SAĞLIK - 07 Ekim 2019 Pazartesi 16:09

Serebral Palsi Farkındalık Günü etkinliği

A
A
A
Serebral Palsi Farkındalık Günü etkinliği

Adana Eğitim ve Araştırma Şehir Hastanesi bünyesindeki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde, beynin bir grup nörolojik bozukluğunu ifade eden Serebral Palsi hastalığına dikkati çekmek amacıyla etkinlik düzenlendi.

Adana Eğitim ve Araştırma Şehir Hastanesi bünyesindeki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde, beynin bir grup nörolojik bozukluğunu ifade eden Serebral Palsi hastalığına dikkati çekmek amacıyla etkinlik düzenlendi.


“Kamu - Özel İşbirliği” (PPP) modeli ile işletilen ve her alanda ileri teknolojinin kullanıldığı Adana Eğitim ve Araştırma Şehir Hastanesi bünyesindeki FTR Hastanesi’nde düzenlenen etkinlikte, hastalığın sembolünü ifade eden yeşil giysiler giyildi, yeşil balonlarla süslemeler yapıldı.


Adana Eğitim ve Araştırma Şehir Hastanesi Rönesans İşletme Hizmetleri İşletme Müdürü Mehmet Karakuş, yöneticiler, fizyoterapistler, hasta ve hasta yakınlarının katıldığı etkinlikte, hastalık konusunda toplumda farkındalık oluşturulmasının önemine dikkat çekildi.


Hastalarına bir aile ortamında hizmet veren fizyoterapistler, bu hastalık konusunda toplumun bilgilendirilmesinin hastaların sosyal yaşamlarını kolaylaştıracağını belirterek, “Hastalarımızın hayatın içine katılabilmelerini, eleştirel bakışlara maruz kalmadan toplumun içine dahil edilmelerini umut ediyoruz” temennisinde bulundular.


Halk arasında “beyin felci” olarak bilinen ve beynin bir grup nörolojik bozukluğunu ifade eden Serebral Palsi tedavisinde erken teşhis büyük önem taşıyor ve ailelerin doğumdan itibaren bebeği çok iyi gözlemlemesi gerekiyor.


Bebek, 2. ayda yüz üstü yatırıldığında başını kaldıramıyorsa, 3. ayda başını dik tutamıyor ve nesneleri gözle takip edemiyorsa, 6. ayda sırt üstü pozisyonda kafasını kaldıramıyorsa, 9. ayda dik duramıyorsa, 18. ayda yürüyemiyor ve hiç bir sözcük söyleyemiyorsa sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor.


Düzenli fizik tedavi gören SP’li çocuklarda semptomların en aza indiği kaydedilmiş olup fiziksel kapasite ve yaşam standartlarının yükseldiği gözleniyor.


Çocuklukta en sık rastlanan nörolojik bozukluğunu ifade eden Serebral Palsi, gelişimini tamamlamamış beynin doğum öncesi, doğum sırası veya doğum sonrası dönemde hasar görmesi nedeniyle oluşuyor.


Prematüre doğum, düşük kilolu doğum, kanın pıhtılaşma problemleri, anne - bebek arasında kan uyuşmazlığı, gebelikte ya da doğum esnasında bebeğin oksijensiz kalması, beyin kanamaları, hamilelik döneminde annenin, bebeğin sinir sistemini etkileyecek, bakteriyel ya da viral enfeksiyon yaşaması, annenin hamilelik döneminde alkol, sigara, uyuşturucu veya çeşitli ilaçlar kullanması, yaşadığı psikolojik sorunlar ve karın bölgesine gelen darbeler bu hastalığa neden olabiliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.