Son Dakika
|
Ahmet Çakar’ın ifadesi ortaya çıktı: ‘’Ben yasal bahis siteleri haricinde bahis oynamadım’’
Çerkezköy’de tefecilik operasyonu: 3 kişi gözaltında
Bakan Fidan'dan Suriye açıklaması!
Hatay'da 4.2 büyüklüğünde deprem
Ankara’da ev yangınında mahsur kalan anne ile oğlu kurtarıldı
Evde Bakım Yardımı hesaplara yatırılmaya başlandı
Ünlü yönetmen Reiner ve eşi evinde ölü bulundu
Arnavutköy’de İBB’nin döküm sahasına çevirdiği Mavi Göl’de balıklar can çekişiyor
Pendik sahilinde 100 metre arayla iki şüpheli ölüm
Güllü’nün kızıTuğyan Ülkem Gülter'in ifadesine ulaşıldı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Pakistan’s Traditional Instrument ‘Rubab’ Reaches Beyond Borders
Dışişleri Bakanı Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Al Sani ile görüştü
Bahçeli: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur"
Korkutan kaza: Kaskı sayesinde yara almadan kurtuldu
Çerkezköy’de tefecilik operasyonu: 3 kişi gözaltında
Hatay'da 4.2 büyüklüğünde deprem
Çin, doğumları ücretsiz hale getirmeye hazırlanıyor
Ankara’da ev yangınında mahsur kalan anne ile oğlu kurtarıldı
POLİTİKA
Bakan Yerlikaya: "2025 yılında 103 terörist ikna yoluyla yurt dışından gelerek güvenlik güçlerimize teslim oldu"
15 Aralık 2025 Pazartesi - 20:13:04
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "2025 yılında 103 terörist ikna yoluyla yurt dışından gelerek güvenlik güçlerimize teslim oldu" dedi. Bakan Yerlikaya, TBMM Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığının ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılına ilişkin faaliyetleri ve 2026 yılı bütçe teklifine ilişkin sunum yaptı. 688 bin personelle tüm suç ve suçlularla mücadelenin kesintisiz, tavizsiz ve amansız bir şekilde yürütüldüğünü dile getiren Yerlikaya, "Ülkemiz, yıllardır devam eden terörle sınanmasını bitirecek; kardeşliğimizi, birliğimizi ve dirliğimizi güçlendirecek yeni bir dönemin, ‘Terörsüz Türkiye’ döneminin kapılarını aralamıştır. Terörsüz Türkiye; Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın ve bütün farklılıkların aynı sofrada, aynı kaderde, aynı vatanda kardeşçe yaşadığı bir büyük aile demektir. Terörsüz Türkiye; huzur, kalkınma ve kardeşliğimizi büyütme projesidir. Çocuklarımızın korkusuz büyüdüğü, şehirlerimizin canlandığı, dağların, vadilerin, sokakların kardeşliğin sesiyle dolduğu, hiçbir gencimizin terör örgütlerinin ağına düşmediği, demokrasinin ve hukukun güç kazandığı, uluslararası alanda güçlü, bölgesinde lider bir Türkiye’nin adıdır. Ülkemizin kaynaklarını gençlerimizin eğitimine, çiftçimizin emeğine, esnafımızın ticaretine, sanayicimizin üretimine, şehirlerimizin turizmine ve kalkınmasına yönlendirmektir" ifadelerini kullandı. "2025 yılında 103 terörist ikna yoluyla yurt dışından gelerek güvenlik güçlerimize teslim oldu" Terörle mücadele kapsamında kırsalda arama-tarama faaliyetlerinin kesintisiz şekilde sürdüğünün altını çizen Bakan Yerlikaya, "2025 yılı içinde 308 mağara ve sığınağı imha ettik. İHA ve İKU’larımız 44 bin 157 saat uçuş gerçekleştirdi. 10’u Diyarbakır annelerinin çocukları olmak üzere toplam 103 terör örgütü mensubu ikna yoluyla yurt dışından gelerek güvenlik güçlerimize teslim oldu. 30 terör eylemi engellendi. Terör suçlarından hapis araması olan 439 şahıs yakalandı. Kırmızı bültenle aranan 7 şahsın ülkemize iadesi sağlandı. Terör suçlarından aranmakta olan 71 şahıs hakkında kırmızı bülten çıkartıldı. Terörle mücadele kapsamında bin 602’si din istismarcısı FETÖ ve 746’sı yine din istismarcısı DEAŞ olmak üzere diğer terör örgütlerini de dahil ettiğimizde toplam 2 bin 587 şahıs tutuklandı" dedi. "Asayiş ve trafik hizmetlerimizdeki ekip sayılarımızı yaklaşık yüzde 30 arttırdık" Göreve geldikleri andan itibaren 14 bin olan yaka kamerası sayısının son 2,5 yıldaki yeni alımlarla 104 bine yükseldiğini ve 2026 yılında planlanan 60 bin yeni alımla birlikte toplam sayının 164 bine ulaşacağını söyleyen Yerlikaya, "Göreve geldiğimizden itibaren 29 bin 637’si hizmet aracı, 2 bin 64’ü motosiklet, 332’si zırhlı araç, 52’si hava aracı, 185’i yüzer araç olmak üzere araç sayımızı 32 bin 270 arttırarak filomuzu güçlendirdik. Böylece asayiş ve trafik hizmetlerimizdeki ekip sayılarımızı yaklaşık yüzde 30 arttırdık. Artık daha görünürüz, daha caydırıcıyız. Asayiş suçlarına yönelik geldiğimiz noktayı, meydana gelen olay sayılarını, aydınlatma oranlarını düzenli olarak kamuoyu ile paylaşıyorum. Ülkemiz genelinde geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla 2025’in ilk 11 ayında kişilere karşı işlenen suçlarda olay sayısını 49 bin 408, malvarlığına karşı işlenen suçlarda olay sayısını 42 bin 315 azalttık. Yani sadece 11 ayda 91 bin 723 daha az olay meydana geldi. Bir şey daha söyleyeyim; son 2,5 yılda olay sayılarını 250 bin 771 azalttık" şeklinde konuştu. "Terör propagandalarına, yasa dışı bahis ve ödeme sistemi ağlarına karşı çok yönlü operasyonlar yürütüyoruz" Ulusal güvenliğin sadece kara, hava ve denizlerle sınırlı olmadığını ifade eden Yerlikaya, "Yeni mücadele alanlarımızdan biri de sınırları olmayan bir dünyadan oluşuyor. O da siber dünyadır. Bu siber dünyanın her bir yanı karanlık dehlizlerle dolu. Klavye başında sinsice bekleyen ‘yeni nesil düşmanlar’ var. Deepfake videolar, siber zorbalık, sanal bahis ve sanal kumar platformları bir tıkla başlayan süreç, hayatları karartabiliyor. Orada yapılan bir saldırı, burada bir evladımızın hayatına, bir vatandaşımızın mahremiyetine zarar verebilmektedir. İşte bu nedenle siber devriyelerimiz teknolojik donanımı, yapay zekâ destekli istihbarat analizleri ve ileri seviye tarama sistemleriyle 7 gün 24 saat görev başındadır. Bu kararlılıkla terör propagandalarına, yasa dışı bahis ve ödeme sistemi ağlarına, bilişim dolandırıcılığına, çevrimiçi çocuk istismarlarına karşı çok yönlü operasyonlar yürütüyoruz. Avrupa ülkeleri İçişleri Bakanlıkları 2024 verilerine göre siber suçlarda aydınlatma oranımız ülkemizde yüzde 86. Bu oran İspanya’da yüzde 13, Almanya’da yüzde 32" dedi. "Narkokapan operasyonlarında tutuklama oranımız yüzde 96" Uyuşturucuya karşı savaş açtıklarını dile getiren Bakan Yerlikaya, "Bu savaşı, sadece ülkemiz adına değil, insanlık adına sürdürüyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla bir hedef koyduk. Ülkemizi uyuşturucuya karşı aşılmaz, erişilmez bir kale haline getirmek. Sadece bu yılın 11 ayında zehir tacirlerine yönelik düzenlediğimiz operasyonlarla 40 bin 346 şahıs tutuklandı. Son 2,5 yılda tutuklananların sayısı 96 bin oldu. İllerimizde eş zamanlı düzenlediğimiz Narkokapan operasyonlarıyla sokaklarımızı torbacılardan temizliyoruz. Bu operasyonlarımızdaki tutuklama oranımız yüzde 96. Son 2,5 yılda 349 narkotik organize suç örgütünü çökerttik. Sadece bu yıl narkotik suçlarından hapis cezalı aranan 31 bin 390 şahsı yakaladık. Kırmızı bültenle narkotik suçlardan aranan 51 yabancı şahsı ülkemizde yakaladık. Kırmızı bültenle narkotik suçlarından aramakta olduğumuz 64 şahsın ülkemize iadesini sağladık. Yine bu yıl düzenlediğimiz operasyonlar sonucunda 47 ton uyuşturucu madde, 130 milyon adet uyuşturucu hap ele geçirdik" dedi. "2016 yılından bu yana ise ülkelerine gönüllü dönüş yapan Suriyeli sayısı 1 milyon 330 bine ulaştı" Göçe yalnızca bir "güvenlik" meselesi olarak değil, aynı zamanda insani, sosyolojik ve uluslararası boyutları olan çok yönlü bir olgu olarak yaklaştıklarını belirten Bakan Yerlikaya, "Her adımımızı hukukun, merhametin, vicdanın ve medeniyet değerlerimizin rehberliğinde atıyoruz. Bunu yaparken de kamu düzeninden asla ödün vermeyen bir dengeyi titizlikle koruyoruz. Türkiye bu yönleriyle tüm dünyaya örnek olan bir ‘model ülke’ konumundadır. Düzensiz göçe karşı verdiğimiz kararlı mücadeleyle ülkemiz, düzensiz göçe hedef olmaktan ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır. Düzensiz göçle mücadelede odağımız, göçmen kaçakçılığı organizatörleridir. Bunlara karşı yaptığımız operasyonlar sonucu sadece bu yıl 4 bin 88, son 2,5 yılda ise 11 bin 928 göçmen kaçakçılığı organizatörü tutuklandı. Yine bu yıl 105 bin düzensiz göçmen sınır dışı edildi. Düzensiz göçe karşı tavizsiz tutumumuz sayesinde vize, vize muafiyeti veya ikamet süresi biten 374 bin yabancı da kendiliğinden çıkış yaptı. Düzensiz göçle mücadelede, entegre sınır yönetimi kuran, son teknolojiyi sahada uygulayan bir devletiz. Sınırlarımızda bin 323 kilometre güvenlik duvarı, bin 755 kilometre devriye yolu inşa ettik. Bu dönemin en önemli yeniliklerinden biri de Mobil Göç Noktası araçlarımızdır. 81 ilimizde 375 Mobil Göç Noktası ile sahadayız. 8 Aralık 2024’ten bu yana 590 bin Suriyeli gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli şekilde ülkesine döndü. 2016 yılından bu yana ise ülkelerine gönüllü dönüş yapan Suriyeli sayısı 1 milyon 330 bine ulaştı. Türkiye olarak bir yandan düzensiz göçle mücadele ederken, diğer yandan düzenli göçe yönelik çekim merkezi olacak politikalarımızı da sürdürüyoruz" şeklinde konuştu. "Bu yılın ilk 11 ayında 3 milyon 235 bin pasaport verdik" Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Yerlikaya, "Bu yılın ilk 11 ayında 3 milyon 235 bin pasaport, 7 milyon 921 bin yeni kimlik kartı ve 5 milyon 602 bin yeni tip sürücü belgesi verdik. 112 Acil Çağrı Merkezimiz, bu yılın ilk 11 ayında 88 milyon çağrı aldı. Bu çağrılara reaksiyon süremiz 2,86 saniye olarak gerçekleşti" ifadelerini kullandı.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 19:52
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye, bölgelerin tamamında barış ve hakkaniyet odaklı çalışmalarıyla dünyaya insan hakları dersi vermiştir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 19:39
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Muhalefetin iş bilmezliğine bakıp asla umutsuzluğa kapılmayın. Emanetiniz ehil ellerdedir. Liyakatli kadrolar Türkiye’de işbaşındadır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 19:26
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "86 milyon birlik içinde birbirimizden güç alarak tüm alanlarda atılım içerisindeyiz. Türkiye olarak belirlediğimiz hedeflere adım adım kararlılıkla ilerliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "86 milyon birlik içinde birbirimizden güç alarak tüm alanlarda atılım içerisindeyiz. Türkiye olarak belirlediğimiz hedeflere adım adım kararlılıkla ilerliyoruz."
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
14 Aralık 2025 Pazar- 19:20
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Mağaralar boşaldı, silahlar yakıldı, yakılıyor"
2
13 Aralık 2025 Cumartesi- 16:40
Etimesgut’ta AK Parti’de bayrak değişimi: İlçe başkanlığına Yasin Şankazan atandı
3
14 Aralık 2025 Pazar- 18:00
Dışişleri Bakanlığı: "Avustralya’nın Sidney şehrindeki Hanuka kutlamaları sırasında bugün gerçekleştirilen terör saldırısını en güçlü biçimde kınıyoruz"
4
15 Aralık 2025 Pazartesi- 12:33
Bakan Fidan: "Son 15 yılda Suriye sahasında tarihin en zorlu sınavlarından birini verdik"
5
11 Aralık 2025 Perşembe- 10:29
Kent Konseyi’nden Manisa’ya vizyon katacak 8 stratejik proje
15 Aralık 2025 Pazartesi - 19:21
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Nefret siyasetine pirim vermeyecek, kardeşliğimizi yüceltmenin yollarını arayacağız. "
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Nefret siyasetine pirim vermeyecek, kardeşliğimizi yüceltmenin yollarını arayacağız. "
15 Aralık 2025 Pazartesi - 18:13
Dışişleri Bakanı Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Al Sani ile görüştü
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 18:03
Bakan Uraloğlu: "Gölbaşı Veri Merkezi, kritik bilgileri barındıran kurumların veri ve bulut hizmeti ihtiyaçlarını yerli yazılım ile karşılayacak"
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türksat’ın veri merkezi kapasitesini 8 katın üzerinde artıracak Gölbaşı Veri Merkezi ile e-Devlet Kapısı başta olmak üzere tüm veri ve bulut hizmetlerine yönelik ihtiyacı yerli yazılım ile karşılayacaklarını ifade etti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, e-Devlet Kapısı başta olmak üzere Türkiye’nin dijital altyapısını kuran Türksat’ın yeni bir projeyi hayata geçireceğini açıkladı. Uraloğlu, Ankara’da kurulacak olan Gölbaşı Veri Merkezi ile kritik bilgileri barındıran kurumların iş sürekliliklerini sağlayabilmeleri için tüm veri ve bulut hizmetlerine yönelik ihtiyacı yerli yazılım ile karşılayacaklarını ifade etti. Bakan Uraloğlu, merkez hakkında yaptığı açıklamada, "Gölbaşı Veri Merkezi, 28 bin 500 metrekarelik dev alanı ile Türkiye’nin en büyük veri merkezlerinden biri olacak" dedi. Veri merkezi kapasitesi artacak 2026 yılında veri merkezinin inşaat ve mimari çalışmalarını büyük oranda tamamlamayı planladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, "Kritik bilişim merkezimizi 2027 yılı içerisinde ise hizmete almayı hedefliyoruz. Yapılacak yatırım ile Türksat’ın mevcut veri merkezinin fiziksel kapasitesi ilk fazda 3 kat, ikinci fazda ise 8 katın üzerinde artırılacak" açıklamasında bulundu. Türksat Gölbaşı Veri Merkezi’nin 6 sistem salonu, 2 adet 20’şer kabinlik yüksek performans odası ve 6 bin metrekare beyaz alana sahip olması planlanırken, tesiste 200 kişi kapasiteli ofis çalışma alanın da bulunacağını belirten Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Merkez, enerji verimliliğinde LEED-Gold sertifikasına, veri merkezi standartlarında ise Uptime Institude TIER-III ve TSE 50600 uyumlu olarak kurulacak. Kurulacak veri merkezi yapay zeka uygulamaları, derin öğrenme, veri madenciliği, makine öğrenmesi gibi başlıklar altında veri analizi, veri kümelerinin işlenmesi, algoritmaların eğitimi, modelleme, tahmin, sınıflandırma, yüksek hızlı matematiksel hesaplamalar yapılması gibi hizmetlerin sunumu için gerekli altyapıya sahip olacak. Türkiye’nin en büyük kurum ve kuruluşlarının olağanüstü durumlarda dahi güvenli ve kesintisiz hizmet almasını sağlayacak merkez ile e-Devlet projeleri kapsamındaki hizmetlerde kesinti yaşanmasının önüne geçilecek." Düşük karbon salımı ve yüksek enerji verimliliğine sahip olacak veri merkezi ile Türkiye’ye çevreye de duyarlı bir tesis kazandırmayı planladıklarını ifade eden Uraloğlu, "Ayrıca sektörde rekabetin sağlanması ve kamuda tasarruf için büyük bir oyuncu olarak görev yapacak Türksat, ülkemizin kaynaklarının etkin kullanılması amacına hizmet etmiş olacak" ifadelerini kullandı.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 17:49
TBMM Genel Sekreterliği’nden taciz iddialarına ilişkin açıklama
TBMM genel Sekreterliği, Mecliste tacizlerin sistematik şekilde 2018 yılından bu yana sürdürüldüğü iddialarının gerçeği yansıtmadığını, staj yapan öğrencilere taciz iddialarıyla ilgili yürütülen adli soruşturma kapsamında 4 personel hakkında tutuklama, 1 personel hakkında adli kontrol kararı verildiğini açıkladı. TBMM Genel Sekreterliği tarafından kurumda staj yapan öğrencilere taciz iddialarına ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, "Yürütülen idari soruşturmada İki stajyerin TBMM mutfağında 2024 yılının Eylül ayından 2025 yılının Haziran ayına kadar staj yaptığı, Meclis çalışanı H.İ.G. isimli aşçının anlık mesajlaşma uygulaması üzerinden bir stajyerimize 18 Haziran-1 Kasım 2025 tarihleri arasında, İ.B. isimli aşçının ise diğer stajyerimize 19-21 Temmuz 2025 tarihleri arasında yakınlaşma amaçlı taciz mesajları attıkları görülmüştür. İlgili personeller (H.İ.G. ve İ.B.) 4-5 Aralık 2025 tarihlerinde işten el çektirilmiştir. 11 Aralık 2025 tarihinde tamamlanan soruşturmaya göre de bu kişiler hakkında kamu görevinden çıkarılması teklifi getirilmiştir. Üçüncü stajyerin ise TBMM mutfağında 2025 yılının Eylül ayında başladığı stajına devam ettiği, Meclis çalışanı D.U. isimli aşçının sözlü ve fiziksel tacizlerine maruz kaldığı yönünde şikayetçi olduğu, kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda 24 Eylül 2025 tarihinde Halkla İlişkiler binası mutfağında diğer personellerin de yoğun olarak bulunduğu ve çalıştığı bir ortamda 13 dakika içerisinde üç kez fiziksel temasta (koluna ve beline) bulunduğu görülmektedir. Çocuğun üstün yararı ve kamera kayıtlarına yansıyan fiziksel temaslar göz önünde bulundurularak D.U. öncelikle işten el çektirilmiş, 11 Aralık 2025 tarihli soruşturma raporu ile de kamu görevinden çıkarılması teklifi getirilmiştir. Yine haklarında taciz suçlamasında bulunulan R.Ç. isimli aşçı ile R.S. isimli aşçıbaşı hakkındaki iddialar soruşturma sonucunda doğrudan sübuta ermemekle beraber kamu görevi sırasında itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak kapsamında disiplin cezaları teklifi getirilmiştir. Soruşturma kapsamında elde edilen tüm bilgiler ve disiplin raporunun bir örneği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile de paylaşılmıştır. Yürütülen adli soruşturma kapsamında 4 personel hakkında tutuklama, 1 personel hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Hepimizi üzen ve stajyerlerimiz ile ailelerini mağdur eden bu menfur hadisenin karşısında kararlı bir şekilde duracağımızın ve tekrarlanmaması adına her türlü idari tedbirleri almaya devam edeceğimizin herkes tarafından bilinmesini istiyoruz. Suç işlediği iddia edilen personelin konumuna, kıdemine veya unvanına bakılmaksızın gerekli idari ve adli işlemler en sert şekilde uygulanmaya devam edecektir. Öte yandan suça bulaşan, ahlaksızlık sergileyen az sayıdaki kişi nedeniyle ülkenin gözbebeği konumundaki TBMM’nin, personelinin genelini töhmet altına alınmasını da büyük bir haksızlık olarak görmekteyiz. Görev ve sorumluluklarını hukuka ve iş ahlakına uygun şekilde yerine getiren Meclis çalışanlarımızın yanında durmaya ve TBMM’nin saygınlığını korumaya devam edeceğiz" denildi. Taciz iddiaları kamuoyuna yansımasa konunun üzerinin kapatılacağı, herhangi bir işlem yapılmayacağı söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Taciz iddiasıyla ilgili müşteki aile ilk olarak genel sekretere ulaşmıştır. Kendilerine verilen etkin soruşturma güvencesi çerçevesinde aile şikayet dilekçesini vermiş ve TBMM Başkanlık makamının emriyle soruşturma derhal başlatılmıştır. Taciz iddiaları medyada ilk olarak 10 Aralık’ta yer almakla birlikte idari soruşturmanın başlatılma tarihi 20 Kasım’dır. Hakkında delil elde edilen 3 personel 4-5 Aralık tarihinde işten el çektirilmiştir. Dolayısıyla konu medyadan öğrenilmemiş, tam aksine idari soruşturma kapsamındaki ifade alma v.b süreçler nedeniyle medya konudan haberdar olmuştur. Başlangıçta tek şikayetçi varken soruşturmanın titizlikle yürütülmesi sonucunda diğer iki şikayetçiye de ulaşılabilmiş ve soruşturmanın kapsamı genişletilerek 5 personel hakkında işlem yapılmıştır. Disiplin soruşturması kapsamındaki bilgi ve belgeler adli makamlarla anında paylaşılarak, adli sürecin önü açılmıştır. Bir stajyere ’iddialarını ispat etmeden konuşma’ şeklinde telkinde bulunulduğuna yönelik suçlamalara ilişkin ayrı bir disiplin soruşturması devam etmektedir. Mecliste tacizlerin sistematik şekilde 2018 yılından bu yana sürdürüldüğü söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır. 2018 yılındaki hadise başka bir birimde görevli hizmetlinin stajyere fiziksel temas teşebbüsü şeklinde gerçekleşmiş ve yürütülen soruşturma sonucunda ilgili kişi kamu görevinden çıkarılmıştır. Gündemdeki vakayla suç mahalli, suçun işlenme biçimi, suçu işleyen personel gibi unsurlar açısından hiçbir benzerlik bulunmamaktadır. 7/24 esasına göre güvenlik kameraları ile izlenmekte olan ve kalabalık çalışma ortamı ile yoğun mesai sergilenen Meclis mutfağının kamera kayıtlarının geriye dönük incelenmesi sonucunda taciz iddialarına yönelik şüpheli tek durum tespit edilerek bahse konu soruşturmaya dahil edilmiştir. Taciz vakalarının kapsamının açıklanandan çok büyük olduğu, tecavüz, kürtaj gibi durumların üzerinin kapatıldığı iddiaları kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Öncelikle bilinmesi gereken husus müşteki stajyerler ve aileleri tarafından asla dile getirilmeyen bu tür iddialarla özellikle bu çocukların hakları ihlal edildiğidir. Yürütülen idari soruşturma kapsamında bu şekilde bir bilgi/belge/emareye ulaşılmamıştır. Adli makamlarla yapılan görüşmelerde adli soruşturma aşamasında da bu iddiaları doğrulayacak herhangi bir bilgi/belge/emare olmadığı ifade edilmiştir. Ortada bir müşteki olmamasına, bu yönde adli ve idari makamlarda bir tespit bulunmamasına rağmen, mağdur, suçlu, fiil, yer, zaman açısından hiçbir bilgiye dayanmayan iddiaları ortaya atmak en hafif tabiriyle sorumsuzluktur. Şu hususun da altını çizmek gerekir ki elinde bu yönde bir bilgi, belge veya emare olduğunu iddia eden ya da kamuoyunda bu iddiaları dillendiren kişilerin bir an evvel adli ve idari makamlara başvurmaları kanuni ve vicdani zorunluluktur. Soruşturmanın gizli kapaklı yürütüldüğü söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır. TBMM Başkanlık makamının talimatları ile titiz ve kapsamlı şekilde yürütülen soruşturma süreci ile ilgili olarak şeffaflık ilkesi gereğince TBMM Genel Sekreterliğince 10 Aralık’ta yapılan basın duyurusu ile soruşturma süreci ile bilgilendirme yapılmış, disiplin soruşturmasının sonuçları 11 Aralık tarihinde kamuoyu ile paylaşılmıştır. Ayrıca siyasi parti gruplarımız ve KEFEK Komisyonumuz bilgilendirilmiş ve soruşturma sürecinde her türlü bilgi/belge paylaşımına açık olunduğu özellikle ifade edilmiştir. KEFEK Komisyonu içerisinde grubu bulunan siyasi partilerimizden birer üyeden oluşturulan İzleme Komitesi ile kapsamlı bir toplantı gerçekleştirilmiş, soruşturma kapsamındaki tüm bilgi ve belgelere erişimleri sağlanmıştır. İdari soruşturma kapsamında elde edilen tüm bilgiler adli makamlarla da paylaşılmıştır."
15 Aralık 2025 Pazartesi - 17:27
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de toplandı
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de toplandı
15 Aralık 2025 Pazartesi - 17:19
Bahçeli: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur"
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü; kökü mazinin derinliklerine uzanan, istikbale yönelen büyük Türk milletinin müşterek hafızasını, irfanını ve tarihi yürüyüşünü idrak etmeye imkan sunan müstesna bir gündür" dedi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 17:03
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de toplandı
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de toplandı
15 Aralık 2025 Pazartesi - 17:03
Gülşah Durbay gözyaşlarıyla defnedildi
Genç yaşta hayatını kaybeden Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, onbinlerce Manisalı‘nın katıldığı cenaze töreninin ardından Koldere Mahallesi Mezarlığında toprağa verildi. Durbay’ın cenazesinin defnedilmesinin ardından ailesi ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Durbay ailesinin evinde taziyeleri kabul etti. Yaklaşık 14 günlük bir tedavi sürecinin ardından metastaz kolon kanseri ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle dün akşam hayatını kaybeden Manisa’nın ilk kadın belediye başkanı Gülşah Durbay’ın naaşı görev yaptığı Şehzadeler Belediyesindeki törenin ardından Hatuniye Camiine getirildi. Öğle namazının ardından Manisa İl Müftüsü Şükrü Kabukçu tarafından helallik alınmasının ardından omuzlarda taşınarak, teşrik tekbirleriyle Cumhuriyet Meydanına götürülen Başkan Durbay’ın naaşını burada on binlerce Manisalı karşıladı. Yol boyunca Manisalılar Başkan Durbay’ın naaşını çiçeklerle uğurladı. Cenaze törenine Manisa Valisi Vahdettin Özkan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcıları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, çok sayıda belediye başkanı ve milletvekili, annesi Fatma Durbay, babası Osman Durbay, kardeşi Nevsale Durbay Ekin ile binlerce Manisalı katıldı. Gözyaşlarıyla defnedildi Manisa İl Müftüsü Şükrü Kabukçu tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından Gülşah Durbay’ın naaşı, doğup büyüdüğü Koldere Mahallesindeki aile kabristanlığında toprağa verilmek üzere alandan dualar ve gözyaşları içinde ayrıldı. Durbay’ın cenazesi önce baba evine getirildi ve burada alınan helalliğin ardından binlerce seveni tarafından kabristanda karşılandı. Kabristanda CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile belediye baskanlari milletvekilleri ve parti üyeleri yer aldı. Gülşah Durbay’ın naaşı burada gözyaşları içerisinde toprağa verildi. Baba evinde taziye Gülşah Durbay’ın cenazesinin defninin ardından, doğup büyüdüğü Koldere Mahallesi’ndeki evinde annesi Fatma, babası Osman Durbay ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından taziyeler kabul edildi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 16:45
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de toplandı.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de toplandı.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 16:02
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP, Türk dünyasına halen şaşı bakmayı, yanlış pencereden bakmayı sürdürmektedir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tek parti zihniyetinin önümüzdeki temsilcisi olan ve günümüzde de yerini koruyan CHP, Türk dünyasına halen şaşı bakmayı, yanlış pencereden bakmayı sürdürmektedir" dedi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 15:55
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türk devletleriyle dış ticaretimizi orta vadede 60 milyar dolara, uzun vadede 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türk devletleriyle dış ticaretimizi orta vadede 60 milyar dolara, uzun vadede 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz."-Cumhurbaşkanı Erdoğan: -"Vizyon belgemiz 61 alt başlıkta bütüncül bir yaklaşım geliştiriyor" -"Ekonomik alandaki stratejiler vizyon belgemizin belkemiğini oluşturmaktadır"-"2026 senesi Türkiye için uluslararası zirveler yılı olacaktı"-"Vizyon belgesini hayata geçirebilmek gayesiyle bir AR-GE merkezi kurmayı planlıyoruz" ANKARA- (İHA) Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dünyası Vizyon Belgesi’nin ayrıntılarını açıkladı.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 15:47
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tek parti zihniyetinin temsilcisi olan ve günümüzde de yerini koruyan CHP, Türk dünyasına halen şaşı bakmayı ve yanlış pencereden bakmayı sürdürmektedir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tek parti zihniyetinin önümüzdeki temsilcisi olan ve günümüzde de yerini koruyan CHP, Türk dünyasına halen şaşı bakmayı, yanlış pencereden bakmayı sürdürmektedir" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin kongre merkezinde gerçekleştirilen ‘AK Parti Türk Dünyası Vizyon Belgesi Tanıtım Programı’na katıldı.Burada konuşan Erdoğan, Lefkoşa’dan Taşkent’e, Bakü’den Aşkabat’a, Bişkek’ten Astana ve Budapeşte’ye selam ve sevgilerini gönderdiğini ifade etti.Erdoğan, bugünün aynı zamanda özel bir anlamı olduğuna vurgu yaparak, UNESCO tarafından Türkiye’nin de çağrısıyla ilan edilen "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü’nü idrak ettiklerini, Türk dünyasının ve yeryüzünün farklı köşelerinde aynı dili konuşan, aynı hayali kuran ve kalplerin beraber çarptığı herkesin Türk Dili Ailesi Günü’nü kutladığını da sözlerine ekledi."Türklerin birbiriyle kucaklaşmaması, kaynaşmaması, tek yürek, tek bilek olmaması için tüm yollar denendi"Son iki asrın sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, bütün Türk dünyası için zorluklarla, sıkıntılarla, çilelerle ve işgallerle geçtiğini kaydeden Erdoğan, "Kültür coğrafyamızın birçok bölgesinde o toprağın kadim kimlikleri, dilleri, inanç değerleri yasaklandı; halklar parçalandı. Kelimenin tam anlamıyla bir hazan mevsimi yaşadık. Azerbaycanlı şair Rüstem Behrudi bir dönem adeta Türk dünyasının kaderi haline gelen manzarayı bakın nasıl anlatıyor; ‘O hangi millettir, kaderi sırdır? Yüz ada bölündü yine de birdir.’ Türklerin birbiriyle kucaklaşmaması, kaynaşmaması, tek yürek, tek bilek olmaması için tüm yollar denendi. Kimliğini savunan, değerlerine sahip çıkan münevverler Turancılıkla suçlanarak ya hapse atıldı, ya sürgün edildi ya da Süleyman Çolpan gibi nicesi kurşunların, dar ağaçlarının kurbanı oldu" ifadelerini kullandı."CHP, Türk dünyasına halen şaşı bakmayı, yanlış pencereden bakmayı sürdürmektedir"Türk dünyasının varlığından bahsetmek konusunda sadece sınırlar ötesinde değil, tek parti döneminde de Türkiye’de yasaklandığını hatırlatan Erdoğan, "Mesela 1944 yılında sırf Türkiye dışındaki soydaşlarımızla ilgilendikleri için birçok aydın, yazar, sanat erbabı ’Turancı’ denilerek tabutluklara konulmuş ve işkence görmüştür. Yani tek parti döneminde Türkiye dışında da Türk var demek suç sayılıyor, yıllarca tabutluklarda işkence görmek anlamına geliyordu. Bakın sadece bununla da kalmadılar; Türkiye’ye sığınan Azerbaycan Türklerini Boraltan Köprüsü’nde kurşuna dizileceklerini bilerek katillerine teslim etmiş, tarihe ’Boraltan Faciası’ olarak geçen bir utanç lekesi bulaştırmışlardır. Boraltan faciası, CHP’nin Türkiye tarihine geçmiş bir kara lekesidir. Boraltan faciası, hem milletimizin hem de Azerbaycan Türklerinin zihin ve gönül dünyasında iyileşmesi uzun yıllar alan derin yaralar açmıştır. Tek parti zihniyetinin önümüzdeki temsilcisi olan ve günümüzde de yerini koruyan CHP, Türk dünyasına halen şaşı bakmayı, yanlış pencereden bakmayı sürdürmektedir. Karabağ’ın 44 gün süren vatan muharebesinde bunu bir kez daha gördük. Ülkemizin düşmanlarının servis ettiği söylentiler üzerinden Türkiye’yi Azerbaycan’a destek vermekle suçladılar. Hatırlayın, CHP’nin dış politikasını yöneten isim çıktı aynen şunu söyledi; ’Maalesef gelen haberlerde Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor’ dedi. Tıpkı 1945 yılında Boraltan faciasında olduğu gibi Karabağ’ın azatlık mücadelesinde de yanlış yaptılar, milletimizi mahcup ettiler, utandırdılar. Bakın sadece Karabağ’da değil, onun öncesinde Suriye ihtilafında da aynı basiretsizliğe, aynı vicdansızlığa şahit olduk. Suriye halkının tepesine varil bombaları yağarken, CHP’nin devrik genel başkanı grup kürsüsünden şunları söylüyordu: ’Bayırbucak’tan söz ediyorlar. Ne bayırı kaldı ne bucağı kaldı. Hala dünyadan haberleri yok bunların’ CHP bu, başka bir şey beklemeyin. Evet, son yıllarda yaşadığımız iki önemli meselede de CHP’nin tavrı bu oldu. Yeni genel başkanın geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında, elinde binlerce soydaşımızın kanı olan Baas diktasını sekülerlik üzerinden aklamaya çalışması, daha ileri giderek CHP ile Baas rejimi arasında özdeşlik kurması, bu zihniyetin halen devam ettiğinin işaretidir. Alevi canlarımızla ilgili partimize yönelik iftiraları ise bühtandan öte apaçık bir provokasyondur, 86 milyonun kardeşliğini kundaklama teşebbüsüdür. Partimize oy veren milyonlarla birlikte Alevi vatandaşlarımızı da derinden yaralayan bu çirkin yakıştırmaları biz reddediyoruz" dedi."Kardeş Cumhuriyetlerin bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Türkiye oldu"Türkiye’yi soydaşlarıyla birlikte tüm kardeşlerinden, hatta bütün dünyadan izole ederek yönetmeye çalışanların Türkiye’yi yıllarca içine kapattığını ve yalnız hale getirdiğini söyleyen Erdoğan, "1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar 80’lerde Jivkov’un asimilasyon dayatmasına kadar sınırlarımız dışındaki Türklerle yeterince ilgilenilmedi. Bakınız bu ilgisizliğe son veren 8. Cumhurbaşkanımız Özal olmuştur. 1990’ların hemen başında Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte yeni bir dönem başladı. 1991 yılında Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarına kavuşurken kardeş Cumhuriyetlerin bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Türkiye oldu. 1992 senesinde Türkiye’nin girişimleriyle Türk dili konuşan ülkeler devlet başkanları zirveleri düzenlenmeye başlandı. Merhum Turgut Özal’ın şu sözü çok anlamlıdır, ‘Türkiye’nin önünde hacet kapıları açılmıştır. 21. asır Türk ve Türkiye asrı olacaktır.’ Merhum Özal’dan sonra rahmetli Demirel de Türk dünyasıyla ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem vermiştir. Elbette ülkemizde bu mücadelenin bayraktarlığını son nefesine kadar Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurucusu ve ilk genel başkanı rahmetli Alparslan Türkeş yapmıştır. Bu vesileyle Türkiye’nin Türk dünyasıyla kucaklaşması için kalemiyle, kelamıyla gayret gösteren herkesi bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Onların özlemini çektiği birlikteliği, dayanışmayı ve kardeşlik iklimini, son 23 yıldır attığımız adımlarla biz gerçeğe dönüştürüyoruz. İsmail Gaspıralı’nın işaret ettiği ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ şiarına uygun şekilde Türk Devletleri ile işbirliğimizi her alanda güçlendiriyoruz" diye konuştu."Türk Konseyi’nin kurucu belgesi Nahçıvan Anlaşması, Türk dünyası açısından bir dönüm noktasını teşkil etti"Erdoğan, 2009 yılında 9. Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi’nde Türk Konseyi’nin kuruluşuna dair Nahçıvan Anlaşması’nın imzalandığını hatırlatarak, "Türk Konseyi’nin kurucu belgesi Nahçıvan Anlaşması, Türk dünyası açısından bir dönüm noktasını teşkil etti. 2021 senesinde Türk devletlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümünün kutlandığı İstanbul Zirvesi’nde işbirliğimizi bir üst aşamaya çıkardık ve Türk Devletleri Teşkilatı olarak yola devam etme kararı aldık. Zirvede ayrıca Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi’ni kabul ettik. Teşkilatımızın gözlemci üyelerinden Macaristan’da düzenlenen zirvede ise teklifimiz üzerine 2021 Mart’ın Türk Devletleri Teşkilatı Nevruz Anma ve Kutlama Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdık" şeklinde konuştu."Vizyon belgemizi altı lehçede ve ortak alfabe ile hazırladık"Geride kalan 34 yıllık süreçte Türk devletleri olarak eğitimden ticarete, güvenlikten enerjiye, kültürden sanata kadar her alanda geçmişle kıyas dahi yapılamayacak sıkı bağların geliştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Türkiye Maarif Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarımız aracılığıyla Türk dünyasıyla aramızda yeni köprüler kurduk. Bugün bütün bu çabaları çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşıyacak yeni bir adım atıyoruz. Türk halklarının birikimini, tecrübesini ve hedeflerini aynı ufukta buluşturan bu belge, gelecek yüzyılın inşasında önemli bir rehber niteliğindedir. Merhum Erol Güngör, Türk dünyasının birliğinin ortak bir tarih ve kültür şuuruna dayanması gerektiğini vurgulamıştı. Mümtaz Turhan Hoca da Türk dünyasının birliği için önce ortak bir alfabe ve ortak bir edebiyat dili oluşturmanın şart olduğunu ifade etmişti. Bu anlayışla vizyon belgemizi altı lehçede ve ortak alfabe ile hazırladık. Belgemiz, AK Parti’nin küresel sorumluluk bilinciyle Türk dünyasında birlik ve beraberliği pekiştirme iradesinin en somut göstergesidir. Türk devletleri arasındaki entegrasyonun derinleştirilmesini ve çok boyutlu işbirliklerinin kurumsal bir çerçevede güçlendirilmesini amaçlıyoruz. Ekonomik kalkınma, kültürel dayanışma, stratejik işbirlikleri ve bölgesel barışın sağlanması vizyon belgemizin merkezinde yer alıyor. Belge hazırlanırken mevcut uluslararası anlaşmaları, ikili ve çok taraflı işbirliklerini, bölgesel ve özellikle küresel gelişmeleri dikkate aldık. Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurumsal yapısını, Türk dünyasındaki siyasi ve ekonomik dönüşümleri, partimizin dış politika perspektifini belgeyi hazırlarken rehber edindik" ifadelerine yer verdi."Türk devletleri ile ticaret hacmimizi orta vadede 60, uzun vadede 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz"Türk Dünyası Vizyon Belgesinin birbirine bağlı 61 alt başlıkta bütüncül bir yaklaşım geliştirdiğine değinen Erdoğan, "Ekonomik entegrasyon hedeflerinden kültürel işbirliklerine, enerji güvenliğinden ulaştırma ağlarına, eğitimden gençlik politikalarına kadar geniş bir yelpazede düzenlenmiş bölümler, Türk devletlerinin mevcut potansiyelini verimli biçimde harekete geçirmeyi hedefliyor. Özellikle son dönemde attığımız karşılıklı adımlarla ülkelerimiz arasında artan güven, bu hedeflerin uygulanabilirliğini daha da güçlendiriyor. Böylece Türk dünyasının geleceğine yönelik planlar, soyut önerilerin ötesine geçerek somut projelere dönüşüyor. Belgenin bir diğer önemli yönü kapsamlı bir kurumsal yapılanma teklifidir. Koordinasyonu güçlendiren, karar alma mekanizmalarını hızlandıran ve ortak projelerin takibini mümkün kılan bir yönetim modeli sunuyoruz. Bu adımlar sayesinde işbirlikleri daha sistematik bir çerçeveye kavuşacak, alınan kararlar daha hızlı ve etkili şekilde hayata geçirilecektir. Birçok başlığın yanında bilhassa ekonomik alandaki stratejiler, vizyon belgemizin bel kemiğini oluşturmaktadır. Ticaret hacminin genişletilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ortak pazar hedefi, mevcut ekonomik ilişkileri yeni bir düzeye taşıyacaktır. Enerji koridorları, lojistik hatlar ve dijital altyapı çalışmalarının birbirini tamamlayan unsurlar haline gelmesi, Türk dünyasını küresel düzlemde yükselen bir ekonomik güç odağına dönüştürecektir. Türk devletleri ile dış ticaretimizi inşallah orta vadede 60 milyar dolara, uzun vadede 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.Ulaştırma ve lojistik stratejilerinin de vizyon doğrultusunda önemli halkalar olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Koridor’un Bakü’den Nahçıvan’a uzanan koridor ve Hazar geçişli hatların bütünleşik bir sistem haline getirilmesinin Türk devletleri arasındaki ticaret akışını hızlandıracağını sözlerine ekledi."Türk dünyası olarak güçlenen birlikteliğimizi, tüm insanlığın barış, huzur ve dayanışmasının da güçlenmesi olarak görüyoruz"Belgenin güvenlik perspektifinin ise bölgesel barışın pekiştirilmesine yönelik detaylı bir yaklaşım sunduğunu aktaran Erdoğan, "Terörle mücadele başta olmak üzere çeşitli tehditlere karşı ortak hareket etme iradesi, Türk devletleri arasındaki dayanışmayı somutlaştırıyor. Türk dünyası olarak güçlenen birlikteliğimizi, tüm insanlığın barış, huzur ve dayanışmasının da güçlenmesi olarak görüyoruz. Çevre, iklim, sürdürülebilirlik başlıkları çağın gereklilikleri doğrultusunda ayrıntılı biçimde belgede ele alındı. Yeşil dönüşüm hedeflerinin koordineli şekilde yürütülmesi, ekolojik hassasiyetin politikalarımızda güçlü bir yer edinmesini sağlayacaktır. Su kaynaklarının korunması, doğal afetlere karşı dayanıklı şehirlerin inşası ve karbon nötr hedefinin desteklenmesi, Türk dünyasının çevre politikalarında ortak bir duruş geliştirilmesine imkan veriyor. Vizyon belgesinin en dikkat çekici yanı, dil ve kültürel ortaklığa dayalı genişleyen bir coğrafi ufka sahip olmasıdır. Soydaş ve akraba topluluklarımızla birlikte Türk dünyasının etki alanını genişleten bir bakış açısı ortaya koyuyoruz. Bu stratejik bakış, gönül coğrafyamızda insan ve kalkınma odaklı, kültürel derinliğe dayalı bir diplomasi anlayışını esas almaktadır" diye konuştu."Bölgesel entegrasyonun sürdürülebilir olması için finansal mekanizmaların kurulması hayati önem taşıyor"Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi, ortak dış politika mekanizmalarının oluşturulması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası tanınırlığının artırılması gibi hedeflere de belgede yer verildiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:"Bununla birlikte bölgesel entegrasyonun sürdürülebilir olması için finansal mekanizmaların kurulması hayati önem taşıyor. Kamu-özel sektör işbirliği modelleri, dijital finans çözümleri ve uluslararası yatırımcıların bölgeye çekilmesi gibi kritik hususların üzerinde durduk. Türkiye’nin sanayi, teknoloji, tarım, enerji ve lojistik alanlarında sahip olduğu birikim bu noktada önemli imkanlar sunmaktadır. Vizyon belgemizin ayırt edici yönlerinden biri, işbirliğimizi derinleştirmeye dönük pek çok somut öneri ortaya koymasıdır. Türk Dünyası Verimlilik Ajansı, Yapay Zeka ve Dijital Dönüşüm Merkezi, Çevre Fonu, Acil Müdahale ve Sağlık Destek Birimi ile Ortak Dil Platformu kurulması gibi teklifler müşterek ve müreffeh geleceğimizin inşasında önemli alternatifler olacaktır."
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder