GENEL - 29 Nisan 2017 Cumartesi 00:22

Devletin sistematiğini bozdu

A
A
A
Devletin sistematiğini bozdu

Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Örgüt, devletin içinde yargıyı, polisi ele geçirerek bütün kurumlarda ciddi mağduriyetlere sebep oldu, devletin tüm işleyişini, sistematiğini bozdu” dedi.

Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Örgüt, devletin içinde yargıyı, polisi ele geçirerek bütün kurumlarda ciddi mağduriyetlere sebep oldu, devletin tüm işleyişini, sistematiğini bozdu” dedi.


Türk Ocağı tarafından düzenlen “Türkiye’nin Başına Örülmek İstenen Çorap” konulu konferansa katılmak için Eskişehir’e gelen eski Emniyet Müdürü Hanefi avcı, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.


Hanefi Avcı, Polislere yapılan gözaltı ve görevde alma meselesini medyadan öğrendiğini, genel anlatımlara bakıldığında bir kişinin anlattığı veya teknik verilerle geçilmiş, ona dayanılarak yapılan bir operasyon olarak gördüğünü söyledi. Örgütün gerçek yöneticilerine ulaşılması gerektiğini, bir şekilde bağlantısı olmuş kişilere de aynı muameleyi göstermek ciddi hukuk ihlallerine, mağduriyetlere neden olacağını bununda örgüte hizmet edeceğini belirten Avcı, “Böyle bir örgütsel soruşturmanın binlere, on binlere, yüz binlere vurmasının makul olmadığını, gerçekten örgütün yöneticilerinin adli bakımdan soruşturulmasını, tabii devlet idari soruşturma yapabilir kendi memurlarına ama adli, gözaltı, tutuklama konusunda daha az sayıda ama örgütün gerçek yöneticilerine yönelik soruşturmaların yürütülmesi gerektiğini, yoksa şöyle ve böyle bir şekilde irtibatı olmuş, okullarına gitmiş, bankasına para yatırmış kişilere çok ağır yaptırımlar yapılmasının ciddi hukuk ihlalleri, mağduriyetler oluşturacağını, hatta bu sayının yüz binlere vurduğunda bunun tam tersine örgüte hizmet edeceği kanaatindeyim. Çünkü bu tip yapılar belli yöneticiler tarafında yönetilir, onlara ulaşamadığınız müddetçe, diğer etrafındaki sıradan insanlara, iyi niyetle yaklaşmış insanlara bu yapacağınız işlemlerle bu önlenemez tam tersine hem mağduriyet artar hem de o insanlar bir müddet sonra karşınıza gerçekten bir örgüt militanına dönüşebilir. Bu konulara daha dikkat edilmesi gerektiği kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.


“Örgüt devletin bir bütün halinde işleyişini bozdu”


FETÖ’nün kurumlar içinde yapılanmasının devletin işleyişini bozduğunu anlatan Avcı, “Yaşadığımız süreç birçok şeyi gösteriyor ama çok hızlı yaşadığımız için bu yaşadıklarımız iyi hazmederek, anlamlandırarak, düşünerek tam kavrayamadık yoksa 2013’e kadar devletin bütün hukuk düzeni bozuldu. Devletin ordusunun düzeni bozuldu. Tüm topluma korku hakim oldu. Bütün kurumların içi boşaltıldı. Cemaat, yargıyı, polisi ele geçirerek bütün devlet kurumlarında ciddi mağduriyetlere sebep oldu. Kişisel mağduriyetleri bırakalım, devletin kendisinde mağduriyetler oldu. Devletin kurumlarının hepsi ciddi darbe gördü. Emniyet teşkilatı, asker, MİT, Milli Eğitim bütün devlet kurumları bu cemaatin operasyonlarıyla mağdur oldu. Tüm halk üzerinde, tüm basın üzerinde çok ciddi korku yaratıldı. Bu örgüt tarafından devletin bir bütün halinde işleyişi, sistematiği bozuldu. Bu örgüt bunu bozdu, bu defa bu örgüte yapılan operasyonlarda belli oranda sıkıntı yarattı. 15 Temmuz sonrası ise, çok ağır bir travma ile ülke karşı karşıya kaldı. Bu ağır travmaya karşı verile tepkilerin ölçüsü de önemli, bu ölçüler geleneksel devlet kurallarıyla, hukukla yapmazsanız, bu alınan tedbirler tersine zarar vermeye başlayabilir. Şuanda da bu ölçünün de belli ölçüde kaçtığını, hukukun yerine daha farklı şeylerin hakim olmaya başladığını, bununda aynı şekilde topluma zarar verdiğini görüyoruz. Biz diyoruz ki bu mücadele hukuk temelinde olmalı. Gerçek evrensel hukuk değerlerinde olmalı, yoksa hukuk gibi gözüken ama bütün topluma korku yayan bir anlayışla olamaz. Bunu tehlikeli boyutu budur. Darbede kim ne suç işlemişse onun karşılığını görmeli. Bu örgüt ülkeye yapılabilecek en büyük darbeyi yaptı elbette bunun karşılığını görmeli ama bu örgütle şu ve bu şekilde irtibatı olmuş, onlarla teması olmuş, gizli faaliyete girmemiş insanlara ona göre işlem yapılması lazım. darbeye destek olmuşlara ona göre işlem yapılması lazım. Ama hiç ayrım gözetmeksizin, hepsi tek tip bakılarak, hepsi darbeye katılmış gibi kabul edersek o zaman ciddi şekilde hata yapmış oluruz. Hukukun olmadığı yerde zulüm olur. Ona dikkat etmek lazım. Hukuk olursa her şey yerini bulur” dedi.


“Yaptıkları şimdi kendi ayaklarına dolandı”


FETÖ’nün bugüne kadar yapmış olduğu tüm olayları başkasına bağlamak istediğini ama o zaman yaptıkları hataların şimdi kendi ayaklarına dolandığını vurgulayan Hanefi Avcı, “Bu örgüt, her olayı kullanmak istedi, Türkiye’de ne kadar olumsuz olay varsa, ne olmuşsa, her olayı yapacağı operasyonlarında, kendi yapacağı kötü niyetli işlemlerinde bahane olarak kullanmak istedi. Rahmetli Özal’ın ölümünü, Malatya’daki Zirve cinayetlerini, Dink olayını, hepsini kendi bir şekilde, kendi yapacağı kötü uygulamalara, yapacağı operasyonlara zemin kullanmak için yaratmaya başladı. O Dink olayını böyle kullanmaya kalktığı kanaatindeyim. Tabii olayı soruşturmaya kalkan idari görevler noktasında müfettişleri de etkileyerek, kendilerinin mensuplarının olduğu kişileri hiç suçlu yapmamak, hataları görmemek adına, o tarihte kendilerine engel gördüğü, İstanbul’daki emniyeti ele geçirmek adına bu olayı suistimal ettiler. Soruşturmaları tek taraflı yapıp, İstanbul emniyetini ele geçirip, orada operasyon yapacaklardı, o olayı kullanmaya kaldılar. Bugün o yaptıkları hatalar kendi ayaklarına takıldı ve kendileri oradan sorgulanıyorlar. O soruşturmaların yanlı yapıldığı, olaya tek taraflı baktıklarından dolayı kendileri yargılanıyor. Dava sonucu göreceğiz, bunun benzeri olayı birçok kez yaşadılar” şeklinde konuştu.


“Örgüt, polis, asker ve milli istihbarat da ayrı bir gizlilik içinde çalıştı”


Örgütün, asker, emniyet ve milli istihbarat içinde mahrem denilen gizli işlerle çalıştığını aktaran Avcı, “Emniyetin tüm birimlerinde var, birazda bu örgütün yapısından kaynaklanan kendisini saklamasını, gizlemesini biraz daha iyi bilen, ilk eğitim yıllarından itibaren onlara, mahrem Osmanlıca da ‘gizli’ demek, gizli işleri, milli istihbarat, emniyet, ordu gibi faaliyetler devletin gizli işleri olduğu için, kendileri de Arapça mahrem, gizli işler diye kabul etmiş. Burada ayrı bir gizlilik var, cemaatin tüm çalışması, örgütsel çalışması, legal halka yönelik değil, örgüt faaliyetleri gizli ama bu polis içerisindeki, asker içerisindeki, milli istihbarat içerisindeki cemaat örgütü ayrı bir gizlilik için çalışıyor. Onlarda mahrem hizmet deyip böyle bir isim yakıştırıyor. İrtibat kurduğu andan itibaren, oraya adamlarını sokarken bile özel bir gizlilikle, kendilerini kamufle etmeyi, olduklarından farklı gözükmeyi, tabii yaşamlarından farklı bir yaşamlarında daha farklı felsefe, farklı düşünce insanlarıymış gibi gösterme tavsiye ve telkinleri var. Onu da fazlaca uyguladıkları içinde, iyi bilemeyenler aldatıcı oluyor. Birçok yerde emniyetin Cumhurbaşkanı koruma da var, başkanlıklarda var, istihbarat, her birimde var. Tabii orası daha dikkati çekiyor, diğer birimlerde de şüpheli isimler var” dedi.


Yeni kitabı “Erken Uyarı Devlet Bilgisi”nde bahseden Hanefi Avcı, örgütü, 15 Temmuz’u anlatmakla birlikte biraz daha genişleyerek, Türkiye’nin uzun yıllardır yaşadığı güvenlik sorununu, bu tür olayları neden önleyemediği gibi konuları ele aldığını belirtti.


Avcı daha sonra, Türk Ocağı Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Başına Örülmek İstenen Çorap” konulu konferansa katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Milli taekwondoculardan 6 madalya daha Avrupa Taekwondo ve Para Taekwondo Şampiyonası’nın ikinci gününde milli sporcular, 1 altın, 4 gümüş ve 1 bronz olmak üzere 6 madalya kazandı. Milli sporcu Enbiya Taha Biçer Avrupa şampiyonu oldu. Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da düzenlenen şampiyonanın ikinci gününde Türkiye’yi taekwondo ve para taekwododa 4’er olmak üzere 8 sporcu temsil etti. Taekwondocular, 1 altın, 2 gümüş madalya kazanırken, para taekwondocuları günü 2 gümüş ve 1 bronz madalya ile tamamladı. Erkekler 87 kiloda mücadele eden Enbiya Taha Biçer, rakiplerini geçerek kariyerinin ilk Avrupa şampiyonluğunu kazandı. 23 yaşındaki sporcu, son Avrupa Şampiyonası’nda da bronz madalya kazanmıştı. Kadınlar 53 kiloda Zeynep Taşkın ve +73 kiloda Nafia Kuş Aydın da Türkiye’ye gümüş madalya kazandıran isimler oldu. 21 yaşındaki Zeynep Taşkın, ilk kez katıldığı Avrupa Şampiyonası’nda madalya sevinci yaşarken, tecrübeli sporcu Nafia Aydın Kuş, 4. kez bir Avrupa Şampiyonası’ndan madalya ile ayrıldı. Para taekwondo müsabakalarında ise erkekler K44 63 kiloda Mahmut Bozteke ile kadınlar K44 52 kiloda Meryem Betül Çavdar gümüş, aynı kiloda Lütfiye Özdağ bronz madalya kazandı. Türkiye, iki gün sonunda toplam madalya sayısını 2 altın, 8 gümüş ve 2 bronz olmak üzere 12’ye yükseltti. Şampiyonanın üçüncü gününde 4 taekwondo ve 6 para taekwondocu madalya mücadelesi yapacak.
Uşak CHP Genel Başkanı Özel, Uşak Belediyesini ziyaret etti CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart yerel seçimlerinde Uşak Belediyesini kazanan Başkan Özkan Yalım’a tebrik ziyareti gerçekleştirdi. CHP Genel Başkanı Özel, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından Uşak Belediye Başkanlığını kazanan Özkan Yalım’ı ziyaret etmek ve partilileri ile bir araya gelmek üzere Uşak’a geldi. İlk olarak partisinin il başkanlığını ziyaret eden Özel ardından Uşak Belediyesi’ne giderek, belediye önünde bekleyen vatandaşlara seslendi. Özel, “Emekliye destek lazım, destek olunacak. Öğrenciye, öğrenciye destek lazım, destek olunacak. Ve Uşak’ta kimse kendini yalnız hissetmeyecek. Cumhuriyet Halk Partisi kimsesizlerin kimsesidir. Uşaktaki herkes bizim canımızdır, ciğerimizdir. Bu süreçte birileri 31 Mart’tan sonra bambaşka tartışmalar açıp gündemi bambaşka yerlere sıkıştırmak istiyorlar. Biz bu oyuna gelmeyiz. Biz seçim öncesinde söyledik. Bu vatandaşın gündeminde ne varsa benim gündemimde o var. Bu vatandaşın gündeminde ne yoksa benim de gündemimde yok" dedi. Özel, "Birileri diyor ki, ’CHP, normalleşme’ diyor. Evet, normalleşme diyoruz. Normali siyasilerin konuşmasıdır. Normali emekli maaşı düşükse gelin arttıralım demek, asgari ücrete zam yapalım demek. Staj mağdurlarının sorununu birlikte çözelim demek. Emekli astsubayın, uzman çavuşun sorununu konuşmak ve müzakere etmek benim görevim. Bunları elbette yapacağım. Ama müzakereyle sonuç alamıyorsak o zaman mücadele edeceğiz. Sokaklar bizimdir, meydanlar bizimdir” dedi. 26 Mayıs Pazar günü tüm emeklileri Ankara Tandoğan Meydanı’na davet eden Özel, "Sizden tek talebim şudur. Seçilen belediye başkanlarına sahip çıkın. Onları zorlamayın. Onların borçları var. Zorlukları var. İmkansızlıklar var. Hizmet bekleyen insanlar var. Biz bu belediyeleri çocuklarımızı işe sokmak için almadık. Elbette onlar da olacak ama kayırmacılıkla değil. Biz bu belediyeleri zenginleşmek için almadık. Biz bu belediyeleri adam kayırmak için almadık. Biz bu belediyeleri iyi hizmet etmek vatandaşın gönlünü fethetmek ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yapmak için aldık" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, halka hitabından sonra Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım’ı makamında ziyaret etti.
Ankara YOİKK toplantısında yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik adımlar atıldı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında gerçekleştirilen Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantısında, YOİKK Eylem Planı kapsamındaki çalışmalar ve uluslararası katılımla yapılacak Yatırım Danışma Konseyi toplantısının hazırlıkları masaya yatırıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında üçüncüsü yapılan Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YÖİKK) toplantısında YOİKK Eylem Planı kapsamında yürütülmekte olan çalışmalar, yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına uluslararası bir bakış açısı kazandırılması amacıyla dünyanın önde gelen çok uluslu şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin, uluslararası kuruluşların ve Türkiye’deki özel sektör çatı kuruluşlarının katılımıyla yapılacak Yatırım Danışma Konseyi toplantısı hazırlıkları eylem planı kapsamında istihdama odaklı olarak ele alınan mesleki eğitim gündemi çerçevesinde gerçekleşti. YOİKK Platformu çerçevesinde Ağustos ayından bu yana yürütülen çalışmalarla, kamu kurumları ve iş dünyasından tüm paydaşlarla birlikte atılması gereken adımlar katılımcı bir şekilde belirlendi. 1 Mart 2024 tarihinde yayımlanan YOİKK Eylem Planı’nda, yatırımcılar açısından olumlu etkisi değerlendirilen, cari açığı azaltıcı ve mal-hizmet ihracatını kolaylaştırıcı hususlar odak noktası oldu. Eylem Planı yayım tarihinden itibaren, Kişisel Verilerin Korunması Kanununa (KVKK) ilişkin değişiklik ihtiyacının TBMM’ye sunulması, itiraz, istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru sürelerinin yeknesak hale getirilmesi ve bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına ilişkin düzenleme çalışması yapılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ek kapasitelerin kurulabilmesine imkan sağlayacak kanuni değişiklik ihtiyacının TBMM’ye sunulması, bireysel emeklilik fonlarının girişim sermayesi fonlarına yönlendirilmesi amacıyla düzenleme yapılması, uzun vadeli yatırım kredileriyle ilgili stratejik önceliklendirme çalışması yapılması, Ar-Ge ve tasarım merkezleri ile teknoloji geliştirme Bölgelerinde uzaktan çalışma uygulamasının devam ettirilmesi olmak üzere 6 eylem tamamlandı. Toplantıda, Orta Vadeli Program’da yer alan öncelikli reform alanlarından mesleki teknik eğitim konusu özel sektör odaklı dönüşüm ekseninde değerlendirilirken ilgili paydaşların bu alandaki önerileri, atılacak adımlar ve işbirliği olanakları görüşüldü. “OSB’ler istihdam odaklı mesleki eğitime katkı sağlayacak” Milli Eğitim Bakanlığının özel sektörle buluşma toplantılarındaki önerilerinin de dikkate alınarak hazırlandığı ve Ekonomi Koordinasyon Kurulunda da görüşülen Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesinin stratejileri üzerinde de değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda, organize sanayi bölgelerinin istihdam odaklı olarak mesleki eğitimin gelişimine verebileceği katkılar ele alındı. Toplantıda, mesleki ve teknik ortaöğretim ile yüksekokul mezunlarının kendi alanlarında çalışmasını teşvik edecek resmi ve özel sektör odaklı mekanizmaların oluşturulması üzerinde duruldu. Mesleki ve teknik eğitimin öneminin tüm toplum kesimlerine ve ilkokuldan itibaren öğrencilere aşılanması amacıyla yürütülecek farkındalık faaliyetleri ele alındı. Toplantıda, öğrenciler için ortaokul sonrası eğitim planlamasında mesleki eğitime yönelik tanıtım ve yönlendirme çalışmalarıyla çırak öğrencilerin işyeri eğitimleri hakkında görüşmeler yapıldı. Toplantıda, mesleki eğitim alanında kamu kurumlarının ve özel sektör temsilcilerinin katkıları alınarak 75 maddelik tedbir seti oluşturuldu. Mesleki eğitimin öneminin tüm taraflarca vurgulandığı toplantıda, kamu ve özel sektör kuruluşlarının mesleki eğitim ve istihdam eksenli çözüm önerilerini birlikte ele alacağı bir çalışma grubu tesis edilmesi kararlaştırıldı. "Türkiye Yüzyılı Vizyonu" doğrultusunda, ilerleyen dönemde insan kaynağının kalkınma politikaları ve ikiz dönüşüm hedefleriyle uyumlu şekilde yetiştirilmesi öncelikli hedef olarak belirlenerek sürdürülebilir büyüme ve istihdam artışı sağlanması amaçlandı. Toplantıda, Türkiye’de yatırımcıların öncelik verdiği güven ortamı ve finansal istikrar pekiştirilerek nitelikli ve katma değeri yüksek alanlarda ulusal ve uluslararası yatırımların artırılması hedeflendi. “YOİKK Eylem Planı ile rekabet gücü arttırılacak” Türkiye’nin rekabet gücünü artırmaya yönelik sonuç odaklı yapısal reformları hayata geçirmeyi sağlayacak olan YOİKK Eylem Planı kapsamındaki çalışmalar, belirlenen takvime riayet edilerek devam edecek ve üç aylık periyotlar halinde izlenecek. Toplantıda, yatırım ortamının iyileştirilmesi, bürokratik engellerin kaldırılması, yatırımcı haklarının korunması ve yatırımların teşvik edilmesine yönelik adımlar atılmaya devam edileceği ifade edildi.
Ankara Türkiye sıcak hava balonculuğunda zirvede Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Türkiye’de balon uçuşlarının yoğunlaştığı ve Kapadokya’nın bilinirliğinin arttığı 2011 yılından bu yana 310 bin 301 uçuşla 5 milyon 863 bin 176 yerli-yabancı yolcu balon ile uçtu” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’de faaliyet gösteren sıcak hava balonu işletmeleri, filolarında yer alan hava araçları ve Türkiye’deki sıcak hava balonculuğuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin gerek trafik hacmi gerekse uçulan gün sayısı bakımından dünyanın en büyük ticari sıcak hava balonu operasyonunu yürüten ülkesi olduğunun altını çizerek, Kapadokya’da bir günde yapılan uçuş sayısına dünyanın diğer uçuş yapılabilen bölgelerinde sadece festivallerde ulaşılabildiğini ifade etti. Türkiye’de halihazırda ruhsatlandırılmış 67 sıcak hava balon işletmesi ve buna ilave 6 onaylı eğitim organizasyonu bulunduğunu belirten Uraloğlu, bahse konu olan balon işletmelerinin filolarında 434 balon ve mevcutta 682 balon pilotunun bulunduğunu vurguladı. Bakan Uraloğlu, “Ülkemizde Kapadokya, Pamukkale, Soğanlı, Çat, Ihlara, Afyonkarahisar ve Antalya olmak üzere toplam 7 bölgede balon uçuş faaliyeti yürütülmektedir. Bu uçuşların yüzde 80’den fazlası Kapadokya bölgesinde gerçekleştiriliyor. Türkiye’de balon uçuşlarının yoğunlaştığı ve Kapadokya’nın bilinirliğinin arttığı 2011 yılından bu yana 310 bin 301 uçuşla 5 milyon 863 bin 176 yerli-yabancı yolcu balon ile uçtu” dedi. Türkiye’de halihazırda ruhsatlandırılmış 67 sıcak hava balon işletmesi ve buna ilave 6 onaylı eğitim organizasyonu bulunduğunu belirten Uraloğlu, bahse konu olan balon işletmelerinin filolarında 434 balon ve mevcutta 682 balon pilotunun bulunduğunu vurguladı. Bakan Uraloğlu, “Ülkemizde Kapadokya, Pamukkale, Soğanlı, Çat, Ihlara, Afyonkarahisar ve Antalya olmak üzere toplam 7 bölgede balon uçuş faaliyeti yürütülmektedir. Bu uçuşların yüzde 80’den fazlası Kapadokya bölgesinde gerçekleştiriliyor. Türkiye’de balon uçuşlarının yoğunlaştığı ve Kapadokya’nın bilinirliğinin arttığı 2011 yılından bu yana 310 bin 301 uçuşla 5 milyon 863 bin 176 yerli-yabancı yolcu balon ile uçtu” dedi. Ticari olarak taşınan balon yolcu sayısının 2022 yılında rekor düzeye ulaşarak 750 bin seviyelerine ulaştığının bilgisini veren Bakan Uraloğlu, “2023 yılında gerçekleşen 27 bin 318 uçuşta 615 bin 63 kişi balon ile uçuş yapmıştı. 2024 yılına baktığımızda ise 1 Mayıs itibarıyla 183 bin 574 kişinin balon ile uçtuğunu görüyoruz. Bu sayı bize tatil sezonunun başlamamasına rağmen rekor seviyeye ulaşabileceğini gösteriyor” diye konuştu. Türkiye’nin en fazla balon faaliyetinin yürütüldüğü Kapadokya bölgesinde iklim ve rüzgar yapısının yılda ortalama 280 güne kadar uçuş yapılmasına müsaade ettiğini dile getiren Uraloğlu, şöyle devam etti: “2022 yılından bu zamana kadar aylık ortalama 2 bin 500 balon uçuşu yapılan Kapadokya bölgesinde o süreçten bu sürece aylık ortalama 50 bin yolcuya hizmet verildi. Bu da yılda 600 bin kişi demektir. Bu sayı dünyada eşsizdir. Almanya, İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde yılda en fazla 60 gün uçuş yapılabiliyor. Kapadokya bölgesindeki uçuş sayısına en yakın sayılabilecek ticari uçuşlar Kenya’da yapılıyor. Kenya’da günde yaklaşık 40-50 civarında balon uçuyor ancak yılda en fazla 120 gün uçuş gerçekleştirilebiliyor. Ticari balon operasyonlarının yoğun olduğu Avusturalya ve Tanzanya’da uçulabilir gün sayısı da 100 ile 120 gün arasında değişmektedir.” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2011 yılından 1 Mayıs 2024 tarihine kadar 310 bin 301 balon uçuşu ile 5 milyon 863 bin 176 yerli-yabancı yolcunun uçurulduğunu söyledi. Bakan Uraloğlu, Türkiye’de şu anda ruhsatlandırılmış 67 balon işletmesi, 6 onaylı eğitim organizasyonu, 434 balon ve 682 balon pilotu bulunduğunu belirterek, “Ticari olarak uçuş yapan yolcu sayısı 2022 yılında rekor düzeye ulaşarak 750 bin olmuştu. 2023 yılında gerçekleşen 27 bin 318 uçuşla 615 bin 63 kişi balon ile uçmuştu. 2024 yılında ise 1 Mayıs itibarıyla henüz tatil sezonu başlamamasına rağmen yolcu sayısı 183 bin 574’e ulaştı. Bu rakam bu yıl yeni bir rekora imza atılacağının bir göstergesi" dedi.