GENEL - 14 Ağustos 2018 Salı 13:54

Turanbayburt: “Deprem gerçeğini unutmadık, unutmayacağız”

A
A
A
Turanbayburt: “Deprem gerçeğini unutmadık, unutmayacağız”

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt, “Her an deprem tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkemizde, kısa süreli ve acil olan bazı önlemlerin bile alınamadığını görüyoruz.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt, “Her an deprem tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkemizde, kısa süreli ve acil olan bazı önlemlerin bile alınamadığını görüyoruz. Deprem güvenliği bakımından 1999 yılından daha iyi durumda değiliz” dedi.


TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 19. Yıldönümü dolayısıyla basın toplantısı ve ‘Depreme Duyarlılık Sergisi’ düzenledi. Sergide konuşan İMO Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt, deprem gerçeğini unutmadıklarını, unutmayacaklarını vurguladı.


Başta yerel ve merkezi düzeyde Türkiye’yi yönetenler olmak üzere; her kurum, kuruluş ve imza sorumluluğunu üzerinde taşıyan herkesin bu günlerde bir kez daha düşünmesini isteyen Turanbayburt, 1999 depremlerinin, bölgede yapı stokunun yüzde 25’inin kullanılmaz hale gelmesine neden olduğunu ifade etti.


Sorunun sadece göç ve bunun getirdiği gecekondulaşmayla açıklanamayacak kadar büyük olduğunu dile getiren Turanbayburt, “Kaçak yapılaşmanın olağan sayıldığı ülkemizde, ağır hasarlı binaların arasında devlet daireleri, hastane ve okulların da bulunması; sorunun sadece bir imar sorunu değil, daha farklı boyutlarının olduğunu da açıkça ortaya koydu” dedi.



“Mevcut yapıların yüzde 67’si ruhsatsız”


Hafif hasarla atlatılması gereken depremlerde dahi yapıların kullanılamaz hale gelmesi ve can kayıplarına yol açmasının mevcut yapılardaki tehlikenin boyutunu gözler önüne serdiğini ifade eden Turanbayburt, “Ülkemizde yaklaşık yirmi milyon yapı bulunmakta, ancak bu yapı stokunun ayrıntılı bir envanteri çıkarılmadığı için depremde bir bütün olarak nasıl bir davranış sergileyeceği bilinmemektedir. Bilinen, mevcut binaların yüzde 67`sinin ruhsatsız, 60’ının 20 yaşından büyük olduğudur” diye konuştu.


17 Ağustos 1999 tarihinden bu yana 19 yıl geçmesine rağmen, her an deprem tehlikesi ile karşı karşıya olunmasına rağmen, kısa süreli ve acil olan bazı önlemlerin bile alınamadığını kaydeden Turanbayburt, deprem güvenliği bakımından 1999 yılından daha iyi durumda olunmadığını sözlerine ekledi.


1999 depremlerinde, asıl sorunun sağlıksız ve kaçak yapılaşma, mühendislik hizmeti almadan yapıların üretilmesi ve yapı üretim sürecinin denetlenmemesi olduğunu açığa çıkardığını belirten Turanbayburt, “Uzmanlıklar dikkate alınmadan şantiye şefliği görevlendirilmesi bilime ve bilgiye aykırıdır. Ayrıca 30 bin metrekareye kadar 5 inşaatın şantiye şefliğini yapmış olmak doğru değildir. Yine yakın bir zaman önce ruhsatlardan, mühendis ve mimarların imzasının kaldırılmış olması sahteciliğe neden olacağı gibi, mesleki yetkinliği de zaafa uğratacaktır” diye konuştu.


Turanbayburt, Yapı Denetim Yasası’nda gerekli değişikliklerin yapılmaması durumunda on yıl sonra aynı sorunlarla karşı karşıya kalınacağını, olası bir depremde başta kamu binaları olmak üzere konutlar, iş yerleri ağır hasar görecek, çok sayıda bina yıkılacak, can ve mal kayıpları yaşanacağını söyledi.



“1999 ve 2011 Van Depremlerinden ders çıkarılmamış”


24 Haziran seçimleri öncesi ülke tarihinin en kapsamlı “imar affı” çıkarıldığına da değinen Turanbayburt, “Yapılan düzenleme ile hiçbir mühendislik hizmeti almayan yapılar, herhangi bir kontrol mekanizması olmaksızın, kuralsızca, sadece mal sahibinin beyanı ile kayıt altına alınarak yasal statü kazanmaktadır. Su havzaları, dere yatakları ya da hazine arazilerine yapılmış kaçak yapılar da bu af kapsamına alınmıştır. 17 Ağustos 1999 ve 2011 Van Depremlerinden bile hiçbir dersin çıkarılmadığı görülmüştür” diye konuştu.


Yapıların depreme hazırlanmasının nasıl olacağına da değinen Turanbayburt, ülke topraklarının önemli bölümünün risk altında olduğunu belirterek, “Ülke gerçekleri hazırlıklı olmamızı işaret ediyor. Öncelikle mevcut yapı stoku durumunun tespit edilerek iyileştirilmesi, onarılması, güçlendirilmesi veya yeniden yapılmasıdır. Bundan sonra da yeni yapılacak olan yapıları, bilim, teknoloji ve mühendislik ilkeleri doğrultusunda yapmaktır. Planlama ve tasarım aşamasından yapının kullanıma açılmasına kadar tüm süreçlerin mesleki yeterliliğe sahip mühendisler tarafından yönetilmesi ve denetlenmesi gerekmektedir” diye konuştu.


Toplantıya ayrıca CHP Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, Seyhan Belediye Başkan Yardımcısı Hıdır Çak, TMMOB Adana İKK Sekreteri Erol Salman, Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan, Adana emek ve meslek örgütlerinin temsilcileri ve İMO Adana Şube üyeleri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Türk iş insanı Ferhat Süleyman Çınar’ın başarı öyküsü Dünyada birçok ülke ile güçlü bağlantıları bulunan, NATO ve Birleşmiş Milletler Diplomatlığı gibi görevler yapan 46 yaşındaki iş insanı Ferhat Süleyman Çınar, başarı öyküsünü anlattı. Birleşmiş Milletler ve NATO’da önemli görevler üstlenen, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasındaki ilişkide önemli bir konuma sahip Ferhat Süleyman Çınar, 1978 yılında Ankara’da, üç çocuklu memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu, dönemin zorlu şartları altında geçti ve Ankara’da memur bir ailenin ferdi olarak yaşamak ona mücadeleci bir ruh kazandırdı. Çınar, henüz ortaokul çağlarındayken, ailesinin beklentileri ve kendi davranışları arasında bir denge kurmaya çalıştı. Ailesi, onun abisi ve ablası gibi iyi bir eğitim alıp üniversiteye gitmesini ve kendileri gibi memur olmasını istiyordu. Ancak, Çınar, kendi geleceğini belirleme konusunda oldukça kararlıydı ve daha farklı bir yol izlemeye karar verdi. 80’ler ve 90’lar, Türkiye’nin ve dünyanın önemli dönüşümler yaşadığı yıllardı. Bu dönemde, Çınar, çevresindeki değişimleri yakından gözlemledi ve bu değişimlerin etkilerini bizzat deneyimledi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve küresel sistemin dönüşümü gibi büyük olaylar, onun dünya görüşünü şekillendiren önemli faktörler oldu. “13 yaşında geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı” Çınar, sadece 13 yaşında olmasına rağmen, geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı. Geleneksel eğitim sistemi yerine gerçek okul olarak iş hayatını gördüğü için daha genç yaşlarda iş dünyasının içine adım attı. İş dünyasında içindeki erken deneyimleri, ona farklı bir bakış açısı kazandırdı. Matbaa sektöründe çalışmaları, ona sadece bir iş kolunun ötesinde, büyük bir resim olduğuna inanıyor ve küresel pazarın önemli bir parçası olarak görüyordu. Matbaacılığı, sadece basılı malzemelerin üretimi olarak görmek yerine, toplumun derinliklerine etki eden bir araç olarak değerlendiriyordu. Bu süreçte Ankara da Türk Siyasetinin kalbinde tanıştığı ve ortaklık kurduğu önemli kişiler başta Süleyman Demirel olmak üzere Ali Çetin Şener, Şahbettin Çimen, Cavit Çağlar gibi isimlerde onun Türk ve Dünya siyasi yapısını okumasında büyük önem taşıdı. “Sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıdı” Zamanla sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıyan Ferhat Süleyman Çınar, bu süreçte, uluslararası alanda geniş bir ağ oluşturdu ve işlerini küresel bir perspektifle genişletti. Ferhat Süleyman Çınar, insanlığı bir bütün olarak ele aldı ve küresel işbirliğinin, içinde bulunduğumuz sorunların tek çözümü olduğuna inandı. Ona göre insanlar kalıplarını devletler ise sınırlarını aşmalıydı, bu kaçınılmaz bir sondu ve elbet ki olacaktı. Bu gün bu amaca ulaşmak için Birleşmiş Milletler ve çeşitli STK’larda önemli misyonlar üstlenen Ferhat Süleyman Çınar bunun yanı sıra Orta Doğu’daki küresel işbirliğini geliştirmeye ve bölgede barış ve istikrarı sağlamak amacıyla Bölgedeki önemli Kraliyet Ailelerine danışmanlık yapmakta. ’’Ülkemiz ve dünya adına çok çalışıyoruz” Türkiye ve Dünya adına çok çalıştıklarını söyleyen Ferhat Süleyman Çınar ’’Ülkemiz Ekonomik, sosyal, kültürel ve insani nitelikteki uluslararası sorunları çözme düsturuyla, ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi ilkeler ile yola çıktık. Türk İş İnsanlarının Dünya’da temsili için güçlü lobilerde aktif rol alıyoruz. Birleşmiş Milletler misyonun gerçekleşmesi ve Türkiye’nin Misyon içerisindeki rolünün daha aktif olması için buradayız. Her zaman dediğimiz gibi bizler Türkiye ile Dünya arasında bir köprü görevi görüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.