Yerel Haberler
YEREL HABERLER
Başkan Karabacak: "15 Temmuz kahramanlık destanı unutmayacağız, unutturmayacağız"
14 Temmuz 2025 Pazartesi - 09:41 Başkan Karabacak: "15 Temmuz kahramanlık destanı unutmayacağız, unutturmayacağız" Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KONESOB) Başkanı Muharrem Karabacak, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, "Aziz Türk Milletimiz, 9 yıl önce vatan toprağına sahip çıkmıştır. O karanlık gecede, ülkemizde bir daha darbe yapılamayacağı ilan edilmiştir. 9 yıl geçmesine rağmen o gece de yaşananları hiçbir zaman unutmayacağız ve utturmayacağız" dedi. Darbe girişiminin 9. yıl dönümünde açıklama yapan KONESOB Başkanı Muharrem Karabacak, "Aziz milletimiz 9 yıl önce vatanına, bayrağına ve demokrasisine sahip çıkmıştır. 15 Temmuz gecesi, ülkemizde bir daha darbe yapılamayacağını tüm dünyaya ilan etmiştir. Üzerinden yıllar geçse de o karanlık gecede yaşananları asla unutmayacağız, unutturmayacağız" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla milletin omuz omuza vererek hain darbe girişimine karşı büyük bir direniş sergilediğini belirten Karabacak, şöyle devam etti: "15 Temmuz gecesi milletimiz yeni bir destan yazmıştır. Vatan sevgisiyle dolu yürekleriyle meydanlara çıkan esnaf ve sanatkarlarımız da üzerine düşen görevi canını ortaya koyarak yerine getirmiş, milli bir duruş sergilemiştir. Aziz milletimiz, 9 yıl önce olduğu gibi bugün de aynı kararlılıkla ülkesine ve devletine sahip çıkmaya devam edecektir." Karabacak, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bu kahramanlık destanı, Türk Milletinin vatanına, bayrağına ve demokrasisine olan derin bağlılığının en güçlü kanıtıdır. Geçmişte olduğu gibi bugün de Ahilik kültüründen gelen esnaf ve sanatkarlarımız, ülkesini canı pahasına korumaya devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak, hiçbir güç birlik ve beraberliğimizi bozamayacaktır." Başkan Karabacak, mesajının sonunda hain FETÖ terör örgütünü bir kez daha lanetlediklerini ifade ederek, "15 Temmuz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz" diye konuştu.
(ÖZEL HABER) "Antep İşi Nakışı" UNESCO yolunda
14 Temmuz 2025 Pazartesi - 09:42 (ÖZEL HABER) "Antep İşi Nakışı" UNESCO yolunda Gaziantep’te geçmişten günümüze kadar genç kızların çeyizlerinde kullandığı "Antep İşi Nakışı" UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girmesi için geri sayım başladı. Yapımı büyük emek ve dikkat isteyen, kadınlar tarafından bin bir emek ve zahmetle hazırlanan "Antep İşi Nakışı" için dünya çapında yürütülen çalışmalar aralıksız sürdürülüyor. 20’inci Somut Olmayan Kültürel Miras Hükumetler arası Komite Toplantısı’nda değerlendirilmek üzere Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nde (UNESCO) aday gösterilen "Antep İşi Nakışı"nın dünya çapında yer alması için son viraja girildi. Gaziantep’te çeyizlerin olmazsa olmazı "Antep İşi Nakışı"nın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, dünyaya tanıtılması ve yenilikçi dokunuşlarla modern tasarımlarda yer alması için yapılan çalışmalar meyvesini verdi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın iş birliğinde "Antep İşi Nakışı"nın UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girmesi için yürütülen çalışmalarda son hazırlıkların yapılması kentte heyecana neden oldu. Yapılan çalışmaların son durumu ve yeni yol haritası için geçtiğimiz haftalarda Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in katılımıyla düzenlenen toplantı sonrası heyecanlı bekleyiş başladı. "Antep İşi Nakışı"nın UNESCO yolunda son adıma girilmesi kentte en çok kızları için çeyiz hazırlayan kadınları heyecanlandırdı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları (GASMEK) bünyesinde Güvenevler Halil Karaduman Sanat Merkezi’nde açılan "Antep İşi Nakışı" kursuna katılan kadınlar, çok heyecanlı olduklarını dile getirdiler. Merkezde düzenlenen eğitimlere katılan kursiyer kadınlar, geçmişte çeyizler için ipek, krep ve keten kumaşa ipek ipliklerle işlenen "Antep İşi Nakışı"nın dünya çapında tanıtılmasının ve gelecek nesillere aktarılmasının mutluluğunu yaşıyor. Beyaz kumaş üzerine iplik sayılarak ve çekilerek el emeği ile yapılan Antep İşi Nakışı, çekilmiş ipliklerin beyaz, sarı, krem rengi ipliklerle sarılması ve örülmesi ile ajurları tamamlanırken, kadınların bin bir emek ve zahmetle ilmek ilmek işledikleri nakışlar göz kamaştırıyor. Eski Türk işlemeleri karakterini taşıyan Antep İşi Nakışı’nın işleme tekniklerini bozmadan sim, renkli iplikler ve yardımcı nakış iğneleri kullanarak üretim yapan kadınlar, en küçük kumaşa işledikleri nakış için iki ay zaman ayırıyor. Antep İşi Nakışı’nın Gaziantep için önemli bir değer olduğunu söyleyen usta öğretici Derya Yiğit, bin bir emek ve zahmetle hazırlanan kumaşların kadınların hünerli ellerinde şekillendiğini belirtti. Gaziantep’te genç kızların geçmişte çeyizlerinde kullandığı Antep İşi Nakışı’nın kursiyerler tarafından hazırlanarak kumaşlarda, damatlık ve gelinliklerde yaşatıldığını belirten Yiğit, "Antep İşi Nakışı projesi için çalışıyoruz. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Şehitkamil Halk Eğitim Merkezinin ortak yürüttüğü protokol kapsamında Antep İşi Nakışı kursu düzenliyoruz. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla bize malzeme temini sağlıyor. Kursiyerlerimize kumaş ve iplik temin ederek istedikleri teknikleri öğreterek kursumuzu sürdürüyoruz" dedi. Antep İşi Nakışı’nın hazırlanması ile ilgili de bilgi veren Yiğit, "Antep İşi Nakışı kumaşın telinin belirli sayılara tabi tutuluyor. Antep İşi Nakışı, desene göre kumaşın telinin çekilerek ipeklerle dokunarak işlenmesi tekniğidir. Meşakkatli bir iştir. Uzun zaman alan bir iştir. O yüzden de değerlidir. O yüzden Gaziantep’te Antep İşi Nakışı sanatına çok önem verilir. Antep İşi Nakışı her genç kızın mutlaka çeyizinde olur. Aynı zamanda pahalıdır. Çünkü küçük bir sehpa parçasına işlenmesi bile en az iki ay zaman alıyor. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin hanımefendinin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne almaya çalışıyor. Bu konuda yapılan toplantılarına da davet edildim ve projede yer alıyorum. Biz o çalışmalara da emek vereceğiz. Gereken bilgileri paylaştıkça ona göre çalışmalarımızı sürdüreceğiz" diye konuştu. Kursiyerlerden Berrin Tunca da Antep İşi Nakışı eğitimi aldığını ve kültürlerini yaşatmanın kendilerini çok mutlu ettiğini dile getirerek, "Bu kursta Antep İşi Nakışı sanatının ince tekniklerini öğreniyorum. Kültürümüze katkıda bulunmak amacıyla kursa katılıyorum. Antep İşi Nakışı sanatının tekniklerini öğrenmek için geldik. Boş zamanlarınızı değerlendiriyoruz. Aile bütçemize de katkıda bulunmak istiyoruz" şeklinde konuştu.
’Dünya Kebap Günü’nde çocuklar unutulmadı
14 Temmuz 2025 Pazartesi - 09:42 ’Dünya Kebap Günü’nde çocuklar unutulmadı Adanalı kebapçı ‘Dünya Kebap Günü’ nedeniyle çadırlarda yaşayan yüzlerce tarım işçisi çocuğuna kebap ikram etti. Türk mutfak kültürünün vazgeçilmez lezzetlerinden kebap, bir çok çeşidiyle damaklara hitap ediyor. Ancak tescilli Adana Kebap, tüm Türkiye’nin yanı sıra dünya genelinde biliniyor ve lezzetiyle damakları şenlendiriyor.Her yıl 14 Temmuz ise ‘Dünya Kebap Günü’ olarak kutlanıyor.Kimi kebapçı kendi işletmesinde bu günü kutlarken bazı kebapçılar ise sosyal sorumluluk projeleriyle kebap kültürünü yayıyor. Çocukları unutmadı Adanalı kebapçı Uğur Aydın ise ‘Dünya Kebap Günü’ nedeniyle Yüreğir ilçesinde bulunan tarım işçilerinin çocuklarını unutmadı. İş yerinde yaptırdığı yüzlerce kebabı tarım işçilerinin konakladığı çadırlara götüren Aydın, buradaki çocuklara ikram etti.Çocuklar, kebap almak için adeta birbirleriyle yarıştı. İhlas Haber Ajansı’na konuşan kebapçı Uğur Aydın, ‘Dünya Kebap Günü’nde kebaba ulaşamayanlara kendilerinin gittiğini anlatarak, "Adana, tarımın başkenti ve birçok tarım işçisi ilimizde yaşıyor. Bizlerde bugün, burada yaşayanlara, kebap yiyemeyenlere, kebap nedir bilmeyenlere kebabı tattırmak istedik. Ebeveynler bir şekilde şehre gidebiliyor, ancak bir çocuğun buradan şehre gitmesi çok zor. Hiç olmazsa çocuklar kebabın tadına baksın" ifadelerini kullandı. "Vermeden almak Allah’a mahsustur" Bütün esnafların aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğine vurgu yapan Aydın, "Esnaf arkadaşlara her zaman söylerim. Vermeden almak Allah’a mahsustur. Rabbim verene daha çok verir. Siz verin onlar yesin, onlar yesin size gelsin, mutlu olsun" dedi. Kebap yiyenlerden Melek Tozum, "Bugün Dünya Kebap Günüymüş. Bilmiyorduk, kebabı çok beğendik. Allah razı olsun" derken Halil Muhammed ise ise kebap yediği için mutlu olduğunu söyledi.
Ezan sesini duyabilmek için köydeki evinin çatısına sistem kurdu
14 Temmuz 2025 Pazartesi - 09:38 Ezan sesini duyabilmek için köydeki evinin çatısına sistem kurdu Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar Köyü Kumbağlar Mevkii’nde 5 yıldan bu yana devam eden ezan sessizliği son buldu. Yazlık evinde yaz kış oturan Ebru Erdönmez, müftülük hoparlörüne zarar verilmesine engel olmak için müftülükçe temin edilen telsiz sistemiyle çalışan cami hoparlörünü evinin çatısına taktırdı. Bölgede yazlık evlerin bulunduğu Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar Köyü Kumbağlar mevkii köye 4 kilometre uzaklıkta olduğu için Ayvacık Müftülüğü önceki yıllarda buraya elektrik direklerine hoparlör taktırarak bölge halkının ezan sesini duymasını sağladı. Fakat, zaman geçtikçe cami hoparlörü kimliği belirsiz kişilerce tahribata uğratıldı. Müftülük 2 kez tamir ettirdiği hoparlör bir süre çalıştıktan sonra yeniden tahribata uğradı. 2020 yılında Kumbağlar’daki yazlık evinde yaz kış oturmaya başlayan Ebru Erdönmez ise yazlığına gelince ezan sesini bir daha duyamadığını farketti. Ebru Erdönmez, bu durumun ardından çareyi CİMER’e ve Ayvacık Müftülüğü’ne başvurmakla buldu. Müftülüğün ilgisiyle birlikte köye gönderilen teknik ekip, hoparlör sisteminde bilinçli bir sabotaj yapıldığını ortaya çıkardı. Erdönmez’in ifadesine göre müftülük adına hoparlörü yerleştiren usta, cihazın insan eliyle kırıldığını ve ezan sesini ileten kabloların kesildiğini söyledi. Bu müdahale nedeniyle bölge sakinleri uzun süredir ezan sesinden mahrum kalmıştı. Yaşanan bu duruma duyarsız kalmayan Erdönmez, müftülükle birlikte hareket ederek yeni bir hoparlör temin etti. Hoparlörün tekrar zarar görmesini engellemek amacıyla cihazın kendi evinin çatısına takılmasını teklif etti. Müftülükçe kabul edilmesiyle beraber telsiz hoparlör Erdönmez’in evinin çatısına taktırıldı. Bölge sakinleri ise ezan sesini bölgede yeniden duymaya başladı. Ezan sesini bölgede yeniden duyulmasına öncülük eden 49 yaşındaki Erdönmez yaşadıklarını İHA muhabirine anlattı. Erdönmez, "Ben İstanbul’da doğdum, büyüdüm. Kendim inşaat mühendisiyim. İstanbul’da çalışıyorum. Pandemi dönemiyle beraber uzaktan çalışma mümkün oldu ve ben Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinin Gülpınar köyü Kumbağlar mevkiindeki yazlığıma taşındım. Burada yaşarken, ezan okunmadığını farkettim. Bu konuda CİMER’e başvuruda bulundum. Başvuralar neticesinde müftülükle iletişime geçtim. Ne yapalım, nasıl yapalım da ezan sesini burada duyuralım dedik. Pandemi öncesinde ise burada ezan sesi duyuluyormuş. Burası bakir bir yer olabilir ama burada cami hoparlörü varmış. Biz Gülpınar köyüne 4 kilometre mesafedeyiz. Önceden köyümüzde okunan ezan, hoparlörler vasıtasıyla burada okunuyordu. Fakat hoparlörler insan eliyle tahribata uğratıldığı belirlendi müftülükçe. Kablolarına zarar verilmiş. Biz ezan sesini tekrar yeniden nasıl duyururuz diye düşündük. Müftülükle beraber hareket ettik. Yeniden bir cihaz alalım dedik. Cihaz alındı. Bağış yapanlarımız oldu. Cihazı temin ettik. Acaba nereye koyalım konusu gündeme geldi. Çünkü yeniden tahribata uğrayabilirdi. Elektrik direği veya herhangi bir yerde zarar uğramasın dedik. Biz bu hoparlör sistemini kendi evimizin çatısına koymayı teklif ettik. Çünkü burası özel mülk kimse giremez diye aklımıza geldi. Ezan sesini duymak istemeyenler de cihaza zarar veremez dedik. Müftülük de kabul etti. Cihazı koruma altına aldık. Bu şekilde çalışma yaptık. Çok şükür 1-2 senedir de ezan sesimiz duyuluyor" dedi. Telsiz Sistemiyle 5 Vakit Ezan Sesini Duyuyoruz Ezan sesini duyabilmek için Gülpınar köyündeki camiden telsiz sistemiyle evinin çatısındaki hoparlörlere sesin ulaştığını ifade eden Erdönmez, "Gülpınar köyü camisinde okunan ezan, telsiz sinyalleriyle evimizin çatısındaki cihaza ulaşıyor. Buradaki hoparlörlerle de ezan sesi net bir şekilde bölgemizde duyuluyor" diye konuştu. (İY
Kahta Belediyesi’nden Cumhuriyet Mahallesi’nde coşkulu yaz şenliği
14 Temmuz 2025 Pazartesi - 09:39 Kahta Belediyesi’nden Cumhuriyet Mahallesi’nde coşkulu yaz şenliği Adıyaman’ın Kahta ilçe Belediyesi tarafından Yaz Şenlikleri kapsamında Cumhuriyet Mahallesi’nde düzenlenen konser programı, vatandaşlardan yoğun ilgi gördü. Cumhuriyet, Cami, Şeyhbaba ve Gazi mahallelerini kapsayan etkinlik, hem müzik hem de birlik ve beraberlik açısından anlamlı bir akşama sahne oldu. Etkinlik boyunca Kahta Belediyesi tarafından katılımcılara çeşitli ikramlarda bulunuldu. Mahalle sakinlerinin büyük beğenisini toplayan konser, yazın coşkusunu birlikte yaşamak isteyen vatandaşlara keyifli anlar yaşattı. Katılımcılar, bu güzel organizasyon dolayısıyla Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç’a teşekkür etti. Etkinlik sonrası değerlendirmelerde bulunan Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç, "Halkımızla birlikte keyifli bir akşam geçirmenin mutluluğu içerisindeyim. Yaz şenliklerimiz sadece bir konserden ibaret değil; aynı zamanda halkımızın birlik ve beraberlik içerisinde bir araya geldiği anlamlı programlardır. Halkımızın mutluluğu bizleri de mutlu ediyor. Kahta Belediyesi olarak, yaz akşamlarını renklendirmeye devam ediyoruz! Cumhuriyet Mahallesi’nde düzenlediğimiz Yaz Mahalle Şenlikleri programında, mahalle sakinlerimizle bir araya gelerek dolu dolu bir akşam geçirdik. Çocuklarımızın kahkahaları, müzikler eşliğinde yapılan etkinlikler ve mahalle halkımızla kurduğumuz gönül bağı, bu güzel yaz gecesini unutulmaz kıldı. Birlikte gülüp eğlendiğimiz, kardeşlik bağlarımızı pekiştirdiğimiz bu güzel buluşmada emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza ve katılım gösteren kıymetli hemşehrilerimize gönülden teşekkür ediyorum. Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin inşallah. Allah’ın izniyle yaz şenliklerimiz artarak devam edecek.’’ dedi Etkinliğin sonunda, Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç, Başkan Yardımcısı Enver Dinçer ve mahalle sakinleriyle birlikte konser alanında temizlik çalışması gerçekleştirerek çevre bilincine de dikkat çekti. Kahta Belediyesi’nin Yaz Şenlikleri, müzikle, eğlenceyle ve sürpriz etkinliklerle dolu programlarla vatandaşları bir araya getirmeye devam edecek.
"Cilt kanserinden korunmak için güneşe karşı gerekli önlemi alın"
14 Temmuz 2025 Pazartesi - 09:38 "Cilt kanserinden korunmak için güneşe karşı gerekli önlemi alın" Cilt kanserinin bilinen en önemli nedeninin güneş ışınları olduğunu belirten Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yakup Çil, "Bu yüzden güneşe çok maruz kalan yüz ve el bölgesi gibi vücut kısımlarında cilt kanserleri daha fazla görülmektedir. Özellikle açık güneşli havalarda şapka, güneş gözlüğü gibi ekipmanlar kullanmak, mevsim ayrımı yapmadan (çok güneşli yaz mevsiminde daha fazla) olmak üzere mutlaka güneşten koruyucu kremler kullanmak çok önemlidir" dedi. İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yakup Çil, cilt kanserleri konusunda açıklamalarda bulundu. Cilt kanserlerinin insanlarda en sık görülen kanserlerden biri olduğuna değinen Prof. Dr. Çil, "Cilt, insandaki en büyük organdır. Çok değişik kanser türleri ciltte görülebilmekte olup en sık görülen kanser tipleri bazal hücreli kanser, skuamoz hücreli kanser ve malign melanomadır. Bu tipler arasında en kötü seyirli olan ve vücudumuzdaki diğer organlara en hızlı yayılan cilt kanseri tipi malign melanoma olup, çoğunlukla koyu rengi ile diğer iki cilt kanseri tipinden ayrılabilmektedir. Kişiler ciltlerinde çok hızlı yapı değiştiren cilt problemi gördüklerinde cilt kanserini akıllarına getirmelidir" diye konuştu. "Benlerin yakından takibi yapılmalı" Her insanın cildinde ben adı verilen çoğunlukla ciltten farklı renkte cilt problemlerinin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Çil, "Tüm benler kötü huylu değildir fakat yakın takibi faydalıdır. Benlerin yakın olarak takip edilmesi, erken cilt kanseri tanısı konulmasına ve erkenden yapılacak olan tedavilerle cilt kanserinden kurtulmamıza olanak sağlar. Eğer benlerimizde hızlı bir büyüme, renginde hızlı değişim, sınırlarının bir anda genişlemesi ve kanama gibi daha önce bulunmayan ani değişiklikler ortaya çıkarsa aklımıza cilt kanseri gelmelidir. Mümkün olan en kısa sürede uzman muayenesi için müracaat etmemiz hayat kurtarıcı olabilir" dedi. "Güneş ışınları riski artırıyor" Cilt kanserinin bilinen en önemli nedeninin güneş ışınları olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çil, "Bu yüzden güneşe çok maruz kalan yüz ve el bölgesi gibi vücut kısımlarında cilt kanserleri daha fazla görülmektedir. Özellikle açık güneşli havalarda şapka, güneş gözlüğü gibi ekipmanlar kullanmak, mevsim ayrımı yapmadan (çok güneşli yaz mevsiminde daha fazla) olmak üzere muhakkak güneşten koruyucu kremler kullanmak çok önemlidir. Ayrıca, mesleği gereği çok fazla değişik kimyasal maddeler ile uzun süre temas eden kişilerde de cilt kanseri gelişimine ait önemli kanıtlar mevcuttur. Bu nedenle bu tarz işlerde çalışan insanların koruyucu eldiven ve maskelerle uygun koruyucu kıyafetler giymesi çok önemlidir" açıklamasında bulundu. "Güneş koruyucu tüm mevsimlerde kullanılmalı" Güneş koruyucu kremlerin öneminden bahseden Prof. Dr. Çil, "Güneşin cildimize zarar verebilecek ışınlarının azalan ozon katmanı ve çevresel iklim değişiklikleri nedeniyle daha fazla yer yüzeyine ulaştığı bilimsel çalışmalar ile ortaya konulmuştur. Artan cilt kanserleri vakalarında en çok suçlanan nedenlerin başında güneş ışınları olduğunu unutmamalıyız. Uygun korumayı sağlayacak güneşten koruyucu kremleri doğru şekilde kullanmak gerekir. Her ne kadar yazın güneş ışınlarının zararlı etkileri daha fazla ortaya çıksa da, güneş ışınlarına maruz kalmaya devam ettiğimiz kış ayları ve bulutlu havalarda da güneşten koruyucu kremleri mutlaka kullanmalıyız" dedi. "Küçük yaşlarda oluşan cilt yanıklarına dikkat" Prof. Dr. Çil, "Çocukluk ve ergenlik döneminde meydana gelen cilt yanıkları, ilerleyen yaşlarda cilt kanseri oluşumunu artırabilir. Özellikle yanık skarı meydana gelmiş ve sürekli travmaya açık cilt bölgelerinde skuamoz hücreli cilt kanseri tipinin daha fazla oluşabildiği bilinmektedir" dedi. "Patolojik inceleme yapılır" Cilt kanserlerinde tanı konma sürecine ve tedavi seçeneklerine değinen Prof. Dr. Çil, şu bilgileri paylaştı: "Eğer cilt kanseri şüphesi varsa, öncelikle şüpheli cilt dokusundan küçük bir parça alınarak patolojik incelemeye gönderilir. Patolojik inceleme sonucu eğer cilt kanseri tanısı konulur ise daha ileri tahliller yapılarak kanserin diğer organlara yayılıp yayılmadığı ortaya konulmalıdır. Kanserli cilt dokusunun geniş olarak çıkarılması ve sonrasında da bu bölgenin yakın takibi gereklidir. Cilt kanserinin diğer dokulara yayılma durumu ve kanserin evresine göre gerekli görülür ise radyoterapi ve onkolojik medikal tedavi ilaçlarının da tedaviye eklenmesi gerekli olabilir." "Baş ve boyun bölgesinde daha fazla görülür" Cilt kanserlerinin baş ve boyun bölgesinde daha fazla görüldüğünü belirten Prof. Dr. Çil, "Cilt kanserleri güneşe çok daha fazla maruz kalan baş ve boyun bölgesinde daha fazla görülmektedir. Bu bölge de estetik açıdan çok önemli bir vücut bölgesidir. Öncelikle kanser şüphesi olan cilt bölgesinden çok küçük bir parça alınarak kesin patolojik tanının konulması, estetik açıdan sorun oluşturabilecek çok büyük yüz cilt kısmının çıkarılmasının önüne geçebilir. Yapılacak cilt kanser cerrahisinde, yüz gibi çok fazla estetik cilt ünitesi içeren hassas bölgede bu konuda uzmanlaşmış hekimlerin işlemi gerçekleştirmesi büyük öneme sahiptir. Cerrahi işlem bölgesinde fazla iz kalmaması için ameliyat bölgesini güneş ışınlarından korumak ameliyat sonrası dönemde de önemlidir" dedi. "Erken tanı önemli" Erken tanının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Çil, "Erken konulan cilt kanseri tanısı, hastanın hem yaşamını uzatacak, hem de estetik olarak daha küçük bir ameliyat izi ile kişinin cilt kanserinden kurtulmasını sağlayacaktır. Gelişen tedavi yöntemleri ile çok geç kalınmadan cilt kanseri tanısı konulursa hastalar normal bir yaşam sürme şansını yakalayabilirler. Bu yüzden cildimizde şüpheli bir cilt problemi oluştuğunda, cilt kanserini de aklımızın bir köşesinde bulundurmak hayatımızın kurtulmasını sağlayabilir. Erken tanı, tüm kanserlerde olduğu gibi cilt kanserinde de hayat kurtarıcıdır" ifadelerini kullandı.
Fransa’daki yarışmada Türk İmzası
14 Temmuz 2025 Pazartesi - 09:34 Fransa’daki yarışmada Türk İmzası İzmirli genç mimarlar Fransa’da düzenlenen ve 1665 yılında Versailles Sarayı’nın camlarını üretmek üzere kurulan küresel ölçekli Saint-Gobain Firması’nın düzenlediği 2025 Uluslararası Mimarlık Öğrencileri Yarışması’nda ülkemizi temsil etmenin gururunu yaşattı. Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri, Fransa’da 33 ülkeden 200’ü aşkın üniversitenin katıldığı Saint-Gobain Uluslararası Mimarlık Öğrencileri Yarışması’nda Türkiye’yi temsil ederek, sürdürülebilirlik temalı projeleriyle uluslararası alanda büyük takdir topladı. 1665’de Versailles Sarayı için kuruldu Versailles Sarayı’nın camlarını üretmek için 1665 yılında kurulan ve bugün 79 ülkede faaliyet gösteren Saint-Gobain’in Fransa’nın Nord-Isre bölgesinde gerçekleştirdiği yarışmada, 33 ülkeden 200’ü aşkın üniversite, "Gençliği Çekmek" teması doğrultusunda projeleriyle yarıştı. Yarışmanın Türkiye ayağında birinciliği kazanan Yaşar Üniversitesi öğrencileri Ecenaz Adıgüzel, Sıla Yaren Kurt ve Ahmet Okuş, danışman öğretim üyesi Matthieu Joseph Pedergnana rehberliğinde geliştirdikleri projeyle uluslararası finale katılmaya hak kazandı. Projeleriyle hem jüri üyelerinden hem de katılımcılardan övgü aldı. Türkiye jüri kurulunda, Dr. Murat Sönmez (TOBB ETÜ), Prof. Dr. Ali Murat Tanyer (ODTÜ), Doç. Dr. Duygu Erten (TURKECO), Kutlu İnanç Bal (2x1 Mimarlık) ve Y. Mimar Kubilay Büyüklü (Saint-Gobain Türkiye) yer aldı. Sürdürülebilirlik ve yerel kültüre saygı "Commune Ground" adlı projede, Chimilin bölgesinde bulunan eski bir okul binasının, yerel malzeme ve inşa teknikleriyle yeniden işlevlendirilmesi ve Villefontaine’deki Les Grands Ateliers alanına entegre edilmesi hedeflendi. Proje, enerji verimliliği, düşük karbon ayak izi ve kullanıcı konforunu önceleyen tasarımıyla dikkat çekti. Öğrenciler, yerel doğal malzemeleri kullanarak hem estetik açıdan güçlü hem de çevresel duyarlılığı yüksek bir tasarım ortaya koydu. Bölgenin kültürel ve mekânsal dokusuna saygı gösterilmesi, projenin en dikkat çeken yönlerinden biri oldu.