GENEL - 04 Mayıs 2018 Cuma 09:06

NEVÜ’de SANAR 2018 kongresi başladı

A
A
A
NEVÜ’de SANAR 2018 kongresi başladı

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öncülüğünde, Ankara Üniversitesi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ve Yüksek İhtisas Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen 1.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öncülüğünde, Ankara Üniversitesi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ve Yüksek İhtisas Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen 1.Uluslararası Spor, Antropoloji, Beslenme, Anatomi ve Radyoloji Kongresi üniversitemiz ev sahipliğinde başladı.


NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezi Damat İbrahim Paşa Salonunda başlayan kongrenin açılışına; NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Yüksek İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rabet Gözil, Türkiye, Macaristan, Yunanistan, İran ve Azerbaycan’dan 650 akademisyen ve davetliler katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan kongrenin açılışı Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Tekdemir’in selamlama ve teşekkür konuşmasıyla başladı. Tekdemir, ‘Bu çalışmanın özellikle endüstriyel alanda hem ülke ekonomisine, hem daha fazla yeni çalışmalara ışık katkı sunacağına inanıyorum ”dedi.


Açılışta konuşan Yüksek İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rabet Gözil, “Öncelikle Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öncülüğünde Ankara Üniversitesi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ve Yüksek İhtisas Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen bu güzel kongreye hoş geldiniz. Hepinizin de bildiği gibi kongreler, bilimin paylaşıldığı ve dostlukların tazelendiği çok önemli ortamlardır. Bu ortamı bize sağlayan Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mazhar Bağlı’ya ve bu kongrenin gerçekleşmesi için büyük emek veren, herkese teşekkür ediyorum. Bu bağlamda kongrenin hayırlı olmasını ve verimli geçmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.


Rektör Prof. Dr. Mazhar Bağlı ise; “Nevşehir gerçekten coğrafyası ve tarihi, kültürel birikimi ile Türkiye’nin en güzide, en müstesna illerinden biridir. Şu anda bu birikiminin yanı sıra üniversitemizin gerçekleştirdiği çalışmalarla Nevşehir’in geleceğine önemli bir katma değer sunan bir kurumunda bulunuyorsunuz. Bu üniversitede göreve başladığım günden beri sadece ilimiz için değil tüm Türkiye’ye için önemli bir katma değer katmak için çalışıyoruz. Bu anlamda akademi olarak ilimizin sahip olduğu potansiyelleri de gün yüzüne çıkaracak çalışmaları birlikte yürütüyoruz. Şu anda üniversitemizde 7 fakültemiz, 7 meslek yüksekokulumuz ve 3 enstitümüz bulunmakta. Ayrıca üniversitemiz bünyesinde ‘Turizm Araştırma Enstitüsü’ ile ‘Diş Fakültesi’ ve ‘Hukuk Fakültesi’nin açılmasına yönelik YÖK’ten de gerekli izinleri aldık ve inşallah kısa zamanda bunları da açmış olacağız. Biz üniversite olarak, göreceli olarak üstünlük alanımız olan Hacı Bektaş Veli üzerine araştırmalarına ağırlık vermeye ve aynı zamanda turizm konularında Türkiye’deki bütün çalışmaları tek çatı altında toplayacak ciddi bir vizyon oluşturmaya büyük gayret gösteriyoruz.


Nevşehir gerçekten de yaşanacak ve gezilip, görülmesi gereken bir şehir. Buraya gelen misafirlerimize sadece tadımlık bir kısmını sunuyoruz. Sizleri üniversitemize her zaman bekliyoruz ve bu güzellikler içerisinde yaşamanız için sizleri üniversitemize ve şehrimize davet ediyorum. Bu vesileyle bu kongreye iştirak eden başta siz değerli katılımcılarımız olmak üzere emeği geçen bütün üniversitelere ve destekleyen herkese teşekkür ediyor, kongrenin hayırlı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.


Rektör Bağlı’nın konuşmasının ardından kongre, Nevşehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Semah Ekibinin gösterisi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü Emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet İnam’ın konuşmaları ve plaket takdimi ile devam etti.


Kişisel Yağlı Boya Sergisi Kongreye Renk Kattı


NEVÜ işbirliğinde ve ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘1. Uluslararası Spor, Antropoloji, Beslenme, Anatomi ve Radyoloji Kongresi’ne katılan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Hamdi Çelik’e ait ‘Kişisel Yağlı Boya Sergisi’ açıldı.


NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı ve Yüksek İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rabet Gözil, kongreye katılan misafirler ile birlikte serginin açılışını gerçekleştirerek, sergide yer alan eserleri gezdiler. Sergi 3-5 Mayıs 2018 tarihleri arasında NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezi Fuaye Alanında ziyarete açık olacak.


Kongrede 381 Bildirinin Sunumu Yapılacak


Türkiye, Macaristan, Yunanistan, İran ve Azerbaycan’dan 650 akademisyenin katılımıyla açılışı gerçekleştirilen, oturumlar halinde devam eden ve 381 bildirinin sunumunun gerçekleştirileceği kongre, 5 Mayıs 2018 tarihine kadar devam edecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Duygu kontrolü çocukluk döneminde ailede öğrenilmeli İstanbul Eyüpsultan’da Iraklı eski öğrenci Y.K. tarafından silahla vurulan okul müdürü İbrahim Oktugan’ın ölümüyle özellikle ergen ve gençlerde duygu kontrolünün önemi bir kez daha gündeme geldi. Prof. Dr. H. Nermin Çelen, evde şiddet davranışı varsa çocuğun duygu düzenlemesini öğrenemediğini vurguladı. Prof. Dr. Çelen’e göre duygu kontrolü çocukluk döneminden itibaren önce ailede sonra akranlardan öğreniliyor. İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Nermin Çelen, duygu kontrolüne ilişkin değerlendirmede bulundu. Sağlıklı bir insanın duygularını kontrol edebileceğini belirten Prof. Dr. Çelen, “Duygu kontrolünü ya da duygularımızı düzenlemeyi çocukluktan itibaren öğreniyoruz. Duygu kontrolü her insan için geçerlidir. Her duygumuzu yoğun şekilde yaşamak çok sağlıklı olmayabilir” açıklamasında bulundu. Duygu kontrolünün oluşabilmesi için önce aile sonra akranların katkıda bulunduğuna değinen Prof. Dr. H. Nermin Çelen, “Eğer aile içerisinde şiddet varsa, masa yumruklamak, kapıları çarpmak, tokat atmak gibi şiddet davranışları ailede varsa çocuk duygularının nasıl düzenleneceğini öğrenemiyor. Anne ve babanın duygu kontrolündeki rolü çok büyük. Diyelim çocuk okul öncesi ya da ilkokula gitti, duygu kontrolünü bilmiyorsa diğer çocuklar ondan hızla uzaklaşıyor. Yalnız kalmamak için duygularını yavaş yavaş kontrol etmeye başlıyor” dedi. Ergenlik döneminde duygular çok yoğun yaşanıyor Eğer bunlar olmadıysa yani çocuk ailede ve ilkokul döneminde bunları öğrenemediği taktirde ergenlik döneminde farklı problemlerin yaşandığını belirten Prof. Dr. Çelen, “Beyinde duygularımızın merkezi limbik sistem ve amigdaladır. Gençlik döneminde amigdala duyguları özgürce üretir. Fren sistemi henüz gelişmemiştir. Freni olabilmesi için prefrontal lob dediğimiz alnın arkasındaki beyin bölümünün, limbik sistem arasında biyolojik iletişim kurması gerekiyor. Bu da zaman alıyor. Amigdala sayesinde ergenlik döneminde duygular çok yoğun yaşanıyor. Ön beyin lobu ile iletişim olmadığında duygular frenlenemiyor. Öfke ve benzeri sonuna kadar yaşanabiliyor. Ergenlik döneminde dopamin üretimi çok artıyor, fışkırıyor diye tabir ediliyor. Ama daha önceden duygularını kontrol etmeyi öğrendiyse nispeten onları yumuşatıyor” şeklinde konuştu. Olumsuz imkanlar donakalım durumunu ortaya çıkarıyor Olumsuz imkanların kişide frustrasyon da denilen donakalım durumunu ortaya çıkardığını da belirten Prof. Dr. Çelen, “Özellikle ergenlik döneminde çocukluktan itibaren duygu kontrolü yoksa, birtakım olumsuz imkanlar varsa mesela yabancı olmak, sığınmacı olmak, arkadaşları tarafından onaylanmamak, ders notlarının düşük olması, yeni çevreye uyum sağlayamaması bireyde donakalım denilen durumu ortaya çıkarıyor. Donakalımda şu oluyor: Diyelim evden çıkacaksın kapının kilidi düştü ve çıkamıyorsun. O an ne hissedersin? Ya da eşine mesaj göndereceksin şarjın bitmiş, ne hissedersin? İşte o anda yaşanan ve hissettiğin şeye donakalım deniyor” dedi. Donakalım öfke duygusunu ortaya çıkarıyor Donakalımın fizyolojik bir durum olup öfke duygusunu ortaya çıkardığını belirten Prof. Dr. Çelen, duygu kontrolü yoksa onun da şiddet davranışına dönüşebildiğini ifade etti. Prof. Dr. Çelen, “Gencin çözemediği sorunu varsa dışarıya da zarar vermiyorsa kendine dönük şiddet uygulayabilir. Dövme yaptırmak, dudağa pearcing taktırmak içe dönük şiddettir. Dışarıya yönelik şiddette cam kırar, duvarı yumruklar. Bunun en uç noktası adam öldürmektir. İçe dönük şiddetin en uç noktası ise intihardır” dedi. Prof. Dr. Çelen, şiddet davranışının sadece erkek çocuklarda değil, kız çocuklarında da ortaya çıkabildiğini söyledi. Duygular taklit yoluyla da kazanılır Prof. Dr. Çelen, “Davranışları onaylı ya da onaysız da olsa prestij sahibi, popüler kişilerin davranışlarının taklit edilmesi söz konusudur. Toplumda, medyada çok örnek bulunmaktadır” dedi. Duygu düzenlemesi duygusal zekayla ilgili Duygu düzenlemenin duygusal zekayla alakası olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çelen, “Bilişsel zekâmız doğuştan biçilmiş olarak dünyaya geliyoruz ama duygusal zekayı artırabiliyoruz. Yani insanların duygu düzenlemesinin dolayısıyla duygusal zekâsını özel programlarla ve profesyonel yardımla artırmak mümkün” dedi. Prof. Dr. Çelen şöyle konuştu: “Medyada son günlerde yer alan vakalardaki şiddet örnekleri yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde gençlerin fizyolojik yapısı, isteklerini erteleme özelliklerinin olmayışı, donakalım yaşantısının geçmişi ve taklit edilecek modellerin çokluğu günümüz imkanlarında sadece bizde değil, dünyada büyük bir sorun haline gelmiştir. Tabii bunda duygusal zekânın yeterli olmayışı da söz konusudur. İnsan, hayvan ve doğa sevgisi öğretmek de çok önemlidir. Unutmayalım ki gençler dünya kurulalı beri otoriteye de karşıdır.” Profesyonel yardım alınmalıdır Prof. Dr. Çelen son olarak duygu kontrolü ile ilgili sorun yaşayan çocuk ya da ergenle ilgili profesyonel yardım alınması gerektiğini belirterek “Ebeveyn sorunun farkındaysa çocukları için profesyonel yardım almalıdır. Ayrıca ailenin yanı sıra okullardaki rehberlik servislerine büyük sorumluluk düşmektedir” şeklinde sözlerini tamamladı.
Burdur Türk müziğinin ineklerin süt verimini artırdığı akademik olarak ispatlandı Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Çiftliğinde Devlet Konservatuarı ile ortak düzenlenen "Türk Müziğinin Süt İneklerinin Hormon ve Süt Verimi Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi" projesi çerçevesinde ineklere Türk müziği dinletilerek süt veriminin arttığı gözlemlendi. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı, Veteriner Fakültesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık MYO, MAKÜ Çiftliği’nin de iş birliği yaptığı "Müziğin Süt İneklerinin Hormon ve Süt Verimi Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi" projesi meyvelerini veriyor. Çiftlikte yetiştirilen ineklere dinletilen Türk Müziği’nin ardından ineklerin daha sakin ve huzurlu bir ortamda beslendikleri için süt veriminde de artış sağlandığı gözlemlendi. Proje sorumlusu MAKÜ Müzik Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Zeki Nacakcı projesi hakkında MAKÜ Çiftliği’ndeki ineklere uyguladıkları projelerinde müziğin her bir tarzına ineklerin farklı tepkiler verdiklerini, müzikli ortamda durmalarının onlardaki mutluluk hormonlarında değişim gösterdiğini ve bu sayede de süt verimlerinin de arttığını aktardı. Daha önce birçok farklı yerde uygulanan bu yöntemin MAKÜ’de uygulanan bu sistemin farkının ise Türk Halk Müziği ve yöresel müzikler dinletmeleri olduğunu belirtti. Ayrıca proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Zeki Nacakcı, "Müziğin canlılar üzerindeki etkisine yönelik birçok çalışma vardır. Biz de bu projede ineklerin süt verimini artırabilir miyiz düşüncesiyle hareket ederek MAKÜ Çiftliği’nde müzik denemeleriyle ineklerimizin süt verimini artırmaya yönelik bir proje başlattık. Bizim dünyada yapılan diğer projelerden farkımız onlar klasik müzik temelli araştırmalar yaparken biz bunu Türk halk müziği ile, yöre müzikleri ile, meditasyon müzikleri ile şekillendirme çalışması başlattık. Bunun öncelikli etapta dünyadan çok daha farklı olarak fareler üzerinde, atlar üzerinde, onlarında stres hormonlarını ve süt verimini artırıcı hormonları üzerinde çalışmalarını yaptık. Bu çalışmalarda belli başlı müzikleri belirledik ve hangi desibelde vereceğimizi, hangi sürelerde vereceğimizi, ne kadar vereceğimiz gibi konuları önce atlar üzerinde yapılan araştırmalar ile belirledikten sonra çiftlikte ineklere günün belirli saatlerinde müzik dinletiyoruz. Bir de biliyoruz ki inekler en çok süt sağarken strese giriyorlar. Onlara o noktada farklı müzikler dinletip Pavlov’un şartlı deneysel olarak yapmış olduğu araştırma gibi bizde farklı denemeler yapıyoruz. Tabii bunların sonuçlarını daha almadık ama görünen o ki şu anda olumlu yönde gidiyoruz. Çünkü yaptığımız ön araştırmalara göre ineklerin müziğe çok güzel tepki verdiğini görüyoruz. Hatta ben ilk projeye başladığımda çok da şaşırmıştım, bu kadar aşırı bir tepki beklemiyordum. Direkt bütün sese odaklanarak hareket ediyorlar. İlk etap araştırmalarımızda Türk halk müziğine, caz müziğine, meditasyon müziklerine diğer müziklere oranla daha çok tepki verdikleri görülüyor. Proje sonuçlandıktan sonra bunun bilimsel verileri makaleler ve bilimsel ortamlarda açıklanacak. O zaman çok daha net veriler elimize ulaşmış olacaktır" dedi. "İneklerin stresleri az olunca süt verimi de artıyor" İneklerin süt veriminin dış etkenlere bağlı olduğunu ve mutlu olduklarında süt veriminde artış yaşandığının altını çizen Prof. Dr. Nacakcı, "Benim diğer uzman arkadaşlardan aldığım davranışları ile ilgili bilgilere göre, inekler stresleri ne kadar az olursa o kadar süt verimleri artıyor. Dolayısıyla normal yemeklerini yedikten sonra dinlenme modlarındaki müziklerin aslında meditasyon ve onları çok hareket ettirmeyecek bir tarzda müzik olduğu zaman onların çok daha rahat yattıkları ya da dinlendiklerini görüyoruz. Bu da onların günlük süt üretimlerini artırdığı gibi hareketli müziklerde de çok daha canlı hissediyorlar. İnsanlar nasıl farklı müziklere farklı tepkiler gösteriyorlar aynı hayvanlar da farklı müziklere farklı tepkiler gösteriyorlar ve bunun sonuçlarını da alıyoruz. Proje başlayalı bir yıl oldu. Bir yıl süresi içerisinde değerli veriler elde ettik. Bunu gerek kan alma örneklerinde, gerekse davranışlarını gözlemleyerek de görüyoruz. Projenin sonlarına doğru geldik. Yaklaşık 3 ay içinde de projemiz sonuçlanacak. 3 ay sonra da basın mensupları ile bu verileri paylaşacağız" şeklinde konuştu. "Projede farklı fakültelerden 15 kişi yer alıyor" Projenin büyük katılımlı bir proje olduğundan bahseden Prof. Dr. Nacakçı, "Proje ekibimiz büyük. Veteriner Fakültesinde branşları çok farklı olan hekim arkadaşlarımızdan da destek alıyoruz. Laborantından hayvan davranışlarını gözlemleyen veterinerlere kadar. Yine biz de konservatuvar bölümünden farklı müzik türleriyle uğraşan arkadaşlarımızdan çok farklı destekler alıyoruz. Projemize yaklaşık 15 kişi destek veriyor. Bu da projenin büyüklüğünü ve başarıya ulaşmasında katkı veriyor" sözlerini sarf etti. "Merkezimizde hayvanlar üzerinde 40’ın üzerinde çalışma yapılıyor" MAKÜ Çiftliği’nde yer alan hayvanlar üzerinde farklı çalışmalar yapıldığını dile getiren Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tarım Hayvancılık ve Gıda Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İlktan Baştan ise proje ile ilgili olarak, "Merkezimiz bünyesinde 40’ın üzerinde çalışma yapılmakta. Lisans ve lisansüstü öğrencilerimizin yanı sıra birçok bilimsel araştırma da uygulanmaktadır. Bunlardan bir de müziğin süt verimi üzerindeki artmasının araştırılması. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bölgesel Kalkınma Odaklı üniversite ve hayvancılık alanında özel desteklenen bir üniversite. Burada da bu üniversitenin farklı birimlerinde farklı disiplinlerinde hayvancılığın veriminin nasıl artırılabilir, nasıl daha iyiye götürülebilir, onun bir çalışma örneğini görüyoruz. Burada Güzel Sanatlar Fakültesi, Konservatuvar, Fen Edebiyat Fakültesi, Mimarlık Mühendislik Fakültesinden birçok hocamızın aynı zamanda eşgüdümlü araştırmaları yürütülmektedir. Amacımız bölgemizdeki hayvancılığa bir örnek, bir rol model olabilmektir" dedi.
Gümüşhane Gümüşhane Valisi Tanrısever, Nisan ayının güvenlik istatistiklerini paylaştı Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever Nisan ayının güvenlik istatistiklerini paylaştı. Gümüşhane Valiliği Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever, Gümüşhane İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Serhat Demiral ve Gümüşhane İl Emniyet Müdür Yardımcısı Metin Aygün katıldı. Toplantıda Gümüşhane’nin nisan ayı istatistiklerini paylaşan Vali Tanrısever ilk olarak YSK tarafından alınan kararla 2 Haziran tarihinde Kelkit’in Söğütlü Beldesi Merkez mahallesinde ve Kelkit Karacaören köylerinde muhtarlık seçimleri yenileneceğini söyledi. Terörle mücadelede PKK bölücü terör örgütü ve FETÖ/PDY başta olmak üzere 18 operasyon gerçekleştirildiğini belirten Vali Tanrısever, terörle mücadeleye kararlılıkla devam edileceğini sözlerine ekledi. Düzensiz göçmenlere yönelik gerçekleştirilen 10 operasyonda 1 organizatörün tutuklandığını ifade eden Vali Tanrısever, 17 düzensiz göçmenin de Geri Gönderme Merkezleri’ne sevk edildiğini dile getirdi. “Uyuşturucu operasyonu sayısı yüzde 166 arttı” Uyuşturucuyla mücadelede, operasyon sayılarının büyük oranda arttığını söyleyen Gümüşhane Valisi Tanrısever, “Operasyon sayısı bir önceki döneme göre yüzde 166 artmış, gerçekleştirilen toplam 16 operasyonda 8 şahıs tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir. Operasyonlarda yakalanan metamfetamin miktarındaki artış dikkat çekicidir. Metamfetamin; diğer uyuşturucu maddelere kıyasla gerek öldürücü, gerekse vücutta bıraktığı tahribat nedeniyle en tehlikeli maddeler arasında yer almaktadır” dedi. Organize suç örgütlerine yönelik düzenlenen 1 operasyonda 2 şahsın gözaltına alındığını açıklayan Vali Tanrısever, ayrıca kaçakçılık faaliyetlerine yönelik de 8 operasyon gerçekleştirildiğini ifade etti. Nisan ayı içerisinde gerçekleştirilen diğer operasyonlardan da bahseden Vali Tanrısever, “Bütün vatandaşlarımızın kendisini huzur ve güvende hissetmesi tek amacımızdır. Bu kapsamda kişilere ve mal varlığına karşı işlenen suçların azaltılmasına ve aydınlatılmasına yönelik ciddi gayret sarf ediyoruz. Nisan ayı içerisinde, kişilere karşı işlenen suçların aydınlatma oranı yüzde 92, mal varlığına karşı işlenen suçların aydınlatma oranı ise yüzde 76’dır. Ayrıca ülke çapında gerçekleştirilen ’Huzur, Güven, Mercek ve Çember’ gibi operasyonlar ile uzun süredir aranan şahısların yakalanmasına yönelik gayretlerimizi artırdık. Dönem içerisinde çeşitli suçlardan haklarında arama kararı olan 37 şahıs yakalandı. Tüm kurumlarımız iş birliği ve koordinasyon içerisinde en ücra köşedeki vatandaşlarımıza ulaşmak suretiyle çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çalışmalar sonrasında telefonlarına KADES uygulamasını indiren vatandaş sayımız 7 bin 429’a ulaşmıştır. Dönem içerisinde her ne kadar olay sayımız yüzde 29 artsa da ihbarların, müessif bir olay vukuu bulmadan alınması ve hayatını kaybeden vatandaşımızın bulunmaması memnuniyet vericidir. Ülke çapında gerçekleştirilen SİBERGÖZ ve münferit operasyonlar sonucunda terör örgütleri ile siber alanda da güçlü mücadelemiz devam etmektedir. Bu kapsamda siber alanda terör örgütlerinin propagandasını yapan 224 hesap kapatılmış ve 6 şahıs hakkında adli işlem başlatılmıştır. Ayrıca yasa dışı bahis suçuna yönelik 1 operasyon gerçekleştirilmiş, bu operasyonda 2 şahıs gözaltına alınmıştır.” diye konuştu. Nisan ayı içerisinde Gümüşhane’de 2023 yılına göre kazalarda yüzde 75’lik bir artış olduğunu dile getiren Vali Tanrısever, 35 ölümü ve yaralanmalı kaza meydana geldiğini belirterek, bu kazalarda 2 kişinin hayatını kaybettiğini 63 vatandaşın da yaralandığını açıkladı.
İstanbul Zabit katibinin yargılandığı davada ara karar açıklandı: Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak çalışırken, yüksek kar getirisi vaadiyle vatandaşları milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel’in yargılandığı davada sanığın tutukluluk halinin devamına hükmedildi. Zabit katibi duruşmada, “Herkes benden para aldı, ödeme yaptığım insanlar beni kullandı. Şimdi tek suçlu ve sorumlu ben oldum” dedi. Bakırköy Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel’in yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’ndan görülen duruşmada tutuklu zabıt katibi sanık Süleyman Demirel ve Abbas Kırmızı, bir kısım tutuksuz sanıklar ve tarafların avukatları hazır bulundu. “Bu dosyada tefecilikle suçlanıyorum ama Emel bana kanser olduğunu söyleyip birçok kez para aldı” Görülen davada tutuklu sanık Demirel, duruşma salonunda tutuksuz sanık olarak hazır bulunan eski eşi Emel D.’nin olayların en başından beri her şeyden haberdar olduğunu belirttiği savunmasında “Ben bahis oynuyordum. Bunu Emel dahil herkes biliyor. Ben bu dosyada tefecilikle suçlanıyorum ama Emel bana kanser olduğunu söyleyip benden birçok kez para aldı. Benden aldığı parayı bir yıl sonra geri ödedi” ifadelerini kullandı. “Beni Sarallar çetesine gidip şikayet etti” Savunmalarına devam eden sanık Demirel “Burada bulunan herkes beni kullandı. Benden paraları aldılar daha sonra olayın tek suçlusu benmişim gibi yansıttılar. Herkes benden para aldı, ödeme yaptığım insanlar beni kullandı. Şimdi tek suçlu ve sorumlu ben oldum. Bu olaylar yaşanırken Levent Sırataş beni Sarallar çetesine gidip şikayet etti. “Bir lira bile alamadığım olay için 10 milyon liralık evim şu an satışta” Duruşmada savunma yapan ve Levent Sırataş’ın eski eşi olduğunu söyleyen tutuksuz sanık Emel Danış “Ben hiçbir suça ve örgüte dahil olmadım yardım etmedim. Ayrıca Levent Sırttaş’ın eski eşiyim Levent Süleyman’a özenip bu işlere girmiştir. Eski eşim Levent, bu işlere bulaştığını öğrenip ona tepki gösterdiğimde, beni oğlumun en yakın arkadaşının annesi olan kişiyle aldatmıştır. Süleyman’ı günde beş altı kere arıyordum. Bir lira bile alamadığım olay için 10 milyon liralık evim şuan satışta çok mağdurum. Görülen davada savunma yapan sanık avukatları sanıkların beraatlarını aksi kararda ise adli kontrol şartıyla tahliyelerin talep ettiler. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair delillerin ortada olduğunu belirterek tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Görülen davada mahkeme ara kararını açıkladı. Tutuksuz sanıkların haklarında bulunan yurt dışı çıkış yasağı tedbirinin devamına karar veren mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devam etmesine hükmederek duruşmayı erteledi.