TEKNOLOJİ
18 Aralık 2025 Perşembe - 13:06 Şırnak’ta gençler için Deneyap Çalıştayı Şırnak’ta gençlerin teknoloji alanındaki yetkinliklerini artırmak ve Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuna katkı sunmak amacıyla Deneyap Çalıştayı düzenlendi. Yoğun katılımla gerçekleştirilen programa, Sanayi ve Teknoloji Şırnak İl Müdürü Ahmet Çetin ile Türkiye Teknoloji Vakfı (T3 Vakfı) Şırnak İl Sorumlusu Rukiye Asan katılarak gençler, eğitmenler ve velilerle bir araya geldi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan çalıştayda DENEYAP Teknoloji Atölyelerinde yürütülen eğitim faaliyetleri, öğrencilerin teknoloji ve inovasyon alanındaki projeleri ile geleceğe yönelik hedefler ele alındı. Programda, katılımcılar arasında bilgi ve deneyim paylaşımını artırmaya yönelik kapsamlı görüş alışverişinde bulunuldu. Çalıştay kapsamında eğitim süreçlerinin daha nitelikli hale getirilmesi, uygulamalı çalışmaların güçlendirilmesi ve disiplinler arası iş birliğinin artırılması başlıkları öne çıktı. DENEYAP modeliyle gençlerin erken yaşta teknolojiyle buluşturulmasının önemi vurgulandı. Programda konuşan T3 Vakfı Şırnak İl Sorumlusu Rukiye Asan, çalıştayın stratejik önemine dikkat çekerek, "Bugün burada gerçekleştirdiğimiz bu çalıştay, yalnızca bir değerlendirme süreci değil Milli Teknoloji Hamlesinin sahadaki karşılığını güçlendiren stratejik bir adımdır. DENEYAP Teknoloji Atölyeleri gençlerimizin sadece teknoloji tüketen değil, geliştiren, üreten, çözümler üreten ve küresel ölçekte rekabet edebilen bireyler yetiştirmeyi hedefleyen çok kıymetli bir eğitim modelidir. Bu modelin başarısı öğrencilerimiz kadar eğitmenlerimizin, gönüllülerimizin, bursiyerlerimizin, paydaşlarımızın aynı hedef doğrultusunda birlikte hareket etmesine bağlıdır. Bugün burada yapılacak değerlendirmeler, eğitim süreçlerinden atölye işleyişine, öğrenci motivasyonundan veli iletişimine kadar birçok başlıkta sahadan gelen gerçek verilerle yol haritamızı güçlendirecektir. İnanıyoruz ki bu çalıştaydan çıkacak her bir öneri, Deneyap ekosistemini daha nitelikli, daha kapsayıcı ve daha sürdürülebilir hale getirecektir" dedi. Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Ahmet Çetin ise Deneyap Türkiye’nin 2026 vizyonuna vurgu yaparak, "Bugün burada DENAYAP Türkiye’nin 2026 vizyonuna katkı sunacak ve geleceğin yol haritasını birlikte şekillendireceğimiz önemli bir çalıştay vesilesi ile bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu kapsamda düzenlenen teknoloji atölyeleri çalıştayı, mevcut yapının sahadan gelen veriler ile değerlendirilmesi ve yeni dönem öğrenci alım süreçlerinin daha etkin, adil ve sürdürülebilir bir şekilde yapılandırılması amacını taşımaktadır. Milli teknoloji vizyonu doğrultusunda teknoloji üretme etkinliği yüksek bireyler yetiştirmek amacı ile kurulan Deneyap teknoloji atölyeleri bugün 81 ilde 131 atölyeye ulaşmıştır. Ortaokul ve lise düzeyindeki öğrencilerimiz e-sınavdan uygulama sınavına uzanan çok aşamalı ve nitelikli bir seçme sürecinden geçerek, bu atölyelerde eğitim alma hakkı kazanmaktadır. 2018 yılından bu yana 11 farklı eğitim başlığını tamamlayan 9 bin 490 öğrencimiz mezuniyet hakkı elde etmiş, bugüne kadar toplam 42 bin 133 öğrencimize teknoloji eğitimi imkanı sunulmuştur. Yapay zekadan siber güvenliğe, havacılık ve uzay teknolojilerinden robotik ve kodlamaya kadar birçok stratejik alanda eğitimler verilmektedir. Bu çalıştayda ortaya konulacak her görüş ve alınacak her karar geleceğimizin potansiyeline ve ülkemizin teknoloji eko sistemine ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine önemli katkılar sağlayacaktır’’ diye konuştu. Konuşmaların ardından Deneyap sınıflarında oluşturulan çalışma gruplarında; eğitmenler, gönüllüler, öğrenciler ve veliler fikirlerini paylaşarak çalıştaya aktif katılım sağladı. Çalıştay, gençlerin teknolojiye yön veren bireyler olarak yetişmesine yönelik güçlü mesajlarla sona erdi.
18 Aralık 2025 Perşembe - 13:02 BEUN Öğretim Üyesi Doç. Dr. Altan’dan ScholarGPS 2025’te büyük başarı Uluslararası akademik performans ve etki analiz platformu ScholarGPS tarafından açıklanan 2025 Scholar Rankings sonuçlarına göre, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) önemli bir akademik başarıya daha imza attı. BEUN öğretim üyelerinden Doç. Dr. Aytaç Altan, dünya genelindeki araştırmacılar arasında ilk %0,05’lik dilimde yer alarak "Highly Ranked Scholar" ünvanına layık görüldü. ScholarGPS’in yayın üretkenliği, atıf etkisi ve bilimsel katkı kalitesine dayalı bibliyometrik değerlendirmeleri kapsamında BEUN Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Altan; Tüm Alanlar (Overall - All Fields) kategorisinde dünya 4.789’uncusu, Mathematical Optimization (Matematiksel Optimizasyon) alanında ise dünya 73’üncüsü oldu. Bu başarılarıyla, son beş yıllık akademik performansa dayalı değerlendirmede dikkat çekici bir başarı elde etti. ScholarGPS sıralamaları; araştırmacıların kariyerleri boyunca ve özellikle son yıllardaki bilimsel üretimlerini alan ve disiplin bazında analiz eden, uluslararası ölçekte saygın bir değerlendirme sistemi olarak öne çıkıyor. Bu sistem, akademisyenlerin küresel bilim dünyasındaki görünürlüğünü ve etkisini ortaya koymayı amaçlıyor. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, elde edilen başarıya ilişkin yaptığı açıklamada sözlerinde şu ifadelere yer verdi: "Üniversitemiz öğretim üyelerinden Doç. Dr. Aytaç Altan’ın ScholarGPS gibi uluslararası saygınlığa sahip bir platformda, dünya genelinde üst sıralarda yer alması bizler için büyük bir gurur ve mutluluk vesilesidir. Bu başarı, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin bilimsel üretkenliğinin, araştırma kalitesinin ve uluslararası görünürlüğünün somut bir göstergesidir. Akademisyenlerimizin dünya çapında elde ettiği bu tür nitelikli başarılar, Üniversitemizin bilim mutfağı kimliğini daha da güçlendirmekte, genç araştırmacılarımıza da ilham kaynağı olmaktadır. Bu duygu ve düşüncelerle değerli hocamız Doç. Dr. Aytaç Altan’ı, bu önemli başarısından dolayı yürekten tebrik ediyor, başarılarının artarak devam etmesini temenni ediyorum."
18 Aralık 2025 Perşembe - 11:09 Hareket halindeki elektrikli araçlara kablosuz şarj projesi: "Hedef, araç durmadan menzili yüzde 10-20 yükseltmek" Doç. Dr. Ali Ağçal’ın yürütücülüğünü yaptığı, hareket halindeki elektrikli araçların kablosuz olarak şarj edilmesini hedefleyen proje, TÜBİTAK 3501 Kariyer Geliştirme Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Elektrikli araçların hareket hâlindeyken şarj edilmesini hedefleyen projeyle menzil sorununa çözüm üretmeyi amaçladıklarını belirten Doç. Dr. Ayçal, "Araç durmadan ilerlerken menzilini yüzde 10–20 artırabilecek bir enerji aktarımı sağlamayı hedefliyoruz. Yollara entegre edilecek şarj şeritleriyle elektrikli araçlar kendi kendini şarj edebilecek" dedi. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Ağçal’ın yürütücülüğünü üstlendiği "Hareket Halindeki Elektrikli Araçların Şarjı için Kablosuz Enerji Aktarımı Tasarımı ve Kapalı Çevrim Rezonans Frekansı Sabitleme Kontrolü" başlıklı proje, TÜBİTAK 3501 – Kariyer Geliştirme Programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Proje kapsamında, elektrikli araçların hareket hâlindeyken kablosuz enerji aktarımı yoluyla şarj edilebilmesini sağlayacak yeni bir sistem tasarımı ile bu sisteme yönelik kontrol yöntemi geliştirilmesi hedefleniyor. Çalışmanın, elektrikli araç teknolojilerinde yaşanan menzil ve şarj sorunlarına çözüm sunması ve kablosuz şarj alanında önemli bir katkı sağlaması amaçlanıyor. "Hareket hâlindeyken şarj eden araçlar hedefleniyor" Üniversitenin Elektrik Makineleri Bölüm Başkan Yardımcısı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ali Ağçal, yürüttükleri çalışmalarla ilgili, "Yıllardır kablosuz enerji transferi üzerine çalışıyorum. Kablosuz şarj alanında cep telefonları, insansız hava araçları ve elektrikli otomobiller için çeşitli uygulamalar geliştirdik. Şimdi ise elektrikli araçların hareket hâlindeyken şarj olabilmesini sağlayacak kablosuz bir şarj sistemi üzerinde çalışıyoruz. Elektrik makineleri dersleri veriyorum ve uzmanlık alanım genel olarak kablosuz şarj sistemleri. Bu proje, elektrikli araçların şarj sorunlarına çözüm olabilecek nitelikte. Elektrikli araçların hareket hâlindeyken, yollara yerleştirilecek şarj şeritleri aracılığıyla kablosuz şekilde şarj edilmesini hedefleyen bir TÜBİTAK projesi geliştirdik. Dünyada benzer çalışmalar bulunuyor ancak biz bu sistemi daha verimli ve daha hızlı olacak şekilde tasarladık" şeklinde konuştu. "Hedef araç durmadan menzili artırmak" Projenin çıkış noktası, elektrikli araçlarda yaşanan menzil sorunu olduğunu belirten Ağçal, "Togg’un piyasaya çıkmasıyla birlikte ülkemizde elektrikli araç sayısı hızla arttı. Ancak mevcut batarya teknolojileri nedeniyle menzil hâlâ önemli bir problem. Örneğin Isparta’dan İstanbul’a gitmek istediğinizde, en iyi şartlarda bile yaklaşık 500 kilometrede durup şarj etmeniz gerekiyor. Bizim hedefimiz, araç durmadan ilerlerken menzilini yüzde 10–20 oranında artırabilecek bir enerji aktarımı sağlamak. Bu sistem şu anda dünyada deneme aşamasında. Bazı ülkelerde, özellikle ağır vasıtaların kullandığı yavaş şeritlerde birkaç kilometrelik kablosuz şarj şeritleri oluşturuldu. Biz de benzer bir altyapı üzerine kendi sistemimizi geliştirdik" ifadelerini kullandı. "İlham kaynağı Nikola Tesla’nın çalışmaları oldu" Bu projedeki ilham kaynağının yüksek lisans yıllarına dayandığını ifade eden Ağçal, "Nikola Tesla’nın kablosuz enerji transferi üzerine yaptığı çalışmalar beni çok etkilemişti. Doktora sürecimde elektrikli araçların şarj sistemlerini inceledim ve bu alanda özellikle hareketli şarj konusunda bir boşluk olduğunu fark ettim. Akademisyenler olarak da bu tür eksik alanlara çözüm üretmeyi amaçlıyoruz" dedi. "Projeye en büyük motivasyon öğrencilerinden geldi" "Projede beni en çok motive eden ise öğrencilerim oldu" diyen Ağçal, "TÜBİTAK onayından sonra, daha önce Yıldız Teknik Üniversitesi’ne gidip gelerek yürüttüğümüz çalışmaları burada kurduğumuz laboratuvarda sürdürebilmek bize büyük hız kazandırdı. Projemiz iki yıllık bir süreçten oluşuyor. Bütçenin aktarılmasının ardından proje resmen başlayacak. Bu projede bir yüksek lisans öğrencim görev alacak ve konu aynı zamanda tez çalışması olacak. Süreç içinde başka yüksek lisans öğrencilerinin de projeye dahil olmasını planlıyoruz. Kablosuz şarj sistemlerinin yaygınlaşmasının hem elektrikli araç teknolojilerine hem de yetiştirdiğimiz öğrencilere önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Amacımız, buradan yetişen öğrencilerle birlikte ülkemize ve dünyaya daha fazla fayda sağlamak" ifadelerini kullandı.
Hareket halindeki elektrikli araçlara kablosuz şarj projesi: "Hedef, araç durmadan menzili yüzde 10-20 yükseltmek"
18 Aralık 2025 Perşembe - 11:03 Hareket halindeki elektrikli araçlara kablosuz şarj projesi: "Hedef, araç durmadan menzili yüzde 10-20 yükseltmek" Doç. Dr. Ali Ağçal’ın yürütücülüğünü yaptığı, hareket halindeki elektrikli araçların kablosuz olarak şarj edilmesini hedefleyen proje, TÜBİTAK 3501 Kariyer Geliştirme Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Elektrikli araçların hareket hâlindeyken şarj edilmesini hedefleyen projeyle menzil sorununa çözüm üretmeyi amaçladıklarını belirten Doç. Dr. Ayçal, "Araç durmadan ilerlerken menzilini yüzde 10-20 artırabilecek bir enerji aktarımı sağlamayı hedefliyoruz. Yollara entegre edilecek şarj şeritleriyle elektrikli araçlar kendi kendini şarj edebilecek" dedi. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Ağçal’ın yürütücülüğünü üstlendiği "Hareket Halindeki Elektrikli Araçların Şarjı için Kablosuz Enerji Aktarımı Tasarımı ve Kapalı Çevrim Rezonans Frekansı Sabitleme Kontrolü" başlıklı proje, TÜBİTAK 3501 - Kariyer Geliştirme Programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Proje kapsamında, elektrikli araçların hareket hâlindeyken kablosuz enerji aktarımı yoluyla şarj edilebilmesini sağlayacak yeni bir sistem tasarımı ile bu sisteme yönelik kontrol yöntemi geliştirilmesi hedefleniyor. Çalışmanın, elektrikli araç teknolojilerinde yaşanan menzil ve şarj sorunlarına çözüm sunması ve kablosuz şarj alanında önemli bir katkı sağlaması amaçlanıyor. "Hareket hâlindeyken şarj eden araçlar hedefleniyor" Üniversitenin Elektrik Makineleri Bölüm Başkan Yardımcısı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ali Ağçal, yürüttükleri çalışmalarla ilgili, "Yıllardır kablosuz enerji transferi üzerine çalışıyorum. Kablosuz şarj alanında cep telefonları, insansız hava araçları ve elektrikli otomobiller için çeşitli uygulamalar geliştirdik. Şimdi ise elektrikli araçların hareket hâlindeyken şarj olabilmesini sağlayacak kablosuz bir şarj sistemi üzerinde çalışıyoruz. Elektrik makineleri dersleri veriyorum ve uzmanlık alanım genel olarak kablosuz şarj sistemleri. Bu proje, elektrikli araçların şarj sorunlarına çözüm olabilecek nitelikte. Elektrikli araçların hareket hâlindeyken, yollara yerleştirilecek şarj şeritleri aracılığıyla kablosuz şekilde şarj edilmesini hedefleyen bir TÜBİTAK projesi geliştirdik. Dünyada benzer çalışmalar bulunuyor ancak biz bu sistemi daha verimli ve daha hızlı olacak şekilde tasarladık" şeklinde konuştu. "Hedef araç durmadan menzili artırmak" Projenin çıkış noktası, elektrikli araçlarda yaşanan menzil sorunu olduğunu belirten Ağçal, "TOGG’un piyasaya çıkmasıyla birlikte ülkemizde elektrikli araç sayısı hızla arttı. Ancak mevcut batarya teknolojileri nedeniyle menzil hâlâ önemli bir problem. Örneğin Isparta’dan İstanbul’a gitmek istediğinizde, en iyi şartlarda bile yaklaşık 500 kilometrede durup şarj etmeniz gerekiyor. Bizim hedefimiz, araç durmadan ilerlerken menzilini yüzde 10-20 oranında artırabilecek bir enerji aktarımı sağlamak. Bu sistem şu anda dünyada deneme aşamasında. Bazı ülkelerde, özellikle ağır vasıtaların kullandığı yavaş şeritlerde birkaç kilometrelik kablosuz şarj şeritleri oluşturuldu. Biz de benzer bir altyapı üzerine kendi sistemimizi geliştirdik" ifadelerini kullandı. "İlham kaynağı Nikola Tesla’nın çalışmaları oldu" Bu projedeki ilham kaynağının yüksek lisans yıllarına dayandığını ifade eden Ağçal, "Nikola Tesla’nın kablosuz enerji transferi üzerine yaptığı çalışmalar beni çok etkilemişti. Doktora sürecimde elektrikli araçların şarj sistemlerini inceledim ve bu alanda özellikle hareketli şarj konusunda bir boşluk olduğunu fark ettim. Akademisyenler olarak da bu tür eksik alanlara çözüm üretmeyi amaçlıyoruz" dedi. "Projeye en büyük motivasyon öğrencilerinden geldi" "Projede beni en çok motive eden ise öğrencilerim oldu" diyen Ağçal, "TÜBİTAK onayından sonra, daha önce Yıldız Teknik Üniversitesi’ne gidip gelerek yürüttüğümüz çalışmaları burada kurduğumuz laboratuvarda sürdürebilmek bize büyük hız kazandırdı. Projemiz iki yıllık bir süreçten oluşuyor. Bütçenin aktarılmasının ardından proje resmen başlayacak. Bu projede bir yüksek lisans öğrencim görev alacak ve konu aynı zamanda tez çalışması olacak. Süreç içinde başka yüksek lisans öğrencilerinin de projeye dahil olmasını planlıyoruz. Kablosuz şarj sistemlerinin yaygınlaşmasının hem elektrikli araç teknolojilerine hem de yetiştirdiğimiz öğrencilere önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Amacımız, buradan yetişen öğrencilerle birlikte ülkemize ve dünyaya daha fazla fayda sağlamak" ifadelerini kullandı. (FGY-SM-
Sabiha Gökçen’de uçuş emniyeti için 7/24 yaban hayatla mücadele devam ediyor
17 Aralık 2025 Çarşamba - 17:39 Sabiha Gökçen’de uçuş emniyeti için 7/24 yaban hayatla mücadele devam ediyor İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda uçuş emniyetini tehdit eden kuş ve diğer yaban hayvanlarına karşı bilimsel ve teknolojik yöntemlerle yürütülen mücadele faaliyetleri, uluslararası standartlara uygun şekilde 7 gün 24 saat devam ediyor. Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Meydan Otoritesi (HEAŞ), uçuş emniyetini korumak amacıyla yaban hayat kaynaklı riskleri bilimsel veriler ışığında yönetiyor. Havalimanı sahasında görev yapan ekipler, araçlı devriye ve anlık gözlem faaliyetleriyle kuş ve yaban hayvanlarının uçuş hattına yaklaşmasını önlüyor. Yaban hayatla mücadele kapsamında doğaya zarar vermeden etkili sonuç alınmasını sağlayan çeşitli teknolojik sistemler kullanılıyor. Bu kapsamda el tipi lazer kovucular, propan toplar, akustik etki oluşturan güneş panelli sesli kovucu sistemler, ultrasonik cihazlar ile 4x4 devriye ve Follow-Me (TOGG) araçları aktif olarak görev yapıyor. El tipi lazer kovucuların, kuşların görsel algılarını hedef alarak bulundukları alandan uzaklaşmalarını sağladığı, kuşlara ve doğal yaşama herhangi bir zarar vermediği belirtildi. Bu sistemlerin özellikle pist, taksi yolu ve apron gibi kritik alanlarda etkin şekilde kullanıldığı ifade edildi. Bilimsel gözlemle riskler önceden tespit ediliyor HEAŞ bünyesinde görev yapan uzman biyolog ve ornitologlar tarafından sahada düzenli gözlemler yapılıyor. Kuş türleri, uçuş yönleri, davranış biçimleri ve göç dönemleri kayıt altına alınarak riskli alanlar belirleniyor. Elde edilen bilimsel veriler, operasyonel karar süreçlerine doğrudan entegre ediliyor. Yaban hayatla mücadele faaliyetleri; Apron Yönetim Müdürlüğü’ne bağlı 1 biyolog, 1 ornitolog ve 84 operasyon personeli tarafından yürütülüyor. Türkiye genelinde üst sıralarda yer aldı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı yıllık emniyet olay bültenine göre, Türkiye genelindeki 56 havalimanı arasında 10. sırada yer alan Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, yaban hayat kaynaklı olay oranları açısından bazı Avrupa ülkeleri ortalamalarından daha iyi bir performans sergiliyor. HEAŞ Yaban Hayatla Mücadele Birimi’nin temel amacının, doğal yaşamı koruyarak uçuş emniyetini en üst seviyede tutmak olduğu vurgulandı. Bilimsel veriler, teknolojik çözümler ve sahadaki çalışmalar sayesinde Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın, yaban hayatla mücadelede Türkiye’de ve uluslararası alanda örnek uygulamalar arasında yer aldığı belirtildi.
Sabiha Gökçen’de uçuş emniyeti için 7/24 yaban hayatla mücadele devam ediyor
17 Aralık 2025 Çarşamba - 16:48 Sabiha Gökçen’de uçuş emniyeti için 7/24 yaban hayatla mücadele devam ediyor İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda uçuş emniyetini tehdit eden kuş ve diğer yaban hayvanlarına karşı bilimsel ve teknolojik yöntemlerle yürütülen mücadele faaliyetleri, uluslararası standartlara uygun şekilde 7 gün 24 saat devam ediyor. Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Meydan Otoritesi (HEAŞ), uçuş emniyetini korumak amacıyla yaban hayat kaynaklı riskleri bilimsel veriler ışığında yönetiyor. Havalimanı sahasında görev yapan ekipler, araçlı devriye ve anlık gözlem faaliyetleriyle kuş ve yaban hayvanlarının uçuş hattına yaklaşmasını önlüyor. Yaban hayatla mücadele kapsamında doğaya zarar vermeden etkili sonuç alınmasını sağlayan çeşitli teknolojik sistemler kullanılıyor. Bu kapsamda el tipi lazer kovucular, propan toplar, akustik etki oluşturan güneş panelli sesli kovucu sistemler, ultrasonik cihazlar ile 4x4 devriye ve Follow-Me (TOGG) araçları aktif olarak görev yapıyor. El tipi lazer kovucuların, kuşların görsel algılarını hedef alarak bulundukları alandan uzaklaşmalarını sağladığı, kuşlara ve doğal yaşama herhangi bir zarar vermediği belirtildi. Bu sistemlerin özellikle pist, taksi yolu ve apron gibi kritik alanlarda etkin şekilde kullanıldığı ifade edildi. Bilimsel gözlemle riskler önceden tespit ediliyor HEAŞ bünyesinde görev yapan uzman biyolog ve ornitologlar tarafından sahada düzenli gözlemler yapılıyor. Kuş türleri, uçuş yönleri, davranış biçimleri ve göç dönemleri kayıt altına alınarak riskli alanlar belirleniyor. Elde edilen bilimsel veriler, operasyonel karar süreçlerine doğrudan entegre ediliyor. Yaban hayatla mücadele faaliyetleri; Apron Yönetim Müdürlüğü’ne bağlı 1 biyolog, 1 ornitolog ve 84 operasyon personeli tarafından yürütülüyor. Türkiye genelinde üst sıralarda yer aldı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı yıllık emniyet olay bültenine göre, Türkiye genelindeki 56 havalimanı arasında 10. sırada yer alan Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, yaban hayat kaynaklı olay oranları açısından bazı Avrupa ülkeleri ortalamalarından daha iyi bir performans sergiliyor. HEAŞ Yaban Hayatla Mücadele Birimi’nin temel amacının, doğal yaşamı koruyarak uçuş emniyetini en üst seviyede tutmak olduğu vurgulandı. Bilimsel veriler, teknolojik çözümler ve sahadaki çalışmalar sayesinde Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın, yaban hayatla mücadelede Türkiye’de ve uluslararası alanda örnek uygulamalar arasında yer aldığı belirtildi.
Zorlu testleri geçen ’modern makineli tüfek’ seri üretime hazır
17 Aralık 2025 Çarşamba - 16:03 Zorlu testleri geçen ’modern makineli tüfek’ seri üretime hazır Türkiye’nin ilk piyade tipi modern makineli tüfeği, kalifiye edilerek seri üretime hazır hale geldi. Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE), ’Millî Piyade Tüfeği’ projesinden edindiği tecrübe ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçları doğrultusunda yeni silah sistemlerini geliştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, MKE mühendislerince tamamen yerli ve millî imkanlarla tasarlanıp geliştirilen Türkiye’nin ilk piyade tipi modern makineli tüfeği (MMT), kalifiye edilerek seri üretime hazır hale geldi. Altında MKE imzası bulunan MMT, toplamda 250 bine varan atış sayısı ve 40 farklı zorlu NATO testini başarıyla geçti. 1 yıldan daha kısa sürede kalifikasyon süreci tamamlanan MMT, 7.62 mm x 51 kalibre NATO standardında mühimmat ile kusursuz bir şekilde atış yapabiliyor. Mehmetçiğin sahada yeni vurucu gücü Yaklaşık 8 kilogram ağırlığa ve 1000 metre etkili menzile sahip olan MMT, dakikada kesintisiz 750 fişek atım kapasitesiyle de kahraman ordumuzun harp sahasındaki vurucu gücüne güç katacak. Yüksek ateş gücü ve dayanıklılığı ile öne çıkan MMT, NATO standartlarında üretilen makineli tüfekler arasında muadillerine göre daha hafif olma özelliği ile de dikkat çekiyor. Gaz piston hareketli ve döner başlı kilitleme mekanizmaya sahip olan MMT, farklı çevre ve zorlu iklim şartlarında etkin şekilde kullanılabiliyor. 6 kademeli ayarlanabilir (teleskobik) dipçik ve ergonomik tasarımı ile Mehmetçiğe konforlu bir kullanım sunan tüfeğin fişekleri de yine MKE’ye bağlı fabrikalarda yerli ve millî imkanlarla üretiliyor.
BBVA ve OpenAI’dan iş birliği
17 Aralık 2025 Çarşamba - 13:51 BBVA ve OpenAI’dan iş birliği BBVA ve OpenAI, yapay zekâ destekli müşteri deneyimini ve operasyonel verimliliği dönüştürmeyi hedefleyen stratejik bir iş birliğine imza attı. BBVA Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Torres Vila ve OpenAI CEO’su Sam Altman tarafından duyurulan anlaşma kapsamında, BBVA yapay zekâyı bankanın tüm ürün ve operasyonlarının merkezine entegre edecek. İş birliği, kişiselleştirilmiş bankacılık deneyiminden çalışan verimliliğine kadar geniş bir dönüşümü hedefliyor. BBVA ve OpenAI, finansal hizmetlerin geleceğini yapay zekâ ile yeniden tanımlamayı amaçlayan stratejik bir iş birliğine imza attı. Anlaşma BBVA Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Torres Vila ile OpenAI CEO’su ve Kurucu Ortağı Sam Altman tarafından San Francisco’daki OpenAI merkezinde duyuruldu. Yaklaşık iki yıl süren ortak çalışmanın ardından hayata geçirilen bu anlaşma kapsamında, BBVA ve OpenAI ekipleri ortak hedefler doğrultusunda birlikte çalışacak ve ortak yatırımlar gerçekleştirecek. OpenAI, BBVA’nın yapay zekâ stratejisinin hızlandırılmasına katkı sunarak; bankanın müşteri deneyimini dönüştürmesini, yeni çalışma modelleri geliştirmesini ve iç operasyonlarını daha verimli hale getirmesini destekleyecek. BBVA Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Torres Vila, anlaşmaya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: "Dijital ve mobil dönüşümün öncülerinden biriyiz. Şimdi ise çok daha büyük bir vizyonla yapay zekâ çağına giriyoruz. OpenAI ile kurduğumuz bu iş birliği, yapay zekânın bankanın tamamına yerel ve doğal bir şekilde entegre edilmesini hızlandıracak. Amacımız; her müşterinin ihtiyacını önceden öngören, daha akıllı, daha proaktif ve tamamen kişiselleştirilmiş bir bankacılık deneyimi sunmak." OpenAI CEO’su Sam Altman ise iş birliğine dair şu değerlendirmeyi yaptı: "BBVA, büyük bir finansal kurumun yapay zekâyı ne kadar iddialı ve hızlı şekilde benimseyebileceğinin güçlü bir örneği. İş birliğimizi genişleterek, BBVA’nın yapay zekâmızı ürün ve operasyonlarının merkezine yerleştirmesine destek oluyoruz. Bu sayede müşteriler için bankacılık deneyimi baştan sona daha güçlü hale gelecek." Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı İlker Kuruöz, iş birliğine ilişkin değerlendirmesinde şu açıklamalarda bulundu: "Yapay zekâ artık bankacılığın nasıl tasarlandığını, hizmetlerin nasıl sunulduğunu ve ekiplerin nasıl çalıştığını kökten dönüştüren stratejik bir kaldıraç. Hâkim ortağımız BBVA’nın OpenAI ile kurduğu kapsamlı iş birliği, yapay zekânın bankacılığın merkezine yerleştiği yeni bir dönemin en güçlü göstergelerinden biri. Biz bu iş birliğini yalnızca bir teknoloji yatırımı olarak değil; müşteri deneyimini daha sezgisel, daha proaktif ve daha kişiselleştirilmiş hale getiren bir dönüşüm hamlesi olarak ele alıyoruz. Bu yaklaşımın en somut örneklerinden biri, Garanti BBVA Mobil’de yer alan akıllı asistanımız Ugi. Üretken yapay zekâ ve büyük dil modelleriyle yenilenen Ugi, standart yanıtlar veren bir chatbot olmanın ötesine geçerek, bankanın güncel veri kaynaklarını tarayan, konuşmalar arasında bağlamı takip eden ve müşteriye özel yanıtlar üreten bir yapı sunuyor. Ayrıca geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz pilot uygulamalarda, yazılım geliştirmeden risk analizine, müşteri etkileşiminden çalışan deneyimine kadar geniş bir alanda üretken yapay zekâ destekli çözümleri hızlıca devreye aldık. Ugi ile edindiğimiz bu deneyim, üretken yapay zekânın müşteriyle temas eden süreçlerde nasıl ölçeklenebileceğini de net biçimde ortaya koydu. BBVA-OpenAI iş birliğinin derinleşmesiyle birlikte; hem Ugi gibi müşteriyle doğrudan temas eden çözümlerde hem de çalışanlarımız için geliştirilen asistan ve otomasyon uygulamalarında çok daha hızlı bir ölçekleme yapacağımıza inanıyoruz. Hedefimiz net: Her müşterimize kendisini anlayan, ihtiyacını doğru zamanda öngören ve en uygun çözümü sunan bir bankacılık deneyimi yaşatmak; her çalışanımızın ise işini kolaylaştıran, üretkenliğini artıran kişisel bir dijital asistana sahip olması. BBVA Grubu’nun küresel ölçekte attığı bu adımların parçası olmak, teknoloji vizyonumuzu ileri taşırken sorumlu yapay zekâ yaklaşımımızı da güçlendiriyor. Çünkü bu çağda farkı oluşturan şey yalnızca hız değil; ölçeklenen empatiyi güvenle birleştirebilmek. Biz de bunu ‘Birlikte yaparız.’ diyerek, değer odağımızı koruyarak büyütmeye devam edeceğiz." BBVA, OpenAI’ın en gelişmiş yapay zekâ modellerine öncelikli erişime sahip olacak Bu iş birliğinin en ayırt edici unsurlarından biri, OpenAI’ın BBVA ile birlikte çözüm geliştirme sürecine doğrudan dahil olması. Bu kapsamda BBVA, OpenAI’ın en gelişmiş yapay zekâ modellerine, uzman yeteneklerine ve ileri mühendislik kapasitesine öncelikli erişim sağlayacak; OpenAI’ın mühendislik, araştırma ve çözüm geliştirme ekipleriyle yakın iş birliği içinde çalışacak. Anlaşma çerçevesinde öncelikli çalışma alanları arasında, müşterilerin günlük finansal ihtiyaçlarını destekleyecek akıllı bir sohbet asistanı geliştirilmesi yer alıyor. Bu çözüm, müşteri etkileşiminde yeni bir standart belirlemeyi ve bankacılık hizmetlerinde farklılaşmış bir deneyim seviyesi sunmayı hedefliyor. Ayrıca, müşteri yöneticilerinin müşterilere tamamen kişiselleştirilmiş hizmet sunabilmesini sağlayacak yeni yapay zekâ çözümleri de ortaklaşa geliştirilecek. İş birliği çalışan deneyimini de geliştirecek BBVA ve OpenAI, risk analizi süreçlerini sadeleştiren, yazılım geliştirme ve çalışanların günlük iş akışlarını dönüştüren sistemler üzerinde de birlikte çalışacak. Bu kapsamda, her çalışanın çalışma tarzını öğrenen, projelerini hatırlayan ve yetkilendirme dahilinde görevleri yerine getiren dijital bir "alter ego" (ikinci benlik) geliştirilmesi de planlanıyor. 120 binden fazla çalışana yapay zekâ erişimi Anlaşma kapsamında BBVA, 120 bini aşkın çalışanı için ChatGPT Enterprise kullanımını yaygınlaştıracak. Bu adım, dünyanın en büyük kurumsal yapay zekâ uygulamalarından biri olarak öne çıkıyor. Daha önce 11 bin çalışanın katıldığı pilot uygulama sürecinde, kullanıcıların yüzde 80’i aracı günlük olarak kullandığını belirtirken; çalışanlar haftada ortalama üç saat zaman tasarrufu sağladıklarını ifade etti. ChatGPT Enterprise’ın tüm organizasyona yaygınlaştırılmasıyla birlikte BBVA’nın, yapay zekâ destekli yeni bir verimlilik modeline geçişte önemli bir eşik aşmış olacağı belirtildi. Bununla birlikte BBVA, ürün ve hizmetlerini doğrudan ChatGPT’ye entegre etmeye yönelik çalışmalar da yürütüyor. Banka, İtalya ve Almanya’daki dijital bankaları için ChatGPT ile entegre çalışan uygulamasının demosunu tanıttı.
Balıkesir Teknokent Oyun Geliştirme kampı gerçekleştirildi
17 Aralık 2025 Çarşamba - 13:48 Balıkesir Teknokent Oyun Geliştirme kampı gerçekleştirildi Balıkesir Teknokent koordinasyonunda düzenlenen Balıkesir Teknokent Oyun Geliştirme Kampı-GameJam II, Demo Day etkinliği ile tamamlandı. Balıkesir Üniversitesi öğrencilerinin katılımıyla yürütülen programda, 14 gün süren eğitim ve mentörlük sürecinin ardından takımlar geliştirdikleri oyun projelerini jüri karşısında sundu. Demo Day programı, Balıkesir Teknokent Genel Müdürü Öğr. Gör. Burcu Aydemir’in açılış konuşmasıyla başladı. Aydemir konuşmasında, kampın yalnızca oyun üretimiyle sınırlı kalmadığını; öğrencilerin teknik yetkinliklerinin yanı sıra ekip çalışması, proje yönetimi ve sunum becerilerini geliştiren uygulamalı bir süreç sunduğunu vurguladı. Balıkesir Teknokent’in genç yetenekleri oyun geliştirme ekosistemiyle buluşturmaya yönelik çalışmalarını sürdüreceğini ifade etti. Program, Balıkesir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Satıl’ın hitaplarıyla devam etti. Satıl konuşmasında, üniversite-sanayi iş birliğinin öğrencilerin girişimcilik yolculuklarında kritik bir rol üstlendiğini belirterek, Balıkesir Üniversitesi’nin teknoloji odaklı girişimcilik faaliyetlerinde öğrencilerin yanında olmaya devam edeceğini söyledi. Kamp sürecinde katılımcılar; oyun geliştirme çalışmalarını hem teknik hem de tüm boyutlarıyla deneyimleme imkânı buldu. Eğitim ve mentörlük içerikleri; Balıkesir Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği ile Balıkesir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyeleri, Balıkesir Teknokent bünyesindeki oyun firmaları ve oyun sektörü profesyonellerinin katkılarıyla yürütüldü.
Yapay zeka dönemi başladı: Tüketici alışkanlıkları değişiyor
17 Aralık 2025 Çarşamba - 13:38 Yapay zeka dönemi başladı: Tüketici alışkanlıkları değişiyor Marketing Türkiye ve Deloitte tarafından düzenlenen The TECH Summit, 3-4-5 Aralık tarihlerinde Zorlu PSM’de gerçekleşti. Zirvede, yapay zeka çağı ile dönüşümün başladığı belirtilirken, tüketici alışkanlıkları üzerindeki etkisi vurgulandı. Yapay zekânın ticaret ekosistemini yeniden şekillendiren etkilerinin ele alındığı zirvenin öne çıkan oturumlarından AI Powered Commerce’te, Casper adına sahneye çıkan Pazarlama ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Feray Karaman, kullanıcı beklentilerinden ticaretin yeni dinamiklerine uzanan dönüşümün geleceğini içgörülerle aktardı. AI Powered Commerce oturumunda konuşan Casper Pazarlama ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Feray Karaman yapay zekânın iş süreçlerinden kullanıcı deneyimine uzanan geniş etki alanını ve bu dönüşümde Casper’ın nasıl konumlandığını verilerle aktardı. "Yapay zeka, yeni normalin kalbinde" Yapay zekanın bir trendden öte, yeni normal olduğunu vurgulayan Feray Karaman, 2026 itibarıyla bilgisayarların yüzde 55’inin AI PC olacağı bir geleceğe ilerlediklerini belirterek şunları söyledi: "Yapay zeka çağının henüz başındayız; dönüşüm ise çoktan başladı. Yapay zeka iş yapış şekillerimizi ve kullanıcı davranışlarını kökten dönüştüren yeni bir gerçeklik. Biz de Casper olarak, bu yaklaşımın etkilerini işimizin her alanında net biçimde görüyoruz. Gelişmiş donanım ve yapay zeka çözümlerimizle kurumsal işletmelerin ve bireysel kullanıcıların hızını artırıyor, maliyetlerini azaltıyor ve üretkenliklerini güçlendiriyoruz. Böylece geleceği bugünden şekillendiriyoruz." "Yapay zeka, insan zekasının yanında yer alıyor" Casper’ın yapay zeka alanında gerçekleştirdiği araştırmadan elde edilen somut verilerle bu görüşlerini destekleyen Karaman, 2025 yılının ilk yarısında Türkiye genelinde 8 ilde, 16-55 yaş arası 803 bireysel kullanıcıyla yapılan çalışmaya dikkat çekti. Araştırma sonuçlarına göre kullanıcıların yüzde 59’u yapay zeka özellikli bilgisayarları tercih ediyor. Bu bulgu, yapay zekanın artık karar anlarını ve tüketici davranışlarını yeniden şekillendiren yeni bir standart haline geldiğini ortaya koyuyor. Teknoloji dönüşürken kullanıcıların da bu değişime hızla adapte olduğunu vurgulayan Karaman, yapay zekaya yönelik algının sanılandan çok daha olgun bir noktaya ulaştığını ifade ediyor. Toplumda yapay zekaya karşı belirli kaygılar bulunsa da, yapay zekanın bireylerin yerine geçen bir unsur değil; onlarla birlikte çalışan, iş verimliliğini artıran ve karar süreçlerini güçlendiren bir yol arkadaşı olarak konumlandığını belirtiyor. Karaman’a göre yapay zeka, insan zekasının karşısında değil, tam yanında yer alıyor. Araştırma, yapay zekanın alışveriş alışkanlıklarını da dönüştürdüğünü ortaya koyuyor. Alışveriş öncesinde her üç kullanıcıdan birinin karar sürecinde yapay zekadan destek alması, bu teknolojinin günlük yaşamın doğal bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Kullanıcıların yapay zeka denildiğinde aklına ChatGPT, asistanlık, kolaylık, yardım ve bilgiye hızlı erişim gibi kavramların gelmesi de bu dönüşümü destekliyor. Karaman, yapay zekanın uzun saatler bilgisayar başında geçirilen iş süreçlerini daha verimli hale getirdiğini; bu değişimin kullanıcıları daha güçlü ve yapay zekaya uyumlu bilgisayarlara yönelttiğini ifade ediyor. "Müşteri deneyimimiz yüzde 35 iyileşti" Yapay zekayı merkeze alarak müşteri memnuniyetini ciddi oranda artırdıklarını ifade eden Karaman, "Bu yaklaşımın etkilerini işimizin her alanında net biçimde görüyoruz; Ar-Ge, üretim ve pazarlama gibi süreçlerimizin hızını optimize ederken, servis süremizi de yeni teknolojilere adapte ederek 1 saate indirdik’’ dedi.
GÖKKURT ile Türkiye ikincisi olan gençler, projelerini daha ileriye taşımayı hedefliyor
17 Aralık 2025 Çarşamba - 10:12 GÖKKURT ile Türkiye ikincisi olan gençler, projelerini daha ileriye taşımayı hedefliyor Zonguldak’ın Devrek ilçesinde Anadolu Lisesi bünyesinde 2020 yılında kurulan GÖKKURT İnsansız Hava Araçları Takımı, Teknofest 2025 sürecinde elde ettiği önemli derecenin ardından çalışmalarını yeni başarılar için yoğunlaştırdı. Takım, edindiği tecrübe ve teknik birikimi daha ileri projelere taşımayı hedefliyor. Teknofest 2025 İnsansız Hava Araçları Yarışması’nda finale kalan 19 takım arasında yer alan GÖKKURT, yarışma sürecinde hazırladığı Proje Sunum Raporu ile TÜBİTAK desteği almaya hak kazanmış, kendi üretimleri olan İHA’nın tüm test aşamalarını başarıyla tamamlamıştı. Bu sürecin ardından ekip, 17-21 Eylül 2025 tarihleri arasında İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen Teknofest’te projelerini sergileyerek ziyaretçilerle buluşturdu. "Sabit kanat" kategorisinde elde edilen derecenin ardından GÖKKURT Takımı, yarışma sonuçlarını bir "varış noktası" değil, yeni bir başlangıç olarak gördüklerini ifade etiler. Takım, teknik altyapıyı geliştirmek, üretim süreçlerini hızlandırmak ve yarışmalara daha güçlü projelerle katılmak için çalışmalarını sürdürüyor. Takımın danışman öğretmeni Burak Demirci, sürecin uzun soluklu bir emek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "GÖKKURT takımı 2020 yılında kuruldu. İlk yıllarda finale kalamadık, sonrasında 17’ncilik, ardından 5’incilik geldi. Bir süre ara vermek zorunda kaldık ama bu yıl tekrar yarışmaya döndük. Geçmişten gelen bilgi birikimi ve öğrencilerimin özverili çalışmasıyla önemli bir sonuç elde ettik. Bu süreç bize şunu gösterdi: İmkânlar sınırlı olsa bile çalışarak, isteyerek ve vazgeçmeyerek ciddi sonuçlar alınabiliyor." Demirci, asıl kazanımın derece değil, öğrencilerin edindiği deneyim olduğuna dikkat çekerek, "Devrek gibi küçük bir ilçede okuyan öğrenciler, normal şartlarda kolay kolay yaşayamayacakları bir mühendislik ve teknoloji deneyimi yaşadı. Kendi yaşıtlarının neler ürettiğini gördüler, özgüven kazandılar. Bu deneyimin onların üniversite hayatına ve meslek yolculuklarına çok ciddi katkı sağlayacağına inanıyorum. Bundan sonra bu birikimle çok daha büyük işlere imza atacaklar" dedi. Takım pilotu Alper Sarsık da yarışmanın ardından hedef büyüttüklerini belirterek, "Bundan sonra tekrar katılmayı planlıyoruz. O şekilde üç boyut yazı şu anda prototip üretmeye çalışıyoruz. Uçağımız için o şekilde bizim için müthiş bir deneyimdi yarışmaya katılmak. Oradaki ortamı görmek çok iyiydi. Liseler arası vardı. Uluslararası İHA yarışmalarına katılan yarışmacıları da görmüştük. Oradaki heyecan başka yani öyle söyleyeyim. İHA’mızın stall hızı 9 m/s İHA’mızın uçuş hızı maksimum 25 km/s İHA’mızda 200 gram yükler bıraktık. Birinci yükümüz 2 m çapındaki dairede 47 cm’e düştü. İkinci yükümüz ise 10 m çapındaki dairede 1.47’ye düştü. O şekilde yaklaşık olarak 6-7 ay sürdü. Yaz tatilimizde sürekli okula gittik. O şekilde çalışmalar yürüttük. Sürekli okuldaydık yani uçağımızı üretmek için. Bununla ilgili normalde biz 1. olmuştuk. Fakat yükü bıraktığımız sırada uçağımız bir direğin içerisinden döndüğü için 10 puanlık bir ceza yedik. Bu yüzden ikinciliğe düştük. Üzülmüştük ama yine de ikinci olmak da bizim için büyük bir başarıydı. Yine de çok mutluyduk" dedi. GÖKKURT Takımı; danışman öğretmen Burak Demirci ile öğrenciler Kerem Gebeş, Asya Karabürme, Tuğsem Erva Çibasmaz, Muhammed Enes Tor ve Alper Sarsık’tan oluşuyor. Ekip, elde edilen deneyimi daha ileri teknoloji projelerine dönüştürmek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
GÖKKURT ile Türkiye ikincisi olan gençler, projelerini daha ileriye taşımayı hedefliyor
17 Aralık 2025 Çarşamba - 10:09 GÖKKURT ile Türkiye ikincisi olan gençler, projelerini daha ileriye taşımayı hedefliyor Zonguldak’ın Devrek ilçesinde Anadolu Lisesi bünyesinde 2020 yılında kurulan GÖKKURT İnsansız Hava Araçları Takımı, Teknofest 2025 sürecinde elde ettiği önemli derecenin ardından çalışmalarını yeni başarılar için yoğunlaştırdı. Takım, edindiği tecrübe ve teknik birikimi daha ileri projelere taşımayı hedefliyor. Teknofest 2025 İnsansız Hava Araçları Yarışması’nda finale kalan 19 takım arasında yer alan GÖKKURT, yarışma sürecinde hazırladığı Proje Sunum Raporu ile TÜBİTAK desteği almaya hak kazanmış, kendi üretimleri olan İHA’nın tüm test aşamalarını başarıyla tamamlamıştı. Bu sürecin ardından ekip, 17-21 Eylül 2025 tarihleri arasında İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen Teknofest’te projelerini sergileyerek ziyaretçilerle buluşturdu. "Sabit kanat" kategorisinde elde edilen derecenin ardından GÖKKURT Takımı, yarışma sonuçlarını bir "varış noktası" değil, yeni bir başlangıç olarak gördüklerini ifade etiler. Takım, teknik altyapıyı geliştirmek, üretim süreçlerini hızlandırmak ve yarışmalara daha güçlü projelerle katılmak için çalışmalarını sürdürüyor. Takımın danışman öğretmeni Burak Demirci, sürecin uzun soluklu bir emek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "GÖKKURT takımı 2020 yılında kuruldu. İlk yıllarda finale kalamadık, sonrasında 17’ncilik, ardından 5’incilik geldi. Bir süre ara vermek zorunda kaldık ama bu yıl tekrar yarışmaya döndük. Geçmişten gelen bilgi birikimi ve öğrencilerimin özverili çalışmasıyla önemli bir sonuç elde ettik. Bu süreç bize şunu gösterdi: İmkânlar sınırlı olsa bile çalışarak, isteyerek ve vazgeçmeyerek ciddi sonuçlar alınabiliyor." Demirci, asıl kazanımın derece değil, öğrencilerin edindiği deneyim olduğuna dikkat çekerek, "Devrek gibi küçük bir ilçede okuyan öğrenciler, normal şartlarda kolay kolay yaşayamayacakları bir mühendislik ve teknoloji deneyimi yaşadı. Kendi yaşıtlarının neler ürettiğini gördüler, özgüven kazandılar. Bu deneyimin onların üniversite hayatına ve meslek yolculuklarına çok ciddi katkı sağlayacağına inanıyorum. Bundan sonra bu birikimle çok daha büyük işlere imza atacaklar" dedi. Takım pilotu Alper Sarsık da yarışmanın ardından hedef büyüttüklerini belirterek, "Bundan sonra tekrar katılmayı planlıyoruz. O şekilde üç boyut yazı şu anda prototip üretmeye çalışıyoruz. Uçağımız için o şekilde bizim için müthiş bir deneyimdi yarışmaya katılmak. Oradaki ortamı görmek çok iyiydi. Liseler arası vardı. Uluslararası İHA yarışmalarına katılan yarışmacıları da görmüştük. Oradaki heyecan başka yani öyle söyleyeyim. İHA’mızın stall hızı 9 m/s İHA’mızın uçuş hızı maksimum 25 km/s İHA’mızda 200 gram yükler bıraktık. Birinci yükümüz 2 m çapındaki dairede 47 cm’e düştü. İkinci yükümüz ise 10 m çapındaki dairede 1.47’ye düştü. O şekilde yaklaşık olarak 6-7 ay sürdü. Yaz tatilimizde sürekli okula gittik. O şekilde çalışmalar yürüttük. Sürekli okuldaydık yani uçağımızı üretmek için. Bununla ilgili normalde biz 1. olmuştuk. Fakat yükü bıraktığımız sırada uçağımız bir direğin içerisinden döndüğü için 10 puanlık bir ceza yedik. Bu yüzden ikinciliğe düştük. Üzülmüştük ama yine de ikinci olmak da bizim için büyük bir başarıydı. Yine de çok mutluyduk" dedi. GÖKKURT Takımı; danışman öğretmen Burak Demirci ile öğrenciler Kerem Gebeş, Asya Karabürme, Tuğsem Erva Çibasmaz, Muhammed Enes Tor ve Alper Sarsık’tan oluşuyor. Ekip, elde edilen deneyimi daha ileri teknoloji projelerine dönüştürmek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. (OA-