GÜNDEM - 23 Mart 2018 Cuma 17:55

Bakan Arslan Çanakkale Köprüsü’ndeki son durumu açıkladı

A
A
A
Bakan Arslan Çanakkale Köprüsü’ndeki son durumu açıkladı

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, "Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın katılımıyla hem köprü ayaklarının oturacağı yerlerdeki kazıkları çakmaya başladık hem de yine kazıkların üzerine oturacak köprü ayaklarının altındaki taban vazifesini görecek keson betonlarında temelini attık. Yaklaşık 2 ay içerisinde hem kule hem de tabliye testlerini birlikte yapacağız" dedi.

 Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, İhlas Holding’e ziyarette bulundu. Türkiye Gazetesi’nin gündem toplantısına katılan Bakan Arslan önemli açıklamalarda bulundu. 

Çanakkale Boğazı’nda yapımına başlanan 1915 Çanakkale Köprüsü’nde yaklaşık 2 ay içerisinde hem kule hem tabliye testlerinin birlikte yapılacağını belirten Bakan Arslan, ''18 Mart tarihinde Çanakkale Deniz Zaferi'ni anarken, Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın katılımıyla hem köprü ayaklarının oturacağı yerlerdeki kazıkları çakmaya başladık hem de yine kazıkların üzerine oturacak köprü ayaklarının altındaki taban vazifesini görecek keson betonlarında temelini attık ki; 66 bin tonluk bir beton bloktan bahsediyoruz. Küçük bir rakam değil. Yani her bir tırın 22 ton yük taşıdığını var sayarsanız, 3 bin tır yükü kadar bir beton bloktan bahsediyoruz. Bu beton blokların imalatları başladı. Daha önce köprünün testlerini yapmıştık. Kule testini yaptık, tabliye testini yaptık. Yaklaşık 2 ay içerisinde hem kule hem de tabliye testlerini birlikte yapacağız. Çünkü 1915 Çanakkale Köprüsü, diğer köprülere göre hem ayak açılığı çok fazla ki; bu dünyada bir rekoru içeriyor. 1915 Çanakkale Köprüsü, Japonya'daki Akashi Köprüsü'nden sonra rekoru alacak. 2 bin 23 metre ayak açıklığı olan ve 318 metre kule yüksekliği olan bir köprü olacak. Hem bu anlamda zor bir köprü hem de Çanakkale Boğazı çok rüzgar alıyor. Hakim rüzgarların olduğu bir yerde köprü yaparken de o köprünün testleri yine çok önemliydi. Dolayısıyla kule ve tabliyenin birlikte inşallah 2 ay içinde testini yapacağız. Böylece inşaatı hızlı bir şekilde devam edecek'' diye konuştu.

Kanal İstanbul'dan çıkacak hafriyat 3’üncü Havalimanı'nın yanındaki arazide yeşillendirme çalışmalarında kullanılacak 

Kanal İstanbul çalışmalarına değinen Bakan Arslan, ''Kanal İstanbul'un birinci fonksiyonu; Boğaz üzerindeki tehlikeyi azaltarak Kanal İstanbul'a çekmekti. İkinci fonksiyonu; o bölgedeki belli bir kuşak içinde kentsel dönüşüm yaparak daha konforlu ve standarttı yüksek yaşam kazandırmış olmak. O bölgedeki insanların böyle bir şansı olacak. Daha akılı şehirler marifeti ile insanların o bölgede yaşam şansı olacak. Boğazı görmek için dünyadan bir çok turist geliyor, aynı şekilde Kanal İstanbul'u ve Kanal İstanbul'un etrafındaki yeniden yapılanmayı görmeye gelen bir çok misafiri ağırlayacağız. Kanal İstanbul ile ilgi birçok alternatif çalışıldı ama sonra 5 güzergaha düşürüldü. 5 güzergah üzerinde epeyce çalıştıktan sonra bir güzergahı açıkladık. Artık herkes hangi güzergah olduğunu biliyor” dedi.

Kanal için yaklaşık 45 km.’lik Küçükçekmece, Sazlıdere ve Durusu güzergahının belirlendiğini, söyleyen Arslan buradan yaklaşık 1,5 milyar küp malzeme çıkacağını sözlerine ekledi. Arslan bu malzemelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da çok istediği 3. Havalimanı’nın yanındaki arazinin yeşillendirilmesi çalışmalarında kullanılacağını dile getirdi.

Arslan, “Bu çıkan malzemenin bir kısmını 3'üncü Havalimanı'nın yan tarafında bulunan kömür ocaklarından kaynaklı çukur ve bataklıklar var, oralara doldurarak ve yeşillendirerek değerlendirmeyi hedefliyoruz. Bu Cumhurbaşkanımızın çok istediği bir durumdu. Üst tabakada yine tarıma elverişli bir toprak çıkacaktır, o toprağı da tarım arazilerinde kullanmak üzere sevk edeceğiz. Ancak yine çok büyük bir topraktan ve çok büyük hafriyattan bahsediyoruz. Bunun dışında kaya ve moloz çıkacaktır. Bunlarla biz adalar oluşturmayı hedefledik. Marmara Denizi yani Küçükçekmece tarafında adalar oluşturacağız. O adaların kendisi de bir cazibe merkezi haline gelecek. Onlara da eminiz ki günün sonunda çok sayıda turist gelecek. Sonradan yapılmış olan adaları görmeye gelecekler o adalar üzerindeki yaşam alanlarını göremeye gelecekler” ifadelerini kullandı.

Çıkan malzemeyle Karadeniz tarafında da bir dolgu yapılacağını söyleyen Arslan, “Turizm boyutuyla adalarda önemli. İlk etapta en az iki ada olmasını öngörüyoruz. Bunun dışında da Karadeniz tarafında da çıkan malzemeden dolgu yaparak serbest bölge lojistik merkezi yağmayı planlıyoruz ki Karadeniz’den gelen gemilerin getirdiği yüklerin Kanal İstanbul’a girmeden önce elleşlenebilmesi hem yine o bölgedeki havalimanının avantajını da kullanarak bir lojistik merkezi alanı oluşturulması. Bunun bir kısmı gemilerle kanaldan geçebilir, bir kısmı raylı sistemle Avrupa istikametine ya da tam tersi Asya istikametine gidebilir. Bir kısmı da hava taşımacılığına uygun olabilir. Çıkan malzemeyi değerlendirerek Karadeniz tarafında da bir dolgu yapacağız” şeklinde konuştu. 

“TAK sistemi güvenlik amaçlı kuruldu” 

Güvenlik güçleriyle birlikte kıtadan kıtaya geçen araçları kontrol etme amacıyla Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Anadolu Avrupa geçişlerinde TAK sistemini kurduklarını belirten Arslan, “Güvenlik güçlerimizle birlikte bütün araçların takip edilebilmesi hele ki bu kadar hassas olan köprülerde araçların takip edilmesi önemli. Dolayısıyla o TAK’ları bütün araçların geçişini tespit etmek, güvenlik güçlerimize bildirmek ve eğer onların elinde istihbarata dayalı yanlışın içinde olabilen araç ve plakaya anında müdahale edilebilmesi amacıyla kurduk” dedi.

Bakan Arslan köprü geçişlerinde çift taraflı ödeme sistemine geçilmesi yönünde çıkan iddiaları da açıklığa kavuşturdu. Bakan Arslan, “Şu anki uygulama devam edecek, hiçbir sıkıntı yok. Güvenlik amaçlı olarak TAK sistemini kurduk. Bütün araçları güvenlik birimlerimize bildiriyoruz. Bu ülkemizin bekası ve insanımızın selameti açısında çok çok önemli. Şu tereddütte olmasınlar; ‘Öbür tarafı da ücretli yapacaklar, benden iki misli ücret alacaklar’ diye kesinlikle düşünmesinler. OGS ve HGS hesaplarında eğer kişiler bu hesapları kredi kartıyla ilişkilendirmiş ise hiçbir zaman sıkıntı yaşamıyoruz. Bizim insanlardan isteğimiz; hem OGS hem de HGS hesaplarını kredi kartı hesaplarıyla ilişkilendirsinler. Bu konuda gerek bankalar gerek de PTT herhangi bir ücret almıyor. Vatandaş bu ilişkilendirmeyi yaparsa mağdur olmazlar” diye konuştu.

Bakan Arslan, 10 kat uygulanan geçiş cezalarının caydırıcı olması açısından uygulandığını belirterek, “10 kat cezadaki amaç şu değildi; ‘Kamu 10 kat para kazansın’ buradaki amaç caydırıcı olsun bir daha böyle bir işleme girilmesin ama bu mantıkla konan bir ceza sistemi iyi niyetli insanlarımızı da mağdur ediyor. İşte bu mağduriyeti ortadan kaldırmak adına istirham ediyoruz; bu işlemi yapsınlar, OGS ve HGS hesaplarını kredi kartı hesaplarıyla ilişkilendirsinler” şeklinde konuştu.  

Adem Gürer - Ali Canberk Özbuğutu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te "2. Uluslararası Aile Sempozyumu" başladı Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Gaziantep Aile Akademisi ev sahipliği ve iş birliğinde, bu yıl 2’ncisi düzenlenen Uluslararası Aile Sempozyumu yapılan açılış etkinliğiyle başladı. Aile değerlerini koruma ve geliştirme, aile bireylerini bilgilendirici çalışmalar, sorunlara çözüm odaklı yaklaşılması, sevgi ve huzur dilinin hâkim olduğu aile yapılarının oluşması amacıyla Gaziantep Aile Akademisi ve İstanbul Aile Vakfı iş birliğinde Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen sempozyum 3 gün sürecek. 15 farklı ülkeden gelen 100’e yakın seçkin akademisyenin katılımıyla yapılacak oturumların bu yıl ki teması “Küresel Tehditler Karşısında Aile” olarak belirlendi. Birleşmiş Milletler (BM) “Uluslararası Aile Haftası” etkinlikleri kapsamında, 2024 yılının "Aile Yılı" olarak ilan edildiği Gaziantep’te düzenlenen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’ın katıldığı sempozyumun açılış töreni ile başlayan, aile kavramının her açıdan ele alınacağı sempozyumda toplam 21 oturum düzenlenecek. “Gaziantep’ten yeni ufuk ve vizyonların aranıyor olması asla tesadüf değildir” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran açılış programda aile kavramının ele alındığı sempozyumdan duydukları mutluluğu aktararak, “Bugünün dünyasında tartıştığımız meselelerin farklı boyutlarıyla Gaziantep’te ele alınıyor, değişen dünya düzeni üzerindeki yaklaşımlara Gaziantep’ten yeni ufuk ve vizyonların aranıyor olması asla tesadüf değildir. Neden tesadüf olmadığını her şeyden önce Gaziantep’in ev sahipliği olmadığını görüyoruz. Buradaki vizyon gerçekten yeni bir heyecan kattı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımızın öncülüğünde şehir sadece yerel kalkınma modelleriyle değil küresel kalkınma modellerini de yerelde uzanan zincirlerin her halkasını güçlendirme konusunda Türkiye’de önemli bir yer teşkil ediyor. Bu şehirde Fatma Şahin vizyonunun bütün Türkiye ve insanlık için ne kadar önemli hizmetlere vesile olduğunu da bizlere göstermiştir. Bu bakımdan ev sahipliği ve sempozyumu Gaziantep’e taşıdığı için bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi. “Medeniyetimizin temel direklerinden birisi kuşkusuz aile kurumudur” Konuşmasının devamında akademisyenlere katılımlarından dolayı teşekkür eden Bakan Yardımcısı Kıran, “Hem Türkiye’den hem de yurtdışından birçok saygın akademisyenin burada sunacağı fikirler, düşünceler bizlere önemli ufuklar açacaktır. Başkanımız Fatma Şahin’in bakanlığımıza bıraktığı fikri mirası korumanın en güzel yolu teorik tartışmaları takip eden değil, takip edilen ülke olmaktır. Biz büyük bir medeniyetin mirasçılarıyız. Medeniyetimizin temel direklerinden birisi kuşkusuz aile kurumudur. Anayasamızda devletimiz hukuki çerçeveyi ‘Aile toplumun temeli’ tanımıyla ortaya koymuştur. Aileyi korumak için atılan her adımı yerine getiriyoruz. Aile kurumu çok kapsamlı ve bu kapsam bakımından adımların atılması gereken bir kurum” ifadelerini kullandı. “Aileyi koruyarak geleceğe taşımak istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız” Sempozyumun açılış programında konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, küreselleşen dünya ile beraber aile kurumu üzerinde büyük tehditlerin oluştuğuna vurgu yaparak, “Küreselleşme dediğimiz şey, sosyal adalet ve barışın sağlanmadığı, çevresel kalkınmanın hayata geçirilmediği, bir damla petrolün bir damla kandan çok daha değerli olduğu bir dünyaya dur demek için buradayız. Buna dur demenin en önemli kısmı aile. Aile bizim inancımızın, kültürümüzün en mukaddes hazinesi, nimeti, güvenli limanı. Bu yüzden İstanbul Aile Vakfı bu konuda önemli. Aile kurumuna karşı gelen tehditleri engellemede bu vakıf önemli bir duruş. Aileyi koruyarak geleceğe taşımak istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız. Kalbimizdeki bütün kötü duyguları yok etmemiz gerekiyor. Onun yerine sevgiyi, vicdanı, rahmeti bu kalbin içine taşımak gerekiyor. Ailede kadın ve erkeğin birbirine iyi davranması, emanetçi olması gerekiyor. Peygamberimizin hayatı bizim için en büyük örnek. Nasıl bir baba, eş olduğuna bakmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. “Bu şehri güçlü huzurlu kılmanın yolu aile merkezli çalışmaktır” Konuşmasının devamında aile huzurunun sağlanması için gençlerin değerlerini bilip, sahip çıkarak eğitilmesi gerektiğine vurgu yapan Başkan Şahin, “Şehrin imarı için sadece altyapı yeterli değil. Bugün aileler neden mutsuz denilince bize sevgi, rahmet şebekeleri gerekiyor. Bunları bizim medeniyet kodlarımıza göre kurmazsak bugün yaşadığımız sorunlarla kalıyoruz. Şehri imar ederken nesli ihmal etmemiz için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak doğan her çocuğun eğitimde değerler eğitimini güçlü bir şekilde almasını, Aile Akademisi’ni kurduğumuzda ergenliğe bu değerlerle gençlerimizi hazırlamamız gerekiyor. Bunların hepsini yaptığımızda ailenin korunmasını sağlarız. Bu şehri güçlü huzurlu kılmanın yolu aile merkezli çalışmaktır. Biz bu emanete sahip çıkıyoruz” dedi. “Burada atılacak adımların temelinde aile ve nesilleri korumak vardır” İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Arslan ise konuşmasında vakfın verdiği hizmetler hakkında bilgi vererek, “Vakıf olarak 2020 yılından itibaren ‘Medeniyetin Temeli Aile’ diyerek insani, milli, manevi değerli korumak amacıyla faaliyet yürütmekteyiz. Aile yapısını korumak ve güçlendirmek amacıyla bu yıl ikincisini düzenlediğimiz sempozyum için Türkiye ve dünyanın dört bir yanından akademisyenler, politika yapıcıların ve STK’ları bir araya getirdik. 3 günlük sempozyumda yapılacak konuşma ve tartışmaların aile kavramını güçlendirmek adına önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Dünyadaki gelişmeler toplumumuzdaki ve bütün dünyadaki aile yapılarını temelden tahrip etmektedir. Kadim aile değerlerinin erozyona uğraması toplumun yapısını zayıflatmakta, kimlik bunalımlarına yol açmaktadır. Bu tehditler artık uluslararası platformlarda da daha sık gündeme gelerek tartışılmaktadır. Burada atılacak adımların temelinde aile ve nesilleri korumak vardır” diye konuştu. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Arif Özaydın da konuşmasında ailenin önemine vurgu yaparak çalıştaya katılım sağlayan herkese teşekkür etti. Açılış programı sonrası ilk oturum Doç. Dr. Turgay Şirin, Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Dr. Sarah Amjad Hussain’ın katılımıyla yapıldı.
Artvin Cami imamı yolda bulduğu 8 bin lirayı sahibine teslim etti Artvin’de camide imamlık yapan Memet Zeytin, yolda bulduğu 8 bin lirayı sahibine ulaştırdı. Artvin merkeze bağlı Sümbüllü Köyü Altınbağ Mahalle Camisi’nde imamlık yapan Memet Zeytin, Artvin-Borçka karayolu kenarında çevreye saçılmış paralar olduğunu fark etti. Yerden paraları toplayan Zeytin, paranın sahibine ulaştırılması için sosyal medya hesaplarında paylaşım yaptı. Paylaşımın ardından Zeytin, muhafaza altına aldığı paraları jandarmaya götürdü. Zeytin’in paylaşımlarını gören paranın sahibi Tuncay Önçeken, paranın kendisine ait olduğunu kanıtlarıyla ifade etti. Cami İmamı Memet Zeytin ile Artvin Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’ne gelen Önçeken, tutulan tutanak sonrasında parayı teslim aldı. Parayı bulduktan sonra paylaşımlar sayesinde sahibine ulaştıklarını ifade eden Memet Zeytin, “Sabah eşimi kursa bıraktıktan sonra eve dönerken yol üzerinde saçılmış paraları gördüm. Oradaki arkadaşların da yardımıyla paraları topladım. Sahibini bulmak ümidiyle bütün paralara sahip çıktım. Daha sonrasında sosyal medya mecralarından ve devletimizin yetkili kurullarına haber vererek paranın sahibine ulaşmasını bekledim. Haram lokma balık kılçığı gibidir. Muhakkak o kılçık boğazımıza takılır. O niyetle kulluk görevimi hem de kardeşime karşı insanlık görevimi yerine getirdim” ifadelerini kullandı. Hocanın paylaşımı görüp parayı teslim aldıklarını söyleyen Tuncay Önçeken, “Sabah erken saatlerde motorla giderken cebimden paraları düşürdüm. Geri döndüm ama bulamadım. Hemen zabıta ekiplerini aradım. İş yerine tekrar gittiğimde hocamızın paylaşımına denk geldim. Hemen hocamıza ulaştım. Zabıta ekiplerinin yanında parayı teslim aldık” şeklinde konuştu.