DÜNYA - 28 Mart 2024 Perşembe 18:52 | Son Güncelleme : 28 Mart 2024 Perşembe 23:00

Solingen’de Türklerin yaşadığı bina kundaklandı: 2’si çocuk 4 ölü, 9 yaralı

A
A
A

Almanya’nın Solingen kentinde yaşadıklarının binanın kundaklanması sonucu aynı aileden 2’si çocuk 4 Türk asıllı Bulgaristan vatandaşı hayatını kaybederken, 9 kişi yaralandı.

Almanya’nın Solingen kentinde bir kez daha Türklerin yaşadığı bina kundaklandı. Geçtiğimiz pazar günü gece saatlerinde çıkan yangında 2’si çocuk olmak üzere 4 Türk asıllı Bulgaristan vatandaşı hayatını kaybederken, 9 kişi de yaralandı. Hayatını kaybeden aynı aileden oldukları açıklanarak, kimliklerinin İsmail Zhilov (29), Kıymet (28), Gizem (5) ve Elis (üç aylık) olduğu aktarıldı.

Wuppertal Savcılığa tarafından yapılan açıklamada, yangının kundaklama sonucu olduğu ifade edilerek, yangının yanıcı madde dökülerek çıkartıldığı aktarıldı. Yangın, akıllara 1993’te 5 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği Solingen faciası getirdi.
Türkiye’nin Düsseldorf Başkonsolosluğu tarafından yapılan açıklamada, "Solingen'de yaşadıkları apartmanda dün sabaha karşı çıkan yangında hayatını kaybeden Bulgaristan Türkü soydaşlarımıza Allah'tan rahmet, acılı yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz. Söz konusu yangının mahiyetinin bir an evvel soruşturularak açıklığa kavuşturulmasını önemle temenni ediyoruz. Bu kapsamda Başkonsolosluğumuz ilgili makamlarla temasta kalmaya devam edecektir" denildi.

Solingen faciası

Almanya'nın Solingen kentinde 29 Mayıs 1993 tarihinde Neo-Nazilerce kundaklanan evde Türk vatandaşları Hülya Genç (9), Gülistan Öztürk (12) ve Hatice Genç (18) olay mahallinde, Gürsün İnce (27) ve Saime Genç (4) ise yaralı olarak kaldırıldıkları hastanede hayatlarını kaybetmişti. Olaydan sonra yakalanan saldırganlar yargılanmış, 4 aşırı sağcı çeşitli hapis cezaları almıştı. Saldırganların ikisi ise iyi halden serbest bırakılmıştı. 1995 yılında cinayetten suçlu bulunan failler cezalarını çektikten sonra tahliye edilmişti.

Aile kundaklanan evlerinin önünde anıldı

4 kişilik Türk asıllı aile için evlerinin önünde anma töreni düzenlendi. Kullanılmaz hale gelen evin bulunduğu Höhscheid semtinde yapılan anma törenine, çevre sakinleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Anma töreninde yapılan konuşmalarda olayın bir an önce aydınlatılması istenirken, ırkçılık lanetlendi. Evin önüne kurulan barikatlara törene katılanlar tarafından çiçekler bırakıldı.

Solingen’de Türklerin yaşadığı bina kundaklandı: 2’si çocuk 4 ölü, 9 yaralı

“Bizim yanan ev gözümün önüne geldi”

Solingen kentinde 1993 yılında Neo-Nazilerce kundaklanan evlerinde 5 aile ferdini kaybeden Kamil Genç, “Saat 02.50’de benim oğlum duymuş itfaiyelerin sesini. ‘Eyvah yine bir yerde bir şey var’ demiş. Ben sabah doktora giderken baktım her yer kapalı. Tabi ki bu evin yandığını öğrenince, bizim yanan ev gözümün önüne geldi” dedi.

Anma etkinliğine katılan Fikriye Atış, “Yeni gelen insanlar, çok gençler ve çocukları var. Çok yazık” ifadelerini kullandı.

“Bir Solingenli olarak utanıyorum”

35 yıldır Solingen’de yaşayan Abdülkadir Daloğlu, “Ben 1993’te gördüm. 1993’te de gece saat 02.00 ile 03.00 arası 5 tane Türk vatandaşımız yanarak öldü. Yine bugünkü olayında olması 4 tane Türk asıllı Bulgaristan vatandaşının yanarak ölmüş olması çok acı bir olay. Bir Solingenli olarak utanıyorum” dedi.

Yangında 3 aylık Elis’te hayatını kaybetti

Wuppertal Savcılığa tarafından yapılan açıklamada, yangının kundaklama sonucu çıktığı ifade edilmiş, yangının yanıcı madde dökülerek çıkartıldığı aktarılmıştı. Geçtiğimiz Pazar günü gece saatlerinde başlayan yangında aynı aileden baba İsmail Zhilov (29), anne Kıymet (28) ile kızları Gizem (5) ve Elis (3 aylık) hayatını kaybetmişti. Yangın, akıllara 1993’te 5 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği Solingen Faciası’nı getirmişti.

Solingen’de Türklerin yaşadığı bina kundaklandı: 2’si çocuk 4 ölü, 9 yaralıSinan Karamurat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresunspor - Sakaryaspor maçının ardından Trendyol 1. Lig’in 32. haftasında Giresunspor, konuk ettiği Sakaryaspor’a 3-2’lik skorla mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından teknik direktörler açıklamalarda bulundu. Mücadele sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Giresunspor Teknik Direktörü Serhat Güller, son dakikalarda yedikleri gollerle mağlup olmalarının üzücü olduğunu belirtti. Güller, maça kazanabilecekleri bir karşılaşma olarak hazırlandıklarını ifade ederek şunları dile getirdi: “Öncelikle son dakikalarda yediğimiz gollerle mağlup olduğumuz için tabii ki üzgünüz. Bu maç kendi adımıza kazanabileceğimiz bir karşılaşmaydı. Çok alan bulacağımızı tahmin ederek oynadığımız, hazırlandığımız bir karşılaşmaydı. İlk yarıda attığımız iki gol ile devreyi 2-1 önde kapattık. Fakat daha sonra özellikle ilk yarıda yanlış tercihlerden dolayı gol olması gereken iki tane daha pozisyonumuz vardı. Bunları değerlendiremedik. Genç takım olduğumuz zaman bunları tabii ki doğru tercihler yapmakta biraz sıkıntı yaşıyoruz. İkinci yarıda genel anlamda oyunu tutmaya çalıştık. Daha çok Sakaryaspor’un stoperlerini boş bırakarak onların oyuna girmesini ve oluşacak alanlarda da hızlı hücumlar yapmayı planlamıştık. İşin aslına bakarsanız onların oyun şablondaki tüm oyuncuları iyi bir şekilde marka ettik. Taa ki son dakikalara kadar. Uzatmalarda yediğimiz gol var. Kendi kalemize attığımız gol var. Daha önce de söylemiştim. Özellikle bizim gibi tecrübesiz takımlarda kişisel hatalar çok oluyor. Kişisel hataların da yine ağır bir bedelini ödedik. Sakaryaspor’a başarılar diliyorum. Yani biz her türlü olumsuzluğa rağmen, kulübümüzün içinde bulunduğu duruma rağmen ligi bırakmadan en iyi şekilde oynamaya Giresunspor’u en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Güzel bir karşılaşma oldu. Kaldı iki maçımız. Bu iki maçımızı da en iyi şekilde ciddi bir şekilde havlu atmadan oynamaya çalışacağız. İnşallah o maçı da kazanma şansımız olur. Sonuçta elden bir şey gelmiyor. Bazen saha içerisindeki hataları önlemek adına elden bir şey gelmiyor. Yapacak bir şey yok.” Turgay Karslı: "Kötü oynarsınız ama 3 puan alırsınız. Bu onlardan bir tanesiydi" Sakaryaspor Teknik Direktörü Turgay Karslı ise kötü bir oyun sergilediklerini söyledi. Karslı, kazanmanın önemli olduğunu ancak bazen kötü oyunlar sonucunda da galip gelmenin mümkün olduğunu belirterek, “Arkadaşlar bazı maçlar vardır. İzahı anlatılır. Taktik olarak teknik performans olarak değerlendirilebilir. Ama bazı müsabakalar vardır. Bugün oynadığımız gibi değerlendirmesi çok güçtür. Tamam biz bazı şeyleri ve bazı gerçekleri görüyoruz. Takım içindeki dengeleri eşit nitelikte tutmaya çalışıyoruz ama kağıtta yaptığınız iş bazen sahada birbirini tutmuyor. İnsan faktörü çok önemli. Bunları bir araya getirdiğinizde böyle bir sorun, böyle bir problem, böyle bir sonuç çıkıyor. Gerçekçi olalım. İlk yarıda çok üstün bir oyun oynamadık. Ama inanın Giresunspor’un ligdeki durumuyla alakalı hiçbir olumsuz bir düşünceyle sahaya çıkmadık. Onların ne kadar ciddiye aldığını bu olayı bizim de bu kadar hedefe yaklaşmışken kazanmak zorunda olduğumuzu bütün oyuncularımız biliyordu. Kötü oynadık, belki de oynadığımız sınırlı sayılı kötü oyunlarından bir tanesiydi. Rakibimizin tabii ki genç olması çok koşan oyunculara sahip olması bu skorla onları çok daha iştahlandırdı. Haklı buluyoruz. Küçücük bir özeleştiri yapalım. Mağlup olduğumuz bir oyunda galip geldikten sonra çok da fazla saha dışı münakaşalara girmemizin doğru olmadığını düşünüyorum. O konuda biraz kendimize ders vermemiz gerekiyor. Sonuçta biz burada bir camiayı temsil ediyoruz, Sakaryaspor’u temsil ediyoruz. Söylediğim gibi münferit davranmanın bir anlamı yok. Üç puan aldık. Çok güzel bir oyun muydu, hayır değildi. Kötü oynarsınız ama 3 puan alırsınız. Bu onlardan bir tanesiydi” diye konuştu.
Kayseri İYİ Parti’de liyakatsizlik istifası İYİ Parti Kayseri ilçe yöneticilerinden Hasan Mert Çakmak partisinden istifa ettiğini açıkladı. Çakmak istifa açıklamasında; "İYİ Parti’nin ilkelerinden ve çizgisinden ayrıldığını, liyakatsizlik sorunları ile karşı karşıya kaldığını gözlemledim. Bu sebeplerden dolayı, milletimizin umudu olma özelliğini yitiren İYİ Parti’den istifa etme kararı aldım" dedi. Partiden istifa ettiğini yaptığı yazılı açıklama ile duyuran Hasan Mert Çakmak, partinin ilkelerinden ve çizgisinden ayrıldığını ifade ederek; "2018 yılının başlarında, Türkiye siyaset sahnesinde yeni bir umut olarak doğan İYİ Parti, pek çok vatandaşın ve siyasi figürün ilgisini çekmişti. Ben de Hasan Mert Çakmak olarak, bu umut verici başlangıcın bir parçası olma niyetiyle, partimize katıldım ve o günden bu yana çeşitli görevler bulundum. Ancak bugün, üzülerek belirtmeliyim ki, İYİ Parti’nin ilkelerinden ve çizgisinden ayrıldığını, liyakatsizlik sorunları ile karşı karşıya kaldığını gözlemledim. Bu sebeplerden dolayı, milletimizin umudu olma özelliğini yitiren İYİ Parti’den istifa etme kararı aldım. İYİ Parti, kurulduğu ilk günlerde, liyakate dayalı bir yönetim anlayışı ve kutuplaşmayı aşma hedefi ile yola çıkmıştı. Ancak zamanla, bu hedeflerin geride kaldığını, partinin yönetim kademesinde liyakatten ziyade farklı önceliklerin belirleyici olduğunu üzülerek gözlemledim. Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlu süreçte, halkımızın umudunu canlı tutacak, adaletli ve kapsayıcı bir siyaset anlayışına her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bu düşünceyle, İYİ Parti’nin maalesef bu beklentilere cevap vermekten giderek uzaklaştığı kanaatindeyim. Görev yaptığım süre zarfında, partimizin ve ülkemizin geleceği için samimi çabalar sarf ettim. Ancak, parti içinde yaşanan bir takım gelişmeler ve karşılaştığımız liyakatsizlik problemleri, düşüncelerimde ciddi bir revizyon yapmamı gerektirdi. İYİ Parti’nin ilk kuruluş felsefesinden ve amaçlarından sapma eğiliminde olduğunu görmek, benim için derin bir hayal kırıklığı oldu. Sonuç olarak, bu kararı almamın temelinde yatan ana sebep, İYİ Parti’nin özünden ve milletimiz için taşıdığı umuttan uzaklaşmasıdır. Bir siyasetçi olarak, halkımıza hizmet etme misyonumun, şahsımın ve partimizin çıkarlarından önce gelmesi gerektiğine olan inancımı sürdürüyorum. Bu nedenle, bu ayrılık kararı, hem kişisel ilkelerime hem de ülkem için taşıdığım umuda olan bağlılığımın bir yansımasıdır. Bundan sonraki süreçte, Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin menfaatleri doğrultusunda, liyakat ve adaleti ön planda tutan, kapsayıcı ve birleştirici bir siyaset anlayışını savunmaya devam edeceğim" ifadelerinde bulundu.,