ASAYİŞ - 18 Ağustos 2017 Cuma 09:22

Günlük kiralık dairede genç kıza öldüresiye dayak iddiası

A
A
A
Günlük kiralık dairede genç kıza öldüresiye dayak iddiası

Esenyurt’ta iddiaya göre 17 yaşındaki genç kız lüks bir sitede kiraladığı günlük dairede uyuduğu sırada arkadaşları cep telefonunu çaldı. Telefonunu geri isteyen genç kız arkadaşları tarafından dövülerek, burnu kırıldı, vücudunun çeşitli yerlerinde ezikler meydana geldi.

Olay, geçtiğimiz hafta Esenyurt’ta lüks bir sitede meydana geldi. İddiaya göre 17 Yaşındaki N.Ç. ailesinden habersiz lüks bir sitede günlük daire kiraladı. Kiraladığı evde arkadaşları ile birlikte bir süre vakit geçiren N.Ç. daha sonra kiraladığı daireden ayrıldı. Evine giden N.Ç. annesiyle tartışınca lüks siteye tekrar dönerek bu sefer arkadaşlarının kiraladığı günlük dairede kaldı. Cep telefonunu da yastığının altına koyan genç kız sabah kalktığında telefonunun yerinde olmadığını gördü. N.Ç. evde kalan diğer 5 arkadaşına telefonunu geri vermelerini yoksa polisi çağıracağını söyledi. Bunun üzerine arkadaşları genç kıza saldırarak darp etti. Genç kızın burnu kırıldı, vücudunun çeşitli yerlerinde ezikler ve çizikler meydana geldi. Durumu gören site sakini kanaması olan genç kız için ambulans çağırdı. Hastaneye kaldırılan genç kız tedavi altına alındı.

Tehdit iddiası

Gözyaşları içinde yaşanan olayı anlatan ve tehdit aldıklarını söyleyen anne Sevim D. yetkililerden yardım istedi. Eşiyle ayrı olan ve kaymakamlık yardımıyla geçimini sağlayan Anne D. “Günlük kiralık evler varmış. Ben bilmiyorum. O gün karakolda öğrendim ben bu olayları. Ev kiralıyorlarmış. Çeteymiş bunlar. Benim kızımı götürdüler gasp ettiler orda. Ağzını burnunu kırıp attılar. O gece orada kalıyor sabahı bu olay oluyor. Bakıyor ki telefon yok. Kızımın telefonunu gasp ediyorlar. Şu anda ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Bunlarda benim kızımdan yaşça büyük kişiler. Beni tehdit ediyorlar. Kızının telefonunu verelim masrafları ödeyelim. Davanı geri al diyorlar. Almadığın takdirde onlar işi biliyorlarmış. Ne yapacaklar Allah kerim. Evimi mi yakarlar, üç yaşındaki çocuğumu mu öldürürler, oğlumu mu öldürürler, kızımı mı? Ben ne yapacağımı şaşırdım. Devletimden yardım istiyorum” diye konuştu.

“Dövüp kapının önüne attılar”

Yaşadığı olayı anlatan ve burnu kırılan N.Ç. telefonunu kapatıp yastığının altına koyduğunu söyledi. N.Ç .” ,kalkınca da telefonumu göremedim. Aşağıya kahvaltı ettikleri daireye iniyorum. Telefonumu istiyorum, biliyorum bu işleri yaptıklarını da. Telefonumu isteyince de biz arkadaşlarımızın telefonlarını çalmıyoruz gibi şeyler söylediler. Bende biliyorum yaptıklarını. Arkadaşlarının telefonlarını çalmadıklarını söylüyorlar. Ama arkadaşlarını bu hale sokuyorlar. Yedi sekiz kişilerdi kahvaltı ediyorlardı. Bir tanesi erkek diğerleri kız olmak üzere. Ben sesimi yükseltip polisi çağıracağım telefonumu verin deyince hepsi üstüme saldırdı. Kendi dairelerinde beni dövdüler. Sekiz kişi birden beni darp etmeye başladı. Burnum kırıldı boynumda zedelenme var. Beynimde sarsılma olduğunu söylüyor doktorlar. Kafama tekme attılar. Zaten burnuma tekme atıldı kırıldı. Kafam duvara vuruldu. Ezilmeler var. Dövüp kapının önüne atıyorlar” dedi.

Dayak olayının yaşandığı lüks siteye daha önce Esenyurt Polisi günlük kiralık dairelere yönelik operasyon düzenlemişti. 

Alper Korkmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Ölümcül hastalık için riskli tarih nisan ve ekim ayları arası Doç. Dr. Seyit Ali Büyüktuna, ölümlere neden olan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığının (KKKAH) Nisan ve Ekim ayları arasında görüldüğünü söyledi. Doç. Dr. Büyüktuna, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKAH) ile ilgili açıklamalarda bulundu. “Nisan ve ekim ayları arasında görülüyor” Büyüktuna hastalığın nisan ve ekim ayları arasında görüldüğünü belirtip, “Hastalık sıklıkla kene kaynaklı, ateş, kanama ve karaciğer fonksiyon bozukluğu ile karakterize akut bir enfeksiyon hastalığıdır. Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında tespit edilen hastalık Erzincan ve çevresini kapsayan geniş bir alanda görülmektedir. Hastalık mevsimsel özellik göstermektedir. Genel olarak nisan ve ekim ayları arasında ortaya çıkmaktadır. Etken virüs sıklıkla Hyalomma cinsi kenelerle bulaşmaktadır.” dedi. Sağlıkçılar ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda Büyüktuna sağlık çalışanlarının ve hayvancılıkla uğraşanların risk grubunda olduğunu belirtti. Hastalığın bulaşıcılığından bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalık, insanlara kenelerin kan emmesi ya da kenelerin elle ezilmesi esnasında bulaşabilmektedir. Virüs kenelerde ömür boyu kalmakta ve çoğalabilmektedir. Veterinerler, endemik bölgelerdeki hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda yer almaktadırlar.” ifadesini kullandı. Doç. Dr. Büyüktuna hastalığın belirtilerinin; ani başlayan üşüme, titreme, ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, bulantı, kusma ve karın ağrısı olduğundan bununla birlikte tüm vakaların yaklaşık yüzde 75’inde kanama ortaya çıktığına değindi. Hastalığın tedavisinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalığının tedavisinde ‘destek tedavisi’ esas tedaviyi oluşturmaktadır. Uygulanan destek tedavisinin düzenlenmesinde hastanın hem klinik hem de laboratuvar değerlerinin takibi önem taşımaktadır. Hastalara gerektiğinde kan ürünleri ile destek tedavisi uygulanmaktadır. Ağır ve çoklu organ yetmezliği gelişen hastalarda sıvı-elektrolit replasmanı, gerektiğinde diyaliz uygulanması, hatta yoğun bakım ve solunum desteği gerekebilmektedir.” dedi. Korunmada kontrol ve elbise tercihi önemli Hastalıktan korunma yöntemlerinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Bütün enfeksiyon hastalıklarının kontrolünde olduğu gibi KKKA hastalığında da korunma ve izolasyon önlemleri büyük önem taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ) önerilerine göre hastanın kan ve vücut sıvıları ile korunmasız temastan kaçınılmalıdır. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekmektedir. Bu yerlere gidenler mümkünse açık renkli elbiseler tercih etmeli, vücutta açık kısım kalmamasına dikkat etmeli, dönüşte mutlaka kene yönünden elbiselerini ve vücudunu kontrol etmelidir.” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Liseli çocuklar engelleri kaldıran sergi açtı Diyarbakır Kayapınar Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin bahçesinde liseli çocuklar engelleri kaldıran bir sergi açtı. Kayapınar Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde okuyan öğrenciler; Azize Meryem Eminoğlu, Esma Aksoy, Zehra Akboğa, Nergiz Karadeniz, Zeynep Asya Yeşilçayır, Meryem Gündüz, Azra Telci, Sümeyye Dila Ekin, Nur Yıldız Karabulut, Zehra Tez ve Merve Fidantek, Diyarbakır Sinema Ofisinden Yönetmen Feyzi Baran ve Senarist Kamil Kahraman’dan Temel Fotoğrafçılık eğitimi, hikaye ve senaryo yazma eğitimleri aldı. Ali İhsan Aslan Görme Engelliler Ortaokulunda bulunan görme engelli çocuklarla bir araya gelen öğrenciler görme engelli öğrencilerin hayallerini yazarak bu hayalleri canlandırıp fotoğrafını çekti. Proje Koordinatörü Büşra Baran; "Kadrajımda Engel Yok; Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen ve Diyarbakır Sinema Ofisinin Sponsoru olduğu bir SADA projesi ve bu proje ile görme engelli çocuklarımızın hayalleri fotoğrafa dönüşmüş oldu. Bu proje sonrasında öğrencilerimiz hem oradaki arkadaşlarıyla gönül bağı kurmuş oldu. Hem de kendi günlük rutinlerinde belki farkına bile varmadan yaptıkları ufak şeylerin aslında hayal edilebilecek birşey olduğunun farkına vardılar. Bu da onların hayatlarına dair farkındalıklarını geliştirdi beni en çok mutlu eden nokta burası” diye konuştu. Kayapınar Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Okul Müdürü Yıldız Özateş; öğrencilerin bu sergi için çok heyecanlı olduğunu söyledi. Özateş, "Kendi elleri ile okul bahçesini sergi alanına çevirdiler. Bu gün projenin açılış sergisiydi ve ziyaretçilerin fotoğraflara ilk tepkileri inanılmaz güzeldi. Bu güzelliğin mimarları var tabi ki bu sebeple; desteklerinden dolayı Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Diyarbakır Sinema Ofisine, kapılarını bizlere açan Ali İhsan Aslan Görme Engelliler Okulu Yönetimine, Projemizin koordinatörü Büşra Baran hocamıza ve sevgili öğrencilerimize çok teşekkür ediyorum” dedi.
İzmir İzmir’de 7 Kocalı Hürmüz’e yoğun ilgi Sahne Tozu Tiyatrosu’nda yaklaşık iki aydır sahnelenen 7 Kocalı Hürmüz oyunu İzmirli seyirciden tam not aldı. Yönetmenliğini Sahne Tozu Tiyatrosu’nun Kurucusu ve Genel Sanat Yönetmeni Çağlar İşgören’in yaptığı 7 Kocalı Hürmüz seyirciden gördüğü yoğun ilgi sebebiyle oyun boyunca sürekli alkış ve kahkahalarla kesiliyor. Sahne Tozu Tiyatrosu’nda yaklaşık iki aydır sahnelenen 7 Kocalı Hürmüz oyunu İzmirli seyirciden tam not aldı. Oyunu değerlendiren Yönetmen Çağlar İşgören “Oyunun gördüğü ilgiden çok memnunuz. Zaten Türk Tiyatrosu’nun yapı taşlarından bir olan çok keyifli bir metin. Bizim yorumumuzun da seyirciyle ritmi tuttu. Her hafta seyircinin coşku, sevgi, kahkahasıyla oyun unutulmaz anlara sahne oluyor. Burada sonuçta oyuncuların başarısı ve uyumu da çok önemli. Nisan sonu bitirmeyi planlıyorduk. Bu ilgi dolayısıyla iki hafta daha uzattık” dedi. “Hem bizim enerjimiz hem de seyircinin enerjisi birbirine geçiyor” Oyunda Hürmüz’ü oynayan Nazlı Kayı ise “Oyunun gördüğü ilgi bizi çok mutlu ediyor. Bu başarıda yönetmenimizin payı büyük; yaptığı güncellemeler, kurduğu oyunculuk, ritmi dengesi çok başarılı. Her oyun sanki seyirciyle bütünleşiyoruz. Hem bizim enerjimiz hem de seyircinin enerjisi birbirine geçiyor bu da sonuca yansıyor. Bu bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı” ifadelerini kullandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla hazırlanan oyun; 10-11 Mayıs tarihlerinde saat 20.00’de, 12 Mayıs Pazar günü ise saat 14.00’de son kez seyirciyle buluşacak.