ASAYİŞ - 24 Ekim 2016 Pazartesi 08:41

Başkent’te şüpheli paket alarmı

A
A
A
Başkent’te şüpheli paket alarmı

Ankara’da ABD Büyükelçiliği’nin yakınına bırakılan şüpheli paket polisi alarma geçirdi.

Olay, saat 07.00 sıralarında Çankaya’da meydana geldi. Edinilen bilgilere göre; Nevzat Tandoğan Caddesi üzerinde, ABD Büyükelçiliği'nin yakınlarına bırakılan şüpheli bir paketi fark eden vatandaşlar polise haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri şüpheli paketin etrafında güvenlik şeridiyle önlem aldı. Olay yerine çağırılan bomba imha uzmanı özel kıyafetini giydikten sonra şüpheli paketi inceledi. Polis ekipleri, paketin bulunduğu caddeyi bir süreliğine araç ve yaya trafiğine kapattı. Yapılan incelemenin ardından paketin helyum gazı tüpü olduğu anlaşıldı. Bomba imha uzmanlarının çalışmalarını tamamlamasının ardından yol tekrar trafiğe açıldı.

Polis olay hakkında inceleme başlattı. 

Caner Ünver

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Kahramanmaraşlı annelerden Gazzeli annelere mesaj Kahramanmaraşlı anneler, aylardır Gazze’de yaşam hakları ellerinden alınan annelere mesaj gönderdi. Kahramanmaraş’ta AK Parti Kadın Kolları tarafından Kahramanmaraş dahil 81 ilde eş zamanlı olarak, Gazze’de yaşam hakları elinden alınan anneler için program düzenlendi. Milli İrade Meydanı’nda gerçekleştirilen organizasyonda Kahramanmaraşlı anneler, Gazze’de aylardır zulüm gören annelere mesaj gönderdi. Ebru Uçar, “Biz kalben onların yanındayız. Hepsinin çok zor şartlarda yaşadığını biliyoruz ve bu Anneler Günü, Anneler Günü olmayacak; çoğu evladını, eşlerini ve kardeşlerini kaybetti. Biz dualarımızla onların yanındayız. Elimizden geldiğince Cumhurbaşkanımız Erdoğan öncülüğünde onlara yardım ediyoruz. Allah yar ve yardımcıları olsun. Kalbimiz, yüreğimiz hep onlarla” dedi. Ayşegül Yurtgezen ise, “Gazzeli ve Filistinli anneler için dualarla her zaman yanlarındayız. Çok üzülüyoruz, dualarımızı hiçbir zaman eksik etmiyoruz. Kalben her zaman yanlarındayız, Anneler Günü onlar için bayağı zor geçecek ama her zaman annelik kutsal olduğu için dualarımızla yanlarındayız” diye konuştu. Daha sonra basın açıklamasında bulunan AK Parti Kahramanmaraş Kadın Kolları Başkanı Asuman Yavuz, “Pazar günü Anneler Günü. Günlerdir her yerde tatlı bir telaş yaşanıyor. Anneler Günü öksüzlerin ve evladını kaybeden annelerin de ağır imtihanı fakat bir yandan da dünyanın orta yerinde, yanı başımızda Filistin’de, Gazze’de, Refah’ta yaşanan soykırım nedeniyle anne olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Biz bugün okuldan gelecek çocuklarımızı beklerken, Gazzeli anneler ise çocuklarına verecek bir lokma ekmeği bekliyor. Bizler karışmasın diye çocuklarımızın defterlerine, kitaplarına isim yazarken, Gazzeli anneler ise cesetleri teşhis edilebilsin diye çocuklarının kollarına isim yazıyor. Birleşmiş Milletler kadın biriminin raporuna göre Gazze’de 9 bin kadın öldü. Günde ortalama 63 kadın hâlâ ölüyor ve bunların 37’si ise anne. Kayıp ve akıbeti bilinmeyen kadınların sayısı 2 bin 100, peki ya sağ kalan ve yaşam savaşını sürdürmeye, çocukları için hayata tutunmaya çalışan kadınlar, anneler... Filistin’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle yaklaşık 60 bin hamile kadın risk altında, her gün 180 anne ölümle burun buruna doğum yapıyor. Biz anneler olarak yine de İsrail’e bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; ateşkes için bir adım bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Gaziantep GAÜN’de Yapay Zeka ve Hukuk Sempozyumu Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Hukuk Fakültesi tarafından Yapay Zeka ve Hukuk Sempozyumu düzenlendi. GAÜN Atatürk Kültür Sahnesi’nde düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını yapan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın, öncelikle Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek, “Dünyada insanlığın bittiği günler yaşıyoruz. Teknolojik gelişmelerin yaşandığı, yapay zeka teknolojisinin konuşulduğu bir dönemde dünyada vahşet yaşanıyor. Bu vahşete dünya ses vermeli” dedi. Konuşmasında akıl ve zekanın sıklıkla karıştırılan ancak farklı kavramlar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özaydın, “Yazdığım kitapta zekayla aklı ayırırım ben. Çünkü dünyada dualist bir düzen yani ikili yapı vardır. İyi var, kötü var, adil olan ve adaletsiz olan var. İnsanın dualitesi içindedir. Eğer zeka, aklın önderliğinde yol yürürse harika şeyler çıkar. Eğer akıl zekayı takip ederse bugünkü dünya çıkar. Bugünkü dünyayı icat eden zeki adamlardır. Keza bugün dünyanın rezilliği de yine zeki adamların işidir.” diyerek günümüzde yaşanan krizlerin zekanın kötüye kullanılmasından kaynaklandığını vurguladı. Salondaki hukuk fakültesi öğrencilerine de hitap eden GAÜN Rektörü Prof. Dr. Özaydın, “Entelektüel hukukçular olun, sıradan olmayın. Bu tür etkinlikler sizlerin entelektüel, kendi alanında yetkin hukukçular olmanız noktasında büyük önem taşıyor.” diyerek sözlerini bitirdi. Sempozyumun hukukun ve yapay zekanın kesişme noktalarını ele alarak, bu alandaki güncel gelişmeleri ve gelecekteki eğilimleri tartışma fırsatı sunacağını belirten Gaziantep Barosu Başkanı İskender Kahraman, böyle önemli bir konuyu ele alan sempozyum düzenledikleri için Gaziantep Üniversitesi ve Hukuk Fakültesine teşekkür etti. Yapay zekanın hukuk alanında önemli değişimlere neden olduğunu ve bu değişimlerin etkili bir şekilde yönetilmesinin önemine vurgu yapan GAÜN Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Esra Siverekli ise, “Yapay zeka çok önemli bir konudur. Bizler iletişim ve bilgi teknolojilerini küreselleşme sürecinin ortaya çıkardığını düşünürüz ancak, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler küreselleşme sürecini ortaya çıkarmıştır. Bu süreç içerisindeki en kritik ve önemini koruyan başlıklardan bir tanesi de yapay zeka” dedi. Yapay zekanın son dönemde oldukça popüler ve hayatımızı her alanda etkilediğini belirten Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Tayfun Ercan da, “Gelişmelerin baş döndürücü bir hızla ilerlediği bir döneme giriyoruz. Bu durum insanın geleceği için oldukça endişe verici. Yapay zekanın yakın dönemde toplumsal düzeni derinden etkileyeceğini görmekteyiz. Yapay zeka olumlu etkileriyle beraber, eşitsizliğe, ayrımcılığa, kişisel verilerin korunması hakkının ihlaline neden olabilecek olumsuz durumlara da neden olacak. Bu sempozyum hukuk alanında yapay zekanın kullanımı konusunda bizlere derinlemesine bilgi edinme ve farkındalık kazanma fırsatı sunacak” diye konuştu. Protokol konuşmaları sonrasında Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan açılış sunumunu yaptı. Panelin ilk oturumuna geçilmeden önce GAÜN Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın tarafından; Prof. Dr. Durmuş Tezcan, Doç. Dr. Tayfun Ercan, Doç. Dr. Ahmet Bozdağ, Dr. Ceyda Ümit, İskender Kahraman, Arş. Gör. Deniz Otay Korkmaz ile Arş. Gör. Eda Nur Gizem Doğan’a sempozyuma katkılarından dolayı teşekkür plaketi takdim edildi.
İstanbul Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: “Programımız hem içeride hem de dışarıda daha çok rağbet kazanacak” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “OVP’nin sahipliği çok güçlü. Cumhurbaşkanımız uyguladığımız programın tam olarak arkasında. Programımız hem içeride hem de dışarıda giderek daha çok rağbet kazanacak. Çünkü iç tutarlığı olan bir program, kredibilitesi performansıyla birlikte artacak. Sonuç aldıkça inancın atacağı bir program ve biz sonuç alıyoruz” şeklinde konuştu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Finans Enstitüsü (IFF) ve TBB iş birliğiyle düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu’nda konuştu. Sürdürülebilirliğin tüm dünyada artık ana tema olduğunu belirten Şimşek, sürdürülebilir finansın da bu konunun en önemli bileşeni olduğunu söyledi. Şimşek, sürdürülebilir finansın önümüzdeki dönemde giderek büyüyen bir alan olacağına dikkati çekti. Şimşek, dünyanın sürdürülebilirlik alanında ihtiyacının çok büyük olduğunu, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde kimine göre buradaki açığın 4 trilyon dolar olduğunu belirtti. “Özel sektör kaynaklarının mobilize edilmesi gerekiyor” Sürdürülebilir finansın önümüzde dönemde giderek büyüyen bir alan olacağını belirten Bakan Şimşek, “Mutlaka özel sektör kaynaklarının mobilize edilmesi gerekiyor. Yani çok taraflı bankaların, kamunun imkanları burada yetersiz kalıyor. Sürdürülebilir finans çok kritik bir alan ben inanıyorum ki; Türk finans sistemi içerisinde hızlı bir şekilde büyüyecek. Bugün itibariyle sürdürülebilir finans kaynakları global olarak yaklaşık 3 trilyon dolar. Düzenleyici kurumlar, kaynakların sahipleri, burada sürdürülebilir yatırımları ön plana çıkaracak yaklaşım içindeler, sürdürülebilirliği esas alıyorlar” dedi. “Yeşil dönüşümü sağlamak bizim için zaruret” Sürdürülebilir finans ve yeşil dönüşümün Türkiye için çok kritik bir alan olduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, “Kalkınma Bankası ve Dünya Bankası gibi yerlerde de fonlamada ön plana çıkan ve büyüyen bir alan burası. Ülkelerin yeşil ürün potansiyeline göre sıralandığı bir araştırmada Çin bir numarada, Türkiye altıncı sırada. Bizim açımızdan sürdürülebilir finans, yeşil dönüşüm, sürdürülebilirlik kritik bir alan. Bu bir lüks değil, ihtiyaç. Çünkü biz yeşil dönüşümü sağlarsak o zaman cari açığımızı azaltmış oluruz. Enerjiyi dışarıda bıraktığımız zaman Türkiye’nin çok ciddi bir cari fazlası var. Bugün cari fazlamız olsaydı makro finansal istikrar, rezerv açısından çok farklı bir noktada olurduk. Bizim için bu alana odaklanmak, bu alandan kaynak devşirmek, bunun üzerinden yeşil dönüşümü sağlamak bizim için zaruret” diye konuştu. Sürdürülebilirlikle ilişkili fon birikiminin 600-700 milyar dolardan 3 trilyon dolara çıktığını belirten Şimşek, önümüzdeki dönemde bu yöndeki varlık birikiminin çok daha hızlanacağını kaydetti. Söz konusu kaynakların ağırlıklı olarak Avrupa’da tutulduğunu belirten Bakan Şimşek, “Bu açıdan çok şanslıyız. Çünkü biz Avrupa’yla dostuz, Avrupa’ya yakınız Avrupa’nın burada ön planda olması, yüzde 84 ile bu fonlara ev sahipliği yapıyor olması bizim açımızdan büyük bir avantaj. Bu alan önümüzdeki dönemde üzerinde durmamız gereken konu” diye konuştu. “54 devlet yaklaşık 547 milyar dolarlık tahvil ihracında bulunmuş” Son yıllarda ülkelerin yeşil ağırlıklı tahvil ihracı gerçekleştirdiklerine değinen Bakan Şimşek, “Bugüne kadar 54 devlet yaklaşık 547 milyar dolarlık tahvil ihracında bulunmuş. Bunun yüzde 80’i daha çok yeşil dönüşüm alanında” diye bilgi verdi. Türkiye’nin sürdürülebilir yeşil finans alanında 2014’ten beri önemli bir yolculuğu bulunduğunu belirten Bakan Şimşek, Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında bu alanda tahvil ihracı yapma sıralamasında 11’nci olduğunu belirtti. “Yeşil tahvil ihracını devam ettireceğiz” Türkiye’nin geçen sene Hazine olarak ilk yeşil tahvil ihracını yaptığını anımsatan Bakan Şimşek, “Başarılı bir ihraç oldu. Bunu devam ettireceğiz. Bu alanda kaynak ihtiyacı büyük bu kaynağı değerli görüyoruz. Bu alan önemli ve büyüyen bir alan. Sürdürülebilir finans konusunda birçok uluslararası kuruluşla yakın çalışıyoruz. Bugüne kadar önemli birikimi ülkemizin gelişmesi, kalkınması için kaynak devşirdik. Bunun artarak devam edeceğine inanıyorum. Çünkü bu konuda önemli bir farkındalık var. Eminim bankalar da şirketler de bu konuya daha fazla odaklanacaklardır” dedi. Türkiye’nin en önemli önceliklerinden birinin sürdürülebilirlik olduğuna dikkati çeken Bakan Şimşek, “2053 itibarıyla net sıfır hedefine erişmeyi planlıyoruz. Bu Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak bir yolculuk. Türkiye’nin cari açığını azaltacak, kaliteli istihdam sağlayacak, kaliteli büyümeyi saplayacak bir süreç. Biz bu sürecin arkasındayız, önümüzdeki dönemde ne gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu. Sürdürülebilir kalkınma raporunda Türkiye’nin 166 ülke arasında 72’nci sırada yer aldığını belirten Bakan Şimşek, “Bu arzuladığımız bir sıralama değil, mutlaka çok daha hızlı şekilde ilerleme sağlamamız lazım diye konuştu. İklim değişikliği endeksinde 56’ncı sıradayız burada kat edeceğimiz çok mesafe var. Daha hızlı ilerlememiz gerekiyor. İklim kanunu, iklim düzenlemesi gündemde; inanıyorum ki hızlı bir şekilde tamamlanacak” şeklinde konuştu. Bankaların, reel sektörün finansmana erişiminde büyük bir iyileşme olduğunu belirtti. Bakan Şimşek, “Portföy girişlerinde de artış var. Son aylarda hızlandı. En önemlisi bankalarımız sermaye benzeri imkanları küresel piyasalardan uzun vadeli devşirebiliyorlar. Yıl başından bu yana yaklaşık 4 milyar dolarlık sermaye benzeri kaynak oluşturuldu. Bu programın çalıştığını ortaya koyuyor” diye konuştu. “Net ihracatın katkısı dengelenme içerisinde” Bakan Şimşek, enflasyon ve dengelenme konularına ilişkin olarak ise “Dengesizliklerin büyümede gideriliyor. Net ihracatın katkısı dengelenme içerisinde. Bu beraberinde dezenflasyonu ve sürdürülebilir cari açığı, rezerv birikimini getirecek. İkinci olarak; yıllık enflasyon yüksek ve Mayıs ayında yükselmeye devam edecek ama bu son 12 ayı gösteren enflasyon, enflasyon beklentilerine bakarsanız önümüzdeki 12 ay için beklenen enflasyon yüzde 35 civarı, biraz bizim hedef patikamızın üzerinde, ben inanıyorum ki; enflasyon düştüğü zaman beklentiler ile bizim patikamız arasındaki fark azalacak. Enflasyon beklentilerinde Ekim’e göre 10 puanlık bir iyileşme var” ifadelerini kullandı. Cari açıkta daralmanın devam ettiğini belirten Bakan Şimşek, “Geçen sene Mayıs ayında 12 aylık cari açık 60 milyar dolardı. Şubat ayı itibariyle 32 milyar dolar civarına düştü. Bu sene milli gelire oranla yüzde 2,5 civarına düşecek. Yüzde 2,5 bize bir taraftan dış borcun milli gelire oranını düşürecek bir taraftan da rezerv biriktirmemize imkan sağlayacak” dedi. “Son 1 aydır net rezervlerde dramatik bir artış var” Türkiye’nin uyguladığı ekonomi programından sonuç verdiğinden bahseden Bakan Şimşek, “Son 1 aydır net rezervlerde dramatik bir artış var. Çünkü, seçimler aradan çıktı. Cumhurbaşkanımız bu programın tam olarak arkasında. Programımız hem içeride hem de dışarıda giderek daha çok rağbet kazanacak. Çünkü iç tutarlığı olan bir program, kredibilitesi performansıyla birlikte artacak bir program. Sonuç aldıkça inancın atacağı bir program ve biz sonuç alıyoruz” şeklinde konuştu. “Risk priminde olumlu yönde ayrıştık” Bakan Şimşek, Türkiye’nin CDS’inin 300 puanın altına gerilediğini belirten Şimşek, “Risk primimiz geçen sene 700 baz puanın üzerindeydi, şu anda 300’ün altında. Türkiye’nin küresel piyasalarda ödediği ilave faiz farkı gelişmekte olan ülkelerin çok üzerindeydi. Şu anda olumlu yönde ayrıştık. Programımız çalışıyor. Kurdaki oynaklık da azaldı. Uluslararası rating kuruluşları ülkemizin kredi notunu artırmaya başladılar. Önümüzdeki dönemde de artırma görünümüne sahipler. Biz kararlı bir şekilde sabırla bu programı uygularsak; Türkiye’nin kredi notu da artacak, makro finansal dengesizlikleri giderilecek, sürdürülebilir yüksek büyümeyi yakalamış olacağız” şeklinde konuştu.
Ordu Okul müdürünün öldürülmesine Ordu’daki öğretmenlerden tepki İstanbul’da Okul Müdürü İbrahim Oktugan’ın 17 yaşındaki öğrencisi tarafından öldürülmesi nedeniyle Ordu’da bir araya gelen yaklaşık bin kişilik öğretmen grubu, iş bırakarak basın açıklamasında bulundu. Eyüpsultan’da yabancı uyruklu öğrenci tarafından silahla vurularak ağır yaralanan özel lisenin müdürü, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Bunun üzerine Ordu’daki sendika üyesi öğretmenler, ilk olarak 19 Eylül Ortaokulu önünden başlayarak, ellerinde dövizler ve sloganlar eşliğinde Ceren Özdemir Meydanı’na yürüdü. Burada öğretmenler adına basın açıklamasında bulunan Hande Kıran, “Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi, ne failin öğrenci oluşu, ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bu ülkede, okulda bir öğretmen öldürüldü, söz bitti. Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır” ifadelerine yer verdi. Açıklamanın ardından öğretmenler 5 dakikalık oturma eylemi yaptı, ardından saygı duruşunda bulundu.