ASAYİŞ - 01 Haziran 2023 Perşembe 16:56

Polis ile taksici müşteri kılığına girdi, korsan taksici siren seslerini duyunca neye uğradığını şaşırdı

A
A
A
Polis ile taksici müşteri kılığına girdi, korsan taksici siren seslerini duyunca neye uğradığını şaşırdı

Antalya’da müşteri kılığına giren ticari taksi şoförü ile sivil polisin oyununa gelen korsan taksici, bir anda kontağın alınması ve yanına yanaşan polis otosunun siren sesiyle neye uğradığını şaşırdı. Şaşkınlığı yüzüne yansıyan korsan taksici, “Ağabey yemin ediyorum bir daha yapmayacağım’ dese de ceza yemekten kurtulamadı.

Korsan taksiye yönelik çalışmalarını aralıksız sürdüren Antalya İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler, geçtiğimiz gün başarılı bir operasyona imza attı. Müşteri kılığına giren sivil polis ve bölgedeki bir taksici, korsan taksiyi arayarak bir adrese gitmek istediklerini söyledi. Belirtilen adresten müşteri aldığını zanneden korsan taksici, yanı başında polis memurunu, arkada da taksiciyi taşıdı.

Siren sesiyle şoke oldu

Bir süre sonra söylenen adrese gelen korsan taksici, aracını park ettiği sırada kontağın alınması ve yanına yanaşan sivil ekip otosunun sirenini duyunca adeta şoke oldu. Neye uğradığını şaşıran korsan taksiciye, polis memuru ‘Biz polisiz gel kardeş’ derken, arkada oturan taksici de ‘İn bakalım’ dedi.

İşlem için evrakları istenen korsan taksici, ‘Ağabey yemin ediyorum bir daha yapmayacağım’ dese de cezadan kurtulamadı.

Suat Metin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Humanis’ten Ankara’da dev Atatürk sergisi Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında, Humanis’in organizasyonuyla hazırlanan ve çalışmaları tam 7 yıl süren Atatürk sergisi, bugün Ankara Cermodern’de ziyarete açıldı. İlaç ve sağlık şirketi Humanis’in organizasyonuyla, Nazım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı’nın unutulmayan dizesinden ilham alarak oluşturulan sergi, “Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk” adını taşıyor. Proje Direktörlüğünü Fahri Özdemir’in yaptığı serginin hazırlanışı tam yedi yıl sürdü. “Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk” adlı sergide, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’de ilk kez kamuoyu ile paylaşılan 250 adet yayımlanmamış fotoğrafıyla birlikte, Atatürk’ün kullandığı özel eşyaları, kendisinin ve o dönemin önemli kişilerinin yazışmaları, telgraflar, gazeteler, dergiler, dönemsel belgelerle birlikte o döneme ait birçok obje de yer alıyor. Bu objeler arasında Atatürk’ün özel eşyaları, Atatürk’ün bazı kişilere imzaladığı fotoğraflarla birlikte yerli ve yabancı fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar, serginin dikkat çekici bölümünü oluşturuyor. Serginin bir başka dikkat çelen evrakı ise Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın yazdığı mektup. Bu mektup izleyicileri yoğun bir duygu seliyle o dönemlere götürüyor. Sergi, 1909’dan başlayıp, Çanakkale Savaşları ve sonrasında Avrupa’nın “hasta adamı” diye nitelendirilen Osmanlı Cihan Devleti’nin çöküşü ile birlikte, çok zor şartlarda sürdürülen Kurtuluş Savaşı ve ardından Cumhuriyetimizin kuruluşu ve sonrasını görsel bir bütünlükle sanatseverlere sunuyor. Humanis CEO Yunus Sancak, hazırlık süreci tam 7 yıl süren bu çok kıymetli serginin Humanis’in sosyal sorumluluk projesi kapsamında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına bir saygı duruşunda bulunma ve Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerini gösterme amacı taşıdığını vurguladı. CEO Yunus Sancak sözlerine şöyle devam etti: “Son yıllarda yapılan yüzlerce bilimsel çalışma, sanatın iyileştirici bir gücü olduğunu gösterdi. Dünya Sağlık Örgütü de bu çalışmaları düzenledi ve Avrupa ülkelerini sanata teşvik etmeleri için tavsiyelerde bulundu. Humanis olarak sanatın sağlığa pozitif etkisine inanıyor ve bu yüzden bu sergiyi gerçekleştiriyoruz. Atatürk’ün liderlik dönemindeki vizyonu ve kararlılığını gösteren eserleri sizlerle paylaşmak, bizim için büyük bir onur kaynağıdır.” “Cumhuriyetin kurulma süreci üzerinden izleyiciye sunuyoruz” Serginin Sanat Direktörü Fahri Özdemir ise yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: “Yedi yıl önce hazırlıklarına başlanan çok kapsamlı bir sergi. Sergide 457 tane eser var. Ben eser diyorum. Çünkü Atatürk’ün özel eşyaları, yazışmalar, mektuplar. Bunların hepsi benim için bir eser değerinde olduğu için, 457 tane eserden oluşuyor. Yaklaşık 250 civarında da fotoğraf var. Bu fotoğrafların da yüzde 80’i ilk defa görücüye çıkan fotoğraflar. Çünkü kronolojik süreç dediğimiz için az bilinen fotoğrafları da sergiye koymak zorunda kaldık. Ama bununla beraber bin dokuz yüz yediden başlayıp, Atatürk’ün ölümü 1938’e kadar ki bütün Atatürk üzerinden ve cumhuriyetin kurulma süreci üzerinden izleyiciye sunuyoruz.” “Bir tarih yolculuğuna çıkıyor insanlar” Sergide Atatürk’ün fotoğraflar ile beraber birçok da özel eşyasının olduğunu dile getiren Özdemir, “Bastonu, kravatı, kol düğmeleri, yazdığı kitapların hepsi ve yaklaşık yüzün üzerinde de dönemsel belgeler, mektuplar, yazışmalar, telgraflar ve bazı sanat eserleri. O sanat eserleriyle beraber bir bütün aslında. Bir tarih yolculuğuna çıkıyor insanlar” ifadesini kullandı. “Her süreci belgelerle beraber görmüş olacaklar” Sergiyi gezen vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamalarını belgeleri ile görebileceğini söyleyen Özdemir, “İnsanların nasıl bedeller ödeyerek bir ülkeyi kurduğunu, nasıl acılar çekildiğini, 1907’den itibaren ki her süreci kendileri belgelerle beraber görmüş olacaklar” dedi. “Amacım insanlara doğruları ilk kaynaktan göstermek” Sergideki fotoğraflara da dikkati çeken Özdemir, şöyle konuştu: “Fotoğraflarla beraber o dönemin gazeteleri, dergileri sizi o tarihin içine alacaktır. Bireysel olarak da kendimizin yüzleşme sergisidir bu sergi. Nereden nereye geldik? Değerlerimiz neydi? Hangi değerleri kaybettik? Hangi değerleri koruyamadık? Bu yüzleşmenin de bir sergisi. Benim amacım bu sergide insanlara gerçekleri ve doğruları ilk kaynaktan göstermek, hurafelerden uzaklaştırmak, gerçekle yüzleştirmek amacını taşıyordu. Sanırım başardığımı düşünüyorum.” Sergi 18 Ağustos’a kadar vatandaşların ziyaretine açık olacak.
Gaziantep Çocuk Kütüphanesi sayesinde 4 yılda 400 kitap okudu Gaziantep’te yaşayan 12 yaşındaki Berat Koca, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin kapısını 8 yaşında aralayarak geride kalan 4 yılda 400 kitap okudu. Okuduğu kitaplar sayesinde okuma becerilerini geliştiren Koca, yüzlerce sayfalık kitapları birkaç günde bitirebiliyor. Gaziantep’te ilk kez 2016 yılında açılan ve şu anda sayısı 6’ya ulaşan Uygulamalı Çocuk Kütüphaneleri, fırsat eşitliği tanımak için dezavantajlı bölgelere öncelik tanıyor. Açıldığı günden beri Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin on binlerce üyesinden biri olan 12 yaşındaki Berat Koca, şu anda 539 sayfalık kitabı 2 günde bitirebiliyor. Koca, ilgisi ve merakının yanı sıra kelime dağarcığının gün geçtikçe artması sebebiyle de artık yetişkin kitaplarını rahatlıkla okuyabiliyor. Koca’nın en çok etkilendiği yazar ise Jack London. Çocuk Kütüphanesi’nin fırsat eşitsizliğinin önüne geçtiğini ve artık haritasının kitaplar olduğunu vurgulayan Koca, “Kitaplar yön gösteriyor. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitsizliğinin önüne geçiyor. Çocukların kitaba erişiminde hayati bir şey ve benim de rehberim oldu” dedi. “Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır” Çocuk Kütüphanelerine gelmeye başlamasının ardından kitap kurduna dönüşen ve ilgisinin bilgilerle farkındalığa dönüştüğünü ifade eden Berat Koca, “Korsanlar hazinelerini bulmaya çalışırken hazine haritalarına bakarlar. Doğru haritayı kullanırsa hazineyi bulur. Dediğim hazine kişinin başarısıdır. Korsan biziz, başarıyı arayan denizci diyebiliriz. Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır. Çünkü onlara yön gösteriyor. Kitaplar çocuklar için rehberdir. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri benim rehberim oldu. Bilim, kurgu ve fantastik sanatları okuyorum. Açıkçası heyecanlı olduğu için okumayı seviyorum. Bilime merakım var. Merakım gün geçtikçe ilgiye dönüştü ve tam ilgimin doruklarındayken bu kütüphane açıldı. Bu kütüphaneye gelmeye başladığımda ilgim bilgilerle farkındalığa dönüştü ve bilim insanı olmak istediğime karar verdim” diye konuştu. “Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitliği sağlıyor” Kitaba erişimde Çocuk Kütüphanelerinin çok önemli olduğunu ifade eden Koca, “Fırsat eşitliği, bu çocuk kütüphaneleri bunu sağlıyor. Maalesef günümüzde her ailenin kitap alacak kadar maddi gücü yok. Bu kütüphaneler fırsat eşitliğini koruyor. Çocuk kütüphaneleri genel olarak bu imkanı sağlıyor. Çocukları kitaplarla beslemeyen bir devletin sonu hazindir. Çocuk sayısına göre kütüphane açılması gerekiyor” dedi. Berat’ın annesi Hatice Koca ise insanların kitaba ulaşmada zorluk yaşadığını belirterek, “Buna gerek bütçe gerek bulunduğun yer fırsat vermiyor. Ama kütüphane olduğu zaman her bilgiyi her araştırdığın konuya kolaylıkla ulaşabileceğin bir alan benim gözümde” diye konuştu. Çocuk kütüphaneleri birçok fayda sağlıyor Kütüphaneler 0-12 yaş aralığına hitap ediyor. On binlerce üyesi olan ve sayısı 6’ya ulaşan Çocuk Kütüphanesi’nde çocuklar sadece kitapla buluşmuyor. Mozaik, müzik, resim kursları, drama çalışmaları ve meslek tanıtımları da yapılıyor. Çocuklar hem eğleniyor hem öğreniyor. Kütüphanenin bir diğer öğrencisi Belinay Kaya, kütüphanede kitap okumanın yanı sıra çeşitli kurslar olduğunu ifade ederek, “Burada mozaik, müzik, resim kursu yani daha çok değer vereceğimiz şeyler var. Kitaptan ibaret değil. Hem kitap okuyoruz hem kurslara gidiyoruz. Kitapları çok güzel. Birçok etkinlik oluyor. Masal saatleri oluyor” şeklinde konuştu. Kitap okumanın farklı faydalarına değinen Mir Nafi Ünlü ise “Ben kitap okumadan önce pek hayal kuramazdım. Kitap okuduktan sonra gözümde canlandırmam daha güzel oldu. Kitap okumam konuşmamı da etkiledi. Önceden kekeliyordum ona fayda sağladı. Güzel bir şey tavsiye ederim” ifadesini kullandı.
İstanbul Fatih’te sevgili cinayeti: Tartıştığı erkek arkadaşını bıçakla öldürdü Fatih’te Zehra Taşkan isimli kadın, sevgilisi olduğu öğrenilen Fırat Kalburcuoğlu’nu, tartışma sırasında bıçakla yaraladı. Hastaneye kaldırılan Kalburcuoğlu hayatını kaybederken olay sonrası Zehra Taşkan polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Olay, önceki gün gece Fatih Seyid Ömer Mahallesi Miralay Hasan Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Zehra Taşkan, aynı evde yaşadığı erkek arkadaşı Fırat Kalburcuoğlu ile tartışmaya başladı. Tartışma bir süre sonra sokağa taşındı. İddiaya göre, Kalburcuoğlu tartışma esnasında kız arkadaşı Zehra Taşkan’a küfür etti. Bunun üzerine Taşkan, elindeki bıçakla erkek arkadaşı Kalburcuoğlu’nu yaraladı. Sokakta bağrışma seslerini duyan komşuları ise durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar sonrası olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı Kalburcuoğlu hastaneye kaldırılırken yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtartılamayarak hayatını kaybetti. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken Taşkan’ı gözaltına aldı. Taşkan emniyetteki işlemlerin ardından çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. “Ben seslerin devamlı parktan gelen ses olduğunu düşündüm” Olayı gören Hasan Demir, “Oğlum dışarıda siparişteydi ben de içerideydim. O sırada bir ses geldi. Ben seslerin devamlı parktan gelen ses olduğunu düşündüm. Aradan 15 - 20 dakika geçtikten sonra bir baktım iki kadın dükkana girdiler. İçeri giren bir kadın ’amca kapıyı kapat bir kadın birisini bıçaklamış yerde yatıyor. Kadın elindeki bıçak ile sağa sola saldırıyor’ dedi. Oturun dedim sonra ambulans, olay yeri inceleme ve polis ekipleri geldi” dedi. “Kadının elinde bıçak vardı beni bırakın diye tehdit ediyordu” Yaralı Kalburcuoğlu’na müdahale yapan bir kadın, “Kan oluk gibi akmaya başladı. o anda ciddi bir yaralanma olduğunu düşündüm. Ben tampon yapmak için indim. Aşağı geldiğimde kadın çığlık atıyordu. Kadına nerenizden yaralandınız diye sordum. O sarhoştu dediğini çok anlamadım. Başka bir kadın bu değil bıçaklanan bu adam dedi. Adam yerde yatıyordu. Kemer alıp, damarına bağladım. Damarına gittiğini anladım. Kadının elinde bıçak vardı beni bırakın diye tehdit ediyordu. Bırakın ölüyor mu, ölsün mü diyordu anlamadım. O anda kadının ne dediğini anlamıyordum. İkisi de alkollüydü ben görmedim. Kadını polise ben söyledim kimse sesini çıkarmıyor. Kadının vurduğunu onlarda biliyorlar. Onlar bana kadın vurdu dediler. Kadın bize de bıçak çekip, bırakın dedi. Ben polise kadının cebinde bıçak olduğunu söyledim. O esnada kadın beni tehdit etti. Ben insanlık görevimi yaptım. Ben geldiğimde adamın nabzını kontrol ettim, nabzı yavaştı. Adamın nabzı 5 dakika sonra daha çok zayıflamaya başladı. Olayın zanlısını ben gösterdim, söyledim” şeklinde konuştu.