ASAYİŞ - 24 Mayıs 2022 Salı 10:06

Evde, asansörde taciz edip işkence yaptı

A
A
A
Evde, asansörde taciz edip işkence yaptı

Adana’da Fide Uyarlar adlı kadın birkaç kez "merhaba" dediği erkek tarafından evinde alıkonulup, asansörde tacize uğradığını, günlerce işkence gördüğünü öne sürerek şikayetçi oldu.

Adana’da Fide Uyarlar adlı kadın birkaç kez "merhaba" dediği erkek tarafından evinde alıkonulup, asansörde tacize uğradığını, günlerce işkence gördüğünü öne sürerek şikayetçi oldu. Zanlının kadını asansörde taciz etmesi ve evine girip kadını darp etmesi anbean görüntülendi


Edinilen bilgiye göre olay, Seyhan ilçesine bağlı Gürselpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, İstanbul’da genel koordinatör olarak görev yaparken babası rahatsızlanınca Adana’ya gelen Fide Uyarlar (42) evinin bahçesinde köpeklerini gezdirirken Gökhan K. (45) ile tanıştı. Sadece birkaç kez Gökhan K. ile merhabalaşan Uyarlar, daha sonra şahsın tacizine maruz kaldı. Uyarlar’ın evine giren şahıs kadını günlerce alıkoyup taciz edip, kolunu kırdı. Kadın ise korkusundan ve bir daha kendisine bulaşmaması için şikayetçi olmadı. Ancak Gökhan K. bir süre sonra tekrar genç kadının evine gelip zorla evde kalıp kadını günlerce darp etti. Bir süre sonra da Uyarlar’ı asansöre binerken yakalayan şahıs onu taciz etti. Kadın da Gökhan K.’den kurtulmak için ona tokat atıp tekrar asansöre bindi ancak zanlı da arkasından binip kadını taciz etti. Bu anlar anbean görüntülendi. Uyarlar, bunun üzerine zanlıdan şikayetçi oldu. Zanlı da kadın kendisine tokat attığı için şikayetçi olunca Fide Uyarlar hem şüpheli hem de müşteki oldu. Olay uzlaşmaya gidince kadın bir daha kendisini rahatsız etmeme karşılığında zanlı ile uzlaştı. Ancak zanlı uzlaşmasına rağmen 22 Mayıs günü genç kadının evine yan tarafının balkonundan girip, Uyarlar’ı darp edip taciz etti. Sabaha kadar evde kalıp kadına tecavüz etmeye çalışan zanlı daha sonra kaçtı. Bu anlar ise kadının evine yerleştirdiği güvenlik kamerası tarafından saniye saniye görüntülendi. Genç kadın, zanlı kaçtıktan sonra görüntülerle birlikte polise giderek şikayette bulundu. Zanlı da polis tarafından evine yapılan baskında gözaltına alındı.


Uyarlar, yaşadığı dehşet anlarını gözyaşları içinde anlatarak, “Bu bana yaptığı üçüncü darp vakası. Daha önce 1 hafta boyunca evimde beni hapsetti ve telefonlarıma el koydu. Daha sonra 1 ay ortalıktan kaybolmuştu. Uludağ’a gittim, orada düşüp bacağımı kırdım. Evde yürüteçle yürüyordum, gece 00.30’da içkili bir şekilde kapıma geldi. Gece 00.30’dan sabah 06.30’a kadar dövdü ve benimle evleneceksin diyerek zorladı. Bununla iyilikle konuştum tamam sen git, şimdi ailem gelecek dedim ve gitti. 1 hafta sonra benden uzak durması şartıyla uzlaşma imzaladım. Maalesef, bende kalıcı bir iz, yara ya da sakatlık bırakmaz ise içeriye atılmıyormuş. O nedenle ben bu uzlaşmayı imzalamak zorunda kaldım. Ben öldükten sonra hakkımı savunmayın” dedi.


Uyarlar, dün akşam 18.30 gibi, şahsın balkonundan evine girdiğinin altını çizerek şöyle devam etti:


“Köpeklerimi öldürmekle tehdit etti. Daha sonra çırılçıplak beni soydu ve tecavüz etmeye ve fotoğraflarımı çekmeye çalıştı. Bunları yaparsan hakkında kullanacağım deyince vazgeçti. Beni ailemle tehdit ediyor, mermi manyağı yapacakmış. Ben öldükten sonra benim hakkımı savunmayın, tek suçum istemiyorum demek. Ben kendimi savunurken tırnakladığım için ben şüpheli o ise mağdurmuş. Bu kişi ruh hastası, seven insan bunu yapmaz. Bu sevgi değil takıntı haline getirmiş. Bu kişi gidecek içeride birkaç ay yatacak daha sonra çıkınca yine gelip beni öldürene kadar uğraşacak. Beni döverken yalvarıyordum, ağzımdan ve burnumdan kan geliyordu öldür beni artık dedim artık. ‘Seni öldürmeyeceğim süründüreceğim’ dedi.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli DSO Başkanı Kasapoğlu: “İş dünyası gelecek nesillerin yetiştirilmesinde rol almaya hazır” DSO Meclisi Mayıs Ayı Olağan Toplantısında vize sorunları, Türkiye Yüzyılı Maarif Müfredatı Çalışması, Verimlilik Çalıştayı, Çivril OSB, Denizli Sanayi Odası’nın Türkiye’deki en mutlu iş yerleri listesinde yer alması gibi başlıklar yer aldı. Başkan Kasapoğlu, “Eğitim Müfredatı belirlenirken iş dünyası olarak, ülkemizi geleceğe taşıyacak nesillerin yetiştirilmesinde etkin bir rol oynamaya hazırız” dedi. Denizli Sanayi Odası (DSO) Meclisi Mayıs Ayı Olağan Toplantısı, DSO Müjdat Keçeci Meclis Salonu’nda yapıldı. Toplantı, Meclis Başkanı Okan Konyalıoğlu’nun oturumu açmasıyla başladı. Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ilk kez TBMM’deki meclis modelinin örnek alındığı yeni meclis düzeni ile gerçekleştirildi. DSO Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, yeni meclis düzeninin hayırlı olmasını diledi. Meclisin daha aktif olması ve Denizli Sanayi Odası birimlerinin de bu sürece dahil olması için çalıştıklarını kaydeden Kasapoğlu, gündemde yer alan önemli konu başlıkları, güncel ekonomik veriler, Nisan Ayı Oda Faaliyetleri ve gelecek ay yapılması planlanan çalışmalar hakkında meclis üyelerini bilgilendirdi. “Yeni müfredat düzenlemelerinde STK’ların görüşleri de dikkate alınmalı” Konuşmasının önemli bir kısmını Millî Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredat taslağına ayıran Başkan Kasapoğlu, “Dünyada değişen dengeler ve ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenebilecek şekilde esnek bir yapıyı benimsemesini arzu ettiğimiz yeni müfredat ile ilgili bizim de iş dünyası olarak bazı beklentilerimiz var. Millî bilince sahip, ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için faydalı olanı yapmayı ideal edinmiş; beden, zihin, kalp ve ruh bütünlüğüne sahip nesiller yetiştirilebilmesi için eğitim toplumumuzun en önemli mihenk taşıdır. 84 milyonluk ülkemizin 26 milyonu eğitim sisteminin bir parçası. Bu nedenle görüş almak için kamuoyuna tanınan sürenin değerlendirmeye yetmeyecek kadar kısa olmasının çok ciddi sonuçlar doğuracağı kanaatindeyim. Bu kısa zaman zarfında müfredatın mevcut eğitim sistemi içindeki eksikliklerle uyumlu bir şekilde münazara edilemeyeceği görüşündeyim” ifadelerini kullandı. Yeni Müfredat Taslağı ile ilgili beklentileri aktaran Kasapoğlu, “Toplumumuzdaki temel beklenti, eğitim içeriklerinin dünyanın değişen şartlarına uygun bir biçimde iyileştirilmesi, düzenlemelerin mevcut sorunların çözümüne odaklanması, eğitimde istikrarı sağlayarak kalıcı bir devlet politikası oluşturulması yönünde. Eğitim Müfredatı belirlenirken; iş dünyası olarak, ülkemizi geleceğe taşıyacak nesillerin yetiştirilmesinde etkin bir rol oynamaya hazırız. Ayrıca, meslek liselerinin güçlendirilmesi ve eğitim süreçlerinin iyileştirilmesi anlamında bu çalışmayı önemli buluyoruz. Eğitim sistemimizin ve müfredatımızın belirlenmesinde her türlü iş birliğine ve katkıya açık olduğumuzu da bir kez daha vurgulamak istiyorum” diye konuştu. “DSO’nun bu öncü rolü, diğer sivil toplum kuruluşlarına da ilham verecektir” Türkiye’deki En Mutlu İş Yerleri Listesi’nde Denizli Sanayi Odası’nın da yer almasıyla ilgili meclis üyelerini bilgilendiren Başkan Kasapoğlu, Bu ödülün beraberinde kaliteli hizmet ve daha pek çok başarıyı getireceğini de sözlerine ekledi. Başkan Kasapoğlu, “Denizli Sanayi Odası’nın bu öncü rolü, diğer sivil toplum kuruluşlarına da ilham kaynağı olarak faaliyetlerini geliştirmeleri ve çalışanlarına daha iyi bir iş deneyimi sunmaları için teşvik edici olabilir. Bu sonucun, tüm iş dünyası için bir örnek teşkil ederek, Türkiye’de daha mutlu ve üretken iş yerlerinin oluşmasına katkıda bulunacağına yürekten inanıyoruz” dedi. Başkan Kasapoğlu, Nisan Ayı içerisinde gerçekleştirilen faaliyetler, çalışmalar ve verilerle ilgili meclis üyelerini bilgilendirdi. Başkan Kasapoğlu’nun konuşmasından sonra toplantı, 14-29 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen ve DSO Meclis Başkanı Okan Konyalıoğlu’nun da katıldığı Çin Seyahati ile ilgili yapılan sunum ile devam etti. Bu sunumda Çin seyahatindeki gözlem, tespit ve öneriler ele alındı.
Manisa Soma faciasında 28 kamu çalışanının yargılaması başlıyor Manisa’nın Soma ilçesinde 10 yıl önce 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili Soma Davasında yer almayan kamu çalışanları da yargı karşısına çıkıyor. Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin hayatını kaybettiği maden kazasıyla ilgili Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 28 kamu çalışanı hakkında açılan kamu davası yarın başlıyor. 2015 yılında başlayan ve 3 yıldan fazla süren dava sürecinde kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemişti. 301 madencinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan maden kazası nedeniyle Soma Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma neticesinde ihmali bulunan 28 kamu görevlisi hakkında iddianame düzenlenerek Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştı. Kamu davasının ilk mahkemesi 8 Mayıs Çarşamba günü Saat 09.15’te Soma Adliyesi’nde başlayacak. Soma Davası 3 yıldan fazla sürdü Soma Maden faciasıyla ilgili olarak 13 Nisan 2015 tarihinde 8’i tutuklu 37’si tutuksuz toplam 45 sanık, 162 mağdur yaralı, 487 maktul müşteki ve 436 tanık ile Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde başlayan ceza davası 11 Temmuz 2018 tarihinde görülen 22. duruşma ile tamamlandı. Soma Kömür İşletmeleri yönetim kurulu başkanı, genel müdürü, işletme müdürü ve yardımcısının da içlerinde bulunduğu 14 sanık hapis cezası alırken, diğer 37 sanık beraat etti. 9 Şubat 2021’de tutukluların, tutuksuz yargılanmalarına karar verildi.
Konya Kayıp kadın için 10 ay sonra yeniden ceset arama çalışması yapıldı Konya’nın Akşehir ilçesinde 6 Temmuz 2023 tarihinde kaybolan ve kocası tarafından öldürülüp uçurumdan atıldığı iddia edilen Bedriye Kılıç’ın cesedi geçen yıl kocasının gösterdiği yerde bulunamazken, kayıp kadının babası Oktay Er’in verdiği dilekçe sonrasında kadavra köpekleri ile yeniden ceset araması yapıldı ancak bir sonuç alınamadı. Olay, 6 Temmuz 2023 tarihinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, o zamanki süreçte bir TV programında kayıp olarak aranan 3 çocuk annesi 35 yaşındaki Bedriye Kılıç’ın ailesi ve yakınları, kadının yıllarca şiddet ve eziyet gördüğü eşi T.K. tarafından ortadan kaybedildiğini iddia etti. Eşinin kaybolmasıyla ilgili çelişkili açıklamalarıyla dikkat çeken T.K.’nin Bedriye Kılıç’ı bir televizyon kanalına röportaj verdi diye öldürdüğü öne sürüldü. Suçlamaların odağındaki koca T.K.’nin eşi kaybolduktan bir hafta sonra pavyona gittiği, mekanda çalışan kadınlarla birlikte alkol alıp eğlendiği ortaya çıktı. Bedriye Kılıç’ın kaybının 115. gününde ise kocası T.K.’den cinayet itirafı geldi ve T.K. 28 Ekim 2023 tarihinde tutuklanarak cezaevine gönderildi. T.K.’nın cesedi attığını iddia ettiği yer olan Cankurtaran Mahallesi Harlak Mevkii’nde yapılan aramalarda bir sonuca ulaşılamazken, ceset ya da parçaları bulunamadı. Tekrar arama yapıldı, sonuç çıkmadı Bedriye Kılıç’ın babası Oktay Er tarafından mahkemeye verilen dilekçe ile şüphelenilen yerlerde kadavra köpekler aracılığıyla arama çalışmaları yapılırken, çalışmalarda herhangi bir bulguya rastlanmadı. Bedriye Kılıç’ın annesi Sona Er ceset arama çalışmaları yapılan yerde gözyaşlarına boğuldu. Baba Oktay Er, “Sağ olsun emniyet güçlerimiz, jandarma, polis, kadavra köpekleriyle geniş bir alanda arama yaptı. Hiçbir şey bulamadık. Şüphelendiğim yer olarak burası vardı. Buradan da umudumuz kesildi. Ben şimdi Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanına güveniyorum. Çocuğumun ölüsünün ya da dirisinin bulunmasını istiyoruz. Hanımımın haline bakın, perli perişanız. Hepimiz bittik. Sabrımız da bitti. Şimdiye kadar T.K. konuşturulup, benim kızımın nerede olduğu söyletilirdi. Eğer ceset bulunamazsa T.K.’nin cezaevinden çıkacağı söyleniyor. T.K. de bu yüzden cesedin yerini söylemiyor. Benim kızımın kanı yerde kalmasın. Bu işte T.K.’nin anasının ve babasının da eli var. Çünkü bu iş bir kişilik iş değil. Üçüncü kattan bir kişi cesedi aşağıya indiremez. Adalete güveniyoruz, başka bir güvencemiz yok. Adalet, adalet, adalet” dedi. 9 aydır beklediklerini söyleyen acılı baba Oktay Er, hiçbir şey bulunmadığını belirterek “Bu mevkide kızımın kaybolduğu zamanlarda geniş yol çalışmaları vardı. Buraya toprak hafriyatı dökülüyordu. Attım dediği yerde bulunamayınca buraya gömmüş olabileceğinden ya da attığından şüphelendim. Mart ayında dilekçe verdim mahkemeye, bugün arama yapıldı. Yani umudum kesilsin diye arama yaptırdım. Buraya 300-400 kamyon toprak hafriyatı döküldü. Belki gömmüşlerdir, üstüne toprak da atıldı diye şüphelendiğim için arama yaptırdım. Emniyet güçleri de geldi aradı kadavra köpekleriyle hiçbir şey bulamadık. Boynu bükük kaldık şimdi yine, köyümüze dönüyoruz. 9 ay daha mı 9 sene daha mı bekleyeceğiz? Bu kızın cesedinin bulunması için Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanına güveniyoruz” diye konuştu. Anne Sona Er ise “Yardım etsinler bize, elimizden tutsunlar. Kanı yerde kalmasın, ne olur yardım etsinler bize. Başka bir şey istemiyorum. 9 aydır ne çektiğimizi bir Allah biliyor, bir de ben biliyorum” diye gözyaşlarına boğuldu.
Bursa Tesettür mayo defilesinde Halima Aden rüzgarı esti Dünyaca ünlü top model Halima Aden, muhafazakâr giyim markası Marina’nın yeni sezon mayo koleksiyonunu İstanbul’da tanıttı. Markanın yeni mayo koleksiyonu için podyuma çıkan dünyaca ünlü model, seçkin davetlilerin olduğu defilede büyük ilgi gördü. Dünyanın ilk başörtülü modeli Halima Aden, Türkiye’nin ünlü modest mayo markası Marina’nın exclusive defilesinde marka yüzü olarak boy gösterdi. Marina Mayo, sekiz yıldır beş kıtada 60 ülkeye muhafazakâr giyim ve tesettür mayo modası ihraç ediyor. Firmanın yeni tesettür mayo koleksiyonu İstanbul’da düzenlenen görkemli bir defile ile tanıtıldı. Defilede dünyaca ünlü tesettür modeli Halima Aden podyuma çıktı. Defileye İstanbul’un cemiyet, iş ve sanat dünyasından seçkin birçok davetli katıldı. Türkiye’den ve dünyanın farklı ülkelerinden moda tasarımcıları, influencer’lar, blog yazarları, medya mensupları da defilede yer aldı. Marina’nın yeni mottosu duyuruldu: Kendin ol, Marina ol Halima Aden’in tanıttığı yeni Marina koleksiyonu davetlilerden büyük beğeni ve alkış aldı. Marina, inançlarına uygun giyim tarzı oluşturmak isteyen her kadının kendini şık ve rahat hissetmeye hakkı olduğu bilinci ile muhafazakâr kadınların giyim tarzını sorgulayanlara yeni bir motto ile cevap verdi. Marina’nın yeni mottosu defilede duyuruldu. Türkçe "Kendin ol, Marina ol", İngilizce "Be Yourself, Be Marina" şeklindeki motto, Halima Aden tarafından defilede dile getirdi. Defilede Halima Aden rüzgarı esti Muhafazakâr modanın gözde isimlerinden hijabi model Halima Aden, podyumdaki performansı ile davetlileri adeta büyüledi. Halima Aden, defile öncesi ve sonrasında hayranlarıyla bol bol fotoğraf çektirdi. Somali asıllı Amerikalı model Halima Aden, defileye katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Burada olduğum için gerçekten çok mutluyum. Buraya Marina için geldim. Muhafazakâr kadınlar olarak güzel ve kaliteli giyinmek bizim de hakkımız. Biz de çok güzel giyinmeliyiz. Koleksiyonu çok beğendim. Davet için çok teşekkür ederim." dedi. Muhafazakâr modanın giderek büyüyeceğine dikkat çeken Aden, "Sadece bugün buradaki kadınların ne kadar güzel giyindiğini görmek bile bunun büyüyeceğini kanıtlıyor. Moda çıplaklık olmak zorunda değil." görüşünü dile getirdi. Aden, gençlere de, "Kendinizi değil, oyunu değiştirin!" diye seslendi. Ünlü model, Marina markasını yakından takip ettiğini ve ürünlerini çok beğendiğini de sözlerine ekledi. “Gayrimüslim kadınlar da markamızı tercih ediyor” Marina Kurucu Ortağı Sinan Bilen ise, şunları ifade etti: "Muhafazakâr giyinen kadınlarımızın yüzmek için daha fazla alternatife sahip olması için 2016 yılında kurulmuş bir markayız. Tüm dünyaya satış yapıyoruz. Türk ürünlerini ve tasarımlarını yurt dışına taşıyan bir markayız. Ne kadar kaliteli, şık ürünler yaptığımızı yurt dışında da gösteriyoruz. Muhafazakâr kadınların yanı sıra plajda şık tesettür mayolu kadınlar, farklı dine mensup kadınların da dikkatini çekiyor. Farklı ülkelerde birçok gayrimüslim kadın, rahat ve şık görünmek için markamızı tercih ediyor. Bu da kuruluş felsefimizin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor ve motivasyonumuzu daha da artırıyor." Marina Kurucu Ortağı Alican Bilen de, Türkiye’nin ve dünyanın en popüler tesettür mayo markası olmak için globalde yatırımlarına devam ettiklerini kaydetti. Halima Aden, 2016 Miss ABD Güzellik Yarışmasının bikinili bölümünde tesettür mayosuyla podyuma çıkmıştı. ABD’de bir güzellik yarışmasında ilk tesettür mayo giyen Müslüman kadın olmuştu. Ayrıca, Vogue ve Sports Illustrated’in dergilerine kapak olan ilk başörtülü Müslüman model olmuştu.