ASAYİŞ - 10 Kasım 2017 Cuma 20:06

Halk otobüsünde şoförün parasını çalan şahıs yakalandı

A
A
A
Halk otobüsünde şoförün parasını çalan şahıs yakalandı

Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesinde bir halk otobüsünde şoförün parasını çalıp kayıplara karışan şahıs yakalandı.

Edinilen bilgiye göre, Tekirdağ Süleymanpaşa ilçesinde özel halk otobüsü şoförü S.E., mesaisi bittikten sonra aracına yakıt atmak için bir petrol istasyonuna uğradığında, şoförün kapıyı açık bıraktığını fark eden M.B, önce çevreyi kontrol etti. Kimsenin olmadığını gören şahıs otobüsün içine girerek, şoförün çantasını çalıp hızla uzaklaştı. Bu anlar ise otobüsün araç içi güvenlik kamerasına anbean yansıdı.
S.E'ye ait halk otobüsünden 50 lirasını alıp kaçan M.B., polislerin geniş çaplı araması sonucunda 8 gün sonra yakalandı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen M.B, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Vedat Bayraktar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Başkan Kurnaz: “Muhtarlarımız belediye ile mahalleler arasında köprü vazifesi görüyor” İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, 31 Mart yerel seçimleri sonrası ilk muhtarlar toplantısını gerçekleştirdi. Başkan Kurnaz, mahalle muhtarlarının belediye hizmetlerinin halka ulaştırılması anlamında oldukça önemli bir misyon üstlendiğini belirterek, “Muhtarlarımız belediye ile mahalleler arasında köprü vazifesi görüyor” dedi. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, İlkadım’ın 61 mahallesinde hizmet veren muhtarlarla gerçekleştirilen toplantıda, muhtarların talep, öneri ve şikâyetlerini dinledi. Belediye Hizmet Binası Çok Amaçlı Salon’da gerçekleşen toplantıya Belediye Başkan Yardımcıları, ilgili birim müdürleri ve teknik personeller katıldı. Başkan İhsan Kurnaz toplantıda şunları kaydetti: “Öncelikle belediye imkânlarıyla halka en nitelikli hizmetleri sunma çabası içerisinde olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Muhtarlarımızla istişare toplantısının benim için diğer toplantılardan farklı bir yeri, farklı bir anlamı var. Muhtarlar toplumun aslında bizatihi kendisi, toplumun kalbi, beyni, ilk temas kurulan noktası. Bu noktada tabi muhtarlarımızdan gelen önerileri, talepleri biz aslında mahallenin talep ve önerileri olarak değerlendiriyoruz. Bu yüzden mahalle muhtarlarımızı belediye çalışmalarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Hemşehrilerimizin yaşadığı mahallelerde ortaya çıkan sorunları muhtarlardan bizzat öğrenmek, işimizi oldukça kolaylaştırıyor. Belediye-muhtar işbirliğinin şehrimizde oldukça önemsendiğini de gözlemliyorum. Bizlerin mahallelerdeki birer temsilcisi konumundaki tüm muhtar arkadaşlarımıza katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum.” Toplantının devamında İlkadım ilçesinin daha yaşanabilir bir kent olması için yapılması planlanan çalışmalar istişare edildi. Muhtarların görüş ve önerileri dinlendi. Mahallelere ilişkin talepler, ilgili birimlere iletilmek üzere not alındı.
Karabük KBÜ’de “İkinci Dili Geliştirme” etkinliği ile yabancı dilde pratik imkanı sunuluyor Karabük Üniversitesi TÖMER (Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi) Kafe’de “İkinci Dili Geliştirme” etkinliği düzenleniyor. Uluslararası öğrencilerin Türkçe konuşma becerilerini geliştirmek, Türk öğrencilerin, akademik ve idari personelin farklı bir dilde ilerlemesine katkı sunmak amacıyla “İkinci Dili Geliştirme” etkinliği TÖMER Kafe’de gelişerek devam edecek. Karabük Üniversitesi’ndeki tüm öğrenciler, akademik ve idari personele açık olan “İkinci Dili Geliştirme Etkinliği”, katılımcılara farklı dillerde pratik yapma fırsatı ve farklı kültürden öğrencilerle kaynaşma fırsatı sunuyor. Öğrenci Dina Hashem Gaafar Abdullah Al-Sakkaf etkinlikle ilgili olarak Türkçesinin geliştiğini belirterek “Bence bu etkinlik çok güzel. Çünkü benim Türkçem çok gelişiyor, çok iyi geliyor ve yeni insanlarla tanışıyor, sohbet ediyoruz. Başka kültürleri bilmek için çok iyi geliyor” ifadelerini kullandı. Öğrenci Zehra Aykıra karşılıklı bir öğrenme sürecinden bahsederek, “TÖMER Kafe bence uluslararası öğrenciler için hem de Türk öğrenciler için çok yararlı. Burada yabancı öğrencilere Türkçe öğretiyoruz. Türkçe konuşma etkinlikleri oluyor. Aynı zamanda onlar bize kendi bildiği dilleri öğretiyorlar. Rusça, Fransızca, Arapça böyle dilleri öğreniyoruz” dedi. TÖMER Müdürü Doç. Dr. Sema Noyan etkinlikte yaptığı konuşmasında etkinliğin Karabük Üniversitesi’ndeki tüm öğrenciler, akademik ve idari personele açık olduğunu belirterek, “Rektör hocamızın talimatıyla kurduğumuz TÖMER kafede uluslararası öğrencilerimizin Türkçe konuşma yeteneklerini, becerilerini geliştirme amacı güdüyorduk. Daha sonra TÖMER Kafe’de etkinliklerimizin sayısını giderek artırmaya başladık. Bu etkinliklerden biri de İkinci Dili Geliştirme etkinliği. Bu etkinlik üniversitemizin akademik ve idari personeli dahil olmak üzere tüm öğrencilerimize açıktır” şeklinde konuştu. Etkinlik çerçevesinde bir yazılım geliştireceklerini ve bir web sitesi üzerinden oluşturacaklarını söyleyen Noyan, “Randevu sisteminden hem üniversitemizin akademik idari personeli hem tüm öğrencilerimiz başvuru yaparak randevularını belirtilen gün tarih ve saatlerde oluşturabilecek, istedikleri ikinci dili seçebilecekler. Oluşturdukları tarih ve saatte TÖMER Kafe’ye gelerek uluslararası öğrencimizle öncelikle onların Türkçe yeteneklerini geliştirmek amacıyla yarım saat Türkçe diyalog kuracaklar, ikinci yarım saatte ise geliştirmek istedikleri ikinci dil, bu İngilizce, Fransızca, Arapça, Farsça olabilir. Şu an en yaygın diller bu diller ve ayrıca Rusça var. Bu dillerde kendilerini geliştirmek için ikinci yarım saatte bu dili iyi bilen öğrencimizle diyalog kuracaklar. Böylece bir saatin sonunda 2 taraf da ikinci dilini geliştirmiş olacak” diye konuştu. Etkinliğe katılanlara katılım belgesi verilecek Noyan, bir saatin sonunda etkinliğe katılan öğrencilere, akademik ve idari personele bir katılım belgesi vereceklerini dile getirerek, “Bildiğiniz üzere dili geliştirme önce diyaloga bağlıdır. Sadece gramer ile yetinmemek gerekiyor. Bu doğrultuda etkinliğin bütün öğrencilerimize, katılmak isteyen herkese çok faydalı olacağına inanıyoruz. Katılım herkese açıktır. Otomasyon sistemimiz oluşana kadar birimimize bilgilerini vererek başvuru yapabilirler ve hemen ikinci dili geliştirme etkinliğine dahil olabilirler” dedi.
Antalya Sendikadan yasal düzenleme çağrısı Eğitim Bir Sen Antalya Şubesi, Okul Müdürü İbrahim Oktugan’ın ölümüyle sonuçlanan şiddet olayının ardından eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına karşın yasal düzenleme yapılması çağrısında bulundu. Eğitim-Bir-Sen, İstanbul’da eski bir öğrenci tarafından yapılan silahlı saldırıda hayatını kaybeden okul müdürü için ülke genelinde ortak basın açıklaması düzenledi. Eğitim Bir Sen Antalya Şubesi üyeleri de eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek amacıyla ve şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak, mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle Antalya Valiliği önünde bir araya geldi. Üyeler ayrıca yasal düzenleme için başlatılan imza kampanyası çerçevesinde imzalarını attı. "Yıllardır çağrı yapıyoruz" Basın açıklamasını Memur Sen Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran yaptı. Başkan Miran, "Son olarak İstanbul-Eyüpsultan’da eski bir öğrenci okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef kurtarılamayarak vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz. Kanayan bir yara hâline gelen şiddet olaylarına dikkat çekiyor, tedbir alınması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrımızı yıllardır yapıyoruz. Sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler zamanında alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşurduk. Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır" dedi. "Bakan Tekin’in daveti kıymetli" Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in daveti üzerine bakanlıkta bir görüşme gerçekleştirdiğini belirten Başkan Miran, Bakan Tekin’in davetini ve eğitimcilere şiddeti önlemek üzere yapılacağı ifade edilen çalışmaları önemli ve kıymetli bulduklarını söyledi. Miran, bu buluşmanın ardından Ali Yalçın’ın katılımıyla TBMM önünde gerçekleştirilen eylemin, eğitimcilere şiddeti önlemeye dönük kararlılığın ve şiddet olaylarının oluşturduğu büyük üzüntünün bir tezahürü olduğunu paylaştı. "Şiddet önleme yasası artık çıkmalı" Başkan Miran, "Ölümle sonuçlanmaya başlayan saldırıların son bulması için gereken adımlar ivedilikle atılmalı; eğitimcilere yönelik şiddeti önleme yasası artık çıkarılmalıdır. Öğretmen, memur, hizmetli, şef, şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına, kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz. Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkimizi en sert şekilde ortaya koyduk. Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarında şiddete yönelik düzenlemeyi talep edip son ana kadar sergilediğimiz ısrarın gereği yapılmadı. O gün gereği yapılsaydı belki bugün daha farklı konuşmak mümkün olacaktı. Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için bugün (10 Mayıs) iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor, ülke genelinde basın açıklamaları yapıyoruz. İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek (10-17 Mayıs tarihleri arasında) dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz" diye konuştu. "Toplumsal problem haline geldi" Son birkaç yıldır Türkiye’de yaşanan olaylara bakıldığında şiddet olaylarının münferit eylemler olmaktan çıktığını söyleyen Başkan Miran, bu durumun yaygın bir toplumsal sorun hâline geldiğini ve eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaştığını kaydetti. Miran sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın yaşanmasını istemediğimiz acılar da bugünkü ilgisizliğin sonucu olmamalıdır. Şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir. Devlet, kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemekle mükelleftir. Devletin bu yükümlülük çerçevesinde, suç işlemekten caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını koruma ve ayrıca buna ilişkin ihlalleri önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması geliştirme ödevinin hukuk devleti olmanın gereği olduğunu bugün burada bir kere daha hatırlatmak istiyoruz. Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir. Eğitim çalışanları olarak, şiddete karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını istiyor ve bekliyoruz."
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Yeni medya mecralarında algı çoğu zaman gerçeğin önüne geçebilmekte” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yeni medyanın algı ve düşüncelerin değiştirilmesinde etkili olduğunu belirterek, “Yeni medya mecralarında algı çoğu zaman gerçeğin önüne geçebilmekte, sanal olan gerçeği baskılayabilmektedir” dedi. Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) tarafından 9’uncusu düzenlenen “TDV Devr-i Alem Gençlik Fuarı” kapılarını vatandaşlara açtı. Fuar, ‘Medya ve Bilinç’ temasıyla Ankara Kocatepe Camii fuar alanında başladı. Bu tema ile gençlerin medya kullanımı, okur-yazarlığı ve yönetimi konusunda bilinçlendirilmesi, yeni medya ve iletişim çağında iletişim becerileri gelişmiş gençlerin bir araya getirilmesi hedefleniyor. Fuarın açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, tarih boyunca medyanın fert ve toplum üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ifade etti. “Medya araçlarında görülen gelişim öğrenme hususunda farklı zeminlerin oluşmasını sağlamıştır” İletişim teknolojilerinin gelişmesine paralel bir şekilde medyanın hızlı bir şekilde çeşitlendiğine dikkati çeken Erbaş, “Dijitalleşmeyle birlikte sürekli gelişen erişim, etkileşim ve paylaşım gibi imkanlar etkisini her geçen gün daha da arttırmaktadır. Medya araçlarında görülen gelişim ve değişim bilgi kaynaklarının çeşitlenerek artmasını, bilgi merkezli sunulan hizmetlerin boyut değiştirmesini ve bilgi kazanma ve öğrenme hususunda farklı zeminlerin oluşmasını sağlamıştır” ifadesini kullandı. “Günümüz dünyası sanal ve gerçek arasındaki çizginin silindiği yapıya bürünmüştür” Erbaş, doğru internet kullanımını da vurgulayarak, “Özellikle günümüz dünyası, internet teknolojileri sayesinde zaman ve mekana dair sınırların kalktığı sanal olan ile gerçek olan arasındaki çizginin neredeyse silindiği bir yapıya bürünmüştür. Gelinen noktada medya sadece bilgiye kolay ulaşmanın en hızlı yolu değil, bununla beraber bilginin nasıl sunulacağına dair de güçlü bir etki alanına sahip olmuştur” diye konuştu. “Yeni medya mecralarında algı çoğu zaman gerçeğin önüne geçebilmekte” Medyanın birçok hususta olduğu gibi algı ve düşüncelerin değiştirilmesinde ve yönlendirilmesinde önemli rol oynadığını belirten Erbaş, “Yeni medya mecralarında algı çoğu zaman gerçeğin önüne geçebilmekte, sanal olan gerçeği baskılayabilmektedir. Böylece algı yönetimiyle insanların kirlerini ve olaylara bakış açılarını değiştirmek de mümkün olabilmektedir. Nitekim bugün bireysel ve toplumsal ilgi ve algıların medya vasıtasıyla yönlendirilebildiği ve hatta toplum mühendisliği yapılarak kitlelerin mobilize edilebildiği yadsınamaz bir gerçektir” dedi. Görselliğin ön plana çıkarıldığı bir dünyaya tanıklık ettiklerini söyleyen Erbaş, şunları kaydetti: “Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşananların karşı konulamaz etkisiyle kültürler arası bütün sınırların ortadan kalktığı bir dönemde, medya egemen kültürlerin birliğine özendirildiği bir sürecin ana mecrası haline gelmektedir. Bu da yeryüzünde hayatın öznesi kılınan insanoğlunu dijital çağın nesnesi olması karşı karşıya bırakmaktadır.” "Kitle iletişim araçlarının olumsuz etkilerinden korunabilmek önemlidir" Medyada sunulan bilgileri ve maksatlı mesajları sorgulama kabiliyetinin dijital okuryazarlık ile birlikte iyi bir şekilde kazandırılması gerektiğini aktaran Erbaş, “Gençlerimizin doğru bilgi, doğru yöntem ve sorularla ulaşmasını sağlayacak bir imkan oluşturmak daha da önemli hale gelmektedir. Kitle iletişim araçlarının olumsuz etkilerinden korunabilmek ve risklerine karşı bilinçli olabilmek. Daha fazla ve beceriyle donanmanın yanı sıra insani ve ahlaki değerlerin belirleyici olduğu bir hayat tarzını benimsemek de önemlidir” şeklinde konuştu. Fuara 38 sivil toplum kuruluşu katıldı. Katılımcı kuruluşlar, açtıkları stant ile çalışmalarını gençlere anlatma ve etkinliklerini gerçekleştirme imkanı bulucak. Fuar 12 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilecek.