GENEL - 13 Ekim 2017 Cuma 10:05

Evinin bahçesine güneş enerji santrali kuran Kezban teyze devletten destek bekliyor

A
A
A
Evinin bahçesine güneş enerji santrali kuran Kezban teyze devletten destek bekliyor

Sinop’un Gerze ilçesi Gürsökü köyünde evinin bahçesine güneş enerji santrali kuran 59 yaşındaki Kezban Karaman, devletten destek bekliyor.

Sinop’un Gerze ilçesi Gürsökü köyünde evinin bahçesine güneş enerji santrali kuran 59 yaşındaki Kezban Karaman, devletten destek bekliyor.


Bu enerji sistemini Almanya’da gördüğünü söyleyen Kezban Karaman, "Almanya’da yaşayan ailemi ziyaret etmeye gittim. Bu enerji sistemi her evin bahçesinde, çatısında mevcut. Bunun ne olduğunu sorup öğrendim. Bunu ilk gördüğüm zaman bunu Avrupalılar yapmış biz niye yapmayalım diye düşündüm. Çünkü onlar zorunlu yapmış, teknolojisini bulmuşlar. Bize kolayı kalmış. Bu kolayı da biz yapalım artık, yani biz Avrupa ile yarışalım bizim onlardan ne eksiğimiz var dedim. Bir gün param olursa bunu yaptıracağım dedim. Bu kadarını yapabildim emekli maaşımla. İnşallah devlet destek verirse bunu büyüteceğim. Eğer destek verilirse 19 olan panel sayısını artıracağım. Bu, ucuz, dumanı, kokusu olmayan sağlıklı bir sistem. Her vatandaşın yapabileceği bir şey" dedi.



"Cumhurbaşkanımızın eşi destek sözü verdi"


Bu santrali herkesin yaptırması gerektiğini belirten Karaman, "Ham madde sıkıntısı yok. Ham maddesi güneş, temiz enerji. Ben de ilk başta yönetmeliğe baktım. Şirket kurmaksızın lisanssız olmak üzere vergiye tabi değil. Bu bana uygun dedim, alt gelirli birisiyim bir emekli maaşım var. 2016’da bunu yaptırdım, yüzde 5 pul vergisi kestiler benden. Samsun’dan yetkililer geldi baktı. 2017’de bana ’Maliye kaydı açtıracaksın az da olsa bir gelirin var, defter tutacaksın fatura keseceksin’ dediler. Ben de bir araştırma yaptım kazancım giderimi karşılamıyor. Ben bunun altından kalkamam diye Başbakanlığımıza, Cumhurbaşkanlığımıza başvurdum. 30 Ağustos’ta Ankara’da görüştüğüm Cumhurbaşkanımızın eşi bana destek olacağını söyledi. Destek olmalarını bekliyorum. Cennet bir vatanda yaşıyoruz, bu bedava enerjiyi hep beraber kullanalım, herkes yaptırsın" dişe konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ GSİM’den, Ziraat Türkiye Kupası finali için resmi başvuru Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, 23 Mayıs tarihinde oynanacak olan Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak Ziraat Türkiye Kupası finalinin Elazığ Atatürk Stadyumu’nda oynanması için resmi başvuruda bulundu. Beşiktaş - Trabzonspor arasındaki Ziraat Türkiye Kupası finalinin nerede oynanacağı ve saati henüz belli olmazken, Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Elazığ’da oynanması halinde şehrin; kültür, sanat, spor ve coğrafi olmak üzere birçok yönden tanıtımına büyük katkı sunacağı düşüncesi ile TFF’ye başvurdu. Elazığ’ın en büyük yatırımlarından biri olan ve 2023 yılında hizmet vermeye başlayan Elazığ Atatürk Stadyumu, Türkiye’nin futbol oynamaya müsait en kaliteli zeminlerinden biri. Türkiye - Litvanya arasında kadın kutbol milli maçına ev sahipliği yapan 18 bin 423 seyirci kapasiteli Elazığ Atatürk Stadyumu, karşılaşması sonrasında kamuoyundan birçok tebrik mesajları almayı başardı. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren, maçın Elazığ’da oynatılması için TFF’ye resmi başvuruda bulunduklarını belirterek, "Şehrimize ve diğer çevre illerimize canlılık getirmek amacıyla, 23 Mayıs 2024 tarihinde Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak olan Ziraat Türkiye Kupası final maçının doğunun incisi Elazığ Atatürk Şehir Stadyumu’nda oynatılması için harekete geçtik. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak TFF’ye resmi dilekçe yazarak, maçın Elazığ’da oynanmasını talep ettik. Depremlerden etkilenen şehrimizde maçın oynatılması hem futbolseverlere psiko-sosyal destek sağlayacaktır hem de şehrimizin tanıtımına önemli katkı sunacaktır" dedi.
Erzincan Ölümcül hastalık için riskli tarih nisan ve ekim ayları arası Doç. Dr. Seyit Ali Büyüktuna, ölümlere neden olan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığının (KKKAH) Nisan ve Ekim ayları arasında görüldüğünü söyledi. Doç. Dr. Büyüktuna, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKAH) ile ilgili açıklamalarda bulundu. “Nisan ve ekim ayları arasında görülüyor” Büyüktuna hastalığın nisan ve ekim ayları arasında görüldüğünü belirtip, “Hastalık sıklıkla kene kaynaklı, ateş, kanama ve karaciğer fonksiyon bozukluğu ile karakterize akut bir enfeksiyon hastalığıdır. Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında tespit edilen hastalık Erzincan ve çevresini kapsayan geniş bir alanda görülmektedir. Hastalık mevsimsel özellik göstermektedir. Genel olarak nisan ve ekim ayları arasında ortaya çıkmaktadır. Etken virüs sıklıkla Hyalomma cinsi kenelerle bulaşmaktadır.” dedi. Sağlıkçılar ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda Büyüktuna sağlık çalışanlarının ve hayvancılıkla uğraşanların risk grubunda olduğunu belirtti. Hastalığın bulaşıcılığından bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalık, insanlara kenelerin kan emmesi ya da kenelerin elle ezilmesi esnasında bulaşabilmektedir. Virüs kenelerde ömür boyu kalmakta ve çoğalabilmektedir. Veterinerler, endemik bölgelerdeki hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda yer almaktadırlar.” ifadesini kullandı. Doç. Dr. Büyüktuna hastalığın belirtilerinin; ani başlayan üşüme, titreme, ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, bulantı, kusma ve karın ağrısı olduğundan bununla birlikte tüm vakaların yaklaşık yüzde 75’inde kanama ortaya çıktığına değindi. Hastalığın tedavisinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalığının tedavisinde ‘destek tedavisi’ esas tedaviyi oluşturmaktadır. Uygulanan destek tedavisinin düzenlenmesinde hastanın hem klinik hem de laboratuvar değerlerinin takibi önem taşımaktadır. Hastalara gerektiğinde kan ürünleri ile destek tedavisi uygulanmaktadır. Ağır ve çoklu organ yetmezliği gelişen hastalarda sıvı-elektrolit replasmanı, gerektiğinde diyaliz uygulanması, hatta yoğun bakım ve solunum desteği gerekebilmektedir.” dedi. Korunmada kontrol ve elbise tercihi önemli Hastalıktan korunma yöntemlerinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Bütün enfeksiyon hastalıklarının kontrolünde olduğu gibi KKKA hastalığında da korunma ve izolasyon önlemleri büyük önem taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ) önerilerine göre hastanın kan ve vücut sıvıları ile korunmasız temastan kaçınılmalıdır. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekmektedir. Bu yerlere gidenler mümkünse açık renkli elbiseler tercih etmeli, vücutta açık kısım kalmamasına dikkat etmeli, dönüşte mutlaka kene yönünden elbiselerini ve vücudunu kontrol etmelidir.” şeklinde konuştu.