerinde yapılanların fiiliyata geçirilememesi

Türkiye’yi yasa boğan Adana’daki yurt yangının ardından Türkiye’de Acil Durum Planları ve Acil Eylem Ekipleri durumu gündeme geldi. A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Muharrem Demirbilek “Maalesef pek çok özel veya resmi kuruda Acil Durum Planları görevlendirmeleri sadece kağıt üzerinde var. Uygulanabilirliği olmayan bu durumun bir an önce çözülmesi gerekiyor” dedi.
Ülke genelindeki pek çok AVM, resmi daire, hastane kısacası toplu yaşam mahallerinde acil çıkışlar ve yangın merdivenlerinin kapalı tutulup acil durumlarda açılamamasının ciddi bir felaket olduğunu belirten Ayyıldız OSGB Kurucusu ve A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Muharrem Demirbilek “Maalesef bugün bir çok toplu yaşam alanında acil çıkışlar güvenlik gerekçesi ile kilitli. Bunun yanında Acil Durum Planları, görevlendirmeleri ve acil eylem ekipleri yok. Varsa da uygulanabilir değil. Mevcut durumda firmalarda işletmelerde 3 tane acil durum planı var ve 3 ayrı acil eylem ekibi bulunuyor. Ancak bu yasal olarak kağıt üzerinde var fiiliyatta uygulanabilirliği yok. Üç tane olması da anlamsız” diyerek mevcut durumun acilen gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
“Uygulanabilirliği olmayan anlamsız çalışma”
Şu anda özel güvenlik ekibi olan bütün işletmelerde Sabotaj Güvenlik planı yapıldığını ve her yılın Ocak ayı sonuna kadar kolluk kuvvetlerine onaylatılıp bir nüshası da mülki amire teslim edildiğini ifade eden Demirbilek, “Bir diğeri sivil savunma planı, bu plan da 3 yıldan 3 yıla yenileniyor. Eski adı Sivil Savunma yeni adı Afet Müdürlüğü’ne teslim ediliyor. İş güvenliği çalışması başlayan işletmelerde 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu çerçevesinde çıkarılan Acil Durum Yönetmeliğine göre iş güvenliği uzmanları o işletmede acil durum planını hazırlıyor ve acil eylem ekiplerini oluşturuyor. Bu 3 çalışma (Sabotaj güvenlik planı, Sivil Savunma Planı, Acil Durum Planı) her işletmede bir birinden bağımsız olarak hazırlanıyor. Ve birbirinden bağımsız olarak farklı personellerden bu ekipler oluşturuluyor. Dolayısıyla bir işletme birbirinden bağımsız 3 ayrı acil durum planı ve acil eylem ekibi oluşturulması kadar anlamsız bir çalışma yoktur” diyerek “Acil durum planları ve acil eylem ekipleri özel güvenliğin oluşturduğu sabotaj güvenlik planının altında her işletmede bir Acil Durum Planı olarak yapılmalı ve fonksiyonel hale getirilmelidir” ifadelerine yer verdi.
“Endüstriyel kazalara karşı da hazırlıklı olmalıyız”
Aydın’da endüstriyel kazalara karşı Acil Eylem Planı ve Acil Eylem Ekibi oluşturulması gerektiğini ifade een Ayyıldız, “Özellikle 1. Derecede deprem bölgesi olan, jeotermal elektrik santralleri gibi endüstriyel büyük kazaların olma riskinin bulunduğu Aydın gibi bir yerde her işletmede bir tane Acil Durum Planı ve bir tane de Acil Eylem Ekibi oluşması gerekmektedir. Bugün yerin altından jeortermal enerjiyi çıkarırken, alt katmanlarda hangi gazın bulunduğu ve bunun yer üstüne sızdığında ne gibi önlemimiz var? Her kuyu sondajında gaz dedektörü kullanılıyor ama tehlikeleri kontrol edilse de bu konudaki acil durum önlemlerimiz ve acil eylem ekiplerimizin durumu da acilen gözden geçirilmelidir” diyerek kimyasal sızıntıya karşı jeotermalin yoğun olduğu Aydın ve çevresinde ilave tedbir alınmasının faydalı olacağını savundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.