EĞİTİM - 24 Mart 2018 Cumartesi 18:02

HKÜ’de başarılı akademisyenler ödüllendirildi

A
A
A
HKÜ’de başarılı akademisyenler ödüllendirildi

Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ), Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleşen “Akademik Ödül Töreninde başarılı akademisyenler ödüllendirildi.

Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ), Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleşen “Akademik Ödül Töreninde başarılı akademisyenler ödüllendirildi.


HKÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ödül töreninde, bilimsel araştırmaları ve uluslararası yayınları ile bilim ve teknolojiye katkıda bulunan akademisyenler, ödül heyecanı yaşadı.Akademisyenlerin ödülleriyle buluştuğu törende, HKÜ Senatosu kararı ile Başbakan Binali Yıldırım’a “İşletme Alanında Fahri Doktora Unvanı” verildi.


2017 yılında indeksli makale yazan 16 akademisyen ile birlikte ilk üçe giren akademisyene, ulusal ve uluslararası patent başvurusu yapan yedi akademisyene, patenti tescillenen üç akademisyene, proje başvurusu yapan 25 akademisyene ve HKÜ’nün bilimsel çalışmalarına katkı sağlayan üç akademisyene ödülleri takdim edildi. Ayrıca, kuluçka merkezinde şirket kuran akademisyenlere ve akademik unvanlarını yükseltmelerinden dolayı da dört öğretim üyesine plaketleri verildi.


"Bilimsel arenada görünür üniversiteyiz"


İstiklal Marşı okunması ve saygı duruşu ile başlayan törenin açılış konuşmasını yapan ve Hasan Kalyoncu Üniversitesinin on yılda çok yol katettiğini ifade eden HKÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz: “Ülkemizde üniversite sayısı 200’e ulaşmıştır. Bu kadar yoğun rekabetin yaşandığı bir yüksek öğretim ortamında Pro-aktif bir yaklaşım göstermeyen üniversitelerin orta ve uzun vadede sürdürülebilirliğini sağlaması mümkün değildir. Hasan Kalyoncu Üniversitesi yenilikçi ve girişimci olmak zorundadır. Bunun göstergesi ise yayın, proje ve patent üretmekten geçer” dedi. HKÜ’nün eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve sosyal sorumluluklar kapsamındaki stratejik hedeflerini aktaran Yılmaz, eğitimde kaliteye odaklandıklarını, uluslararasılaşmayıönemsediklerinisöyleyerekbugünekadargerçekleştirilenprojelerdenbahsetti.Ulusal ve uluslararası indekslerce taranan bilimsel dergilerimiz ve hızla artan öğretim üyesi başına düşen yayın sayımızla bilimsel arenada görünür bir üniversite haline geldik diyen Rektör Yılmaz, katılımcılarla inovatif ve pro-aktif üniversitenin kodlarını paylaştı.


"Bilim odaklı bir yapılanma içindeyiz"


Hasan Kalyoncu Üniversitesinin, Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük ve güçlü bir Devletin 2023 vizyonuna yakışır bir şekilde bilim odaklı bir yapılanma içerisinde olduğunu ifade eden Cemal Kalyoncu, "Kuruluşumuzdan bu güne kadar geçen 10 yıllık zamanda üniversitemiz akademik ve sanayi işbirliği açısından ülkemize önemli ekonomik katkı sağlamıştır. Hepimizin bildiği gibi Marifet, İltifata Tabiidir” dedi. Hasan Kalyoncu Üniversitesinin kuruluşunun 10. yılında fiziki ve beşeri altyapısını tamamlandığını ifade eden Kalyoncu, "Üniversitemiz, ’Marka Kentin Marka Üniversitesi’ olarak tüm öğretim üyeleri ile yayın yapan, akademik araştırmaları atıf alan AR-GE çalışmaları yapan ve patent üreten nitelikli bir eğitim kurumu haline gelmiştir” diyerek, Hasan kalyoncu Üniversitesine gösterdikleri destek ve ilgi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’a teşekkür etti" ifadelerini kullandı.


"Üniversiteler evrensel kültür ile bilginin kesiştiği yerlerdir"


"Hasan Kalyoncu Üniversitesi Senatosu tarafından şahsıma tevdi edilen doktora unvanından dolayı teşekkür ederim" diyerek sözlerine başlayan Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye için taş üstüne taş koyan herkesin başımızın üzerinde yeri var. Bilgi üreten, teknoloji geliştirerek marka ve patent oluşturan, özgün tasarımlar yaparak Ülkemizi bir adım öne taşıyan her vatandaşımız başımızın tacıdır. Türkiye bu idealist ve çalışkan insanlarla yükseliyor, inşallah daha da yükselecek" şeklinde konuştu.


Demokrasinin gelişmesi ve güçlenmesinde de üniversitelerin önemli yeri olduğunu, üniversitelerin bilgi üretimi ve yol göstericiliği olmadan bir ülkenin kalkınmasının ve gelişme süresini tamamlamasının mümkün olmadığını ifade eden Yıldırım, "Üniversiteler evrensel kültür ile bilginin birleştiği yerlerdir" dedi.


"Türkiye’nin geleceği gençlerin"


Eğitimde fırsat eşitliği sağlanması için üniversitelere çok önem verdiklerinin altını çizen Yıldırım: “Bugün liseden çıkan herkes üniversiteye girecek konumda. Kısa süre içerisinde üniversitelerimizin kapasitesi liselerimizden fazla olacak. Yurt dışından öğrenci getirmenin önemine bende vurgu yapmak istiyorum. 1.5 milyona yakın yabancı öğrencimizin olması lazım. Üniversitelerimiz çeşitli ülkelerden öğrenci getirecek gayret içine girmeleri lazım. Üniversitelilerimize ihtiyacımız var. En büyük açığımız dil bilmemek. Dili bildiğiniz zaman küresel düşünüyorsunuz ve küresel alanlarda önünüz açılıyor.” Türkiye’nin geleceği gençlerin diyen Başbakan Binali Yıldırım: “Bizim en büyük gücümüz milletimiz. Bu vatan, bu millet sevgisi ve bu istiklal özlemi başka milletlerde yok. Memleket meselesi denince herkes aynı dilde konuşmaya başladı. Bizim amacımız ülkemizi kalkındırmak. Bizim amacımız Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak. Parmakla gösterilen ülkeler arasına girmektir. Sevgili gençler; geleceğinizi şimdiden inşa edin. Altyapı olmadan, kalkınma ve refah olmaz” diyerek gençlere tavsiyelerde bulundu.


Başarılı bilimsel çalışmalarıyla HKÜ’yü temsil eden, Gaziantep’in, bölgenin ve ülkenin eğitimine katkı sağlayan akademisyenlerin ödülleri ile buluştuğu “Akademik Ödül Töreni” toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri Üniversitesi Filistin halkının yanında Kayseri Üniversitesi tarafından Filistin halkına destek etkinliği çerçevesinde ’Gazze’deki Soykırıma Dur De’ yürüyüşü gerçekleştirildi. Cuma namazının ardından 15 Temmuz Merkez Kampüsü yanındaki camiden başlayan yürüyüşe üniversite senatosu, öğrenciler, akademik ve idari personel katıldı. ’Filistin Halkının Yanındayız’ pankartı ve sloganlar eşliğinde üniversitenin ana nizamiyesi önüne kadar yapılan yürüyüş sonrası yapılan basın açıklamasında Kayseri Üniversitesi Öğrencisi Mehmet Ali Kilci, Kayseri Üniversitesi öğrencileri olarak, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı lanetlediklerini söyledi. 7 Ekim’den bu güne İsrail tarafından Gazze’de uygulanan soykırımın dünyanın gözü önünde aralıksız devam ettiğini kaydeden Kilci; "Türkiye başta olmak üzere birkaç ülkenin barış çabaları haricindeki tüm devlet yönetimlerinin vicdanları kararmış ve akılları tutulmuş vaziyettedir. Batılı ülkelerin dillerinden düşürmedikleri, özgürlük, insan hakları, barış ve demokrasi kavramlarının, öldürülenler Müslüman olduğunda, yine kendileri tarafından içlerinin nasıl boşaltıldığını bir kez daha ibretle ve öfkeyle takip ediyoruz. ABD’de soykırıma dur diyen vicdan sahibi üniversite öğrencilerinin ve akademisyenlerin tavrı insanlık ve demokrasi adına bir umut ışığı yakmıştır. Ancak öğrenciler tarafından yapılan insani, vicdani ve barışçıl eylemlerin polis zoruyla ve kaba kuvvetle bastırılmaya çalışılması, kendini sözde demokrasi havarisi olarak gören ABD’nin demokratik değerlerinin iflası anlamına gelmektedir. Bugün tüm dünya; özgürlük, demokrasi ve insan hakları gibi evrensel kavramların Siyonist sermaye tarafından nasıl manipüle edildiğini çok acı bir tecrübeyle öğrenmiştir. Kayseri Üniversitesi öğrencileri olarak, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı lanetliyoruz. ABD ve diğer batılı ülkelerde üniversite öğrencilerinin barışçıl eylemlerine yapılan müdahaleleri kınadığımızı net bir şekilde ifade ediyoruz. 15. yüzyılın ikinci yarısında İspanya’da, 20. yüzyılda Almanya’da ve Bosna Hersek’te yaşanan soykırımlarda din, dil, ırk fark etmeksizin mazlumun yanında yer alan aziz Türk Milletinin fertleri olarak bugün de mazlum Gazze’nin yanında olduğumuzu açık şekilde ilan ediyoruz. Yeryüzünün vicdan sahibi tüm insanlarını, soykırımın durdurulabilmesi adına harekete geçmeye davet ediyoruz” dedi. Masum Filistin halkının yanında olduklarını kaydeden Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa da, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı şiddetle kınadıklarını belirterek, Filistin halkına destek vermek için yapılan yürüyüşe katılanlara teşekkür etti.
Samsun Rektör Ünal: “Hamas neyse Kuva-yı Milliye ve Misak-ı Milli oydu” ı Milli oydu, Kuva-yı Milliye oydu. Hamas neyse Filistin’deki mücadele neyse Kurtuluş Savaşı da oydu” dedi. OMÜ Öğrenci Toplulukları tarafından Filistin halkına destek için ‘İnsanlık İçin Yürüyoruz’ etkinliği düzenlendi. Cuma namazının ardından OMÜ Kampüs Camisi’nde toplanan öğrenciler ve öğretmenler buradan tekbirler eşliğinde Filistin direniş çadırlarının bulunduğu OMÜ Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdüler. “Gazze’de yaşananlar sadece Gazzelilerin değil, bizim imtihanımız” Filistin’de yaşanan zulme sessiz kalınmaması gerektiğini ifade eden Rektör Yavuz Ünal, “Gazze’de yaşananlar sadece Gazzelilerin değil, bizim imtihanımız. Aciziz, aciz kaldık. Ancak ulaşmakta, onlara yardım götürmekte aciz kaldık. Ancak buradan vereceğimiz sesin onlar için ruh olacağını, onları güçlendireceğini, dünyanın geleceğinde hala Müslümanların bir ümit olduğunu ortaya koyan bir hakikat, bir ses, bir duruş. Bu nedenle bu direnişi, bu duruşunuzu kaybetmeyin. Bu duruşunuzu protestolarla, bu duruşunuzu özellikle de ürünlere karşı yapılacak olan boykotlara, onlara menfaat sağlayan, onların çıkarını, onların dünyadaki üstünlüğünü ifade eden her şeye karşı karşıt olarak bu duruşun sürdürülmesi gerekiyor. Aksi takdirde önce kaybeden Müslümanlar olacak, arkasından da bütün insanlık kaybedecek. İnsanlık kıyamete kendisini zorluyor artık, kıyameti hazırlıyor” diye konuştu. “Hamas neyse Kuva-yı Milliye ve Misak-ı Milli oydu” Hamas’ın verdiği mücadeleyi Kurtuluş Savaşı’na benzeten Rektör Ünal, “Bu senaryo aslında bugün yaşanmıyor. Bizim milletimizin Kurtuluş Savaşı’nda yaşandı. Hamas’ın bugün terör örgütü olarak ilan edilmesi için bütün dünyada çaba harcanıyor. Hamas neyse Misak-ı Milli oydu, Kuva-yı Milliye oydu. Hamas neyse Filistin’deki mücadele neyse Kurtuluş Savaşı da oydu. Bugün Kurtuluş Savaşı’nı yaşayan bir millet eğer Hamas’ın mücadelesini anlamayacaksa, Hamas’a destek veremeyecekse çok konuşacak bir şey kalmıyor demektir. Onları en iyi anlayacak, onlara en güçlü sesi verecek, en güçlü desteği verecek ve veren liderimizden en alttaki vatandaşımıza kadar herkesin gönlünün Gazze’de olduğunu, gönlünün Filistin’de olduğunu, gönlünün özgür, bağımsız ve dünyaya insanlık dersi veren bir Filistin devletiyle sonuçlanana kadar bu mücadelenin süreceğini ima etmek, ikaz etmek, ilan etmek gerekiyor. Bu nedenle Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak biz baştan itibaren durduğumuz yerde durduk, hala aynı yerdeyiz” şeklinde konuştu. “Tepki sadece Siyonist İsrail’e değil, biri silahı veren diğeri de tetiği çeken” Tepkilerin İsrail ile sınırlı olmadığına da değinen Ünal, “Bu hareketin Batıda özellikle intifada olarak tanımlanması kampüslerde harekete geçmesi açıkçası bizim ümidimizi artırdı. İsrail’i, soykırımcı, lanetlenen bir milletin temsilcisi olarak İsrail’in çocuk, kadın, yaşlı, mağdur, hiçbir şeye bakmaksızın katlettiği, katlederken soykırım gerçekleştirdiği ve bunun yanında en güçlü bir şekilde destek verdiğini ilan eden Amerika’nın bu süreç içerisinde yer alan Batı’nın bütün ülkelerinin aynı safta görünmesi gerekiyor. Hiç birisinin birbirinden farkı yok. Birisi tetiği çeken, öbürü silahı veren. Dolayısıyla buradaki tepkinin sadece Siyonist İsrail olarak algılanması gerekiyor. Buradaki Siyonist İsrail’in havuzuna su taşıyan, onun gücüne güç katan, onun itibarını güçlendiren ne varsa varlık olarak, güç olarak, imkan olarak ne varsa tamamının kısıtlanması, tamamının üzerine gidilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Etkinlik, katılımcıların bir süre slogan atmasının ardından sona erdi.
Sinop Sinop’ta Engelliler Haftası etkinliği Sinop’ta Engelliler Haftası coşkuyla kutlandı. Sinop Hükümet Meydanı’nda düzenlenen etkinliğe Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Ferhat Kuran, İl Emniyet Müdürü Tarıkhan Çetiner, protokol üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Çelenk töreni sonrası günün anlam ve önemine ilişkin açıklamalarda bulunan Sinop Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zeki Yıldırım, “Ülkemizde ve Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerde her yıl 10-16 Mayıs arası Engelliler Haftası olarak kutlanmaktadır. Hafta boyunca engellilerin sorunları tartışılır, topluma kazandırılmaları konularında çalışmalar yapılır. Toplumda farkındalık oluşturmak, onlara gerekli desteği vermek, onların da hakları olduğunu bilerek yaşamak hepimizin sorumlulukları arasındadır. İnsanlar birbirlerinden farklı olsa da eşit haklara sahiptir. Engelli ve özel bireylerimizin ihtiyaç ve sorunlarını sevgi ve anlayışla ele alıp soyutlamadan, ötekileştirmeden, bütünüyle aramızda olduklarını her daim hissettirmemiz gerekmektedir. Kurumlarımızın verilerine göre ülkemizde çeşitli engellere sahip beş milyonu aşkın vatandaşımız bulunmaktadır. Bu sayının yaklaşık bir milyon beş yüz binini çocuklar oluşturmaktadır. Aileleriyle birlikte ele aldığınızda engellilik konusu 85 milyonluk nüfusumuzun yaklaşık 35 milyonunu çok yakından ilgilendiriyor. Toplumda farkındalık oluşturmak, onlara gerekli desteği vermek, onların da hakları olduğunu bilerek yaşamak hepimizin sorumlulukları arasındadır” dedi.