GÜNDEM - 15 Eylül 2022 Perşembe 17:01

RTÜK Başkanı Şahin, Halk TV’ye verilen cezayı eleştiren siyasi parti liderlerine karşılık verdi

A
A
A
RTÜK Başkanı Şahin, Halk TV’ye verilen cezayı eleştiren siyasi parti liderlerine karşılık verdi

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, “Medyada Nefret Söylemi Paneli”ne katıldı. Burada konuşan Şahin, birçok siyasi parti liderinin Halk TV’ye verilen cezayı eleştirmesine yönelik, “Başka bir televizyon kanalına ceza verilseydi böyle bir tepkiyle karşı karşıya kalacak mıydık” dedi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) iş birliğiyle düzenlenen “Medyada Nefret Söylemi Paneli” İstanbul’da bir otelde saat 13.15’te başladı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in de katıldığı panelde birçok medya sektörü temsilcisi bir araya geldi. Panelin açılış konuşmasını yapan Şahin, medyada nefret söylemine asla müsamaha gösteremeyeceklerini ve nefret söyleminin olmadığı bir dünya arzuladıklarını söyledi. Şahin ayrıca, dün bir televizyon kanalına program durdurma ve para cezası verilmesinin ardından RTÜK’e ve şahsına yönelik eleştiri ve tehdit aldıklarını söyledi. Şahin, RTÜK’ün kanallar arasında bir ayrım yapmadığını, bahse konu televizyon kanalına ceza verilme sebebinin kanunlarca yasaklanmış filleri uygulamış olmaları olduğunu belirtti.

“Geleneksel medyadaki nefret söylemi hızla artış göstermekte”

Medyada nefret söylemine asla taviz vermediklerini söyleyen RTÜK Başkanı Şahin, “En basit tabirle nefret içeren 'ötekiler' söylemine özellikle medyada telaffuzuna tahammülümüzün olmadığını bundan önce gösterdik, bundan sonra da göstereceğimizi söylemek istiyorum. Nefret söyleminin medyada farklı kisveler altında perdelenerek siyasi ve ideolojik olarak dile getirilmesi ile kurumsal olarak mücadele ediyoruz. Geleneksel medyadaki nefret söylemi hızla artış göstermekte. Aynı zamanda yeni medyanın ve sosyal medyanın da aynı söylem yarışında olmasını maalesef üzülerek görmekteyiz. İfade özgürlüğü demokrasinin gereğidir ve anayasal bir haktır. Ancak her hak ve özgürlük gibi ifade hürriyetinin de yine anayasalar ve yasalarca belirlenmiş hukuki sınırları vardır. Gazetecilik mesleği, kamunun bilgi edinme hakkından gelen bir meşruiyete sahiptir. Ancak, basın da kendi özdenetim mekanizmalarına ve meslek etik kurallarıyla bu çizgileri ihlal etmemelidir” dedi.

“Başka bir televizyon kanalına ceza verilseydi böyle bir tepkiyle karşı karşıya kalacak mıydık?”

Dün Halk TV’ye uygulanan yaptırımın ardından birçok siyasi parti liderinden nefret söylemine maruz kaldıklarını söyleyen RTÜK Başkanı Şahin, "Geleneksel medyaya kıyasla sosyal medya, ön editoryal kontrole tabi olmayan güvensiz içerikleriyle ve akıl almaz bir hızla yayılmakta ve gerçeğin önüne geçtiğini görmekteyiz. Yeni medya, hukuki ya da etik sorunlara yol açabilecek; kasıtlı biçimde nefret söylemi ve dezenformasyon içeren haber, bilgi ya da düşüncelerin hızla yayılmasına ve kullanıcıların önemli bir kısmı tarafından sorgusuz sualsiz kabulüne neden olabilmektedir. Bunları biz zaman zaman hayatımızdan örneklerle görmekteyiz. Almış olduğumuz kararlar sebebiyle zaman zaman tam da nefret söyleminin odağı haline gelmekteyiz" dedi.
Dün RTÜK tarafından bir televizyon kanalına ilişkin alınan karar sonrasında neredeyse tüm siyasi parti liderlerinden kuruma yönelik nefret söylemini yaygınlaştıracak iftira ve tehditlere varan açıklamalarda bulunulduğunu aktaran Şahin, "Biz bir siyasi partiye karşı müeyyide de uygulamadık ki. Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde yayın yapan lisanslı bir yayın kuruluşuna karşı uyguladığımız bir müeyyideydi. Peki sormak gerekir, bu kadar tarafgirlik ve ikiyüzlülüğü nereye sığdıracağız? Yani başka bir televizyon kanalına bu ceza verilseydi böyle bir tepkiyle, bu tür paylaşımlarla karşı karşıya kalacak mıydık? Bu, ifade hürriyetine, basın özgürlüğüne karşı yapılan bir şey değil, kanunlarla açıkça yasaklanmış olan birtakım fiillerin uygulanması karşı yapılan bir şeydi bizim yaptığımız. RTÜK olarak bir ayrım yapmadan tüm medya kuruluşlarına, eğer bir hata yapıyor ise müeyyide uygulamaktayız. O zaman neden sesiniz çıkmıyor diye sormak lazım. Bu nefret söyleminin böyle de bir tarafgirliği var. Biz işimizi yapmaya devam edeceğiz. Ben çok merak ediyorum. Yarın öbür gün kendi çizgilerinde olmayan bir yayın kuruluşuna biz müeyyide uyguladığımız zaman bakalım ne yapacaklar” diye konuştu.

“Nefret söyleminin hiç olmadığı bir medya ve dünya arzuluyoruz”

Nefret söylemine ve kutsal değerlere hakarete en fazla maruz kalanların Müslümanlar olduğunu belirten Şahin, “Örneklerle şahit oluyoruz ki nefret söylemi konusunda dünyada bir çifte standart uygulanmakta, Türkiye’de de olduğu gibi. İslam’a ve Müslümanlara yönelik nefret söylemlerini görmezden gelen, terör örgütlerinin kara propagandalarına kolaylıkla yer açan Batı menşeili sosyal paylaşım siteleri, bu tavırlarıyla adeta karşı bir suç işlemektedir. Nefret söyleminin hiç olmadığı bir medya ve dünya arzuladığımızı buradan tekrar ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Yunus Emre Şeker - Yunus Emre Ayaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yerlikaya duyurdu: İstanbul’da düzenlenen "Mahzen-33" operasyonlarında 16 gözaltı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da düzenlenen "Mahzen-33" operasyonları ile suç örgütü üyesi 16 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucunda, İstanbul’un Beşiktaş, Esenyurt, Sultangazi, Gaziosmanpaşa ve Pendik ilçelerinde "Mahzen-33" operasyonları düzenlendi. Operasyonda, yağma, iş yeri kurşunlama, çok sayıda silah bulundurmak, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, uyuşturucu imalatı ve ticareti, tehdit ve hakaret suçlarına karıştığı tespit edilen organize suç örgütü üyesi 16 şahıs yakalandı. Operasyonlar neticesinde, 1 adet el bombası, 1 adet AK-47 uzun namlulu silah, 2 adet ruhsatsız tabanca, muhtelif miktarda uyuşturucu madde ve 1 adet çalıntı motosiklete el konuldu. İçişleri Bakanı Yerlikaya, organize suç örgütlerine yönelik düzenlenen operasyonlar hakkında bilgi verdiği paylaşımda, “22-26 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanan 16 şüphelinin, Pendik ilçesinde 25 Nisan tarihlerinde eylemde kullanacağı değerlendirilen patlayıcı mühimmat ile yakalandığı, Beşiktaş ilçesinde iş insanının tehdit edilmesi eylemini yaptıkları, Esenyurt ilçesinde 22 Nisan tarihinde gerçekleştirilen kıraathane, kafe, terzi, börekçi araç ve ikamet kurşunlanması olmak üzere 7 ayrı iş yeri kurşunlama eylemlerini gerçekleştirdikleri, Gaziosmanpaşa ilçesinde 24 Nisan tarihinde kişiyi kaçırma, hürriyetinden yoksun kılma eylemini yaptıkları tespit edildi. Operasyonları gerçekleştiren Kahraman Polisimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle” ifadelerini kullandı.
Eskişehir ESTÜ’den UNESCO kürsüsü başarısı Eskişehir Teknik Üniversite’si (ESTÜ) “Çevre Planlama ve Yönetiminde Coğrafi Bilgi Teknolojileri” başlıklı UNESCO Kürsüsü başarısı ödülünü aldı. Eskişehir Teknik Üniversite’sinde Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü öğretim elemanlarından Prof. Dr. Sayın Saye Nihan Çabuk’un başkanlığını, Doç. Dr. Sayın Gordana Kapla’nın da eş başkanlığını yaptığı “Geographical Information Technologies (Remote Sensing and Geographical Information Systems) in Environmental Planning and Management” (Çevre Planlama ve Yönetiminde Coğrafi Bilgi Teknolojileri) başlıklı UNESCO Kürsü önerisi verildi, ülkedeki yükseköğretim kurumları tarafından yapılan birçok başvuru arasından UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından desteklenmeye layık görülen 2 başvurudan biri oldu. Kürsü, coğrafi bilgi teknolojilerinin yardımıyla iklim değişikliği, afetler ve kentleşme gibi konulara odaklanarak doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesine yönelik bilgi, eğitim ve farkındalık kazandırmayı hedeflediği ifade edildi. Lisansüstü seviyede konuyla ilgili verilecek dersler, vaka temelli çalışmalar, projeler, yayınlar, çalıştaylar, saha ziyaretleri ve konferanslar gibi bir dizi etkinlikle desteklenmesi planlanan kürsü, 4 yıllık bir süreyi kapsadığı projede belirtildi. Ekolojik planlama ve tasarım uygulamaları yoluyla günümüzün sorunları arasında yer alan afetlere karşı dirençlilik sağlanması kapsamında kişilere yetkinlik kazandıracak olan proje, sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşılmasına katkı sağlamak üzere ve UNESCO stratejik hedeflerine uyum kapsamında oluşturulan Çevre Planlama ve Yönetiminde Coğrafi Bilgi Teknolojileri Kürsüsü, ekolojik planlama ve tasarım uygulamaları yoluyla günümüzün en önemli sorunları arasında yer alan afetlere karşı dirençlilik sağlanması kapsamında kişilere yetkinlik kazandıracak. Kürsünün uluslararası ve ulusal destekçileri arasında Zagreb Üniversitesi, Samangan Üniversitesi, Lyon Üniversitesi, Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi, Tipaza Üniversitesi, Al al-Bayt Üniversitesi gibi yükseköğretim ve araştırma kurumlarının yanı sıra, ESRI ABD, ESRI Türkiye, Başarsoft Uganda, Cybertech, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, Tasarım ve Planlama Akreditasyon Derneği gibi kuruluşlar da projede bulunduğu söylendi. UNESCO Kürsü programı, uluslararası üniversiteler arasında iş birliğini geliştirmek amacıyla bilgi paylaşımı ve ortak çalışmalar yapmasını amaçlanan projede ilk kez 1992 yılında başlatılan UNESCO Kürsü programı, uluslararası üniversiteler arasında iş birliğini geliştirmek amacıyla bilgi paylaşımı ve ortak çalışmalar yapmasını amaçlıyor. UNESCO Kürsüleri, üniversitelerle bağlantı kurarak ve üniversitelerarası iş birliğini teşvik ederek bilgiyi sınırlar ötesine taşıyabilme sayesinde, UNESCO’nun tüm yetki alanlarındaki araştırma, eğitim ve program gelişimini ilerletmekte. 2023 yılı Kasım ayı itibariyle dünya çapında 120 ülkede 850 UNESCO Kürsüsü ve UNITWIN ağı kurulmuş olup 1993-2024 yılları arasında Türkiye’den sadece 18 üniversitede UNESCO Kürsüsü oluşturulduğu belirtildi.