SAĞLIK - 25 Kasım 2019 Pazartesi 10:11

İleri teknoloji cihazlarla kanser tedavisi artık daha kolay

A
A
A
İleri teknoloji cihazlarla kanser tedavisi artık daha kolay

Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoterapi Ünitesi, sahip olduğu ileri teknoloji cihazlarla kanser tedavisinde referans merkez olarak tüm bölgeye hitap ediyor.

Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoterapi Ünitesi, sahip olduğu ileri teknoloji cihazlarla kanser tedavisinde referans merkez olarak tüm bölgeye hitap ediyor. Bölgede tek olan Elekta marka VERSA-HD model “Lineer hızlandırıcı” ya da “Linac” olarak tanımlanan cihaza sahip olan ünitede, tümöre tam isabet sağlanıyor, tedavi kolaylaşıyor.


Sağlık Bakanlığı tarafından “Kamu Özel İşbirliği” (PPP) modeli ile işletilen Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, “Radyasyon kullanılarak kanserli hücrelerin büyümesi, üremesi ve normal dokulara yayılmasını önleyen” Radyoterapi Ünitesinde bulunan ileri teknoloji cihazlarla, erişkin ve çocukluk çağı tümörlerinin tedavisi gerçekleştiriliyor.


Rönesans İşletme Hizmetleri tarafından hizmeti sağlanan ünitede; Radyoterapi Tedavi tekniklerinden 3 boyutlu konformal radyoterapi (3BKRT), yoğunluk ayarlı radyoterapi (YART/IMRT), volümetrik ark terapi (VMAT), görüntü eşliğinde radyoterapi (IGRT) ve radyocerrahi tadavi teknikleri uygulanıyor.



Robotik masa doğru konumlandırıyor


6 boyutlu hareket kabiliyeti olan robotik masa özelliği sayesinde, hastanın daha doğru konumlandırılmasına olanak sağlamak ile birlikte, tedavinin doğru bölgeye ve tümöre tam isabet verilmesinde önemli bir rol oynuyor.


Adana Şehir Hastanesi Radyoterapi/Radyasyon Onkolojisi Kliniği, hasta tedavisinde dünyada kullanılan hemen hemen tüm tedavi modalitelerini uygulayabiliyor. Hastanın yutkunması, öksürmesi ve nefes alması gibi fiziksel ve biyolojik nedenlerle ortaya çıkabilecek tümör hareketini kontrol altına alıp tümöre tam isabet sağlayarak tedavi başarısını yükseltiyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Van Gölü yüzeyindeki köpüklenme şaşırttı Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü yüzeyinde oluşan köpüklenme ilginç görüntüler oluşturdu. Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Adabağ köyünün Van Gölü açıklarında görünen köpüklenme havadan görüntülendi. Alkali karaktere sahip olduğu için köpüklenmeye yatkın olan Van Gölü yüzeyinde oluşan kilometrelerce uzunluğundaki beyaz köpüklenme akademisyen ve fotoğraf sanatçısı Veysel Akşahin tarafından görüntülendi. Van Yüzüncü Yıl Üniversite (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip sularının kıyıya yakın yerlerde yer değiştirdiğini belirtti. Gölün altındaki karbonatça zengin suyun yüzeye doğru hareket ettiğini ifade eden Akkuş, rüzgarın etkisiyle köpürmeler oluştuğunu söyledi. Akkuş, "Van Gölü 3 bin 712 kilometre karelik yüzey alanı ile beraber ülkemizin en büyük gölü ve sahip olmuş olduğu su kalite kriterleri ile özel bir ekosistem. Yani pH seviyesi 9.2’lerde, tuzluluk ise binde 21’lerde. pH seviyesinin yüksek oluşuyla beraber aynı zamanda dünyanın en büyük sodalı gölünü oluşturuyor. Alkali karaktere sahip olan Van Gölü’nün son günlerde Tatvan tarafında kıyıya yakın bölgelerinde köpüklenme olduğunu gösteren görüntüler görüyoruz. Yani adeta gölün yüzeyi kar yağmış gibi köpük öbeklerinden oluşuyor. Öncelikle alkali karakterdeki göller köpürmeye daha yatkın konumda bulunuyorlar. Özellikle rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip suları kıyıya yakın yerlerde yer değiştiriyor. Yani alttaki karbonatça zengin su yüzeye doğru hareket ediyor. Yüzey daha planktonlarca yoğun, organik madde yüzeye geliyor ve Van Gölü’nün yüzeyinde biz köpürmeler olduğunu görüyoruz. Bu tip durumları hemen kirlilikle veya olumsuz bir durumla bağdaştırmak aslında doğru değil. Bu durum aslında Van Gölü’nün bize ne kadar özel bir ekosistem olduğunu gösteriyor. Alkali karakteriyle beraber Van Gölü adeta kıyıdaki insanlara görsel bir şölen oluşturuyor. Rüzgarla beraber dalgalar ortaya çıkıyor ve su köpürmeye başlıyor. Köpüren su ana akıntı hatlarıyla beraber hepsi birden bir alana toplanıyor ve akıntı yönünde harekete başlıyor. Bu elbette ki fotoğrafçılar ya da drone çekimi yapan insanlar için bulunmaz fırsatlardan birisi. İşte bu Van Gölü’nün ne kadar özel bir ekosistem olduğunun göstergelerinden birisi" dedi.