POLİTİKA - 26 Nisan 2015 Pazar 18:37

Maliye Bakanı Şimşek: ”Gaziantep Aslında Bir Ülke Olsaydı Biraz Amerika Gibi Olurdu Diye DÜşünürüm”

A
A
A
Maliye Bakanı Şimşek: ”Gaziantep Aslında Bir Ülke Olsaydı Biraz Amerika Gibi Olurdu Diye DÜşünürüm”

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin zor bir mahallede yaşadığını söyledi.
Seçim çalışmaları için Gaziantep’te buluna Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, davet edildiği Küçük Sanayi Sitesi (KÜSGET) Kooperatifi Mali Genel Kurul toplantısında gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında esnafların sorunlarına ve esnaflarla ilgili yaptıkları icraatları anlatan Şimşek şunları kaydetti:
“Esnafımızın desteklenmesi gerekiyor. Esnafımızın değişim dönüşümü başarması için mutlaka güçlü desteğe ihtiyacı var. Şunu açık ve net olarak ifade edim bu noktada da çok mesafe kat ettik. Şöyle söyleyeyim yani karşılaştırma açısından söylüyorum esnafımız için kredi üst limiti bugün 75 bin ile 150 bin arası. Çok değil bu 12 yıl önce 5 bin liraydı. Yani 5 binden 75 bin 150 bin aralığına yani neredeyse 30 kat bir artışı ifade eden kredi limiti anlamında çok önemli bir destek söz konusu. Tabii özellikle hem kredi imkânlarının artmış olması hem de kredinin maliyetlerinin düşürülmüş olması esnafımızın bu küresel ve tabi ki ülke içindeki rekabet koşullarına bir nebze olsun ayak uydurmasında eminim etkisi olacaktır. Biz gerçekten esnafımıza kredi kullanımı anlamında da çok mesafe kat ettik. Şöyle ifade edersek 2002 yılında esnafımıza verilen 153 milyon liraydı. Geçen sene bu rakam 13. 6 milyar lira tabiri caizse 90 kata yakına yakın bir artış var. Yararlanan esnaf sayımızda da çok ciddi bir artış var. Yani 63 bin esnafımız yaklaşık olarak yararlanıyorken, geçen sene 328 bin esnafımız bu kredi imkânlarından yaralanmıştır”.
Türkiye’nin en büyük pazarı olan Avrupa ülkelerinin borç krizine girmesi bizi de etkilediğini belirten Şimşek,
“Bizim en büyük ticaret ortağımız Avrupa’dır. Avrupa küresel kriz sonrası yani 2008-2009 sonrası büyük bir borç krizine girdi. Başta Yunanistan ama sonra Portekiz, İspanya, İrlanda gibi ülkeler borç krizine girdi. Ve bu borç krizi bütün Avrupa’yı etkiledi. Çok büyük yardım paketlerine rağmen sorun hala çözüldü denilemez. Avrupa durgunluğa girdi. En büyük ticaret pazarınız durgunluğa girince bu sizi etkilemez mi? Etkiler. Bizi etkiliyor. Sonra soğuk savaş döneminden sonra ilk defa yukarıdaki komşunuz yanındaki ülkenin bir kısmına el koydu. Bunlar normal dönemler değil, biz zor bir mahallede yaşıyoruz. Sıkıntılı bir mahallede yaşıyoruz. Bir kere bunu bilin yani biz sizin sıkıntılarınızı biliyoruz ama ülkenin son iki üç yıl içinden geçtiği sıkıntılı ortamı da görün dolaysıyla genel olarak söylüyorum, Türkiye’ye ilişkin son dönem performansa ilişkin değerlendirmeleri bu çerçevede yaparsak daha sağlıklı olur. Ama ben küresel ekonomiyi yıllarca 17-18 yıl birinci elden uygulamalı olarak 30-40 ülke analizini yapan bir birimin de başkanlığını yaparak o anlamda küresel ekonomi dinamiklere oldukça vakıfım” diye konuştu.
Gaziantep’in ekonomisini Amerika’ya benzeterek diğer şehirlerin örnek alması gerektiğini vurgulayan Şimşek, konuyla ilgi şunları söyledi:
“Gaziantep aslında bir ülke olsaydı biraz Amerika gibi olurdu diye düşünürüm. Yani bölgenin girişimcilik ruhunu yansıtan bölgedeki bütün renkleri içinde barındıran ama uyum içerisinde olan çok dinamik bir ülke olurdu. Amerika bu4 gün nüfusu 300 milyonun üzerinde olup ta dünyada kişi başına milli gelirin 50 bin doları aştığı tek ülkedir. Şimdi Gaziantep’te bir dinamizmiz var. Gaziantep’te ortak birlikte hareket etme kültürü var. Bazı şehirlerimizde bu yok bu olmadığı için de geride kaldılar.”
Bakan şimşekten önce söz alan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise esnafların bizim bel kemiğimiz vurgusunu yaparak sözlerine şöyle devam etti:
“Yaklaşık 13 yıldan beri Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün hükümet üyelerimizin ne yaparsak yapalım bu bizim bel kemiğimiz dediğimiz grup esnafımız küçük sanayimiz. Onları merkeze almayan, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışında yaşasın anlayışındaki en temel esnafı merkeze almak”.
Kurul toplantısı sonrasında Şimşek, yaptığı hizmetlerden dolayı KÜSGET Kooperatifleri Başkanı Mustafa Kemal Güneş’ten plaket aldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Türk müziğinin ineklerin süt verimini artırdığı akademik olarak ispatlandı Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Çiftliğinde Devlet Konservatuarı ile ortak düzenlenen Türk Müziğinin süt ineklerinin hormon ve süt veriminin incelenmesi projesi çerçevesinde ineklere Türk müziği dinletilerek süt veriminin arttığı gözlemlendi. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı, Veteriner Fakültesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık MYO, MAKÜ Çiftliğinin de işbirliği yaptığı “Müziğin süt ineklerinin hormon ve süt verimi üzerindeki etkisinin incelenmesi ”projesi meyvelerini veriyor. Çiftlikte yetiştirilen ineklere dinletilen Türk Müziği’nin ardından ineklerin daha sakin ve huzurlu bir ortamda beslendikleri için süt veriminde de artış sağlandığı gözlemlendi. Proje sorumlusu MAKÜ Müzik Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Zeki Nacakcı projesi hakkında MAKÜ çiftliğindeki ineklere uyguladıkları projelerinde müziğin her bir tarzına ineklerin farklı tepkiler verdiklerini, müzikli ortamda durmalarının onlardaki mutluluk hormonlarında değişim gösterdiğini ve bu sayede de süt verimlerinin de arttığını aktardı. Daha önce birçok farklı yerde uygulanan bu yöntemin MAKÜ’de uygulanan bu sistemin farkının ise Türk Halk Müziği ve yöresel müzikler dinletmeleri olduğunu belirtti. Ayrıca Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Zeki Nacakcı; “Müziğin canlılar üzerindeki etkisine yönelik bir çok çalışma vardır. Bizim de bu projede çıkış noktamızdan bir tanesi de ineklerin süt verimini arttırabilir miyiz düşüncesiyle hareket ederek MAKÜ çiftliğinde müzik denemeleriyle ineklerimizin süt verimini arttırmaya yönelik bir proje başlattık. Bizim dünyada yapılan diğer projelerden farkımız onlar klasik müzik temelli araştırmalar yaparken biz bunu Türk Halk Müziği ile, yöre müzikleri ile, meditasyon müzikleri ile şekillendirme çalışması başlattık. Bunun öncelikli etapta dünyadan çok daha farklı olarak fareler üzerinde, atlar üzerinde, onlarında stres hormonlarını ve süt verimini arttırıcı hormonları üzerinde çalışmalarını yaptık. Bu çalışmalarda belli başlı müzikleri belirledik ve hangi desibelde vereceğimizi, hangi sürelerde vereceğimizi, ne kadar vereceğimiz gibi konuları önce atlar üzerinde yapılan araştırmalar ile belirledikten sonra çiftlikte ineklere günün belirli saatlerinde müzik dinletiyoruz. Bir de biliyoruz ki inekler en çok süt sağarken strese giriyorlar. Onlara o noktada farklı müzikler dinletip Pavlov’un şartlı deneysel olarak yapmış olduğu araştırma gibi bizde farklı denemeler yapıyoruz. Tabi bunların sonuçlarını daha almadık ama görünen o ki şu anda olumlu yönde gidiyoruz. Çünkü yaptığımız ön araştırmalara göre ineklerin müziğe çok güzel tepki verdiğini görüyoruz. Hatta ben ilk projeye başladığımda çok da şaşırmıştım, bu kadar aşırı bir tepki beklemiyordum. Direk bütün sese odaklanarak hareket ediyorlar. İlk etap araştırmalarımızda Türk Halk Müziğine, caz müziğine, meditasyon müziklerine diğer müziklere oranla daha çok tepki verdikleri görülüyor. Proje sonuçlandıktan sonra bunun bilimsel verileri makaleler ve bilimsel ortamlarda açıklanacak. O zaman çok daha net veriler elimize ulaşmış olacaktır.” dedi. -İneklerin stresleri az olunca süt verimi de artıyor İneklerin süt veriminin dış etkenlere bağlı olduğunu ve mutlu olduklarında süt veriminde artış yaşandığının altını çizen Prof. Dr. Nacakcı; “Benim diğer uzman arkadaşlardan aldığım davranışları ile ilgili bilgilere göre inekler stresleri ne kadar az olursa o kadar süt verimleri artıyor. Dolayısıyla normal yemeklerini yedikten sonra dinlenme modlarındaki müziklerin aslında meditasyon ve onları çok hareket ettirmeyecek bir tarzda müzik olduğu zaman onların çok daha rahat yattıkları ya da dinlendiklerini görüyoruz. Bu da onların günlük süt üretimlerini artırdığı gibi hareketli müziklerde de çok daha canlı hissediyorlar. İnsanlar nasıl farklı müziklere farklı tepkiler gösteriyorlar aynı hayvanlar da farklı müziklere farklı tepkiler gösteriyorlar ve bunun sonuçlarını da alıyoruz. Proje başlayalı bir yıl oldu. Bir yıl süresi içerisinde değerli veriler elde ettik. Bunu gerek kan alma örneklerinde, gerekse davranışlarını gözlemleyerek de görüyoruz. Projenin sonlarına doğru geldik. Yaklaşık 3 ay içinde de projemiz sonuçlanacak. 3 ay sonra da basın mensupları ile bu verileri paylaşacağız.” şeklinde konuştu. Projede farklı fakültelerden 15 kişi yer alıyor Projenin büyük katılımlı bir proje olduğundan bahseden Prof. Dr. Nacakçı; “Proje ekibimiz büyük. Veteriner Fakültesinde branşları çok farklı olan hekim arkadaşlarımızdan da destek alıyoruz. Laborantından hayvan davranışlarını gözlemleyen veterinerlere kadar. Yine biz de konservatuvar bölümünden farklı müzik türleriyle uğraşan arkadaşlarımızdan çok farklı destekler alıyoruz. Projemize yaklaşık 15 kişi destek veriyor. Bu da projenin büyüklüğünü ve başarıya ulaşmasında katkı veriyor.” sözlerini sarf etti. Merkezimizde hayvanlar üzerinde 40’ın üzerinde çalışma yapılıyor MAKÜ çiftliğinde yer alan hayvanlar üzerinde farklı çalışmalar yapıldığını dile getiren Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tarım Hayvancılık ve Gıda Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İlktan Baştan ise proje ile ilgili olarak; “Merkezimiz bünyesinde 40’ın üzerinde çalışma yapılmakta. Lisans ve lisansüstü öğrencilerimizin yanı sıra birçok bilimsel araştırma da uygulanmaktadır. Bunlardan bir de müziğin süt verimi üzerindeki artmasının araştırılması. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bölgesel Kalkınma Odaklı üniversite ve hayvancılık alanında özel desteklenen bir üniversite. Burada da bu üniversitenin farklı birimlerinde farklı disiplinlerinde hayvancılığın veriminin nasıl artırılabilir, nasıl daha iyiye götürülebilir, onun bir çalışma örneğini görüyoruz. Burada Güzel Sanatlar Fakültesi, Konservatuvar, Fen Edebiyat Fakültesi, Mimarlık Mühendislik Fakültesinden bir çok hocamızın aynı zamanda eşgüdümlü araştırmaları yürütülmektedir. Amacımız bölgemizdeki hayvancılığa bir örnek, bir rol model olabilmektir” dedi.
Malatya Battalgazi Belediyesi’nden bilgilendirici Trafik Haftası etkinliği Battalgazi Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından Karayolu Trafik Haftası kapsamında Battalgazi Belediyesi Çocuk Trafik Eğitim Parkı’nda öğrencilere yönelik bilgilendirici etkinlikler düzenlendi. Battalgazi Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü koordinesinde çocuklarda trafik bilincinin oluşturulması amacıyla Battalgazi Belediyesi Çocuk Trafik Eğitim Parkı’nda etkinlikler düzenlendi. Battalgazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Battalgazi İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı Trafik Şube ekiplerinin katılımıyla gerçekleşen programda Gazi ve Fırat İlköğretim Okulu öğrencileri, trafik kurallarını simgeleyen figürlerle etkinlikler gerçekleştirdi. Dans, şiir, koro ve resim sergisinin büyük beğeni topladığı programda öğrenciler akülü araçların direksiyonlarına geçerek renkli görüntüler ortaya çıkardı. Trafik parkında düzenlenen etkinlikler ile unutulmaz bir gün geçiren öğrenciler eğlenerek trafik kurallarına uymanın önemini öğrendi. Düzenledikleri gösterilerin ardından konuşan öğrencilerden Gazi İlköğretim Okulu Öğrencisi Muhammed İshak Bülbüloğlu, “Sürücülerin kırmızı ışıklarda durmalarını ve yayaların dikkatli bir şekilde geçmeleri gerekiyor. Yaptığımız etkinlik çok güzeldi. Bunu düzenleyen belediye başkanımıza, yardımcı olan bütün arkadaşlarıma, bütün büyüklerime teşekkür ediyorum” dedi. İbrahim Çağrı Gürbüz, “Gazi İlkokulu olarak Trafik Haftası ile ilgili etkinlikler düzenledik. Çok mutluyuz, eğlendik. Bütün araba kullananların trafik kurallarına uymalarını diliyorum” şeklinde konuştu. İlker Sefa Mostur ise, “Bugün birlikte çok eğlendik. Arabalara bindik. Gösteri hazırlamıştık. Bize hediyeler verdiler” ifadelerini kullandı. Asrın Efe Karadoğan ise, “Resimlerimiz sergilendi. Arkadaşlarımla beraber gösteri yaptık. Bunu gerçekleştirenlere çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.