POLİTİKA
KEFEK Başkanı Erdoğan: "TBMM’deki taciz iddialarının sonuna kadar takipçisi olacağız" 15 Aralık 2025 Pazartesi - 13:55:12 Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu(KEFEK) Başkanı ve Ak Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan, TBMM’de stajyer çocuklara taciz soruşturmasına ilişkin, "TBMM’deki taciz iddialarının sonuna kadar takipçisi olacağız" dedi. Erdoğan, TBMM’de stajyer çocuklara taciz soruşturması hakkında Meclis’te basın açıklaması düzenlendi. Taciz iddialarının kamu vicdanını yakından ilgilendiren son derece ciddi bir mesele olduğunu belirten Erdoğan, "Son günlerde Parlamento’da meydana geldiği iddia edilen taciz vakalarına ilişkin kamuoyuna yansıyan iddialardan haberdar olduğumuz ilk andan itibaren Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu olarak gerekli hassasiyeti gecikmeksizin gösterdik. Komisyon başkanları olarak bu konuyu hiçbir tereddüde yer vermeden ivedilikle komisyonumuzun gündemini aldık. Sürecin tüm bu yönleriyle ele alınabilmesi amacıyla başta Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri olmak üzere ilgili tüm yetkililerin katılımıyla acil bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıya komisyonumuzda yer alan tüm siyasi parti gruplarının üyelerini eksiksiz bir biçimde davet ettik. Toplantının ardından söz konusu iddiaların yakından ve etkin biçimde takip edilmesi amacıyla yalnızca bu konuya odaklanacak şekilde bir Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu izleme grubu oluşturduk" ifadelerini kullandı. "Komisyonumuz kamu adına denetim sorumluluğunu da kararlılıkla yerine getiren özenli bir yaklaşım sergilemektedir" KEFEK İzlem grubunun çalışmalarını derhal başlattığını dile getiren Erdoğan, "Toplantılar sonucunda taciz iddiasıyla ilgili olarak aile doğrudan genel sekreterliğe başvurusunu, kendilerine verilen etkin soruşturma güvencesi çerçevesinde şikayet dilekçesini vermiş oldu. Ve derhal soruşturma sürecinin başlatıldığı soruşturmanın başında tek şikayetçi varken soruşturmanın temizlikle yürütülmesi sonucunda diğer 2 şikayetçiye de ulaşıldığı ve soruşturmanın kapsamını genişletilerek 5 personel hakkında işlem yapıldığı disiplin soruşturması kapsamındaki bilgi ve belgelerin adli makamlara anında paylaşılarak adli sürecin önün açıldığı anlaşılmıştır. Bu süreci yürütülmesinde Anayasamızın 138. maddesiyle güvence altına alınmış olan yargı bağımsızlığı ilkesine azami hassasiyet gösterildiğini vurgulamak isterim. Komisyonumuz sürecin şeffaflıkla ve hukuk devleti ilkeleri doğrultusunda ilerlemesini sağlarken yargının görev alanına giren hususlarda sınırlarını bilen ancak kamu adına denetim sorumluluğunu da kararlılıkla yerine getiren özenli bir yaklaşım sergilemektedir" dedi. "Bu iddiaların sonuna kadar takipçisi olacağız" Olayla bağlantısı tespit edilenlerin hukuk çerçevesinde ve kamu vicdanını tatmin edecek şekilde en ağır biçimde cezalandırılmaları için gerekli tüm girişimlerde bulunacaklarını vurgulayan Erdoğan, Kadın Erkek Fırsat Eşliği Komisyonu başkanı olarak açıkça ifade etmek isterim ki bu iddiaların sonuna kadar takipçisi olacağız. Aynı şekilde mağdurların haklarının kurulması ve desteklenmesi konusunda da sorumluluğumuzu eksiksiz yerine getireceğiz. Bu itibarda bu mesele hiçbir şekilde siyasi tartışmaların, polemiklerin ya da farklı hesapların konusu yapılamaz. Hiç kimsenin siyasi saiklerde bu konunun üzerinde tepinmesi kabul edilemez. Burada asıl olan kız çocuklarının ve ailelerinin onuru, hakları, güvenlik ve adalete erişimidir. Komisyonumuz kendisine ulaştırılacak her türlü somut bilgi ve belgeyi hukuk çerçevesinde ve büyük bir titizlikle değerlendirmeye hazırdır. Kamuoyuna karşı açık ve net duruşumuzu dile getiriyoruz. TBMM’de tacize, cezasızlığa ve sessizliğe yer yoktur" ifadelerini kullandı.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 12:48 Bakan Fidan: "Türkiye’nin her daim söyleyecek özgün bir sözü, masaya koyacak kendi doktrini olacaktır" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Geriye dönüp baktığımızda, son 15 yılda Suriye sahasında tarihin en zorlu sınavlarından birini verdik. Bunun siyasi ve ekonomik maliyetini ödedik; ancak insanlık onurundan taviz vermedik" dedi. Bakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı tarafından ‘Barış, İstikrar ve Refah Üreten Dış Politika’ temasıyla düzenlenen 16’ncı Büyükelçiler Konferansı’nın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Fidan, konuşmasında, Türkiye’nin krizler karşısında edilgen bir izleyici değil, stratejik hamleleriyle süreçleri şekillendiren bir aktör olduğunu ifade ederek, sahada atılan adımların, bölgesel ve küresel denklemde somut yansımaların görüldüğünü ve görmeye devam edildiğini aktardı. "Vizyoner bir bakış açısıyla dünyayı okuma pratiği geliştirmek zorundayız" Günümüzde ticaret, finans, enerji, teknoloji ve göç gibi alanların birer hibrit savaş unsuruna dönüştüğünü dile getiren Fidan, "Günümüzün diplomat profili, muhtelif alanlarda stratejik hakimiyet gerektirmektedir. Bir başka deyişle, günümüz dünyasında diplomat esasen çok yönlü bir stratejist olmak durumundadır. Bu anlayışla, uzun erimli ve vizyoner bir bakış açısıyla dünyayı okuma pratiği geliştirmek zorundayız" dedi. "Türkiye’nin her daim söyleyecek özgün bir sözü, masaya koyacak kendi doktrini olacaktır" Türk dış politikasının vizyonuna değinen ve Türkiye eksenli, bağımsız ve milli bir vizyonun esas olduğunu kaydeden Fidan, "360 derece perspektifiyle yürüttüğümüz dış politikamız, işte bu güçlü vizyonun hem mimarı hem de taşıyıcısıdır. Cumhurbaşkanımızın bizlere istikametini çizdiği, ‘Türkiye Yüzyılı’ hedefiyle; yakın coğrafyasında güvenlik ve refah üreten, Bölgesel ve küresel düzeyde ‘düzen kurucu’’ rolünü pekiştiren, Uluslararası ticarette pazar payını ve rekabetçiliğini artırmış ve uluslararası sisteme kendi özgün siyasi ve kültürel katkısını sunabilen, saygın ve lider bir Türkiye inşa ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde işte bu güçlü Türkiye vizyonumuzu sahada somut icraata dönüştürmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bugün Ortadoğu’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Orta Asya’ya Türkiye’nin tutumunun kurulan denklemlerde dikkate alınması, bir ‘Türkiye Vizyonundan’ bahsedilmesi tesadüf değildir. Bu, gece gündüz demeden sebatla çalışan Hariciye teşkilatımızın ve arkanızdaki güçlü siyasi iradenin eseridir. Bizim zihnimizdeki Türk dış politikası tasavvuru nettir; Türk diplomasisi zaman ve mesafe tanımaz. Ufkumuzun sınırları yoktur. Şiarımız ise şudur; gerek uluslararası düzenle, gerek bölgesel krizlerle, gerekse insanlığın geleceğiyle ilgili her konuda; Türkiye’nin her daim söyleyecek özgün bir sözü, masaya koyacak kendi doktrini olacaktır" değerlendirmesinde bulundu. "Filistin hakkında batı başkentlerinde dahi iki devletli çözüm kabul görüyorsa Türk diplomasisinin payı büyüktür" Bütüncül kapasite ve stratejik akılla, küresel vicdanı ve bölgesel istikrarı sınayan en kritik cephelerde bilfiil seferber halinde olduklarını söyleyen Bakan Fidan, "7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yaşananlar, tüm insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiş, ancak aynı zamanda bir uyanışa vesile olmuştur. Gazze’de İsrail’in işlediği soykırım karşısında, küresel vicdanın sesi olduk. Filistin meselesinde en başından beri izlediğimiz ilkeli tutum, ateşkesin sağlanmasında başat rol oynadı. Çabalarımız uluslararası kamuoyları nezdinde büyük yankı buldu. Artık Batı başkentlerinde dahi iki devletli çözüm kabul görüyorsa, bunda Türk diplomasisinin ısrarlı ve ilkeli duruşunun payı büyüktür. Bugün geldiğimiz noktada, Filistin’de kalıcı barış için önümüzde halen uzun bir yol var. Bu bilinçle, iki devletli çözüm vizyonunu hayata geçirmek için sabırla ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz" dedi. "Rusya-Ukrayna savaşında İstanbul, halen tarafların bir araya gelebildiği yegane platform olma özelliğini korumaktadır" Bölgenin karşılaştığı en çetin sınavlardan biri olan Rusya-Ukrayna savaşının dördüncü yılının geride kaldığına dikkati çeken Fidan, "Savaşın başladığı ilk günden bu yana, ilkemiz net oldu; ‘savaşın kazananı, adil bir barışın ise kaybedeni olmaz.’ Bu inançla, savaşın diplomasi masasında sona ermesi için en yoğun gayreti gösteren ülke biz olduk. İstanbul, halen tarafların teknik düzeyde bir araya gelebildiği ve barışın parametrelerini tartışabildiği yegâne platform olma özelliğini korumaktadır" diye konuştu. "Son 15 yılda Suriye sahasında tarihin en zorlu sınavlarından birini verdik" Esad rejiminin devrilmesinin yıl dönümünde Fidan, Suriye’nin Türk diplomasisinin tarihin doğru tarafında durduğunu ve alnının akıyla çıktığını gösteren bir başka örnek olduğunu kaydederek, "Geriye dönüp baktığımızda, son 15 yılda Suriye sahasında tarihin en zorlu sınavlarından birini verdik. Bunun siyasi ve ekonomik maliyetini ödedik; ancak insanlık onurundan taviz vermedik. Bu süreçte yalnız bırakıldığımız, birçok ülkenin terör örgütleriyle taktiksel işbirliklerine girdiği dönemler oldu. Ancak biz rotamızdan şaşmadık. Ve nihayetinde tarih kendi hükmünü verdi. 8 Aralık 2024, Suriye halkı için yeni bir umut sayfasının açıldığı bir milat oldu. Ancak Suriye’de işimiz aslında yeni başlıyor. Biz inanıyoruz ki; dış müdahalelerden arınmış, istikrarlı bir Suriye, bölgemiz için büyük bir artı değer olacaktır. Türkiye, bu süreçte dost ve kardeş Suriye halkının yanında olmaya kararlılıkla devam edecektir" açıklamasında bulundu. "Ankara’da düzenlenecek NATO Zirvesi, ittifakımızın birliği ve dayanışması bakımından tarihi bir buluşma olacaktır" Türk dünyasında da yeni bir dayanışma çağını inşa ettiklerini dile getiren Fidan, sözlerine şöyle devam etti: "Türk Devletleri Teşkilatı’nın Dönem Başkanlığı’nı, 2026 yılında ülkemizde düzenleyeceğimiz zirveyle Azerbaycan’dan devralacağız. İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanlığını halen yürütmekteyiz. Özellikle Filistin meselesi bağlamında, İslam âleminin ortak vicdanını harekete geçirmek için yoğun mesai harcıyoruz. Elbette, halihazırda üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlarda da etkin ve yönlendirici roller üstleniyoruz. Birleşmiş Milletler’de mazlumların sesi olmaya devam ediyoruz. BM Genel Güvenlik Konseyi’nin reform ihtiyacını en yüksek seviyede dile getiriyoruz. Karadeniz’den Balkanlar’a, Afrika Boynuzu’ndan Güney Asya’ya, arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz. AGİT bağlamında, teşkilatın yeniden işlevsel hale getirilmesini destekliyoruz. Bugün de aramızda bulunan Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu’nun AGİT Genel Sekreterliği görevine seçilmesi, Türk diplomasisinin yetiştirdiği kadroların uluslararası camiada ulaştığı itibarı göstermektedir. NATO ittifakındaki konumumuz ise hiç şüphesiz hayati önemdedir. 2026 yılında NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapacağız. Ankara’da düzenlenecek Zirve, Soğuk Savaş sonrasındaki en büyük dönüşümlerden birini yaşayan İttifakımızın birliği ve dayanışması bakımından tarihî bir buluşma olacaktır. Bu tarihi Zirve’nin hazırlıklarını titizlikle yürütüyoruz."
Başkan Kurnaz: "Her mahalleye eşit ve adil hizmet ulaştırma vizyonuyla çalışıyoruz"
15 Aralık 2025 Pazartesi - 12:41 Başkan Kurnaz: "Her mahalleye eşit ve adil hizmet ulaştırma vizyonuyla çalışıyoruz" Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Her mahalleye eşit ve adil hizmet ulaştırma vizyonuyla çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz" dedi. Vatandaşa konforu, güveni ve hizmete erişilebilirliği sağlamak için tüm ekiplerin özveriyle çalıştığının altını çizen İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Kırsal mahallelerimizin talepleri ile kent merkezindeki mahallelerimizin taleplerini eşit önemde değerlendiriyor ve bunları hızlı bir şekilde çözüme kavuşturma gayreti içerisindeyiz" diye konuştu. "Hedef güçlü ve bütüncül bir İlkadım" Kent merkezi ile kırsal mahalleler arasında ayrım gözetmeksizin, her mahalleye eşit ve adil hizmet ulaştırma vizyonuyla çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüklerini söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Hizmet anlayışımızın temelinde; hemşehrilerimizin yaşadıkları yerden bağımsız olarak aynı kalite ve standartlarda belediye hizmetlerine erişebilmesi yer almaktadır. Fen işlerinden sosyal hizmetlere, çevre düzenlemelerinden temizlik çalışmalarına kadar tüm belediye hizmetleri, mahallelerimizin ihtiyaçları doğrultusunda planlanıyor. Yerinde tespit ve istişare esasına dayalı hizmet modelimizle, her mahallenin kendine özgü ihtiyaçlarını dikkate alıyoruz. Böylece hizmetlerin etkinliği artırılırken, kaynakların da verimli kullanımını sağlıyoruz. İlkadım’da yalnızca bugünün sorunlarını çözmeyi değil, tüm mahallelerde yaşam kalitesini artıran, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir kent yapısı oluşturmayı amaçlıyoruz. Kent merkezi–kırsal mahalle ayrımı gözetmeksizin yürütülen bu eşit hizmet anlayışıyla, güçlü ve bütüncül bir şehir vizyonunu hayata geçirmeye devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
DİSİDER Başkanı Akbaş, 2025’i değerlendirip 2026 beklentilerini açıkladı
15 Aralık 2025 Pazartesi - 12:39 DİSİDER Başkanı Akbaş, 2025’i değerlendirip 2026 beklentilerini açıkladı Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Akbaş, 2025 yılını değerlendirirken, 2026 yılı için hükümetten ve yerel yönetimlerden beklentilerini sıraladı. Basın mensuplarına Basın açıklaması yapan Akbaş, 2025 yılının, ülke açısından zorlukların yanı sıra önemli fırsatları da içinde barındıran bir dönem olduğunu aktardı. Akbaş, "Özellikle ülkemizin yakıcı sorunu olan, terörün tamamen sona ermesi, PKK’nın silah bırakma sürecinin tamamlanması ve örgütün kendini feshetmesi, bölgemiz için tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu gelişme, iş dünyamızın motivasyonunu artırmış, yatırım iştahını güçlendirmiş ve toplumsal huzur ikliminin önünü açmıştır. Ekonomik açıdan bakıldığında; daralan ticaret hacmi ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntılara rağmen, Dövizin, yüksek enflasyonun kontrol altına alınmaya başlanması ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen olumlu sinyaller, iş dünyamız adına umut verici gelişmeler olmuştur" dedi. 2026 yılı için hükümetten beklentilerini sıralayan Akbaş, şu ifadeleri kullandı: ’’Terörsüz Türkiye sürecinin kalıcı şekilde tamamlanması ve toplumsal barışın güçlendirilmesi, girişimci, üretici ve sanayicilerimizin düşük faizli finansmana daha kolay erişebilmesi, ihracat yapan firmalara yönelik desteklerin artırılması, üretim ve turizm alanlarında yeni ve avantajlı teşvik paketlerinin hayata geçirilmesi, vergi, SGK ve elektrik borç faizlerinin silinmesi veya çok düşük faizlerle yeniden yapılandırılması, yatırım ortamının güçlendirilmesi, hukuk güvenliğinin artırılması ve sürdürülebilir büyüme için yeni bir anayasanın hayata geçirilmesi, kentsel dönüşüm ve konut projeleri için uzun vadeli, düşük faizli finansman imkânlarının sağlanması, Mersin-Diyarbakır demiryolu hattının yapılması, ilimizin çevre yollarının tamamlanması ve altyapı yatırımlarının artırılması, ülkemiz, bölgemiz ve ilimiz açısından kritik öneme sahiptir." Yerel yönetimlerle ilgili değerlendirme ve beklentilerini sıralayan Akbaş, şunları söyledi: ’’2025 yılı itibarıyla, kamuoyunun yerel yönetimlerden beklentileri, henüz istenilen seviyeye ulaşmamış olsa da Diyarbakır Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, önceki dönemlerin gerilimli atmosferine kıyasla daha sakin, çatışmadan uzak ve hizmet odaklı bir yönetim çizgisi sergilemektedir. Bu yaklaşım, toplumsal huzur ve kent yönetimi açısından, iş dünyası olarak kıymetli ve önemli görüyoruz. Kimlik üzerinden ayrıştırmayan, insanı merkeze alan, şeffaf ve kapsayıcı bir yönetim anlayışının güçlendirilmesi, merkezi yönetimle daha etkin ve yapıcı bir diyalog kurulması, hizmet kalitesinin artırılması, dijital dönüşüm ve akıllı hizmetler standartlarda sunulması, yerel ekonomiyi canlandıran, üretim ve istihdam odaklı belediyecilik modellerinin hayata geçirilmesi, sürdürülebilir, planlı, yerinde ve adil kentleşme politikalarının uygulanması, gastronomi, kültür ve inanç turizmini daha fazla ön plana çıkartılarak, güçlü bir şehir markası stratejisinin oluşturulması, şehir içi ulaşımda yaşanan sıkışıklığa kalıcı ve bütüncül çözümler üretilmesi. Bu başlıklar, Diyarbakır’ın sosyal, ekonomik ve mekânsal gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır." Son olarak DİSİDER’in 2026 hedeflerini dile getiren Akbaş, "Daha güçlü üretim, daha yaygın istihdam, daha yenilikçi girişimcilik, kadınlar ve gençlere yönelik daha kapsayıcı projeler, Dicle Üniversitesi, ilgili kamu ve özel kurumlarla daha etkin iş birliklerinin geliştirilmesi. Bugün Diyarbakır iş dünyası, geçmiş yıllarla kıyaslanamayacak ölçüde güçlü, umutlu ve dinamiktir. DİSİDER olarak bu gelişimin öncü aktörlerinden biri olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. Diyarbakır’ın geleceğine, yatırıma, üretime, istihdama ve birlikte büyümeye inanıyoruz’’ diye konuştu.
Tavas Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor
15 Aralık 2025 Pazartesi - 10:49 Tavas Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor Tavas Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından saha çalışmaları tüm hızıyla sürdürülüyor. Yol yapım ve onarım çalışmaları, sosyal tesis ve yapısal iyileştirmeler ve trafik ve yaya güvenliği çalışmaları Tavas’ın tüm mahallerinde devam ediliyor. Tavas’ın farklı mahallerinde farklı sorunlara çözüm bulan Tavas Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünün haftalık saha çalışmalarını Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, sosyal medya üzerinden vatandaşlarla paylaştı. Yol yapım ve onarım çalışmaları, sosyal tesis ve yapısal iyileştirmeler, trafik ve yaya güvenliği ve Tavas Belediyesi tarafından üretilen otobüs duraklarının yerleştirme çalışmaların sürdüğünü belirten Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, "Bu hafta ilçemizin farklı mahallelerinde yol düzenlemeleri, güvenlik uygulamaları, sosyal tesis iyileştirmeleri ve altyapı çalışmalarını titizlikle sürdürdük. Derinkuyu Mahallesinde kilit parke taşı (KPT) döşeme, üst yapı yol çalışmaları tamamlandı. Tekke Mahallesinde bozulan yolların tamiratı yapıldı. Damlacık Mahallesinde yol kenarı bordür çalışması tamamlandı. Akyar - Pınarlık yolu üzerinde greyder ile tesviye çalışması gerçekleştirildi. Medet Mahallesinde yol aynası montajı yapılarak görüş güvenliği artırıldı. Garipköy Mahallesinde okul önü yaya güvenliği için trafik levhaları yerleştirildi. Seki ve Yahşiler Mahallesinde durak montajları tamamlandı. Yolcu durağı üretimleri belediyemizin kendi imkanlarıyla gerçekleştiriliyor. Ulukent Mahallesi Sosyal Tesis alanında bulaşıkhane tadilatı tamamlanarak vatandaşlarımızın kullanımına sunuldu. Ulukent Mahallesinde araç yükleme-indirme rampasının inşası tamamlandı. Baharlar Mahallesi pazaryeri geliştirme ve tadilat çalışmaları kapsamında teknik ve tedarik hazırlıkları sürüyor; inşa süreci en kısa zamanda başlayacak. Tavas’ımızın her mahallesinde yaşam kalitesini artırmak için çalışmalarımız aralıksız devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Milli Eğitim Bakanı Tekin’den CHP’ye: "Biz sizin yıllardır kağıt üzerinde dolaştırdığınız modeli kayıt dışılıktan çıkartıp hukuki bir zemine oturttuk"
14 Aralık 2025 Pazar - 22:04 Milli Eğitim Bakanı Tekin’den CHP’ye: "Biz sizin yıllardır kağıt üzerinde dolaştırdığınız modeli kayıt dışılıktan çıkartıp hukuki bir zemine oturttuk" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CHP’nin mesleki eğitimle ilgili eleştirilerine ilişkin, "Biz sizin yıllardır kağıt üzerinde dolaştırdığınız modeli kayıt dışılıktan çıkartıp hukuki bir zemine oturttuk. Denetimi güçlendirdik, çocuğun emeğini devletin güvencesi altına aldık. Siz geçmişinizle yüzleşmek yerine slogan üretmeyi tercih ediyorsunuz. Biz bu ülkenin alın teriyle büyüyen üretimini mesleki eğitimle buluşturmanın derdindeyiz" dedi. TBMM Genel Kurulunda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmeleri devam ediyor. Genel Kuruldaki bütçe görüşmelerinde konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye’nin ikinci yüzyılının kendilerinin temel motivasyonunu oluşturduğunu söyleyerek, "Cumhuriyetimizin ikinci asrında bireyden topluma, bilimden teknolojiye, diplomasiden ekonomiye, spordan kültüre dek bütün alanlarda iyi, güzel ve doğru olanı şekillendirdiği bir ideal olarak Türkiye Yüzyılı’nın maarif çağı olarak şekilleneceğine yönelik inancımız tamdır. Bakanlık olarak tüm politikalarımızı bu güçlü inanç ekserinde şekillendiriyor. Attığımız, atacağımız her somut adımı bu sorumlulukla ve Türkiye Yüzyılı idealine uygun düşecek şekilde tanzim etmeye çaba sahip ediyoruz" ifadelerini kullandı. Tekin, şöyle konuştu: "Başörtüsü yasağının kaldırılması, katsayı adaletsizliğinin giderilmesi, müfredatın daha kapsayıcı hale getirilmesi, farklı inanç ve kültürel kimliklere saygılı bir eğitim ikliminin tesis edilmesi, her biri toplumun geniş kesimlerinin on yıllar boyunca taşıdığı adalet ve eşitlik talebine verilen somut cevaplardır. Biz AK Parti iktidarları olarak eğitim hakkını ideolojik kabul ve tasniflerin değil, Anayasa’nın ve temel insan hakları ilkelerinin kapsamı içerisinde görüyor ve o şekilde değerlendiriyoruz. Hangi kimlikten, hangi bölgeden, hangi aileden gelirse gelsin, okulun kapısından içeri giren her çocuğun kendisini yekdiğeriyle eşit görmesini ve devletin de herkese eşit mesafede durduğunu hissedebilmesini istiyoruz. Öğretmenlerimiz başta olmak üzere eğitim alanındaki tüm diğer aktör ve paydaşlar için de aynı hissiyatı taşıyoruz. Ve bu hissiyatımızın bir gereği olarak eğitimi her türlü ideolojik prangadan kurtarmaya, toplumsal barışın, farklılıklarla bir arada yaşamanın ve insan haklarına dayalı demokratik bir toplum düzeninin temeli olarak yapılandırmaya devam edeceğiz. Müsaadenizle tam bu noktada bir hakikati kayda geçirmeyi hem bir devlet görevi hem de bir vefa borcu olarak görüyorum. Militarizmin sivil siyaset üzerindeki egomanyasını tasfiye eden, eğitimde demokratikleşmeyi sağlayan, milletimizin değer dünyasını kamusal alanda teminat altına alan, adalet ve eşitlik taleplerini siyaset alanında karşılıksız bırakmayan mücadele çizgimiz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği ve vizyonu altında şekillenmiştir ve şekillenmeye devam edecektir." Bakan Tekin, mesleki eğitimin Türkiye’nin hem iktisadi hem ahlaki omurgalarından biri olduğunu söyleyerek, "Hepimizin bildiği gibi bu alandaki pek çok tartışmanın arka planında 28 Şubat’la birlikte zihinlere yerleştirilen kırılmalar mevcut. Bir dönem katsayı uygulamalarıyla meslek, imam hatiplerin kapısını kapatan anlayış, bugün başka kavramlar üzerinden aynı kurumsal yapıları yıpratmaya çalışıyor. O dönem gençlerimizi yüksek öğretimden dışlayan bu zihniyet, şimdi mesleki eğitimi bir sorun ağırlığı gibi göstererek Türkiye’nin üretim damarını kesmeye çalışıyor. Bizim son 20 yılda yaptığımız iş, bu tarihi kırılmayı onarmak, meslek eğitimini yeniden itibar ve güven eksenine taşımaktır. Mesela kökleri 1977’ye uzanan çıraklık eğitimini örgün eğitimin bir parçası haline getiren bir program türüdür. Ortaokul mezunu ve 14 yaşını doldurmuş gençlerimiz, bir yandan zorunlu orta öğretim sürecine devam ederken, diğer yandan sigortalı, sözleşmeli bir biçimde usta öğretici ve öğretmen gözetiminde hem okulda hem işletmede beceri kazanmakta, devletin doğrudan zorunlu altında eğitim görmektedir. Bu uygulamayı yaparken anayasamız, ulusal mevzuatımız, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, ahlaki ilkelerimiz ve kültürümüz rehberimiz olmuştur. Bu metinlerde mesleki eğitimle çocuk işçiliği arasında kesin çizgilerle ayrıştırma yapan bir düzenleme mevcuttur" şeklinde konuştu. Bakan Tekin, iş sağlığı ve iş güvenliğinin Anayasa’dan başlayarak 6331 sayılı Kanun ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’yla güvence altında olduğunu hatırlatarak, "Bizler de her çocuğumuzun emanet olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Bunu ucuz iş gücü olarak gören her türlü yaklaşım bizim için hem hukuken hem de vicdanen kabul edilemezdir. Bugün karşımızda mesleki eğitimde yürütülen her çabayı görmezden gelip okulla, atölyeyle, sigortayla, sözleşmeyle yürütülen bir süreci tek kelimelik etiketlere indirgeyen bir tip kullanıyorsunuz. Eğitimle emek arasındaki köprüyü güçlendirmeye çalıştığımız her adımı, sanki gençlerimizi ucuz iş gücü haline getiren bir düzen kuruyormuşuz gibi sunan bu yaklaşım, hakikati de, istatistiği de, pedagojiyi de göz ardı ediyor. Oysa bizim için asıl mesele bir meslek öğretmenin ötesinde gencin hayat yolculuğunu güvenli, saygın ve denetimli bir zeminde kurabilmektir. Bakınız bir öğrencinin bir işletmeye yerleştirilmesi Milli Eğitim Bakanlığı’nın tek başına verdiği bir karar değildir" dedi. AK Parti hükümetleri döneminde çok fazla Milli Eğitim Bakanı değiştirildiği şeklindeki eleştiriye ilişkin de Tekin, "23 yıllık süreç içerisinde ben 9. bakanım. Şu soruyu soruyorum Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlara. 23 Nisan 1920’den 14 Mayıs 1950’ye kadar kaç tane Milli Eğitim Bakanı çalıştı biliyor musunuz? Ortalama çalışma süresi, Hasan Ali Yücel’i dışarıda tutarsak 13.5 ay. Cumhuriyet Halk Partisi tek parti döneminden bugüne uzanan süreçte kendi muhasebelerini yapmadan, yıllarca adaletsiz zihniyetinizle yüzleşmeden bugün burada bahsedemezsiniz" diye konuştu. Bakan Tekin, eğitimde sürekli değişikler yapıldığı eleştirileri hakkında da şunları söyledi: "2002 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçim bildirgesi; zorunlu eğitimi 5 artı 3 artı 4 olmak üzere 12’ye çıkaracağız demişsiniz. ’Tüm ortaöğretim kurumlarını 4 yıllık çok amaçlı, çok programlı lise olarak örgütleyeceğiz. Öğrenciler ilk 2 yılda genel kültür derslerini aldıktan sonra genel veya meslek eğitim programlarına yönlendirilecek bir düzen kuracağız.’ Kim diyor bunu? Kim demiş; Cumhuriyet Halk Partisi. 2007 seçim bildirgesi. Diyorsunuz ki ’Zorunlu kesintisiz eğitimi 10 yıla çıkaracağız. 8 artı 2 artı 2 yapacağız. 10 yılı tamamlayanlar eğitim temel eğitim diploması alacak. Bu eğitimin son 2 yılında bütün öğrencilerin üçte ikisi temel eğitim sonrası takip edecekleri eğitim konusunda meslek eğitimine, üçte biri genel eğitime yönlendirilecek.’ 2023 seçim beyannamesi. Sakin olun, sakin. 2023 diyorsunuz ki; ’Zorunlu eğitimi bir yıl okul öncesi, 5 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul, 3 yıl lise olmak üzere 1 artı 5 artı 4 artı 3 yapacağız’ diyorsunuz. Şimdi arkadaşlar biz iktidardayken yaptığımız her şeyin arkasındayız. Siz daha iktidara gelmeden ne söylediğinizin bilincinde, farkında bile değilsiniz arkadaşlar. Peki sadece bu mu? Başka bir şey daha söyleyeyim. Mesela sınavlarla ilgili. SBS, TEOG ya da benzeri sınavlarla ilgili demişsiniz ki bakın 2007’de ’Liseyi bitiren öğrencilerin üniversite kapılarında çektikleri çileye son vereceğiz. ÖSS’yi kaldıracağız’ demişsiniz. Sonra 2015 ’Akademik liselerde merkezi lise bitirme sınavını uygulamaya koyacağız.’ Bakın sınavı kaldırmak bir tarafa, başka bir şey diyorsunuz. Bitirme sınavı getiriyorsunuz. ’Ortaöğretim başarı puanını akademik ortalama ve merkezi sistem sınav sonucuna göre tekrar belirleyeceğiz. Üniversiteye yerleştirmede etkisini artıracağız.’ Yani merkezi sınavı kaldırmak bir yana lise bitirme sınavı, akademik ortalama yerleştirme etkisi gibidir. Çok daha karmaşık bir sistem öneriyorsunuz. 2023’te ne yapmışsınız? ’Üniversiteye girişte yılda bir defa yapılan sınavların yerine çok sayıda sınav yapacağız.’ Şimdi soruyorum arkadaşlar. Gerçek düşünceniz ne? Art arda üç seçimde birbirine tamamen zıt öneriler. Bu nasıl bir tutarlılık anlayışıdır? Bu nasıl bir siyaset anlayışıdır" ifadelerini kullandı. MESEM ile ilgili eleştirilere ise Tekin şöyle cevap verdi: "MESEM’le ilgili de şimdi bakın mesleki eğitimde çocukları işverenin insafına bıraktığımızı, çocuk işçiliğini özendirdiğimizi, mesleki eğitimi sermayeyle birlikte planladığımızı iddia ediyorsunuz. Mesleki teknik eğitimi ve erken yaşta baştan staj uygulamalarını eleştiriyorsunuz. İddialarınızın asılsızlığını bir kenara bırakarak size bu konuda ne yaptığınızın, neye itaat ettiğinizin altını çizmek istiyorum. Bakın 2002, 2007, 2011, 2015, 2018, 2023’te neler söylüyorsunuz ben size söyleyeyim. 2002’de diyorsunuz ki; ’Öğrencilerin üçte ikisini meslek eğitime yönlendireceğiz. İlk iki yıl genel kültür eğitimi aldıktan sonra çocuklar meslek eğitimi ve genel liseye olmak üzere ayıracağız’ demişsiniz. 2007’de demişsiniz ki; ’Piyasanın talebine göre eğitim vereceğiz.’ Bunu kim demiş arkadaşlar? Devam ediyorum. 2007’de yine diyorsunuz ki; ’İş piyasasının talepleri doğrultusunda esnek bir yapı oluşturacağız’ demişsiniz. O seferlerde ’Çıraklık eğitim merkezleri kuracağız’ demişsiniz. ’Meslek liselerini tam zamanlı sigortalı yapacağız’ demişsiniz. ’İş dünyası okul yönetiminde yer alacak’ demişsiniz. Siz demişsiniz. Şimdi OSB’lerde yatılı meslek lisesi dediniz. ’Meslek liselerini tam zamanlı sigortalı yapacağız’ dediniz. ’Çıraklık ve kazançlı iş birleştirme modelleri kuracağız’ dediniz. Şimdi çıkıp bize parmak sallarken aynı zamanda kendi metinlerinize de parmak sallamış oluyorsunuz. Bunu yapabilmeniz için önce şu kürsüde millete dönüp ’Biz yıllarca bunları savunduk ama özür dileriz yanlış şeyleri savunduk’ diye vazgeçmeniz gerekir. Bunu yapmadan önce organize sanayi bölgesinde meslek öğrenen gencin emeğini çocuk işçiliği diye kriminalize edemezsiniz. Biz sizin yıllardır kağıt üzerinde dolaştırdığınız modeli kayıt dışılıktan çıkartıp hukuki bir zemine oturttuk. Denetimi güçlendirdik, çocuğun emeğini devletin güvencesi altına aldık. Siz geçmişinizle yüzleşmek yerine slogan üretmeyi tercih ediyorsunuz. Biz bu ülkenin alın teriyle büyüyen üretimini mesleki eğitimle buluşturmanın derdindeyiz." Bakan Tekin’in konuşmasından sonra TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Duybay’ın hayatını kaybettiğini söyledi. Siyasi parti grupları da başsağlığı dilediler.
CHP’de Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi Yürütme Kurulu belli oldu
14 Aralık 2025 Pazar - 21:20 CHP’de Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi Yürütme Kurulu belli oldu Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) ’Hükümet Programı’ hazırlıkları çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi (CAO) Yürütme Kurulu belli oldu. CHP tarafından 2 yıl uygulanan gölge bakanlık yapılanması ve parti programı çalışmalarının tamamlanmasının ardından "Hükümet Programı" hazırlıkları çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi (CAO) Yürütme Kurulu, bakanlıkların takibi ve denetimi ile sınırlı kalmayan yeni ve icracı bir yapıya dönüştürüldü. Bu kapsamda CAO bünyesinde icracı politikalar geliştirmek ve kamuoyuna tanıtmak amacıyla CAO Yürütme Kurulu oluşturuldu. CAO Yürütme Kurulu’nda görev yapacak isimler ve görev alanları ise şöyle: "Adalet Politika Kurulu Başkanı Şule Özsoy Boyunsuz, Aile ve Sosyal Hizmetler Politika Kurulu Başkanı Aylin Nazlıaka, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politika Kurulu Başkanı Gamze Taşcıer, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Politika Kurulu Başkanı Seyit Torun, Dışişleri Politika Kurulu Başkanı Ömer Kaya Türkmen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Politika Kurulu Başkanı Ümit Özlale, Gençlik ve Spor Politika Kurulu Başkanı Sevgi Kılıç, Hazine ve Maliye Politika Kurulu Başkanı Kerim Rota, İçişleri Politika Kurulu Başkanı Murat Bakan, Kültür ve Turizm Politika Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen, Millî Eğitim Politika Kurulu Başkanı Suat Özçağdaş, Millî Savunma Politika Kurulu Başkanı Atilla Kezek, Sağlık Politika Kurulu Başkanı Kayıhan Pala, Sanayi ve Teknoloji Politika Kurulu Başkanı Yalçın Karatepe, Tarım ve Orman Politika Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu, Ticaret Politika Kurulu Başkanı Emre Kartaloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Politika Kurulu Başkanı Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, Cumhurbaşkanlığı’na Bağlı Kuruluşlar Politika Başkanı Barış Övgün." CAO’nun politika oluşturma süreçlerinin koordinasyonunun ve idari yönetiminin sağlanması amacıyla oluşturulan Koordinasyon Kurulu’nda ise Bülent Tezcan (Genel Koordinatör), Emine Uçak ve Ece Güner yer aldı. Milli Savunma Politika Kurulu Başkanı Atilla Kezek ve Tarım ve Orman Politika Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu, CAO Yürütme Kurulu’nda parti tüzüğüne uygun olarak Parti Meclisi üyesi ya da milletvekili olmayan iki isim olarak listede yer aldı. İlk toplantı 16 Aralık’ta CAO Yürütme Kurulu, iki haftada bir kez Genel Başkan Özgür Özel’in başkanlığında toplanacak. CAO Yürütme Kurulu, ilk toplantısını 16 Aralık Salı günü saat 13.30’da Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nde gerçekleştirecek.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "3 bin sözleşmeli personel alacağız"
14 Aralık 2025 Pazar - 19:55 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "3 bin sözleşmeli personel alacağız" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Vatandaşlarımıza sunduğumuz hizmetlerin kalitesini daha da artırmak amacıyla 3 bin sözleşmeli personel alacağız. Yarından itibaren başvuruları alacağız" dedi. TBMM Genel Kurulu’nda "2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi" görüşmeleri sürüyor. Genel Kurul’da konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ‘Aile Yılı’nda ‘Aile ve Gençlik Fonu’nu 81 ilde yaygınlaştırdıklarını belirterek, "Bugüne kadar 133 bin 466 gencimiz, bu fondan yararlanmaya hak kazandı. 8 milyar 59 milyon lira ödeme gerçekleştirdik. Ayrıca farklı sektörlerde yaptığımız 2 bin 7 indirim anlaşmasıyla çiftlerimizin evlilik hazırlıklarını kolaylaştırdık. Faizsiz sunduğumuz kredi miktarını yükselterek, 25 yaşına kadar olan gençlerimiz için 250 bin lira, 26 ila 29 yaş arasındaki gençlerimiz için 200 bin lira olarak belirledik. 48 ay içinde çocuk sahibi olan gençlerimize ise her çocuk için 12 ay erteleme imkânı sunduk. Yine Aile Yılı’nda doğum yardımlarında da önemli bir reformu hayata geçirdik. 2025 yılı itibarıyla doğan her çocuk için hiçbir kriter aramaksızın teşvikler getirdik. İlk çocuk için sağladığımız tek seferlik doğum desteğini 5 bin liraya çıkardık. İkinci çocuk için bin 500 lira, 3’üncü ve sonraki çocuklar için 5 bin liralık desteklerimizi her ay çocuklar 5 yaşını doldurana kadar düzenli olarak annelerin hesaplarına yatıracağız. Bu kapsamda Aile Yılı’nda 721 bin çocuk için toplam 8,7 milyar lira ödeme gerçekleştirmiş olacağız. Diğer yandan hem kadın hem erkek memurların çocukları ilkokul çağına gelene kadar yarı zamanlı çalışma hakkından faydalanmalarını sağladık. Ayrıca doğum izni ve babalık izni sürelerinin uzatılması çalışmalarına da öncülük ettik. Bu kapsamda hem kamu hem de özel sektör çalışanları için doğum izninin 16 haftadan 24 haftaya, babalık izninin ise 10 güne çıkarılmasını sağlayacak kanun teklifinin yakın zamanda Meclisimizin onayına sunulmasını bekliyoruz. Bunun yanı sıra, kamu kurum ve kuruluşlarında kreş ve çocuk bakımevlerinin yaygınlaştırılması için çalışmalarımızı da hızlandırdık" ifadelerini kullandı. Göktaş, aile rehberi sistemiyle de hanelere özelleştirilmiş hizmetleri ulaştıracaklarını belirterek, "Mayıs ayında tanıtımını yaptığımız ve 1,7 milyon kişinin indirdiği ’İlk Öğretmenim Ailem’ mobil uygulamasıyla ebeveynlere çocuk eğitimi ve aile içi iletişim alanlarında rehberlik sağlıyoruz. Ayrıca çevrimiçi danışmanlık uygulamalarını devreye aldık. Aile danışmanlığı, aile eğitim programı ve evlilik öncesi eğitim programı ile 8,3 milyon kişiye eğitim verdik. Yeşilay ile yürüttüğümüz bağımlılıkla mücadele çalışmalarında önleyici rehberlik, eğitim ve farkındalık programlarıyla 2 milyon kişiye ulaştık. Öte yandan, ülkemizde yaşanan afet ve acil durumlarda ilk andan itibaren sahaya inerek vatandaşlarımıza psikososyal destek hizmeti sunmaya devam ediyoruz" dedi. 180 bin 391 çocuğu ailelerinin yanında ’Sosyal ve Ekonomik Destek’, yani ’SED’ hizmetiyle takip ettiklerini kaydeden Göktaş, "Bu çocuklarımızın kültür, sanat ve spor alanlarında kendilerini geliştirmelerini sağlıyoruz. Etkili takip mekanizmalarıyla ebeveyn kaybı yaşayan 108 bin 454 çocuğumuza sağlıklı gelişimlerini destekleyen hizmetler sunuyoruz. Bugüne kadar 20 bin 732 çocuğumuzu evlat edinme hizmetimizden faydalandırdık. Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde yürütülen Gönül Elçileri Projesi’yle 10 bin 752 çocuğumuzun 9 bin koruyucu aile yanında şefkatle büyümelerini sağlıyoruz. UNICEF’in iyi uygulama örnekleri arasında gösterdiği bu proje, sadece ülkemizde değil, pek çok ülke tarafından örnek alınan bir model haline geldi" şeklinde konuştu. Bakan Göktaş, şöyle konuştu: "2 bin 868 çocuğumuzun ise kültür ve sanatın dönüştürücü gücüyle donanımlı bireyler olarak yetişmelerine katkı sunuyoruz. Ayrıca bugüne kadar devlet korumasında yetişen 65 bin 534 gencimizi kamuya yerleştirdik. Bugün 2 bin 408 kreş, gündüz bakımevi ve çocuk kulübünde 87 bin 692 çocuğa hizmet sunuyoruz. Bu yıl mahalle tipi kreş modelini yaygınlaştırma çalışmalarımızı sürdürdük. 569 Aile Destek Merkezimizde hizmete aldığımız çocuk oyun odaları ve kreşlerle çocuklar için güvenli alanlar oluşturduk. Bu vesileyle bir müjdemizi paylaşmak istiyorum. 81 ilimizde açacağımız yeni sosyal kreşlerle çocuk bakımını daha erişilebilir hale getiriyoruz. Bu sosyal kreşlerden, sosyal yardım programlarından yararlanan aileler ücretsiz olmak üzere tüm vatandaşlarımız uygun koşullarla faydalanabilecek." Kadınlara yönelik çalışmalara işaret eden Göktaş, "Bugün artık kadınlar, hayatın her alanında daha görünür, daha etkin ve daha güçlü. Milletimizin iradesi ve kadınların kararlılığıyla artık bu ülkenin kadınları, eski vesayet günlerine dönmeyecek. Elde ettiğimiz tüm bu kazanımları ’Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi’ ve eylem planları ile kalıcı hale getiriyoruz. 8 Mart’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile oluşturduğumuz Koordinasyon Kurulları ile politikalarımızın yerelde daha etkin uygulanmasını sağlıyoruz. Tüm kurumlarımız tarımda, sanayide, eğitimde, sağlıkta, her alanda kadının güçlenmesi için büyük bir özveriyle çalışıyor. Nitekim, 2022 bütçesinde kadın-erkek eşitliğine duyarlı 39 gösterge bulunuyorken, 2026 bütçesinde bu sayıyı 60’a yükselttik. Böylece OECD’nin eşitlik temelli bütçeleme uygulayan 23 ülkesinden biri olduk. 2026 yılında kadınlar için ayrılan 287 milyar 36 milyon liralık tutarın Bakanlığımız bütçesinin yüzde 53’ünü oluşturduğunu özellikle ifade etmek isterim. Ülkemizin büyümesinde kritik bir rol üstlenen kadın girişimciliğini daha da güçlendiriyoruz. Bu kapsamda yeşil ekonomi, temiz teknoloji, turizm, dijital dönüşüm ve STEM alanlarında kadınların varlığını güçlendirmek için çeşitli çalışmalar hayata geçirdik. Enerji sektöründe kadın istihdamını artırmak ve temsiliyetini güçlendirmek için ’Kadınlar için Enerji Okulu’nu başlattık. Geçen ay ikincisini gerçekleştirdiğimiz Kadınlara Yönelik Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Geliştirme Programı’yla kadınların bu alanda daha fazla temsil edilmelerini sağlıyoruz. Diğer yandan yedi bölgede ’Yükselen Kadınlar: Kendi İşim, Benim İzim’ programını başlattık. Bu programla marka yönetimi, dijitalleşme, finans ve girişimcilik alanlarında kadınları güçlendiriyoruz. Kadın kooperatiflerini üretimden pazarlamaya kadar her aşamada destekleyerek daha güçlü ve sürdürülebilir yapılar haline getiriyoruz. Bu süreçte bin 319 kadın kooperatifinin kurulmasına destek olduk. Ticaret Bakanlığımız ile başlattığımız sosyal kooperatifçilik çalışmaları kapsamında ailelerin ihtiyaçlarına cevap veren bir bakım ağı oluşturacağız" diye konuştu. Göktaş, şunları kaydetti: "Bugün sizlerle bir müjdeyi daha paylaşmak istiyorum. Vatandaşlarımıza sunduğumuz hizmetlerin kalitesini daha da artırmak amacıyla 3 bin sözleşmeli personel alacağız. Yarından itibaren başvuruları alacağız."