SPOR - 14 Mart 2018 Çarşamba 12:22

İnönü Üniversitesi’nde Kampüs Ligleri Devam Ediyor

A
A
A
İnönü Üniversitesi’nde Kampüs Ligleri Devam Ediyor

İnönü Üniversitesi tarafından organize edilen Kampüs Liglerine oynanan müsabakalarla devam ediliyor.

İnönü Üniversitesi tarafından organize edilen Kampüs Liglerine oynanan müsabakalarla devam ediliyor.


Kampüs Ligleri ile ilgili açıklamada bulunan İnönü Üniversitesi Spor Şube Müdürü Oğuz Avcı, 2017-2018 eğitim öğretim yılının bahar şenliklerine ek olarak daha farklı bir statüde yeni müsabakalar organize ettiklerini söyledi.


Üniversite Kampüs Ligleri ile ilgili bilgi veren Avcı, “Üniversitemizin spor üst kurulu spor koordinasyon kurulu kampüs liglerinin bu yıl hayata geçirilmesine karar verdi. Geçen yıl bir projeydi, bu yıl hayata geçmesine karar verdik ve başladık. Kampüs ligleri Türkiye’deki üniversiteler arasında çok yaygın değil. Bu organizasyonları yapan üniversiteler bir elin parmaklarını geçmeyecektir. Genelde bu turnuvalar üniversitelerde bir iki haftalık müsabakalar şeklinde yapılıyor. Bizim amacımız kampüs ligleriyle, sporu tüm eğitim öğretim yılına yaymak. Bir haftada olup bitecek bir organizasyonu yani sonuca odaklı bir organizasyondansa, insanların kendilerini sporla iç içe hissedebilecekleri, müsabakaları her hafta oynayabilecekleri, her hafta seyircilerinden destek alabilecekleri, bu müsabaka dönemlerinde hazırlık için antrenmanlar veya benzeri programlar yapabilecekleri komplike bir yarışma haline dönüştürmekti. Kampüs liglerini bu şekilde biz başlattık” dedi.


“6 yüz-altı yüz elli aktif sporcu katılıyor”


Basketbol, futbol ve tenis branşlarını organize ettiklerini ifade eden Avcı, “Katılım umduğumuzdan fazla oldu. Futbolda 18 takımla mücadele ediyoruz, basketbolda 12 takımla, kort tenisinde de 75’e yakın bireysel başvuru yapıldı” şeklinde konuştu.


Kampüs liglerindeki müsabakaların oynanabilmesi açısından, üniversitenin tesisler bakımından değerlendirilmesini yapan Avcı, “Sekiz tane tenis kortumuz, sadece kampüs içerisinde dört halı sahamız, kampüs içerisinde iki tane kapalı spor salonumuz bunun yanında diğer salonlar düşünüldüğü zaman müsabaka oynanabilecek durumda beş tane kapalı spor salonumuz, sekiz tane halı saha ve sayısız açık spor tesisleri bulunmaktadır. Kampüs liglerindeki katılımcı sayımız ortalama şu anda takımların mevcutları düşünüldüğü zaman altı yüz - altı yüz elli aktif sporcuya tekabül ediyor ki bu Malatya’da ve birçok ilde düzenlenen yerel liglerin büyükler kategorisi ile hemen hemen eşdeğer durumda. Hatta birinci amatör ikinci amatör futbol turnuvaları düşünüldüğü zaman birazda rakamın üstündedir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.


“Kampüs ligleri bizim için bir marka değeri taşıyor


Müsabakaların ocak ayının sonuna doğru başlayıp mayıs ayının sonuna kadar devam edeceği dile getiren Avcı, “Bunun yanında masa tenisi, voleybol ve bahar şenlikleri kapsamında personel futbol müsabakaları gibi aktivitelerimiz de artarak devam edecek. Kampüs ligleri bizim için bir marka değeri taşıyor. Kampüs liglerini organize edip buradaki sporcuların performanslarını en üst düzeye çıkarıp böylelikle üniversite takımlarına adapte etmek, üniversite takımlarında iyi sporcuları tam bir etüt ortamında seçme imkanı olacaktır” ifadelerine yer verdi.


Kampüs liglerinin en büyük getirisinin spor tesislerinin uzun süre boş kalmadan sadece spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin değil bütün üniversite öğrencilerinin faydalanacağı bir ortam olmasını hedeflediklerini kaydeden Avcı, “Spor sahalarının nerede olduğunu nasıl kullanılacağını ve kullanmak için artı bir dürtü oluşturması gerekliliğini hedefleyecek, bunları gösterecek diye düşünüyoruz” sözcüklerini kullandı.


Kampüs Liglerini gelenek haline getirmeyi düşündüklerini söyleyen Avcı, “Kampüs liglerinin öğrencilere stres atmaları, onların kendi sporcu olarak yarışmasa bile müsabaka sırasında arkadaşlarını izleyip desteklemesi veya onlarla beraber olmasıyla bir deşarj durumu oluşturacaktır. Tesislerimize olan faydası, tesislerimizin aktif ve yoğun bir şekilde kullanılmasını, tesislerin kullanılarak eskimesini sağlayacaktır ve en büyük katkılarından biride üniversitemizin takımlarında maç eksiğini tamamlamış sporcuların keşfedilmesine, imkan sağlayacaktır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri Üniversitesi Filistin halkının yanında Kayseri Üniversitesi tarafından Filistin halkına destek etkinliği çerçevesinde ’Gazze’deki Soykırıma Dur De’ yürüyüşü gerçekleştirildi. Cuma namazının ardından 15 Temmuz Merkez Kampüsü yanındaki camiden başlayan yürüyüşe üniversite senatosu, öğrenciler, akademik ve idari personel katıldı. ’Filistin Halkının Yanındayız’ pankartı ve sloganlar eşliğinde üniversitenin ana nizamiyesi önüne kadar yapılan yürüyüş sonrası yapılan basın açıklamasında Kayseri Üniversitesi Öğrencisi Mehmet Ali Kilci, Kayseri Üniversitesi öğrencileri olarak, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı lanetlediklerini söyledi. 7 Ekim’den bu güne İsrail tarafından Gazze’de uygulanan soykırımın dünyanın gözü önünde aralıksız devam ettiğini kaydeden Kilci; "Türkiye başta olmak üzere birkaç ülkenin barış çabaları haricindeki tüm devlet yönetimlerinin vicdanları kararmış ve akılları tutulmuş vaziyettedir. Batılı ülkelerin dillerinden düşürmedikleri, özgürlük, insan hakları, barış ve demokrasi kavramlarının, öldürülenler Müslüman olduğunda, yine kendileri tarafından içlerinin nasıl boşaltıldığını bir kez daha ibretle ve öfkeyle takip ediyoruz. ABD’de soykırıma dur diyen vicdan sahibi üniversite öğrencilerinin ve akademisyenlerin tavrı insanlık ve demokrasi adına bir umut ışığı yakmıştır. Ancak öğrenciler tarafından yapılan insani, vicdani ve barışçıl eylemlerin polis zoruyla ve kaba kuvvetle bastırılmaya çalışılması, kendini sözde demokrasi havarisi olarak gören ABD’nin demokratik değerlerinin iflası anlamına gelmektedir. Bugün tüm dünya; özgürlük, demokrasi ve insan hakları gibi evrensel kavramların Siyonist sermaye tarafından nasıl manipüle edildiğini çok acı bir tecrübeyle öğrenmiştir. Kayseri Üniversitesi öğrencileri olarak, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı lanetliyoruz. ABD ve diğer batılı ülkelerde üniversite öğrencilerinin barışçıl eylemlerine yapılan müdahaleleri kınadığımızı net bir şekilde ifade ediyoruz. 15. yüzyılın ikinci yarısında İspanya’da, 20. yüzyılda Almanya’da ve Bosna Hersek’te yaşanan soykırımlarda din, dil, ırk fark etmeksizin mazlumun yanında yer alan aziz Türk Milletinin fertleri olarak bugün de mazlum Gazze’nin yanında olduğumuzu açık şekilde ilan ediyoruz. Yeryüzünün vicdan sahibi tüm insanlarını, soykırımın durdurulabilmesi adına harekete geçmeye davet ediyoruz” dedi. Masum Filistin halkının yanında olduklarını kaydeden Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa da, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı şiddetle kınadıklarını belirterek, Filistin halkına destek vermek için yapılan yürüyüşe katılanlara teşekkür etti.
Samsun Rektör Ünal: “Hamas neyse Kuva-yı Milliye ve Misak-ı Milli oydu” ı Milli oydu, Kuva-yı Milliye oydu. Hamas neyse Filistin’deki mücadele neyse Kurtuluş Savaşı da oydu” dedi. OMÜ Öğrenci Toplulukları tarafından Filistin halkına destek için ‘İnsanlık İçin Yürüyoruz’ etkinliği düzenlendi. Cuma namazının ardından OMÜ Kampüs Camisi’nde toplanan öğrenciler ve öğretmenler buradan tekbirler eşliğinde Filistin direniş çadırlarının bulunduğu OMÜ Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdüler. “Gazze’de yaşananlar sadece Gazzelilerin değil, bizim imtihanımız” Filistin’de yaşanan zulme sessiz kalınmaması gerektiğini ifade eden Rektör Yavuz Ünal, “Gazze’de yaşananlar sadece Gazzelilerin değil, bizim imtihanımız. Aciziz, aciz kaldık. Ancak ulaşmakta, onlara yardım götürmekte aciz kaldık. Ancak buradan vereceğimiz sesin onlar için ruh olacağını, onları güçlendireceğini, dünyanın geleceğinde hala Müslümanların bir ümit olduğunu ortaya koyan bir hakikat, bir ses, bir duruş. Bu nedenle bu direnişi, bu duruşunuzu kaybetmeyin. Bu duruşunuzu protestolarla, bu duruşunuzu özellikle de ürünlere karşı yapılacak olan boykotlara, onlara menfaat sağlayan, onların çıkarını, onların dünyadaki üstünlüğünü ifade eden her şeye karşı karşıt olarak bu duruşun sürdürülmesi gerekiyor. Aksi takdirde önce kaybeden Müslümanlar olacak, arkasından da bütün insanlık kaybedecek. İnsanlık kıyamete kendisini zorluyor artık, kıyameti hazırlıyor” diye konuştu. “Hamas neyse Kuva-yı Milliye ve Misak-ı Milli oydu” Hamas’ın verdiği mücadeleyi Kurtuluş Savaşı’na benzeten Rektör Ünal, “Bu senaryo aslında bugün yaşanmıyor. Bizim milletimizin Kurtuluş Savaşı’nda yaşandı. Hamas’ın bugün terör örgütü olarak ilan edilmesi için bütün dünyada çaba harcanıyor. Hamas neyse Misak-ı Milli oydu, Kuva-yı Milliye oydu. Hamas neyse Filistin’deki mücadele neyse Kurtuluş Savaşı da oydu. Bugün Kurtuluş Savaşı’nı yaşayan bir millet eğer Hamas’ın mücadelesini anlamayacaksa, Hamas’a destek veremeyecekse çok konuşacak bir şey kalmıyor demektir. Onları en iyi anlayacak, onlara en güçlü sesi verecek, en güçlü desteği verecek ve veren liderimizden en alttaki vatandaşımıza kadar herkesin gönlünün Gazze’de olduğunu, gönlünün Filistin’de olduğunu, gönlünün özgür, bağımsız ve dünyaya insanlık dersi veren bir Filistin devletiyle sonuçlanana kadar bu mücadelenin süreceğini ima etmek, ikaz etmek, ilan etmek gerekiyor. Bu nedenle Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak biz baştan itibaren durduğumuz yerde durduk, hala aynı yerdeyiz” şeklinde konuştu. “Tepki sadece Siyonist İsrail’e değil, biri silahı veren diğeri de tetiği çeken” Tepkilerin İsrail ile sınırlı olmadığına da değinen Ünal, “Bu hareketin Batıda özellikle intifada olarak tanımlanması kampüslerde harekete geçmesi açıkçası bizim ümidimizi artırdı. İsrail’i, soykırımcı, lanetlenen bir milletin temsilcisi olarak İsrail’in çocuk, kadın, yaşlı, mağdur, hiçbir şeye bakmaksızın katlettiği, katlederken soykırım gerçekleştirdiği ve bunun yanında en güçlü bir şekilde destek verdiğini ilan eden Amerika’nın bu süreç içerisinde yer alan Batı’nın bütün ülkelerinin aynı safta görünmesi gerekiyor. Hiç birisinin birbirinden farkı yok. Birisi tetiği çeken, öbürü silahı veren. Dolayısıyla buradaki tepkinin sadece Siyonist İsrail olarak algılanması gerekiyor. Buradaki Siyonist İsrail’in havuzuna su taşıyan, onun gücüne güç katan, onun itibarını güçlendiren ne varsa varlık olarak, güç olarak, imkan olarak ne varsa tamamının kısıtlanması, tamamının üzerine gidilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Etkinlik, katılımcıların bir süre slogan atmasının ardından sona erdi.
Sinop Sinop’ta Engelliler Haftası etkinliği Sinop’ta Engelliler Haftası coşkuyla kutlandı. Sinop Hükümet Meydanı’nda düzenlenen etkinliğe Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Ferhat Kuran, İl Emniyet Müdürü Tarıkhan Çetiner, protokol üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Çelenk töreni sonrası günün anlam ve önemine ilişkin açıklamalarda bulunan Sinop Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zeki Yıldırım, “Ülkemizde ve Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerde her yıl 10-16 Mayıs arası Engelliler Haftası olarak kutlanmaktadır. Hafta boyunca engellilerin sorunları tartışılır, topluma kazandırılmaları konularında çalışmalar yapılır. Toplumda farkındalık oluşturmak, onlara gerekli desteği vermek, onların da hakları olduğunu bilerek yaşamak hepimizin sorumlulukları arasındadır. İnsanlar birbirlerinden farklı olsa da eşit haklara sahiptir. Engelli ve özel bireylerimizin ihtiyaç ve sorunlarını sevgi ve anlayışla ele alıp soyutlamadan, ötekileştirmeden, bütünüyle aramızda olduklarını her daim hissettirmemiz gerekmektedir. Kurumlarımızın verilerine göre ülkemizde çeşitli engellere sahip beş milyonu aşkın vatandaşımız bulunmaktadır. Bu sayının yaklaşık bir milyon beş yüz binini çocuklar oluşturmaktadır. Aileleriyle birlikte ele aldığınızda engellilik konusu 85 milyonluk nüfusumuzun yaklaşık 35 milyonunu çok yakından ilgilendiriyor. Toplumda farkındalık oluşturmak, onlara gerekli desteği vermek, onların da hakları olduğunu bilerek yaşamak hepimizin sorumlulukları arasındadır” dedi.