GÜNDEM - 12 Şubat 2018 Pazartesi 05:56

Özgecan Aslan, ölümünün 3. yılında mezarı başında anıldı

A
A
A
Özgecan Aslan, ölümünün 3. yılında mezarı başında anıldı

Mersin'in Tarsus ilçesinde, 11 Şubat 2015 tarihinde bindiği minibüsün sürücüsü tarafından vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan, ölümünün 3. yılında mezarı başında dualarla anıldı.

Kızlarının Mersin Şehir Mezarlığı'ndaki kabrini ziyaret eden Aslan ailesi, dua edip, gözyaşı döktü. Çocukları Beste, Barış Ali ve akrabalarıyla birlikte Özgecan Aslan'ın mezarını ziyaret eden baba Mehmet ve anne Songül Aslan, melek figürlü kabri başında el açıp kızları için dua ederken, Kur'an-ı Kerim okudular. Aslan ailesi ve akrabaları dışında birçok kişi de Özgecan'ın kabrini ziyaret ederek, dualar edip mezarının üzerine çiçek bıraktı.

Özgecan Aslan, ölümünün 3. yılında mezarı başında anıldı

"Yasaların ağırlığını insanlar bilmiyor"

Ziyaretin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan baba Mehmet Aslan, konuşmasında eğitim vurgusu yaptı. "Eğitimsizlikten, okumayı sevmememizden, kalbimizde o sevginin ışığı yoksa başka bir şey vardır. O da şiddete dönüşüyor maalesef" diyen Aslan, "Kadına şiddetle ilgili çok ağır bir yasanın gelmesi gerekiyor. Fakat benim bildiğim kadarı ile var olan yasaların ağırlığını, cahil insanlar bilmiyor. Bu yasaların olduğunu, bir kadına, bir kıza, bir çocuğa en küçük dokunulduğu zaman nelerin başlarına geleceğini bilmiyorlar, bunun anlatılması lazım" dedi.

"Cahil insanlar, cezaların ne kadar ağır olduğunu bilmiyor"

Kızının öldürülmesinden sonra da kadın cinayetlerin durmaksızın devam ettiğini hatırlatan Mehmet Aslan, "İşte bu eğitimsizlikten ya da insanların bir anlık o öfkelerini kontrol edememelerinden kaynaklanıyor. İkinci adımda ne olacağını düşünmüyorlar. Bir anlık gaflet, bir anlık öfkenin, bir anlık o kendini kontrol edememelerinin bedelini, maalesef masum kadınlar, masum çocuklar ödüyor. Tabi bunun bedelini o cezasını çekerek ya da linç edilerek ödüyor ama bunun olmaması için eğitim diyorum. Bununla ilgili ağır yasalar var ben biliyorum. Saçının teline dokunduğun zaman 10 yıl içeride yatıyorsun. Ama cahil adamlar bunu bilmiyor. Bunu anlatmak lazım. Bu şiddetin karşısında nasıl bir ceza alacağını insanların bilmesi lazım. Bunun duyurulması lazım. Bu konu önemli bir eksik bence" diye konuştu.

Aslan, ülkenin içinde bulunduğu duruma da değinerek, vatanın bekası için şehit olan askerlere rahmet, ailelerine başsağlığı dileklerinde bulunarak, "Milletçe ikilikten bir an önce hemliğe gelmemiz gerekiyor. Hamlıktan hemliğe gelmemiz gerekiyor. Birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Özgecan Aslan, ölümünün 3. yılında mezarı başında anıldı

"Çok ağır yasalar çıksın ki, başka kimsenin canı yanmasın"

Anne Songül Aslan ise kızının bunu hak etmediğini dile getirerek, "Özgem gibi birçok kız, birçok kadın, birçok çocuk böyle şiddete uğruyor. Maalesef bunların sonu da gelmiyor. Çok güzel bir yasa çıksın ki, başka kimsenin canı yanmasın. Devlet büyüklerinin bunun üzerinde durmasını istiyorum. Lütfen hiçbir annenin gözü yaşlı olmasın, Özgemin çok güzel hayalleri vardı ama maalesef bunların hiçbirini gerçekleştiremedi. Dünyanın en iyi psikologu olmak istiyordu, 'bütün insanları iyileştireceğim' diyordu. Ama bunlar olmadı" şeklinde konuştu.

Katili cezaevinde öldürüldü

Çağ Üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015 tarihinde, Tarsus ilçesindeki okulundan evine dönmek üzere bindiği minibüste, minibüs sürücüsü Ahmet Suphi Altundöken ve arkadaşı Fatih Gökçe tarafından vahşice katledildi. Özgecan Aslan'ın cesedi, 13 Şubat 2015 tarihinde Tarsus-Ankara karayolu Çamalan köyündeki Cin Deresinde yanmış halde bulundu.
Cinayetle ilgili yargılanan Özgecan’ın katilleri Suphi Altundöken, Fatih Gökçe ve Necmittin Altundöken hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Adana E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 11 Nisan 2016 tarihinde silahlı saldırıya uğrayan Suphi Altundöken, hayatını kaybetti.
19 yayındaki Özgecan’ın davası, sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya mal oldu. Kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin simgesi haline gelen Özgecan, tüm kadın örgütlerini harekete geçirirken, katilleri olan 3 sanığa verilen indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla da benzer davalarda emsal oldu. 

Hüseyin Kar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Türk müziğinin ineklerin süt verimini artırdığı akademik olarak ispatlandı Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Çiftliğinde Devlet Konservatuarı ile ortak düzenlenen Türk Müziğinin süt ineklerinin hormon ve süt veriminin incelenmesi projesi çerçevesinde ineklere Türk müziği dinletilerek süt veriminin arttığı gözlemlendi. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı, Veteriner Fakültesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık MYO, MAKÜ Çiftliğinin de işbirliği yaptığı “Müziğin süt ineklerinin hormon ve süt verimi üzerindeki etkisinin incelenmesi ”projesi meyvelerini veriyor. Çiftlikte yetiştirilen ineklere dinletilen Türk Müziği’nin ardından ineklerin daha sakin ve huzurlu bir ortamda beslendikleri için süt veriminde de artış sağlandığı gözlemlendi. Proje sorumlusu MAKÜ Müzik Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Zeki Nacakcı projesi hakkında MAKÜ çiftliğindeki ineklere uyguladıkları projelerinde müziğin her bir tarzına ineklerin farklı tepkiler verdiklerini, müzikli ortamda durmalarının onlardaki mutluluk hormonlarında değişim gösterdiğini ve bu sayede de süt verimlerinin de arttığını aktardı. Daha önce birçok farklı yerde uygulanan bu yöntemin MAKÜ’de uygulanan bu sistemin farkının ise Türk Halk Müziği ve yöresel müzikler dinletmeleri olduğunu belirtti. Ayrıca Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Zeki Nacakcı; “Müziğin canlılar üzerindeki etkisine yönelik bir çok çalışma vardır. Bizim de bu projede çıkış noktamızdan bir tanesi de ineklerin süt verimini arttırabilir miyiz düşüncesiyle hareket ederek MAKÜ çiftliğinde müzik denemeleriyle ineklerimizin süt verimini arttırmaya yönelik bir proje başlattık. Bizim dünyada yapılan diğer projelerden farkımız onlar klasik müzik temelli araştırmalar yaparken biz bunu Türk Halk Müziği ile, yöre müzikleri ile, meditasyon müzikleri ile şekillendirme çalışması başlattık. Bunun öncelikli etapta dünyadan çok daha farklı olarak fareler üzerinde, atlar üzerinde, onlarında stres hormonlarını ve süt verimini arttırıcı hormonları üzerinde çalışmalarını yaptık. Bu çalışmalarda belli başlı müzikleri belirledik ve hangi desibelde vereceğimizi, hangi sürelerde vereceğimizi, ne kadar vereceğimiz gibi konuları önce atlar üzerinde yapılan araştırmalar ile belirledikten sonra çiftlikte ineklere günün belirli saatlerinde müzik dinletiyoruz. Bir de biliyoruz ki inekler en çok süt sağarken strese giriyorlar. Onlara o noktada farklı müzikler dinletip Pavlov’un şartlı deneysel olarak yapmış olduğu araştırma gibi bizde farklı denemeler yapıyoruz. Tabi bunların sonuçlarını daha almadık ama görünen o ki şu anda olumlu yönde gidiyoruz. Çünkü yaptığımız ön araştırmalara göre ineklerin müziğe çok güzel tepki verdiğini görüyoruz. Hatta ben ilk projeye başladığımda çok da şaşırmıştım, bu kadar aşırı bir tepki beklemiyordum. Direk bütün sese odaklanarak hareket ediyorlar. İlk etap araştırmalarımızda Türk Halk Müziğine, caz müziğine, meditasyon müziklerine diğer müziklere oranla daha çok tepki verdikleri görülüyor. Proje sonuçlandıktan sonra bunun bilimsel verileri makaleler ve bilimsel ortamlarda açıklanacak. O zaman çok daha net veriler elimize ulaşmış olacaktır.” dedi. -İneklerin stresleri az olunca süt verimi de artıyor İneklerin süt veriminin dış etkenlere bağlı olduğunu ve mutlu olduklarında süt veriminde artış yaşandığının altını çizen Prof. Dr. Nacakcı; “Benim diğer uzman arkadaşlardan aldığım davranışları ile ilgili bilgilere göre inekler stresleri ne kadar az olursa o kadar süt verimleri artıyor. Dolayısıyla normal yemeklerini yedikten sonra dinlenme modlarındaki müziklerin aslında meditasyon ve onları çok hareket ettirmeyecek bir tarzda müzik olduğu zaman onların çok daha rahat yattıkları ya da dinlendiklerini görüyoruz. Bu da onların günlük süt üretimlerini artırdığı gibi hareketli müziklerde de çok daha canlı hissediyorlar. İnsanlar nasıl farklı müziklere farklı tepkiler gösteriyorlar aynı hayvanlar da farklı müziklere farklı tepkiler gösteriyorlar ve bunun sonuçlarını da alıyoruz. Proje başlayalı bir yıl oldu. Bir yıl süresi içerisinde değerli veriler elde ettik. Bunu gerek kan alma örneklerinde, gerekse davranışlarını gözlemleyerek de görüyoruz. Projenin sonlarına doğru geldik. Yaklaşık 3 ay içinde de projemiz sonuçlanacak. 3 ay sonra da basın mensupları ile bu verileri paylaşacağız.” şeklinde konuştu. Projede farklı fakültelerden 15 kişi yer alıyor Projenin büyük katılımlı bir proje olduğundan bahseden Prof. Dr. Nacakçı; “Proje ekibimiz büyük. Veteriner Fakültesinde branşları çok farklı olan hekim arkadaşlarımızdan da destek alıyoruz. Laborantından hayvan davranışlarını gözlemleyen veterinerlere kadar. Yine biz de konservatuvar bölümünden farklı müzik türleriyle uğraşan arkadaşlarımızdan çok farklı destekler alıyoruz. Projemize yaklaşık 15 kişi destek veriyor. Bu da projenin büyüklüğünü ve başarıya ulaşmasında katkı veriyor.” sözlerini sarf etti. Merkezimizde hayvanlar üzerinde 40’ın üzerinde çalışma yapılıyor MAKÜ çiftliğinde yer alan hayvanlar üzerinde farklı çalışmalar yapıldığını dile getiren Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tarım Hayvancılık ve Gıda Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İlktan Baştan ise proje ile ilgili olarak; “Merkezimiz bünyesinde 40’ın üzerinde çalışma yapılmakta. Lisans ve lisansüstü öğrencilerimizin yanı sıra birçok bilimsel araştırma da uygulanmaktadır. Bunlardan bir de müziğin süt verimi üzerindeki artmasının araştırılması. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bölgesel Kalkınma Odaklı üniversite ve hayvancılık alanında özel desteklenen bir üniversite. Burada da bu üniversitenin farklı birimlerinde farklı disiplinlerinde hayvancılığın veriminin nasıl artırılabilir, nasıl daha iyiye götürülebilir, onun bir çalışma örneğini görüyoruz. Burada Güzel Sanatlar Fakültesi, Konservatuvar, Fen Edebiyat Fakültesi, Mimarlık Mühendislik Fakültesinden bir çok hocamızın aynı zamanda eşgüdümlü araştırmaları yürütülmektedir. Amacımız bölgemizdeki hayvancılığa bir örnek, bir rol model olabilmektir” dedi.
Malatya Battalgazi Belediyesi’nden bilgilendirici Trafik Haftası etkinliği Battalgazi Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından Karayolu Trafik Haftası kapsamında Battalgazi Belediyesi Çocuk Trafik Eğitim Parkı’nda öğrencilere yönelik bilgilendirici etkinlikler düzenlendi. Battalgazi Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü koordinesinde çocuklarda trafik bilincinin oluşturulması amacıyla Battalgazi Belediyesi Çocuk Trafik Eğitim Parkı’nda etkinlikler düzenlendi. Battalgazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Battalgazi İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı Trafik Şube ekiplerinin katılımıyla gerçekleşen programda Gazi ve Fırat İlköğretim Okulu öğrencileri, trafik kurallarını simgeleyen figürlerle etkinlikler gerçekleştirdi. Dans, şiir, koro ve resim sergisinin büyük beğeni topladığı programda öğrenciler akülü araçların direksiyonlarına geçerek renkli görüntüler ortaya çıkardı. Trafik parkında düzenlenen etkinlikler ile unutulmaz bir gün geçiren öğrenciler eğlenerek trafik kurallarına uymanın önemini öğrendi. Düzenledikleri gösterilerin ardından konuşan öğrencilerden Gazi İlköğretim Okulu Öğrencisi Muhammed İshak Bülbüloğlu, “Sürücülerin kırmızı ışıklarda durmalarını ve yayaların dikkatli bir şekilde geçmeleri gerekiyor. Yaptığımız etkinlik çok güzeldi. Bunu düzenleyen belediye başkanımıza, yardımcı olan bütün arkadaşlarıma, bütün büyüklerime teşekkür ediyorum” dedi. İbrahim Çağrı Gürbüz, “Gazi İlkokulu olarak Trafik Haftası ile ilgili etkinlikler düzenledik. Çok mutluyuz, eğlendik. Bütün araba kullananların trafik kurallarına uymalarını diliyorum” şeklinde konuştu. İlker Sefa Mostur ise, “Bugün birlikte çok eğlendik. Arabalara bindik. Gösteri hazırlamıştık. Bize hediyeler verdiler” ifadelerini kullandı. Asrın Efe Karadoğan ise, “Resimlerimiz sergilendi. Arkadaşlarımla beraber gösteri yaptık. Bunu gerçekleştirenlere çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.