POLİTİKA - 09 Aralık 2017 Cumartesi 09:13

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soydaşlarla bir araya geldi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, soydaşlarla bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gümülcine temasları kapsamında Soydaşlarla Buluşma Etkinliği'ne katıldı. Erdoğan, “Lozan Antlaşması, her iki ülkede yaşayan azınlıkları ülkemize ve Yunanistan’a emanet etmiştir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gümülcine’deki resmi temasları kapsamında Soydaşlarla Buluşma Etkinliği'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Chris Eve Otel’de düzenlenen etkinlikte konuşma yaptı. Gümilcine’deki vatandaşlarla muhabbetin aradan geçen 65 yıla rağmen aynı olduğunun altını çizen Erdoğan, “Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Aramızdaki bu muhabbeti ne zaman ne de mesafeler etkileyebilir” diye konuştu.

“Başbakanlığım döneminden bu yana Yunanistan ile ilişkilerimizi geliştirmek öncelikli hedeflerimiz arasında yer almıştır” ifadelerini kullanan Erdoğan, “2010’da iki ülke arasında yüksek düzeyli iş birliği konseyini kurduk. Tüm bu gelişmeler bizim kararlı adımlarımızın sonunda mümkün olabildi. Yunanistan ile her alanda üst düzey diyaloğumuzun gelişmesine özel önem veriyoruz” diye konuştu.
Atina’da Yunan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ve Başbakan Aleksis Çipras ile görüşmeler gerçekleştirdiğinin altını çizen Erdoğan, “Bu görüşmelerde ikili ilişkilerin geliştirilmesinin yanında sizin sorunlarınızı da gündemde tutum. Sizlerin Lozan Anlaşması Avrupa Birliği Müktesabatı ve evrensel insan hakları anlayışına uygun olarak her türlü imkandan yararlanmanızı istiyoruz. Bu çerçevede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Azınlıkları zenginlik ve bereket kaynağı haline dönüştürmek her iki ülkeyi de güçlü kılacaktır”

Yunanistan ile ikili ilişkilerin gelişmesinin azınlık sorunun çözümünü de kolaylaştıracağını belirten Erdoğan, “Bu sorunların çözümü ise Türkiye ile Yunanistan’ı birbirine daha çok yakınlaştıracaktır. Ülkemizde ve Yunanistan’da tüm yaşayan azınlıkları zenginlik ve bereket kaynağı haline dönüştürmek her iki ülkeyi de güçlü kılacaktır. Özellikle bu düşünceye Rum kökenli vatandaşlarımızın taleplerini onlarla diyalog içerisinde karşılamak için çok önemli adımlar attık. Tüm vatandaşlarımız gibi Rum kökenli vatandaşlarımızın da hayat kalitelerini arttırmak için çalışmayı sürdürüyoruz. Benzer yaklaşımları Yunanistan’dan beklemenin de hakkımız olduğuna inanıyoruz. İyi birer Yunanistan vatandaşı olarak sizler, birilikte bu ülkede çalışıyor ve ter döküyorsunuz. Bunun karşılığında da Lozan’daki hükümlere ve Avrupa Birliği standartlarına uygun davranış beklemek hakkınızdır. Sizlerin Türkçeyi, Yunancayı ve hatta uluslararası geçerliği olan bir başka dili çok iyi konuşan inanç ve kimliğini koruyan bireyler olmanız ülkeniz Yunanistan için de bir kazançtır. Bunun için sizlerden eğitim öğretim meselesine çok önem vermenizi diliyoruz” şeklinde konuştu.

“Lozan’da seçilmiş müftünün yeri var”

Yunanistan’daki önemli sorunlardan birinin buradaki baş müftülük sorunu olduğunu söyleyen Erdoğan, “Burada atanmış müftü ile işi götürmek isteme anlayışı var. Bunun Lozan’da yeri yok tam aksine seçilmiş müftünün yeri var. Biz seçilmiş din adamını kendi ülkemizde uyguluyoruz. Örneğin, Patrik bizim tarafımızdan atanarak görev yapan bir insan değildir. Sen Sinod Meclisi tarafından seçilen bir insandır. Şu anda Sen Sinod Meclisinin üye sayısı 17’ye yükselmiştir. Seçme hakkı 17 kişilik Sen Sinod Meclisinindir. Burada niçin bizim baş müftümüzü, bizim din görevlilerimizi seçmesin? Niçin burada atama kararlığını gösteriyorsunuz? Bu yanlış bir şey. Bunun Lozan’da yeri yok” dedi.

“Lozan sadece Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir antlaşma değil”

Lozan’ın sadece Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir antlaşma olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Lozan’da 11 ülke taraf vardır. Japonya, Bulgaristan, Fransa, İngiltere 11 ülke var. 11 ülke Lozan görüşmelerine katıldı. Bizim söylediğimiz neydi, 94 yıl geçti. 94 yıl aradan sonra burada bir güncelleme gerekebilirdi. Olaya illa adalar meselesi veya kara meselesi diye bakmanın anlamı yok ki. Baş müftülük, eğitim öğretim sıkıntısı en önemli meselelerden bir tanesi. Ama bizim ülkemizde böyle bir sıkıntımız yok. Patrik yurt dışına çıkmak istese Rum-Eyüp Kaymakamlığının iznine tabidir. Biz bunu uygulamıyoruz. Niye bir patriklik makamı var. Ama burada bazı şeyleri yaşıyoruz bunların olmaması lazım. Birçok şeyler var ki bunlar tarih oldu biz şimdi geleceğe bakalım. Şüpheyle birbirimize bakmamızın anlamı yok” şeklinde konuştu.

“Yunanistan Devleti benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli”

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:  “Orada Pomak da Roman da var. Bana göre bizim ortak paydamız İslam’dır. Dolayısıyla Türk'üyle Roman'ıyla Pomak'ıyla biz biriz beraberiz. Bizim bir Rabia’mız var. Bu Rabia’da ne var, 1 tek millet, 2 tek bayrak, 3 tek vatan, 4 tek devlet var. Tek millette ne var, Türkiye’deki hangi etnik unsurlar varsa bunların hepsi o tek millet kavramının içindedir. Aynı şey Yunanistan için de geçerlidir. 2 tek bayrak, aynı şey burada da geçerli Yunanistan’ın tek bayrağı var. Birileri Yunanistan bayrağının dışında bir bayrak çıkarmak istiyorsa bu 17 Kasım'cıların olabilir orada sıkıntı olur. Bizim soydaşlar olarak ayrı Türk bayrağımız var. O ayrı konu. Burada asimilasyon değil entegrasyon noktasında Yunanistan bayrağını bir kenara koymamız mümkün değil. 3 tek vatan, 780 bin kilometrekareyle biz ülkemizde tek vatanız. Aynı şey Yunanistan içinde geçerli. 4 tek devlet bu devlette burada benim 150 bine yakın soydaşım Yunanistan Cumhuriyeti Devleti altında yaşıyor. Bizim isteğimiz şudur, Yunanistan Devleti benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli. Entegrasyon ayrı bir konu. Ama asimile olmasını istememeli.”

Gümürcineli bir şairin şirini okuyan Erdoğan, “Gümülcine’de her şey buğday. Bu ara buğday çok önemli bir yer almaya başladı. Semih Kaplanoğlu’nun buğday filmini hepiniz seyredersiniz. Gülleri buğday kokan Batı Trakya topraklarını bereketlendirmek gerekiyor. Bunun için hayata geçirilebilecek pek çok proje mutlaka vardır. AB üyesisiniz. AB sağladığı imkanlarından en ileri düzeyde yararlanmaya çalışmalısınız. Yunanistan ekonomisinin güçlenmesi sizlerinde güçlenmesi demektir. Burada üretim ticaret istihdam konularında elde edeceğiniz başarılar bizleri gururlandıracaktır” ifadelerini kullandı.

“Lozan Antlaşması, her iki ülkede yaşayan azınlıkları ülkemize ve Yunanistan’a emanet etmiştir”

Siyasi, ekonomik, sosyal çalkantıların bölgemizin bir gerçeği olduğunu söyleyen Erdoğan, “Her şey gelip geçtiğinde geride sadece gönül bağlarımız, inancımız, dilimiz, kültürümüz kalır bunlara sıkı sahip çıkarsak daha nice sarsıntıyı fırtınayı atlatır geleceğe güvenle bakarız. Şartlar ne olursa olsun benim isteğim şudur. Birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma içinde olmanız birbirinize kenetlenmemizdir. Lozan Antlaşması, her iki ülkede yaşayan azınlıkları ülkemize ve Yunanistan’a emanet etmiştir. Biz sorumluluklarımızın farkındayız. Yunanistan’ın da farkında olduğunu düşünüyoruz” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Öğretmenler kınama değil, yasa bekliyor Eğitim-Bir-Sen Manisa Şubesi geniş bir katılımla eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin son bulması için yasal düzenleme yapılmasını isteyerek imza topladı. Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde 15 Temmuz Demokrasi Meydanında bir araya gelen Eğitim-Bir-Sen Manisa Şubesi geniş katılımlı bir basın açıklaması düzenledi. "Eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek amacı ve şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak, mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız." diyerek açıklamasına başlayan Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Halil Kallat, "Son olarak İstanbul/Eyüpsultan’da eski bir öğrenci okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef kurtarılamayarak vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz. Kanayan bir yara hâline gelen şiddet olaylarına dikkat çekiyor, tedbir alınması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrımızı yıllardır yapıyoruz. Sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler zamanında alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşurduk. Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır. Dün Ankara’da TBMM önünde yaptığımız çağrıyı bugün burada bizler de yapıyoruz: Ölümle sonuçlanmaya başlayan saldırıların son bulması için gereken adımlar ivedilikle atılmalı; eğitimcilere yönelik şiddeti önleme yasası artık çıkarılmalıdır. Öğretmen, memur, hizmetli, şef, şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına, kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz." dedi. Dilekçe kampanyası başlatıldı Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkilerini en sert şekilde ortaya koyduklarını kaydeden Kallat açıklamasında şunları söyledi: "Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarında şiddete yönelik düzenlemeyi talep edip son ana kadar sergilediğimiz ısrarın gereği yapılmadı. O gün gereği yapılsaydı belki bugün daha farklı konuşmak mümkün olacaktı. Genel Başkanımız Ali Yalçın ile görüşmesinde Sayın Bakanın meslek kanununa ilişkin yeni düzenleme konusunda kullandığı ‘şiddete karşı yasal düzenleme’ ifadelerini son derece kıymetli buluyoruz. Bunun bir an evvel hayata geçmesinin takipçisi olacağız. Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için bugün iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor, ülke genelinde basın açıklamaları yapıyoruz. İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek (10-17 Mayıs tarihleri arasında) dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz. Son birkaç yılda yaşanan hadiselere bakıldığında görülecektir ki, şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, ne yazık ki yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş; eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaşmıştır. Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın yaşanmasını istemediğimiz acılar da bugünkü ilgisizliğin sonucu olmamalıdır. Şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir. Devlet, kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemekle mükelleftir. Devletin bu yükümlülük çerçevesinde, suç işlemekten caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını koruma ve ayrıca buna ilişkin ihlalleri önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması geliştirme ödevinin hukuk devleti olmanın gereği olduğunu bugün burada bir kere daha hatırlatmak istiyoruz. Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir. Eğitim çalışanları olarak, şiddete karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını istiyor ve bekliyoruz." Açıklama boyunca öğretmenler, ’Canımız yanıyor, kanımız akıyor’, ’Susma, haykır şiddete hayır’, ’Kınamayı bırakın yasamızı çıkarın’, ’Öğretmen ölüyor meclis uyuma’ sloganları attı. Yasanın çıkması için açılan imza kampanyası için ilk imza Başkan Halil Kallat tarafından atılırken, kampanyanın bir hafta süreceği bildirildi.
Gaziantep Yılmaz, geleceğin şoförleriyle buluştu Şehitkamil Belediye Başkanı Avukat Umut Yılmaz, Trafik Haftası etkinlikleri kapsamında geleceğin sürücüleriyle bir araya geldi. Yılmaz, “Babasını, trafik kazasında kaybetmiş biri olarak lütfen; sizlerden ricam, trafik kurallarına uyun” dedi. Trafik Haftası dolayısıyla Şehitkamil Trafik Eğitim Parkı’nda eğitim gören öğrencileri ziyaret eden Belediye Başkanı Umut Yılmaz, çocukların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Öğrencilerle birlikte teorik derse katılan Başkan Yılmaz, daha sonra çocukların araç kullanarak uygulamalı eğitim aldıkları derse katılım sağladı. Trafikte güvenliği sağlamanın önemine işaret eden Başkan Avukat Umut Yılmaz, özellikle genç neslin trafik bilincinin yükseltilmesinin toplumun geleceği için hayati bir öneme sahip olduğunu dile getirdi. Bireylerin, trafikte daha bilinçli ve güvenli bir şekilde hareket etmelerini teşvik etmeyi amaçladıklarını kaydeden Şehitkamil Belediye Başkanı Avukat Umut Yılmaz, trafik bilincinin toplumun her kesiminde yaygınlaştırılması ve trafik kazalarının önlenmesi için yürütülen eğitim faaliyetlerinin aralıksız devam edeceğini söyledi. Yılmaz, eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrencilere katılım belgesi ve çeşitli hediyeler verdi. “Trafik kurallarının ne kadar önemli olduğunu anlattık” Ziyareti sonrası açıklamada bulunan Şehitkamil Belediye Başkanı Avukat Umut Yılmaz, “Bu hafta, Trafik Haftası. Babasını, trafik kazasında kaybetmiş biri olarak lütfen; sizlerden ricam, trafik kurallarına uyun, uymayanları ağır bir biçimde uyarın. Trafik kurallarının ihlali, asla affedilmemesi gerekir. Lütfen sizlerden ricam, çoluk çocuğunuz, bizler, başkaları için kurallara uyun. Bugün de burada miniklerimize, çocuklarımıza trafik kurallarının ne kadar önemli olduğunu anlattık. Onlar bizden daha bilinçli, sürücülerden daha bilinçli. Eğitim, küçükken olur. Lütfen, çocuklarımızı dinleyin. Onların sağlığı, onların geleceği için kurallara uyun” dedi.
Tekirdağ Müzeler haftanın 7 günü hizmete açık olacak Süleymanpaşa Belediyesi tarafından 2014-2019 yılları arasında şehrin kültür envanterine kazandırılan ancak daha sonra atıl durumda kalan üç müze, yeniden aktif şekilde hizmet vermeye başlıyor. Tekirdağ tarihinin önemli anlarını yansıtan Eski Tekirdağ Fotoğrafları Müzesi, Şairi Nazım Hikmet’in yol arkadaşı İbrahim Balaban’ın eşsiz eserlerine ev sahipliği yapan İbrahim Balaban Resim Müzesi ile Müzik Teknolojileri ve Geleneksel Türk Çalgıları Müzesi, artık haftanın yedi günü ziyaretçilerini ağırlayacak. Eski Tekirdağ fotoğrafları müzesi 150 yıllık tarihe ışık tutuyor Lozan Mübadelesi sırasında Tekirdağ’ı terk etmek zorunda kalan Rum ailelerden "Mavridisler"in günümüzdeki temsilcisi Araştırmacı, Koleksiyoner ve Yazar Dimitrios Mavridis’in bağışladığı binlerce eski Tekirdağ fotoğrafının yanı sıra yaklaşık 150 yıllık kent tarihine ışık tutan görsellerin sergilendiği Eski Tekirdağ Fotoğrafları Müzesi, Mavridis Ailesi’nin o dönemde yaşadığı ev Süleymanpaşa Belediyesi tarafından aslına uygun şekilde restore edilerek 2017 yılında hizmete açılmıştı. Müze, Türk-Yunan dostluğunun bir işareti olarak 7 yılda binlerce yeri ve yabancı ziyaretçinin uğrak noktalarından biri olmuştu. Müzik teknolojileri müzesi Türkiye’de ilk olma özelliğine sahip Süleymanpaşa Belediye Konservatuvarı Çalgı Yapım Bölümünde öğrenim gören öğrencilerin ürettiği enstrümanların yanı sıra geleneksel Türk çalgılarının ve dünya müziğine ait çalgıların sergilendiği Müzik Teknolojileri ve Geleneksel Türk Çalgıları Müzesi, Türkiye’de alanında bir ilk olma özelliği taşıyor. Müzede geleneksel bir enstrümanımız olan klasik kemençenin (İstanbul kemençesi) yapım aşamalarının sergilendiği özel bölüm, çalgıların sergilendiği bir salon ve folklorumuzun bir parçası olan yöre kıyafetlerinden örneklerin görülebildiği bir alan bulunuyor. İbrahim Balaban resim müzesi sanatseverleri bekliyor Şair Nazım Hikmet’in hapis yıllarında tanıştığı, resim yeteneğini keşfederek destek olduğu, sonrasında da uzun yıllar yoldaşlık ettiği Ressam İbrahim Balaban, 2019 yılında 97 yaşında hayata gözlerini yummadan önce, tüm eserlerini Süleymanpaşa Belediyesine bağışlayarak Ressam İbrahim Balaban Müzesinin kurulmasını sağlamıştı. Balaban’ın pastoral tarzda, köy hayatını kendine has üslubuyla ortaya çıkardığı tabloları, Süleymanpaşa Belediyesi bünyesinde açılan müzede sergileniyor. Her üç müze de aynı sokakta bulunan ve aslına uygun şekilde Süleymanpaşa Belediyesi tarafından restore edilen tarihi Tekirdağ evlerinde sanatseverleri ve turistleri bekliyor. Üniversiteli gençlerden müzelere ziyaret Öte yandan, Süleymanpaşa Belediyesi bünyesinde hizmet veren müzelere ilgi yeniden artış göstermeye başladı. Namık Kemal Üniversitesi “Saray Gezi Gurubu” üyesi yirmi kişilik bir öğrenci topluluğu, Müzik Teknolojileri ve Geleneksel Türk Çalgıları Müzesini ziyaret etti. Ziyarette; genç sanatseverlere rehberlik eden Süleymanpaşa Belediye Konservatuvarı Çalgı Yapım Eğitmeni Necmi Özgül, müze hakkında bilgi verdi, sergilenen eserler ve Çalgı Yapım Bölümünde verilen eğitimlerle ilgili sunum yaptı.