ASAYİŞ - 20 Mart 2016 Pazar 13:09

Komandolardan Tunceli'deki 8 odalı PKK mağarasına dev operasyon

A
A
A
Komandolardan Tunceli'deki 8 odalı PKK mağarasına dev operasyon

Güvenlik güçleri, Tunceli'nin Bali Deresi bölgesinde bulunan 100 metre uzunluğunda, 8 odadan oluşan PKK mağarasına taarruz helikopterleri desteğinde operasyon düzenledi.

Genelkurmay Başkanlığı, Tunceli'deki 4'üncü Komando Tugayı'nda konuşlu komandolar tarafından, sarp kayalık ve vadilerdeki mağaralara düzenlenen "Şehit Jandarma Astsubay Başçavuş Tamer Meriç-5" operasyonuna ilişkin fotoğrafları paylaştı.

Komandolar tarafından, teröristlerin tespit edilemez dediği Bali Deresi'nin derin vadi, dik uçurum ve sarp kayalardan oluşan barınma alanlarına yönelik taarruz helikopterleri desteğinde "Şehit Jandarma Astsubay Başçavuş Tamer Meriç-5" operasyonu düzenlendi.

İHA'LAR HAVADAN KEŞİF YAPTI 

Operasyon öncesinde ve esnasında havada insansız hava araçları ve dronlarla bölgenin keşfi yapıldı. Bali Deresi bölgesinde, içerisinde 300 kişinin barınabileceği büyüklükte bir mağara olduğu istihbaratını alan güvenlik güçleri operasyon hazırlıklarına başladı. Mağara çok dik kayalık bir vadi içerisinde bulunduğu için, operasyon öncesinde insansız hava araçları ile tam yeri tespit edilemedi. Mağarayı bulma konusunda kararlı ve azimli olan komandolar, tüm dağcılık teçhizat ve tekniklerini kullanarak aldıkları özel eğitimlerle operasyona hazırlandılar.

KOMANDOLARIN OPERASYONU FİLMLERİ ARATMADI

Helikopterle sarp kayalık bölgeye atılan komandolar, 100-150 metre dik kayalardan özel hazırlanan dağ ipi ve ip merdivenlerle mağaraların bulunduğu alana ve dere tabanındaki derin suyla kaplı kanyona indiler. Bölgede teröristler tarafından kullanılan birçok mağara tespit edildi, tespit edilen büyük mağaranın 100 metre uzunluğunda, içerisinde 8 oda, 1 banyo ve tuvalet ile bir su kuyusunun bulunduğu, bölgedeki teröristlerin ise kış girmeden bölgeden acele ile ayrıldıkları belirlendi. Tespit edilen mağaralar ve içlerinde bulunan çok sayıda yaşam malzemesi komandolar tarafından kullanılamaz hale getirildi.

"BÜTÜN İNLERİNE GİRECEĞİZ, KAÇIŞ YOK"

Güvenlik güçlerinin özellikle bölge halkının da desteği ile huzur ve güvenliği sağlamak amacıyla Tunceli genelinde "Teröristle Mücadele Harekatı"nı ara vermeden azim ve kararlılıkla sürdüreceği belirtildi. Güvenlik güçleri, "Bütün inlerine gireceğiz, kaçış yok" mesajı verdi. 

SİNAN USLU
ANKARA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ GSİM’den, Ziraat Türkiye Kupası finali için resmi başvuru Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, 23 Mayıs tarihinde oynanacak olan Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak Ziraat Türkiye Kupası finalinin Elazığ Atatürk Stadyumu’nda oynanması için resmi başvuruda bulundu. Beşiktaş - Trabzonspor arasındaki Ziraat Türkiye Kupası finalinin nerede oynanacağı ve saati henüz belli olmazken, Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Elazığ’da oynanması halinde şehrin; kültür, sanat, spor ve coğrafi olmak üzere birçok yönden tanıtımına büyük katkı sunacağı düşüncesi ile TFF’ye başvurdu. Elazığ’ın en büyük yatırımlarından biri olan ve 2023 yılında hizmet vermeye başlayan Elazığ Atatürk Stadyumu, Türkiye’nin futbol oynamaya müsait en kaliteli zeminlerinden biri. Türkiye - Litvanya arasında kadın kutbol milli maçına ev sahipliği yapan 18 bin 423 seyirci kapasiteli Elazığ Atatürk Stadyumu, karşılaşması sonrasında kamuoyundan birçok tebrik mesajları almayı başardı. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren, maçın Elazığ’da oynatılması için TFF’ye resmi başvuruda bulunduklarını belirterek, "Şehrimize ve diğer çevre illerimize canlılık getirmek amacıyla, 23 Mayıs 2024 tarihinde Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak olan Ziraat Türkiye Kupası final maçının doğunun incisi Elazığ Atatürk Şehir Stadyumu’nda oynatılması için harekete geçtik. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak TFF’ye resmi dilekçe yazarak, maçın Elazığ’da oynanmasını talep ettik. Depremlerden etkilenen şehrimizde maçın oynatılması hem futbolseverlere psiko-sosyal destek sağlayacaktır hem de şehrimizin tanıtımına önemli katkı sunacaktır" dedi.
Erzincan Ölümcül hastalık için riskli tarih nisan ve ekim ayları arası Doç. Dr. Seyit Ali Büyüktuna, ölümlere neden olan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığının (KKKAH) Nisan ve Ekim ayları arasında görüldüğünü söyledi. Doç. Dr. Büyüktuna, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKAH) ile ilgili açıklamalarda bulundu. “Nisan ve ekim ayları arasında görülüyor” Büyüktuna hastalığın nisan ve ekim ayları arasında görüldüğünü belirtip, “Hastalık sıklıkla kene kaynaklı, ateş, kanama ve karaciğer fonksiyon bozukluğu ile karakterize akut bir enfeksiyon hastalığıdır. Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında tespit edilen hastalık Erzincan ve çevresini kapsayan geniş bir alanda görülmektedir. Hastalık mevsimsel özellik göstermektedir. Genel olarak nisan ve ekim ayları arasında ortaya çıkmaktadır. Etken virüs sıklıkla Hyalomma cinsi kenelerle bulaşmaktadır.” dedi. Sağlıkçılar ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda Büyüktuna sağlık çalışanlarının ve hayvancılıkla uğraşanların risk grubunda olduğunu belirtti. Hastalığın bulaşıcılığından bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalık, insanlara kenelerin kan emmesi ya da kenelerin elle ezilmesi esnasında bulaşabilmektedir. Virüs kenelerde ömür boyu kalmakta ve çoğalabilmektedir. Veterinerler, endemik bölgelerdeki hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda yer almaktadırlar.” ifadesini kullandı. Doç. Dr. Büyüktuna hastalığın belirtilerinin; ani başlayan üşüme, titreme, ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, bulantı, kusma ve karın ağrısı olduğundan bununla birlikte tüm vakaların yaklaşık yüzde 75’inde kanama ortaya çıktığına değindi. Hastalığın tedavisinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalığının tedavisinde ‘destek tedavisi’ esas tedaviyi oluşturmaktadır. Uygulanan destek tedavisinin düzenlenmesinde hastanın hem klinik hem de laboratuvar değerlerinin takibi önem taşımaktadır. Hastalara gerektiğinde kan ürünleri ile destek tedavisi uygulanmaktadır. Ağır ve çoklu organ yetmezliği gelişen hastalarda sıvı-elektrolit replasmanı, gerektiğinde diyaliz uygulanması, hatta yoğun bakım ve solunum desteği gerekebilmektedir.” dedi. Korunmada kontrol ve elbise tercihi önemli Hastalıktan korunma yöntemlerinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Bütün enfeksiyon hastalıklarının kontrolünde olduğu gibi KKKA hastalığında da korunma ve izolasyon önlemleri büyük önem taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ) önerilerine göre hastanın kan ve vücut sıvıları ile korunmasız temastan kaçınılmalıdır. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekmektedir. Bu yerlere gidenler mümkünse açık renkli elbiseler tercih etmeli, vücutta açık kısım kalmamasına dikkat etmeli, dönüşte mutlaka kene yönünden elbiselerini ve vücudunu kontrol etmelidir.” şeklinde konuştu.