EKONOMİ - 17 Nisan 2024 Çarşamba 14:59

BATEM 91 yaşında

A
A
A
BATEM 91 yaşında

Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) 91. kuruluş yıl dönümü ve Enstitü Emeklilerine Vefa Etkinliği, Aksu yerleşkesinde bulunan Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde kutlandı. Etkinlikte konuşan Antalya Valisi Hulusi Şahin, enstitü arazilerinin kısmen yapılaşmaya açıldığını ve bunlara müsaade etmemek için gayret gösterdiklerini belirterek, "Toprak Koruma Kanunu’nu sıkı bir şekilde uyguluyoruz. Tarım arazilerinde değil doğru araziyle sanayide de yer almak istiyoruz. Avrupa Birliği bütçesinin yarısını tarıma ayırıyor. Milli güvenlik meselesi oluyor" dedi.


91 yıl önce Aksu yerleşkesine tarımsal araştırma yapmak amacıyla kurulan BATEM, kuruluş yıl dönümünü, Enstitü Emeklilerine Vefa Etkinliği düzenleyerek kutladı. Program, yaşamını yitiren enstitü çalışanlarını yad etmek amacıyla Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. BATEM’in geçmişten günümüze kadar tarımsal araştırmaları anlatan kısa filmin ardından konuşmalar yapıldı. Türk Halk Müziği mini konseriyle eğlenen yaklaşık 130 enstitü emekçisine ve katkı sağlayan kurum yöneticilerine plaketleri takdim edildi.


Programa, Antalya Valisi Hulusi Şahin, BATEM Müdürü Dr. Abdullah Ünlü, TAGEM Daire Başkanı Doç. Dr. Davut Keleş, Aksu Kaymakamı Ahmet Hikmet Şahin, Antalya Tarım İl Müdürü Şakir Fırat Erkal, ATB Başkanı Ali Çandır, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Mustafa Erkan katıldı.


185 adet çeşitle Türk tarımına hizmet etmeye devam ettiklerini belirten BATEM Müdürü Abdullah Ünlü, “Uzun yıllar yarıma yön vermeye çalışmış bir kurumuz. 1 Nisan 1933 yılında Enstitü’müz kurulmuş. Farklı 5 tane araştırma enstitünün yıllar itibariyle, bölgede yapılan çalışmalar itibariyle birleşerek bugünlere geldi. 2004 yılında BATEM ismini aldı. Bünyemizde; meyvecilik, sebzecilik, süs bitkileri, tarla bitkileri, gıda teknolojisi, toprak su kaynakları, biyolojik çeşitlilik ve genetik kaynaklar olmak üzere 275 personel ve 41,5 dekar örtü altı, 2203 dekar açık alanda faaliyetini sürdürmektedir. Akdeniz bölgesi endemik bitkiler yönünden çok zengin. Burada tıbbi aromatik bitkiler yönünden güçlenerek çalışmalarımıza devam ettik. Bugün burada çok çalışan ve emekli olan büyüklerimiz var. Geçmişten günümüze 185 adet çeşit tescil edilmiş. Bunların 94’ü meyvecilik adına ülkeye getirilmiş ve ticarete konu olmuş bitkiler. Sebze ve süs bitkileri biriminde de ciddi çalışmalar gerçekleştirilmiş. Ülkemiz 2000 yılından önce sebze tohumculuğunda yüzde 10’larda iken bakanlığımızın başlatmış olduğu çalışmalarla şu anda kendi kendimize yetebilecek sebze tohumculuğu üretimi yapmaktayız. Yazlık ve kışlık sebzelerde de başarılı çalışmalar yapılmaktadır. Tıbbı aromatik bitkilerde de 185 adet çeşitle Türk tarımına hizmet etmeye devam ediyoruz. Yaptığı tüm ar-ge faaliyetlerimizi göz önüne alırsak ülke ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlayan enstitümüz günümüzde yetiştiriciliği yapılan turunçgiller çeşitlerinin yüzde 80’ini, nar çeşitlerinin yüzde 85’ini, susam çeşitlerinin yüzde 70’ini, yer fıstığının yüzde 80’ini, tropikal meyvelerin tamamında sektöre kazandırmıştır. BATEM tarım işletmeciliğinin kazançlı hale gelmesi ve tarımın ülke ekonomisine katkısını artırmak amacıyla her biri konusunda uzman araştırıcı teknik personel ile çalışmalara devam etmektedir” dedi.



“Tüketimin arttığı tarımın önem kazandığı bir dönemdeyiz”


TAGEM Daire Başkanı Doç. Dr. Mustafa Keleş, “Her şeyin çözümü vardır ama açlığın çözümü yoktur. Bunu geçmiş yıllarda yaşanan örnekler bize bunu gösteriyor. Pandemi de bu durum kendini apaçık ortaya koymuştu. En son yaşanan Rusya-Ukrayna savaşıyla da ne kadar stratejik bir durum olduğunu paranız dahi olsa bazı tarım ürünlerini alamayacağımızı göstermiştir. Tarımın gıdanın insanları tetiklemede ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Enstitülülerimiz de çok başarılı çalışmalar yapılmaktadır. Enstitülerimizin arazileri çok kıymetli olduğu için valimizden himayelerini istiyoruz. Zamanında bu araziler bataklıktı şehirlerin büyümesiyle birlikte bu araziler çok değerlendi. Çünkü tarım alanları daralıyor nüfus artıyor. Eskiden tabağımızda bir tür varken şimdi birkaç çeşitle yetinmiyoruz. Yılın 12 ayı domates görmek istiyoruz. Tüketimin arttığı, tarımın önem kazandığı bir dönemde bunu ancak verim ve kaliteyi artırarak iklim değişikliğine hazırlıklarımızı yaparak ARGE mızı yapmalıyız” şeklinde konuştu.



“Antalya artık kahve üretecek”


Cumhuriyetin bataklıkları kuruttuğunu kaydeden Antalya Valisi Hulusi Şahin, “19. Yüzyılın başında 400 milyon olan dünya nüfusu 20. Yüzyılın başlarında 1 milyara çıktı. Bugün 8 milyar. İnsanlık tarihi boyunca 1 milyara 5 bin yılda ulaşan nüfus, sadece 100 sene içinde 8 katına çıkıyor. Bu nüfusu beslemek lazım. Bu nüfus eskiden hububatla bir şekilde besleniyordu ama artık beklentiler ve taleplerde çok değişti. Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye 13 milyonluk bir ülkeydi. Tarım toplumuydu ama tarımı da son derece verimsiz yapıyordu. Şimdi 90 milyonu besliyoruz. Burada sadece besleme yapmıyoruz. Aynı zamanda ciddi tarımsal üretim yapıyoruz ve satıyoruz. 1,2 milyar dolar Antalya’nın ihracatı var. Bu üretimimizin yüzde 25’ini teşkil ediyor kalanı iç piyasaya gidiyor. Antalya zamanında sıtmadan kırılan bir memleket. Bataklıklarla arazilerin önemli bir kısmı kullanılamıyor. Antalya’nın düz ovasında insan yaşamıyor. Sıtma ve bataklık var. Cumhuriyet öncelikle bataklıkları kurutuyor. Buraların ıslah edilip tarıma kazandırılmasıyla büyük bir mesafe kat ediyoruz” dedi.


Vali Şahin konuşmasını şöyle tamamladı:


“Tarımsal ürün üretmek yeterli değil. Bunu verimli yapmak lazım. 1950 yılından sonra tarımda makineleşme başladı. Ürünlerde de çeşitlilik arttı. 3 bin yıl önce insanların yedikleri meyveleri biz yemiyoruz. Domates ve patatesi bizim dedelerimiz bilmiyor. 300 yıllık bir hikayeleri var. Yakın zamanda ülkemize geldi bu ürünler. Tarım çok hızlı değişen ve dönüşen bir sektör ve siz o değişime ayak uyduramazsanız çok ciddi sıkıntıya giriyorsunuz. Antalya’da daha kaliteli daha verimli daha değerli ürünler bulduk ve onlar üzerinden gelir temin ediyoruz. Dünyada sebze üretiminde Antalya olarak söz sahibiyiz. Bu enstitü ve büyük kuruluşların emeklerine borçluyuz. Yeşil adalar, muhteşem dağlar ve harika deniz. Bunların üçü bir araya gelince dünyanın cenneti Antalya. Eğer yeşil adaları yok edersek portakal bahçelerini kesip beton havuzları yaparsak bu şehre yazık ederiz. Enstitü arazileri kısmen yapılaşmaya açıldı. Bunlara müsaade etmemek için bizlerde gayret veriyoruz. Toprak Koruma Kanunu’nu sıkı bir şekilde uyguluyoruz. Tarım arazilerinde değil doğru araziyle sanayide de yer almak istiyoruz. Avrupa Birliği bütçesinin yarısını tarıma ayırıyor. Milli güvenlik meselesi oluyor. Pandemide gördük varsa sen de doyuyorsun. Küresel bir kriz geliyor ama fırsat da geliyor. Enstitü kahve deniyor. Belki de Antalya artık kahve üretecek.”



BATEM 91 yaşında

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Ormanlık alanda gezintiye çıkan 3 genç mahsur kaldı, ekipler seferber oldu Bursa’nın Orhangazi ilçesinde dağlık arazide gezintiye çıkan ve dere kenarında mahsur kalan 3 genç, ekiplerin yaklaşık 3 saatlik çalışmasıyla kurtarıldı. Olay, Orhangazi’ye bağlı Sölöz mahallesi ile Bayırköy yolu üzerinde dağlık bir bölgenin içinde yer alan vadide meydana geldi. Alınan bilgilere göre, motosikletler ile Sölöz köyüne gelen Beyzanur A., Ali K., Ahmet Arda Ş. isimli 3 genç, yanlarına hiçbir koruyucu ve güvenlik malzemesi almadan yaya olarak ormanlık alanda gezintiye çıktı. Geldikleri yerden yaklaşık 1 kilometre uzaklaşan ve orman içindeki vadide yollarını kaybeden 3 genç, 112’den yardım istedi. Gençlerin bulunduğu bölgeye ihbar üzerine ilk olarak Orhangazi İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri sonrasında ise çok sayıda AFAD, JAK ve itfaiye personeli sevk edildi. Sölöz Mahallesi ile Bayırköy Mahallesi arasındaki yol üzerinden başlatılan çalışmayla ekipler yaklaşık 500 metre mesafeden aşağı indi. Yoğun akan bir derenin karşı tarafından yerleri tespit edilen 3 genç, ilk olarak derenin karşı tarafına alındı ve sonrasında ekiplerinde yardımı ile yukarı çıkarıldı. 3 saatlik bir çalışma ile mahsur kaldıkları yerden alınan ve sağlık durumları iyi olduğu öğrenilen gençler daha sonra yol üzerinde hazır bekletilen sağlık ekipleri tarafından tedbir amacıyla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Elazığ Eğitmeninden ’astroloji’ vurgusu, ’medyum’ yanılgısı Astrologların medyum olarak görüldüğünü, astroloji denince insanların aklına fal, büyü ve cadılık gibi yanlış bilginin geldiğini ifade eden astroloji eğitmeni Yüsra Öztürk, astrolojinin, M.Ö. 4000’li yıllara dayandığını söyledi. Astroloji eğitmeni Yüsra Öztürk, gökyüzü bilimi ve astroloji hakkında toplumda doğru olarak kabul edilen yanlışlar konusunda açıklamalarda bulundu. Öztürk, astrolojinin, gökteki gezegenlerin hareketleriyle, dizimleriyle, güneş sisteminin varlığı ve yokluğuyla, dereceleriyle alakalı bir bilim dalı olduğunu kaydetti. Özellikle astrologların, medyum, falcı ve cadı olarak tanımlanmasının yanlış olduğunu ifade eden Öztürk, yaşam koşullarını, hayat kalitesini ve yaşamın sürdürebilirliği için evrenle sürekli bağlantı halinde olunması için insanlara, astrolojiyi araştırma ve öğrenme önerilerinde bulundu. ’’Gezegenlerin hareketleri ile dünyadaki sarsılmalar eş zamanlı’’ Astrolojinin tarihsel gelişimine değinen astroloji eğitmeni Yüsra Öztürk, ’’Astrologlar medyum olarak görülüyor. Batıya göre doğu tarafında astroloji hiç gelişmemiş. Astroloji denince insanların aklına fal, büyü ve cadılık geliyor. Bizim yaşadığımız toplumda bizlere çok garip bir gözle bakılıyor. Batıda astroloji, bir ilim bir bilim olarak kabul edildi ama doğuda bu şekilde değil. Astroloji, haram bir şey olarak görülüyor. Aslında astroloji, Kur’an’da da geçen, fizikte de kanıtlanmış ve matematik hesapları ile ortaya çıkan bir bilim dalıdır. Astroloji, M.Ö. 4000’li yıllara dayanan, en büyük gelişimini İslamiyet sayesinde gerçekleştiren bir bilim dalıdır” dedi. Astrolojinin yıldızları inceleyen gökyüzü bilimi olduğunu belirten Öztürk, “Biz de uzman astrologlarımız gibi sürekli, depremleri, heyelanları, doğa olaylarını, insanların ruh halini ve hastalıklarını anlatıyorlar. Astroloji, yalan değildir. Astroloji, gökteki gezegenlerin hareketleriyle, dizimleriyle, güneş sisteminin varlığı ve yokluğuyla, dereceleriyle alakalı bir bilim dalıdır. Örneğin, pandemi döneminde balık burcu dolunayı etkisi altındaydı. Balık burcu astrolojide sağlık demektir. Pandemi döneminde balık burcu dolunayı komple Türkiye ve dünyanın sağlığını derinden etkiledi. Depremlerin hepsi önceden gökyüzünde biliniyor. Çünkü gezegenlerin hareketleri ile dünyadaki sarsılmalar eş zamanlı” şeklinde konuştu. ’’Evrenin hareketleri bizi etkiler’’ Astrolojinin araştırılması ve doğru bilinmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, “Bizim yaşam koşullarımız, hayat kalitemiz ve yaşamımızı sürdürebilmemiz için evrenle sürekli bağlantı halinde olmamız gerekmektedir. Evrenin hareketleri bizim günlük hayatımızı, duygularımız, düşüncelerimizi, ruh halimiz ve sağlığımızı çok derinden etkiler. Astrolojiyi, araştırmaktan öğrenmekten çekinmeyin. Astroloji, bir fal değildir veya medyumlarla alakalı bir şey değildir. Astroloji tamamen yıldız bilimidir, gökyüzü ile alakalıdır. İnsanlar, astrolojiyi araştırmaya, öğrenmeye daha çok meylederse doğuda da batıda da astroloji hayatımızın her alanında kolaylıklar sağlayacak bir ilimdir” diye konuştu.
İstanbul Galatasaraylı Sporcular Derneği’nin dayanışma yemeği düzenledi Galatasaraylı Sporcular Derneği, birlik ve beraberlik mesajı vermek adına dayanışma yemeği düzenledi. Şişli’de bir otelde düzenlenen organizasyona, Galatasaraylı Sporcular Derneği Başkanı Levent Nazifoğlu, Galatasaray eski başkanlarından Alp Yalman ile Burak Elmas, sarı-kırmızılı kulübün eski ikinci başkanlarından Ergun Gürsoy, Divan Kurulu eski Başkanı İrfan Aktar, mevcut Divan Kurulu Başkanı Aykutalp Derkan, Galatasaray Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Metin Ülgen ve oyuncular ile davetliler katıldı. Galatasaraylı Sporcular Derneği Başkanı Levent Nazifoğlu, burada yaptığı konuşmada, “Bu gece, futbolla ilgili önümüzdeki çok önemli maçlarda bütün camianın bir arada olduğunu göstermek için yapılan bir gecedir. Galatasaray Kadın Futbol Takımı’nın da bu hafta sonu maçı var. Kazandıkları takdirde ilk kez şampiyon olacaklar ve direkt Şampiyonlar Ligi’ne katılacaklar. Takımın bu maçı kazanmasını istiyoruz" dedi. Nazifoğlu, konuşmasının ardından Galatasaray eski başkanlarından Alp Yalman ile Burak Elmas’a, sarı-kırmızılı kulübün eski ikinci başkanlarından Ergun Gürsoy’a, Divan Kurulu eski Başkanı İrfan Aktar’a, mevcut Divan Kurulu Başkanı Aykutalp Derkan’a, Galatasaray Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Metin Ülgen’e ve oyunculara desteklerinden ötürü plaket takdim etti.