GENEL - 17 Mayıs 2018 Perşembe 14:37

Başkan Altınok suç duyurusunda bulundu

A
A
A
Başkan Altınok suç duyurusunda bulundu

AK Parti Kepez Belde Başkanı Alper Altınok, il başkanlığı adaylığı süresinde hakkında ortaya atılan iddialarla ilgili olarak suç duyurusunda bulundu.

AK Parti Kepez Belde Başkanı Alper Altınok, il başkanlığı adaylığı süresinde hakkında ortaya atılan iddialarla ilgili olarak suç duyurusunda bulundu. Altınok, “Büyük bir gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim ki, bırakın şahsımı ailemden dahi hiç kimsenin FETÖ /PDY terör örgütüyle yada herhangi bir yasadışı örgütle en ufak bir bağı yoktur. AK Parti teşkilatlarından verilen talimat dışına da hiçbir zaman çıkmadım. Esasen bu gerçekler AK Partili gözüken gerçekte kendi menfaatlerini her şeyin üstünde tutan bir avuç acizi korkutmaktadır. Onlarla da gereken mücadele verilecek AK Parti arınacaktır. Bugün itibarıyla, her zaman savunduğum ve daima güvendiğim Yüce Türk Adaleti önünde hakkımızı arama lüzumu hasıl olmuştur. Kişi iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Yeri de bağımsız mahkemelerdir” dedi.


Bir süredir siyasi kimliği bahane edilerek, kişilik ve ticari şirketi üzerinden itibarsızlaştırma çalışması yürütüldüğünü söyleyen AK Parti Kepez Belde Başkanı Alper Altınok, “İftira kampanyasını yürütenler her ne kadar ‘GBT’ tartışması başlatıp şahsımda algı oluşturmaya çalışsa da, Allah’ıma çok şükür sicil kaydımız temiz, ‘bizi kendileriyle karıştırmasınlar’ diye geldik bugüne kadar. AK Parti içinde bugüne kadar büyük bir özveriyle elimden gelenin azamisini göstererek partim ve ülkem için mücadele ettim. Hain FETÖ/PDY terör örgütüyle mücadele konusunda taviz vermeden, kararlı bir şekilde kökünün kazınması hususunda gereken her şeyin yapılması gerektiğini savundum, savunmaya da devam ediyorum. Zaten Şahsımın 15 Temmuz hain kalkışmadan sonra AK Parti Kepez Belde Başkanlığının tevdi edilmesi de yukarıda belirttiğim kararlılığın bir göstergesidir. Fakat söz konusu olan, her birine ailemin ferdi olarak baktığım, onlarca insanın ekmek yediği şirket çalışanlarımızın iftiralar karşısında duyduğu üzüntüye tepkisiz kalamazdım. Çünkü; maksatlı olarak yalan , iftira saldırılar öyle boyuta geldi ki, birlikte ekmek bölüştüğüm insanların “daha ne kadar sabır” sözlerine kulak tıkayamazdım. İtibarımızla oynanmasına izin veremezdim. Kaldı ki bu göreve getirilirken, ve sonrası genel bilgi taraması ,güvenlik kurumları tarafından en titiz biçimde yerine getirilip AK Parti yetkili organlarıyla paylaşılmıştır. Bilinçli olarak söz edilen GBT’ em de ne silinen nede mevcut hiçbir kayıt yoktur. Son olarak İl başkanlığı adaylık süresince yalan yanlış bilgiler tehdit ve şantajlar işe yaramayınca şahsıma ait kişisel bilgiler Akparti ile yakından uzaktan alakası olmayan şahıslar tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Fakat bizim korkacak, saklayacak bir şeyimiz olmadığı için bu haysiyet cellatlığı yapanlardan korkmuyor ve milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak da yılmadan, usanmadan mücadele edeceğimizi tekrar tekrar ifade ediyoruz” dedi.


Bu kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu da söyleyen Altınok, “Böylesi konuların bizi yürüdüğümüz yolda yavaşlatmasına müsaade etmiyoruz. Bilakis işimizi, mücadelemizi doğru şekilde yaptığımız için böylesi operasyonlara maruz kaldığımızı görüyoruz. İnandığımız davanın, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın ardından dün olduğu gibi bugünde koşmaya devam ediyor, 24 Haziran’da yeni bir destan yazmak için hem belde başkanlığı yaptığım Kepez’de hem de Çanakkale’de var gücümüzle çalışıyoruz. Siyaseten de olsa hiçbir basın kuruluşu ve fikir adamı ‘kişilerin itibarıyla oynayamaz, özel şirket bilgilerini alenen paylaşamaz, hedef gösteremez’ ilkesinin gazetecilik temel kuralı olduğunun bilincinde olmakla birlikte gerek Türk Ceza Kanunu, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Evrensel İlkelerinde açıkça yer verilmektedir. FETÖ /PDY Terör örgütü propagandası mahiyetinde beyanlarda bulunan kişi ile de mücadelemizi hukuk içinde insani ve vicdani ilkeler çerçevesinde yürüteceğimin bilinmesini isterim. Devletimizin yapacağı soruşturma sonrasında bu kimselere gereken cezayı vereceğinden de zerre şüphemiz yoktur. Büyük bir gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim ki, bırakın şahsımı ailemden dahi hiç kimsenin FETÖ /PDY terör örgütüyle yada herhangi bir yasadışı örgütle en ufak bir bağı yoktur. AK Parti teşkilatlarından verilen talimat dışına da hiçbir zaman çıkmadım. Esasen bu gerçekler AK Partili gözüken gerçekte kendi menfaatlerini her şeyin üstünde tutan bir avuç acizi korkutmaktadır. Onlarla da gereken mücadele verilecek AK Parti arınacaktır. Bugün itibarıyla, her zaman savunduğum ve daima güvendiğim Yüce Türk Adaleti önünde hakkımızı arama lüzumu hasıl olmuştur. Kişi iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Yeri de bağımsız mahkemelerdir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü: “Önemli olan sürdürülebilir, kesintisiz enerjiyi sağlamak” Temiz enerjinin başkenti İzmir, WENERGY-Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı’na, ikinci kez ev sahipliği yapıyor. WENERGY Expo’da, eş zamanlı olarak gerçekleşen kongrenin açılış konuşmasını Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü gerçekleştirdi. Öğütçü, İzmir’in elektrik üretiminde Türkiye’deki kurulu güçte İstanbul, Ankara, Kocaeli’yi geçtiğini ve enerjide en büyük üretici olduğunu belirterek, “Dünya tarihinde hiçbir zaman enerjisiz kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız, ama önemli olan gezegenimizin ekolojik dengesini bozmayan, maliyeti ehven, sürdürülebilir kesintisiz enerjiyi sağlamak” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ, BİFAŞ ve EFOR Fuarcılık iş birliği ile düzenlenen WENERGY - 2. Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı, fuarizmir’de kapılarını açtı. 300’ü aşkın sektör paydaşını, uluslararası alıcı ve yatırımcılar ile buluşturan fuarda, sektörün kamu, yatırımcı, sanayici ve tedarikçileri bir araya geliyor. Fuarla birlikte düzenlenen 22 oturumun gerçekleştirileceği kongrede de sektörün önde gelen isimlerinden akademisyenler, iş insanı ve enerji dünyası temsilcilerinin konuşmacı olarak yer alıyor. Kongrenin açılış konuşması, Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü tarafından gerçekleştirildi. Hükümet, diplomasi, uluslararası kuruluşlar, bankacılık, enerji ve finansman sektöründe 35 yıllık deneyim sahibi olan Mehmet Öğütçü, “Dünya Enerjisindeki Yeni Dinamikler ve Türk İş Dünyasına Yansımaları” konulu konuşmasında ülkesel, bölgesel ve dünya genelindeki enerji politikalarıyla ilgili görüşlerini paylaştı. “ Enerjide şu an en büyük üretici İzmir” “İzmir gerçekten temiz enerjinin başkentidir” diyen Öğütçü, “İzmir, Türkiye’deki kurulu güce baktığımızda elektrik üretiminde İstanbul, Ankara ve Kocaeli’yi geçmiş bir kent. Enerjide şu an en büyük üretici İzmir ve üretiminin tüketimini karşılama oranı da yüzde 66. Dolayısıyla İzmir’in bu avantajı kullanabilmek açısından bu tür platformların çok büyük önemi var. Çünkü bu ülkenin ve bölgenin yatırıma ihtiyacı var. Türkiye’nin en fazla ihtiyaç duyduğu şey hem yenilenebilir enerji hem enerji verimliliği hem de fosil yakıtlarda yatırım, finansman, teknoloji ve ortaklar. Hem ülke içinde hem de uluslararası ortamda, bu tür toplantılar, fırsatların, risklerin ortaya konması, tartışılması, insanların bir araya geldikleri zaman iş anlaşmaları yapılmasına zemin hazırlar. Ben bu fuarın ve kongrenin bu açıdan çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyanın dört bir yanında değişik ortamlarda bu konularda sürekli konuşmalar yapan biriyim, böylesine yerel yönetimin, devletin, iş dünyasının, üniversitelerin bir araya gelip ortak bir çalışma yürüttüğünü görmedim. Bana göre İzmir, sadece temiz enerjinin başkenti değil, Ege’nin, Akdeniz’in, Ortadoğu’nun, Kafkasların, Orta Asya’nın Avrasya’nın genel anlamıyla bölgesel enerji ve iklim değişikliği merkezi olabilir. Belki bu fuar ve kongreler oraya doğru gidişin de habercisi olur” diye konuştu. “Küresel ekonomide, enerjinin dinamikleri değişiyor” Dünya tarihinde hiçbir zaman enerjisiz kalmadığımızı diye getiren Mehmet Öğütçü, “Bundan sonra da kalmayacağız, ama önemli olan gezegenimizin ekolojik dengesini bozmayan, maliyeti ehven, sürdürülebilir ve kesintisiz enerjiyi sağlamak. Şu anda her şey hızla gelişiyor oyunun adı sürat, eskiden onlarca yılda gerçekleşecek olan gelişmeler, bugün birkaç yılda, birkaç ayda gelişebiliyor. Teknoloji o hale geldi ki bir yandan bir nimet ama öte yandan büyük bir felaket habercisi de olabiliyor. Bugün en fazla konuşulan konu enerjideki geçiş süreci, yani fosil yakıttan daha yeşil enerjiye geçiş süreci, sancısız, zorluk oluşturmadan nasıl gerçekleşebilir? Diğer bir husus ise iklim güvenliği, çünkü dünyamız tahmin edilenin ötesinde karbon emisyonları yüzünden hızla ısınıyor. Kuraklık ve çölleşme, dünyamızı tehdit etmeye başladı. Artık dünyada küresel ekonomide enerjinin dinamikleri değişiyor, bir yandan dünyanın güçlü ülkeleri hızlı bir şekilde yeşil enerjiye doğru akıyor. Ancak Türkiye gibi dışarıdan gelen enerjiye bağımlı ülkelerde cari açık oranı çok yüksek oluyor. Bu nedenle uluslararası ortaklar olmadan bizim gibi ülkelerde bu tür yatırımların tek başına yapılması mümkün değil. Dış kaynaklı yatırımların bizim gibi ülkelere gelebilmesi için devletin dış politikası ve enerji politikasının eş zamanlı ilerlemesi, kuralların olması ve en önemlisi ekonomide, hukuk alanında güven olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
İstanbul Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayeti davasına devam edildi Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayeti davasına devam edildi. Davada tutuksuz sanıkların adli kontrol şartları kaldırılırken, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmedildi. Esenyurt’ta geçtiğimiz temmuz ayında Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin 3’ü tutuklu 10 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklar Adem Kılıç, Ercan Topçu ve Hüsamettin Ahmetoğlu ve müşteki Cantürk Erzen hazır bulunurken, tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat, Azat ve Servet Özer ise SEGBİS sistemi ile hazır edildi. Duruşmaya taraf avukatları ile müştekiler de katıldı. “Şikayetim devam ediyor” Duruşmada olay gerçekleşmeden yaklaşık 15 dakika önce oğlu ile görüştüğünü belirten müşteki Cantürk Erzen, “Oğlumla görüşmemin tek sebebi banka kartı borcunu ödemesini söylediğim halde ödememiş olmasıydı. Bu konuyu konuşmak için onu aradığımda parasının olmadığını söyledi. Ben de ona ’Kasadaki parayı biriktir, ben gelip halledeceğim’ dedim. Biz birbirimizi tanıyan insanlardık. İş yerine gittiklerinde kamera görüntülerim görünüyor. Görüntüleri izleyenler olayın nasıl olduğunu görmüşlerdir. Şikayetim devam ediyor” ifadelerini kullandı. “Benim amca çocuklarım benim için neden adam vursun” Tutuklu sanık Servet Özer ise, savunmasında HTS kayıtlarının incelenmesini istediğini belirterek, “Bu olaydan 10-15 gün önce sanık olan amca çocuklarımla hiçbir görüşmem olmadı. Benim Cantürk Erzen ve ailesi ile hiçbir husumetim yoktur. Benim amca çocuklarım benim için neden adam vursun? Cantürk bile geçen celse böyle bir olay olacağını tahmin etmediğini söyledi. Ben nasıl tahmin edeyim. Ben suçsuzum. Bende herhangi bir silah yoktu. 10 aydır tutukluyum, tahliyemi talep ediyorum” şeklinde konuştu. “Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şahsın alkollü olduğunu düşünüp oğlumu vurdu sandım” Tutuklu sanık Tarık Özer de istemeyerek olaya dahil olduğunu ve pişman olduğunu söyleyerek, “Yunus Emre bana amca diye hitap ediyordu. Ben kendisini çok seviyordum. Yunus Emre’nin öldüğünü duyunca çok üzüldüm. Amacım Yunus Emre’yi öldürmek değildi. Oğlum ölmüş gibi hissettim. Yunus Emre silah çıkardı. Yanında oğlum ve kardeşim vardı. Kardeşime sıkmaya başladı. Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şahsın alkollü olduğunu düşünüp oğlumu vurdu sandım. Sadece kendisini engellemek için bacaklarına doğru ateş ettim. Böyle bir olay olduğu için üzgün ve pişmanım” dedi. Duruşmada beyanda bulunan müşteki avukatı Kerim Bahadır Şeker ise, “Olayda herhangi bir meşru müdafaa söz konusu değildir. Meşru müdafaanın koşulları arasında saldırı olmalı, savunma olmalı, orantılılık olmalı ve araçların eşitliği olmalı. Bu olayda bunların hiçbiri yoktur. Haksız tahrik de söz konusu değildir. Sanıkların pasaportu aracın içerisinden çıkmıştır. Bu kaçacaklarını göstermektedir. Meydana gelen olayda sanıklar lehine takdiri indirim nedenlerinin de uygulanmaması suretiyle en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyoruz” diye konuştu. Mahkeme sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, haklarında adli kontrol tedbiri bulunan tutuksuz sanıkların imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağı tedbirinin devam etmesine karar verdi. Ayrıca heyet, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Temmuz günü gece saat 23.20 sıralarında Esenyurt Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi’nde Baray Tekel-Gold Park Şarküteri isimli iş yerinde meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede, taraflar arasında meydana gelen tartışma ve silahla ateş edilmesi sonucu Yunus Emre Erzen’in 8 adet kurşunla yaralanarak hayatını kaybettiği, Batuhan Bayındır’ın ise 2 el ateş edilmesi sonucu yaralanarak öldüğü anlatıldı. İddianamede müşteki Yusuf Erzen ve şüpheli Murat Özer’in de çeşitli yerlerinden yaralandıkları belirtildi. İddianamede şüpheliler Tarık, Murat, Azat, ve Servet Özer’in ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme’, ‘kasten öldürme’, ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ ve 6136 Sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet ve 16 yıl 6 aydan 31 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Diğer 5 şüphelinin ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.