SAĞLIK - 22 Haziran 2018 Cuma 10:15

Çocuklarınıza hayal kırıklığı yüklemeyin

A
A
A
Çocuklarınıza hayal kırıklığı yüklemeyin

Adana Acıbadem Hastanesi Psikologu Hande Nacar Baş, yıllar süren hazırlık aşamasından sonra hayatlarının bir sonraki macerasına hazırlanan gençlerin üniversite sınavına sayılı günler kala endişelerinin giderek arttığını belirtti.

Adana Acıbadem Hastanesi Psikologu Hande Nacar Baş, yıllar süren hazırlık aşamasından sonra hayatlarının bir sonraki macerasına hazırlanan gençlerin üniversite sınavına sayılı günler kala endişelerinin giderek arttığını belirtti.


Psikolog Hande Nacar Baş, uzun bir hazırlık aşamasından sonra haftaya Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) girecek öğrencilerin yaşadıkları psikolojik sürecin etkilerine değinerek, ebeveynlerin beklenti ve tutumlarının bu süreçte aslında ne kadar önemli olduğunu, sürecin daha ılımlı geçmesi için ailelerin neler yapabileceğini anlattı.



Anne ve babaya daha çok sorumluluk düşüyor


Psikolog Baş, sınava hazırlık süresini, etraflarında iletişimde oldukları akraba veya arkadaşları tarafından pek çok tavsiye dinleyerek geçiren çocukların aslında en çok anne ve babalarının söylediklerine kulak kabarttıklarını söyledi. Baş, “Anne ve babalar ise sınavın olduğu yıl, alışılagelmiş bütün aile düzenini hızlıca değiştirmeye başlıyor. Yıllık programlarını çocuklarının ders saatlerine, çalışma programlarına göre yapıyorlar. Elbette aileler çabalarının yıl sonunda filiz verip vermediğini merak ediyor. Anne ve babalar değişen aile ortamının çocuk üzerindeki etkisinin farkına varamayabiliyor” diye konuştu.


Bir miktar endişe ve stresin verimli hatta doğal olduğunu belirten Psikolog Baş, yıl boyunca ara vermeden azimle çalışan çocukların bir süre sonra ders çalışmaktan sıkılan, kitaplarını kapatan, yaşadığı endişe ve stresi farklı kanallardan atmak için çabalayan çocuklara dönüşebileceğini kaydetti. Baş, ailelerin neredeyse fazla mükemmeliyetçiliğe ulaşan, gereğinden fazla hassas tavır ve tutumlarının gençlerin üzerindeki stresi daha da arttırdığının altını özellikle vurguladı.



Onaylanma ihtiyacını ortadan kaldırın


Gençlerin yaşadıkları endişe ve stresin altında yatan sebebin aslında onaylanma ihtiyacı olduğunu belirten Psikolog Baş, “Çocukların ailelerinin desteğine, sevildiklerini ve güvende olduklarını bilmeye ihtiyaç duyması altın kadar değerli. Ailesi tarafından takdir görmeyi fazlasıyla arzu eden bir gençten ’babama kendimi ispat etmek istiyorum, kazanabileceğime hiç inanmıyor’ lafını çok kısa zaman önce duydum. Ergenlik döneminde olan çocukların aslında beklentileri; fikirlerine saygı duyulması, yapıcı ve pozitif eleştirilerle yol gösterilmesi, samimi bir şekilde takdir ve teşekkür edilmesidir. Çocuklara devamlı iltifat etmenin takdir etmek anlamına gelmez. Doğru zamanda pozitif ve yapıcı geri bildirimlerle çocukların gelişime katkı sağlanabilinir. Samimi olmayan iltifatlara maruz kaldığını anlayabilen çocuklar, bir süre sonra devamlı güzel sözler duymak ister, duyamadığında ise pes etme eğiliminde olurlar” dedi.



Empati yapın


Psikolog Baş, karşılıklı konuşarak, vermek istediği kararları tek tek dinleyerek, empati yapabildiğinizi hissettirdiğiniz örneklerle, çocukların kendi kararlarını verebilecek yaşta ve olgunlukta olduğunu hissettirilebilineceğini ifade ederek şunları söyledi:


“Ailenin onayı için değil kendi hayal ve hedeflerine ulaşmak için çabaladığını bilmek, çocukların cesaretlenmesini sağlar. Artan cesaret ve özgüven sayesinde çocuklar kendi ideali için sağlıklı ve ulaşılabilir hedefler belirleyebilme noktasına gelir. Kendisine saygı duyulduğunu hisseden bu çocuklar, karakterlerini saklamak yerine ortaya çıkarmaya cesaret ederek kendilerine uygun eğitim ve sonrasında meslek arayışına girer.”



"Çocuklarınıza hayal kırıklığı yüklemeyin"


Çocuklar ile kaliteli vakit geçirmeyen ve çocuklarının gerçek kapasitesinin farkında olmayan ailelerin oldukça fazla olduğunu belirten Baş, gençlerin sırtlarına gereksiz yükler, kalplerine hayal kırıklıkları yüklediklerini belirtti.


Çocuğunun biyoloji dersine olan ilgisizliğini bilmeden doktor olması konusunda hayaller kuran anneler ya da aksine çocuğunun başarısına güvenmeyip kolay bir bölüm seçmesi konusunda tavsiyeler veren babaları örnek veren Psikolog Baş, ailelerin yapabileceklerini şu şekilde sıralıyor;


“Eğer çocuğunuz bir meslek seçimi yaptıysa fakat siz seçtiği mesleğin geleceğine ve iş imkanlarına güvenmiyorsanız katı yargılar ve eleştirel bir üslupla konuşmak yerine onu ve hayallerini anlamaya çalışın. Çocuğunuza güvenin, seçimlerine saygı duyun. Çocuğunuzla konuştuğunu tek şey üniversite sınavı olmasın. Hayatının nasıl ilerlediğini, son günlerde neler yaşadığını bilmeyi ihmal etmeyin. Çocuğunuz da sizler gibi tek ve biricik olduğundan onu kimseyle kıyaslamayın. Başarının yalnızca bir sınav ile ölçülebildiği fikrini vermeyin. Çocuğunuzu her zaman destekleyeceğinizi, seveceğinizi ve onunla daima gurur duyacağınızı hissettirin. Günün sonunda anne babasının desteğini yürekten hisseden genç, bir insanın motivasyonunu kolayca aşağı çekebilen onaylanma ihtiyacının sebep olabileceği olumsuz etkileri yaşamak zorunda kalmayacaktır. Endişelerle çevrili, takdir edilme arzusuyla kendini ikinci plana atmayan çocuğun başarısı ise kendine ve ailesinin desteğiyle hayat bulacaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sarunas Jasikevicius: "Seyircimizin önünde bir şansı kaybettik ama beşinci maç var" Fenerbahçe Beko Başantrenörü Sarunas Jasikevicius, Monaco karşılaşında takım olarak iyi performans gösteremediklerini belirterek, "Seyircimizin önünde bir şansı kaybettik ama beşinci maç var. Video analizde neleri yanlış yaptığımıza bakacağız" dedi. Fenerbahçe Beko, THY Euroleague play-off serisi dördüncü maçında Fransız ekibi Monaco’ya 65-62 mağlup oldu ve seride durum 2-2’ye geldi. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Fenerbahçe Beko Başantrenörü Sarunas Jasikevicius sözlerine Monaco’yu tebrik ederek başladı. Topu gerekli kullanamadıklarını ve fazla hata yaptıklarını belirten Jasikevicius, "Maçın sonunda yaşanan olaylardan dolayı özür dilerim. Bu bizim tablomuz değil. Kendi hatalarımıza bakmamız gerekiyor. Bugünün sorumluluğunu üzerimize almalıyız. Takım olarak iyi bir performans gösteremedik. Topu gerekli şekilde kullanamadık, hücumda iyi değildik. Oyuncular, topu eline alıp problemleri çözmek istedi gibi gözüktü. Bu negatif taraftı. Seyircimizin önünde bir şansı kaybettik ama beşinci maç var. Oyuncularıma, benim kahramanlarım olduklarını söyledim. Şimdi video analizde neleri yanlış yaptığımıza bakacağız” ifadelerini kullandı. Asist sayılarına bakıldığında iyi bir takım oyunu oynamadıklarının net bir şekilde ortaya çıktığını belirten Litvanyalı koç, "Takım gibi oynamadık. Topu çok fazla elimizde tuttuk. Çok iyi mücadele ettik. Bireysel oyunumuz takım oyununa dönemedi. Sabırsız bir oyun ortaya koyduk” şeklinde konuştu.
İstanbul Feyyaz Uçar: "Bize göre iki penaltı pozisyonu var" Beşiktaş Futbol Şube Sorumlusu Feyyaz Uçar, Çaykur Rizespor maçında bekledikleri iki penaltı pozisyonu olduğunu belirterek, "Salı günü çok önemli bir maça çıkacağız. Belki bizim için sezonun en önemli maçı. Bu maçtan önce kimse bize ayar vermeye kalkmasın. Beşiktaş büyük bir camiadır" dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Beşiktaş evinde karşılaştığı Çaykur Rizespor’u 3-2 mağlup etti. Maçın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Beşiktaş Futbol Şube Sorumlusu Feyyaz Uçar, "Hak ettiğimiz bir galibiyet. Oyuncularımızın oyunundan son derece memnunuz. Oyunun son dakikasına kadar bırakmadılar. Skora isyan ettiler. Neticede de son dakikada uzatma golüyle galibiyeti kazandılar. Teknik heyetimizi ve futbolcularımızı kutluyoruz. Masuaku’yu sabah ağrısından dolayı kadrodan çıkarmak zorunda kaldık. Gedson da arka adalesindeki ağrıdan dolayı kadroda yoktu" diye konuştu. "Bize göre iki penaltı pozisyonu var" Karşılaşmada iki penaltılarının verilmediğini söyleyen Uçar, "Biz oyuncularımızın çabasının bugün yanlış kararlarla, yanlış düdüklerle göz ardı edildiğini görüyoruz. Bize göre iki penaltı pozisyonu var. ’Bu da mı değil’ dedirten pozisyonlar. Tartışılacak pozisyonlar. Bize göre ilk pozisyonda destek eli denen şeyin havada olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Yerde olan bir adamın eline çarpan belki destek eli kuralıyla bağdaştığını ama orada oyuncunun eli havada. Bunun penaltı olduğunu düşünüyoruz. Salı günü çok önemli bir maça çıkacağız. Belki bizim için sezonun en önemli maçı. Bu maçtan önce kimse bize ayar vermeye kalkmasın. Beşiktaş büyük bir camiadır. Hepimizin çoluğu çocuğu var. Beşiktaş’a gönül vermiş bir sürü genç var. Bu insanları bu kadar üzmemek, ağlatmamak lazım. Kendi siyasi çıkarları için, kendi seçim propagandaları için Beşiktaş’ımıza kimse ayar vermeye kalkmasın" şeklinde konuştu. "Şimdi birlik zamanıdır" Siyah-beyazlı taraftarları, Ziraat Türkiye Kupası’nda salı günü Tüpraş Stadyumu’nda oynayacakları MKE Ankaragücü maçına davet eden Feyyaz Uçar, "Bütün taraftarımızı salı günkü maça bekliyoruz. Beşiktaş birlik olduğunda neler olduğunu bütün ülkenin bir kez daha şahit olmasını istiyoruz. Bizim için çok önemli bir maç. Şimdi birlik zamanıdır. Çocuklarımızın çok güzel mücadelesi var. Sezonun maçı. Onlara gerçekten ihtiyacımız var. Büyük Beşiktaş taraftarı istediği zaman istediği zaman takıma maç kazandırır. Ben onların sayesinde Beşiktaş formasıyla maç kazandım. Onların gönülden yapacaklarını biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Ankara Emre Belözoğlu: “Bu işin olacağını düşünüyorum ama zor olacak gibi görünüyor” MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, Alanyaspor maçının ardından yaptığı açıklamada, “Bu işin olacağını düşünüyorum ama zor olacak gibi gözüküyor” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında MKE Ankaragücü, sahasında ağırladığı Alanyaspor ile 1-1 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında karşılaşmayı değerlendiren MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Belözoğlu, “Tabii her şeyden önce üzgünüm. İlk yarıdaki oyun ve ikinci yarıdaki oyunla 10 kişi kalmış rakibe karşı bu kadar panik yapan bir oyun. Açıkçası kendi takımlarım arasında düşündüğümde ilk defa böylesine bir senaryo ile karşı karşıya kaldığım bir maç oldu. İkinci yarıdaki performanstan dolayı çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Oyuna hamleler yaptık. Hiçbir karşılığı olmadı. İlk yarıdaki oyunun karşılığı belki 2-0’a getirebilirdik. Orada belki maç kopabilirdi. Alanyaspor iyi bir takım, organizasyonu yüksek. Kazanarak buraya geldiler. Bizim de durumumuzda birazcık herhalde zor gitmek var, zor olması var. Bu işin olacağını düşünüyorum ama zor olacak gibi gözüküyor. Oyuncu arkadaşlarıma yine teşekkür ediyorum. Ellerinden gelen, kendi kalitelerince her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Ama ikinci yarıdaki oyunu kabul etmek mümkün değil. Bundan dolayı üzgünüm” diye konuştu. “Beşiktaş’a karşı oynadığımız iki maçta da takımımın oyun anlamında çok iyi işler yaptığını düşünüyorum” Alanyaspor müsabakasının ardından aldıkları skor için üzgün olduklarını ve Ziraat Türkiye Kupası’nda hedefleri için çalışmalarına devam edeceklerini dile getiren Belözoğlu, “Bu skor moralimizi bozdu, gerçekçi olmak lazım. Soyunma odasında da o havayı hissettim, oyuncularım üzgün. Ben Ankaragücü’ne geldiğimden beri gerçekten çok mesai harcıyorum bir şeyler yapmak için. Oyuncular özelinde değerlendirmeler yapıyoruz. Oyuncularla birebir tesislerde ve dışarıda hep bir şey yapmaya çalışıyorum. Bu kupa hedefini de devam ettirmek adına önümüzde üç günümüz var. Ben Beşiktaş’a karşı oynadığımız iki maçta da takımımın oyun anlamında çok iyi işler yaptığını düşünüyorum. Bunu uygulamada yine tereddüt etmeyeceğiz, ama skorlar gelmiyor. Bu da benim oyuncularımın da pes edeceği anlamına da gelmiyor. Biz sonuna kadar orada bu taraftara yakışır bir şekilde oyuncuların enerjisinin bir an önce yukarıya çekerek İnönü’de bir meydan okumaya gitmek istiyoruz. Kolay bir maç yok. İki takım için de kolay maç olmayacak. Belki bu sene bu yaşadığımız talihsizliklerin hepsini örtbas edecek bir maç oynarız ve bu sefer de bizden yana olur bazı şeyler. Öyle ümit ederek İstanbul’a gitmek istiyorum” dedi. “Hiçbir topluma dünyanın hiçbir yerinde bu kadar zulmedilemez” Müsabakadan önce Ankaragücü tribünlerinden sarkıtılan Filistin koreografisi hakkında, Gazze’de işlenen insanlık suçunun artık dayanılacak noktasının kalmadığını vurgulayan Belözoğlu, “İslam aleminin bu dağınıklığı, Müslüman aleminin bu dağınıklığının çok büyük bir fotoğrafı. Bu orada olanlara hiçbir cevap veremeyen hiçbir aksiyon alamayan bir İslam alemi var. Bence biz kendimize bakmalıyız. Oradaki insanların çektiği acılar, bize sadece bir iki damla gözyaşı olarak geliyor ama baktığınızda İslam alemi kendi haline acımalı, kendimize acımalıyız. Hiçbir topluma dünyanın hiçbir yerinde bu kadar zulmedilemez ve bu kadar uzun süreli zulmedilemez ki dünyada milyarlarca Müslüman var ona rağmen bu yapılıyor. Buna sadece ses çıkararak, lafla karşılık vererek ve ‘İsrail sen teröristsin’ diyerek olmaz. Olmadığını da görüyoruz” ifadelerini kullandı.