EKONOMİ - 18 Ağustos 2022 Perşembe 09:53

Burası Ordu değil Adana: Fındık hasadı başladı

A
A
A
Burası Ordu değil Adana: Fındık hasadı başladı

Adana’nın Feke ilçesinde fındık hasadı başladı.

Adana’nın Feke ilçesinde fındık hasadı başladı.


Yavru vatan Kıbrıs’ta 36 yıl boyunca çalışan ve emekli olduktan sonra ata topraklarına dönen Nihat Gök, Gedikli Mahallesi’ndeki 4 dönüm arazisinin yarısına fındık fidanı dikti. Yetiştirdiği fındıkları hasat etmeye başlayan Gök, "Atalarımız yapmamış ama şimdi bize değişiklik olsun dedik ve fındık üretimine başladık. Elma yetiştirsen değerlendiremiyorsun. Kiraz yetiştirirsen değerlendiremiyorsun ama fındık, ceviz daha avantajlı" dedi.


Yetiştirdiği elmalara da pazar bulmakta sorun yaşadığını anlatan Gök, "Pazara sunmak için yakın ilçelere gidince bin liralık bir masraf oluyor. Elmada bu kurtarmıyor. Ama bölgemizde fabrika ve üretim işletme tesisleri olsa bizler daha çok üretim yapar daha çok çalışırız. Köylerde üretim daha fazla artar. 4 dönüm arazimde 2 dönüm fındık 2 dönüm elma üretiyorum. Bu sezonun ilk firik hasadını gerçekleştiriyoruz. Karadeniz fındığı ile aynı lezzet ve kalitede ürün elde ediyoruz" diye konuştu.


Karadeniz’den getirdiği fındık fidanlarını çoğaltarak ilçede isteyenlere ücretsiz verdiğini ve üretimin artması için çaba sarf ettiğini söyleyen İbrahim Gün ise "Denizimiz yok ancak Karadeniz’e arattırmayan birçok özelliğimiz var. Karadeniz gezisine gittiğimde oradaki çiftçilerimizin bahçelerine fındık ağaçlarını gördüm. Buradan Karadenizli hemşerilerimizi saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyoruz. Fındık üretiyorlar. Karadeniz’in doğasına çok benzeyen bir doğamız var. Biz neden üretmeyelim dedim. Hatta daha iyisini yaparız diyerek, biraz fidan aldık. Deneme yaptık ve verim aldık. Yüz üzerinde köklü fidan getirdim. Yaklaşık 6 dönüm arazide dikim yaptık. Harika oldu. Fındık fidanlarını köklerinden çoğalttık. İlaç ve gübre gerekmiyor. Başarılı olduk ve lezzeti muhteşem. Kendi evladımız gibi fındık bahçelerine bakıyoruz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Çermik ilçesinde yeni eğitim müfredat tanıtım toplantısı yapıldı Diyarbakır’ın Çermik İlçe Millî Eğitim Müdürü Murat Bozdoğan başkanlığında, şube müdürleri, ilçedeki tüm okul müdürlerinin katılımıyla, kaymakamlık toplantı salonunda “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ve yeni eğitim müfredat programının tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Bozdoğan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde becerilerin gelişimi; zihinsel, sosyal, fiziksel ve ahlaki boyutları içeren bir yapıda ele alındığını söyledi. Bozdoğan, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; öğrenci profili, beceriler çerçevesi, erdem, değer, eylem modeli, sistem okuryazarlığı, alana ait bilgi kümeleri bileşenlerinden oluşan bir modeldir. Bu yapı kapsamında, karmaşık ve soyut fikirleri eyleme dönüştürme sürecinde, ortaya çıkan fikirler, beceriler ile bu becerilerin derse özgü bilgi ve becerileri içeren yapılarını temsil eden, alan becerileri ilgili derse ait alan bilgisi ve bu alana ait bilgileri temsil eden içerik çerçevesi ile bütünleşerek öğrencilerin edinmesi beklenen öğrenme metotlarını oluşturmaktadır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; sadece son bir yılın değil, on yıllık uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacaktır” dedi.
Erzincan Azmiyle herkese örnek oluyor! Erzincan’da geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olan ve yaklaşık 500 gün hastanede yatan Suat Can, tedavi gördüğü mesleki rehabilitasyon merkezinde öğrenmiş olduğu filografi sanatı ile hastalığının tedavi sürecini hızlandırarak hayata yeniden tutundu. Erzincan’da yüksekten düşerek geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olan 47 yaşındaki Suat Can, kaza sonrasında tekerlekli sandalyeyle yaşamak zorunda kaldı. Yaklaşık 500 gün hastanede tedavi gören Can, tedavi sürecinde mesleki rehabilitasyon merkezinde filografi sanatını öğrendi. Filografi sanatı ile uğraşmaya başladıktan sonra hastalığının tedavisinin hızlandığını fark eden Suat Can, hayata tekrar bağlanmak için sanatını daha da ileriye taşıyarak ustalaştı. Bugüne kadar yüzlerce eser yapan Can, filografi sanatı ile hayata tekrardan tutunmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Filografi sanatının tedavi sürecini hızlandırdığını ifade eden Suat Can, “8 yıl önce geçirdiğim kaza sonucu omurilik felci oldum. 2020 yılında tekrar bir kaza daha yaşadım. Omurgada kırık meydana geldi. Toplam 12 tane vida ve platinler var belimde. Bel altımda şuanda kısmi felçler var. 7 yıldır da filografi ile uğraşıyorum. Filografi ile uğraşmamda ki en büyük nedenlerden biri rehabilite edici özelliği. Niyetimiz bu dünyada hoş bir seda bırakmak hem de insanlarımıza faydalı olabilirsek ne mutlu bize. Özellikle engelli arkadaşlarımızın farklı dallarda uğraşabilecekleri muhakkak bir şeyler vardır. Hayatımızda her türlü zorluklar meydana gelebilir ama hiç birinde de hayata küsmememiz lazım. Her şeyin üstesinden devletimiz, milletimiz ile el ele vererek gelmemiz mümkün. Yeter ki azim olsun. Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Filografiyi insanlarımız duydukça, ilgi gösterdikçe potansiyel oluşmaya başlıyor. Üç beş derken geniş kitlelere ulaşmak söz konusu oluyor. Ne kadar çalışırsak Rabbimiz o kadar imkan sunar. Yeter ki çalışalım” dedi.