KÜLTÜR SANAT - 28 Mart 2024 Perşembe 11:44

70 yıldır fındık dallarından sepet örüyor

A
A
A
70 yıldır fındık dallarından sepet örüyor

Ordu’nun Ünye ilçesinde yaşayan Sezai Yıldıran, babasından kalma mesleğini sürdürerek 70 yıldır fındık dallarından sepet örüyor.


İlçenin Saylan Mahallesi Bazmanlı mevkisinde 77 yaşındaki Sezai Yıldıran, babadan kalma meslek olan, "Geleneksel, Kültürel veya Sanatsal Değeri Olan Kaybolmaya Yüz Tutmuş Meslekler Listesi"nde yer alan sepetçiliği evinin bahçesindeki ufak kulübesinde 70 yıldır devam ettiriyor. Türkiye’nin farklı illerinden de sipariş alan Sezai Yıldıran, mesleğin kaybolmaması ve gelecek nesillere aktarılması için çaba sarf ediyor, gelenlere işin inceliklerini de öğretiyor.



“Çocukluğumda başladım, 70 yıldır örüyorum”


Çocukluğundan itibaren babadan öğrendiği mesleği 70 yıldır sürdürmeye çalıştığını ifade eden Yıldıran, “Ben bu mesleğe ilk olarak 7 yaşındayken babamdan görerek başladım. Çocukluğumda başladım, o günden bu güne 70 yıldır devam ediyorum. Herkesin öğrenmesini istiyorum. İsteyen mesleği öğrenmek için yanıma gelebilir. Babam ormanlardan ve fındık bahçelerinden bize çubuk ve özlük getiriyordu. Daha sonra babam örmeye başlamasının ardından bize vererek devam ettiriyordu. Biz de örmeye başladık ve öğrendik. Evimin bahçesindeki kulübemde ben bunu yaparken ayrıca eşim ve çocuklarımda bana yardım ediyor. Onların desteği olmasa bu kadar yapamam. Şu an herhangi bir sepeti yaklaşık 15 dakikada hazırlıyor, ortalama 2 saatte bitiriyorum” dedi.



“Türkiye’nin her köşesinden sepet için arıyor ve istiyorlar”


Ürettiği sepetleri için Türkiye’nin dört bir köşesinden taleplerin olduğunu söyleyen Sezai Yıldıran, “Gençlere mutlaka çağrıda bulunuyorum. Yanıma gelsinler mutlaka bu mesleği öğrensinler istiyorum. Mesleğin iyisi kötüsü olmaz. Yediden yetmişe kadar öğrenmenin yaşı yoktur diyerek iş bulamadık demesinler. Bu işi yaptıkları zaman paralarını kazanırlar ve azalmış bir mesleği yaşatmanın gururunu yaşarlar. Burada el sanatları hocalarımızda yanımıza gelerek bizlerden destek istediler. Bende onlara bu sepet için yardımcı oldum. Yaklaşık 20 gündür her akşam gelerek bu mesleği öğrendiler. Onlar da gelecek nesillere öğretmek için mücadele edecekler. Şu an sepetlerim için sipariş nedeniyle Türkiye’nin her tarafından arıyorlar ve yanıma geliyorlar" şeklinde konuştu.



“Bu işe gönüllüyüz”


Kültürel veya Sanatsal Değeri Olan Kaybolmaya Yüz Tutmuş Meslekler Listesi’nde yer alan sepet mesleğini 70 yıllık ustadan öğrendikleri için mutlu olduklarını ifade eden El Sanatları Öğretmeni Sezgi Tahmaz ise “Unutulmaya yüz tutmuş olan bütün el sanatlarına ilgim var. Sezai ustamızı köyde sepet örücülüğünü yaptığını duyunca bulunmaz bir nimet olduğunu gördük. Kendisine bize öğretmesi için ricada bulunduk. Kendisi de bize öğretmek için olumlu karşıladı. Bir aya yakındır Sezai amcamızın yanına sepet işini öğrenmeye geliyoruz. Geçmişine sahip çıkmayan kültürler, geleceğini de oluşturamazlar. Bu düstur ile bu işe gönüllüyüz ve yapmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.



70 yıldır fındık dallarından sepet örüyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Çocuk Kütüphanesi sayesinde 4 yılda 400 kitap okudu Gaziantep’te yaşayan 12 yaşındaki Berat Koca, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin kapısını 8 yaşında aralayarak geride kalan 4 yılda 400 kitap okudu. Okuduğu kitaplar sayesinde okuma becerilerini geliştiren Koca, yüzlerce sayfalık kitapları birkaç günde bitirebiliyor. Gaziantep’te ilk kez 2016 yılında açılan ve şu anda sayısı 6’ya ulaşan Uygulamalı Çocuk Kütüphaneleri, fırsat eşitliği tanımak için dezavantajlı bölgelere öncelik tanıyor. Açıldığı günden beri Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin on binlerce üyesinden biri olan 12 yaşındaki Berat Koca, şu anda 539 sayfalık kitabı 2 günde bitirebiliyor. Koca, ilgisi ve merakının yanı sıra kelime dağarcığının gün geçtikçe artması sebebiyle de artık yetişkin kitaplarını rahatlıkla okuyabiliyor. Koca’nın en çok etkilendiği yazar ise Jack London. Çocuk Kütüphanesi’nin fırsat eşitsizliğinin önüne geçtiğini ve artık haritasının kitaplar olduğunu vurgulayan Koca, “Kitaplar yön gösteriyor. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitsizliğinin önüne geçiyor. Çocukların kitaba erişiminde hayati bir şey ve benim de rehberim oldu” dedi. “Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır” Çocuk Kütüphanelerine gelmeye başlamasının ardından kitap kurduna dönüşen ve ilgisinin bilgilerle farkındalığa dönüştüğünü ifade eden Berat Koca, “Korsanlar hazinelerini bulmaya çalışırken hazine haritalarına bakarlar. Doğru haritayı kullanırsa hazineyi bulur. Dediğim hazine kişinin başarısıdır. Korsan biziz, başarıyı arayan denizci diyebiliriz. Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır. Çünkü onlara yön gösteriyor. Kitaplar çocuklar için rehberdir. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri benim rehberim oldu. Bilim, kurgu ve fantastik sanatları okuyorum. Açıkçası heyecanlı olduğu için okumayı seviyorum. Bilime merakım var. Merakım gün geçtikçe ilgiye dönüştü ve tam ilgimin doruklarındayken bu kütüphane açıldı. Bu kütüphaneye gelmeye başladığımda ilgim bilgilerle farkındalığa dönüştü ve bilim insanı olmak istediğime karar verdim” diye konuştu. “Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitliği sağlıyor” Kitaba erişimde Çocuk Kütüphanelerinin çok önemli olduğunu ifade eden Koca, “Fırsat eşitliği, bu çocuk kütüphaneleri bunu sağlıyor. Maalesef günümüzde her ailenin kitap alacak kadar maddi gücü yok. Bu kütüphaneler fırsat eşitliğini koruyor. Çocuk kütüphaneleri genel olarak bu imkanı sağlıyor. Çocukları kitaplarla beslemeyen bir devletin sonu hazindir. Çocuk sayısına göre kütüphane açılması gerekiyor” dedi. Berat’ın annesi Hatice Koca ise insanların kitaba ulaşmada zorluk yaşadığını belirterek, “Buna gerek bütçe gerek bulunduğun yer fırsat vermiyor. Ama kütüphane olduğu zaman her bilgiyi her araştırdığın konuya kolaylıkla ulaşabileceğin bir alan benim gözümde” diye konuştu. Çocuk kütüphaneleri birçok fayda sağlıyor Kütüphaneler 0-12 yaş aralığına hitap ediyor. On binlerce üyesi olan ve sayısı 6’ya ulaşan Çocuk Kütüphanesi’nde çocuklar sadece kitapla buluşmuyor. Mozaik, müzik, resim kursları, drama çalışmaları ve meslek tanıtımları da yapılıyor. Çocuklar hem eğleniyor hem öğreniyor. Kütüphanenin bir diğer öğrencisi Belinay Kaya, kütüphanede kitap okumanın yanı sıra çeşitli kurslar olduğunu ifade ederek, “Burada mozaik, müzik, resim kursu yani daha çok değer vereceğimiz şeyler var. Kitaptan ibaret değil. Hem kitap okuyoruz hem kurslara gidiyoruz. Kitapları çok güzel. Birçok etkinlik oluyor. Masal saatleri oluyor” şeklinde konuştu. Kitap okumanın farklı faydalarına değinen Mir Nafi Ünlü ise “Ben kitap okumadan önce pek hayal kuramazdım. Kitap okuduktan sonra gözümde canlandırmam daha güzel oldu. Kitap okumam konuşmamı da etkiledi. Önceden kekeliyordum ona fayda sağladı. Güzel bir şey tavsiye ederim” ifadesini kullandı.
İstanbul Fatih’te sevgili cinayeti: Tartıştığı erkek arkadaşını bıçakla öldürdü Fatih’te Zehra Taşkan isimli kadın, sevgilisi olduğu öğrenilen Fırat Kalburcuoğlu’nu, tartışma sırasında bıçakla yaraladı. Hastaneye kaldırılan Kalburcuoğlu hayatını kaybederken olay sonrası Zehra Taşkan polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Olay, önceki gün gece Fatih Seyid Ömer Mahallesi Miralay Hasan Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Zehra Taşkan, aynı evde yaşadığı erkek arkadaşı Fırat Kalburcuoğlu ile tartışmaya başladı. Tartışma bir süre sonra sokağa taşındı. İddiaya göre, Kalburcuoğlu tartışma esnasında kız arkadaşı Zehra Taşkan’a küfür etti. Bunun üzerine Taşkan, elindeki bıçakla erkek arkadaşı Kalburcuoğlu’nu yaraladı. Sokakta bağrışma seslerini duyan komşuları ise durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar sonrası olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı Kalburcuoğlu hastaneye kaldırılırken yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtartılamayarak hayatını kaybetti. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken Taşkan’ı gözaltına aldı. Taşkan emniyetteki işlemlerin ardından çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. “Ben seslerin devamlı parktan gelen ses olduğunu düşündüm” Olayı gören Hasan Demir, “Oğlum dışarıda siparişteydi ben de içerideydim. O sırada bir ses geldi. Ben seslerin devamlı parktan gelen ses olduğunu düşündüm. Aradan 15 - 20 dakika geçtikten sonra bir baktım iki kadın dükkana girdiler. İçeri giren bir kadın ’amca kapıyı kapat bir kadın birisini bıçaklamış yerde yatıyor. Kadın elindeki bıçak ile sağa sola saldırıyor’ dedi. Oturun dedim sonra ambulans, olay yeri inceleme ve polis ekipleri geldi” dedi. “Kadının elinde bıçak vardı beni bırakın diye tehdit ediyordu” Yaralı Kalburcuoğlu’na müdahale yapan bir kadın, “Kan oluk gibi akmaya başladı. o anda ciddi bir yaralanma olduğunu düşündüm. Ben tampon yapmak için indim. Aşağı geldiğimde kadın çığlık atıyordu. Kadına nerenizden yaralandınız diye sordum. O sarhoştu dediğini çok anlamadım. Başka bir kadın bu değil bıçaklanan bu adam dedi. Adam yerde yatıyordu. Kemer alıp, damarına bağladım. Damarına gittiğini anladım. Kadının elinde bıçak vardı beni bırakın diye tehdit ediyordu. Bırakın ölüyor mu, ölsün mü diyordu anlamadım. O anda kadının ne dediğini anlamıyordum. İkisi de alkollüydü ben görmedim. Kadını polise ben söyledim kimse sesini çıkarmıyor. Kadının vurduğunu onlarda biliyorlar. Onlar bana kadın vurdu dediler. Kadın bize de bıçak çekip, bırakın dedi. Ben polise kadının cebinde bıçak olduğunu söyledim. O esnada kadın beni tehdit etti. Ben insanlık görevimi yaptım. Ben geldiğimde adamın nabzını kontrol ettim, nabzı yavaştı. Adamın nabzı 5 dakika sonra daha çok zayıflamaya başladı. Olayın zanlısını ben gösterdim, söyledim” şeklinde konuştu.