SAĞLIK - 13 Ocak 2020 Pazartesi 09:45

Gen tedavileri hemofili hastalarına da umut vaat ediyor

A
A
A
Gen tedavileri hemofili hastalarına da umut vaat ediyor

Acıbadem Adana Hastanesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bölüm Sorumlusu Prof.

Acıbadem Adana Hastanesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Antmen, Türkiye’de ilk kez genç erişkin bir hemofili hastasına gen tedavisi uyguladıklarını söyledi.


Prof. Dr. Bülent Antmen, insan genomunda yaklaşık 25 bin gen bulunduğunu ve bunların yaklaşık 4 bininin hastalık oluşturan genler sınıfında yer aldığını belirterek, “Tıbbi araştırmalar, genetik hastalıkların şifrelerini bir bir çözmeye devam ediyor. Tanı ve tedavi yöntemleri geliştiriliyor. Bir bireyde bulunan binlerce gen PCR metodolojisi ve ‘mikroarrays’ aracılığı ile bugün artık detaylı bir şekilde taranabiliyor. Gizemini koruyan pek çok hastalık genetik tarama sayesinde yakın ya da orta vadede korku duyulan bir hastalık olmaktan çıkacak. ‘Hemofili’ hastalığı da bunlardan biri ve yeni geliştirilen gen tedavi yöntemleri ile kalıcı iyileşme sağlanabiliyor” dedi.


Hemofili hastalarında pıhtılaşma faktörünün ya hiç yok ya da az miktarda bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Antmen, “Faktör 8 veya faktör 9 eksikliği sonucunda gelişen kalıtsal bir kanama bozukluğu olan hemofili eklem içi ve kas içi kanamalarla kendini gösteriyor. Sıklığı hemofili B’ye göre 5-6 kat daha fazla olan faktör 8 eksikliği hemofili A, yaklaşık 5 bin erkek doğumundan birinde görülüyor. Faktör 9 eksikliği ise hemofili B olarak adlandırılıyor. Tüm hemofili hastalarının yüzde 85’ini hemofili A, yüzde 15’ini ise hemofili B grubundakiler oluşturuyor. Hastalık çoğunlukla taşıyıcı annelerden erkek çocuklarına geçiyor; çok nadir olmakla birlikte kız çocuklarında da görülebiliyor. Bunun için hem annenin hem de babanın taşıyıcı olması gerekiyor” şeklinde konuştu.



Türkiye’deki ilk gen tedavileri uygulandı


Hem hemofili A hem de hemofili B hastalıkları için gen tedavisi alanındaki çalışmaların tüm dünyada halen devam ettiğini kaydeden Antmen, şunları söyledi:


“Pek çok ülkenin içinde yer aldığı hemofili tedavisine yönelik yeni bir araştırma sürdürülüyor. Bu araştırma kapsamında Türkiye’deki hemofili hastalarına yönelik tedavi, Acıbadem Adana Hastanesi Pediatrik Hematoloji Departmanı, uluslararası klinik çalışma bölümünde gerçekleştirildi. Acıbadem Adana Hastanesi’nde, Türkiye’de ilk kez genç erişkin bir hemofili hastasına gen tedavisi uygulandı.”


Prof. Dr. Bülent Antmen başkanlığında Prof. Dr. İlgen Şaşmaz, Dr. Barbaros Şahin Karagün’le birlikte oluşturulan pediatrik hematoloji araştırma ekibi 29 yaşındaki ağır hemofili B hastasına ilk gen tedavisini uygulamasının ardından Sağlık Bakanlığının onayı ile yapılan bu yeni gen tedavisinin sonuçlarının 4-6 hafta arasında alınması bekleniyor.


Hastanın, daha önce hemofili B hastalığı nedeniyle eklem, kas kanama riskini bertaraf etmek için her hafta en az 2 kez damar yolu ile faktör IX konsantresi yapmak zorunda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Antmen, bu hastalığa yol açan mutasyonun karaciğerden faktör IX’in üretimine engel olduğunu, karaciğer hücrelerinden bu proteinin genetik olarak üretilmesini sağlamak için rekombinant teknoloji ile üretilmiş bir virüs içine yerleştirilen gen parçası ile ve bu virüsün tek bir kez uygun koşullarda ve miktarda hastaya damar yolu ile verilmesinin sağlanması ile tedaviyi gerçekleştirdiklerini kaydetti.


Genetik çalışmaların hız kesmeden devam ettiğini söyleyen Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Antmen, “Tedavilerin güvenli olduğuna dair çalışmaların bitirilmesinden sonra hastaların bu yeni tedavi sürecine sıcak bakması çok büyük önem taşıyor. Ancak bu sayede pek çok hastalığın tedavisini sağlayabileceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor. Ateşkes ve insani yardımcıların Gazze’ye kesintisiz ulaştırılması hususunda İsrail yönetimine daha fazla baskı yapılması gerekiyor” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’yi Vahdettin Köşkü’nde kabul etti. Basına kapalı gerçekleşen kabulün ardından iki lider ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Hollanda ile 400 yıllık bir geçmişimiz var. Görüşmelerimizde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu iş birliğini gözden geçirdik. Ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçlenmeye devam ediyor. Hollanda Türkiye’deki en büyük yatırımcı ülke konumunda. İkili ticaretimiz geçtiğimiz sene 13 milyar doları buldu, bu rakamı 20 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Başbakan’la başta Gazze ve Ukrayna özelinde ortak güvenliğimizi ilgilendiren gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor. Ateşkes ve insani yardımcıların Gazze’ye kesintisiz ulaştırılması hususunda İsrail yönetimine daha fazla baskı yapılması gerekiyor. Terörle mücadele konusu da istişaremizin en öncelikli başlıklarından birisiydi. Türkiye’nin bölücü terörü ile mücadele noktasında ödediği ağır bedeller ortadadır. Aralarında çocukların, kadınların, sivillerin ve güvenlik güçlerinin olduğu binlerce vatandaşımızı PKK’nın saldırılarında kurban verdik. PKK ve uzantıları başta olmak üzere hiçbir terör örgütüne müsamaha gösterilmemesi gerektiğini ifade ettim” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz ayında Washington’da gerçekleştirilecek NATO Genel Sekreteri seçimine ilişkin ise, “Kararımızı stratejik akıl ve hakkaniyet çerçevesinde vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” dedi. “NATO’nun Türkiye’ye ihtiyacı var” Hollanda Başbakanı Mark Rutte ise, “Türkiye şu anda belirleyici bir rol oynamakta ve bunu yaparken de Gazze’deki durumu çözme çabaları sarf etmekte, aynı zamanda Ukrayna’daki savaşla ilgili de çabaları var. Türkiye jeopolitik bir aktör. Gazze ve Ukrayna dahil tüm konuları detaylı konuştuk. 400 yılı aşan ikili ilişkilerimiz var. NATO Genel Sekreterliği adaylığım söz konusu. Türkiye zorlu bir bölgede. Terörizm var gündeminde maalesef. Bu konuyu da konuştuk. Türkiye NATO için çok önemli bir güç teşkil ediyor. NATO’nun güney kanadının Türkiye’ye ihtiyacı var, Türkiye’nin liderliğine ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.