GENEL - 19 Mayıs 2022 Perşembe 12:04

Mehmet Uluğtürkan: “Atatürk’ün vatanı kurtarma planı Adana’da başladı”

A
A
A
Mehmet Uluğtürkan: “Atatürk’ün vatanı kurtarma planı Adana’da başladı”

Gazeteci-Yazar Mehmet Uluğtürkan, Mustafa Kemal Atatürk’ün vatanı kurtarma planını Samsun’a ayak basmadan 6 ay önce Adana’da yaptığını söyledi.

Gazeteci-Yazar Mehmet Uluğtürkan, Mustafa Kemal Atatürk’ün vatanı kurtarma planını Samsun’a ayak basmadan 6 ay önce Adana’da yaptığını söyledi.


‘Madalyasız’ ve ‘Kayıp Sancak’ adlı Kurtuluş Savaşı romanlarının yazarı Mehmet Uluğtürkan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesinde özel bir lisede düzenlenen ‘Kurtuluş Savaşı ve Adana’ konulu konferansta öğrencilerle bir araya geldi. Uluğtürkan, Mustafa Kemal Paşa’nın Osmanlı İmparatorluğu’nu tarihin tozlu sayfalarına gömen Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından Adana’da haberdar olduğunu belirterek, “İstanbul Hükümeti, bu imzayla artık her şeyin bittiğini kabul etmişti. Ortadoğu’da, Balkanlar’da topraklarımızı kaybetmiştik. Bir İngiliz savaş gemisi anlaşmaya rağmen İskenderun’a asker çıkarmaya hazırlanmıştı. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Hükümeti’nin ‘İngilizleri kızdırmayalım’ telkinine rağmen o gemiye ateş açtırdı. Bu davranışıyla adeta cezalandırılarak İstanbul’a çağrıldı. Ama Mustafa Kemal Paşa, on gün kaldığı Adana’da yiğit Adanalılarla birlikte en ayrıntılı detayına kadar kurtuluşun planlarını yaptı. Mustafa Kemal Paşa, Adanalıların ‘İstanbul Hükümeti teslim olmuş olabilir; biz savaşmadan, ölmeden, öldürmeden, işgalci düşmanı vatanımızdan atmadan teslimiyetçi olmayacağız’ sözlerinden çok etkilendi. Adanalıların gözlerinin içerisinde kurtuluş ışığını gören Mustafa Kemal Paşa, bu kararlılıkla vatanın kurtulacağına Adana’da inandı. Adana’dan İstanbul’a döndüğü gün Boğaz’daki düşman gemilerine ‘Geldikleri gibi giderler’ dedi ve kısa süre sonra planladığı kurtuluş sürecini başlatmak için Samsun’a çıktı” dedi.


Atatürk’ün kurtuluş sonrası 1923 yılında geldiği Adana’da, “Bende bu vekayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur” dediğini anlatan Mehmet Uluğtürkan, kurulan yeni ülkenin yönetim şekli olan Cumhuriyet’in gençlere emanet edilmesinin bu açıdan anlamının büyük olduğunu söyledi. Öğrencilere “Atatürk’ün lise eğitimi sırasında nasıl bir öğrenci olduğunu ve notlarının ne olduğunu hiç merak ettiniz mi?” diye soran Mehmet Uluğtürkan, Mustafa Kemal’in bugün Kuzey Makedonya’da kalan Manastır şehrindeki lisede 1800’lü yıllarda aldığı dersleri sıraladı. Mustafa Kemal’in neredeyse tüm derslerden tam puan alarak liseyi ikincilikle tamamladığını anlatan Uluğtürkan, “15 yaşında Selanik’ten ayrılarak Manastır şehrine lise eğitimi için gelen Mustafa Kemal, yatılı olarak kaydolduğu okulunda sıkı bir eğitim aldı. Hendese (geometri), müsellesat (trigonometri), motor, kitabet (yazışma), literatür tarama, akaid (din), tarihi umumi (dünya tarihi), Fransızca gibi derslerin yanı sıra bugün uzay bilimi olarak değerlendirilen kozmografya dersi aldı. Yetinmedi, tatilde Fransızcasını geliştirdi. Şiire, edebiyata ilgi duydu. Kısa yaşamında bir kütüphaneyi dolduracak kadar kitabı satırların altını çize çize, boşluklarına kendi yorumunu ekleye ekleye okudu. O yüzden sadece askeri alanda değil, siyasetten ekonomiye, dış politikadan sanata kadar her alanın dehası oldu” diye konuştu.



"Yılda 52 kitapla yetinmeyin"


Öğrencilere haftada en az bir kitap bitirme önerisinde bulunan Uluğtürkan, “Hepsi yılda 52 kitap ediyor. Yeter mi? Elbette yetmez. Hayat kısa, kitaplar çok. O yüzden öğrenciyken en az haftada bir kitap okuma alışkanlığını kazanın. Mutlaka günlük yazın. Kariyer basamaklarında zirveye ulaşmış olanların çoğunun ortak özellikleri arasında çocukluktan itibaren günlük yazma alışkanlıklarının olduğunu unutmayın. Bu vatan, bu cumhuriyet sizden bilimle yürümenizi, bu millet sizden değer üretmenizi ve dünyanın en müreffeh ülkeleri arasına Türkiye’yi taşımanızı bekliyor. Gözlerinizdeki ışıltıdan bunu yapacağınıza inanıyorum. Özgür kalın. 100 yıl önce vatanını kurtarma mücadelesi veren Adanalılar gibi hep bağımsızlığı isteyin. Atatürk’le kalın” dedi.


Uluğtürkan, konferans sonrası öğrencilere ‘Madalyasız’ ve ‘Kayıp Sancak’ adlı romanlarını imzaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.