GÜNDEM - 08 Ağustos 2020 Cumartesi 08:25

Boğazlardaki büyük tehlike

A
A
A
Boğazlardaki büyük tehlike

Beyrut'taki patlama, gözleri Türkiye'nin boğazlarına çevirdi. Sadece geçen yıl boğazlardan 1.500'e yakın tehlikeli madde taşıyan gemi geçti. Bunun yanı sıra LPG, LNG yüklü gemiler de boğazları kullandı. Bu tehlike Kanal İstanbul ile bertaraf edilecek.

Lübnan’daki patlamaya sebep olan amonyum nitratın 6 yıl önce İstanbul Boğazı’ndan geçtiğinin belirlenmesi sonrası gözler Boğaz’daki geçişlere çevrildi. Haziran sonuna kadar 19 bin 224 gemi İstanbul Boğazı’ndan geçerken bunlardan bin 416’sını kimyasal yük taşıyan tankerler oluşturdu. Ayrıca 264 gaz tankeri yani LPG, LNG gibi yük taşıyan tanker Boğaz’ı kullandı. Benzer bir durum Çanakkale Boğazı’nda yaşandı. Bu yıl 6 ay içerisinde 20 bin 671 gemi Çanakkale Boğazı’ndan geçti. Bunlardan bin 582’si kimyasal yük taşıyan tanker, 341’de LPG ve LNG taşıyan tanker.

BOĞAZ RAHATLAYACAK
Boğaz’da tehlikeli gemi trafiğini azaltmak için hayata geçirilmeye çalışılan Kanal İstanbul Projesi’nin önemi son gelişmelerle bir kez daha ortaya çıkmış oldu. İstanbul Boğazı’nda son 50 yılda 385 kaza yaşandı, 20 de gemi battı. Kanal İstanbul projesiyle birlikte Boğaz’ın gemi trafik yükü azaltılacak. Tehlikeli madde taşıyan gemilerden dolayı oluşabilecek riskler minimize edilecek. Proje ile günde 500 bin yolcuyu seyahat ettiren şehir hatlarıyla, transit geçiş yapan gemilerin 90 derecelik dik kesişmelerinin oluşturabileceği ölümcül kaza risklerinin önüne geçilmiş olacak. Diğer yandan kent içi ulaşımda deniz yolunun payının arttırılması da bu proje ile mümkün olacak.

EN ZORLU SU YOLLARINDAN
Türk Boğazlarının fiziki özellikleri nedeniyle seyir bakımından dünyadaki en zor su yollarından biri olduğu biliniyor. Kanal İstanbul Projesi’nin ÇED raporunda, Boğazlardaki güçlü akıntılar, keskin dönüşler ve değişken hava şartlarının gemi seferlerini zorlaştırdığı vurgulanmıştı. Boğaz uluslararası ulaşımda olduğu kadar şehir içi ulaşımda da önemli bir rol oynuyor. Dünya ve Türkiye’deki ekonomik gelişmelere paralel olarak Boğazdaki trafik her geçen yıl artıyor. Özellikle tehlikeli madde taşıyan gemilerin sayısının ve taşınan yükün her geçen yıl artması olayı daha da tehlikeli bir hâle getiriyor. Boğazlardan geçiş sisteminin belirlendiği Montrö Antlaşması’nın imzalandığı yıllarda İstanbul Boğazı’ndan yılda geçen gemi/tanker sayısı 3 bin iken bu sayı 30 yıl sonra (1985 yılında) yaklaşık 6 kat artarak 24 bine, 1995 yılında ise iki kat daha artarak 50 bin ulaştı. Halen, her yıl yaklaşık 43 binin üzerinde gemi Boğaz’ı geçse de Boğazlardan taşınan yük ve tehlikeli yük miktarı her geçen yıl artıyor. Ayrıca bir günde İstanbul’un iki yakası arasında karşılıklı sefer yapan şehir hatları gemileri, deniz otobüsleri ve botlarının sayısında da artış olduğu belirtiliyor.

TÜM RİSKLER İÇİN HAZIRLIK
Kanal İstanbul projesinde tüm riskler araştırıldı. Kanalda 7 adet acil bağlanma alanı ve 2 adet demirleme alanı belirlendi. Ayrıca, Kanal boyunca seyir, can ve mal emniyetinin gerektirdiği her türlü elektronik izleme sistemleri ve seyir yardımcıları da bulunacak. Kılavuzluk ve römarkaj hizmetleri tecrübeli kaptan ve personel ile hizmet verecek. Kanalda 30 römorkör, palamar botları, SAR botları ve Acil Müdahale Gemisi bulunacak.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden Gölcük Tabiat Parkı açıklaması Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Gölcük Tabiat Parkı’nın işletme hakkının Bolu Belediyesinden feshedilmesi ile ilgili çıkan haberlerle ilgili açıklama yaptı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "Bolu’da bulunan ve işletme hakkı Bolu Belediyesine verilen Gölcük Tabiat Parkı’na sözleşmenin Genel Müdürlüğümüzce hiçbir gerekçe gösterilmeden feshedildiğine dair çıkan haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Bolu Belediyesi arasında 2012 yılından itibaren çeşitli tarihlerde yapılan 3 ayrı sözleşmeyle Gölcük Tabiat Parkı’nın işletme hakkı Bolu Belediyesine verilmiştir. Bolu Belediyesi ise alt işletmecilik hakkını her üç sözleşme kapsamında yapı ve tesislerin alt işletmeciliğini Boluspor’a devretmiştir. Sözleşmelerde alt işletmeci Boluspor ise kendisine verilen alt işletmecilik hakkı kapsamındaki yapı ve tesisleri bir başka alt işletmeciye verme hakkı bulunmamasına rağmen bahse konu sözleşmelerdeki yapı ve tesisleri sözleşme hükümlerine aykırı olarak 4 farklı kişiyle ikinci kez alt sözleşme imzalayarak alt işletmeciliğe verdiği tespit edilmiştir. Bu aykırılığın düzeltilmesi için defaten yapılan yazışmalara rağmen Bolu Belediyesi tarafından sözleşmeye aykırılık bulunan bu durumun düzeltilmesine yönelik her hangi bir işlem tesis edilmediği 18 Aralık 2023 tarihinde anlaşılmıştır. Yine Genel Müdürlüğümüzce bahse konu alanlarda defaten yapılan denetimlerde temizlik, bakım onarım, ücretlendirme, trafik sorunu, yanlış araç park ettirilmesi, geçici izinsiz yapı, seyyar satıcılık gibi hususlarda sözleşmeye aykırılıklara yönelik 25 adet tutanak düzenlenmiştir. Aykırılıkların giderilmesi için Bolu Belediyesine defaten uyarılar yazılmasına rağmen işlem yapılmamıştır. Gelinen bu süreçte 2024/1 sayılı yönerge hükümleri kapsamında her üç sözleşme Bakanlığımızca feshedilerek Bolu Belediyesi’ne yazılı olarak tebligat yapılmıştır. DKMP 9. Bölge Müdürlüğü Bolu İl Şube Müdürlüğünün 09.05.2024 tarihli yazısı ve eklerinde fesih gerekçeleri detaylı olarak açıklanmıştır. Buna rağmen, yapılan açıklamalarda ’sözleşmenin hiçbir gerekçe gösterilmeden siyasi gerekçelerle habersiz şekilde feshedildiği’ iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca Gölcük Tabiat Parkımızın ’halka kapatıldığı’ iddiası gerçek dışıdır. Parkımızın halka kapatılması gibi bir durum söz konusu değildir. Bolu ilimizdeki Abant Gölü ve Yedigöller milli parklarında olduğu gibi vatandaşlarımıza en iyi şekilde hizmet verilmeye devam edilecektir" denildi.