GÜNDEM - 10 Şubat 2020 Pazartesi 19:31

Konya Barosu Başkanı Aladağ: 'Kader mahkumunun tam karşılığı Kadir Şeker’dir'

A
A
A
Konya Barosu Başkanı Aladağ: 'Kader mahkumunun tam karşılığı Kadir Şeker’dir'

Konya Barosu Başkanı Mustafa Aladağ, şiddet gören kadına yardım etmek isterken katil olan Kadir Şeker'in kader mahkumu tabir edilen o kavramın tam karşılığı olduğunu belirterek, "Dolaysıyla hukuki destek ve savunma gözüyle nasıl olabilir deyince bu konunun uzmanlarından bir komisyon oluşturduk. Bu komisyon tez zamanda çalışmalarına başladı" dedi.

Konya Barosu Başkanı Mustafa Aladağ, Konya'da parkta bir kadına şiddet gösteren Özgür Duran'ı müdahale ettiği sırada yaşanan boğuşmada kalbinden bıçaklayarak ölümüne neden olan ve tutuklanan 20 yaşındaki Kadir Şeker hakkında açıklamalarda bulundu. Olaya ilişkin "meşru müdafaa" kavramı hakkında bilgi veren Aladağ, “Meşru müdafaa diye tabir edilen bir hüküm var, burada meşru müdafaanın olması için silahların eşit olması gerekiyor. Hazırda edindiğimiz bilgilere göre maktulün elinde silah, bıçak ve benzeri silahtan sayılan bir aletin varlığına ilişkin bir delil yok. Bu araştırılıyor, bu inceleniyor, hala görgü tanıkları var. Bunların ifadelerine başvurulacak. Bu olmadığı takdirde meşru müdafaanın aşılması dediğiniz Türk Ceza Kanunu'nun 27. maddesinin ikinci fıkrası var. Ne diyor? 'Şüpheli diyor içinde bulundukları heyecan ve panik birlikte meşru müdafaa sınırlarını aştığı takdirde dahi ceza vermeyebilir' diyor. Bu maddenin uygulama ihtimali var mıdır? Pek tabiidir vardır. Hüküm vardır. Onu değerli mahkeme değerlendirerek karar verecek. Bu olmadığı takdirde hangi madde uygulanabilir derseniz onun karşılığında olayda ağır bir tahrik varlığının bulunduğunu değerlendirecek olursak haksız tahrik hükümleri Türk Ceza Kanunu içerisinde yer alıyor. Burada ne diyor, müebbet hapis cezasını gerektirecek hükümlerde 12 yıl ile 18 yıl arasında ceza verilebilir” dedi.

“Kader mahkumunun tam karşılığı Kadri Şeker’dir”

Aladağ, “Kader mahkumu tabir edilen o kavramın tam karşılığı Kadir Şeker’dir. Dolaysıyla hukuki destek ve savunma gözüyle nasıl olabilir deyince bu konunun uzmanlarından bir komisyon oluşturduk. Bu komisyon tez zamanda çalışmalarına başladı. Kaldı ki bir hatırlatma yapayım, Kadir'in özel bir avukatı var. Bu arkadaşlarla hassasiyetle konuyu takip ediyorlar. Başarılı liyakat sahibi arkadaşlar, biz de bunlara ne derece destekte bulunabiliriz onun çalışmasını görüşeceğiz” şeklinde konuştu.

“Kadir dönüp gittikten sonra maktül Kadir'e saldırıyor tekrar”

Olay anında Kadir Şeker’in kavgadan önce olay yerinden uzaklaşmak istediğini belirten Aladağ, “Karım dedikten sonra vatandaş, Kadir dönüyor gidiyor, yani ulaşacağı noktaya ulaşmak için geri dönüyor. Birkaç adım atıyor, belli mesafe gittikten sonra maktül Kadir'e doğru hareketleniyor ve boğuşma başlıyor. Tabii ki bunun sonu çok ince bir konu, çok hassas bir konu. İfademizde farklı sonuçlar çıkmasını hiç arzu etmeyiz. En somut, en canlı görgü tanığı kadın şiddete maruz kalan kadın. Mağdur kadın dahi bıçağın maktüle ne şekilde vurulduğuna dair bir bilgiye sahip değil. Bu kavga sırasında kazara mı meydana geldi, yoksa Kadir içinde bulunduğu korku, panik nedeniyle mi, yoksa uğradığı darp nedeniyle mi ya da ölüm nedeniyle mi bıçağın dışında bir kalp krizi mi ya da yere düştüğünden mi bunların tamamı titizlikle başsavcı tarafından araştırılıyor. Dün akşam itibarıyla da olay saatine keşifte yapılmış durumdadır” şeklinde konuştu.

Olay, geçen Çarşamba günü saat 21.30 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Kosova Mahallesi Yeni İstanbul Caddesi üzerindeki Pirireis Parkı'nda meydana geldi. Akşehir Fen Lisesinden mezun olan Kadir Şeker, üniversiteye girmek için yeterli puanının olmaması nedeniyle Konya'ya gelerek dershaneye kayıt oldu. Teyzesinin yanında kalmaya başlayan Kadir Şeker, dershane dönüşünde Piri Reis Parkı'ndan evine giderken Özgür Duran'ın (32) Ayşe D.'ye (35) şiddet uyguladığını fark etti. Ağlayan kadının durumuna kayıtsız kalamayan Kadir Şeker, müdahale etmek istediği Özgür Duran'ın tepkisiyle karşılaştı. Yaşanan boğuşma sırasında cebinden bıçağını çıkaran Kadir Şeker, yere düştükleri sırada Özgür Duran'ın kalbinden bıçaklanarak ölümüne neden oldu. Olaydan sonra gittiği teyzesinin evinde gözaltına alınan Kadir Şeker, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İbrahim Yetkin - Ramazan Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da hatalı park kavgasında canından oluyordu: Sopayla ve bıçakla saldırdılar Eyüpsultan’da hatalı park nedeniyle tartıştığı şahsın ve yakınlarının bıçaklı ve sopalı saldırısına uğrayan minibüs sürücüsü, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkeli kalabalık taşla ve sopayla minibüse de zarar verirken, o anlar cep telefonu ve güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, dün 16.30 sıralarında Eyüpsultan Girne Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Halil İbrahim Odabaşı minibüsünü evinin önüne park etmek istediği sırada başka bir ticari aracın hatalı park ederek, alanı kapattığını gördü. Bunun üzerine otomobilin üzerinde bulunan telefon numarasını arayan Odabaşı, hatalı park eden sürücüden aracını düzeltmesini istedi. Hatalı park eden kişi aracının park yerini değiştirdikten sonra iki sürücü arasında bir tartışma çıktı. Kısa süreli tartışmanın ardından şüpheli olay yerinden ayrıldı. Ancak şahıs, bir süre sonra aralarında kadınların da olduğu akrabalarından oluşan bir grupla olay yerine geri geldi. Bıçaklı saldırgandan tekme ile kurtuldu Sürücü ile birlikte gelen gruptakiler, Odabaşı’na bıçakla ve sopayla saldırdı. Odabaşı, gruptan bir kişinin bıçaklı saldırısından kurtulmak için tekme atıp ardından markete sığındı. Odabaşı, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkesini atamayan grup, bu sefer de Odabaşı’nın minibüsüne taşlarla ve sopalarla saldırdı. Çevredeki vatandaşların araya girmesiyle sakinleşen gruptakiler dağıldı. Aracı zarar gören Halil İbrahim Odabaşı, emniyete giderek şikayetçi oldu. Şüphelilerin Odabaşı’nın minibüsüne saldırı anları ise cep telefonu ve güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. “Bu bildiğiniz canavarlık” Yaşanan olayın bir canavarlık olduğunu söyleyen Halil İbrahim Odabaşı, “Saat 4 buçuk 5 arası kapıma geldim. Arabayı park ettim. İsimlerini bilmiyorum, plakayı da tanımıyorum. Arabayı ortaya park ettiği için aradım ve arabayı biraz ileri almasını rica ettim. Ortaya park ettiği için iki tarafa da yanaşamıyordum. Sonra bu arkadaş, 20 dakika sonra geldi. Ani bir çıkış yaptı. Sonra geri geri gelip, yanımda durdu. Benimle tartışmaya girdi. ‘Ben 20 senedir burada oturuyorum. Sen beni arayamazsın’ dedi. Ben de bir ricada bulundum, ’Arabanı çek, ben de yanaşayım’ dedim. Kendi aramızda böyle bir tartışma oldu. ’2 dakika sonra görüşeceğiz seninle’ dedi. Bizde burada arkadaşla muhabbet ederken, arkadaşım bana ‘Koş geliyorlar’ dedi. Ellerinde bıçakla geliyorlardı. Zaten kamera kayıtlarında belli. Ben o anda zaten bakkala doğru koşmaya başladım. Genç arkadaşlardan biri ben o anda arabanın etrafında dönerken bıçakla saldıracaktı. O arada çelme taktı, yere düştüm ben. O anda bıçağı sallarken ben onun karnına vurdum. Kendini geri attı. Mahalledeki genç arkadaşlar bunu tutunca ben de can havliyle bakkalın içine kendimi attım. Kapısını kilitledim bir anda. O anda kapıya vurarak ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Mahalledeki eş dost araya girince olay sakinleşti. Arabama geldiğimde çok hasar vardı. Kamera kayıtlarını izlediğimde, hanımı çoluğu çocuğu toplayıp katliama gelmiş resmen. Ben arabamın başına gelince şok oldum zaten. Bu bildiğiniz canavarlık. Ben belki orada ayağımla tepki vermeseydin bugün yaşamıyor olabilirdim” şeklinde konuştu.