GENEL - 19 Mart 2018 Pazartesi 12:50

Son 10 yıldır ne ağlayabiliyor ne de gülebiliyor

A
A
A
Son 10 yıldır ne ağlayabiliyor ne de gülebiliyor

TOKAT (İHA) – Koç Üniversitesinde kütüphane sorumlusu Engin Akkaya, 10 yıl önce geçirdiği beyin kanaması sonucu beyninde oluşan hasar nedeniyle ne ağlıyor, ne gülüyor ve her şeyi çift görüyor.

TOKAT (İHA) – Koç Üniversitesinde kütüphane sorumlusu Engin Akkaya, 10 yıl önce geçirdiği beyin kanaması sonucu beyninde oluşan hasar nedeniyle ne ağlıyor, ne gülüyor ve her şeyi çift görüyor.


Zile’nin Narlı Kışla köyünde 1977 yılında doğan Engin Akkaya, 1999 yılında askerlik görevinden sonra Koç Üniversitesinde kütüphane sorumlusu olarak çalışmaya başladı. 10 yıl önce bir sabah uyandığında beyin kanaması geçiren Akkaya, 33 gün yoğun bakımda kaldı. Akkaya’nın hayatı bugünden sonra değişti. Kendine geldiğinde çift görüyordu ve bir yıl sonra çevresinden gelen tepkiler üzerine ne güldüğü ve ne ağladığını fark etti. Yüzde 76 engelli raporu olan Akkaya’yı programlarında konuk eden Cem Yılmaz ve Acun Ilıcalı dahi güldüremedi. Koç Üniversitesinde ve ünlüler arasında sevilen bir insan olarak ikinci hayatında “Engin Abi” olarak tanınmaya başladı. Kızının adı Deniz Akkaya’yı, Acun Ilıcalı’ya söyleyince manken zannetti ve güldü. Gülmeyen ama güldüren adam olduğunu söyleyen Akkaya, “Uyandığımda hayat benim için yüzde 90 değişti. Ağlamayan, gülmeyen ve dünyayı çift gören bir adam olarak 10 yıldır hayatım devam ediyor. Yeni hayatımda tamamen farklı bir adam haline geldim. 18 yıldır Koç Üniversitesinde çalışıyorum ve yaşamım çok değişti. Koç Üniversitesi’nin Engin abisi oldum. Ünlüler arasında gülmeyen adam olarak tanımayan kalmadı. Herkes gülerken ben gülmüyorum. Cem Yılmaz’a beni güldürür müsün dedim. Bir de çift görmeyle ilgili alttaki görüntüye baktığım zaman karşıda bir bayan varsa yanlış anlayabiliyor. Aslında dünyayı çift görüyorum. Benim nereye baktığımı anlamıyor. O yüzden ana görüntü ile ikinci görüntüye çok dikkat etmeye çalışıyorum. Anı çok. Bir gün beni biri güldürür veya ağlatırsa en büyük anım o olacaktır. Yüzde 76 sağlık raporum var ama ben kendimi engelli olarak görmüyorum. Engelli ve engelsiz yaşamlara desteğim hep oluyor. Hepimiz birer engelli adayıyız. Engellilere destek vermek bizim için her zaman önemli. Hissetmediğimi ilk bir iki yıl anlamadım. İnsanlar kütüphanede çalışırken soğuk adam, sert adam, gülmeyen adam tepkileri gelince o zaman fark ettik ki ben ağlamıyorum, gülmüyorum. İki yıl boyunca çok serttim. Yine gülme yok ama o zamanlar çok daha serttim. Ben Deniz Akkaya’nın babasıyım, gerçekten Deniz Akkaya benim kızım. Gerçek manken olan Deniz Akkaya değil, çocuğum olan Deniz Akkaya kast ediyorum. Bu espriyi çok yapıyorum. Bunu Melek Baykal ve Acun Ilıcalı’ya da yaptım. Bunu söyleyince inanmıyorlar ama şaşırıyorlar. Gülmeyen adamdan espriler niyetinde yapıyorum. Gülmüyor ama güldürüyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ GSİM’den, Ziraat Türkiye Kupası finali için resmi başvuru Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, 23 Mayıs tarihinde oynanacak olan Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak Ziraat Türkiye Kupası finalinin Elazığ Atatürk Stadyumu’nda oynanması için resmi başvuruda bulundu. Beşiktaş - Trabzonspor arasındaki Ziraat Türkiye Kupası finalinin nerede oynanacağı ve saati henüz belli olmazken, Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Elazığ’da oynanması halinde şehrin; kültür, sanat, spor ve coğrafi olmak üzere birçok yönden tanıtımına büyük katkı sunacağı düşüncesi ile TFF’ye başvurdu. Elazığ’ın en büyük yatırımlarından biri olan ve 2023 yılında hizmet vermeye başlayan Elazığ Atatürk Stadyumu, Türkiye’nin futbol oynamaya müsait en kaliteli zeminlerinden biri. Türkiye - Litvanya arasında kadın kutbol milli maçına ev sahipliği yapan 18 bin 423 seyirci kapasiteli Elazığ Atatürk Stadyumu, karşılaşması sonrasında kamuoyundan birçok tebrik mesajları almayı başardı. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren, maçın Elazığ’da oynatılması için TFF’ye resmi başvuruda bulunduklarını belirterek, "Şehrimize ve diğer çevre illerimize canlılık getirmek amacıyla, 23 Mayıs 2024 tarihinde Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak olan Ziraat Türkiye Kupası final maçının doğunun incisi Elazığ Atatürk Şehir Stadyumu’nda oynatılması için harekete geçtik. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak TFF’ye resmi dilekçe yazarak, maçın Elazığ’da oynanmasını talep ettik. Depremlerden etkilenen şehrimizde maçın oynatılması hem futbolseverlere psiko-sosyal destek sağlayacaktır hem de şehrimizin tanıtımına önemli katkı sunacaktır" dedi.
Erzincan Ölümcül hastalık için riskli tarih nisan ve ekim ayları arası Doç. Dr. Seyit Ali Büyüktuna, ölümlere neden olan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığının (KKKAH) Nisan ve Ekim ayları arasında görüldüğünü söyledi. Doç. Dr. Büyüktuna, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKAH) ile ilgili açıklamalarda bulundu. “Nisan ve ekim ayları arasında görülüyor” Büyüktuna hastalığın nisan ve ekim ayları arasında görüldüğünü belirtip, “Hastalık sıklıkla kene kaynaklı, ateş, kanama ve karaciğer fonksiyon bozukluğu ile karakterize akut bir enfeksiyon hastalığıdır. Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında tespit edilen hastalık Erzincan ve çevresini kapsayan geniş bir alanda görülmektedir. Hastalık mevsimsel özellik göstermektedir. Genel olarak nisan ve ekim ayları arasında ortaya çıkmaktadır. Etken virüs sıklıkla Hyalomma cinsi kenelerle bulaşmaktadır.” dedi. Sağlıkçılar ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda Büyüktuna sağlık çalışanlarının ve hayvancılıkla uğraşanların risk grubunda olduğunu belirtti. Hastalığın bulaşıcılığından bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalık, insanlara kenelerin kan emmesi ya da kenelerin elle ezilmesi esnasında bulaşabilmektedir. Virüs kenelerde ömür boyu kalmakta ve çoğalabilmektedir. Veterinerler, endemik bölgelerdeki hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda yer almaktadırlar.” ifadesini kullandı. Doç. Dr. Büyüktuna hastalığın belirtilerinin; ani başlayan üşüme, titreme, ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, bulantı, kusma ve karın ağrısı olduğundan bununla birlikte tüm vakaların yaklaşık yüzde 75’inde kanama ortaya çıktığına değindi. Hastalığın tedavisinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalığının tedavisinde ‘destek tedavisi’ esas tedaviyi oluşturmaktadır. Uygulanan destek tedavisinin düzenlenmesinde hastanın hem klinik hem de laboratuvar değerlerinin takibi önem taşımaktadır. Hastalara gerektiğinde kan ürünleri ile destek tedavisi uygulanmaktadır. Ağır ve çoklu organ yetmezliği gelişen hastalarda sıvı-elektrolit replasmanı, gerektiğinde diyaliz uygulanması, hatta yoğun bakım ve solunum desteği gerekebilmektedir.” dedi. Korunmada kontrol ve elbise tercihi önemli Hastalıktan korunma yöntemlerinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Bütün enfeksiyon hastalıklarının kontrolünde olduğu gibi KKKA hastalığında da korunma ve izolasyon önlemleri büyük önem taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ) önerilerine göre hastanın kan ve vücut sıvıları ile korunmasız temastan kaçınılmalıdır. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekmektedir. Bu yerlere gidenler mümkünse açık renkli elbiseler tercih etmeli, vücutta açık kısım kalmamasına dikkat etmeli, dönüşte mutlaka kene yönünden elbiselerini ve vücudunu kontrol etmelidir.” şeklinde konuştu.