GENEL - 28 Nisan 2015 Salı 15:08

Odtü Rektör Danışmanı: “Kampüste Kirlilik Oluşturan Unsurlar Oluyor”

A
A
A
Odtü Rektör Danışmanı: “Kampüste Kirlilik Oluşturan Unsurlar Oluyor”

ODTÜ bahar şenliklerinin rektörlük tarafından iptal edilmediğini belirten Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektör Danışmanı Doç. Dr. Barış Sürücü, “ODTÜ’de hiçbir zaman yasak olmadı. Şenliklerde sadece lojistik, çevre kirliliği ve birçok anlamda kampüs içerisinde kirlilik oluşturan unsurlar oluyor. Ancak, şenliğin iptali öğrenci topluluğumuz tarafından yapıldı” dedi.
İzmir’deki basın mensupları ile bir araya gelen Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektör Danışmanı Doç.Dr. Barış Sürücü ve ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Ali Yıldırım, ODTÜ’nün kurulumundan bu yana büyük aşama kaydettiğini ve öğrencilere sunulan imkanlarını gazetecilerle paylaştı. Toplantıda ODTÜ Bahar Şenliğinin iptali yönündeki gündeme ilişkin açıklama yapan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektör Danışmanı Doç. Dr. Barış Sürücü, “ODTÜ’de hiç yasak olmadı. Bu şenliğin yapılıp yapılmaması tamamen öğrenci topluluğunun inisiyatifinde, dolayısıyla iptal edilmesi de öğrenci topluluğu tarafından oldu. ODTÜ rektörlüğünün bunun iptal etmesi kültürüne aykırı bir şey. Böyle bir şey kesinlikle olmaz hatta sürekli olarak destekleriz. Bizim öğrenciliğimiz o şenliklerle geçti bizim bunu iptal etmemiz diye bir şey söz konusu değil. Sadece lojistik, çevre kirliliği aslında birçok anlamda kampüs içerisinde kirlilik oluşturan unsurlar oluyor. Çok fazla kişi geliyor çöp birikiyor. Çöpleri temizlemek için ciddi sayıda insan çalışması onlara ek mesai verilmesi gerekiyor. Bu da bütçesel bir yük” dedi.
“REKTÖRLÜĞÜN İPTAL ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Eskiden ODTÜ şenliklerinde öğrencilerin el emeği göz nuru kendi yaptıkları ürünleri stantlarda sergilediğini ve ufak tefek meblağla satması şeklinde bir kültür olduğunu dile getiren Sürücü, sözlerine şöyle devam etti: “Günümüzde her şey ticarileşiyor, ticarileşince her şey kalitesizleşiyor. Sağlık problemleri ortaya çıkıyor. Örneğin dışarıdan yemek geliyor, denetlenmesi kolay olmayan yemekleri yemek durumunda kalıyorlar. ODTÜ’nün kendi bütçesinden ayırabileceği bir meblağ var ve iki günlük şenlik daha uygun. Hem lojistik açıdan sorun yaşanmaması hem de çevre düzeninin korunması açısından sağlık koşulları açısından. Dolayısıyla 2 günlük şenliğin destekleneceğini öğrenci topluluğuna ilettik. Onlar da 4 gün yapmak istediklerini ileterek uygun biçimde itirazını yaptı. Sıkıntı buradan çıktı. Yoksa ODTÜ rektörlüğün iptal etmemesi mümkün değil fakat süre açısından anlaşmazlık oldu.”
DÜNYANIN ÖNDE GELEN ÜNİVERSİTELERİNDEN
ODTÜ’nün tüm bölümleri ile Türkiye ve dünyada yapılan araştırma ve endekslerde üst sıralarda yer aldığını belirten ODTÜ Rektör Danışmanı Doç. Dr. Barış Sürücü, İngiliz “Times Higher Education” tarafından yapılan “Dünyanın En İyi Üniversiteleri” sıralamasında geçen yıl ODTÜ’nün 85. sırada ilk 100’e giren ilk ve tek Türk üniversite olduğunu hatırlattı. Geçen yıl kurulan ve dünyanın en prestijli sıralamalarını yapan Times Higher Education’ın sıralamasına göre ODTÜ’nün dünyanın en iyi 85. üniversitesi olduğunu anlatan
Sürücü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öğrencilerimizin 3’te 1’i daha mezun olmadan iş buluyor. Mezuniyet törenine başlamadan işleri hazır oluyor. Öte yandan Türkiye’nin ilk teknokenti de ODTÜ Teknokent olarak Ankara’da kuruldu. Şu an en büyük teknokent olarak bir çok üniversitede açılan teknokentlerin gelişimine katkı vererek destekliyor.”
“KUZEY KIBRIS KAMPUSU, ODTÜ’LÜ OLMAK İÇİN FIRSAT”
Eğitimde çok sayıda ilk’i başlatan ODTÜ’nün 10 yıl önce yurt dışında, Kuzey Kıbrıs’ta bir kampus kurarak bir ilke daha imza attığını belirten ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Ali Yıldırım da, Kuzey Kıbrıs Kampusu’nun ODTÜ için yeni bir iddia ve prestij projesi olduğunu söyledi.
ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu projesinin TC ile KKTC hükümetlerinin ortak geliştirdikleri bir proje olduğunu ve iki hükümetin ODTÜ’ye daveti üzerine gerçekleştirildiğini hatırlatan Prof.Dr. Ali Yıldırım, özel statüde bir devlet üniversitesi olan ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nun temel prensibinin “Ana kampus ile aynı anlayış ve değerlendirme standartları ile eğitim” olduğunu söyledi. Akademik ve idari bakımdan tümüyle ODTÜ Ankara’ya bağlı olan ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nun üniversite adayları için ODTÜ’lü olmak için ikinci bir fırsat olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Yıldırım, “Önümüzdeki yıl 60. Yılını kutlayacak olan ODTÜ kurulumundan bu yana hem eğitim hem insan gücü hem araştırma potansiyeline katkı anlamında önemli aşama kaydetti. Öğrencilerin gitmek istediği bir üniversite haline geldi. Aynı şekilde ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü de bu yıl 10. yılını kutluyor. Her biri gerek profesyonel iş yaşamında gerek akademik alanda son derece başarılı olan mezunlar veriyoruz” dedi.
“DAHA FAZLA İZMİRLİ ÖĞRENCİ BEKLİYORUZ”
Ankara Kampusu’nda 180, Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda 36 olmak üzere Orta Doğu Teknik Üniversitesi bünyesinde 2014-2015 akademik yılında 216 İzmirli öğrencinin öğrenim gördüğünü belirten ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Yıldırım, İzmir’den daha fazla öğrenci beklediklerini söyledi. Prof. Dr. Yıldırım, 2015-2016 akademik yılında yüzde 100, yüzde 50 ve burssuz kontenjanın yanında ilk kez yüzde 75 burslu kontenjandan öğrenci kabul edileceğini belirtti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Gümüşhane Valisi Tanrısever, Nisan ayının güvenlik istatistiklerini paylaştı Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever Nisan ayının güvenlik istatistiklerini paylaştı. Gümüşhane Valiliği Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever, Gümüşhane İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Serhat Demiral ve Gümüşhane İl Emniyet Müdür Yardımcısı Metin Aygün katıldı. Toplantıda Gümüşhane’nin nisan ayı istatistiklerini paylaşan Vali Tanrısever ilk olarak YSK tarafından alınan kararla 2 Haziran tarihinde Kelkit’in Söğütlü Beldesi Merkez mahallesinde ve Kelkit Karacaören köylerinde muhtarlık seçimleri yenileneceğini söyledi. Terörle mücadelede PKK bölücü terör örgütü ve FETÖ/PDY başta olmak üzere 18 operasyon gerçekleştirildiğini belirten Vali Tanrısever, terörle mücadeleye kararlılıkla devam edileceğini sözlerine ekledi. Düzensiz göçmenlere yönelik gerçekleştirilen 10 operasyonda 1 organizatörün tutuklandığını ifade eden Vali Tanrısever, 17 düzensiz göçmenin de Geri Gönderme Merkezleri’ne sevk edildiğini dile getirdi. “Uyuşturucu operasyonu sayısı yüzde 166 arttı” Uyuşturucuyla mücadelede, operasyon sayılarının büyük oranda arttığını söyleyen Gümüşhane Valisi Tanrısever, “Operasyon sayısı bir önceki döneme göre yüzde 166 artmış, gerçekleştirilen toplam 16 operasyonda 8 şahıs tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir. Operasyonlarda yakalanan metamfetamin miktarındaki artış dikkat çekicidir. Metamfetamin; diğer uyuşturucu maddelere kıyasla gerek öldürücü, gerekse vücutta bıraktığı tahribat nedeniyle en tehlikeli maddeler arasında yer almaktadır” dedi. Organize suç örgütlerine yönelik düzenlenen 1 operasyonda 2 şahsın gözaltına alındığını açıklayan Vali Tanrısever, ayrıca kaçakçılık faaliyetlerine yönelik de 8 operasyon gerçekleştirildiğini ifade etti. Nisan ayı içerisinde gerçekleştirilen diğer operasyonlardan da bahseden Vali Tanrısever, “Bütün vatandaşlarımızın kendisini huzur ve güvende hissetmesi tek amacımızdır. Bu kapsamda kişilere ve mal varlığına karşı işlenen suçların azaltılmasına ve aydınlatılmasına yönelik ciddi gayret sarf ediyoruz. Nisan ayı içerisinde, kişilere karşı işlenen suçların aydınlatma oranı yüzde 92, mal varlığına karşı işlenen suçların aydınlatma oranı ise yüzde 76’dır. Ayrıca ülke çapında gerçekleştirilen ’Huzur, Güven, Mercek ve Çember’ gibi operasyonlar ile uzun süredir aranan şahısların yakalanmasına yönelik gayretlerimizi artırdık. Dönem içerisinde çeşitli suçlardan haklarında arama kararı olan 37 şahıs yakalandı. Tüm kurumlarımız iş birliği ve koordinasyon içerisinde en ücra köşedeki vatandaşlarımıza ulaşmak suretiyle çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çalışmalar sonrasında telefonlarına KADES uygulamasını indiren vatandaş sayımız 7 bin 429’a ulaşmıştır. Dönem içerisinde her ne kadar olay sayımız yüzde 29 artsa da ihbarların, müessif bir olay vukuu bulmadan alınması ve hayatını kaybeden vatandaşımızın bulunmaması memnuniyet vericidir. Ülke çapında gerçekleştirilen SİBERGÖZ ve münferit operasyonlar sonucunda terör örgütleri ile siber alanda da güçlü mücadelemiz devam etmektedir. Bu kapsamda siber alanda terör örgütlerinin propagandasını yapan 224 hesap kapatılmış ve 6 şahıs hakkında adli işlem başlatılmıştır. Ayrıca yasa dışı bahis suçuna yönelik 1 operasyon gerçekleştirilmiş, bu operasyonda 2 şahıs gözaltına alınmıştır.” diye konuştu. Nisan ayı içerisinde Gümüşhane’de 2023 yılına göre kazalarda yüzde 75’lik bir artış olduğunu dile getiren Vali Tanrısever, 35 ölümü ve yaralanmalı kaza meydana geldiğini belirterek, bu kazalarda 2 kişinin hayatını kaybettiğini 63 vatandaşın da yaralandığını açıkladı.
İstanbul Zabit katibinin yargılandığı davada ara karar açıklandı: Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak çalışırken, yüksek kar getirisi vaadiyle vatandaşları milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel’in yargılandığı davada sanığın tutukluluk halinin devamına hükmedildi. Zabit katibi duruşmada, “Herkes benden para aldı, ödeme yaptığım insanlar beni kullandı. Şimdi tek suçlu ve sorumlu ben oldum” dedi. Bakırköy Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel’in yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’ndan görülen duruşmada tutuklu zabıt katibi sanık Süleyman Demirel ve Abbas Kırmızı, bir kısım tutuksuz sanıklar ve tarafların avukatları hazır bulundu. “Bu dosyada tefecilikle suçlanıyorum ama Emel bana kanser olduğunu söyleyip birçok kez para aldı” Görülen davada tutuklu sanık Demirel, duruşma salonunda tutuksuz sanık olarak hazır bulunan eski eşi Emel D.’nin olayların en başından beri her şeyden haberdar olduğunu belirttiği savunmasında “Ben bahis oynuyordum. Bunu Emel dahil herkes biliyor. Ben bu dosyada tefecilikle suçlanıyorum ama Emel bana kanser olduğunu söyleyip benden birçok kez para aldı. Benden aldığı parayı bir yıl sonra geri ödedi” ifadelerini kullandı. “Beni Sarallar çetesine gidip şikayet etti” Savunmalarına devam eden sanık Demirel “Burada bulunan herkes beni kullandı. Benden paraları aldılar daha sonra olayın tek suçlusu benmişim gibi yansıttılar. Herkes benden para aldı, ödeme yaptığım insanlar beni kullandı. Şimdi tek suçlu ve sorumlu ben oldum. Bu olaylar yaşanırken Levent Sırataş beni Sarallar çetesine gidip şikayet etti. “Bir lira bile alamadığım olay için 10 milyon liralık evim şu an satışta” Duruşmada savunma yapan ve Levent Sırataş’ın eski eşi olduğunu söyleyen tutuksuz sanık Emel Danış “Ben hiçbir suça ve örgüte dahil olmadım yardım etmedim. Ayrıca Levent Sırttaş’ın eski eşiyim Levent Süleyman’a özenip bu işlere girmiştir. Eski eşim Levent, bu işlere bulaştığını öğrenip ona tepki gösterdiğimde, beni oğlumun en yakın arkadaşının annesi olan kişiyle aldatmıştır. Süleyman’ı günde beş altı kere arıyordum. Bir lira bile alamadığım olay için 10 milyon liralık evim şuan satışta çok mağdurum. Görülen davada savunma yapan sanık avukatları sanıkların beraatlarını aksi kararda ise adli kontrol şartıyla tahliyelerin talep ettiler. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair delillerin ortada olduğunu belirterek tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Görülen davada mahkeme ara kararını açıkladı. Tutuksuz sanıkların haklarında bulunan yurt dışı çıkış yasağı tedbirinin devamına karar veren mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devam etmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
Burdur Türk müziğinin ineklerin süt verimini artırdığı akademik olarak ispatlandı Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Çiftliğinde Devlet Konservatuarı ile ortak düzenlenen Türk Müziğinin süt ineklerinin hormon ve süt veriminin incelenmesi projesi çerçevesinde ineklere Türk müziği dinletilerek süt veriminin arttığı gözlemlendi. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı, Veteriner Fakültesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık MYO, MAKÜ Çiftliğinin de işbirliği yaptığı “Müziğin süt ineklerinin hormon ve süt verimi üzerindeki etkisinin incelenmesi ”projesi meyvelerini veriyor. Çiftlikte yetiştirilen ineklere dinletilen Türk Müziği’nin ardından ineklerin daha sakin ve huzurlu bir ortamda beslendikleri için süt veriminde de artış sağlandığı gözlemlendi. Proje sorumlusu MAKÜ Müzik Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Zeki Nacakcı projesi hakkında MAKÜ çiftliğindeki ineklere uyguladıkları projelerinde müziğin her bir tarzına ineklerin farklı tepkiler verdiklerini, müzikli ortamda durmalarının onlardaki mutluluk hormonlarında değişim gösterdiğini ve bu sayede de süt verimlerinin de arttığını aktardı. Daha önce birçok farklı yerde uygulanan bu yöntemin MAKÜ’de uygulanan bu sistemin farkının ise Türk Halk Müziği ve yöresel müzikler dinletmeleri olduğunu belirtti. Ayrıca Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Zeki Nacakcı; “Müziğin canlılar üzerindeki etkisine yönelik bir çok çalışma vardır. Bizim de bu projede çıkış noktamızdan bir tanesi de ineklerin süt verimini arttırabilir miyiz düşüncesiyle hareket ederek MAKÜ çiftliğinde müzik denemeleriyle ineklerimizin süt verimini arttırmaya yönelik bir proje başlattık. Bizim dünyada yapılan diğer projelerden farkımız onlar klasik müzik temelli araştırmalar yaparken biz bunu Türk Halk Müziği ile, yöre müzikleri ile, meditasyon müzikleri ile şekillendirme çalışması başlattık. Bunun öncelikli etapta dünyadan çok daha farklı olarak fareler üzerinde, atlar üzerinde, onlarında stres hormonlarını ve süt verimini arttırıcı hormonları üzerinde çalışmalarını yaptık. Bu çalışmalarda belli başlı müzikleri belirledik ve hangi desibelde vereceğimizi, hangi sürelerde vereceğimizi, ne kadar vereceğimiz gibi konuları önce atlar üzerinde yapılan araştırmalar ile belirledikten sonra çiftlikte ineklere günün belirli saatlerinde müzik dinletiyoruz. Bir de biliyoruz ki inekler en çok süt sağarken strese giriyorlar. Onlara o noktada farklı müzikler dinletip Pavlov’un şartlı deneysel olarak yapmış olduğu araştırma gibi bizde farklı denemeler yapıyoruz. Tabi bunların sonuçlarını daha almadık ama görünen o ki şu anda olumlu yönde gidiyoruz. Çünkü yaptığımız ön araştırmalara göre ineklerin müziğe çok güzel tepki verdiğini görüyoruz. Hatta ben ilk projeye başladığımda çok da şaşırmıştım, bu kadar aşırı bir tepki beklemiyordum. Direk bütün sese odaklanarak hareket ediyorlar. İlk etap araştırmalarımızda Türk Halk Müziğine, caz müziğine, meditasyon müziklerine diğer müziklere oranla daha çok tepki verdikleri görülüyor. Proje sonuçlandıktan sonra bunun bilimsel verileri makaleler ve bilimsel ortamlarda açıklanacak. O zaman çok daha net veriler elimize ulaşmış olacaktır.” dedi. -İneklerin stresleri az olunca süt verimi de artıyor İneklerin süt veriminin dış etkenlere bağlı olduğunu ve mutlu olduklarında süt veriminde artış yaşandığının altını çizen Prof. Dr. Nacakcı; “Benim diğer uzman arkadaşlardan aldığım davranışları ile ilgili bilgilere göre inekler stresleri ne kadar az olursa o kadar süt verimleri artıyor. Dolayısıyla normal yemeklerini yedikten sonra dinlenme modlarındaki müziklerin aslında meditasyon ve onları çok hareket ettirmeyecek bir tarzda müzik olduğu zaman onların çok daha rahat yattıkları ya da dinlendiklerini görüyoruz. Bu da onların günlük süt üretimlerini artırdığı gibi hareketli müziklerde de çok daha canlı hissediyorlar. İnsanlar nasıl farklı müziklere farklı tepkiler gösteriyorlar aynı hayvanlar da farklı müziklere farklı tepkiler gösteriyorlar ve bunun sonuçlarını da alıyoruz. Proje başlayalı bir yıl oldu. Bir yıl süresi içerisinde değerli veriler elde ettik. Bunu gerek kan alma örneklerinde, gerekse davranışlarını gözlemleyerek de görüyoruz. Projenin sonlarına doğru geldik. Yaklaşık 3 ay içinde de projemiz sonuçlanacak. 3 ay sonra da basın mensupları ile bu verileri paylaşacağız.” şeklinde konuştu. Projede farklı fakültelerden 15 kişi yer alıyor Projenin büyük katılımlı bir proje olduğundan bahseden Prof. Dr. Nacakçı; “Proje ekibimiz büyük. Veteriner Fakültesinde branşları çok farklı olan hekim arkadaşlarımızdan da destek alıyoruz. Laborantından hayvan davranışlarını gözlemleyen veterinerlere kadar. Yine biz de konservatuvar bölümünden farklı müzik türleriyle uğraşan arkadaşlarımızdan çok farklı destekler alıyoruz. Projemize yaklaşık 15 kişi destek veriyor. Bu da projenin büyüklüğünü ve başarıya ulaşmasında katkı veriyor.” sözlerini sarf etti. Merkezimizde hayvanlar üzerinde 40’ın üzerinde çalışma yapılıyor MAKÜ çiftliğinde yer alan hayvanlar üzerinde farklı çalışmalar yapıldığını dile getiren Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tarım Hayvancılık ve Gıda Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İlktan Baştan ise proje ile ilgili olarak; “Merkezimiz bünyesinde 40’ın üzerinde çalışma yapılmakta. Lisans ve lisansüstü öğrencilerimizin yanı sıra birçok bilimsel araştırma da uygulanmaktadır. Bunlardan bir de müziğin süt verimi üzerindeki artmasının araştırılması. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bölgesel Kalkınma Odaklı üniversite ve hayvancılık alanında özel desteklenen bir üniversite. Burada da bu üniversitenin farklı birimlerinde farklı disiplinlerinde hayvancılığın veriminin nasıl artırılabilir, nasıl daha iyiye götürülebilir, onun bir çalışma örneğini görüyoruz. Burada Güzel Sanatlar Fakültesi, Konservatuvar, Fen Edebiyat Fakültesi, Mimarlık Mühendislik Fakültesinden bir çok hocamızın aynı zamanda eşgüdümlü araştırmaları yürütülmektedir. Amacımız bölgemizdeki hayvancılığa bir örnek, bir rol model olabilmektir” dedi.