GÜNDEM - 24 Nisan 2024 Çarşamba 09:36

Ermenilerin mezalim yaptığı fırın tarihe ışık tutuyor

A
A
A
Ermenilerin mezalim yaptığı fırın tarihe ışık tutuyor

Adana’nın Kozan ilçesinde o dönemde Ermeniler tarafından eziyet gören vatandaşların torunları mezalim fırınını ziyaret ederek, yaşanan zulüm ve eziyeti anlattı.


Kozan’da tarihi çarşıda, geçtiğimiz yıllarda Tarihçi Yusuf Halaçoğlu tarafından yazısı hazırlanan, Kozan Belediyesi tarafından sembol fırın olarak ziyaretçilere açılan ’mezalim fırını’ Milli Mücadele kahramanlarının aileleri tarafından ziyaret ediliyor.


Sarıkamış şehidi olan Kerimce Mehmet’in torunu 83 yaşındaki Muzaffer Eroğlu babasının küçük yaşlarda Ermeni zulmüne tanık olduğunu ifade ederek, “Çocukken yabancıları görmek için askerleri görmek için çıktıkları bir tepede harnup dibinde yatan bir adamın Ermeni ve Fransız askerler tarafından ağaca asılıp altına ateş yakıp yaktıklarını babam anlatırdı. Kozanlıları fırınlarda yakmışlar. Gece gündüz tuttukları Türkleri bu fırınlarda yaktıklarını o dönem yaşayanlar hep aktarır ve bizler çocukken babalarımızdan bu zulüm ve eziyetleri dinledik. Fransız ve Ermeni askerler bölgede çok sayıda zülüm ve eziyet gerçekleştirmiştir” dedi.


Milli Mücadele kahramanlarından Sehlikzade Hasan Efendi’nin torunu Kemal Sehlikoğlu ise, “Onların iddia ettiği soykırım kesinlikle yok. Bunun için tarihi geçmişe baktığımız zaman biz millet olarak Çanakkale’de mücadele ederken Fransızlar bu bölgelerde yaşayan fanatik Ermenileri ayaklandırarak bir devlet kurma çabasına girmişler. Burada fırında yakılma olayları çok yaygın. Kaçkaç devri olarak bölgede bilinen ve Kurutuluş Savaşı’nın ilk meşalesinin yakıldığı bölgedir. Türk milleti hiçbir zaman soykırım yapmamıştır. Osmanlı Döneminde, Cumhuriyet Döneminde de zülüm ve eziyet yapmamıştır. Buradan giden Ermenilerin zarar görmemesi için Adana’ya kadar götürüldüğü bilinir. Buradan kaçan Ermeniler de aslında bunu burada Türklerle karşı kardeşçe yaşadığını, fanatik Ermenileri ayaklandırması ile Türklere zulüm ve mezalim yapıldığını aktarmaktadırlar” diye konuştu.



Ermenilerin mezalim yaptığı fırın tarihe ışık tutuyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kamp, karavan, outdoor, tiny house sektör liderleri Antalya’da Antalya’da bu yıl ikincisi düzenlenen Karavan, Karavan Ekipmanları, Kamp, Doğa, Su Sporları, Tiny House, Modüler Evler, Doğa Sporları, Avcılık, Balıkçılık ve Otomotiv Fuarı Antalya ANFAŞ Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. Fuarın açılış töreninde konuşan Antalya Valisi Hulusi Şahin, karavanla son yıllara farklı bir turizm konseptinin hızla geliştiğini, özellikle Kovid-19 salgını ve depremden sonra karavana ilginin arttığını söyledi. Avrupa ve ABD’de karavanın uzun yıllardır var olan bir turizm şekli olduğuna işaret eden Şahin, "Türkiye karavan turizmiyle yeni yeni tanışıyor, hızla da gelişiyor. Ciddi bir potansiyeli de bünyesinde barındırıyor. Antalya karavan rotalarında da bir numara" dedi. Karavanlarla doğa dostu turizm anlayışını benimsemenin önemine işaret eden Vali Şahin, doğayı korumak için doğru altyapının önemli olduğunu, bunun için herkese önemli görev düştüğünü anlattı. Depremlerde karavanın öneminin arttığına değinen Şahin, Kahramanmaraş merkezli depremlerde Malatya Valisi olarak görev yaptığını, o süreçte ilk 48 saatte İstanbul’dan gönderilen 150 civarında karavanın can simidi olduğunu ifade etti. Özellikle son dönemde nüfus yoğunluğu giderek artan şehirlerin ve alternatif tatil anlayışlarının ön plana çıkmasıyla karavan, kamp, doğa ve su sporlarına olan ilginin arttığına dikkat çeken JOJO Fuarcılık Genel Müdürü Hakan Görkem Işım ise, "Antalya’nın bugüne kadar dünya genelinde yapılan tanıtımlarına farklı bir sektörden yeni bir kol oluşturacak bu fuar pandemi sonrası tüm dünyada popülerliği artan ve tanınan kamp, karavan, tiny house ve outdoor sektörünü ve Antalya turizmini ileri bir boyuta taşıyacaktır. Bu fuarla, firmaların iş hacmini arttırmak, yeni bağlantılar kurmak, sektördeki gelişime ayak uydurmak ve kamp karavan sektörünü bir üst seviyeye taşımak için sektör devlerini tek çatı altında buluşturmayı hedefliyoruz" dedi. Fuar 4 Mayıs’a kadar gezilebilecek.
Balıkesir Okul civarında sürücü kursuna velilerden tepki Karesi ilçesinde bulunan Albay Cafer Tayyar Nuran Oğuz Ortaokulu’nun giriş-çıkış ve çevresi sürücü kursları tarafından acemi şoför adaylarına eğitim alanı olarak kullanılıyor. Veliler ölüme varabilecek bir facia yaşanmadan acemi sürücü eğitim alanının değiştirilip okul çevrelerinden uzak tutulmasını istiyor Karesi ilçesi Paşaalanı Mahallesi’nde bulunan Albay Cafer Tayyar Nuran Oğuz Ortaokulu çevresinde acemi sürücülere ders verilmesi öğrenci velilerini endişelendiriyor. Veliler ölüme varabilecek bir facia yaşanmadan eğitim yerinin değiştirilmesini istiyor. Veliler, acemi sürücülerin eğitim aldığı güzergâhın öğrenciler için güvenli olmadığını belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen sürüş eğitim güzergâhının okul önlerinden kaldırılması gerektiğini belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Veliler Mili Eğitim ve Büyükşehir’e dilekçe verdiler Bazı veliler avukatları aracılığı ile Karesi Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama Ve Raylı Sistemler Daire Başkanlığı’na dilekçe vererek, kurs güzergahının değiştirilmesini talep etti. Derslerin okul çevresinden daha uzak bir noktada yapılmasının gerektiğini ifade eden veliler, sürücü kurslarının belirlenen noktalarda eğitim verdiğini ancak esas problemin bu noktaların yanlış seçilmesi olduğunu vurguluyor. Konu hakkında gerekli mercilere şikâyette bulunduklarını belirten veliler bir çözüm üretilmediğini açıkladılar.
Antalya ATB Meclis Başkan Vekili Bülbül: "İhracat için radikal politikalar geliştirilmeli" Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkan Vekili Halil Bülbül, ihracat için radikal politikalar geliştirilmesi gerektiğini belirterek, "ABD Başkanı’nın anlık kararlarıyla başlayıp derinleşen ve yaygınlaşarak uluslararası ticareti etkileyen politikalarla karşı karşıyayız. Dünya ticaretinin ve büyümesinin yavaşlayacağı bu gidişatta böyle bir gümrük duvarı, ihracatımıza ilave olumsuz etkileri beraberinde getirecektir. Dünyada hakim olmaya başlayan "ucuz döviz, pahalı milli para" dönemine hazırlık yapmalıyız" dedi. Antalya Ticaret Borsası (ATB) Nisan Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB toplantı salonunda yapıldı. ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, tarım, ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İklim değişikliğinin etkilerinin yalnızca kutup bölgelerinde değil, ülkemizde de hissedildiğini belirten Bülbül, "İklim değişikliğinin etkilerini bizzat tarlalarımızda ve bahçelerimizde yaşıyoruz. Kuraklık, sel, don, hortum ve dolu gibi aşırı hava olayları her geçen yıl daha sık karşımıza çıkıyor. Geride bıraktığımız günlerde Malatya’dan Antalya’ya kadar birçok ilimizde kayısı, fındık, elma ve kiraz gibi ürünlerde ciddi don zararı oluştu. Korkuteli ve Elmalı ilçelerimiz de bu zararlardan etkilendi" dedi. Tarım sigortası çağrısı Ağır üretim maliyetleri altında ezilen üreticinin, yüksek sigorta primleri nedeniyle tarım sigortası yaptıramadığına dikkat çeken Bülbül, "Bu nedenle afetler karşısında savunmasız kalıyorlar. Tarım sigortasını bir zorunluluk olarak görmeli ve özellikle küçük üreticiyi koruyacak, maliyet yükünü azaltacak yeni bir model geliştirmeliyiz. Üreticilerin zararlarının karşılanması için bakanlığın çalışmalara başlaması önemlidir. Ancak tarım sigortası sisteminin köklü şekilde gözden geçirilmesi ve üreticiyi motive eden çözümlerin uygulanması gerekmektedir" diye konuştu. "İhracat için radikal politikalar geliştirilmeli" Ülke, Antalya ve tarım sektörü açısından gittikçe yükselen risklerin sadece doğa ve iklim olayları bakımından değil uluslararası politik kararlar bakımından da gerçekleştiğini kaydeden Halil Bülbül, kararlardan ihracatın etkileneceği uyarısında bulundu. Bülbül şunları kaydetti: "ABD Başkanı’nın anlık kararlarıyla başlayıp derinleşen ve yaygınlaşarak uluslararası ticareti etkileyen politikalarla karşı karşıyayız. Dünya ticaretinin ve büyümesinin yavaşlayacağı bu gidişatta böyle bir gümrük duvarı, ihracatımıza ilave olumsuz etkiler yapacaktık. Güncel gidişat devam ettiği sürece Dünya Ticaret Örgütü, işlevsiz hale gelecektir. Vakit kaybetmeden ithalatımız için ek tedbirler almalı ve ihracatımız için radikal politikalar geliştirmeliyiz. Dünyada hakim olmaya başlayan "ucuz döviz, pahalı milli para" dönemine hazırlık yapmalıyız." "Ur-Ge projeleriyle dünyaya açılıyoruz" Borsa olarak Ticaret Bakanlığı destekli Ur-Ge projeleri yürüttüklerini hatırlatan Başkan Vekili Halil Bülbül, "Bu kapsamda son 8 yılda 12 farklı ülkede 16 farklı program düzenledik. Kesme çiçek ihracatının geliştirilmesi kapsamında heyetimiz, Kolombiya, İngiltere, Kuzey İrlanda ve Kenya’nın ardından geçtiğimiz günlerde Japonya ve Güney Kore’ye ziyaretlerde bulundu. Yönetim Kurulu Başkanımız Ali Çandır başkanlığındaki heyetimizin elde ettiği kazanımların ticaretimize olumlu katkılar sunmasını diliyorum. Antalya Ticaret Borsası olarak, üyelerimizin ve sektörlerimizin küresel pazarlarda daha güçlü ve rekabetçi bir konumda olması için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" diye konuştu. "Lisanslı depoculuk için adım" Antalya’ya hububat kapsamlı lisanslı depo kazandırılması için ön fizibilite çalışması başlattıklarını duyuran Halil Bülbül, "İnşallah Borsamız öncülüğünde Antalya bu konuda da önemli bir adım atacaktır" dedi. "Yeni sistemle tarımın istihdama katkısı artar" Borsa olarak tarıma özel sosyal güvenlik sisteminin planlanması için harekete geçtiklerini anlatan Bülbül, iyi bir model oluşturmak için sektör paydalarının katılımıyla toplantılar düzenlediklerini belirtti. Bülbül, "Örtü altı ve tarla bitkileri kapsamlı odak grubu toplantılarımızı sektör temsilcileri, akademisyenler ve uzmanların katılımıyla tamamladık. Sizler de katkı verdiniz. Bu vesileyle hem sizlere hem de kurum ve kuruluşların katılımcılarına teşekkür ediyoruz. 2016-2017 döneminde olduğu gibi, bir çalıştay ile çıktıları rapor haline getirip karar vericilerimizle paylaşacağız. Bu çalışmalarımızdaki temel amacımız, tarıma özel bir sosyal güvenlik modeli geliştirilmesidir. Böyle bir model geliştirilirse sektörümüz, yerinde istihdama ve ekonomiye daha fazla katkı sunacaktır" diye konuştu. "Komiteler yön veriyor" ATB meslek komiteleri toplantılarında gündeme gelen konularla ilgili de bilgi veren Bülbül, hububat üretiminde, bitki gelişiminin olumlu bir seyir gösterdiği, domates birim fiyatlarının düştüğü, bu durumun gelecek sezon üretim planlarını etkileyerek diğer ürün ve çeşitlere yönelimin artacağı, ay başında limon ihracatına ani şekilde getirilen ve daha sonra kaldırılan kısıtlamaların ticaretimize ve imajımıza zarar verdiği, bu tür kararların ilgili sektörlerden görüş alınarak uygulanması gerektiği, artan girdi maliyetleri, uzayan vade süreleri ve son elektrik zamlarının tarımsal üretim ve ticareti olumsuz etkilediği konularında değerlendirmelerde bulunulduğunu bildirdi. Bülbül, "Her zaman paylaştığımız gibi, meslek komitelerimiz çalışmalarımıza yön veren temel unsurlardır. Tüm komitelerimize, siz değerli meclis üyelerimiz aracılığıyla bir kez daha teşekkür ediyor, Mayıs ayının hepimiz için bereketli geçmesini diliyorum" dedi. Halil Bülbül, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci’nin annesi Eşe Ekinci’yi kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını da söylerken, "Teyzemize Allah’tan rahmet, Erdoğan Başkanımıza ve ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum. Mekanı cennet olsun" ifadelerini kullandı. Meclis’te üyeler, sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Ankara RTÜK Başkanı Şahin: "RTÜK olarak sokak röportajları hakkında bir çalışma başlattık" Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, "Sokak röportajlarında bireysel görüşlerin toplum geneline mal edilmemesi gerektiği üzerinde durulmuştur. RTÜK olarak sokak röportajları hakkında bir çalışma başlattık. Bu röportajların haber kanallarında ve televizyonlarda yayınlanmaması konusunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi. RTÜK himayesinde Ankara Üniversitesi, Ankara Bilim Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu ve İstanbul Aile Vakfı iş birliğiyle düzenlenen ‘Güçlü Medya, Bilinçli Toplum Zirvesi’, ikinci gününde Ankara Bilkent Otel ve Konferans Salonu’nda başladı. Medya dünyasını akademi, sivil toplum ve kamu kurumlarıyla bir araya getiren etkinliğe RTÜK Başkanı Şahin’in yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve üniversite rektörleri katıldı. "Sosyal medya içerikleri bilimsel bir yayıncı faaliyeti değildir" Zirvenin açılış konuşmasını yapan RTÜK Başkanı Şahin, bu zirveyle sadece bugünü değil yarını da inşa edeceklerine emin olduğunu dile getirerek, "Bu zirvenin toplumsal değerlerin öğreticisi olarak da kritik bir yeri olmaktadır ancak yanlış kullanıldığında ayrışmayı, kutuplaşmayı ve bilgi kirliliğini tetikleyebilir. Bu noktada yayıncıların, içerik üreticilerinin ve bizlerin sorumluluğu büyüktür. Sosyal medya içerikleri bilimsel bir yayıncı faaliyeti değildir. Aynı zamanda toplumsal bir niteliktir, şiddet faaliyetidir. İki günlük bu zirvemiz de faaliyetlerine ve boyutlarına yöneldiğimiz bir platform olarak bize çok değerli katkılar sağlıyor" diye konuştu. "RTÜK olarak sokak röportajları hakkında bir çalışma başlattık" Zirvede yapılan çalışmalarla aile bağlarını zayıflatan temaların arttığının tespit edildiğini ifade eden Şahin, uzmanlarca bu duruma azami önem gösterilmesinin şart olduğunu kaydetti. Şahin, "Dijital platformlara ilişkin olarak toplum temelli alanlara ihtiyaç duyulmuştur. Haber dilinin teşvik edilmesi gerektiği görülmüştür. Sokak röportajlarında bireysel görüşlerin toplum geneline mal edilmemesi gerektiği üzerinde durulmuştur. RTÜK olarak sokak röportajları hakkında bir çalışma başlattık. Bu röportajların haber kanallarında ve televizyonlarda yayınlanmaması konusunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konunun hem idari hem hukuksal boyutlarını ele aldığımızı belirtmek isterim" ifadelerini kullandı. "Gündüz kuşağı programlarında şiddet temaları sık sık gündeme gelmektedir" RTÜK’ün önceliğinin medyadaki kaliteyi arttırmak olduğunu belirten Şahin, ifade özgürlüğüyle toplumsal sorumluluk arasındaki sağlıklı dengeyi korumanın bilinçli ve güçlü bir topluma katkı sunmak anlamına geldiğini söyleyerek, "Bu durumda medya kuruluşlarımıza yol göstericilikte çok fazla çalışmayı yönetmekteyiz. Aile Bakanımız ve Milli Eğitim Bakanımız da bu konuları yakından takip ediyorlar. Gündüz kuşağı programlarına da ayrıca bir parantez açmak istiyorum. Programda gündüz kuşağı ile alakalı çok fazla tartışma yaşanmıştı. RTÜK’e gelen en büyük şikayetlerin de bu programlarla alakalı olduğunu söylemek isterim. Bu programlar çok fazla şikayet almakta ama aynı zamanda da çok fazla izlenmekte. Bu tür programlarda mahremiyet ihlalleri yaşanmakta ve şiddet temaları sık sık gündeme gelmektedir. Canlı yayından kaldırılması kurgu karakterlerin yasaklanması ve pozitif içerik şartı getirilmesi önemlidir, bunu değerlendireceğiz" açıklamasında bulundu. "Takibinde bile utanabileceğimiz görüntülerin halkın önüne konulmasına karşıyız" Medya patronlarına kendi çocuklarına ya da ailelerine izletemeyecekleri yayınları yayınlamaları çağrısında bulunan Şahin, "İlke ve kararlarımıza uygun davranın. Aksi taktirde daha önce de olduğu gibi yayından kaldırılan belirli programlar olması kaçınılmazdır. Halktan gelen şikayetlere tepkisiz ve takipsiz kalamayız. Ailemiz, çocuklarımız ve kadınlarımız toplumumuzun mihenk taşlarıdır. Onlara zarar veren, ailemizden çocuklarımızdan ve toplumumuzun her kesimini ilgilendiren bu konuda izleyebileceğimiz onlarla birlikteyken takibinde bile utanabileceğimiz görüntülerin halkın önüne konulmasına karşıyız. RTÜK olarak da tam olarak bunun peşindeyiz" ifadelerine yer verdi.