POLİTİKA - 24 Kasım 2017 Cuma 11:45

İki bakanlık arasındaki UYAP-EKİP Entegrasyonu Protokolü ile para ve zamandan tasarruf sağlanacak

A
A
A
İki bakanlık arasındaki UYAP-EKİP Entegrasyonu Protokolü ile para ve zamandan tasarruf sağlanacak

Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nin (UYAP) Emniyet Kolluk İşlemleri Bilgi Sistemi (EKİP) ile entegrasyonunu düzenleyen protokol, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından imzalandı.

Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nin (UYAP) Emniyet Kolluk İşlemleri Bilgi Sistemi (EKİP) ile entegrasyonunu düzenleyen protokol, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından imzalandı. Protokol ile yıllık yaklaşık 90 milyon liralık tasarruf ve 4 milyon saat kazanım elde edileceği belirtildi.


Adalet Bakanı Gül ve İçişleri Bakanı Soylu, yargı ile emniyet arasında yapılan yazışmaların elektronik ortamda gerçekleşmesini hedefleyen entegrasyon protokolünün Ankara Hakimevi’ndeki imza törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Gül, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak sözlerine başladı. İki bakanlığın yargılamaların, soruşturmaların etkinliği, hızlı ve verimliliği konusunda sürekli koordinasyon halinde olduğunu belirten Bakan Gül, bugün her iki bakanlık için çok önemli olan EKİP ve UYAP’ın entegrasyonu için bir araya geldiklerini dile getirdi. Bakan Gül, Adalet Bakanlığının UYAP projesini 15 yıllık bir birikim ve tecrübeyle uyguladığını kaydederek, "Birçok kurumla entegrasyonu sağlanarak çok verimli bir şekle gelmiştir. Bu yönüyle de UYAP, dünya yargı modeline de örnek teşkil eden bir modeldir, uygulamadır. Bugün Bakanlık olarak bizim için iki önemli husus bulunmaktadır. Birincisi UYAP’ın daha işler ve hızlı hale getirilmesi, ikincisi de UYAP ile ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonunun sağlanarak bilgi ve belge paylaşımını sağlayacak bir yapının oluşturulması. UYAP, yargısal işlemlerin kağıtsız ofis ortamına taşınması anlayışıyla elektronik ortamdan ve tek merkezden hızlı, verimli ve mümkün olan en az maliyet ve emekle bu hizmetlerin yapılmasını hedeflemektedir" diye konuştu.



"Yargılamanın hızlı ve soruşturmaların verimliliği açısından önemli gelişme"


Bu doğrultuda yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu verilerin fiziki olarak gelmesine gerek kalmadan sistemden sunulmasına yönelik çalışmalara devam edildiğini anlatan Bakan Gül, "Başta cumhuriyet savcılıkları ve ceza mahkemeleri olmak üzere yargı birimlerimizin kolluk birimleriyle yaptığı yazışmalar, evrak alışverişleri karşılıklı olarak iş yükünü arttırmakta, zaman ve emek kaybına yol açmakta, yargılamaların gecikmesine neden olmaktaydı. Bu sorunları ortadan kaldırmak adına çok önemli bir proje uygulamaya girdi. Soruşturmaların yaklaşık yüzde 85’ini teşkil eden Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki soruşturmalarla cumhuriyet savcılıklarının soruşturma aşamasına entegrasyonu sağlanamamıştı. Bugün bu imzamızla yapacağımız emniyetin hazırladığı fezlekelerin anında cumhuriyet savcılıklarımızla birlikte entegrasyonu sağlanmaktır. Bu gerçekten yargılamanın hızlı ve soruşturmaların etkinliği, verimliliği açısından çok önemli bir gelişme olacaktır. Burada özellikle hem güvenlik güçlerimizin, hem yargı mensuplarımızın zaman kaybı, vatandaşlarımızın her iki kurum arasında gidip gelmeleri ve bu verilerin elektronik ortamda anında ilgililer ekranında görülmesi çok önemli bir aşamadır. Bu proje ile birlikte vatandaşlarımız soruşturma ve kovuşturma işlemleri daha kısa sürede tamamlanacaktır. Yargının hızlanmasına doğrudan etki edecek bir çalışmaya imza atacağız" şeklinde konuştu.



"Bir tür veri bankası da kurulmuş olacaktır"


Bakan Gül, "Geç gelen adalet, adaletsizlik doğurur" sözünden yola çıktıklarını belirterek, bu kapsamda vatandaşlara geç gelen adalet değil, erken gelen adaleti sağlayacaklarını ifade etti. Suça bulaşan işlemlerin kısa sürede yapılması, bunlar hakkında verilecek cezalara da yargı tarafından kısa sürede hükmedilmesini sağlamış olacaklarını kaydeden Bakan Gül, "Suçluyla ve suçla mücadelede daha etkin bir yol bulunmasına katkı sağlayacaktır. Böylelikle halkımızın huzuru, güveninin temin edilmesi anlamında önemli adım atılmış olacaktır. Adli işlem süreçleri standart hale gelecektir. Bir tür veri bankası da kurulmuş olacaktır. Elde edilen bu verilerle suç ve suçlu analizleri yapılacak ve buradan yola çıkarak ceza kanunları anlamında atılması gereken adımlarda hem İçişleri Bakanlığı hem de Adalet Bakanlığı çerçevesinde de gerekli tedbirlerle alınmış olacak. Yine bu proje ile iş gücü, zaman ve maliyetlerde de tasarruf sağlanacaktır. Yaklaşık 2 milyon adli olay veri girişi, 20 milyon tutanak, bunların hepsi basılı ortamda emniyet mensuplarımızca savcılıklara geliyordu. Bu fiziki ortamda gelen belgeler elektronik ortamda gelecek ve bu hususta hem maddi anlamda hemde zaman anlamında tasarruf sağlanacak. Özellikle polisimiz evrak getir-götür işinden suç ve suçluyla mücadele anlamında daha fazla zaman ayıracak ve vatandaşlarımızın huzuru, güveni için bir anlamda angaryadan da kurtulmuş olacak" ifadelerini kullandı.



"2018 yılında yaygınlaşacak"


Bakan Gül, projenin pilot uygulamasının bir adliye ve emniyet müdürlüğü çerçevesinde ortaklaşa yapılacağını, 2018 yılında ise bütün adliye ve emniyet birimlerinde bunun yaygınlaşmasını sağlamış olacaklarını söyledi.


İçişleri Bakanı Soylu da Öğretmenler Günü’nü kutlayarak sözlerine başladı. Gerek iletişim, gerekse de yazılım geliştikçe, bunların entegrasyonunu sağlamanın kendilerinin asli görevi haline geldiğini aktaran Bakan Soylu, EKİP ve UYAP projelerinin birbirleri ile entegrasyonunun çok önemli çıktıları olacağını dile getirdi. Bakan Soylu, "Emniyet günde 5 bin 500 işlem yapıyor ve 6 defa bu işlemlerde gidip geliniyor. Yani Türkiye’de günlük 33 milyon adliye ile emniyet arasında gidip gelmeyi ortadan kaldıran, bir taraftan insan kaynağını en verimli kullanacağımız, diğer taraftan trafik dahil, araç maliyetleri dahil, insanların çalışma maliyetleri dahil her biri konusunda çok önemli adımlar atabileceğimiz bir projeyi, adaletin daha hızlı, emniyetin daha hızlı ve rasyonel götürebileceği adımdır. Arkadaşlarımız bu konuda gerek Adalet Bakanlığı yetkilileri, gerek İçişleri Bakanlığı yetkilileri önemli görüşmeler gerçekleştirdiler" dedi.



"Yıllık 90 milyon liralık tasarruf, 4 milyon saat kazanım elde edeceğiz"


Projenin öncelikle bir pilot bölgeyle başlayacağını bildiren Bakan Soylu, kısa zamanda projeyi Türkiye’nin geneline yayacaklarını belirterek, "Yıllık yaklaşık 90 milyon liralık tasarruf, aynı zamanda da 4 milyon saat kazanım elde edeceğiz. İnşallah bütün bunlar vatandaşımızın devletin daha hızlı, daha etkin, daha rasyonel, kamu verimliliğinin daha artar bir şekilde oluşması talebini karşılayacaktır. Önemli olan Bakanımızın da ifade ettiği gibi entegrasyonu ve koordinasyonu temin etmek ve çıktısından vatandaşımızın hayat kalitesini ve hizmet kalitemizi arttırmaktır. İnşallah bu protokol ile bunu gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı.


Konuşmaların ardından Bakan Gül ve Bakan Soylu, entegrasyon protokolünü imzaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden Gölcük Tabiat Parkı açıklaması Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Gölcük Tabiat Parkı’nın işletme hakkının Bolu Belediyesinden feshedilmesi ile ilgili çıkan haberlerle ilgili açıklama yaptı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "Bolu’da bulunan ve işletme hakkı Bolu Belediyesine verilen Gölcük Tabiat Parkı’na sözleşmenin Genel Müdürlüğümüzce hiçbir gerekçe gösterilmeden feshedildiğine dair çıkan haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Bolu Belediyesi arasında 2012 yılından itibaren çeşitli tarihlerde yapılan 3 ayrı sözleşmeyle Gölcük Tabiat Parkı’nın işletme hakkı Bolu Belediyesine verilmiştir. Bolu Belediyesi ise alt işletmecilik hakkını her üç sözleşme kapsamında yapı ve tesislerin alt işletmeciliğini Boluspor’a devretmiştir. Sözleşmelerde alt işletmeci Boluspor ise kendisine verilen alt işletmecilik hakkı kapsamındaki yapı ve tesisleri bir başka alt işletmeciye verme hakkı bulunmamasına rağmen bahse konu sözleşmelerdeki yapı ve tesisleri sözleşme hükümlerine aykırı olarak 4 farklı kişiyle ikinci kez alt sözleşme imzalayarak alt işletmeciliğe verdiği tespit edilmiştir. Bu aykırılığın düzeltilmesi için defaten yapılan yazışmalara rağmen Bolu Belediyesi tarafından sözleşmeye aykırılık bulunan bu durumun düzeltilmesine yönelik her hangi bir işlem tesis edilmediği 18 Aralık 2023 tarihinde anlaşılmıştır. Yine Genel Müdürlüğümüzce bahse konu alanlarda defaten yapılan denetimlerde temizlik, bakım onarım, ücretlendirme, trafik sorunu, yanlış araç park ettirilmesi, geçici izinsiz yapı, seyyar satıcılık gibi hususlarda sözleşmeye aykırılıklara yönelik 25 adet tutanak düzenlenmiştir. Aykırılıkların giderilmesi için Bolu Belediyesine defaten uyarılar yazılmasına rağmen işlem yapılmamıştır. Gelinen bu süreçte 2024/1 sayılı yönerge hükümleri kapsamında her üç sözleşme Bakanlığımızca feshedilerek Bolu Belediyesi’ne yazılı olarak tebligat yapılmıştır. DKMP 9. Bölge Müdürlüğü Bolu İl Şube Müdürlüğünün 09.05.2024 tarihli yazısı ve eklerinde fesih gerekçeleri detaylı olarak açıklanmıştır. Buna rağmen, yapılan açıklamalarda ’sözleşmenin hiçbir gerekçe gösterilmeden siyasi gerekçelerle habersiz şekilde feshedildiği’ iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca Gölcük Tabiat Parkımızın ’halka kapatıldığı’ iddiası gerçek dışıdır. Parkımızın halka kapatılması gibi bir durum söz konusu değildir. Bolu ilimizdeki Abant Gölü ve Yedigöller milli parklarında olduğu gibi vatandaşlarımıza en iyi şekilde hizmet verilmeye devam edilecektir" denildi.
Burdur MAKÜ öğrencileri, Mehmet Akif Ersoy’un yapay zeka modelini oluşturdu Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğrencileri, milli şair Mehmet Akif Ersoy’u modern teknolojiyle buluşturarak dikkat çekici bir projeye imza attı. Yapay zeka alanında yaptıkları çalışmalarla dikkat çeken Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencilerinden oluşan ekip, Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini derin öğrenme teknikleriyle analiz ederek, onun tarzını ve dil kullanımını yapay zeka ile modellemeyi başardı. Proje, metahuman teknolojisinin yapay zeka entegrasyonu ile oluşturuldu. MAKÜ Rektörlük binasının giriş katında oluşturulan Mehmet Akif Ersoy’un hayatının ve eserlerinin anlatıldığı bölümde bulunan ekranda yapay zeka teknolojisi ile oluşturulan Mehmet Akif Ersoy karakteri ziyaretçiler tarafından kendisine sorulan soruları analiz edip doğaçlama bir şekilde cevap verir halde hazırlandı. Proje üreticilerinden MAKÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Furkan Köroğlu proje ile ilgili olarak, "Projemizin ilk aşaması olarak Mehmet Akif Ersoy’un gerçekçi yüz hatlarını elde etmek adına üniversitemizde bulunan balmumu heykelinden faydalandık. Bu heykeli fotogrametri tekniği ile üç boyutlu ortama aktardık. Bu sayede kendisinin gerçeğe en yakın olan yüz hatlarını elde ettik. Projeyi yaparken Mehmet Akif Ersoy üzerine bir proje yaptığımız için gerçekten çok mutluydum. Daha öncede bu şekilde bir projede çalışmamıştım. Benim için de bir deneyim oldu. Zaten projemizde kurumlar arasında eşi benzeri olmayan bir proje. Açıkçası biz de bunun için uğraştık. Gayet memnunum yapabileceğimizin en iyisini yaptığımızı düşünüyorum" dedi. Projede Mehmet Akif Ersoy’un görsel kimliğini oluşturan MAKÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Yusuf Akkuş ise, "Gerekli 3D yazılımları kullanarak Mehmet Akif Ersoy’un saç, sakal, bıyık ve kıyafetlerini oluşturdum. Ben yapabileceğimizin en iyisini yaptığımızı düşünüyorum. Buna benzer birkaç projede daha çalışmıştım. Rektörümüz Hüseyin Dalgar’ın da 3D karakterini yapmıştık. Bu da ondan sonra yaptığımız en güzel iş diyebilirim. Mehmet Akif Ersoy işin içerisindeydi çünkü. Olabildiğince ona benzetmeye çalıştık. Gerçekten bu projeyi yaptığımız için mutluyum. Üniversitemize böyle bir katkıda bulunduğum için de mutluyum" şeklinde konuştu. Projenin yapay zeka entegrasyonu bölümünde yer alan MAKÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Muhammet Salih Kara, “Üniversitemizde bulunan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Mehmet Akif’i Araştırma Kurumu içerisinde bulunan verileri kullandık, başlıca araştırmaları. Devamında internetteki belli başlı verileri alarak yapay zeka modelimizi eğittik. Ettiğimiz model Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı şiirler, yaşantıları, geçmişleri ve bir çok bilgiyi barındırıyor. Bununla birlikte de kendisine yapay zeka entegrasyonu sağladık. Sesli bir şekilde etkileşime geçilebilir vaziyete getirdik ve ziyaretçiler Mehmet Akif Ersoy Müzesi’ne geldiklerinde kendisiyle etkileşime geçip kendisiyle alakalı sorular sorabilecekler" dedi. Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Kara ise, “Proje, rektörlüğün inisiyatifinde, daha doğrusu onların kararıyla Mehmet Akif’e ait bir alan oluşturulması amacıyla ortaya atılmış bir fikirdi. Üniversitemizin içerisinde zaten bir araştırma merkezi çerçevesinde Akif’e ait verilerin sergilendiği bir alanımız vardı. Fakat rektörlük binasında da böyle bir alan oluşturma fikriyle Akif’in hem milli hem manevi şahsiyetini insanlara, ziyaretçilere aktarabilecek, küçük de olsa bir alan hazırladık ve burada ona ait bir takım belge ve bilgilerin, fotoğrafların yer aldığı alan oluşturduk. Ben de bu alanın tasarım geliştirme sürecinde rol aldım. Oluşturulan alanın bir kısımda Akif’in hayat hikayesini, bir kısımda ailesini sergiledik. Ailesiyle olan ilişkilerini, hatta bir torununa yazdığı şiirlere de yer vermiş olduk. İstiklal Marşı’na ait bir alan var aynı zamanda. Safahat eserine ait bir alan var. Bunlar zaten halihazırda bilinen ve başka yerlerde de var olan belgeler, bilgiler ama biz burayı farklılaştırmak amacıyla yapay zeka destekli bir proje içerisine yerleştirelim fikri ile daha yenilikçi, insanların dikkatini çekebilecek bir yere nasıl dönüştürebiliriz sorusuyla, öğrencilerimizin de katkılarını alarak yapay zeka destekli bir sanal karakter oluşturduk ve bu karakterin insanlarla yani burayı ziyaret eden ziyaretçilerle birlikte karşılıklı soru-cevap şeklinde konuşabildiği, hatta öğrenerek sürekli kendini güncelleyen bir karakterle insanların merak ettiklerini direkt olarak Mehmet Akif’in ağzından duymalarını istedik. Takdir edersiniz ki Akif’in sesinin bilinmediği gerçeği var. Yani herhangi bir kayda sahip değiliz. Fakat burada biz hem modellerken hem sesini tasarlarken açıkçası biraz hayal gücümüzü biraz gerçekte var olan fotoğrafları ve tahminen sesli tasarımı ortaya koyduk. Neticede ortaya güzel bir proje çıktı öğrencilerimizin de çok büyük emekleriyle. Karakter televizyon ekranında aktif olarak sürekli bekliyor. Altında bir klavye içerisinde tuşa basarak kendisiyle etkileşim kurabiliyorsunuz. Sizi dinliyor öncelikle, daha sonra sizin sorduğunuz soruları birkaç saniye bekleyerek kafasında kurguluyor. Tabi bu tamamen doğaçlama ve her seferinde farklı bir cevap veren bir yazılım sayesinde gerçekleşiyor. Konulara dair fikirlerini, geçmişte yaşanan tarihi olaylara dair fikirlerini, Safahat’i, İstiklal Marşı’nı ve diğer eserlerini yazarken hissettiği duyguları çok açık sözlülükle ifade ediyor" açıklamasında bulundu.
Bursa Durak Tekstil işçileri 83 gündür grevde Öz İplik İş Sendikası’na üye olan Durak Tekstil işçileri, işveren tarafından baskı görmelerinin ardından 6 kişi de işten çıkarıldı. 83 gündür fabrika önünde grev yapan işçilere Öz İplik İş Sendikası destek verdi. Bursa’da Durak Tekstil işçileri yaklaşık 8 ay önce Öz İplik İş Sendikası’na üye olmaya başladı. İşveren tarafından sendikaya üye olmamaları konusunda baskı gören işçiler daha sonra da işten çıkarıldı. İşten çıkarılan 6 işçi ve sendika üyeleri, fabrika kapısı önünde greve başladı. Yaklaşık 83 gündür grevde olan işçilere Öz İplik İş Sendikası fabrika önünde basın açıklaması yaparak desteğini dile getirdi. “Çalışanların, sendikaya üye olma özgürlüğüne saygı gösterilmeli” Durak Tekstil önünde basın açıklaması gerçekleştiren Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, “Durak Tekstil işçileri, yaklaşık 8 ay önce sendikamız Öz İplik İş’e üye olmaya başladı. İşçilerin sendikamıza üye olmasından haberdar olan işveren ve işveren vekilleri tarafından işçilere baskı yapıldı. İşçilerin anayasal, sendikal hak ve özgürlükleri engellendi. Ardından 6 işçi arkadaşımız işten çıkarıldı. Hem de ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sebebiyle işten çıkarıldı. Buradan Durak işverenine sesleniyoruz, biz bu akıl dışı, vicdan dışı baskıları durduracağız. İşçinin hakkını alacağız. Çalışma hayatının reel dinamikleri ve yasalar dışında araya koymaya çalıştığınız yollarla, hak mücadelesinin önüne geçemeyeceksiniz. Durak Tekstil işçileri yalnız değil. 60 milyon üyeyi temsil eden IndustriAll Küresel Sendika Federasyonu, 7 milyon işçiyi temsil eden IndustriAll Avrupa federasyonu, 850 bin üyesiyle HAK-İŞ, 43 bini aşkın üyesiyle Öz İplik İş Sendikası buradaki emekçilerin yanında. Burada işçiler sendikal özgürlüğünü kullanacak. Firmanın Uluslararası satış ağı dört kıtaya yayılsın. Ürünlerdeki kaliteden övünerek bahsedilsin. Fakat emekçilere baskı yapılsın, yok öyle bir dünya. Kalite devamlılığını emekçiler sağlar. Büyüme, markalaşma emekçilerin katkısıyla olur. Emekçileri yok sayarak, müşteri odaklı bir çözüm, üretemezsiniz. Haksız ve karalayarak çıkardığınız işçilerin ahı, sizi tökezletmeden bu işçiler bir an önce işlerine dönmeli. Çalışanların, sendikaya üye olma özgürlüğüne saygı gösterilmeli. Bugün Öz İplik İş Başkanlar Kurulu olarak, tüm teşkilatımızla buradaki emekçilere destek olmak için buradayız. Hep yanlarındaydık, her zamanda yanlarında olacağız. Biz hukuki olarak her türlü girişimi yaptık. İşveren haksızlıkların hesabını hukuk önünde verecek. Bizim buradan ayrılacağımızı düşünenler, yanılıyor. Bu işçiler, işbaşı yapana kadar buradayız. Buraya, sendika girene kadar buradayız. Buradan Durak Tekstil işçilerine de sesleniyoruz, birleşerek kazanacağız. Birleşerek sesimizi daha gür çıkaracağız. Birleşerek hakkımızı alacağız. Sendikal haklarımızı ancak toplu sözleşme ile alabiliriz. Onun için sendika üyeliklerimizi bir an önce tamamlayalım. Bekleyişteki işçilere destek olan herkese gönülden teşekkür ediyoruz. İnanıyoruz bir gün emek kazanacak” şeklinde konuştu.