ÇEVRE - 03 Haziran 2018 Pazar 09:16

Deprem uzmanından bir rahatlatan bir de korkutan açıklama

A
A
A
Deprem uzmanından bir rahatlatan bir de korkutan açıklama

Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof.

Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, Marmara’da 30 yıl içerisinde yeniden büyük bir deprem olacağı sözlerinin doğru olmadığını belirterek, “Söylenildiği gibi Marmara’da 30 yıl içerisinde kesinlikle yeniden büyük bir deprem olacak sözü doğru değil” dedi.


Barış, şu an istatistiklere bakıldığında Türkiye’nin suskun bir deprem döneminde olduğunu vurgulayarak "Sadece 2 tane çok büyük deprem oldu. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yılda 7’den büyük depremlerin olabileceği arka arkaya olabileceği bir döneme girecek. Bizim çocuklarımız mutlaka bu büyük depremleri yaşayacaklar ve görecekler" ifadelerini kullandı.


Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Prof. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Yeni Deprem Tehlike Haritası ne söylüyor” konulu panelde konuşan Barış, Marmara’da İstanbul’u etkileyecek 3-4 tane fay bulunduğuna dikkat çekerek “İstanbul örneğini vereyim size. 99 depreminden sonra yapılan bir çalışmada 30 yıl içerisinde Marmara’da 7’den büyük bir depremin olma olasılığı İstanbul için 50 kilometre çevreleyen bir alanda söylüyorum. Yüzde 65. Ama bu depremlerin olduktan sonra etrafına yaklaşık yüzde 20 kadar bir gerilme birikimi aktardığı için geçici oluşan bir riskti. Dolayısıyla 99 yılını ilerleyen izleyen 30 yıl içerisinde yüzde 65 olasılıkla İstanbul’da yeniden bir depremin olma ihtimali fazlaydı. Ancak zaman ilerledikçe bu istatistik yavaş yavaş geri dönmeye başladı. Yani yüzde 60’lara dönmeye başladı. Böyle bir depremin olma olasılığı normalde yüzde 80, 100 içerisinde yüzde 80, yüzde 90’a çıkacak. Söylenildiği gibi Marmara’da 30 yıl içerisinde kesinlikle yeniden büyük bir deprem olacak sözü doğru değil. İstatistiki bir sonucu bile çarpıtarak insanlara söylediler. Ülkenin gerçek deprem riskini Marmara Bölgesi’ne aktardılar. Marmara’da İstanbul’u etkileyecek 3-4 tane farklı fay var. Gemlik, İznik fay’ı işte Tekirdağ fayı var. Bütün bunların olasılıkları bizim ayrı ayrı hesaplamamız lazım. Yediden büyük bir depremin 30 yıl olma olasılığı da 4-5 farklı fay için toplanmış bir olasılık. Biz bu olasılıkları alırız, önümüzdeki 10-20 yıl 50 yıl içerisinde olma ihtimalini hesaplarız. Olma ihtimali ne zaman yüzde 100 ise depremin olmasını beklersiniz ama öyle değil. O sadece depremin olasılık olarak depremin olma olasılığını söyler. Yer küre ya da tabakalar bu olasılığı bilmiyor, kendi dinamikleri var. Biriken gerilmenin ne zaman kırılacağı ve kırılmayı oluşturacağını biz henüz bilemiyoruz problem o zaten” diye konuştu.



46 ilde deprem tehlikesi azalırken 6 ilde arttı


Türkiye’de Deprem Tehlikesi Haritası’nın 22 yıl sonra değiştiğine dikkat çeken Barış, “22 sene sonra değişen Türkiye Deprem Tehlikesi Haritası’na göre, Türkiye’de 46 ilde deprem tehlikesi azalırken, 6 ilde ise risk artmıştır. Deprem tehlikesinin azaldığı iller arasında Batı Karadeniz Bölgesi’nden Zonguldak, Bartın ve Karabük illeri de var. Eski deprem haritasında Zonguldak geneli 2. derecede, Bartın ve Karabük geneli de birinci derece ve ikinci derecede deprem bölgesinde yer alıyordu. Ancak yeni deprem haritasında derecelerin kaldırıldığı, düşük ve yüksek tehlikeli yerler şeklinde renklendirme yapılmıştır. Eski harita ile yeni harita arasındaki temel farklılıklar, deprem tehlikesi azalan iller Adana, Adıyaman, Ağrı, Antalya, Ardahan, Artvin, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bitlis, Bursa, Çanakkale, Çorum, Çankırı, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Gümüşhane, Hakkari, İçel, Iğdır, Isparta, Kahramanmaraş, Karabük, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Malatya, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Ordu, Osmaniye, Samsun, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Uşak, Van, Yozgat, Zonguldak. Deprem tehlikesi artan iller ise Aksaray, Karaman, Erzurum, Tekirdağ, Trabzon, Rize” diye konuştu.



Doğa gereği depremden kaçınmamız mümkün değil


Türkiye’nin bulunduğu coğrafya gereği depremden kaçınmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Barış, “Türkiye’de meydana gelen depremler, dünyadaki bir çok ülke kadar, hatta onlardan da eşdeğer daha fazla olduğu aktivite açısından söylemek mümkün. Japonya ile kıyasladığımızda bizde hasarın ağır olmasının sebeplerinden biri, bizde fayların şehir altlarından geçmesi. Deprem tehlikesi faylarla, depremlerle ilgili bir olay. Doğa gereği bulunduğumuz coğrafya gereği bizim depremlerden kaçınmamız mümkün değil. Dolayısıyla deprem tehdidi altındayız. En tehlikeli kuşak olarak Avrupa ülkeleri arasında Türkiye birinci sırada yer alıyor. Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda biz her iki bölge arasında köprüyüz. Tehlike olarak da maalesef her ikisinden de daha fazla tehlikeli bir bölgedeyiz” diye konuştu.



Her yıl 2’şer santim kuzeye doğru sıkışıyoruz


Türkiye’nin her yıl 2’şer santim kuzeye doğru sıkıştığını bunun da tehlike durumu oluşturduğunu kaydeden Barış, “Tehlikeyi oluşturan nedir ? Levha, plaka dediğimiz hareketler. Bunlara baktığımızda Arabistan plakası ve yada levhası Afrika plakası bizi her yıl yaklaşık 2’şer santimetre kuzeye doğru sıkıştırmakta. Avrasya levhası dediğimiz çok büyük bir Avrasya plakası sabit, Türkiye bu arada sıkışmış durumda. Dolayısıyla böyle bir sıkışmada senelik 24 ile 21 milimetre bir hareketle bu kuşaklar üzerinde bir sürtünme bir gerilme birikimi olmakta. Bu gerilme birikimi de sürekli 7’den büyük 6’dan büyük hasar yapıcı depremler üretiyor. Tarihsel depremlere baktığımızda 1840’la 1970 arasında 32’den fazla 7’den büyük deprem olmuş. Yani 130 yılda inanılmaz bir deprem etkinliği sürmüş Türkiye’de. Şu an istatistiğe baktığımızda aslında Türkiye şu an suskun bir dönemde. Sadece 2 tane çok büyük deprem oldu. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yılda 7’den büyük depremlerin olabileceği arka arkaya olabileceği bir döneme girecek. Bizim çocuklarımız mutlaka bu büyük depremleri yaşayacaklar ve görecekler. Dolayısıyla deprem tehlikesine karşı şu anda almamız gereken ne kadar önlem varsa sadece kendimiz için değil çocuklarımız, torunlarımız için almak zorundayız" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Öğrenciler, ’Anneler Günü Pikniği’ etkinliğinde bir araya geldi Balıkesir’in Bandırma ilçesinde 17 Eylül İlkokulu 2/F sınıfı öğrencileri, hayat bilgisi dersi kapsamında "Anneler Günü Pikniği" etkinliğinde bir araya geldi. Hürriyet Parkı’nda gerçekleşen etkinlikte, Sınıf Öğretmeni Deniz Altıntaş yönetimindeki eğitici bir etkinlik olarak planlanan programda öğrenciler, doğanın içinde geçirdikleri keyifli zamanla hem öğrendiler hem eğlendiler. Altıntaş, hayat bilgisi dersinde "Doğada hayat" konusuna vurgu yaparak öğrencilerin doğayı yakından tanımasını ve hayatı keşfetmelerini hedeflediklerini belirtti. Altıntaş, etkinliği 12 Mayıs Anneler Günü’nün hemen öncesinde gerçekleştirerek öğrencilerin anneleriyle birlikte güzel bir piknik yaptığını dile getirdi. Etkinlik kapsamında, annelerin de katılımıyla gerçekleşen piknikte öğrenciler, doğada oyunlar oynayarak eğlenceli vakit geçirdiler. Açık alanda yapılan etkinliklerle çocukların hareket etmeyi, etkileşimde bulunmayı ve kendilerini özgürce ifade etmeyi sevdiklerini gözlemlediklerini belirten Altıntaş, çocukların bu tarz aktivitelerle daha etkin bir şekilde öğrenebileceklerini vurguladı. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de benzer etkinlikleri sürdürmeyi planladıklarını belirten Deniz Altıntaş, çocukların öğrenirken keyif almasını ve gelişimlerine katkı sağlamak adına bu tür etkinliklerin önemli olduğunu vurguladı. Altıntaş, "Çocuklarımız aktivitelerle kendilerini daha iyi ifade edebiliyor. Hayat bilgisi dersinde doğada hayat temalı dersimizi doğanın içinde işledik. Müfredattaki ’Doğada Hayat’ konusunu canlı olarak işlemek amacıyla Bandırma Hürriyet Parkı’nda öğrenci ve velilerimizle bir araya geldik. Öncelikle öğrencilerimizle birlikte parkı gezerek keşfettik. Doğanın içerisinde bitkileri ve hayvanların yaşamlarını inceledik. Aslında ilk amacımız, 12 Mayıs Anneler Günü’nde öğrencilerimizin anneleri ile birlikte piknik yapmaktı. Sınıfımızın anneleri tüm anneler gibi çok değerli. Tüm annelerin Anneler Günü’nü kutluyorum. Annelerin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz etkinlikte öğrencilerimizle piknik yaptık. Ardından çocuklarımızla doğada oyunlar oynadık. Çocuklar açık alanlarda hareket etmekten, etkinlik yapmaktan ve kendilerini ifade etmekten keyif alıyorlar. Top oyunları oynadık, sandalye kapmaca gibi aktiviteler yaptık. İlerleyen zamanlarda ders etkinlikleri kapsamında felsefe soruları üzerinde de çalışacağız. Çocuklarımız adına bu tür etkinliklerin önemini vurgulamak isterim. Bu sayede öğrenmelerinin daha etkili olacağını düşünüyorum. Çocuklarımız birer çiçektir" şeklinde konuştu.
İstanbul “MediaMarkt Türkiye olarak kazandığımızı Türkiye’ye yatırmaya devam edeceğiz” Avrupa’nın önde gelen elektronik perakendecilerinden MediaMarkt 2024 yılı stratejisini ve yatırım planlarını açıkladı. MediaMarkt Türkiye CEO’su Hulusi Acar, “Şirket olarak, Türkiye olarak kazandığımızı Türkiye’ye yatırmaya, deneyimle büyümeye devam edeceğiz” dedi. MediaMarkt, 2023 yılı mali sonuçlarını ve 2024 yılı hedeflerini açıkladı. MediaMarkt Türkiye CEO’su Hulusi Acar, CECONOMY ve MediaMarktSaturn Grubun rakamsal verilerine, şirketin 2024 hedeflerine, tüketici elektroniği pazarının güncel durumuna, şirketin Deneyim Şampiyonluğu vizyonu çerçevesindeki yeni proje ve yatırımlarına ve sürdürülebilirlik çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. MediaMarktSaturn yılda 2 milyardan fazla tüketiciye temas ediyor Yapılan açıklamaya göre, MediaMarkt Türkiye’nin global çatı şirketi, Almanya merkezli MediaMarktSaturn, Avrupa’da 11 ülkede, 1000’e yakın mağazasında 45 binden fazla ürün çeşidiyle tüketicilerle buluşuyor. Mağazalarda temas edilen müşteri sayısı ise 2 milyardan fazla. 50 bini aşkın çalışanı bulunan MediaMarktSaturn Perakende Grubu’nun 2023 mali yılı cirosu 22,2 Milyar Euro olarak gerçekleşirken, faaliyetler sonrasında elde edilen NET FVÖK 243 milyon euro oldu. Almanya’dan sonra en büyük mağaza satış hacmi Türkiye’de Şirket olarak MediaMarktSaturn Perakende Grubu içerisinde sadece 1 sene içerisinde 5’inci sıradan 2’nci sıraya yükselmenin gururunu yaşadıklarını söyleyen Hulusi Acar, sözlerine şöyle devam etti: “2023 finansal yılı toplamında MSH Grubun Almanya’dan sonra en büyük mağaza satış hacmine sahip ülkesi olduk. Daha öncesinde İspanya, İtalya ve Avusturya’nın ardından 5’inci sıradayken, hızlı mağaza açılışlarımızla fiziksel olarak büyüyerek 2’nci sıraya yükseldik. Ülkemizden aldığımızı ülkemize yatırarak, mağaza açmaya, diğer kanallara yatırım yapmaya, istihdamı artırmaya devam ederek Türkiye olarak güçlü performansımızı sürdüreceğiz.” “Türkiye’de kazandığımızı yine Türkiye’ye yatırıyoruz” Hulusi Acar, şirkete ilişkin genel istatistikleriyse şöyle aktardı: “Şirket olarak 30 ilimizde 98 mağazamız, toplamda 240 bin metrekareyi aşan satış alanımız, toplamda 3 bin 742 çalışanımız var. Mağazalarımız ve mediamarkt.com.tr de yılda 300 milyonu aşkın ziyaretçiyi ağırlıyoruz. Şirket olarak bundan 5 yıl önce hayata geçirdiğimiz, cazip fırsatlarla hizmetlerin bir araya toplandığı bir sadakat programımız var. Ülkemizin en büyük sadakat programlarından biri olan MediaMarkt CLUB’ın bugün üye sayısı 6 milyona ulaştı.” Acar, önceliklerinin Türkiye’de kazandıklarını Türkiye’ye yatırmak olduğunu, istihdam konusundaki çalışmalarının devam ettiğini vurgularken sözlerine şu şekilde devam etti: “Şirket olarak her geçen yıl istihdama katkı sağlamaya devam ediyoruz. 2021 mali yılında 2 bin 941 olan çalışan sayımızı bir sonraki sene 3 bin 227’ye çıkardık. 2023 yılında ise yüzde 13’lük bir artış ile istihdam ettiğimiz kişi sayısı 3 bin 648 oldu. 2024 yılı başından itibaren sadece bu zamana kadar istihdamı yüzde 4 artırdık ve sene sonuna kadar yine yüzde 10 artışla çalışan sayımızı 4 bine çıkarmayı planlıyoruz. 2016 yılında pazar lideri olma hedefimiz doğrultusunda başlattığımız atılımlarımızın neticesinde 2022 yılında organize perakende kanalının liderliğine ulaşmıştık. 2023 yılında da bu liderliğimizi güçlendirerek koruduk ve 2024 yılında da liderliğimizi sürdüreceğiz. Ülkemize yatırım yaparak büyümeye devam edeceğiz.” Mağaza yatırımları önemini koruyor, ziyaretçi sayısı artıyor Türkiye’de mağaza sayısını sürekli olarak artıran şirket, mağaza ziyaretçi sayısı ve toplam mağaza ortalamalarında her yıl bir önceki yıla göre daha yüksek bir ziyaretçi sayısına ulaştı. Ocak ayından bu yana markanın mağazalarında 22 milyon ziyaretçiye ulaşılırken, yıl sonu hedefiyse 90 milyon ziyaretçi olarak belirtildi. Yine ziyaretçi sayısı düzenli olarak artan mediamarkt.com.tr’de 260 milyon online ziyaretçiye ulaşılması bekleniyor. Şirket aynı zamanda Deneyim Şampiyonluğu vizyonu doğrultusunda alışveriş deneyimine yatırım yapmaya devam edecek. Farklı mağaza konseptleriyle tüketicileri farklı alışveriş deneyimine davet eden şirket, stok yönetimini talep farklılaşmalarına uygun olarak gerçekleştirirken tüketicilerin isteklerine odaklanıyor. Şirket bu şekilde 2024 yılında pazar payında da FVÖK’te de artış hedefliyor. Türkiye pazarında Avrupa’ya göre hareketlilik daha fazla Açıklamalarına Türkiye’deki tüketici elektroniği pazarıyla ilgili bazı rakamları ve değerlendirmelerini paylaşarak devam eden Acar, Türkiye pazarındaki talebin Avrupa’ya göre daha canlı ve dinamik kalabildiğinin altını çizdi. 85 milyonluk nüfusta 30 yaşın altında olanların oranının yüzde 44 olduğuna dikkat çeken Acar, Türkiye’de nüfusun genç ve dinamik yapısını koruduğunu aktardı. 2023 rakamlarını paylaşan Acar, talepteki sürekliliği şöyle açıkladı: “565 bin evlilik ve 172 bin boşanma sayısını dikkate aldığımızda, yılda yaklaşık 1,5 milyon insanın sadece yeni ev kurma/ayırma nedenli yeni elektronik ihtiyaçları doğuyor. Bunun yanında, 7 milyonu üniversitede olmak üzere 26 milyon öğrencimiz bulunuyor. Kısacası, Türkiye’de yeni ev ve buna bağlı ürün/hizmet ihtiyacı birçok Avrupa ülkesinin toplam nüfusundan dahi yüksek. Sahip olduğumuz ev interneti penetrasyonunun oranı ise 2022 yılında %90 iken 2023 yılında bu rakam %94 olmuş. Türkiye’nin cazip demografik ve sosyoekonomik yapısının, modern yaşam tarzının ve pazar eğilimlerinin, önümüzdeki yıllarda tüketici elektroniği pazarındaki büyümeyi destekleyeceğini düşünüyoruz.” “Yeni ürün kategorilerinde inovasyon öncülüğüne devam edeceğiz” Şirket olarak yalnızca pazardan büyük pay almak için değil, tüketicinin yenilik talebine cevap verebilen tüketicinin inovasyon dendiğinde aklına gelen ilk marka olmak için de çalıştıklarını söyleyen Hulusi Acar, tüketicilere ürün deneyimleme olanağı sunmanın önemine dikkat çekti. Acar, aynı zamanda 2023 yılında talebin en fazla büyüdüğü ürünlerin başında airfryer’ların geldiğini, robot süpürge, dikey şarjlı süpürge, scooter ve drone’lara olan talebin arttığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “MediaMarkt bunların her birinde pazar lideri olmakla kalmıyor, pazarda adeta bir ‘early adopter’ gibi davranarak, müşteriye bu ürünleri deneyimleme şansı tanıyor. Örneğin, bu yılın da hızla büyüyen ürünleri arasında E-mobility (elektrikli ulaşım) var. Şirketimiz burada da lider olacak, bu ürünleri de yine Türkiye’deki tüketiciler gelip bizim mağazalarımızda deneyimleyecek. Önümüzdeki dönemde yapay zekayı da teknoloji ürünleri içinde daha fazla göreceksiniz ve burada da yine biz öncü olacağız.” Pazar görünümü 2024 için pozitif Hulusi Acar’ın paylaştığı rakamlara göre, tüketici elektroniği pazarının büyüklüğü 2023 yılında 534 milyar TL’ye ulaştı. 2024’ün ilk çeyreğinde ise 182 milyar TL’yi buldu. Son 2 yılda da 3 haneli büyüme gösteren, adetsel olarak da tüketicinin ilgisini devam ettirdiği pazara ilişkin 2024’ün kalanı için de pozitif bir görünümün hakim olduğunu belirten Acar, “Elbette 3 haneli büyümeler olmasa da rasyonel ekonomik politikaların da etkisiyle 2024’ün sonuna geldiğimizde 750 milyar TL’yi aşacağı tahmin ediliyor,” yorumunda bulundu. Türkiye’de tüketici elektroniği pazarının birçok alt kategoride geliştiğini ve en büyük payı GSM ve büyük ev aletleri kategorilerinin aldığını söyleyen Hulusi Acar, “teknoloji süper mağazası” olarak rekabetin en yoğun olduğu kendi alanlarında MediaMarkt Saturn Holding olarak Türkiye’de ve globalde rekabette farklılaşmayı başardıklarını, bunun nedenininse yalnızca tüketici elektroniği perakendeciliği odaklı iş yapma yaklaşımları olduğunu belirtti. Kadın istihdamında hedef yüzde 50 Kadın istihdamına öncelik verdiklerini vurgulayan Acar, kadın istihdamında hedefledikleri oranın yüzde 50 olduğunu aktardı. Acar, sözlerine şu şekilde devam etti: “Elektroniğin kadını erkeği olmaz diyoruz ve önümüzdeki 4 sene içerisinde kadın istihdamını yüzde 50’ye getirmeyi hedefliyoruz. Kadın istihdamını artırmaya yönelik yapılan çalışmalar neticesinde toplamda kadın çalışan oranımız yüzde 35, kadın takım lideri oranımız ise yüzde 20, mağazalarımızdaki tüm yönetim kademelerindeki kadın oranımız ise yüzde 19 oldu. Bu yıl kadın çalışan oranımızın yüzde 40’a ulaşmasını sağlamayı hedefliyoruz. Yeni açtığımız mağazalardaki işe alımlarda da istihdam edilenlerin en az yüzde 50’sinin kadın çalışan olması da hedeflerimiz arasında. Ayrıca bizim mağazalarımızda iş ortaklarımızın tanıtım görevlileri de var. Onları da kendi çalışanlarımızı ve ailelerini eklediğimizde 25 bine yakın insana dokunuyoruz.” MediaMarkt sürdürülebilirlik alanında da öncü olmayı hedefliyor Şirket, ürün yaşam döngüsünü uzatmak, atık oranını azaltmak ve de kullanıcıların teknolojik ürünlere erişimini daha da kolaylaştırabilmek adına çözümler sunmaya devam ediyor. Şirketin Almanya’dan sonra en çok geri alım yapan şirketi ise MediaMarkt Türkiye olarak öne çıkıyor. MediaMarktSaturn Grubu, 1,2 milyondan fazla cihazın onarımını gerçekleştirerek 3 bin 500 tondan fazla elektronik atığın azaltılmasını sağladı. Şirket ise bugüne kadar 148 bin kullanılmış cihazı yenileme amacı ile geri aldı ve 12 bin yenilenmiş ürünü yeniden tüketicilerle buluşturdu. 4 yılda 24 bin çocuğa ulaşacak Şirketin deprem bölgesindeki çocukları hedefleyen “Eğitimle Daha İyiye” projesine dikkat çeken Hulusi Acar, projenin uzun soluklu olduğunu ve 4 yılın sonunda en az 24 bin çocuğa ulaşmayı hedeflediklerini aktardı. Hulusi Acar, sözlerini şöyle tamamladı: “Tırlarımız Ekim ayından itibaren deprem bölgesinde ve şimdiye kadar 2 bin 500’den fazla çocuğa ulaştık ve projenin birinci yılı tamamlandığında 6 bin çocuğa ulaşmış olmayı hedefliyoruz. Eğitim tırlarımızın ikisi ‘Bilişim ve Tasarım Mucitleri’ konsepti ile çocukların bilişim ve tasarım öğrenmesini sağlarken, üçüncü tırımız olan Düş Gezgini de çocukların sanatsal becerilerini geliştirmeyi amaçlıyor. Dördüncü tırımız da ilk durağı olan Hatay’a doğru hareket etti. Bu tırımız da Bilim Tırı olarak çocukların hayatına dokunacak.” Kendi markalarını tüketicilere sunuyor, Türkiye’de üretim hedefliyor Şirket, kendi markaları olan PEAQ, KOENIC ve ISY’ı Türkiye’deki mağazalarında ve online alışveriş sitesi mediamarkt.com.tr’de tüketicilerle buluşturuyor. “Bir MediaMarkt markasıdır” diyerek bütçe dostu ve kaliteli alternatifleri, markanın kalitesi ve güvencesiyle sunmayı ve bu ürünlerden bazılarını Türkiye’de üretmeyi amaçlayan şirket, Türkiye’deki tüketicilerin kullanıcı dostu ürün gruplarıyla orta ve orta-üst segmentte yüksek teknolojiye sahip ürünlere erişebilmesini sağlayacak. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde hem küçük ev aletleri hem de beyaz eşya kategorisinde B Plus segmentte enerji dostu ve yüksek teknoloji ürünler tüketicilerle buluşacak.
İstanbul Tango dans topluluğu Forever Tango 23 Mayıs’ta seyirciyle buluşuyor. Tango dans topluluğu Forever Tango, 23 Mayıs Perşembe akşamı İş Sanat seyircisiyle buluşacak. Ünlü müzisyen Luis Bravo’nun yönettiği tango dans topluluğu Forever Tango, 23 Mayıs Perşembe akşamı gerçekleştireceği gösteride Arjantin’in tutkulu müziğini ve dansını İş Sanat seyircisiyle buluşturuyor. Los Angeles Filarmoni, Buenos Aires Filarmoni, Teatro Colón gibi büyük senfoni orkestralarında ve prestijli topluluklarda yer alan Arjantinli müzisyen Luis Bravo tarafından kurulan ve yönetilen Forever Tango, 23 Mayıs Perşembe 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda seyirciyle buluşuyor. 12 dansçı ve 9 müzisyenin yer aldığı orkestrayla sahne alacak topluluk, tangonun 19. yüzyıl Arjantin’inin arka sokaklarından doğuşunun hikâyesini müzik ve dans aracılığıyla ustaca sahneye taşıyor. Günümüzde Arjantin’in en önemli “kültürel mirası” olarak görülen tango için Luis Bravo şunları söyledi: “Tango, üç dakikada anlattığınız bir hikâyedir. Tutkulu ve melankoliktir. Şefkatli ancak haşindir. Tango, danstan çok daha fazlasıdır; bir drama, bir kültür, bir yaşam biçimidir.” Uluslararası arenada büyük beğeni toplayan ve Broadway’de en çok sahne alan tango dans topluluğu olma unvanını elinde bulunduran Forever Tango, San Francisco Bay Area Tiyatro Eleştirmenleri Birliği tarafından da En İyi Turne Müzikali seçildi.