SAĞLIK - 26 Haziran 2021 Cumartesi 13:34

TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal: 'VLP, Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde yer alan bir aşımız'

A
A
A
TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal: 'VLP, Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde yer alan bir aşımız'

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Hasan Mandal, “VLP, Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde yer alan bir aşımız” dedi.

TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında geliştirilen VLP aşısının Faz 2 aşamasının gönüllülere uygulanmasına bugün başlandı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nde gerçekleştirilen gönüllülere aşı uygulamasında, Başkan Mandal’ın yanı sıra Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mayda Gürsel ve Bilkent Üniversitesi’nden İhsan Gürsel de eşlik etti.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) aşı adayı listesinde yer alan VLP temelli aşının faz-2 aşamasında gönüllülere uygulanmasında konuşan Mandal, “Sizlerle burada daha önce 17 nisan ve 7 mayıs tarihlerinde bir araya gelmiştik.

Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank ve ben VLP aşımızın Covid-19 Türkiye Platformu kapsamında geliştirilen VLP aşımızın birinci fazı için gönüllü olmuştuk. Bu çalışma tamamlandı 10 mayıs tarihinden itibaren ve takibinde tüm gerekli faz-1 çalışması güvenlik odaklı bir çalışmaydı. Bunların tüm tetkikleri yapıldı. Sağlık Bakanlığımızın ilgili kuruluşu ‘Titck’ tarafından faz-2 çalışmasına başlatılması için onay verildi 2 gün önce. Bugün de ilk gönüllülerimiz aşılanma sürecine başladılar. Ben öncelikle faz-1 aşamasında gönüllü olan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Yine bugün gerçekten çok güzel bir mutluluk var. Buraya gelmeden evvel gönüllü olan vatandaşlarımızla görüştüm. İzmir’den, Burdur’dan, Aydın’dan ve Ankara’dan tabi doğal olarak gelen gönüllülerimiz var. Ülkemizde yerli ve milli aşının geliştirilmesi için inanmışlar. Kendilerinin aşı hakkı varken yerli aşıya gönüllü olmuşlar. Ben bundan dolayı hem duygulandım hem heyecanlandım hem de sorumluluğumuzun daha fazla olduğunu hissediyorum. Bundan dolayı kendilerine tekrar teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“436 araştırmacının 213’ü genç araştırmacı


Bioteknolojik aşı grubunda en yenilikçi aşı gruplarından birinin VLP aşısının olduğunu belirten Mandal, ”Covid-19 Türkiye Platformu olarak biz Mart 2020’den itibaren Mustafa Varank’la birlikte başlamış olduğumuz, Türkiye’de bu sürecin en etkin ve en hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi için bir platform oluşturduk. Bu platformda 436 araştırmacımız ki bunun 213 tanesi genç araştırmacılarımız çok kıymetli. 49 tane farklı kurumdan bir araya gelerek birlikte geliştirme ve başarma yaklaşımıyla 17 projeyi gerçekleştiriyoruz. Bunlardan 7’si aşı projesi, 3’ü ise daha klinik aşamaya daha erken ulaştılar. Bunlardan en önde gideni de bugün sizlerle birlikte faz-2’ye başlatıyor olduğumuz VLP aşımız. VLP’yi daha önce de ifade etmiştik, virüsü taklit eden aşı olarak diye. Dolayısıyla yenilikçi bir aşı bu. Dünyada bilinen aşı gruplarında inaktif aşılar var bir de bioteknolojik aşılar var. Bioteknolojik aşı grubunda en yenilikçi aşı gruplarından olan VLP aşısı, yani virüs benzeri parçacık virüsü taklit eden bir bileşen olarak bu çalışmamız başladı. Bu çalışmanın en büyük özelliği bir kez daha yenilikçilik boyutunun nereden geldiğini ifade etmek istersek dünyada geliştirilen aşıların önemli bir kısmı yüzeyindeki spike diye tanç diye ifade edilen bölgeye yönelik, hocalarımızın geliştirmiş olduğu burada büyük bir memnuniyetle ifade ettiğim hem Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Mayda hocamızın hem de Bilkent Üniversitesi’nden İhsan Gürsel hocamızın geliştirdikleri, diğer üniversitelerimizden Hacettepe Üniversite’siyle birlikte, tabi ki bunun üretici şuan için çalışmaların gerçekleştirildiği Nobel firmasıyla birlikte üretici noktasında bunun özelliği ise diğer aşılarla karşılaştırıldığında sadece yüzeyindeki ‘spike’ bölgesine yönelik değil, virüsün 4 protein bölgesine yönelik olarak geliştirilen bir aşı. Dolayısıyla bu kapsamda hem güvenlik noktasını faz-1’de kanıtlamış olduk. Faz-2’de ise bunun daha fazla etkisini görmüş olacağız. Ama tasarım noktası bilimsel bir bakışla 4 bölgesine birden hitap ettiği için çok daha etkin olmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Geliştirilen VLP aşısının üzerindeki taç (spike) proteinin hem orijinal Wuhan hem de alfa İngiliz varyantlarına göre tasarlandığını aktaran İhsan Gürsel, “Yaptığımız bu aşı adayının diğer varyantlara olan etkinliğini zaman içerisinde elde edilecek olan serumlarda test etmeyi planlıyoruz” dedi.

"Yerli VLP aşısının delta varyantına karşı etkinliği test edilmedi


Türkiye’de delta ya da delta plus suşunun izole edilebilir ve organizasyon çalışmalarını yapabilirlerse aşılı olan gönüllülerinde serumlarında bu duruma karşı kapsayıcılığın ne olduğunu öğreneceklerini söyleyen İhsan Gürel, şunları kaydetti:

“Ancak şu an itibariyle özellikle İngiliz varyantı ile Faz-2’ye girmemizin en büyük gerekçesi var olan aşılar Wuhan suşuna göre hazırlandı. Bunların delta gibi, Afrika gibi Brezilya gibi suşlara karşı olan koruyuculukları ve kapsayıcılıkları daha sınırlı. Buna belki de Biontech’in aşısı bile dahil delta açısından. Bu nedenle, İngiliz varyantının spike’ı ile yapılan VLP’nin kapsayıcılığının ne olacağını bu Faz çalışmasında öğreneceğiz. Hayvan deneylerimiz de sürüyor ancak virüs izole edilebilirse bu tip çalışmalar ülkemizde gerçekleştirilebilirse yurt dışına bu örnekleri göndermeden yapabilme şansımız olur. Şu anda bizim aşımızın delta varyantına karşı etkinliğini test etmedik.”

Yerli VLP aşısının inaktif aşılar gibi dört yapısal protein içerdiğini hatırlatan İhsan Gürsel, “Bizim aşımızın inaktif aşıdan ya da diğer tek ‘spike’a yönelik oluşturulan aşılardan farkı ise herhangi bir enfeksiyona yol açma imkanı yok. Etkinliği de biyoteknolojik bir metot ile hazırladığımız için bütün proteinleri olması gereken konformasyonda ‘immune’ hücrelerine sunuyoruz” dedi.

Ek hatırlatma dozları açısından Sinovac ya da başka tek antijenli aşılar ile aşılananların hatırlatma dozu yapılmasının kendileri açısından bir sorun teşkil etmediğini dile getiren Gürsel, bunun tam tersine daha iyi olacağını belirtti.

Yerli VLP aşısının hatırlatma dozunda etkin olacağı düşünülüyor

Yerli VLP aşısının Faz-2 aşamasında bir grubun, hatırlatma dozlarının gerekip gerekmeyeceği sorusunu cevaplandırmak üzere tasarlandığı bilgisini veren Gürsel, şunları söyledi:

“Önce Wuhan suşu ile sonra İngiliz suşu ile gönüllüler aşılanacaktır. Bu performanslar Wuhan-Wuhan ya da İngiliz-İngiliz aşılarıyla aşılananlarla karşılaştırılarak nasıl bir ‘immune’ tepki oluşturacağımızı o zaman daha iyi anlayacağız. O açıdan bu önemli. Bizim hayvan deneylerindeki verilerimiz eğer biz aşı sonra altı ay beklerseniz, ki farelerde altı yaklaşık herhalde altı yıla denk gelebilir. Hatırlatma dozunda da aşımızın çok daha üst düzeyde bir antikor yanıtına yol açtığını belirledik. O nedenle hatırlatma dozlarında etkin olacağını düşünüyoruz. Tek doz aşının antikor pozitif insanlara çok etkili bir yanıt kazandırdığını gördük.”

Engin Yağcı - Mustafa Cenik - Yunus Özkan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğde Valisi Cahit Çelik DSİ yatırımlarını yerinde inceledi Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından Niğde Merkeze bağlı Elmalı Köyü ile Ulukışla İlçesi’nde bağlı İmrahor ve Hacıbekirli köylerinde yapına başlanan ve devam eden göletler, Vali Cahit Çelik tarafından yerinde incelendi. DSİ tarafından yapılan açıklamaya göre; faaliyete geçtiğinde yıllık 20 milyon lira katkı sağlaması beklenen Elmalı Göleti’nin gövde dolgu imalatlarında yüzde 75 oranında gerçekleşme sağlandı. Göletler sayesinde hayata geçecek modern sulamayla üreticilerin maliyetleri düşecek, verim artacak. Modern sulamanın yaygınlaştırılması ve tarım arazilerinden yüksek verim sağlanması amacıyla yapımına başlanan Elmalı Köyü, İmrahor ve Hacıbekirli Göletleri’nde inceleme yapan DSİ 45. Şube Niğde Müdürü Ahmet Elbasan’dan bilgi aldı. Vali Çelik burada yaptığı açıklamada; "Merkeze bağlı Elmalı köyümüzde yapımı devam eden göletimiz tamamlandığı zaman toplamda 3 bin dönüm üzerinde arazi sulanacak. Kısa süre içerisinde göletimiz tamamlanacak daha sonra sulama kanalları da bitecek ve gelecek sene Elmalı köyümüze göletten su vermeye başlayacağız. Ulukışla ilçemize bağlı İmrahor köyünde ise 2022 yılında yapımına başlanan göletin su toplama kapasitesi 1 milyon 500 bin metreküp. 4 bin dönümün üzerinde arazi bu göletten sulanabilecek. Bu iki göletimiz hizmete girdiği zaman hem Elmalı hem İmrahor’da çiftçilerimiz tarlalarını daha iyi sulayabilecekler. Yeni dönem sulama kanallarına sayaç takarak herkesin kullandığı suyun miktarına göre cüzi de olsa bedelinin ödemesini istiyoruz çünkü bölgemiz Konya Kapalı Havzası’nda olan bir bölge. Bundan dolayı su bizim için çok önemli. Herkesin suyu tasarruflu şekilde kullanması gerekiyor. Yapılacak 3 göletimizin de memleketimize, üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Kayseri Hekimlerden Filistin için ’Sessiz yürüyüş’ Kayseri’de görev yapan hekimler; İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırılara tepki göstermek için ’Sessiz yürüyüş’ düzenledi. Kayseri Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan hekimler; İsrail’e Filistin’e düzenlediği saldırılar nedeniyle tepki gösterdi. Grup adına konuşma yapan Muhammed Taşköprü; 7 aydır devam eden saldırılara rağmen canları pahasına hastalar için çalışan Gazzeli doktorlara selam gönderdi. Taşköprü; "7 aydır devam eden soykırım ve zulme sabreden onurlu Gazze halkına ve bütün zorluklar içerisinde açlığa, ilaçsızlığa rağmen kendi canı pahasına hastaları için var gücüyle çalışan Gazze’nin şerefli doktorlarına selam olsun. Türkiye’deki hekimler ve sağlık çalışanları olarak ’Sessiz Yürüyüş’ümüzün’ 24. haftasında yeniden Gazze’yi hatırlamak ve hatırlatmak için toplandık. Yaklaşık bir asırdır Filistin’i işgal eden Siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek vatanlarına ve mal varlıklarına el koymaktadır. İşgalci İsrail’in 7 Ekim’den itibaren süren saldırıları neticesinde şehit sayısı 35 bin, yaralılar ise 100 bin kişiyi geçmiş durumda. 20 bine yakın çocuk ise yetim kaldı. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır. Saldırılardan önce Gazze’de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken bugünlerde ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane mevcut. Bunların da sadece 2’sinde aktif olarak ameliyat yapılabiliyor. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş durumda. Büyük bir fedakarlıkla 7 aydır maaş almadan mesleklerinde çalışmaya devam eden hekim ve sağlık çalışanlarının şehit edilmesi, tutuklanması ve göçe zorlanması nedeniyle meslektaşlarımız sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir. Gazze’nin kuzeyindeki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı. Gazze’nin güneyindeki en büyük hastanesi olan El-Nasır Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı. Ülkemiz tarafından 2011-2017 yılları arasında Gazze Şeridi’nde inşa edilen Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesinin İşgalci İsrail’in 7 Ekim saldırıları sonrasında askeri amaçlarla kullanıldığı öğrenilmiş oldu. Ayrıca son günlerde Nasır ve Şifa Hastaneleri’ndeki yıkım ve bölgede bulunan toplu mezarlar ve işkence edilerek şehit edilen insanların cesetleri İşgalci İsrail’in vahşetini gözler önüne serdi. Gazze halkı abluka altında açlığa mahkum ediliyor. Bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkum ediliyor. Çok sayıda artan menenjit ve Hepatit C vakası var olan durumu daha da zorlaştırıyor. Gazze’deki durum kelimenin tam anlamıyla bir soykırım. İsrail, Gazze’nin tamamını bir toplama kampına çevirmiş durumda ve hiçbir hukuk ve ahlak kuralı tanımadan, hiçbir insani değerle açıklanmayacak şekilde adeta bir soykırım yapıyor. İnsanların gidebilecekleri hiçbir yer yok ve en son sığındıkları hastaneler dahi bombalanıyor. Gittikçe zalimliği ve zulmü artan işgalci İsrail’e diyoruz ki; zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar ve daha da azgınlaşır, senin de sonun yaklaştı, geçmişteki tüm zalimler gibi senin de tarihin kara sayfalarında adın geçecek ve lanetle anılacaksın, bugün senin zulmüne susanlar, senin yanında olup yardımcın olanlar da ilerde utancından kaçacak delik arayacak ve yargılanmaktan kurtulamayacak. 2 milyon mazlumun göğü inleten çığlıklarına sessiz kalan sağırlarla hesaplaşacağız. Çocuk ve kadınlar öldürülünce susan dilsizlerle hesaplaşacağız. 35 bin kişinin katledilmesini görmeyen, kör taklidi yapanlarla hesaplaşacağız. Öyle bir hesap ki; bugün silahlarıyla güçlü gözükenler o gün zalimlerin yaşayacağı korkunç akıbeti yaşamaktan kurtulamayacak. Elbet bugünler de tarih olacak, bugünler de gelecekte anılacak. Bugünlere dönüp baktığında elinden geleni yapanların gönlü ferah olacak. Diğerlerinin ise ömrü vicdan hapishanelerinde geçecek. Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda, imkan olursa; gemilerle kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda, imkan ve şartlar müsait olmadığında, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını haykırdığımızda, dua ile Allah’tan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde, boykotu gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak" dedi. Gazze’nin yanında olduklarını da sözlerine ekleyen Muhammed Taşköprü; "Bebeklerin çığlıklarının dünya devletleri tarafından duyulmadığı, 7-8 yaşlarında çocukların yetim kaldığı, annelerin bebeklerine süt bulamadığı, yardım gönüllüleri, sağlık çalışanlarının ve hastanelerin birincil hedef olduğu Gazze kazandı, kazanıyor, kazanacak. Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Kırıkkale Kuraklık her geçen gün etkili oluyor: Yağmur için dualar edildi, ekmekler dağıtıldı Kırıkkale’de azalan yağışlar ve aşırı sıcaklara bağlı kuraklığın sürmesi üzerine vatandaşlar yağmur duası etti. Yahşihan ilçesinde bir araya gelen kadınlar ise imece usulüyle pişirdikleri ekmekleri vatandaşlara dağıttı. İç Anadolu Bölgesinde en çok kuraklıktan etkilenen illerden biri olan Kırıkkale’de vatandaşlar yağmur duası ediyor. Kış ve bahar aylarında yağışların az olması sebebiyle kentte, son yılların en kurak mevsimi yaşanıyor. Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ta da su seviyesi düştü. Yahşihan ilçesinden geçen bölümde de ırmak yatağında adacıklar ortaya çıktı. Bu sebeple birçok ilçede vatandaşlar, yağmur duası ediyor. Yahşihan’da 300 haneli sitenin bahçesinde toplanan kadınlar, imece usulüyle "yağmur ekmeği" yaptı. Duaların kabulü, yağmurun yağması ve yılın bereketli geçmesi için pişirilen ekmekler, vatandaşlara ikram edildi. Doğanlık Mahallesi Muhtarı Doğan Ulusoy, İHA muhabirine, toplanma amaçlarının yağmur duası edip, vatandaşlarla birlikte kaynaşmayı sağlamak olduğunu söyledi. Yağmur duası için ekmek pişirdiklerini anlatan Emine Koçdoğan da birlik ve beraberlik içerisinde olduklarını kaydetti. Hacer Sandalcı ise, "Allah’ımızdan yağmurlarımızı bekliyoruz. İnşallah hayırlı kısmetlerimizi, hayırlı nimetlerimizi verir. Dualarımız kabul olur inşallah" ifadesini kullandı.
Bitlis Akademisyen ve üniversite öğrencileri Ahlat’ın tarihi mekanlarını gezdi Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen "Tarihe Damga Vuranlar, Haluk Dursun" anma programı kapsamında öğrenci ve akademisyenler tarihi mekanları gezdi. İlk olarak Ahlat Müzesini gezen akademisyen ve öğrenciler, burada Müze Müdürü Mikail Ercek tarafından Ahlat’ın genel tarihi ve müzedeki eserler hakkında bilgi aldı. Daha sonra Ahlat Selçuklu Mezarlığını gezen katılımcılar, Emir Bayındır Kümbetini gezerek ilçedeki ziyaretlerini sonlandırdı. Burada gazetecilere açıklama yapan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkan Yardımcısı Ahmet Alp Arslanoğlu, “Dernek olarak Ahlat’ta, Haluk hocamızı anmak üzere bir ziyaret gerçekleştirdik. Aynı zamanda Bitlis’teki 300’ü aşkın genç arkadaşımızla da panel etkinliği yaparak hemhal olduk. Haluk hocamızı anlattık. Hem onları tanıdık hem de kendimizi tanıttık. Ardından da kültürel gezilerimize devam ettik. Bölgenin önemli noktalarını da gezdik. Son olarak Ahlat’ta tarihi Selçuklu Meydan Mezarlığını ziyaret ederek gezimizi neticelendirdik. Bizlere eşlik eden herkese teşekkür ediyorum” dedi. Geziye katılan Çankaya Üniversitesi Hukuk öğrencisi İlayda Uçar’da, “Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği olarak bugün Tarihe Damga Vuranlar, Haluk Dursun Ahlat programını gerçekleştirdik. Dün yaklaşık 200 kişinin katılımıyla güzel bir program yaparak Haluk hocamızı andık. Değerli hocalarımızda burada bizimle bilgiler paylaştı. Bugünde Bitlis’i, Ahlat’ı gezmeye çıktık. Buraları keşfettik. Anlatılanları can canlı gördük. Mezar taşlarını gördük ve çok güzel duygularla dönüyoruz. İnanılmaz bir hissiyatı vardı. Projemizi de bu şekilde canlı deneyimlemiş olduk” diye konuştu. Gezi programına AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, akademisyen ve öğrenciler katıldı.