GENEL - 17 Ocak 2017 Salı 17:23

’Uyanış’ filminin tanıtım startı Balıkesir’de yapıldı

A
A
A
’Uyanış’ filminin tanıtım startı Balıkesir’de yapıldı

15 Temmuz darbe girişimini konu alan "Uyanış" filminin tanıtım startı, Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti’nde yapıldı.
Uyanış filminin tanıtımı Balıkesir’de yapıldı. Yapımcılığını ve yönetmenliğini yapan Evrensel Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı tarafından yapılan filmin tanıtımında Genel Koordinatör Levent Akay, oyuncu Ragıp Karcan ve basın danışmanı İsmail Taka da hazır bulundu.
Filmin yönetmeni Ali Avcı, "15 Temmuz’da Türkiye’nin yaşadığı hain darbe girişimine karşı bir milletin uyanışı var. Ben bu hareketi Balıkesir’in Kuvayi Milliye hareketine benzetince, tanıtımını da buradan yapmayı uygun gördüm. Kuvayi Milliye hareketi bir milletin uyanış ve diriliş hareketidir. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç hareketidir. Biz de 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında eve gitmeyip de kocasına; ’beyim ne zaman eve geleceksin’ diyen, beyi de ’bir darbe girişimi varmış ben geç geleceğim’ denildiğinde, ’o zaman ben kamyonu alıp çıkıyorum’ diyen kahramanları 15 Temmuz’da gördük. Biz Nene Hatunları, 250 kilo top mermisi taşıyan Seyit Onbaşıları ve Kara Fatma’ları tarih kitabında gördük. Ancak 15 Temmuz’da biz bunları yaşadık" dedi.
15 Temmuz darbe girişiminde vatandaşların tankların önüne koştuğunu ve helikopterlere taş attıklarını gördüğünü söyleyen Avcı, "Bu milletin uyanışı idi. Amerika’nın sinema sektörü Hollywood’a harcadığı para, silaha yaptığı yatırımın 3 katı. Oradaki mantığın bir kısmını biz de uygulamaya başladık. Medya, 15 Temmuz darbe girişiminde şehit Ömer Halisdemir’i o kadar anlattı ki. Ondan sonra TSK’ya 287 bin başvuru yapıldı. Türkiye’de her 16 kişiden biri Özel Harekata girmek istedi. Her 16 kişiden biri Ömer Halisdemir olmak istedi" ifadelerini kullandı.
Film sektöründe ülke olarak çok zayıf olduğumuzu kaydeden Avcı, "Türkiye’ye geliyoruz Mehmet Akif diyoruz, bir filmi yok. Mehmet Akif’in filmini çekerek, helalleşmemiz lazım. Bir Necip Fazıl’ın, Adnan Menderes’in, Turgut Özal’ın, Süleyman Demirel’in filmi yapılmamış. Atatürk’ün bile doğru dürüst filmi yok. Bir Tayyip Erdoğan’ın filmi yok. Bu ülkeye 25 senedir hizmet eden il başkanlığı, belediye başkanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış bir kahramanın filmi yok. Biz film sektörü olarak çok gerideyiz" şeklinde konuştu.
Erol Olçak ve oğlu Abdullah Tayyip Olçak gibi birçok ismin tanklara ve tüfeklere karşı yürüdüklerini ve şehit olduklarını söyleyen yönetmen Ali Avcı, "Bunları bir Amerikalıya bir Avrupalıya nasıl anlatabilirsiniz? Tabii ki bir film yaparak anlatabiliriz. İşte bu yüzden Uyanış filminin startını Balıkesir’den veriyoruz. Şu ana kadar Uyanış filminin 20 dakikasını çektik. Mayıs ayından itibaren filmin çekimlerine başlayacağız. Bu film bir belgesel havasında çekilmedi. Bu filmin Türkiye’de büyük ses getireceğine inanıyoruz. Bu film tüm Balıkesir’e ve tüm Türkiye’ye hayırlı uğurlu olsun" dedi.
Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti’nde gerçekleştirilen basın toplantısı sonrası Uyanış filminin fragmanları gösterildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Medicana İzmir’de ‘Gastrointestinal Sistem Kanserlerinde Tedavi’ sempozyumu düzenlendi Medicana Onkoloji Grubu Toplantıları kapsamında Medicana İzmir Hastanesi’nde “Gastrointestinal Sistem Kanserlerinde Tedavi” sempozyumu gerçekleştirildi. Sempozyumda konuşan Medicana Sağlık Grubu Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Lütfiye Demir, dünyada sık görülen kanser türlerinden biri olan sindirim sistemi kanserlerinin tedavisinde yeni gelişmeler olduğunu, bu güncel gelişmeleri paylaşmak için Türkiye’nin dört bir yanından, bu alandaki farklı branşlardan önemli isimlerin bu sempozyumda bir araya geldiğini söyledi. Sindirim sistemi anlamına gelen ‘gastrointestinal sistem kanserleri’ alanında çalışan Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen onkoloji ve cerrahi uzmanı hekimler, Medicana International İzmir Hastanesi’nde düzenlenen ‘Gastrointestinal Sistem Kanserleri Sempozyumu’nda biraraya geldi. Toplantının açılışında konuşan Genel Müdür Dr. Ulvi Ünal, onkoloji alanında güçlü bir ekiple önemli bir merkez durumunda olduklarını belirterek, bu alanda yapılacak bilimsel toplantılara ev sahibi yaptıklarını ve bu toplantıların devamının geleceğini söyledi. “Her 6 ölümden biri kansere bağlı” Prof. Dr. Mustafa Oktay Tarhan ve Prof. Dr. Deniz Yalman moderatörlüğünde gerçekleştirilen, ‘özofagus ve mide kanserlerinde tedavi’ oturumunda ilk olarak Uzm. Dr. Murat Keser söz aldı. Özofagus ve mide kanserlerinde etyoloji, risk faktörler, ve prevansiyon alanına yönelik bilgilendirmelerde bulunan Keser, her 6 ölümden biri ve bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerden birinin kansere bağlı olduğunu vurguladı. 2050 yılında tahmini olarak en az 35 milyon yeni tanının olacağını söyleyen Keser, erkeklerde prostat kanseri, kadınlarda ise meme kanserinin ön planda olduğunu, özofagus kanserinin de en sık görülen 11’inci kanser olarak yer aldığını söyledi. SCC etnoloji ve risk faktörlerinin neler olduğunu anlatan Keser, alkol ve tütün kullanımının majör risk faktörleri arasında görüldüğünü, onun dışında herediter faktörler, yüksek sıcaklıkta gıda, kötü ahız hijyeni, özofagus hastalıkları, gastrektomi hastalıklarının risk faktöründe bulunduğunu ifade etti. Mide kanseri hakkında da bilgilendirme yapan Uzm. Dr. Murat Keser, her yıl bir milyona yakın vakanın çıktığını ve 600 binin üzerinde ölüme sebebiyet verdiğini kaydetti. Keser ayrıca düzenli egzersizin birçoğunun kanser tipinde koruyucu olduğunu da belirtti. Özofagus ve mide kanseri konuşuldu Oturumun ikinci konuşmacısı olan Prof. Dr. Sinan Ersin de ‘özofagus ile mide kanserlerinde cerrahi prensipler’ konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu. D0 rezeksiyonun kanser rezeksiyonuna uygun olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ersin, “Erken mide kanserinde özellikle mukozaya sınırlı tümör olduğunda, günümüzde endoskopik yöntemler de kullanılabiliyor. Örneğin evre 1’de iri diferansiye ve bir buçuk santimden küçükse, buna T1, D ise rezeksiyon yapılması gerekiyor. T2 ve T4 arası tümör söz konusuysa, D2 diseksiyon yapmamız öneriliyor” ifadelerine yer verdi. “En çok kullanılan ‘siewert’ sınıflandırması” Mide kanseri tedavisine yönelik de bilgiler aktaran Ersin, ameliyat modelinin bir sınıflandırmaya göre yapıldığını, bu alanda en çok kullanılan sınıflandırmanın ‘siewert sınıflandırması’ olduğunu anlattı. Sempozyumun yarın gerçekleştirilecek ikinci oturumunda ise, ‘kolorektal kanserler’, ‘metastatik hastalıkta tedavi’ ve ‘peritoneal karsinomatozda sitoredüktif cerrahi-hipec ve moleküler bazlı tedaviler’ konuları ele alınacak.