GÜNDEM - 24 Mayıs 2024 Cuma 09:46

33 askerin şehit edildiği olayda gazi olan Erkan Omay: "Silahlı koruma yoktu, bizde de silah yoktu"

A
A
A
33 askerin şehit edildiği olayda gazi olan Erkan Omay: "Silahlı koruma yoktu, bizde de silah yoktu"

Bingöl’de 24 Mayıs 1993’te bölücü terör örgütü tarafından 33 askerin şehit edildiği olaydan sağ kurtulan Erkan Omay, olayın 31. yıl dönümünde o gün yaşadıklarını anlattı.

Otobüste silahlı koruma olmadığını, kendilerinde de silah olmadığını ve şoförün gereksiz yere molalar verdiğini belirten Omay, "31. yılımızda 33 şehidimizi rahmetle anıyorum. Ülkemiz için de çok acı bir olaydı. Yıl dönümü, insan üzülüyor. Gencecik ve pırıl pırıl insanlar. O gün de Kurban Bayramı'na yakın bir gündü. Kurbanın çocukları olarak tarihe geçtik" dedi.

24 Mayıs 1993'te acemi birliklerini tamamlayan ve Malatya'daki toplanma merkezine geçerek usta birliklerine gitmek üzere yola çıkan sivil ve silahsız 33 er, Bingöl-Elazığ Karayolu'nda bölücü terör örgütü PKK'lı teröristler tarafından pusuya düşürülüp şehit edilmişti. Aradan geçen 31 yıla rağmen 33 şehidin yüreklerdeki acısı hala yerini korurken, olayda PKK’lı teröristlerin elinden kurtulan Erkan Omay yaşadıklarını İHA’ya anlattı.

33 askerin şehit edildiği olayda gazi olan Erkan Omay:

"Bizi durduran PKK'lıların geleceğimizden haberi vardı"

Konvoyun silahsız, korumasız ve teçhizatsız bir şekilde yola çıkarılmasının büyük zayiata neden olduğunu kaydeden Omay, "Acemi birliğinden çıktık, usta birliğine giderken Malatya bizim toplanma bölgemizdi. Malatya'da bizi iki otobüse bindirdiler. Ben ikinci otobüsteydim. Yolda koruma, silah, hiçbir şey yoktu. 'Neden arabada koruma yok, silah yok' diye sorduk. 1993 yılı terör bakımından çok sıkıntılı bir dönemdi. Bize 'Yolda sizi koruma alacak, asker eşlik edecek' denildi. Fakat yolda kesinlikle bir asker ve polis görmedik. Otobüs 3-4 defa lüzumsuz molalar verdi. Biz 3-4 saatlik yolu 6-7 saatte gittik. Birinci otobüs kesilen yolda pusuya düştü. Şoföre, 'PKK yol kesmiş' dedim. 'Onlar PKK değil, nevruz kutluyorlar' diyerek aracı kalabalığın içerisine sürdü. Biz de pusuya düştük. Sonrasında araçtan inerken 'Bunların hepsi asker' dedi. Bizi durduran PKK'lıların bizim geleceğimizden haberi varmış. Zaten silahların namluları hep aşağıya bakıyordu. Hakikaten olmayacak bir şeydi. Konvoyumuzun silahsız, teçhizatsız gönderilmesi büyük bir zayiata neden oldu. Halbuki iki araçta da birer tane silah olsa yine bu kadar çok kayıp vermezdik" dedi.

33 askerin şehit edildiği olayda gazi olan Erkan Omay:

Arkadaşının yanına geçti, hayatta kaldı

Araçtan indirilmelerinin ardından bölücü terör örgütü mensuplarınca üç ayrı gruba ayrıldıklarını anlatan Omay, "Gece bizi üç gruba ayırarak sıraya dizdiler. Ben de en öndeydim. Benimle birlikte gelen devremin yanına geçeyim dedim. Allah tarafından o an öyle hissettim ve arkadaşımın yanına geçtim. Sonrasında en başta yer alan 6 kişiyi aldılar ve o arkadaşlarımızı kurşuna dizdiler. Bizi ise ellerinde tutmalarının nedeni helikopter taramasın, F-16 bombalamasın, kendilerine mermi gelmesin diye bizi hep açık alana bıraktılar. Olayı devlete yıkmak istediler ama bizim hayatta kalmamız ve bunları anlatmamız planlarını suya düşürdü" şeklinde konuştu.
Çatışmalar sonrasında uygun bir vakit bularak bir grup arkadaşıyla kaçma fırsatı elde ettiklerini kaydeden Omay, "Serbest kaldığımız vakit değneğe mendil bağladım. Cebimde duran mendili değneğe bağladıktan sonra askeriyenin üzerine gittim. Tarandık sonrasında, kafamın üzerinden izli mermi geçti. Oradaki bir taşa sığındım. Allah tarafından şartlar sanki benim için var gibiydi. Öldürmeyen Allah öldürmüyor. Biraz daha ilerlediğimde mavi bereli komandolarımızı gördüm. Tüm silahlar benim üzerime doğrultulmuştu. Tabii ben ağlıyorum. Geldiler, kimlik sordular, aradılar. Sonrasında komutan bana sarıldı. Geride rehineler olduğunu söyledim, gidip arkadaşları da aldık geldik. Böyle bir badire atlattık, Allah kimsenin başına vermesin" dedi.

33 askerin şehit edildiği olayda gazi olan Erkan Omay:

Kurtulduğu anda aklına ilk olarak annesinin geldiğini anımsadığını belirten Omay, "İlk kaçmayı düşünürken, 'Ölmesine öleceğim ama annem ne düşünecek, ailem ne düşünecek' diye düşünüyordum. Kurtulduktan sonra emin olun evin telefonuna kadar unuttum. Nasıl bir durumdan çıktıysak kendimizde değildik. Daha sonrasında usta birliğine gönüllü olarak gittim. Görevimizi yaptık, hatta fazlasını da yaptık. Ben hırsla gittim. Yeni gençlerimiz terörün ne olduğunu bilmiyorlar. Terörü bizler anlatsın, bizlere sorsunlar. Ben elimden geldiğince gençliğe bunları anlatmaya çalışıyorum. Özellikle terör konumunda. Ben ülkemle ve vatanımla gurur duyuyorum. Bugün bir savaş, çatışma olsa her daim giderim. Biz dün askerdik, bugün askeriz, yarın da askeriz" ifadelerini kullandı. 

Mehmet Umut Bakay - Furkan Sabrican Ünlü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Auckland City - Boca Juniors maçı gecikmeli tamamlandı 2025 FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda Auckland City-Boca Juniors maçı olumsuz hava koşulları nedeniyle gecikmeli tamamlandı. Yeni Zelanda ekibi turnuvadaki ilk puanını Arjantin’in güçlü takımına karşı aldı. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ev sahipliğinde düzenlenen FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda 3. ve son hafta maçları oynandı. Turnuvanın zayıf takımlarından olan Yeni Zelanda ekibi Auckland City, Arjantin temsilcisi Boca Juniors ile karşılaştı. Boca, müsabakaya beklendiği gibi üstün başlarken 26. dakikada öne geçti. Köşe vuruşu sonrası Di Lollo kafayı vururken direkten dönen topu kaleci Nathan Garrow çekmek istedi ancak başarılı olamadı ve top filelerle buluştu. Sarı-lacivertliler üst üste girdiği pozisyonları değerlendiremedi ve ilk yarı bu sonuçla tamamlandı. Auckland City, 52. dakikada beraberlik golünü buldu. Ceza sahasında Christian Gray kafayla topu ağlara gönderirken, takımı turnuvadaki ilk gol sevincini Boca Juniors’a karşı yaşadı. Bu golden kısa süre İsveçli hakem Nyberg, olumsuz hava koşulları nedeniyle maçı durdurdu ve iki takımın oyuncuları soyunma odasına girdi. Yaklaşık 50 dakika sonra, karşılaşma 55. dakikadan itibaren devam etti. Boca Juniors, 59’da Merentiel ile 2. golü buldu ancak VAR uyarısıyla pozisyonu izleyen hakem golden önce elle oynama belirleyerek golü iptal etti. Kalan dakikalarda sarı-lacivertlilerin etkili ataklarına karşı kaleci Garrow gole izin vermedi. İki ekip de sahadan birer puanla ayrıldı. Auckland City, turnuvada kalesinde 17 gol gördüğü grubu 1 puanla tamamlarken, Boca Juniors da 2 puanla Benfica ve Bayern’in ardından 3. oldu.
Sakarya Sakarya’da film sahnelerini aratmayan olay: Polisle çatıştı, bacağından vuruldu Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde, kendisini polis ekiplerinin takip ettiğini fark eden, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan bir şüpheli, polisle girdiği çatışmada bacağından vuruldu. Kaçtığı motosiklet dükkanında silahı başına dayayarak intihar girişiminde bulunan ve saatlerdir teslim olmayan şahsı ikna etmek için ailesi bölgeye getirildi. Olay, akşam saatlerinde Sakarya’nın Adapazarı ilçesi Yenidoğan Mahallesi Harmanlık Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan Engin Ö. (53), Sakarya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince takibe alındı. Polise ateş açtı, bacağından vuruldu Takibi fark eden Engin Ö., ekiplerden kaçmaya çalışırken yanında bulunan tabancayla ateş açtı. Polis ekiplerinin karşılık vermesiyle kısa süreli çıkan çatışmada Engin Ö. bacağından vuruldu. Buna rağmen kaçarak ateş etmeyi sürdüren şahıs, bölgede bir motosiklet dükkanına girdi. Dükkana giren şüpheli, bu kez elindeki tabancayı başına dayayarak intihar girişiminde bulundu. Bölgeye kısa sürede özel harekât polisleri dahil çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerinde güvenlik çemberi oluşturulurken, Harmanlık Sokak’ın çevresi araç ve yaya trafiğine kapatıldı. Çocukları ikna için getirildi Polis, şahsı ikna etmek için yakınlarına ulaştı. Kısa süre içinde Engin Ö.’nün çocukları, eşi ve ağabeyi olay yerine getirildi. Ailesi, şahsı ikna etmeye çalıştı. Aile üyeleri çelik yelek giydirilip, polis gözetiminde Engin Ö.’ye seslenerek teslim olması için ikna etmeye çalıştı. Polis ekipleri saatlerdir teslim olmayan şüphelinin teslim olması için çabalarını sürdürüyor.
Ankara TBMM Başkanvekili Buldan: "Eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir" TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, "Hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır" dedi. Buldan, TBMM Genel Kurulu açılışında konuştu. Buldan, cezaevinde tutuklu olan milletvekilleri Eş Başkanlar, Baladiye Başkanları’nı andı. Buldan, TBMM’nin kıymetli bir üyesi olan Sırrı Sürreyya Önder’i kaybettiklerini kaydederek, "Bugün öncelikle Sırrı Süreyya Önder’i huzurunuzda bir kez daha rahmetle, en içten duygularımla ve minnettarlığımla saygıyla anıyorum. Sırrı Başkan, demokratik, adil, çoğulcu bir yönetim anlayışıyla, hakikati her zaman ince bir zekâyla ortaya koyan mizahi üslubuyla alışılagelmiş siyasetten farklı bir tarzı meclis zemininde mümkün kıldı, siyasetin yasa yapmaktan daha fazlası olduğunu gösterdi bizlere, siyasetin esas olarak insanlara ulaşabilme, diyalog kurabilme sanatı olduğunu tüm hüneriyle hepimize gösterdi, herkesi ortak duyguda, hissiyatta birleştirmeyi başardı. Çatışma ve kavga için sarf edilen sözler onun lügatinde zarar ziyandı. Söz onun dilinde eşsiz bir muhabbetin mücevherleriydi. Onun hakikatle buluşan sözü yıkmak için değil, onarmak ve yapmak içindi. O, bu meclise ötekileştirilenlerin, ezilenlerin sesini, mutlunun mutsuza olan borcunu, hakikati, hakkaniyeti taşıdı ve bu meclise aslında halkı taşıdı. O bir şifacıydı, bu ülkenin en derin, en çok kanayan yaralarını çok iyi biliyordu ve bu yaralara bir çare olunması için çabalıyordu. Bu nedenle barışa çok inandı, barışın tarafında durdu, barış için yürüdü; çok kıymetli bir barış emekçisiydi. ’Barış, soylu bir çabadır ama iyilik değildir. Bir hayat felsefesi olarak barışı savunmak gerekir.’ derdi. Barışı nasıl savunduğunun en yakın tanığıyım. Her zaman için çok cesur, çok samimi, çok emektar, çok fedakârdı. Kimsenin ölmeyeceği bir barış imkânı için yüreği elinde mücadele verdi. Barışı kendi yaşamından öncelikli tuttu. Kıymetli dostum ve yol arkadaşımdan bu görevi bu şekilde devralmak benim için duygu yüklü, çok ağır bir durum fakat onun bıraktığı yerden devam etmek, onun bizlere bıraktığı birlikte yaşam ve barış iradesini sürdürmek için çaba içinde olmak benim için bir onurdur. Bu görev benim için bir makam değil, bir emanettir. Onun barış hayali benim yolumdur ve onun anısı yolumuza her daim ışık tutacaktır. Ben dostluğuna, yol arkadaşlığına, demokrasi ve barış mücadelesine omuz verdiği her anına huzurlarınızda sonsuz teşekkürler ediyorum; ruhu şâd olsun, devri daim olsun" şeklinde konuştu. Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın milletvekilleri, değerli halkımız; ben de bu kürsüye vekâlet ederken demokratik ilkelere bağlılıkla, tarafsız ve eşitlikçi bir tutumla yol alacağım. Gayretim, halk iradesinin gerçek manada parlamento zemininde tecelli etmesi üzerine olacaktır. Ülkenin dört bir yanından tüm farklılıkların, başta kadınların, ezilenlerin, yok sayılanların sesinin bu zeminde yükselmesi ve duyulması için çaba sarf edeceğim. Her siyasi düşüncenin, her fikrin kendisini özgürce ifade edebilmesi için çoğulculuğu ve katılımcılığı esas alan bir anlayış içerisinde olacağım. İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte ülke ve bölge barışının inşa edilmesi adına Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerine düşen tarihî sorumluluğu yerine getirmesi elbette ki elzemdir. Ortak vatanda 86 milyonun geleceğini yakından ilgilendiren onurlu bir barışı sağlamak istiyoruz. Bu temelde, hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır. Bundan hareketle, barış ikliminin kalıcılaşması ve demokratik çözüm sürecinin güvenli bir zeminde ilerleyebilmesi için hukuki ve siyasi zeminde atılması gereken temel adımların en önemli adresi tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisidir."