KÜLTÜR SANAT - 08 Eylül 2019 Pazar 11:49

Uygur: "Divriği Ulu Cami hakkını alamamış bir başyapıt"

A
A
A
Uygur: "Divriği Ulu Cami hakkını alamamış bir başyapıt"

Altınoran Sanat ve Düşünce Derneği Başkanı Dr.

Altınoran Sanat ve Düşünce Derneği Başkanı Dr. Haluk Uygur, Divriği Ulu Camii’nin hakkını alamamış bir başyapıt olduğunu söyledi.


Uygur, Altınoran Sanat Atölyesine katılan öğrencilerini Ulucami’yi gezdirirken yaptığı konuşmada, bir esere başyapıt diyebilmek için onu başyapıt yapan özelliklerini de aktarılması gerektiğini söyledi. Uygur, “Örneğin Piramitler birer başyapıttır. Roma’daki Pantheon da başyapıttır. Selimiye Camii’de bir başyapıttır. Binanın estetik oranlanmasındaki ustalık, içerisine giren ışığın insanlarda göğe yükseliyormuş etkisi oluşturarak Mimar Sinan’ın Allah’a bakışını yansıtması, Selimiye’yi hemencecik bir başyapıt haline sokar. Sagrata Familia’da bir başyapıttır” dedi.


Çok önemli bu eserlerin neredeyse hepsinin başyapıt olmalarının hakkını aldığını, tüm dünya tarafından ilgiyle izlendiğini, bu eserlere günde yüzlerce, hatta binlerce insanın girip çıkıp gezdiğini ifade eden Uygur, “Bir başyapıt olmakla birlikte kamuoyunun yeterince yahut neredeyse hiç tanımadığı, ilgisel haksızlığa uğramış mimari başyapıtlar hangisidir? Bu soruya cevap olarak hemen söyleyebileceğim bu yapı Sivas’ın uzak ilçesi Divriği’nde bulunan Ulucami’dir. Ve beraberindeki Dar-ül Şifa, yani hastanesidir. 1071’de Yüce Han Alpaslan Anadolu’ya Malazgirt’den girdiğinde, yanındaki büyük komutanlardan biri de Mengücek Gazi isimli bir beydi. Bu bey Erzincan, Kemah ve Divriği’ni alarak kendine bir beylik kurdu. Onun kurduğu ve merkezinin Divriği olduğu bu beyliğe Mengücekoğulları denilir oldu. Avrupa Ortaçağ’ın karanlığını yaşarken, Mengücekler Selçuklu’nun bilime dayalı geleneğini Divriği’ne kadar taşıyıp, bölgeye çok önemli eserler bıraktılar. Bu eserlerin en önemlisi ise 1228 yılında Ahmed Şah ve eşi Turan Melek tarafından yaptırılan Divriği Ulucami ve Dar-ül Şifası’dır. İki eser bitişik nizamda olduğu için birlikte Ulucami diye anılır. Burada “Ahmed Şah ve eşi Turan Melek” diye yazmamın özel bir nedeni bulunmaktadır. Amacım o dönemlerde Selçuklular’ın kadını erkekle bir tutma özelliklerine dikkat çekmek. Zaten Divriği Ulucami’yi gezdiğinizde sizler de bu eşitliğe şahit olacaksınız. İlmik ilmik işlenmiş taşlarda Bey ile Hatun’un yüceltilmiş birlikteliğini göreceksiniz” dedi.


Eserin başmimarının Ahlatlı Hürremşah olduğunu kaydeden Uygur, “Cami geleneksel Selçuklu Mimarisi’nin bir devamı olsa da, dört adet anıtsal kapısı ile bütün sanat tarihçilerinin dikkatini çekerek, eşsiz ve evrensel bir niteliğe bürünmüş. Ahlatlı Hürremşah isimli bir yapıcının eseri olan bu kapılar, dünya taş işçiliğinin doruk noktasına ulaşacak kadar görkemli bezemelerle süslenmiştir. Ayrıca Darül-ül Şifa’nın içindeki bezemeler ile camideki mihrap ve ahşap minber de kapıları destekler. Bezemelerin güzelliği yanında daha da önemli olan bunu yapan ustanın felsefik derinliğini hemen hissedebilmenizdir. Yapılan her figürün felsefe tarihinden çıkmış bir öykünün metaforu olduğu hemen hissediliyor zaten. Ancak izleyici bu figürlere her baktığında kendine göre yeni anlamlar da çıkarabiliyor” dedi.


Altınoran Sanat ve Düşünce Derneği Başkanı Dr. Haluk Uygur, eseri eşsiz kılan şeylerden birinin de, başka hiçbir İslami eserde olmadığı üzere, Dar-ül Şifa’nın taç kapısında Ahmed Şah ile Turan Melek’in birer heykelinin bulunması olduğunu söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Başkan Görgel: “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda” Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikada çıkan yangınla ilgili olarak “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Kahramanmaraş’ta ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikadaki alanda incelemede bulunan Başkan Görgel, yetkililerden bilgi alıp fabrika sahiplerine ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini iletti. Yangının büyük bir bölümünün kontrol altına alındığını ifade eden Başkan Görgel, “Burası büyük bir mobilya fabrikası, bize gelen ihbarın ardından kısa sürede gelip yangını söndürmeye çalışıyoruz. Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Kimyasal maddelerin de olduğu için yangının söndürmek kolay değil. Gerçekten arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor. Biraz önce kum ocağı atölyemizde kaza meydana geldi, bir kardeşimiz canımız vefat etti. Ne yazık ki zor bir gece geçiriyoruz. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Başkan Görgel, yangın söndürme çalışmalarına itfaiye daire başkanlığının ekiplerinin yanı sıra orman bölge ve emniyet teşkilatının da destek verdiğini ifade etti.
İstanbul Akademisyenin kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadına adli işlem başlatıldı Türk-Alman Üniversitesi Akademisyeni ve Akşam Gazetesi yazarı Tacettin Kutay’ın 6 yaşındaki kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadın hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama-Hakaret" suçlarından adli işlem başlatıldı. Kutay, olaya ilişkin sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yaparak şunları kaydetti: “6 yaşındaki kızım Fulya ile Göztepe’de yürüyorduk. İlahi söylemek istedi ve ’Ey aşıkı dildade’ okumaya başladı. ’Lailahe illallah Muhammedurrasulullah’ derken videodaki kadın yanımızdan geçiyordu. Durdu ve Fulya’ya ’Bunları size nerede öğretiyorlar anaokulunda mı?’ diye sordu. ’Ben öğretiyorum’ dedim. ’El kadar çocukların beynini bu saçmalıklarla yıkıyorsunuz. Ben üniversite hocasıyım, siz ne cahil insanlarsınız’ dedi. Bu gemi azıya almışlık, şuursuzluk sokak ortasında altı yaşında çocukları sözlü taciz etmeye kadar vardı. Varın gerisini siz hesap edin.” Edinilen bilgilere göre, Kutay’ın polisi araması üzerine M.G. (73) isimli şüpheli işlemler için karakola götürülürken her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Emekli hemşire olduğu öğrenilen M.G. hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama- Hakaret" suçlarından, Kutay hakkında ise "Hakaret" suçundan adli işlem başlatıldı. Dosyaları ikmalen adliyeye gönderilen şahıslar adli makamlarca karakoldan serbest bırakıldı.
Bursa “Mahzen-32” operasyonunda yakalanan 27 şüphelinin tamamı tutuklandı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde eş zamanlı düzenlenen “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 kişi, kıskıvrak yakalandı. Hakim karşısına çıkarılan şüphelilerin tamamı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütü çökertildi. Organize suç örgütü üyesi şüphelilerin, Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları tespit edildi. Bunun yani sıra Bursa’ya il dışından getirdikleri yaşları 17 ile 25 arasında tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin iş yerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri öğrenildi. Sıkı takibin ardından çete çökertildi Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak-verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan polis, çeteyi çökertti. Operasyonlarda çetenin elebaşını Hakkı Saral’ın da arasında bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 şüpheli yapılan operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Operasyonlar sonucu 10 iş yeri ile 34 evde yapılan aramalarda 16 adet tabanca, 56 milyon 434 bin TL değerinde 53 adet çek ve senet, bin 272 adet farklı çaplarda fişek, 430 bin 400 TL nakit para, 123 bin 800 dolar, 20 bin 800 euro ve 2 tane lüks araç ele geçirildi. İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatan kişinin ise 41 yaşındaki iş kadını D.T. olduğu öğrenildi. Çetenin elebaşının da aralarında bulunduğu 27 kişi adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece 27 şüphelinin tamamı tutuklanıp cezaevine gönderildi.