ASAYİŞ - 29 Mayıs 2024 Çarşamba 09:33

Bindiği Mercedes hayatını kararttı

A
A
A

Adana’da Mercedes marka otomobiliyle otoyolda giderken birden direksiyon kitlenip araç 180 derece döndüğü esnada çelik bariyerlere vurunca omurga kemiği kırılan ve 10 platin takılan şahıs hukuk mücadelesi başlattı.

Aydın Aras, 2019 yılında yeni aldığı Mercedes marka otomobiliyle otoyoldan Adana-Mersin istikametine 80 kilometre hızla giderken birden direksiyon kilitlendi. Otomobil 180 derece döndüğü esnada çelik bariyerlere vurdu. Kaza sonrası olayı gören vatandaşların haber vermesi üzerine Aras, özel bir hastaneye kaldırıldı. Omurga kemiği kırıldığı tespit edilen Aras’a 10 platin takıldı. 3 ay süren tedavi sonrası Aras, ayağa kalkabildi. Bu arada otomobil kaza sonrası tamir edilmek üzere bayiye götürüldü. Aras, iyileştikten sonra aracını almaya gitti ancak takılan farda bir gariplik olduğunu fark edip araştırma yaptığında orijinal olmadığını çıkma parça takıldığını ve takıldı denilen 11 parçanın da takılmadığını tespit etti. Aras, araçta teknik bir problem olduğunu bu nedenle aynısının sıfırının kendisine verilmesini istedi. Ancak bu durumu Mercedes kabul etmeyerek bir alt modelliğini vereceğini söyledi. Aras, Mercedes’in kendi hatasından dolayı kaza yaptığı için bu teklifi de reddedilince hukuk mücadelesi başlattı.

Bindiği Mercedes hayatını kararttı

“Kazaya ESP sistemi neden oldu”

Aras’ın başlattığı hukuk mücadelesi sonrası hem çıkma parça takılması hem de takıldı denilip takılmayan parçalar için, ayrıca kazanın neden olduğunun tespiti için bilirkişi atandı. Atanan bilir kişi önce kazanın neden olduğunu araştırdı yapılan incelemede bilir kişi kazanın sebebini şöyle açıkladı:

“Kaza yerindeki yol durumu, zemin durumu ve özellikleri, aracın otoyol gişelerine yaklaşık 150 metre mesafede kaza yapmış olması ve gişe girişindeki araç trafiğinde olabilecek maksimum hız göz önüne alınarak, heyet olarak yapmış olduğumuz incelemeler, tespitler ve değerlendirmeler neticesinde, kazanın meydana geldiği yer E90 otobanı olup, yol yapısı ve eğimi dikkate alındığında aracı kaydıracak ve direksiyon hakimiyetini engelleyecek şekilde su birikmesine uygun olmadığı, yolun, aracın gidiş yönündeki drenaj kanalına doğru meyilli olduğu ve yolda su birikmeyeceği gibi kaza anındaki fotoğraflar incelendiğinde su kanalında dahi suyun olmadığı, araç üzerinde bulunan lastiklerin profil derinliği standartlara uygun olduğundan kazanın meydana gelmesinde lastiklerin olumsuz bir etkisinin olmadığı, aracın, otobanda iki bariyer arasında, gidiş istikametine göre 180 derece "U" dönüşü yapıp, gidiş yönünün ters istikametine dönmesinin mümkün olmayacağı gibi böyle bir durumda da dahi ESP sisteminin bu durumu önlemesi gerektiği, ancak bu kazada bu aktivasyonun gerçekleşmediği ve kazanın ESP sisteminden kaynaklandığı kanaatine varılmıştır.”

Bindiği Mercedes hayatını kararttı

“ESP Nedir?”

Kazaya neden olan "Electronic Stability Programme" (ESP) ne işe yarar:

“Bu sistem temel olarak araçtaki sensörleri ve direksiyon hareketliliğini karşılaştırarak aracın sürücünün istediği yönde gidip gitmediğini kontrol etmektedir. Aracın hareketlilik yönü ile direksiyonun hareketi uyuşmadığında aracı kontrolünün birkaç saniye içerisinde toparlanmasını sağlar. Bu sayede araç savrulmadan ve kontrol kaybı yaşanmadan normal şekilde ilerlemeye devam eder. ESP bir güvenlik ağıdır. ESP sürekli olarak sürüşü takip eder. Küçük bir mikroişlemci saniyede 25 kez aracın farklı bölgelerine yerleştirilen sensörlerinden bilgi toplar. Bu bilgilerin arasında tekerleğin dönüş hızı ya da dönüş açısı gibi hayati veriler de bulunmaktadır. ESP bu veriler sayesinde aracın gidiş yönünün direksiyonun yönüyle uyumlu olup olmadığını kontrol eder. Araç ve sürüş yönü uyumsuz olduğu durumlarda ESP sistemi otomatik ve bağımsız bir şekilde ters yönde gitmeye neden olan tekerlere fren yapar ve aracın kayma yönünün aksine hareket ederek kontrol altına alınmasını sağlar. Sistem aracın yönünü değiştirebilmek isin motor torkunu da düşürmektedir. Tüm bunlar birkaç saniye içerisinde gerçekleştirilir ve araç ters yöne savrulmaktan kurtulur.”

Bindiği Mercedes hayatını kararttı

“Bilirkişi parça çıkma, 11 parça da takılmamış”

Ayrıca bilirkişi otomobile kazadan sonra takılan parçaların çıkma olup olmadığını ve takıldı denilen 11 parçanın takılıp takılmadığını da inceledi. Yapılan incelemede takılan farın orijinal parça olmadığını belirledi. Bilirkişi takıldı denilen 11 parçanın da takılmadığını raporunda açıkta belirtti.

Bindiği Mercedes hayatını kararttı

Aras, teknik hata yüzünden ölümden döndüğünü 10 platin ile yaşamak zorunda kaldığını belirterek, “Ortalama 3 ay boyunca tedavi sürecim devam etti. Omurga kemiğim kırıldı ve şuan hala 6 buçuk santim boyunda 10 tane çelik platin var. Dik durabilmem için çelik vidalar var. Ancak onların sayesinde ayakta durabiliyorum. 2019 yılında meydana geldi kaza ve bana araba artı para teklif ettiler. Bende, aynı arabanın birebir aynısı ya da bir üst modeliyle değiştirilmesini istedim. İlk önce bir alt modelini vermeyi teklif ettiler. Üstüne de para verelim dediler. Ben bunları kabul etmedim, zararımın giderilmesini istiyorum. Bayiyi hurda parça takmaktan dolayı şikayet ettim. Arabayı imal eden Mercedes’i de dava ettim” diye konuştu.

Fatih Keçe - Serkan Çetinkaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların yargılanmasına devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7. duruşmasına devam edildi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 61’e yükselmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen 7. duruşmanın 2. gününde devam edildi. Duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada, sanıklar yoklamalarının ardından savunma yaptı. Duruşmada savunma yapan ve iddianamede ismi örgüt lideri olarak geçen tutuklu sanık Fırat Sarı, "Tutukluluğumuz 20 aydır, soruşturma ise 3 yıldır sürüyor. Hayatını çocuklara adamış insanlar burada bebek katili oldu. Ben 20 aydır içerideyim, beni sonsuza kadar burada mı tutacaksınız? Elinizde bir taş yani somut bir delil var mı?" ifadelerini kullandı. "Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor" Savunmasının devamında sanık Sarı, "Bu dosya medyaya çok farklı lense edildi, medyada bu dosyayı korkunç bir biçimde cinayet işler gibi ele aldı ve biz bu durumdayız. Halime bebek, beyin ölümü ile doğmuş bir bebektir. Ben hastaya ne yapmışım, ben canavarım, korkunç bir hekimim ya hani, ben Halime bebeğe tomografi çektirmeye gönderdim. 20 dakika boyunca canlandırmakla uğraştım. Ben bebeğe MR çektirmediğim için suçlandım. Bebeğin beyin ölümü gerçekleşmiş canlandırmaya çalışıyoruz neyin MR’ını çekelim, hastanın damar yolu kalmadı. Bunu sorgulamadılar. 112 bu bebeği neden Çorlu Reyap Hastanesine sevk etti? Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor. Emrullah Erdinç’in uyuşturucudan gözaltına alınması tesadüf değildir. Seher Cuhadar ve Erol Vural gibi isimler çıktı şimdi ortaya. Ben bu insanları tanımıyorum, hayatım boyunca da görmedim. Ben bu duruşmada ev hapsi talep ediyorum, bunu ilk kez istiyorum" şeklinde konuştu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Zeki Ötünç, "Bebek için gerekli olan her şeyi yaptım, ihmal yok. Annelerin içi rahat edebilir. Bunu mahkemeye kanıtlayacağım. 1986 yılından beri doktorluk yapıyorum. 18 yıldır yenidoğan yoğun bakıma bakıyorum. Bana, cinayet işlediğim söyleniyor. Bunun basında çıkan haberlerin etkisi olduğunu düşünüyorum. Cezaevine girdiğimde çok sinirlenmiştim, diğer mahkumlar neden buradasın dediğinde duvarlara vurarak ’bebek öldürmüşüm ben’ demiştim. Bunun ne kadar kötü bir durum olduğunu bilemezsiniz. Bebekler anne karnından doğar doğmaz biz görmüyoruz. Doktorlar doğum işlemi sonrası bize teslim ediyor. Bu yüzden doğum sırasında yaşanan bir ihmal olmuş mu ya da başka bir durum oldu mu bilemiyoruz. Biz doğum sonrası ortaya çıkan olaylardan sorumluyuz. Bu bebeklerin sorunlarının doğum sırasında meydana gelmediğini nereden biliyoruz? Ben yenidoğan doktoruyum ve bir bebeği öldürmekle suçlanıyorum, bunu da para için yaptığım söyleniyor. Bu korkunç bir şey, kimseyi öldürme kastım yoktur" dedi. Savunma yapan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise, "Opara bebek hakkında ismimin geçtiği tek yer var, o da bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşmak. Bunu da şu şekilde açıklıyorum; bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşacak doktorun olmaması. Ben sorumlu hemşireyim, gece vefat eden bir bebeğin ölümünü ben haber veremem mesai saatimin dışında. Ne yaparsam yapayım ömür boyu bu dosyadan kurtulamayacakmışım gibi hissediyorum. Herkes çocuklara ben müdahale etmedim diyor, bu çocuklara kim müdahale etti ben çok merak ediyorum. Şeyhmus Çelik, 44 gün yatan bebek için ben görmedim dedi, 60 yaşına gelmiş adam bunu söyledi" şeklinde konuştu. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına devam etmek için duruşmayı yarın saat saat 10.00’a erteledi.
Sinop Batı Karadeniz’de fırtına uyarısı: Soğuk ve kar kapıda Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz için fırtına ve ardından etkisini artıracak soğuk hava dalgasına karşı uyardı. Yapılan son değerlendirmelere göre bölgede rüzgâr bu geceden itibaren doğu ve kuzeydoğudan 6 ila 8 kuvvetinde (50–75 km/saat) fırtına şeklinde esecek; fırtınanın Perşembe akşam saatlerinden sonra etkisini kaybetmesi bekleniyor. Yetkililer, ulaşımda yaşanabilecek aksamalar başta olmak üzere olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi. Öte yandan 26 Aralık Cuma gününden itibaren bölge genelinin soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesi öngörülüyor. Yağışların iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin edilirken, halen mevsim normalleri civarında seyreden sıcaklıkların bölge genelinde 4 ila 10 derece azalacağı bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca da etkisini sürdürmesi bekleniyor. Bu süreçte özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesine bağlı olarak iç kesimlerde buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği değerlendiriliyor. Tarımsal faaliyetlerin sürdüğü bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği uyarısı yapıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında bölgeye bağlı il merkezlerinde en düşük hava sıcaklıklarının eksi değerlere kadar düşebileceğini belirterek, yayımlanacak tahmin ve meteorolojik erken uyarıların yakından takip edilmesinin önem taşıdığını vurguladı.