SAĞLIK - 30 Temmuz 2025 Çarşamba 09:57

Kan şekeri yüksekliği tüm organları etkiliyor

A
A
A
Kan şekeri yüksekliği tüm organları etkiliyor

Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, Türkiye’de giderek artan diyabet vakalarına dikkat çekerek diyabetin sadece ‘şeker hastalığı’ olarak algılanmasının büyük bir yanılsama olduğunu, bu metabolik bozukluğun kalpten böbreklere, gözlerden sinir sistemine kadar tüm vücudu etkileyen çok yönlü bir hastalık olduğunu vurguladı.


Günümüzde diyabetin görülme sıklığı yalnızca artmakla kalmıyor, hastalık çok daha genç yaş gruplarında ortaya çıkıyor. Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, özellikle çocukluk çağında dahi tip 2 diyabet tanısı konulabildiğini, bunun da modern yaşamın getirdiği kötü beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik ve obezite ile doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Ertörer, diyabetin artık sadece yaşlılara özgü bir hastalık olmadığının altını çizdi.



"Birçok diyabet vakası tesadüfen yapılan kan şekeri ölçümüyle ortaya çıkıyor"


Prof. Dr. Ertörer, diyabetin iki ana tipi bulunduğunu belirterek, "Tip 2 diyabet toplumda en yaygın görülen formdur. Genellikle ileri yaşta ortaya çıkan ve başlangıçta ağızdan alınan ilaçlarla kontrol altına alınabilen bu form, zamanla insülin gerektirebilir. Tip 1 diyabet ise genellikle çocukluk döneminde başlar ve yaşam boyu insülin tedavisi gerektirir. Ancak bu ayrım mutlak değil, ileri yaşlarda da tip 1 diyabet gelişebilir. Birçok diyabet vakası asemptomatik olarak seyredebiliyor. Yani kişi herhangi bir belirti yaşamadan, tesadüfen yapılan kan şekeri ölçümüyle diyabet tanısı alabiliyor. Bununla birlikte, çok su içme, sık idrara çıkma, ağız kuruluğu ve kilo kaybı gibi klasik semptomlar da göz ardı edilmemeli" dedi.



"Tedavide insülin bir ceza değil, gereklilik"


Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, diyabet tedavisinde insülin kullanımının bir ceza değil, ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, "Özellikle tip 1 diyabetli bireylerde insülin tedavisi vazgeçilmez bir unsurdur. Tip 2 diyabette ise bazı dönemlerde -örneğin stres, ameliyat, enfeksiyon gibi durumlarda- geçici insülin ihtiyacı doğabilmektedir. Hastaya, ‘diyetine uymazsan insüline başlarım’ demek son derece yanlış bir yaklaşımdır. İnsülin, yaygın ön yargıların aksine hastalığın doğal seyrine göre gerekli hale gelen bir tedavi aracıdır" diye konuştu.


Diyabetin uzun yıllar kontrolsüz kalması durumunda, pankreasın insülin üretim kapasitesinin de giderek azaldığını belirten Ertörer, bu nedenle diyabetle yaşayan bireylerin zamanla insüline ihtiyaç duymasının olağan olduğunu vurguladı. Ertörer, tedavi sürecinin kişiye özel olduğunu ve doğru yönetildiğinde yaşam kalitesini artırmanın mümkün olduğunu ifade etti.



"Kendimizi korumak elimizde"


Toplumda diyabetin görülme sıklığının yüzde 15’in üzerinde olduğunu belirten Prof. Dr. Ertörer, "Bu oran gizli diyabet ve prediyabet evresindeki bireyler dahil edildiğinde yüzde 30’lara kadar çıkmaktadır. Bu tabloyu tersine çevirmek için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi şart. Diyabetten korunmak için düzenli egzersiz yapmak, işlenmiş ve rafine şeker içeren gıdalardan uzak durmak, kompleks karbonhidratları tercih etmek, sigaradan uzak durmak ve ideal kiloyu korumak önemli. Bu öneriler yalnızca diyabetten değil, kalp-damar hastalıkları ve obezite gibi diğer kronik hastalıklardan da korunmada etkilidir" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak Üniversitesi ilanları dikkat çekti Şırnak Üniversitesi’nde 17 Aralık 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan akademik kadrolarla ilgili ilan dikkat çekti. Üniversite tarafından yayımlanan ilanda, Şırnak Meslek Yüksekokulu için, Makine ve Metal Teknolojileri bölümü Makine Programı için açılan Doçent kadrosunda, "Lisans, lisansüstü eğitimlerini ve doçentlik unvanını Makine Mühendisliği bilim alanından almış olup, ‘Titreşim kontrolü ve PID tabanlı kontrol sistemleri’ konularında bilimsel çalışmaları olmak" şartı arandı. İlahiyat Fakültesi için, Felsefe ve Din Bilimleri bölümü Din Felsefesi anabilim dalı Doktor Öğretim Üyesi kadrosu için "İlahiyat Fakültesi lisans mezunu olmak; Din Felsefesi alanında yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlamış olmak 17. ve 19. yüzyıl filozoflarının teoloji, antropoloji ve din eleştirisine ilişkin akademik çalışmalar yapmış olmak" özel şartı arandı. Güzel Sanatlar Fakültesinde, müzik bölümü için açılan Doktor Öğretim Üyesi kadrosu için aranan şartlarda, "Doktorasını müzik eğitimi alanında yapmış olmak; bağlama eğitiminde egzersiz ve uyarlamaların önemi ile ilgili çalışmalar yapmış olmak" ifadeleri yer aldı. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu için, Tıbbi Hizmetler ve Teknikler bölümü, İlk ve Acil Yardım anabilim dalı için açılan Doktor Öğretim Üyesi kadrosunda, "Hemşirelik lisans mezunu olup Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği alanında doktora yapmış olmak ve doğum ve kadın sağlığı alanında çalışmaları olmak" şartı arandı. Silopi Meslek Yüksekokulu için, Finans Bankacılık ve Sigortacılık bölümü, Bankacılık ve Sigortacılık anabilim dalı için açılan Doktor Öğretim Üyesi kadrosu için "Katılım bankacılığı alanında çalışmalar yapmış olmak" şartı arandı. Şırnak Meslek Yüksekokulu için, Mülkiyeti Koruma ve Güvenlik bölümü için duyurusu yapılan Doktor Öğretim Üyesi kadrosunda da "Çatışma çözme becerileri üzerine çalışmalar yapmış olmak" şartı arandı. Konuya ilişkin Şırnak Üniversitesi yönetiminden herhangi bir açıklama yapılmadı.
Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde "Akademik Ödül Töreni" Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ), 2024-2025 eğitim yılında üniversitenin akademik performansına en çok katkı sunan akademisyenler ödüllendirildi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde terfi alan aynı zamanda üniversiteye 2024 yılında en çok katkı veren akademisyenlere başarı belgelerinin sunulduğu ve toplam 185 ödülün verildiği, "Akademik Ödül Töreni" HKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Haluk Kalyoncu’nun katılımıyla gerçekleşti. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Haluk Kalyoncu törende yaptığı konuşmada, "Hasan Kalyoncu Üniversitesi olarak, önceliklerimiz nitelikli eğitim ve kaliteyi, yeniliği ve öğrenci odaklı eğitim anlayışını ön planda tutmaktır. Toplumsal sorumluluğu merkeze alan sosyal, kültürel spor ve sanat faaliyetlerimiz, son yıllarda artan bilimsel yayın sayımız, ulusal ve uluslararası araştırma projelerimiz, sanayi ve kamu iş birliklerimiz ile girişimcilik ve Ar-Ge odaklı çalışmalarımız içerisinde öğrencilerimizin doğrudan yer alması öğrenci odaklı eğitim anlayışımızın somut göstergeleridir. Üniversitemiz, 2025 Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması sonuçlarına göre Türkiye genelinde 5’inci, vakıf üniversiteleri arasında ise 3’üncü sırada yer alarak öğrenci memnuniyetinde önemli bir referans noktası haline gelmiştir. Buna benzer sıralamalarda derece elde eden, önemli başarılara imza atan ve üniversitemizi başarıyla temsil eden akademisyenlerimize, öğrencilerimize ve araştırma görevlilerimize, mütevelli heyetimiz adına şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Açılışta konuşan Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Rektör Vekili Prof. Dr. Gül Rengin Küçükerdoğan da, "Kurulduğu günden itibaren üniversitemizin başlıca amacı akademik bilgisi ve mesleki donanımı yüksek, milli ve etik değerleri önemseyen bireyler yetiştirmek ve ülkemizin geleceğinin biçimlenmesine katkıda bulunmaktır. Üniversitemiz yükseköğretim ekosisteminde hızla her alanda yükselişine devam etmektedir. 2025 yılı Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması sıralamasına göre üniversitemiz, Türkiye’deki 208 üniversite arasından ‘genel memnuniyet’ sıralamasında 5’inci sıraya yükselmiştir. Türkiye’deki 74 vakıf üniversitesi arasında da ise 3’üncü sırada yer almaktadır. Yerleşke ve Yaşamın Doyuruculuğu alanında öğrencilerin beklentilerini en üst düzeyde karşılayan ‘A+üniversite’ notunu almıştır. Aynı zamanda URAP sıralamasında Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında 17’inci sırada ve Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksinde 8’inci sıradadır. Kampüsümüz GreenMetric 2025 sıralaması sonuçlarına göre, son 5 yılda 174 sıra birden yükselerek dünya genelinde 201’inci, Türkiye’de 23’üncü, vakıf üniversiteleri arasında 5’inci sıraya yerleşmiştir. Üniversitemiz ayrıca uluslararasılaşma konusunda da büyük adımlar atmaktadır. Tüm bu başarılar üniversitemiz idari ve akademik kadrosu tarafından gerçekleştirilmektedir. Hepsini kutluyorum" dedi. Akademisyenler ödüllendirildi Yaptıkları bilimsel çalışmalarla Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin akademik performansına önemli katkılar sunan öğretim elemanları, törende ödül heyecanı yaşadı. Bu kapsamda akademik teşvik puanı en yüksek olan, saygın indeksli dergilerde en fazla yayın ve atıf gerçekleştiren, proje başvuruları kabul edilen, ulusal ve uluslararası patentleri tescillenen, Sosyal Girişimcilik, Güçlendirme ve Uyum Projesi (SEECO) kabul alan, Gaziantep OSB Teknokent’te şirket kuran, medyada görünürlüğü bulunan, uluslararasılaşmaya katkı sağlayan, uluslararası jürilerde görev alan, sanat ve tasarım alanında faaliyet yürüten, akademik unvan yükseltmesi alan ve uluslararası sıralamalara katkı sunan çalışma gruplarında yer alan akademisyenlere ödülleri takdim edildi. Ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında projesi kabul edilen öğrenci toplulukları, TEKNOFEST’te birincilik elde eden Viento UAV Takımı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen "Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053 Üniversiteler Arası Ar-Ge Fikir Yarışması" Havacılık-Uzay kategorisinde "En Yerlileştirilebilir" mansiyon ödülüne layık görülen öğrenciler; savunma, güvenlik ve afet yönetimi alanlarında Türkiye’nin yerli ve millî kapasitesinin güçlenmesine katkı sunan yüksek lisans öğrencisi ile sinema alanında başarı gösteren öğrenciler de ödüllendirildi.